Batı Bangladeş'i Nasıl
Zehirledi?
href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Bangladeş">Bangladeş'te target="_blank" href="http://www.un.org">Birleşmiş Milletler (BM)
milyonlarca insana su sağlayacak bir proje ile yardım etmek isterken onlara
arsenikle kirlenmiş içme suyu getirdi. Yani BM, kaş yapayım derken
göz çıkardı. Bu olay tam anlamıyla bir cinayet. İnanılır
gibi değil, sanki BM'nin elinde bir akiferin hidrolojik, hidrojeolojik
ve jeolojik modelini yapacak bir uzmanı yok?
Bangladeş'teki akifer sistemini etkileyen en önemli kirlenme
nedenleri deniz ve muson yağmurlarıdır. Akiferin denizden beslenmesi
sonucu, akiferdeki tuzluluk oranı artar. Diğer yandan akiferin muson
yağmurlarıyla beslenmesi de akiferdeki arsenik içeriğini
arttırır. Bu etkinin temel nedeniyse, Bangladeş'in jeolojisidir.
Kayaçların içeriğinde arsenik bulunması yüzünden,
yağış sonrası yeraltına süzülen su, arseniği de beraberinde
taşıyarak akiferi kirletir. Bu yüzden, sular doğal olarak arsenik
içerir.
-Levent Pekcan (Hacettepe Üniveritesi Hidrojeoloji
Mühendisliği)
Burada görüntü var, göremiyorsanız target="_blank"
href="http://www.youtube.com/watch?v=wrMqf8Eolrg">http://www.youtube.com/watch?v=wrMqf8Eolrg
Bangladeş'te 20 milyondan fazla insan arsenik zehirlenmesi
nedeniyle ağrılı ve acı içinde erken ölüm riski
taşıyor. Bu sonuç, iyi niyetli ama kötü planlanmış bir
su projesinin mirası, tam anlamıyla bir sağlık felaketi.
Uluslararası destekli bir hareketle ülke çapında
açılan derin kuyuların 40 yıl sonraki zararlı etkileri ortaya
çıktı. Bölgede yaşayan çok sayıda insanın kanser ve
kalp hastalıklarına yakalanma riski taşıyor ve bu risk oranı çok
yüksek. İçme suyundaki kirlilik, tahmin edilemeyecek sayıdaki
çocuğun zihinsel gelişimini engelliyor. Yetersiz beslenme de bu
durumu içinden çıkılmaz bir hale sokuyor.
Bangladeş'te yaşanan arsenik sorunu 1970'lere kadar
uzanıyor. O zamanlar, dünyanın en çok çocuk
ölümlerinin görüldüğü bu ülkede,
içme suyunun kalitesinin arttırmak ve ishale karşı
çözüm bulmak için uluslararası çok
büyük yatırımlarla derin kuyular açıldı. Bu kuyuların
ailelerin güvenli su içmesini sağlayacağına inanılıyordu. Bu
kuyular açılmadığı takdirde kirli yüzey suyundan dolayı her
yıl 250.000'den fazla çocuk yaşamını yitirecekti.
style="font-family: Arial; font-size: 1em; outline-width: 0px; outline-style:
initial; outline-color: initial; padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; text-decoration: none;
vertical-align: baseline; white-space: normal; " />
BM ve Dünya
Bankası'nın (DB) başını çektiği yardım hareketi en
başından ölümcül bir hataydı. Yeni su kaynağından alınan
örneklerde kirlilik denetlemesi yapılmasına rağmen Ganj ve
Brahmaputra deltalarının doğal olarak içerdiği arsenik gözden
kaçmış ve arsenik içeriğini saptamak için deney de
yapılmamıştı. 1990'ların başında 10 milyondan fazla derin kuyuda
arseniğe bağlı kirlilik saptanmış ve Bangladeş bu devasa sorunla
uğraşmak zorunda kalmıştı. Dünya Sağlık Örgütü bu
durumu " href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Bhopal_felaketi">1984 Bhopal
Felaketi ve href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Çernobil_reaktör_kazası">1986
Çernobil Felaketi'nin ötesinde, tarihte bir nüfusu
etkileyen en geniş zehirlenme olarak tanımlamış ve bu çapta bir
çevre felaketinin daha önce görülmediğini"
belirtti. (Daha fazlası için href="http://www.who.int/inf-pr-2000/en/pr2000-55.html">http://www.who.int/inf-pr-2000/en/pr2000-55.html)
href="http://www.yerbilimleri.com/wp-content/uploads/2010/03/arsenic-gmb-plain.jpg"> alt="" title="" width="300" height="205" class="alignnone size-medium
wp-image-2382" style="font-family: Arial; font-size: 1em; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; border-top-width:
3px; border-right-width: 3px; border-bottom-width: 3px; border-left-width:
3px; border-style: initial; border-color: initial; text-decoration: none;
vertical-align: baseline; white-space: normal; border-top-style: solid;
border-right-style: solid; border-bottom-style: solid; border-left-style:
solid; border-top-color: rgb(220, 235, 241); border-right-color: rgb(220,
235, 241); border-bottom-color: rgb(220, 235, 241); border-left-color:
rgb(220, 235, 241); "
src="http://www.yerbilimleri.com/wp-content/uploads/2010/03/arsenic-gmb-plain-300x205.jpg"
/>
Büyütmek için tıklayın! Present groundwater arsenic condition of GMB Plain
(January 2007)
Bu gelişmelerden sonra yapılan bazı çalışmalar, kuyulardan
gelen arsenikli suyu içen her 10 kişiden 1'inin akciğer,
mesane ya da deri kanserinden öleceğini öngörüyor. Bu
hastalıkların gelişmesi için onlarca yıl gerekse de, 2004'te
yılında, yılda yaklaşık 3.000 kişi arseniğe bağlı kanser
oluşumundan dolayı öldüğü görüldü.
