Avukatlara Gizli Medyaya
"Açık"
Dokuz avukatın tutuklanması yapılan itirazda, tutuklu
avukatların ve onların avukatlarının inceleyemediği, gizlilik kararı
olan soruşturma dosyasının basında haber olduğuna değinildi ve gizlilik
kararının da kaldırılması istendi.
src="http://www.bianet.org/resim/olcekle/44994/490/260" width="490"
/>
"Hiçkimse masumiyetini ispatlamaya zorlanamaz ve bu
soruşturmada 'gizlilik kararı' bulunduğuna göre, hakkında
bilmediği suçlamalara muhatap olan, suçlanan ama kanıtlarını göremeyen
hukuk insanlarından masumiyetlerini kanıtlamalarını beklemek, adalete ve
hukuka aykırıdır."
Çağdaş Hukukçular
Derneği (ÇHD) yöneticisi ve üyesi dokuz avukatın
tutuklanmasına yapılan itirazda, tutuklama kararının gerekçesiz olduğu
ifade edildi.
ÇHD Genel Başkanı Selçuk
Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan
Tanay, ÇHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi
Güçlü Sevimli, ÇHD Üyesi Naciye Demir,
ÇHD üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu avukatları Barkın
Timtik, Ebru Timtik, Şükriye
Erden, Günay Dağ ile ÇHD Ankara Şubesi Yönetim
Kurulu'ndan Betül Vangölü Kozağaçlı, Devrimci Halk
Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) üyesi oldukları öne
sürülerek 21 Ocak'ta tutuklandı.
Tutuklu avukatların
avukatları, dün Terörle Mücadele Kanunu 10. maddesiyle görevli İstanbul
1. Hakimliğine verdikleri dilekçeyle tutukluluğa href="http://www.bianet.org/bianet/insan-haklari/143933-avukatlarin-tutukluluguna-itiraz"
target="_blank">itiraz etti.
Avukatlar Fikret
İlkiz, Dr. Duygun Yarsuvat, Dr. Köksal
Bayraktar, Hasan Fehmi Demir, Several
Ballıkaya, Murat Çelik, Zeycan Balcı
Şimşek, Erhan Ergun, Kazım Yiğit
Akalın'ın imzası bulunan dilekçede, itiraz incelemesinin
duruşma açılarak yapılması talep edildi.
"Verilmesi beklenen
ceza"
Tutuklama kararında yazılı olan "verilmesi beklenen
ceza dikkate alındığında tutuklama kararının ölçülü olduğu"
ifadesinin ve kararın hukuka da kanuna da aykırı olduğunun altı
çizildi.
Tutukluluğa itiraz dilekçesinde özetle şu itirazlar
yapıldı:
"Soruşturma dosyasının içeriğine göre, avukatlara
yöneltilen suçlamalar ve sorular dikkate alındığında, tutuklama
kararlarında sayılan gerekçelerin hiçbiri 'kuvvetli şüphe'
değildir ve hatta 'yeterli şüphe' oluşturacak olgular dahi
değildir."
"Kuvvetli suç şüphesi dahi bulunmayan bu
soruşturma sırasında bilmediğimiz tanık/gizli tanık beyanları ile
tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırıdır."
"Kaçma
şüphem mi var?"
Dilekçede, Selçuk Kozağaçlı'nın
hakimlikteki ifadesinde söylediklerine de yer verildi:
"Ben
Suriye'den karları buzları aşarak uçağa binip geldim. Kaçma
şüphem mi var?"
İtirazda, iddiaların ve suçlamaların
mükerrer olduğu da ifade edildi.
Suçlamalara delil olarak
gösterilen "Hollanda ve Belçika'dan gönderilen 22 Mart 2003
tarihli word belgeleri" ile ilgili Selçuk Kozağaçlı 2004 yılında
yargılanmış ve beraat etmişti. Kozağaçlı'nın avukatları, beraat
kararını içeren dosyayı da mahkemeye sundu.
Ayrıca, Ebru Timtik de
savcılık sorgusunda, Halkın Hukuk Bürosu hakkında yapılan savcılık
soruşturmasında, "örgüt üyeliği" suçlamasından Temmuz
2012'de takipsizlik kararı verildiğini belirtti.
İtirazda,
avukatların, beraat ettikleri veya takipsizlik verilen aynı suçlamalarla
bu kez tutuklandığı belirtildi.
"Medyadaki haberler önlenecek
mi?"
Dilekçede, basında çıkan haberler ve Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden yapılan açıklamalara da
değinildi:
"Dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle avukatlar olarak
soruşturma dosyasında incelememize olanak tanınmayan, örneğini almamız
yasaklanan birçok belge, doküman ve hatta dosyada olduğu anlaşılan
tanıkların ve gizli tanıkların ifadeleri ile teknik takipler ve iletişim
tutanaklarının medyada haber olması önlenecek
mi?"
"Operasyon görüntülerinin televizyonda sürekli
yayınlanması, ifadelerin değerlendirilmesi, kozmik bilgiler gibi gerçekle
bağdaşmadığı anlaşılan ve var olduğu ileri sürülenler açık
oturumlarda tartışıldığında, tutuklanan avukatların ve onların
avukatlarının incelemesi yasaklanan soruşturma dosyasının gizliliğinin
ihlali önlenebilecek mi?"
Kaynak: bianet.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder