15 Ocak 2011 Cumartesi

Sosyalizme adanmış bir ömür...

Sosyalizme adanmış bir
ömür...

src="http://haber.sol.org.tr/sites/default/files/imagecache/makale_genel/images/rosa_1.jpg"
style="width: 220px; height: 205px; float: left;" title="" />

Bugün 15 Ocak 2011, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht 92 yıl
önce bugün katledildiler!

“Burada Rosa Luxemburg gömülü
Polonyalı bir Yahudi kadın
Alman işçilerinin öncü savaşçısı
Alman sömürücülerinin emriyle
öldürüldü

Ezilenler gömün ayrılıklarınızı”
Bertolt Brecht

“O bir kartaldı ve öyle kalacak!” Lenin

Tüm hayatı sosyalist mücadele içinde geçen Rosa
Luxemburg'un doğum tarihine dair çeşitli bilgiler olsa da,
kendisi Zürih Üniversitesi'ne verdiği belgede doğum tarihini
5 Mart 1871 olarak belirtiyor.

Rosa, iyi eğitimli, Alman ve Leh edebiyatı düşkünü yahudi
bir ailenin kızı olarak Polonya'da dünyaya gelir. Luxemburg ailesi
1873'te Varşova'ya taşınır. Rosa beş yaşındayken
geçirdiği ve onu bir yıl boyunca yatmaya mecbur eden kalça
hastalığı, hayatı boyunca topallamasına neden olur. Yatarak
geçirdiği bir yılı okuma yazmayı öğrenerek geçirir.
Zaten canlı ve öğrenmeye meraklı bu kız çocuğu tüm
eğitim hayatı boyunca da başarılı olacaktır.

Rosa dokuz yaşına kadar evde eğitim görür. 1880'de II. Kız
Lisesi'ne başlar. Bu lise, babaları işgal ordusunda asker olan Rus
kızlarına ve asilzade çocuklarına ayrılmıştır. Rosa Luxemburg
Vakfı yayınlarında yer aldığı biçimiyle; bu okulda “ Rosa,
bir Yahudi çocuğu olarak hiyerarşinin en altında”dır.

O dönemin lise müfredatına anti semit ve Polonya düşmanı
uygulamalar hakimdir. Ders dili Rusça'dır ve öğrencilerin
kendi arasında bile Lehçe konuşmaları yasaktır. Buna rağmen Rosa
lisede en başarılı öğrencidir ama başarılı öğrencilere
verilen altın madalyayı asla alamaz..
Sosyalizmle tanışıyor

Rosa öğrenciyken okulun yakınlarındaki bir kalede devrimcilerin,
sosyalistlerin hücrelere atıldıklarını, taş ocaklarında
çalıştırıldıklarını ve asıldıklarını görür. Okul
döneminde kaleme aldığı bir şiirinde şöyle der;
“Bütün ıstırapları, tüm o gizli, acı
gözyaşlarını, karnı tokların vicdanına yüklemek
istiyorum.”. Kendi vicdanıysa ona, arkadaşları Adolf Warski ve
Julian Marchlewskiyle birlikte Polonya ve Rusya'daki sosyalist
çevrelerle ilişkileri olan ve işçi Marcin Kasprzak
etrafındaki devrimci çevreye katılmasını söyler.

Kendilerine Alman sosyal demokrasisi gibi kitlesel bir örgütü
örnek alan ve bireysel terörü reddeden grubun üyesi olan
Rosa, öğrenciler arasında iki yıl boyunca ajitasyon
çalışmaları yapar. Bunun sonucunda ise tutuklanma riskiyle
karşılaşır. 1889 yılı başlarında bir saman arabasını içinde
Polonya- Almanya sınırını geçer. Sadece 18 yaşındadır ve
İsviçre'ye kaçmak zorunda kalmıştır.

Zürih Üniversitesi
1889’da Zürih Üniversitesi'ne girer. Felsefe, tarih,
politika, ekonomi ve matematik eğitimi alır. O tarihte Zürih
Üniversitesi, Avrupa'da kadın öğrencilere kapısını
açan tek üniversitedir. Kadın öğrencilerin çoğu da
Rus'tur. Zürih, politik açıdan ilginç ve geniş bir
kütüphaneye sahip olmanın yanı sıra, Polonya'lı ve Rus
göçmenlerin de buluşma yeridir. Hararetli tartışmaların her
defasında geldiği nokta sosyal demokrasinin temel teorileri ve devrim
olmaktadır. Rosa burada hayatında büyük etki bırakan insanlarla
tanışır. Georg Plekhanov, Vera Zasuliç, Paul Axelrod gibi
öncü Leh ve Rus Marksistleri ile arkadaş olur.

20 Temmuz 1898'de ise doktora diplomasını alır. Rosa, “Kamu
Hukuku ve Devlet Bilimleri Doktoru”dur artık. Doktora
çalışmalarına devam ederken bir yandan da Julian Marchlewski ve
Adolf Warski'yle birlikte Paris'te “Sparawa Robotnicza”
(İşçilerin Meselesi) adlı Rusça ve Lehçe yasadışı
bir dergi çıkarır. Bu dergiye takma isimle sayısız makale yazar.
Bununla da kalmaz, mizanpajından, baskı ve dağıtımına kadar her şeyle
uğraşır.

Siyasi Çalışmaları
Dergi Polonya'ya Alman sosyalistleri tarafından gizlice ve bir kısmı
da Münih üzerinden dağıtımla gerçekleşir.
Özgür bir Polonya için çalışmalarına devam eden
Rosa'nın kafasında, Almanya, Avusturya ve Rusya'da devrim
gerçekleştiği taktirde Polonya'nın özgür olabileceği
fikri vardır. Bu ise milliyetçi bir çizgi çizen
Polonyalı sosyalist grupların ve Polonya Sosyalist Partisi'nin ondan
daha da uzaklaşmasına neden olur Daha sonra bu görüşleri Rus
sosyalist çevrelerle de ilişkisinin bozulmasına yol
açacaktır.

1893'te Zürih'te toplanan II. Enternasyonal Sosyalistler
Kongresi'nde delege olmak ister ancak olamaz. Bu arada Julian Marchlewski
ve Adolf Warski'yle birlikte Polonya ve Litvanya Sosyal Demokrat
Parti'yi kurar.

Almanya'ya geçebilmek ve orada rahatça siyasi
çalışmalar yapabilmek için 1898 yılının Nisan ayında bir
Alman göçmenin oğlu olan Gustav Lübeck ile sahte bir
evlilik yapar. Böylelikle Alman vatandaşlığı kazanan Rosa
Luxembuırg, Alman Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) aktif bir üyesi
olur. SPD o dönemde 100.000'den fazla üyeye sahiptir. Alman
Sosyal demokrasisi, 19. yüzyılın sonlarında Sosyalist Enternasyonal
içerisinde büyük saygı görmektedir. Rosa, SPD yayın
organlarını gazetecilik ve teorik çalışmalarının bir platformu
olarak kullanmak için Berlin’e gitmeye karar verir.

1900 yılına gelindiğinde Luxemburg'un fikirleri tüm
Avrupa'da sosyalist çevrelerde büyük yankı
uyandırmakta, yazdığı makaleler ilgi görmektedir Özellikle
Eduard Bernstein'in düşüncelerine getirdiği eleştiriler ile
öne çıkar.

“İnsan en iyi, en hızlı başkalarına öğrettiğinde
öğrenir”

1907 Ekim'inde Rosa Luxemburg, August Bebel tarafından açılan
SPD Parti Okulu’nda eğitmenliğe başlar. Okulun tek kadın
eğitmenidir. İktisat tarihi ve Ulusal Ekonomi derslerini vermektedir. Bu
onun keyifle yaptığı ve titizlikle çalıştığı bir
görevdir. Parti Okulu’nun amacı, parti üyelerini
propagandist amaçlar için eğitmektir.
Parti Okulu, öğrencileri ve öğretmenleri daha ilk günden
itibaren Prusya gizli polisi tarafından izlenir. 1914 yılında
kapatılıncaya kadar da oradaki görevini sürdürür.
Rosa Luxemburg'un, Parti Okulu'nda yaptığı bilimsel
çalışmalardan olan “Ulusal Ekonomiye Giriş” kitabı
ancak 1925 yılında basılır. Kitapta, kapitalizmin yerine daha adil bir
toplum düzenine geçilmesinin tarihsel zorunluluğunu
anlatır.

Savaş Kapıda, Ekonomik Krizler, İşçi Eylemleri ve
Yargılamalar

Bu sırada Avrupa'da giderek büyüyen bir savaş tehlikesi
vardır. Rosa Luxemburg ise Enternasyonal'in kongrelerinde ve kent kent
gezdiği kitlesel mitinglerde Avrupalı proleterlerin savaşa karşı
dayanışmalarını isteyen konuşmalar yapar.

1910 yılı başlarında halk arasında, silahlanmaya, ekonomik krize ve
adaletsiz Prusya seçim yasasına karşı hoşnutsuz sesler
yükselir. Ülkenin her yerinde güçlü
yürüyüşler yapılır. Politik ve kitlesel grevler
işçi örgütleri açısından da bir gereklilik olarak
görülmeye başlar ve maden işçileri büyük bir
greve hazırlanır.
Partiyle ters düştüğü konu ise, Alman militarizminin
yükselen değer olmasıdır. 1904 ile 1906 yılları arasında siyasi
faaliyetleri ve görüşleri nedeniyle üç kez hapse
girer. Aldığı hapis cezaları onu yıldırmaz, faaliyetlerine devam
eder.

25 Eylül 1913 ‘ te bir halk toplantısında söyledikleri
yüzünden “yasalara ve hükümetin kararlarına
karşı gelmek” suçuyla hakkında dava açılır. 20
Şubat 1914'te verdiği savunma ise büyük bir entelektüel
zafer olur. Ancak bir yıl hapis cezası almaktan kurtulamaz. Karar Alman
işçi sınıfı arasında kızgınlık yaratır.

1914 Haziran'ında yine ama bu sefer “orduya hakaretten”
dava açılır. Savcı, kaçma tehlikesi nedeniyle hemen
tutuklanmasını ister.

1914 Temmuz'unun sonunda ise Almanya’da savaş karşıtı
mitingler zirveye ulaşır.

Birinci Paylaşım Savaşı
4 Ağustos 1914 Rosa Luxemburg için kara bir gün olur. Luise
Kautsky, Rosa Luxemburg, Hatıra Kitabı, sf:40’ta şöyle
diyor;

“Savaşın başlaması gerçeği Rosa için
korkunçtu, daha korkuncu ise Alman sosyal demokrasisinin
tavrıydı…

Alman Parlamentosu’nda sosyal demokrasinin savaş kredilerini
onaylaması onun için, zaten yüreğiyle yabancılaştığı eski
yoldaşlarından artık tamamen kopmak ve yakın düşünce
arkadaşlarından oluşan küçük bir grupla Alman
işçi sınıfı içinde yeraltı çalışmalarına
başlamak için bir sinyal oldu.”*

Savaşın başlamasıyla beraber esen milliyetçi rüzgar
SPD'nin de milliyetçi eğilime yönelmesine neden olur, ki bu
Luxemburg'un fikirleri ile tamamen tezatlık oluşturmaktadır. Bu
nedenle partiden ayrılır. 5 Ağustos 1914'de Karl Liebknecht ile
beraber Internationale grubunu kurar 1 Ocak 1916'da grubun adı
Spartaküs Birliği (Spartakistler - Almanca Spartakusbund) olur Grubun
devlete karşıt tutumu yüzünden 28 Haziran 1916'da Luxemburg
hapis cezasına çarptırılır.

Hapishane Yılları
Rosa Luxemburg'a hastalığı nedeniyle 31 Mart 1915'e kadar
uygulanan infaz muafiyeti 18 Şubat'ta Frankfurt Savcısının acil
tutuklama istemiyle bozulur. Rosa hapiste kaldığı zaman diliminde
sayısız makale yazar ancak özellikle iki tanesi çok
önemlidir. “Antikritik” te “Sermayenin
Birikimi”ni eleştirenleri eleştirir. “Sosyal Demokrasinin
Krizi”nde ise, savaşın nedenlerini analiz ederek, Alman sosyal
demokrasisinin basiretsizliğini eleştirir.

Sekreteri ve arkadaşı Mathilde Jacob'un yardımıyla yazılarını
gizlice çıkardığı cezaevinde sağlığı da giderek bozulur ve
serbest bırakılır. Ancak 10 Temmuz 1916'da yeniden cezaevine girer.8
Kasım 1918 Kasım'ında Luxemburg yeniden hapisten çıkar.
Faaliyetlerine devam eder ve 30 Aralık 1919 tarihinde Liebknecht ile
birlikte Alman Komünist Parti'sini kurar.

Bu sırada 1917 devrimi gerçekleşir. Rosa Luxemburg, başta Almanya
olmak üzere, başka ülkelerde de devrimin başlaması gerektiğini
vurgular.

Katlediliş
Rosa Luxemburg tüm hayatını sosyalist mücadeleye adamıştır.
Mücadelesinde karşılaştığı zorluklar ise onu asla
yıldırmamıştır. Marie ve Adolf Geck’e 18 Kasım 1918’de
yazdığı mektupta ; “… beni tek teselli eden beni de
muhtemelen öbür dünyaya göndereceklerdir – belki de
heryerde pusu kurmuş olan karşı devrimin kurşunuyla. Ama yaşadığım
süre boyunca size en sıcak, en sadık, en içten sevgiyle
bağlıyım” diyor.

15 Ocak'ta “Piyade Muhafız Kıtası” Berlin'in
batısını işgal eder. Eden Oteli’ni kurar. Kıtanın kumandanı
yüzbaşı Pabs’tır. Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve Wilhelm
Pieck, tutuklanıp Eden Oteli’ne götürülürler.
Pieck kaçmayı başarır. Luxemburg ile Liebknecht yedikleri
darbelerle bilinçlerini kaybederler. Aynı gün, Luxemburg
ölene kadar dövülmüş ve ölü vücudu nehre
atılmış, Liebknecht de başından yediği kurşunlarla
öldürülmüştür.
Rosa Luxemburg'un ceseti 1 Haziran 1919'da Berlin Landwehr
kanalının Freiarchen mevkiidende bulunur. Mathilde Jakop Rosa’yı
ancak elbiselerinden teşhis eder. 13 Haziran 1919'da Karl
Liebknecht’in yanına gömülür. Cenaze töreni tam
bir mitinge dönüşür.

13 Haziran 1926’da Berlin Friedrichfelde'de bir anıt mezar
yapılır. Anıt 1935’te Naziler tarafından yıkılır. Şimdiki anıt
ise 1951’de yeniden dikilir.

Cinayetin suçluları ise hiçbir zaman cezalandırılmaz.

*Rosa Luxemburg'un okul döneminde kaleme aldığı Lehçe
şiirinden.

Kaynak: sol.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder