6 Mart 2013 Çarşamba

TMMOB 42. DÖNEM 2. DANIŞMA KURULU YAPILDI.

TMMOB 42. DÖNEM 2. DANIŞMA
KURULU YAPILDI.

 

TMMOB 42. DÖNEM 2. DANIŞMA KURULU YAPILDI.

style="text-align: justify;">TMMOB, İMO Teoman Öztürk salonunda 02 mart
tarihinde yapılan 42. Dönem 2. Danışma kurulu TMMOB Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Soğancının açış konuşmasıyla başladı. Soğancı
konuşmasında TMMOB’ nin yaptığı etkinliklerden ve
“mücadelesinden” bahsederek AKP’ nin kozmik odası
olduğunu buralardan saldırı yasalarının hazırlandığını belirterek
bu saldırılara karşı eşit özgür, demokratik Türkiye için mücadele
edeceklerini belirti

Mehmet soğancının
konuşmasından sonra ilk sözü TMMOB Yönetim kurul eski başkanlarından
Kaya Güvenç söz aldı. Kaya Güvenç konuşmasında “Emperyalizme
karşı mücadelenin ivmesinin dünyada ve ülkemizde çok düştüğünü
belirterek emperyalizme karşı mücadelenin ivmesinin yükseltilmesi nin
gerektiğini” belirtti. sonra Danışma kurulu üyelerine söz verildi
konuşmacı olarak söz alan 25 cıvarındaki kurul üyeleri konuşmalarında
daha çok mesleki alanlardaki sorunlara değindi.

Danışma kurulu üyelerinin konuşmalarından sonra danışma
kurulu üyesi olmayan üyelere söz verildi. Bu bölümde söz alan
“Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlardan” dört kişi
konuşmalarında özet olarak “Mehmet soğancının açış konuşması
dahil söz alan  hiçbir danışma kurulu üyesinin son günlerde
KESK’ e ve demokratik kurumlara yapılan saldırılardan, kitlesel
gözaltı ve tutuklamalardan bahsetmemesi ibret vericidir. Bu saldırıların
temelinde faşizm var. Faşizm, saldırılarını meşrulaştırmak için
yalan ve demagojilere başvuruyor, bu faşizmin en temel özelliklerinden
biridir, burada da bunu yapıyor. TMMOB Danışma kurulu üyeleri bu yalan ve
demagojilerden etkilendikleri için mi bu saldırılardan bahsetmiyorlar. Bu
saldırıları TMMOB kendi dışında saldırılar olarak görmemelidir. Bu
saldırı, gözaltı ve tutuklamalara karşı mücadele etmelidir. Eğer bunu
yapmazsa yarın sıranın kendine geldiğinde yanında kimseyi
bulamayacaktır.” Diyerek başladıkları konuşmalarına devamla
“Saldırılarda, saldırı yasaları da emperyalizmin talimatları
doğrultusunda yapılmaktadır. AKP’ nin kozmik odası emperyalizmdir.
Emperyalizme karşı mücadelede; eğer siz 1990’ lı yıllardan sonra
emperyalizm değişmiştir derseniz, emperyalizm kavramı dışında başka
kavramlar kullanırsanız; emperyalizm Irak’ a saldırdığında
“Ne Sam Ne Saddam” derseniz; emperyalizm Libya ya
saldırdığında ama Kaddafi de diktatör derseniz; aynı şeyi Esad için
söylerseniz; bağımsızlığı modası geçmiş olarak değerlendirip
sorunların çözümünü ABD ve AB’ den beklerseniz emperyalizme
karşı mücadelenin düşmesinden doğal bir şey olamaz.”
Sürdürdükleri konuşmalarını devamla “Burada tespitler
yapılıyor, biz de yapıyoruz ama burada asıl yapılması gereken bu
saldırılara karşı nasıl mücadele edileceğinin konuşulması ve bir
programın çıkartılmasıdır. AKP  işbirlikçilik misyonu ne ise onu
yerine getiriyor bunun da programlı bir şekilde uyguluyor. Biz, TMMOB
Değişiklik yasasının gündemden katlığına inanmıyoruz. Bunu 
aldatmaca ve oyalama olduğunu söylüyoruz. Saldırı emperyalizm ve
oligarşinin saldırısıdır. mücadelemizin hedefi de açık ve net
biçimde emperyalizme, oligarşiye ve onların ülkemizdeki uygulayıcısı
olan  AKP’ iktidarına yönelmelidir. Faşizm kendinden olmayan,
kendi gibi düşünmeyen tüm kişi ve kurumlara düşmandır,
Düşmanlığı sınıfsaldır. Yeri geldiğinde kendi yasalarına dahi
uymaz. TMMOB’ nin de bu saldırılar karşısında sınıfsal bir
duruş sergilemesi gerekir.” Diyerek “Afet riski”
yasasıyla da ilgili olarak “TMMOB “Afet Riski” yasasına
karşı olduğunu söylüyor, ama afet riski yasası kapsamında lisansa
almak için Bakanlığa başvuran oda ve şubeler var TMMOB yönetimi bu
konuda bir şeyler yapması gerekmezmi gerekir ama hiçbir şey de yapmıyor.
Bu karşı çıkışı net olmalıdır.” Diyerek “TMMOB
duracağı safı net olarak seçmelidir. Ve TMMOB yüzünü kendini yok etmek
isteyenlere değil, yanında yer alanlara çevirmelidir” diyerek
konuşmalarını bitirdiler.

Bu
konuşmalardan sonra  2. Danışma kurulu saat 15.00 de bitirildi. 250
Kişinin katıldığı danışma kurulunda “Devrimci Mücadelede
Mühendis Mimarlar” lar tarafından “AKP ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZÜ
ELİMİZDEN ALIYOR, AKP’ NİN TMMOB’ YE YÖNELİK SALDIRI
YASALARINA KARŞI DİRENELİM, ÖRGÜTLENME HAKKIMIZA SAHİP ÇIKALIM “
pankartı  ile İlhan Kaya ve Barış Önalın 13 tarihinde
mahakemelerine çağrı yapıla afişin olduğu masa açılmıştır.
Danışma kurulunda Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar
“TMMOB Yüzünü Kendisini Yok Edenlere Değil Yanında Yer
alanlara Çevirmelidir!”
Başlıklı bildiri ile İlaha ve
Barış için çıkartılan bildirileri danışma kurulu üyelerine
dağıtmıştır.

Danışma
kurulunda dağıtılan bildiri;

TMMOB YÜZÜNÜ KENDİSİNİ YOK EDENLERE DEĞİL
YANINDA YERALANLARA ÇEVİRMELDİR!

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı ile 10 oda Yönetim Kurulu
Başkanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı ve bakanlık yetkilileri ile 30 Ocak
2013 tarihinde bir toplantı yapmıştır.Yapılan bu toplantıda Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın;
TMMOB Yasası değişikliği üzerine bir çalışma
yapıldığını, ancak bu çalışmanın durdurulduğunu, şimdilik 
TMMOB Yasası ile ilgili bir gündemlerinin
olmadığı...” 
söylemine dayanarak
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı
imzasıyla, TMMOB Yasası değişikliği yasasını
“kazanılmış” olarak “İLAN” edilmiştir.

style="text-align: justify;"> Biz “Devrimci Mücadelede
Mühendis Mimarlar”
olarak “TMMOB Yasa
Değişikliğinin” gündemden kalktığına inanmıyoruz. Biz
hakların, bedellerle nasıl kazanıldığını yaşayanlar olarak, birkaç
basın açıklamasıyla, 10 günlük imza masalarının açılmasıyla,
görüşmelerle, icazetçi politikalarla hakların kazanılamayacağını
biliyoruz. Bu “ilan” Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın yalanı üzerinden TMMOB yönetiminin üyelerini
aldatması ve oyalamasıdır. Nitekim  Erdoğan
Bayraktarın TMMOB ile ilgili bir çalışmanın yapılmış
olduğunu ve kendi döneminde böyle bir yasanın gündeme
gelmeyeceğini ifade etmesini yeterli bulmak, AKP nin bugüne kadar
uyguladığı  politikaları, çıkardığı yasaları, KHK' leri ,
yaptığı uygulamaları sıradan takip edenler için bile en hafif
ifade ile saflıktır. 

Biz AKP
iktidarını; uyguladığı sermaye yanlısı politikalarından,
Kanunlarından, Kanun Hükmünde Kararnamelerinden, yeri geldiğinde kendi
burjuva hukukunu bile tanımamasından, sokak infazlarından, her
demokratik eylemi biber gazına boğmasından, komplolarla demokratik yasal
kurumları, yoksul mahalleleri gece yarısı helikopterler
eşliğinde, panzerlerle, TOMA’ larla ,gaz
bombalarıyla basmasından, talan etmesinden, işkenceyle kitlesel
gözaltı ve tutuklamalarından tanıyoruz. Onların yalanına ve
icazetine ihtiyacımız yok.

Oligarşinin saldırıları artarken, hak gaspları
sürerken, kentsel Dönüşüm adı altında rant uğruna yoksul
halkımızın barınma ve yaşam hakkı elinden alınırken, emperyalist
savaşların taşeronluğu yapılırken, Bu saldırılara karşı mücadele
etmek ve nelerin yapılmasını konuşmak istediğinizde, Mehmet Soğancı
görüşme isteğimizi geri çevirmiştir. TMMOB’ ye saldırılar
konusun üyelerle dahi konuşmaktan kaçan TMMOB yönetimi;
mücadele yerine, Kamu Kurum ve Kuruluşlarıyla, Bakanlıklarla daha çok
görüşmeyi hedefleyip “davet” dilenmektedir. Bakanların yalan
ve demagojilerine inanmaya dünden hazır TMMOB Yönetimi mevcut statüsünü
masa başında koruma gayretindedir. Bu  politikanın adı
“sivil toplumculuktur”, icazetçiliktir. İcazetçilikte,
“sivil toplumculuk” da mücadelenin, örgütlenmenin önündeki
en büyük engeldir.

TMMOB Yönetiminin bu
tür faaliyetleri, TMMOB yi emekten halktan yana ve
mücadeleyi temel alan Demokratik Kitle Örgütü (DKÖ) olmaktan
çıkartıp,  düzenin icazeti içerisinde basın açıklaması
yapan, mücadeleyi adliye koridorlarına hapseden, düzenin
kurullarında yer almaya çabalayan, meclisten, yasalardan, anayasadan
, Avrupa Birliğinden (AB) medet uman Sivil Toplum Örgütü
(STÖ)'ne dönüştürmüştür. Bu politikalar aynı zamanda
emperyalizm ve işbirlikçi tekelerin çıkarları doğrultusunda
çıkarılan her yasa, yönetmelik, KHK’ lere meşruluk
kazandırmaktadır. TMMOB bu icazetçi politikalar yerine; sonuca
odaklı bir mücadele ile, kendini hiçbir mücadele
biçimiyle sınırlamadan, kazanmak için her türlü meşru, haklı
mücadele biçimini hayata geçirmelidir..

Saldırıları, Kararlı Bir Mücadele İle
Püskürtebiliriz.

Faşizm
kendinden olmayan, kendi gibi düşünmeyen tüm kişi ve kurumlara
düşmandır, Düşmanlığı sınıfsaldır. Yeri geldiğinde kendi
yasalarına dahi uymaz. Bunu önlemenin yolu;
Birincisi; mücadelede sonuna kadar kararlı
olmaktır. Mücadele sadece mevcut saldırıyı püskürtmekle
sınırlanmamalıdır. O yüzden mücadelede, hedeflenen her sonuç bir
sonraki mücadelenin önünü açacak şekilde
büyütülmelidir. İkincisi; Her mücadele
içinde alınması gereken riskler olduğu ve bedeller ödenebileceği
gerçeğinin bilincinde olunmalıdır.
Üçüncüsü; bu riski almaya ve bedel ödemeye cüret
etmektir.

Bunlar varsa ve göze
alınıyorsa gerisi bu saldırılara geri adım attırmak için uygun bir
mücadele programı çıkartmak ve programı uygulamaya sokmaktır. Ama ne
yazık ki TMMOB Yönetiminin böyle bir mücadele programı da, bu
mücadeleyi göze alacak ideolojik cüreti de yoktur. Saldırı emperyalizm
ve oligarşinin saldırısıdır. mücadelemizin hedefi de açık ve net
biçimde emperyalizme, oligarşiye ve onların ülkemizdeki uygulayıcısı
olan  AKP’ iktidarına yönelmelidir.

TMMOB Yönetiminde, somut da, pratikte hiçbir şey
yapmayan, büyük, abartılı, içi boş laflar etmek, AKP iktidarına
karşı kuru tehditler savurmak genel bir anlayış haline
gelmiştir
AKP iktidarına saldırı
zeminini yaratan da TMMOB Yönetiminin bu
duruşudur.
 Devam eden, hayata geçirilen ve geçirilmek
istenen halka saldırı yasalarıdır. Bu saldırılar;
örgütsüzleştirmeyi, güçsüzleştirmeyi ve tasfiyeyi amaçlamaktadır.
Bu saldırıları püskürtmenin yolu da militan, kitlesel bir direnişi
örgütlemekten geçer. Ama TMMOB yönetimi ideolojik olarak bu mücadelenin
çok uzağında bir duruş sergilemektedir.

Mühendis mimar alanındaki mücadelenin gerilemesi de,
örgütlenme sorunları da, TMMOB’ daki tıkanıklığın asıl
nedeni de “İdeolojik”tir. TMMOB’ daki ideolojik
savrulmanın sorumlusu da tasfiyeci, teslimiyetçi reformist anlayıştır.
Bu anlayış TMMOB’ a “sivil toplumculuğu”, icazetçi
anlayışı yerleştirmiştir. TMMOB’de “sivil
toplumculuğun”, icazetçiliğin hakim kılınması süreci, aynı
zamanda devrimcilerin ve devrimci düşüncelerin tasfiye edilmesi
sürecidir. Devrimcilerden “kurtuldukları” ölçüde, burjuva
düşünce ve politikaları daha açık ve cüretli uygulamaya başladılar.
TMMOB’u bu noktaya getirenler, devrimciliği sınıfsallıktan
soyutlayan TMMOB Yönetimini oluşturan tasfiyeci reformist
anlayıştır.

TMMOB’ a hakim olan
bu anlayışa karşı mücadele aynı zamanda burjuvazinin sol içine nüfus
eden kültürüne, yaşam tarzına ve burjuva ideolojisine karşı
mücadeledir. TMMOB’ nin emekten halktan yana bir mücadele içerisinde
olabilmesinin ön koşulu; burjuvaziye, düzene ait ne varsa sökülüp
atılmasıdır. Yeterli koşulu ise; TMMOB içindeki devrimci
demokratik muhalefetin tüm örgütlü güçlerini kapsayan birliğini
gerçekleştirebilmektir. Bunun bugüne kadar gerçekleştirilememiş olması
gerçekleştirilemeyeceği anlamını taşımaz. Bizler köklerimize daha
sıkı sarıldığımızda bunu başarabiliriz. Çünkü; mücadelenin temel
dinamiği devrimcilerdir.
Tarihimizdir.

                          DEVRİMCİ
MÜCADELEDE MÜHENDİS MİMARLAR

style="width: 400px; height: 300px;" />

style="width: 400px; height: 300px;" />

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder