<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6916>EMO 6. İLETİŞİM
GÜNLERİ SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI </a></h1><p> </p>
<div>
Elektrik Mühendisleri Odası’nın 13-14 Mayıs 2011 tarihlerinde
DEÜ Sürekli Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda
gerçekleştirdiği İletişim Günleri etkinliğinin sonuç
bildirgesi yayımlandı.</div>
<div>
</div>
<div>
<strong>İLETİŞİM GÜNLERİ 6 SONUÇ
BİLDİRGESİ</strong></div>
<div>
</div>
<div>
Elektrik Mühendisleri Odası adına EMO İzmir Şubesi tarafından
düzenlenen İLETİŞİM GÜNLERİ 6 etkinliği 13-14 Mayıs 2011
tarihlerinde DEÜ Sürekli Eğitim Merkezi Konferans Salonunda
gerçekleştirilmiştir.</div>
<div>
</div>
<div>
Ana teması "Bilgi İletişim Teknolojileri ve Toplumsal
Yansımaları" olan etkinliğin hedefi Dünyada ve ülkemizde
bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin ve yansımalarının
değerlendirilmesi, iletişim teknolojileri alanında yaşanan toplumsal
sorunların paylaşılması, teknolojinin bilinçli, adil ve
güvenli kullanılmasından yana gerekli davranışın ortaya konulması
olarak belirlenmiştir.</div>
<div>
</div>
<div>
Etkinlik kapsamında; bilgi iletişim sektöründeki gelişmelerin
ve ülkemize yansımalarının değerlendirildiği 2 konuşma, Bilgi
iletişim Teknolojileri Politikaları ve Tüketim anlayışının
tartışıldığı 2 panel ve 14 konuşmacının yer aldığı 3 oturum
gerçekleştirilmiştir.</div>
<div>
</div>
<div>
İki gün süren etkinlikte bildiri sunan akademisyen, kurum ve
sektör temsilcilerinin yanı sıra 256 izleyici katılmış ve
görüşlerini sunarak tartışma ortamı yaratılmıştır.</div>
<div>
</div>
<div>
Yapılan tartışma ve değerlendirme sonrasında aşağıda belirtilen
konuların kamuoyu ile paylaşılması benimsenmiştir.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Bilimsel teknolojik gelişmelerin öncelikle
üniversitelerimizden başlaması nedeni ile üniversitelerimizin
baskı ve zorlamadan uzak özerk yapılarına kavuşmalarının
sağlanması, her türlü alt yapı sorunlarının giderilmesi,
akademisyenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi önem
kazanmaktadır.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Özelleştirme uygulamaları ile ticarileşen iletişim
sektöründe siyasi veya devlet baskısı değil, birey hak ve
çıkarlarının korunduğu kamusal denetimin
gerçekleştirilmesi önem kazanmaktadır. 5651 sayılı İnternet
Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve
İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar
Taslağı‘nın bu bağlamda yeniden düzenlenmesi
gerekmektedir.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Ülkemizde bilimsel teknolojik gelişmeler sadece firma,
kurum ve kuruluşlara bırakılmamalı; yapılacak ulusal plan
çerçevesinde, öncelikli yatırım yapılacak teknolojiler
belirlenerek, devlet tarafından gerekli yatırım ve yönlendirmeler
yapılarak gerçekleştirilmelidir.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Ülkemizde iletişim teknolojisinin gelişimi sadece
mevcut teknolojinin iyileştirilmesi şeklinde değil, yeni ve gelecek
teknolojinin buluşunun gerçekleştirileceği araştırma
çalışmaları sayesinde olacağı açıktır. Bu nedenle Ar-Ge
çalışmalarının araştırma kısımlarına öncelik verilmeli,
Ar-Ge konusunda toplumun gereksinimleri doğrultusunda ülke
politikaları yeniden belirlenmeli, yeterli bütçe ayrılmalı,
5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun sadece büyük sermaye gruplarının Ar-Ge
çalışmalarını destekler nitelikten çıkarılmalı, yapılan
Ar-Ge çalışmaları sıkı bir denetime tabi tutularak sonuç
alınmalıdır.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Toplum sağlığını ön planda tutarak özellikle
toplumun hassas olduğu baz istasyonları gibi konularda Bilgi Teknolojileri
ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yerellerdeki halk bilgilendirilmeli,
yapılacak yatırımlarda halkın talepleri göz önüne
alınmalıdır. Denetim ve ölçümler ticari yapılar eli ile
değil, kamu tarafından gerçekleştirilmelidir.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Ülkemizde seçim sonuçları iletişim
teknolojisinden yararlanılarak açıklanmaktadır. Genel
seçimlerin yakın süreçte yapılacak olması nedeni ile
seçim sonuçlarının her türlü şaibe ve kaygıdan
uzak, şeffaf bir şekilde topluma iletilmesi önem kazanmaktadır. Bu
nedenle Yüksek Seçim Kurulu tarafından bilgisayar ortamında
değerlendirilen sonuçlar, İnternet ortamında tüm detayları
ile kamuoyu ile paylaşılmalıdır.</div>
<div>
</div>
<div>
•·İletişim teknolojisinin hızlı ilerlemesi nedeni ile
gerçekleştirilmesinde sorunlar yaşanan yasal düzenlemeler
üniversitelerin, meslek odalarının ve diğer uzman kuruluşların
katılımı ile düzenlenmeli, ortak görüş birliği
oluşturulmalıdır.</div>
<div>
</div>
<div>
•·"Bilgi" toplumu olmakla, haberleşen toplum olmak
arasında fark vardır. Her "haberin" doğru olmadığı
anlaşılmalı; doğru habere ve bilgiye ulaşmada bilgi iletişim
teknolojileri adaletli ve özgürce kullanıma açık
olmalıdır. Haberleşen toplumun bilgi toplumu olduğunu ifade eden
söylemlerden uzak durulmalıdır. </div>
<div>
</div>
<div>
•·İletişim özgürlüğü alanında temel hak
ve özgürlüklere gereken hassasiyetin gösterilmesi,
hayatın her alanında dinlenen, takip edilen ve kayıt altına alınan bir
toplum oluşturma çabalarından hızla uzaklaşılmalıdır. Baskı,
korku ve sindirme yöntemleri ile denetim altına alınmış toplumun
hiçbir konuda gelişim göstermeyeceği açıktır.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Bilgi iletişim teknolojisini teknik ve sosyal
yönüyle incelenmesinin faydalı olduğu ve yeni açılımlar
yarattığı görülmüştür.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Kentlerde, bilgi iletişim teknolojileri ile ilgili
altyapılar, planlama dahilinde ve ortak kullanıma açık tek bir
altyapı kurularak, birden çok içerik ve servis
sağlayıcıların bunları kullanmasını sağlayacak gerekli yasal
düzenlemelerle kaynak israfı engellenmelidir.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Bilgi iletişimi teknolojilerinin kullanımı, insanı
doğadan, yüz yüze iletişimden ve sosyal ilişkilerden
koparmamalıdır. Bu teknolojilerin bilinçli kullanımı
yaygınlaştırılmalıdır.</div>
<div>
</div>
<div>
•·Görünen o ki bilgi iletişim teknolojilerini dijital
platformda daha bilinçli, daha adil ve daha güvenli kullanma
konusunda birey, aile, toplum, örgüt ve kamusal ajandayı yapan
siyasal yapıcılara çok sorumluluk ve iş düşmektedir.</div>
<div>
</div>
<div>
•·İletişim özgürlüğü alanında temel hak
ve özgürlükler hiçbir şart altında engellenemez. Yeni
RTÜK yasası ile getirilen TV yayınlarının denetlenmesine
yönelik yayın durdurma ve yargı kararları ile yayınlara
müdahale etme asla kabul edilemez. Baskı, korku ve sindirme
yöntemleri ile denetim altına alınmış TV Yayın
sektörünü 5. güç olan bağımsız medyanın
bağımlı hale getirilmesinden başka bir şey değildir. Bu halkın kendini
ifade etme özelliğine apaçık saldırıdır.</div>
<div>
</div>
<div>
<em><strong>Kaynak: Tmmob</strong></em></div>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder