"ALIN
VERİN EKONOMİYE CAN VERİN"(!)
dir="ltr"
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;"> id="docs-internal-guid-6de91fc8-c795-dfe0-48d5-7965766b8231"
style="font-weight:normal;">“Atlantis 2 yaşında 10 çift tatil
hazırlığında.”
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;"> id="docs-internal-guid-6de91fc8-c795-dfe0-48d5-7965766b8231"
style="font-weight:normal;">“Rüyanızdaki yaşam merkezi,
Panora”
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;"> id="docs-internal-guid-6de91fc8-c795-dfe0-48d5-7965766b8231"
style="font-weight:normal;">“ANKAmall etkisi, gözlerinizi
kamaştırıyor”
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Alış veriş merkezileri kısaca
AVM’ler hayatımızın içine o kadar girmiş vaziyetteler ki,
rüyalarımıza, tatillerimize, göz zevkimize kadar herşeyin
içerisindeler. Peki ne oldu da şu son 10 yılda AVM’lerden başka bir
“sosyal-kültürel” alan göremez olduk
dir="ltr"
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">2010 yılı verilerine göre
Türkiye’de 240 AVM, 2011 yılındaki verilere göre ise 278 ve 2012
yılında ise bu sayının 350’yi bulması öngörülmektedir (Sabah
gazetesinin haberine göre 2012 de 310 AVM faaliyette bulunmaktadır).
Hizmete giren AVM’lerin %80’i Ankara ve İstanbul’da
bulunuyor. İstanbul’da AVM sayısı 150 civarında. Bu sayılar son 10
yılda inşa edilen AVM sayısı 5 kat arttığını bunun yanında AVM
cirolarının 2009 sonuna bakıldığında bir önceki yıla göre % 5,5
artarak, 2,1 milyar ulaştığı ve 2010 yılı sonunda da 25 milyara
ulaşılması bekleniyordu.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Avrupa ülkelerinde bin kişi başına
düşen kiralanabilir AVM alan ortalamasının 200 metrekare,
Türkiye’de ise bu oranın 78 metrekare olması ve bunun yanı sıra 42
ilde halen bir AVM olmayışı patronların ağızlarını sulandıran neden
olmaktadır.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Yine aynı verilerde bin kişiye düşen
AVM alanının metrekare dağılımında başı Ankara’nın çektiği
görülmektedir. Ankara'da bin kişiye düşen alan 215 metrekare iken,
Ankara'yı İstanbul 155 metrekare, Denizli 122 metrekare, Eskişehir 120
metrekare, Tekirdağ 105 metrekare, Gaziantep 100 metrekare ve Bursa 100
metrekareyle takip ediyor.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Türkiye’de sayıları son yıllarda
hızla artan alışveriş merkezleri kentsel yaşamın önemli bir parçası
haline gelmişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere gibi
emperyalist ülkelerde elli yılönce ortaya çıkmış olan
AVM'ler Türkiye’de 1980 darbesinden sonra işçi sınıfının
oligarşi karşısında güç kaybetmesi ile birlikte ortaya çıkmıştır.
Tüketim alışkanlığı, tüketim nesneleri ve hizmetleriyle kısıtlı
kalmamış, mekanlara da yansımış ve yeni bir style="font-size: 16px; font-weight: bold; vertical-align: baseline;
white-space: pre-wrap;">"anlayış" olan AVM’lerle
tanışmamıza vesile olmuştur. 1988 yılında Türkiye’deki ilk
alışveriş merkezi olan Galleria açılmıştır. Küresel ölçekte
bakıldığında AVM yatırımları özel sermaye kaynaklı olmasına
rağmen, Galleria devlet tarafından yap-işlet-devret modeli ile
yaptırılmıştır.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Galleria’nın açılışını daha
sonraki yıllarda İstanbul’da açılan Nova Baran (1990), Atrium
(1992), Capitol (1993), Carrefour (1993), ve Ankara’da açılan Atakule
(1988) ile Karum (1993) Akmerkez (1993) izlemiştir.
dir="ltr"
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Kamusal alan olarak
tanıtılan ve “halkın her kesimine” hitap edip insanları ortak
bir noktada buluşturduğunu iddia eden AVM’ler gerçekten bunun
yansıması mıdır?
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">"AVM denilen kapalı
alanlar her açıdan bakıldığında kamusal alanların kentlerin içinde
yer alan açık kamusal alanlar ile karsılaştırılamayacağı kesindir.
Meydanlar, parklar, caddeler, sokaklar gibi açık alanlardan oluşan alanlar
her yastan, kesimden kentlinin bir araya özgürce gelebileceği, istediği
faaliyetlerde bulunabileceği, kendini ifade edebileceği alanlarken
AVM’ler her ne kadar mimari şemaları toplanma alanları, etkinlik
sahneleri ve geçiş koridorları ile kentsel yapıyı taklit etse de
sonuçta kontrollü ve kapalı alanlardır. Güvenlik ve fiziksel kontrolün
yani sıra ciddi seviyede sosyal kontrolü de barındırırlar. Kullanıcı
kitle söz konusu alışveriş merkezleri için belli ekonomik, kültürel ve
sosyal seviyelerden gelen bir ortalamaya sahiptir. Özellikle markaların
outletleri ile sezon mağazalarının İstanbul genelindeki alışveriş
merkezlerinde konumlanış biçimleri bile bu seviyelerin nasıl
tutulduğunun göstergesidir. Tüm alışveriş merkezlerinde ise temel amaç
alışveriş ya da vitrin izlemedir. Bunlar dışında (yani mimarinin
tanımladığı eylemler dışında) hareketlerde bulunulması uygun
değildir. Bu nedenle bir alışveriş merkezi asla gerçek bir kentsel
kamusal alan özelliği gösteremez. Sadece, içinde yaşadığımız imaj ve
tüketim çağı içinde plastik bir şekilde "kamusal"mış
sanmamızı sağlar. Yine de alışveriş merkezlerinin uzantılarıyla
kentsel alan bağlantısını doğru kurgulamak ve bir şekilde kamusal alana
katılımını sağlamak çok da imkânsız olmamalıdır." style="font-size: 16px; vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">
(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi / Şehir ve
Bölge Planlama Bölümü Araştırma Görevlileri Bahar Aksel Enşici ve
İnci Şahin Olgun)
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">AVM piyasasını uzun yıllardır bu
sektörde yatırımcılara birçok konuda danışmanlık hizmeti sunan Gaya
Gayrimenkul'ün Genel Müdürü Fırat Murathanoğlu kendisiyle yapılan
bir röportajda “ style="font-size: 16px; font-weight: bold; font-style: italic;
vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">Türkiye'de AVM
kültürünün geliştiğini söyleyebilir miyiz? Krizler bu kültürün
oluşmasını engelliyor mu?” sorusuna 2001 krizinde bankalar bile kapanırken
AVM’lere yeni insanların geldiğini belirterek AVM kültürünün
yavaş yavaş oturduğu cevabını vermiştir.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Alışveriş Merkezleri Yatırımcıları
Derneği Başkanı Hulusi Belgü, İstanbul'da 20 bin metrekarenin
üzerindeki 4 alışveriş merkezinde sıkıntı yaşandığını söyledi.
Belgü, "Bunlardan biri finansal sıkıntı nedeni ile kapalıyken biri
belediye hizmet binası olarak hizmet veriyor. Diğerleri de şu anda hizmet
vermiyor" dedi.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Bir taraftan AVM sayısının artmasında
teşvikler arttırılırken bir yandan da var olan AVM’lerin
kapandığı ve krizde olduğu da görülmektedir. Yine de yatırım
şirketleri İstanbul'a 250 AVM'nin yapılabileceğini
savunmaktalar.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">EVA Gayrimenkul Değerleme Şirketi Genel
Müdürü Cansel Turgut Yazıcı fonksiyonunu yitiren AVM'lerin
Anadolu'da 120 bin metrekareye çıktığını önümüzdeki 3 yılda
bunun 3 kat artacağını söyledi. Yazıcı, "Türkiye'de şu anda
23 AVM kapandı. Geriye kalan birçok AVM'de de ofis, dershane ya da
hastaneye dönme çabalarını görüyoruz" açıklamasını
yaptı.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">Uruguay'lı sosyalist yazar Eduardo
Galeano Tepetaklak adlı kitabında AVM'ler için şöyle
diyor: style="font-size: 15px; font-family: Calibri; font-style: italic;
vertical-align: baseline; white-space: pre-wrap;">“Alışveriş
merkezi, bütün vitrinlerin vitrini, köle eden varlığını dayatıyor.
Kalabalıklar, kafileler halinde tüketim ayininin bu büyük tapınağına
akın ediyor. Bir tarafta, alıcı azınlık durmak bilmeyen, zayıf
düşürücü arz bombardımanına maruz kalırken, diğer tarafta
inananların büyük bölümü kendinden geçerek cüzdanlarının gücünün
yetmediği malları seyrediyorlar. Kalabalık yürüyen merdivenlerden inip
çıkarken dünyayı dolaşıyor. Bu huzur mabetlerinde, kirli ve tehditkâr
açık havaya çıkma ihtiyacı duymadan her şey yapılabilir, uyumaya
kadar. Los Angeles ve Las Vegas'taki yeni model alışveriş merkezleri
otel ve jimnastik salonu hizmeti de sunuyor. Soğuk ve sıcak nedir bilmeyen
alışveriş merkezlen kirlilik ve şiddetten de muaf. Doktor Michael A.
Petti bilimsel önerilerini "Uzun Yaşam" adlı köşesinde uzunca
bir süre yayımladı. "Hava kalitesi düşük" şehirlerde, uzun
yaşamak isteyenlere Doktor Petti tavsiye ediyor: "Alışveriş
merkezlerinde yürüyüş yapın." Mexico City, Sâo Paulo, Santiago
gibi kentlerin üzerinde atomik bir kirlilik bulutu salınıyor ve
başlarında soyguncular pusuya yatmış bekliyor: Ama filtre edilen havası
ve nezaret altında Los Angeles'ta, Bangkok'ta, Buenos Aires'te
ya da Glasgow'da alışveriş merkezlerinin hepsi az çok aynı. Bu
aynılık müşteri çekmek için yeni mıknatıslar icat etmekte rekabet
etmelerine engel değil. Örneğin Veja Dergisi 1991'in sonlarında,
Porto Alegre'deki Praia de Belas alışveriş merkezinin yeniliklerinden
birini şöyle göklere çıkarıyordu: "Bebeklerin rahatı için, bu
küçük tüketicilerin gezintisini kolaylaştırmak için size bebek
arabaları sunuluyor." ”
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">17 mayıs'ta Çankırı'da bir
alışveriş merkezinin açılışına katılan AKP milletvekili Mahir Ünal
; “Alışveriş merkezleri Türkiye'nin gelişmişliğinin bir
göstergesidir”diyor.AKP'nin gelişmişmekten ne anladığını da
özetlemiş oluyor böylece.
style="line-height:1.1500000000000001;margin-top:0pt;margin-bottom:10pt;text-align:
justify;"> style="font-weight:normal;">AVM'ler kapitalizmin tüketim
merkezleridir. Herşeyiyle insanları tüketime teşvik etmek için
tasarlanmıştır. Şehirler bir taraftan güvensizleştirilirken diğer
taraftan alışveriş merkezleri, yüksek güvenlikli siteler
yapılmaktadır. Bu alışveriş merkezleri, siteler, rezidanslar şehirden
tamamen kopuk, yapay, ruhsuz, plastik mekanlardır.Hepsi kendi içinde
tasarlanmış, dışarıyla, şehirle olan tüm ilişkileri asgariye
indirilmiştir. Alışveriş merkezleri insanların birbiriyle değil
yalnızca tüketim mallarıyla iletişim kurmasını hedefleyen, insanı
asosyalleştiren mekanlar olarak kapitalizmin şehircilik anlayışının da
en somut örneklerini oluşturmaktadır. AVM'lerin insanlığa kattığı
hiçbirşey yoktur, insanoğlunun sahip olduğu kaynaklar AVM yapmak için
daha fazla çarçur edilmemelidir.