Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar style="text-align: justify; ">’ın halkın mühendisleri Barış Önal
ve İlhan Kaya için “Komployla Tutuklananlar Serbest Bırakılsın, İlhan Kaya ve
Barış Önal’a Özgürlük” adıyla yaptığı kampanya dahilinde gerçekleştirdiği
GRUP YORUM konseri style="text-align: justify; "> 24 Kasım 2012 tarihinde Ankara Yenimahalle
Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Salonu’nda
gerçekleştirildi.
Ankara’da günler öncesinden başlayan konser çalışmaları
Kızılay’da, Sakarya Caddesi ve Yüksel Caddesi’nde, ODTÜ,
Hacettepe, Ankara Üniversitesi’nde, Hüseyingazi, Tuzluçayır,
Seyranbağları, Ege Mahallesi, Yenimahalle, Batıkent’te ve şehrin
birçok yerinde son güne kadar devam etti. Konsere 2000’in üzerinde
kişi katıldı. Salonda adım atacak yerin kalmadığı konsere Çorum,
Eskişehir, Nevşehir, İstanbul, Kütahya, Konya, Antalya gibi birçok
şehirden de katılım oldu.
Konser
hazırlıkları salonda sabahtan itibaren başladı. Fuaye alanında Devrimci
Mücadelede Mühendis Mimarlar’ın dergisi olan Artı İVME
Dergisi'nin, İdilcan Kültür Merkezi'nin ve TAYAD'ın tanıtım
masaları açıldı. Halk salona öğle saatinden itibaren gelmeye başladı.
Salon içerisinde ise hazırlıklar devam ediyordu. Sahne arkasına
“Mühendisiz Mimarız Haklıyız Kazanacağız”
yazan Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar imzalı
büyük bir pankart asıldı. Salonun yan taraflarında komplo ile tutuklanan
6 devrimci Umut Şener, Hasan Karapınar, Emel Keleş, Semiha Eyilik, Bayram
Dalyan, Hakan Yılmaz’ın resimlerinin olduğu ve "Komployla
Tutuklananlar Serbest Bırakılsın!" yazan pankart asılıyken, diğer
tarafında ise İlhan Kaya ve Barış Önal’ın resimlerinin olduğu,
altında "Halkın Mühendisleri Serbest Bırakılsın!" yazan
pankart asılıydı. Konser saatlerine yaklaşırken, biletler günler
öncesinden tükenmiş olmasına rağmen salonun önünde bilet almak
isteyenlerin oluşturduğu büyük bir kalabalık vardı. Tek tip giyinmiş
görevlilerin de son hazırlıkları tamamladıktan sonra yerlerini
almalarıyla konser için kapılar açıldı ve dinleyiciler içeri alınmaya
başlandı.
Konser saatinin gelmesiyle
programa Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar’ın konuşması ile
başlandı.
Yürümek;
style="text-align: justify; ">yürümeyenleri
style="text-align: justify; ">arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp
ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
Yürümek;
dostomuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
Yürümek;
yolunda pusuya
yattıklarını,
arkadan çelme
attıklarını
bilerek
yürümek...
Yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek...
Nazım
Hikmet’e ait bu dizelerle başlayan konuşmaya halkın mühendisleri
Barış Önal ve İlhan Kaya adına herkesi selamlayarak devam edildi.
Konuşmada AKP’nin hak arayan herkesi iktidar olduğu son on yılda
terörist ilan ettiğinden, her güne tutuklama, gözaltı, katledilme
haberleriyle başlandığından, son olarak Antalya, İstanbul, Kocaeli,
İzmir, Aydın, Kahramanmaraş, Malatya ve Burdur’da yine komplolarla
yapılan gözaltı ve tutuklama teröründen bahsedildi. Aynı şekilde
yakın zamanda DEV-GENÇ’lilerin tutuklu arkadaşları için
açtıkları çadırlara ne olduğu belirlenemeyen kimyasal gazlarla
saldırarak müdahale edildiği belirtildi. Hapishanelerin öğrencilerle
dolu olduğundan, İlhan Kaya’nın ODTÜ İnşaat Mühendisliği
öğrencisi, Barış Önal’ın ise ODTÜ mezunu bir mühendis
olduğundan ve ikisinin de aylardır Sincan 1 No’lu F tipi
hapishanesinde tutulduğu belirtildi. AKP’nin herkese olduğu gibi
mühendislere yönelik saldırıları kapsamında da mühendis, mimar ve
şehir plancıları örgütlü gücü olan TMMOB’ye de çıkardığı
KHK’lar ile saldırdığından bahsedildi ve devrimci mühendisler
olarak tüm mühendis ve mimarlar TMMOB’yi sahiplenmek üzere mücadele
saflarına çağırıldı. Aynı şekilde yurdun dört bir yanında süren
işçi direnişlerinden, İMO’daki işini almak için direnip zafer
kazanan Cansel Malatyalı’dan, işlerine zafer kazanarak geri dönen
RoseTeks işçilerinden bahsedildi ve şu an direnişlerini sürdürmekte
olan Hey Tekstil, BEDAŞ, Kiğılı, Darkmen işçilerinin de kazanacağı
belirtildi. Son olarak da dünyanın dört bir yanında emperyalistlerin
halkları katlettiği, Suriye’ye işbirlikçiler aracılığıyla
saldırıldığı, AKP’nin de bunda büyük payı olduğu, Kürt
halkının üzerindeki baskılardan, aleviler üzerindeki asimilasyon
politikalarından bahsedildi. AKP’nin bu saldırılarına ancak
milyonları örgütleyerek direnilebileceği, halkın yanında olunması
gerektiği, halkın yanında Tülin Aydın, Hasan Balıkçı, İsmet
Erdoğanların yolu izlenerek olunabileceği, Barış gibi İlhan gibi
mücadele ederek bu yolda ilerlenebileceği söylendi.
style="text-align: justify; ">Devrimci mühendislerin konuşmalarından sonra
İlhan ve Barış’ın mektubu kürsüden okunarak programa devam
edildi.
Zulüm ve işkencenin her geçen
gün arttığının örneklerinden birisi olarak sanatını halk için yapan
Grup YORUM’a yıllardır devam eden baskıların bir örneği olarak
solistlerine ev hapsi cezası verildiği belirtildikten sonra “Grup
YORUM Susturulamaz”, “Türküler Durmaz Halaylar Sürer”
denilerek sahne Grup YORUM’a bırakıldı.
Grup YORUM konsere büyük bir coşkuyla konsere başladı. Konser
boyunca sevilen birçok şarkısını dinleyicilerle birlikte hep bir
ağızdan söylediler. Halay şarkılarında salonun darlığına rağmen
hemen herkes coşkuyla halaylara katıldı.
Konserin ikinci yarısına başlarken Sincan 1 No’lu F tipi
hapishanesindeki özgür tutsaklardan gelen mektup okundu ve Cansel
Malatyalı sahneye kısa bir konuşma yapmak üzere davet edildi. Cansel
Malatyalı konuşmasında İlhan ve Barış’ın tutuklanma gerekçeleri
arasında kendi direnişine destek vermek olduğunu da belirtti. Kendisinin
işini geri alabilmek için 8 ay çadır açıp gece gündüz direndiğini,
36 gün açlık grevi yaptığını ve sonunda zaferi kazandığını
belirtti. Ancak direnenlerin kazanabileceğini vurguladı, tarihin bunun
örnekleri ile dolu olduğunu söyledi. Direnen işçileri ve tüm özgür
tutsakları selamladığı konuşmasını Kemal Özer’in dizeleriyle
bitirdi:
kapamışlar sıkı sıkı
hücrenin kapısını
dışarda
kalmış dünya
her şeyi
söküp almışlar elinden
bir
tek pencere bırakmışlar sana
ve parmaklığın dışında bir tek dal
belli üstüne abanacağı dört duvarın
style="text-align: justify; ">döşemenin sonuna dek susacağı
belli
kapı kolay açılmayacak
bir daha
sesini yankılamayacak
tavan
kim bilir kaç gece
uykusuz kalacaksın
anlıyorsun
silmek istediklerini olumlu ne varsa künyenden
umut, yenilmemek, yaşama sevinci..
style="text-align: justify; ">anlıyorsun o pencere orada
neden
o bir tek dal neyin
işkencesi
biri bakmak gibi
fazla ışığa direncini köreltecek senin
biri özlemini bileyecek dışarıya
style="text-align: justify; ">her gün biraz daha çökeceksin
düştükçe yaşamın tuzağına
oysa bir şey var bilmedikleri neye değse elin silaha
dönüşür
öyle bir kavganın
içindesin ki
bir ağaç dalı
bile dövüşür
bir pencere
bile yeter bilincini bilemeye
Cansel
Malatyalı’nın konuşmasının ardından konser Grup YORUM’un
şarkılarıyla devam etti. Halaylara katılan, tüm şarkılara eşlik eden
dinleyicilerin coşkusu salonu sarmıştı. Haklıyız Kazanacağız
marşıyla konser bitirildi.
Son sözü
alan devrimci mühendisler Barış, İlhan ve komplo ile tutuklanan tüm
devrimciler için yapılan kampanya dahilindeki bu konsere katılımından
dolayı herkese teşekkür etti. Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar
olarak tüm saldırılara karşı ancak örgütlü bir güç ile mücadele
edilebileceği ve bu mücadelede mühendis mimarların yerinin halkın yanı
olduğu belirtildi. Tüm mühendis ve mimarlar Devrimci Mücadelede Mühendis
Mimarlar’ın saflarında olmaya çağırılarak konser
sonlandırıldı.
Barış ve
İlhan'dan gelen mektup;
''Merhaba,
Mimar, mühendis
arkadaşlar. Öğrenci, memur, işçi, mahallelerden gelen abiler, ablalar,
kardeşler. Hepinize candan bir merhaba!
Bazılarınızla demokrasi mücadelesini beraber omuzladık, kimilerinizle
bir sıcak çay eşliğinde saatlerce tartıştık, kimilerinizle yoksul
mahallelerin sokaklarında beraber adımladık, derneklerde sendikalarda sol
maskeli emek düşmanlarını beraber teşhir ettiklerimizde var aranızda.
Yüz yüze hiç görüşemediğimiz, ama hepinizle aynı kavgaya baş
koymuşluğumuzun verdiği sıcak tanışıklığımız var! Hepiniz bizimle
dayanışmak için geldiniz. Hoş geldiniz.
Sizlere Sincan 1 No’lu F tipi Hapishanesi’nden yazıyoruz.
Çünkü,
Bu devletin, adında adalet
kelimesi geçen bakanlığı var. Binlerce hakimi, devasa adalet sarayları,
‘’özgürlük hakimleri’’ var, ama adaleti yok.
style="text-align: justify; ">Adı Emniyet Müdürlüğü olan bir kurumu
var, ama halkın güvenliğine en büyük tehdit oradan gelir.
style="text-align: justify; ">Çevre ve Şehircilik Bakanlığı var,
derelerimizi, ormanlarımızı, evlerimizi, mahallelerimizi 2B arazileri
diyerek, kentsel dönüşüm diyerek zengin para babalarına peşkeş çeker,
yoksul halkın barınma hakkına saldırır.
Bizler bu halkın mühendisleri, bu halkın aydınları, bu
halkın devrimcileri, evlatlarıyız. Bu halkın yoksul mahalleleri kentsel
dönüşüm projesi adı altında Ağaoğullarına peşkeş çekilirken,
fabrikalarda işçilerin kazanılmış hakları bir bir gaspedilip iş
cinayetlerinde katledilirken, ulusal onurumuz kardeş Suriye halkına
saldıran emperyalistlerin taşeronluğu yapılıp ayaklar altına
alınırken, sokaklarda insanlar polis kurşunuyla katledilirken, işkenceci
tecavüzcü polisler terfi ettirilirken, okullarda çocukların beyni yoz ve
anti-bilimsel eğitimle boşaltılmaya çalışılırken, Kürt halkına her
türlü zulüm ve ulusal baskı uygulanırken, kadınlarımız her gün
katledilirken, insanlığın en soylu damarı devrimcilere F tipi zindanlarda
işkence edilirken, elbette ki bir köşede oturup bekleyemezdik ve oturup
beklemedikde.
Hasan
Balıkçı’ların yolunda yürümekten onur duyuyoruz. Devrimci Mimar
ve Mühendislerin kavgasının bu süreçteki bir parçası olmaktan onur
duyuyoruz.
Birliğimiz, dayanışmamız
AKP’nin komplolarını bozacaktır. Buna inanıyoruz.
style="text-align: justify; ">Bugün burada binler buluştuk, yarın onbinler
olacağız, sonra milyonlar olacağız ve AKP’nin zulmüne dur
diyeceğiz. Kimimiz içeride, kimimiz dışarıda olacak, ama her zaman biz
olacağız, birlikte olacağız. Ve AKP zulmünü yeneceğiz.
style="text-align: justify; ">Bu inanç ve güvenle sizleri selamlıyoruz. 28
yıldır bu halkın türkülerini söyleyen, halkla birlikte direnen Grup
YORUM’u selamlıyoruz.
Sincan 1
No’lu Hapishanesi’nden sevgi ve selamlarımızı
gönderiyoruz.''
İlhan
KAYA – Barış Önal