1990'lardan beri Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu ( target="_blank" href="http://www.unicef.org">UNICEF) gibi kuruluşlar
başka su kaynakları sağlamak amacıyla çaba gösterdi. Bu
çalışma doğrultusunda örneğin yağmur suları toplandı ve
mevcut yüzey suları süzülme işlemlerinden geçirildi.
Bu iyileştirme girişimlerinin sonucu yavaşta olsa kirlenmiş suya maruz
kalan ailelerin yüzdesi düştü. Ama UNICEF tarafından
geçen sene yapılan bir anket sonucu nüfusun
%13'ünün hâlâ kirlenmiş su kullandığı ortaya
koydu. Dakka'dan (Bangladeş) UNICEF arsenik uzmanı Yan Zheng,
"Bu oranın 20.000.000 insan olduğunu" söylüyor ve
ekliyor "Arsenik sağlığı çok değişik şekillerde
etkiliyor. Köylülerde arsenik yüzünden deride doku
bozukluğunun oluştuğu görüldü. Ama kanser ve
kardiyovasküler (kalp ve kan damarları veya dolaşım sistemi)
hastalıkları, köylüler ve bazı sağlık uzmanları tarafından
hâlâ tam olarak teşhis edilemedi". Son
çalışmaların sonucu, ölüm oranlarının büyük
bir bölümü arsenik zehirlenmesine bağlı
gerçekleştiğini belirten Zheng "O yüzden karşı
karşıya olduğumuz bu durumun etkisi arttıkça, riskinde artmasını
bekliyoruz" diye ekledi.
Bangladeş Hükümeti ve BM yetkilileri yarın yeni bir rapor
yayınlayacak. Bu raporda devasa kirlilik sorununun
çözümü için acil eylem planı
açıklanacak. Ayrıca içme suyundaki kirlilik dışında
kirlenmiş olan suyla yapılan sulama sonucu üretilen pirinç gibi
tarım ürünleri de ele alınacak. Raporada arseniğin nüfusun
önemli bir oranının sağlık durumu üzerinden oluşturduğu
sorunlar ve özellikle çocukların ilerde karşı karşıya
kalacakları kötü tablo, tüm dikkatleri çekmek
için Dünya Su Günü'ne rastlayan 22 Mart
günü sunulacak.
src="http://www.yerbilimleri.com/wp-content/uploads/2010/03/dorsal-keratosis.jpg"
/>
Dorsal
Keratosis (Daha fazla bilgi için href="http://www.soesju.org">http://www.soesju.org)
Uzun süredir çözüm getirilememiş içme
suyundan kaynaklı arsenik zehirlenmesi (arsenicosis) olası birçok
ölümcül sağlık sorununa neden olduğu gibi insanların
derisinde oluşan doku bozukluğu ile belirgin bir şekilde
görülüyor. Bu belirti sosyal açıdan da birçok
Bangladeşlinin belası olmuş durumda. Çünkü bölgedeki
yaygın inanışa göre birçok insan lanetlendiğini
düşünüyor.
BM Bangladeş'in en tepesindeki yetkili olan Renata Lok Dessallien,
"Acil eylem planında, bütün ulusun dikkatli bir şekilde
güvenli arsenik sınırına doğru tekrardan odaklanması
gerektiğini" söylüyor. "Bangladeş Hükümeti
ve konunun tüm muhatapları ile birlikte ortaya çıkan tehlike
üzerinde kapsamlı bir araştırma yapmayı amaçlıyoruz ve bu
doğrultuda zararlarını azaltmak için arsenik izleme ağını
güçlendirmemiz gerekli" diye ekliyor.
Bangladeş'in sularında zaten doğal bir biçimde arsenik
bulunuyor. Bu kirlilik, yüz milyonlarca insanın hayatta kalmasını
sağlayan nehirler yardımıyla nehirlerin izlediği yol boyunca da
yayılıyor. Dünyadaki birçok yeraltısuyunun kaynağı olan
akiferler (Tr. suverenler) arsenikle kirleniyor ve bu zehirli sular
Arjantin'den Tayvan'a ve oradan da Hindistan'a kadar geniş
bir alanda yaşayan insanların sağlıklarında sorun oluyor. Hatta Amerika
Birleşik Devletleri'nin (ABD) bazı alanlarında de kayda değer
ölçüde arsenik kirliliği var.
Bangladeş'teki büyük kirliliğin sorumluluğu ile ilgili
hararetli kavgalar devam ediyor. Diğer taraftan tartışmalar özellikle
bölgenin yerel yerbiliminin (jeolojisinin) ve topoğrafyasının tam olarak anlaşılmadığı
üzerinde yoğunlaşırken, hedefteki gruplar ve BM kuyuların
açıldığı zamalarda uluslararası standartlara uygun deneyler
yaptığında ısrar ediyor. Bu söylenenler gösterdiği gibi hem BM
hem de DB bu trajide üstüne düşen sorumluluğu çokta
farketmemiş durumda.
Batı Bengal'deki Jadavpur Ünivesitesi'nden başuzman
Dipankar Chakraborti, Bangladeş'teki arsenik kirliliğine ait
seviyenin Dünya'daki benzerlerinden daha tehlikeli olduğunu
söylüyor. Chakraborti'ye göre, uluslararası
topluluklar, bu krizdeki sorumluluklarını hiç mi hiç kabul
etmiyor. Yıllar sonra bu inkâr politikasını da modası
geçecek. Chakraborti "Bu çok büyük bir
sorun" diyor ve "15 yıl önce bu konu için
görüştüğümüz bölge halkının teninde doku
bozukluğu olduğunu gördük ve bu insanların yaklaşık %30 da bir
tür kanser hastasıydı" diye ekliyor.
Geçen sene biliminsanları derin kuyulardaki suyun içerdeği
arseniğin nereden karıştığını bir sonuca bağladılar. Taşkınlardan
korunmak için Bangladeş genelinde kazılan binlerce havuzdan alınan
toprak örnekleri bunun fark edilmesini sağladı. Tortul malzemeden
süzülerek gelen arseniğin, zemindeki (topraktaki) organik karbon
içinde dağılım sergilediğini ortaya koyuldu. Boston'da (ABD)
bulunan Masaçusets Teknoloji Enstitüsü'nden
biliminsanları bu sorunun tek bir çözümü olacağını
belirterek "suyun arsenikten etkilenmemesi için havuzlardan
aşağıda, daha derinde içme suyu kuyularının açılması
gerektiğini" söylediler.
Bu arada, halk arasındaki yaygın inanışlardan zehirlenen kişinin
lanetlendiği ya da bu etkinin bulaşıcı olduğu gibi
düşüncelerden insanları vazgeçirmek için toplum
arsenik zehirlenmesinin tehlikeleri hakkında eğitiliyor. Bangladeş
Sağlık Bakanı Dr. A. F. M. Ruhal Haque "İnsanlar arseniğin
tehlikeleri hakkında bilinçlendi ve temel tehlikenin farkına
varanların oranı giderek artıyor" diyor. Ayrıca Haque,
"Bangladeş Hükümeti sağlık taraması ve arsenikten
zehirlenen hastaların tedavisi için yatırım yapmaya devam ediyor.
Bir yanda da sağlık çalışanları mahallelerde hastalığın
etkileri hakkında doğru bilgilendirmelerde bulunuyor" diye
ekledi.
İngiltere'de Zehirli
Bira
Arsenik, 19 yüzyılda ABD ve Britanya'da yayılan bir kirletici
oldu. Arsenik duvar kâğıdında, kumaş boyasında hatta şekerleme
imalathanelerinde bile kullanıldı.
İnsan eliyle gerçekleşen en kötü zehirlenme
örneği, 1900'lerin sonunda Lancashire'den (İngiltere)
yayıldı. Göz yumulan bu durum sonucu, Manchester ve Salford'daki
yaşayan çok sayıda insanda bazı belirtiler ortaya çıktı.
Ama olayların büyümesi, insanların derilerinde oluşan
kararmalar, olasılık dışı diğer işaretler bunun arsenik zehirlenmesi
olduğu şüphesini arttırdı. Sonunda arseniğin izi
sürüldü ve bir firmada üretilen biranın yapımında
kullanılan şekerde arsenik olduğu saptandı.
Zehirlenmeden önce sınırı aşan kullanımdan dolayı
6.000'den fazla insan bu zehirli maddeden etkilendi ve zehirlenenlerden
80′i yaşamını yitirdi. Bu olay, gıda güvenliğinde daha sert
kanunların çıkarılmasında etkili oldu.
src="http://www.yerbilimleri.com/wp-content/uploads/2010/03/bangladesh-arsenic.jpg"
/>
Kaynak: href="http://www.yerbilimleri.com/bati-bangladesi-nasil-zehirledi/">http://www.yerbilimleri.com/bati-bangladesi-nasil-zehirledi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder