26 Nisan 2012 Perşembe

KESK Toplu Sözleşme Yaklaşım ve Taleplerini Açıkladı!

KESK Toplu Sözleşme
Yaklaşım ve Taleplerini Açıkladı!

24 Nisan günü (Dün)
Mülkiyeliler Birliğinde Konfederasyonumuz Yürütme Kurulu üyeleri ve
Sendika Genel Başkanlarımızın da katıldığı "Toplu Sözleşme
sürecine ilişkin yaklaşımımızı ve taleplerimizi" içeren basın
toplantısı yapıldı. Basın açıklaması metnini Genel Başkanımız Lami
Özgen okudu.

Bilindiği üzere 4688 Sayılı
Kanun'da değişiklik yapılmasını öngören “sahte
sendika”
yasa tasarısı TBMM Genel Kurulunda 4 Nisan 2012
tarihinde kabul edilmiş, Cumhurbaşkanının “jet
hızıyla”
onayladığı yasa değişiklikleri, 11 Nisan 2012
tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bugün birilerinin
“devrim” olarak nitelendirdiği gerçekte ise
kamu emekçileri sendikal hareket tarihinde “kara bir
leke”
olarak yer alan yasa değişikliklerinin bu haliyle
çıkmaması için verdiğimiz kararlı mücadele, tüm kamuoyu tarafından
bilinmektedir.

KESK olarak, tüm itirazlarımıza,
eleştirilerimize rağmen AKP Hükümeti, 4688 sayılı yasada kısmi
tadilatlar yaparak, anayasanın 90. Maddesiyle iç hukukun üzerinde olduğu
kabul edilen, ülkemizin altında imzası olan uluslararası sözleşmeleri
ve evrensel sendikal normları yok saymıştır. Sonuçta gelinen
noktada, 10 yıldır sürdürülen “toplu görüşme” oyununun
sadece adını değişmiş, içerik olarak toplu görüşmeden bile daha geri
bir düzen getirilmiştir.

Son
değişikliklerle birlikte 4688 sayılı yasanın KESK’in mücadelesini
engellemeye yönelik girişimlerden birisi olduğunu söylemek için kahin
olmaya gerek olmadığını düşünüyoruz. Yandaş konfederasyon
yönetimini toplu sözleşme görüşmelerinde tek söz sahibi haline getiren
yasal düzenlemeler, KESK’i ve mücadelesini sınırlandırmak üzere
hazırlanmıştır. Kamu emekçilerinin gerçek sözcüsü olan KESK’in
mücadelesinden duyulan korku bu yasaya da adeta sinmiştir.

class="rteleft">Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetinde ve Kamu Görevlileri
Hakem Kurulu’nda KESK’in temsilini çeşitli ayak oyunlarıyla
sınırlamakla yetinilmemiş, yasada açık olarak yer verilmese de Devlet
Personel Başkanlığı tarafından toplu sözleşme görüşmelerini
düzenleyen yönetmelikte açık açık “En çok üyeye sahip birinci
ve ikinci sıradaki konfederasyon temsilcisinin toplu sözleşme
görüşmelerine katılmaması veya görüşmelerden çekilmesi halinde
müzakerelere katılma yetkisi üçüncü sırada bulunan konfederasyona
geçmez” denilmesi KESK’in mücadelesinden duyulan korkunun
boyutları göstermesi açısından çarpıcıdır. class="rteleft">Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere taraf olduğumuz
uluslar arası sözleşme ve anlaşmalar toplu sözleşmeyi emekçileri
çalışma ilişkilerinden kaynaklı özlük, demokratik, mesleki, siyasal
tüm konular toplu sözleşme masasında ele alınarak bağıtlandığı,
anlaşmazlık olması durumunda ise grev hakkının kullanılabildiği bir
düzenleme olarak tanımlamaktadır. Bu unsurlardan sadece bir tanesine dahi
yer verilmeyen düzenlemelere ise gerçek anlamada bir toplu sözleşme
sistemi mümkün değildir.

Oysa özgür toplu
pazarlık hakkını ihlal eden mevcut toplusözleşme düzeni, sadece mali ve
sosyal haklarla sınırlı tartışmayı öngörmektedir. Uyuşmazlık
durumunda devreye girecek olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararının
kesin olması ile grev hakkımızı zımmen yasaklama anlayışı hayata
geçirilmeye çalışılmaktadır.

Tüm bu
olumsuzluklar ve yasaklamalara rağmen KESK mücadelesinde, her zaman olduğu
gibi, kamu emekçilerinin taleplerini rehber edinerek yoluna devam edecektir.
Bunun için yetkili organlarımızda yapılan değerlendirmeler ve kararlar
doğrultusunda bir yandan sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda
sendikaları işlevsizleştirmeyi temel alan “Sahte Sendika”
yasasını teşhir ederken, diğer yandan özgür örgütlenme, grevli toplu
sözleşme hakkını teminat altına alan düzenlemeler için mücadelemizi
sürdürmeye kararlıyız.

Bu nedenle hükümetin bu
yasa ile bizi hapsetmeye çalıştığı sınırlar yerine, evrensel sendikal
kuralları temel alan toplu sözleşme teklifimizi sunacağız. Ancak ve
ancak kamu emekçilerinin iradesinin yansıması ile işlevli hale
gelebilecek olan bir toplu sözleşme düzeni oluşturulması için gayret
sarf edeceğiz. Masada görüşülen her konuya ilişkin gelişmeleri,
yaşananları kamu emekçileri ile paylaşarak şeffaf bir toplu sözleşme
düzeni sağlanmasında üstümüze düşen görevi yerine getireceğiz.
Attığımız her adımda kamu emekçilerinin taleplerini temel alacak,
örgütümüzü sürecin getireceği eylem ve etkinliklere hazır
tutacağız.

KESK’in 2 milyon kamu emekçisinin
sözcüsü olduğunu ve gücünü işyerlerinden, emekçilerden aldığı
gerçeğinden hareketle, kamu emekçilerinin somut taleplerinin masaya
yansıması için yaygın bir çalışma yaparak buradan aldığımız
güçle sürece müdahil olacağız. Çerçevesi tamamen hükümet
tarafından çizilmiş bir toplusözleşme düzenine karşı, 2 milyonu
aşkın kamu emekçisi ve 1,8 milyon emeklinin taleplerinin takipçisi
olacağımızı buradan kamuoyuna ilan ediyoruz.

class="rteleft">Cumhuriyet tarihinde ilk defa kamu emekçilerine dört aydır
zam vermeyerek mağdur eden AKP iktidarı yetmiyormuş gibi toplu sözleşme
görüşmeleri başlamadan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek eliyle
“bütçe kaynakları sınırlı” şeklinde açıklamalar yaparak,
toplusözleşme sürecini baskılamaya çalışmaktadır. Bu tür
açıklamalar ve son olarak teşvik paketi ile sermayeye getirilen
kolaylıklar dikkate alındığında, AKP hükümetinin her zaman olduğu
gibi “sermayeye gelince bonkör, emekçiye gelince cimri”
olduğunu göstermiştir.

KESK olarak, 11 faklı hizmet
kolunda örgütlü bulunan sendikalarımızdan ve örgütsüz kamu
emekçilerinden aldığımız yetki ile toplusözleşme taleplerimizi
belirlemiş bulunmaktayız. Buna göre;

Açlık
sınırının 1050 TL, yoksulluk sınırının 3200 TL civarında olduğu
koşulları, elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt gibi temel tüketim
maddelerine her gün gelen fahiş zamları ve Türkiye İstatistik
Enstitütüsünün (TÜİK) çarpıtılmış enflasyon rakamlarını değil
halkın enflasyonunu dikkate aldığımızda;

    class="rteleft">4 kişilik bir aile için Ocak 2012 tarihi itibariyle kira,
    yakıt, çocuk ve aile yardımı hariç 2.145 TL’ye çıkarılmasını,
    bu çerçevede tüm kamu emekçilerinin maaşlarına %30 zam yapılmasını,
    2012 için bu düzenleme yapılırsa,2013 yılı için gerçekleşen
    enflasyon+büyüme oranı+refah payı kadar ücret artışı talep
    ediyoruz.
  • Yan ödeme, döner sermaye v.b
    adlar her ne ad altında olursa olsun aldığımız tüm ek ödemelerin temel
    ücrete eklenerek, emekli aylığımıza yansıtılmasını
    t
    alep ediyoruz.
  • İkramiye
    almayan her kamu emekçisi için 1. ve 7. aylarda olmak üzere, temel ücret
    olan 2.145 TL tutarında iki ikramiye ödenmesini talep ediyoruz.
  • TÜİK Madde Fiyatları
    İstatistikleri'ne göre, Ocak 2012 itibariyle ortalama kira bedeli olan
    550 TL kira yardımı, 257 TL aile yardımı, günlük 9 TL yiyecek
    yardımı, temel ücretin iki katı tutarında (4.292 TL) evlenme yardımı,
    2.145 TL doğum yardımı, temel ücretin iki katı tutarında doğal afet
    yardımı, temel ücretin 3 katı (6.435 TL) tutarında ölüm yardımı
    ödenmesini talep ediyoruz.
  • Tüm
    kamu emekçilerine ücretsiz servis hizmeti verilmesini, ücretsiz servis
    hizmeti sağlanmayan yerlerde kamu emekçilerinin belediye otobüslerinden
    ücretsiz yararlanmasını, servis tahsis edilmeyen ya da belediye
    araçlarından ücretsiz yararlanma olanağı sağlanmayan yerlerde yol
    ücreti ödenmesini talep ediyoruz.
  • class="rteleft">0-6 yaş grubu çocuklar için en az 50 çalışanın
    bulunduğu işyerlerinde ve 50’den az çalışanın bulunduğu
    işyerleri için çalışma alanına yakın, ücretsiz olarak ortak bebek
    bakım üniteleri ve kreşler açılmasını talep ediyoruz.
  • Kamu emekçilerinin maaşlarına uygulanan
    vergi diliminin sabitlenmesini ve maaşların vergi dilimi artışından
    etkilenmemesini talep ediyoruz.
  • Ek
    ödemeleri düzenleyen 666 Sayılı KHK ile yaratılan ücret adaletsizliği
    ve mağduriyetlerin giderilerek, göstermelik olarak değil, gerçekten eşit
    işe eşit ücret uygulamasının hayata geçirilmesini, ek ödemelerden
    yararlanamayan emeklilere telafi ücreti ödenmesini talep ediyoruz.
  • Kadın kamu emekçilerine; başta görevde
    yükselme ve unvan değişikliklerinde olmak üzere çalışma yaşamında
    uygulanan negatif ayrımcılığa, baskı ve şiddete son verilmesini
    talep ediyoruz.
  • İdarenin sendikalar
    ve üyeleri üzerinde çeşitli yöntemlerle uyguladığı baskıların son
    bulmasını, özgür örgütlenme ortamının sağlanmasını talep
    ediyoruz
    .
  • Atama ,nakil,terfi işlerinin
    demokratik şeffaf ve objektif ölçütlere uygun gerçekleştirilmesini
    talep ediyoruz.
  • Kamuda sözleşmeli,
    taşeron v.b. farklı statülerdeki güvencesiz çalışmaya son verilmesini
    ve tüm çalışanların iş güvencesine kavuşturularak kadrolu istihdam
    edilmesini talep ediyoruz.
  • Evrensel
    değerlerle uyumlu, çalışma yaşamını demokratikleştirecek, toplumsal
    barışı sağlayacak, özgürlükçü ve demokratik bir anayasanın
    hazırlanmasını talep ediyoruz.
  • class="rteleft">Kamu emekçilerine siyaset yapma yasağının
    kaldırılmasını talep ediyoruz.
class="rteleft">Burada belirttiğimiz talepler, yıllardır fedakarca
görevlerini yerine getirmeye çalışan ve 5 aydır ücret zammı
alamayarak, ciddi mağduriyetler yaşayan kamu emekçilerinin asgari
talepleri olduğunu vurgulamak istiyoruz.

Tüm yasal ve
fiili sınırlamalara rağmen, mücadelemizin temel taleplerinden birisi olan
grevli toplusözleşme hakkımızın yasal güvence altına alınması
konusundaki ısrarımız sürmektedir. Bu konuda adım atılıncaya kadar
fiili meşru mücadelemizden geri adım atmayacağımızın bilinmesini
istiyoruz.

KESK’in sadece ücret ve sosyal haklar
ile sınırlı bir toplusözleşme mücadelesi yürütmediği ve
yürütmeyeceği bilinmelidir. Sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinin
demokratik haklar mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olduğu
gerçeğinden hareketle sadece kamu emekçilerine karşı sorumlu olduğumuzu
ve aldığımız her kararda kamu emekçilerinin çıkarları doğrultusunda
hareket edeceğimizi sizler aracılığıyla buradan kamuoyuna
duyuruyoruz.

Kaynak: kesk.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder