ÇHD'den Başbabakan'a
Cevap
BASINA ve KAMUOYUNA
18 Ocak Cuma
günü sabaha karşı ÇHD Genel Merkezi’ne, Ankara ve İstanbul
Şubeleri’ne, dernek üyesi olan meslektaşlarımızın ev ve
bürolarına baskınlar yapılmış ve Genel Başkanımız Av. Selçuk
Kozağaçlı, İstanbul Şube Başkanımız, Av.Taylan Tanay, İstanbul Şube
Sekreterimiz Av.Güçlü Sevimli, İstanbul Şube üyeleri Av.Ebru Timtik,
Av.Barkın Timtik ,Av.Naciye DEMİR, Av.Günay DAĞ, Av.Şükriye Erden ve
Ankara Şube üyesi Betül Vangölü Kozağaçlı keyfi ve hukuksuz bir
biçimde tutuklanmıştır.
Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ'ın ardından bu kez Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, bugün
yapmış olduğu açıklamada avukatların 11 kapılı bir yerde, gecenin
yarısında toplantı halindeyken, sahte kimlik ve belge yakarken
yakalandıklarını iddia ederek bir kez daha yalan ve iftiralarla kamuoyunu
yanıltmaya çalışmış, derneğimize ve derneğimiz yönetici ve
üyelerine yönelik hukuk dışı arama, gözaltı ve tutuklama terörüne
sahip çıkmış, bu oprasyonun arkasında AKP iktidarının olduğunu bir
kez daha ortaya koymuştur.
Başbakanın bu açıklamalarının tamamı
yalan ve iftiradan ibarettir. 18 Ocak Cuma günü, derneğimize yönelik
olarak yapılan operasyon kapsamında, Derneğimiz Genel Merkezinde, Ankara
ve İstanbul Şubeleri ile yönetici ve üyelerimizin ev ve bürolarında
aramalar yapılmış, 11 meslektaşımız bu aramalar sırasında, yani kendi
ev veya bürolarında, ayrı ayrı gözaltına alınmış, Genel
Başkanımız Av. Selçuk Kozağaçlı da yurt dışındayken hakkındaki
yakalama kararını öğrenmesi üzerine, İstanbul'a dönüşte Atatürk
Havalimanında gözaltına alınmıştır. Dolayısıyla, avukatların gece
yarısı toplantı halindeyken yakalandıkları iddiası kocaman bir
yalandır. Kaldı ki, bu opersayon kapsamında baskın ve arama yapılan 11
kapılı bir yer yoktur. Ortalama bir apartman dairesinde 11 kapı
bulunabileceğine dair bir iddia, herşeyden önce akıl ve mantığa
aykırıdır. Bu iddiayı ortaya atanların da bu iddiaya inananların da
zeka seviyesinden şüphe edilmelidir.
Öte yandan, Anayasanın
138.maddesine göre, devam etmekte olan bir dava veya soruşturmaya ilişkin
olarak hiçbir kişi veya makam yorum yapamaz, yargı organlarına talimat
veremez, telkinde bulunamaz. Keza Türk Ceza Kanunu'nun 288.maddesinde,
adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek de hapis cezasını gerektiren
bir suç olarak düzenlenmiştir. Halböyleyken, Başbakan Tayyip
Erdoğan'ın anayasa ve yasaları hiçe sayarak, derneğimize yönelik bu
operasyon hakkında, tamamen yalanlardan oluşan bir açıklama yaparak,
siyasi iktidar nezdinde hakkımızda hüküm verildiğini kamuoyuna,
dolayısıyla soruşturma makamlarına açıklaması, soruşturma ve yargı
makamlarına telkin ve hatta talimat niteliği taşımaktadır. Bu da,
AKP'nin ileri demokrasisinin (!) ya da faşizminin geldiği boyutu
göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
Derneğimize yönelik bu ve
benzeri, yalan ve iftiralar, baskı ve yıldırma çabaları nereden ve
kimden gelirse gelsin, hiçbir şekilde yılmayacağımızı, 40 yıldır
sürdürdüğümüz devrimci avukatlık geleneğini, bundan sonra da aynı
kararlılıkla sürdüreceğimizi bu vesileyle bir kez daha, kamuoyuna ilan
ediyoruz.
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN unutmamalıdır ki, mesleki
faaliyetleri ve müvekkilleri nedeniyle tutuklanan meslektaşlarımızı ve
Çağdaş Hukukçular Derneği’ni baskılar ve tutuklamalar
sindiremeyecek, korkutamayacaktır.
Ayrıca ifade etmek isteriz ki,
kolluk tarafından basılan derneklerimizin tek bir kapısı vardır ve
derneklerimiz tüm üyelerimize, tüm öğrencilere, yoksullara, işçilere
ezcümle tüm ezilenlere ve sömürülenlere açıktır.
Çağdaş
Hukukçular Derneği, 1974 yılından bu yana kesintisiz olarak toplumsal
muhalefetin odağı olmuştur ve olmaya devam edecektir. ÇHD, tutuklu
meslektaşlarımızın onurlu duruşundan devraldığı bayrağı
yükseltmeye bugün daha da kararlıdır.
1974’den beri
susmadık, bundan sonra da asla susmayacağız.
Saygılarımızla,
haklılığımızın bilinciyle,
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder