İvme Dergisi Yayın Kurulu üyesi Gülcan Kırca ile
Yürüyüş Dergisi'nin yaptığı röportajı
yayınlıyoruz:
Devrimci Demokrat Mühendisler:
TMMOB, Bu Yönetimle Saldırıları Püskürtemez
• TMMOB'da statükoculuğa karşı mücadele devam edecek!
• Şimdilik şunu söyleyebiliriz; artık devrimcilerin
varlığını
kabul etmek zorunda kaldılar.
Gülcan Kırca (Makina Mühendisi, İvme Dergisi Yayın Kurulu
Üyesi)
İktidarın tasfiye sürecine karşı mücadeleyi şu anki
yönetim zihniyeti sürdüremez. Bu mücadeleyi bu
örgütlenmenin tabanının oluşturan devrimci demokrat
mühendisler sürdürebilir.
Yürüyüş: Bazı odalarda, saldırılarla
birlikte, devrimci demokrat mühendisleri toplantılara almama, onlara
söz hakkı vermeme gibi bir tavır gelişmişti; şu anda sorun ne
aşamadadır? Tavırları sürüyor mu?
Bildiğimiz kadarıyla 4 Kasım'daki inşaat mühendisleri odası
küçük kuruluna, keza 6 Aralıkta yapılan TMMOB Danışma
Kurulu toplantısına İvme okuru mühendisler katıldılar, konuşmalar
yaptılar. Bu neyin sonucu oldu?
Gülcan Kırca: TMMOB'deki etkin yönetim
anlayışı esasen devrimci demokrat mühendisleri odalarda istemiyor.
Bunun sebebi devrimcilerin varlığının yıllarca geliştirdikleri
statükolarını bozmasıdır. Bu konudaki düşüncelerinde
genel olarak bir değişiklik yok.
Bir önceki Danışma Kurulu'nda -10 Ekim- kürsüden İvme'ye
yönelik hakaretler edilmiş, söz talep edildiğinde ise TMMOB'nin
demokratik usulleri de yok sayılarak söz hakkı vermeme tavrı
geliştirilmişti. 10 Ekim'deki bu Danışma Kurulu'na İvme üyeleri
yaklaşık 70 kişilik bir katılım sağlamış ve hakaretlere demokratik
yöntemlerle müdahale etmiş, söz haklarından geri adım
atmamışlardı. Divan ise devrimci mühendislere söz hakkı
vermemek için Danışma Kurulu'nu iptal etmişti.
Ancak 6 Aralık'ta gerçekleştirilen TMMOB Danışma Kurulu'ndan yola
çıkarak şunları söyleyebiliriz; artık devrimcilerin
varlığını kabul etmek zorunda kaldılar. 6 Aralık'taki Kurul'da gerek
divan, gerekse etkin yönetim anlayışından konuşmacılar
sözlerini süzgeçten geçirmişlerdi. Yine kitlesel bir
katılım sağlayan İvme'ye ve devrimcilere dönük neredeyse tek
bir söz bile söyleyemediler. İsteyen her İvme üyesine
söz verildi. İvmecilerin dışında da birçok kişi
kürsüden statükocu yönetim anlayışını eleştirdi.
Bizim örgütlü tavrımız bir yandan etkin yönetim
anlayışının maskesini düşürürken, öte yandan
çeşitli eleştirileri olan ancak bu zamana kadar söz alamamış
kişi veya kesimlerin de önünü açtı.
Geneldeki bu tabloya rağmen İMO'da yönetim aynı davranışlarını
arttırarak sürdürüyor. 4 Kasım'daki İMO Ankara Şubesi
Küçük Kurulu'nda içlerinde İvmecilerin de olduğu
devrimci demokrat mühendisleri kurula sokmamak için özel
güvenlik tutulmuştu. Ancak ısrarcılığımız ve
örgütlülüğümüz sonucu Kurul toplantısına
girdik ve konuşmalar yaptık. Aralık ayındaki Küçük
Kurul'da ise toplantıya katılmadaki ısrarımızın sonucu olarak
Küçük Kurul'u iptal ettiler.
Şu an TMMOB'de seçim sürecine girildi. Etkin yönetim
anlayışı, temel tehlike olarak iktidar veya emperyalizm değil bizleri
görüyorlar. Statükocu yönetim iktidarın TM-MOB'nin de
içinde bulunduğu mesleki demokratik kitle örgütlerini
tasfiyesinin ilk adımı olan Devlet Denetleme Kurulu raporuna karşı somut
bir şey yapmıyor. Öte yandan İvmecileri oda yönetimlerine
sokmayacaklarını çeşitli odalarda beyan ediyorlar. Yani tasfiye
çabası oda seçimleriyle farklı bir şekil alıyor. Ancak
yönetimlerde bulunulsun veya bulunulmasın emekçi mühendis,
mimarların hak ve özgürlük mücadelesini
büyüteceğimizi biliyoruz.
Yürüyüş: İMO'da 2 devrimci mühendise
belli sürelerle meslekten men cezası verilmişti. Bu konudaki hukuki
durum nedir? Cezalar uygulanacak mı, itiraz edildi mi?
Kırca: İMO Onur Kurulu tarafından 11 Hazirandaki olaylar
gerekçe gösterilerek bir arkadaşımıza 15 gün, bir
diğerine 6 ay meslekten men cezası verildi. Verilen cezanın hiçbir
hukukiliği yoktur. İMO yönetimi, bu konuda
yürüttüğü "soruşturma" yla, gericilik
konusunda siyasi iktidarlarla yarışırcasına, en temel hak olan
düşünce ve ifade özgürlüğünü bile
tanımadığını göstermiştir. Soruşturma genel hukuk normlarına da
aykırıdır. Zira olaya tanık olan arkadaşlarımız bile dinlenmemiştir.
Soruşturma TM-MOB'un iç hukukuna da aykırıdır. Tüm bunlardan
çıkan sonuç bunun açık bir siyasi karar, aynı zamanda
genel tasfiye politikalarının bir adımı olduğudur. Cezalara karşı şu
anda TMMOB'nin iç hukuku işletilerek itirazlarımızı yaptık. Ceza
kesinleşmeden uygulama şansları da yok.
Bu konuda şunu da belirtmek gerekir. TMMOB 40. Dönem Genel Kurulu'nda
mühendis olan AKP'li bakanların Onur Kurulu'na verilmesi kabul
edilmişti. Bakanları bu kararına rağmen Onur Kurulu'na vermeyip devrimci
mühendisleri cezalandırmaya çalışmaları, etkin yönetimin
"önceliklerini" göstermektedir.
Yürüyüş: TMMOB'deki yasakçı tutuma
ve anti-demokratik zihniyete karşı mücadeleniz sürecek mi?
Kırca: İvme'nin "TMMOB'de Demokrasi" başlıklı
8. sayısında bir yazı yazmıştık. "Üretmek tüketmek ve
tükenmek" başlıklı bu yazıda TMMOB'nin ve aslında
birçok DKÖ'nün durumuna dair bir değerlendirme vardı. Bu
yazıda 70'li yıllarda üreten bir TMMOB' 80'li yıllarda üretmeden
geçmişteki değerlerini tüketen bir TMMOB ve artık 2000'li
yıllara geldiğimizde tükenen bir TMMOB olduğu gözler
önüne serilmişti. Birçok kişi veya çevre bu
tükenişi görmesine rağmen müdahale etmiyor veya edemiyor.
Aslında en kötüsü de bu duymuyorum, görmüyorum,
susuyorum, hiçbir şekilde tartışmıyorum ve tartıştırmıyorum
tavrıdır.
Buna karşılık TMMOB'un mücadeleci geçmişinin tüketilmesi
karşısında susanlar, yönetimlerde alacakları bir iki koltuk
karşılığı tükenişi görmezden gelenler de bu tükenişte
pay sahibidir.
Biliyoruz ki iktidar TMMOB'ye ve mesleki demokratik kitle
örgütlerine saldırıyor. Böyle bir saldırıda en önde
mücadele edecek olan da biziz. Hem TMMOB'un yeniden emekten ve halktan
yana bir örgüt olmasında hem iktidarın saldırılarının
püskürtülmesinde ve mühendislerin mimarların hak ve
özgürlüklerinin savunulmasında, örgütlenmesinde en
önde bizler olacağız. Devrimci demokrat mühendisler olarak bunun
bilinci ile şimdiye kadar sürdürdüğümüz
mücadeleyi arttırarak sürdüreceğiz.
Yürüyüş: Saldırılara, polis zoru ile
engellenmeye, siyaset yasakçılığına, kurullara alınmak
istenmemenize karşı tabanda nasıl bir yaklaşım var?
Kırca: İvme'nin yürüttüğü
"TMMOB'de Demokrasi İstiyoruz" kampanyası ve özellikle 15
hafta boyunca TMMOB'un önünde tutulan demokrasi nöbeti ile
yönetime hakim olan bu tutum ve zihniyet üyelere teşhir
edilmiştir. Sesimizi duyurabildiğimiz üyelerden, yapılan uygulamalara
tepki gösteren üyeler var. Ayrıca İvme çalışması,
çeşitli odalardaki anti-demokratik uygulamalardan nasibini almış,
haksızlığa uğramış birçok üyenin de sorunlarını
paylaştığı, birlikte nasıl mücadele edebileceğimizi
tartıştığımız bir odak noktası haline geldi.
Tabanda bu konuda kıpırdanmalar var. Bunun en belirgin örneğini de
TMMOB'un 30 yıl sonra üyelerinin talebi sonucunda düzenlemek
zorunda kaldığı Ücretli ve İşsiz Mühendis, Mimar ve Şehir
Plancıları Kurultayı'nda yaşadık. Üyelerinin % 80'ini oluşturan
ücretli ve işsiz mühendis ve mimarların sorunlarını
tartışması ve çözümler üretmesi açısından
çok önemli olan bu kurultayda; üyelerinin savunduğu
düşüncelerden, kürsüden konuşmasından korkar hale
gelen TMMOB ve oda yöneticilerinden birçoğu, kurultayı
önce engellemeye çalışmış, sonrasında "biz sizin
adınıza en iyi kararları alıyoruz, size gerek yok" diyerek
kurultayı terk etmişlerdir. 1200'ü aşkın kişinin katıldığı
kurultay resmen üyenin inisiyatifi ile sürdürülüp
başarılı şekilde sonlandırılmış, TMMOB başkanı ve oda
yöneticilerinin tavırları üyeler tarafından mahkum edilmiştir.
Durumun bu noktaya gelmesinde elbette ki İvme'nin payı
büyüktür.
Yürüyüş: Bu konudaki gelişmelere ilişkin
ayrıca sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kırca: TMMOB ve çeşitli DKÖ'lere yönelik
şu dönemde Devlet Denetleme Kurulunun (DDK) yayınladığı bir rapor
vardır. Rapor incelendiğinde, mesleki demokratik kitle
örgütlerimize 12 Eylül darbesi sonrasındaki en
büyük operasyon AKP iktidarı tarafından başlatılmak
istenmektedir. DDK raporu bu operasyonun ilk adımıdır. Bu operasyonla 12
Eylül'de başlatılan örgütlenmeye dönük
müdahale tamamlanırken, seçim sistemi değişiklikleri ile
meslek örgütlerinde gerici örgütlenmenin önü
açılmak istenmektedir. Bu rapora karşı mevcut yönetimin
sergilediği tavır ise içler acısıdır. Etliye sütlüye
dokunmayan bir basın açıklamasıyla konu geçiştirilmiştir.
Bizler devrimci demokrat mühendisler olarak kendi
örgütlülüğümüze sahip çıkma
noktasında gerekli mücadeleyi her koşulda sürdüreceğiz.
İktidarın tasfiye sürecine karşı mücadeleyi şu anki
yönetim zihniyeti sürdüremez. Bu mücadeleyi, bu
örgütlenmenin tabanını oluşturan devrimci demokrat
mühendisler sürdürebilir. Bizler önümüzdeki
sürecin bu tasfiye hareketine karşı bir örgütlenme
süreci olması gerektiğinin bilinciyle, bu saldırıya karşı
başlattığımız kampanya ile mücadelemize devam edeceğiz.
Bağımsızlık ve Demokrasi için
Yürüyüş, 10.01.2010, Sayı 202
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder