30 Kasım 2012 Cuma

ODTÜ Öğrencisi Tutsak Devrimciler İçin Eylem Yapıldı

ODTÜ Öğrencisi Tutsak
Devrimciler İçin Eylem Yapıldı

 

AKP iktidarının
her geçen gün arttırdığı baskı ve tutuklama terörü
sonucunda tutuklanan 2824 öğrenciden üçü olan, ODTÜ
öğrencileri Barış, İlhan ve Ertandır. İlhan yaklaşık 8, Barış
yaklaşık 5 aydır, Ertan ise iki haftadır, Sincan 1 No’lu
F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunmaktadır. İlhan, Barış ve Ertan
nezdinde şuanda tutsak olan tüm devrimci öğrenciler için 27 Kasım 2012
tarihinde ODTÜ'de bir eylem gerçekleştirilmiştir. Henüz
iddianameleri bile hazırlanmamış , haklarında kesinleşmiş bir suç
olmayan tutuklu ODTÜ öğrencilerine ODTÜ senatosunun aldığı kararla
sınav ve okula kayıt hakları ellerinden keyfi bir şekilde alınması
ODTÜ öğrencileri tarafından protesto edilmiştir. Öğlen 12.30da fizik
bölümü önünden başlayıp rektörlükte yapılan okunan basın
açıklamasıyla bitirilen eyleme yaklaşık 40 kişi katılmıştır.
Eylemde Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz,
Devrimci tutsaklar onurumuzdur, İlhan Kaya'ya özgürlük, Barış
Önal'a özgürlük, Ertan Sinan Şahin'e özgürlük, YÖK
kalkacak,polis gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek, Gözaltılar
tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz
sloganları atılmıştır.
Aynı saatlerde toplanacağı haber alınan ODTÜ senato toplantısına
girmek isteyen ODTÜ öğrencileri engellenmeye çalışılmış ancak
öğrencilerin ısrarı üzerine 3 kişi temsilci olarak rektörülüğe
girip toplantıdan çıkan ODTÜ Genel Sekreteri ile görüşüp taleplerini
dile getirmiştir. Rektörlük tarafından en kısa zamanda geri dönüş
yapılacağı söylenen öğrencilerin sürecin takipçisi olacaklarını
belirterek eylemlerini sonlandırmışlardır. Eyleme Devrimci Mücadelede
Mühendis Mimarlar da katılmıştır.

 

Senato
toplantısında sunulan basın metni:

 

Tutuklu
Arkadaslarımızın Eğitim Hakkı Gasp Ediliyor!

İlhan Kaya ODTÜ
İnşaat Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi. 8 aydir Sincan F
tipi kapalı hapishanesinde. Ertan Sinan Şahin ODTÜ Fizik Bölümü ...
sinif öğrencisi. 2 haftadır Sincan F tipi kapalı hapishanesinde. Barış
Önal ODTÜ İnsaat Mühendisliği Bölümünden yeni mezun oldu. 5 aydır
Sincan F tipi kapalı cezaevinde. Onlar üniversiteyi kazanan öğrencilerin
ODTÜ’ yü tercih etmesi için televizyonlarda yayınlatılan
reklamlarda oynayan yapay tiplerden değiller. Biz ODTÜ de ingilizce 3
kelime ögrendik 'Yankee Go Home' diyen Taylan Özgür'ün
yolundan giderek bu okula gerçek kimliğini veren devrimci öğrenciler.
Aynı amfide derse girdigğimiz, kantinde sohbet ettiğimiz, aynı
yemekhanede yemek yediğimiz, forumlarda birlikte tartışıp, eylemlerde
omuz omuza yürüdüğümüz arkadaslarımız...

Tam da üniversitenin
yetiştirmekte sorumlu oldugu; düşünen, sorgulayan, eşitsizliğe,
adaletsizliğe, haksızlığa karşı sessiz kalmayan öğrenciler oldukları
için, düzene olan tepkilerini örgütlü bir biçimde dile getirdikleri
için, 'hepimizin en hızlısı oldukları' için AKP'nin
tutuklama terörünün de bir parçası oldular.  Uydurma gerekçelerle,
katıldıkları demokratik eylemler yasadışı gösterilerek  ve
komplolarla tutuklanan arkadaslarımızdan İlhan ve Barış aylardır
mahkemeye çıkartılmayıp tutuklu yargılanmakta, Ertan’ı  ise
benzer bir süreç beklemektedir.

Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik
girdabındaki arkadaslarımıza el uzatmasını beklediğimiz okulumuz ise
hukuksuzlukta çıtayı yükseltmiş, haklarında kesinleşmiş hiç bir
hüküm bulunmayan arkadaslarımıza cezayı kendisi keserek eğitim
haklarını ellerinden almıştır. İlhan Kaya'nın dönem kaydı
uydurma gerekçelerle yapılmamış, Ertan’ın sınavlarını alması
için girişimde bulunulmamıştır.

Buradan duyuruyoruz.
İlhan'ın ve Ertan'ın eğitim haklarının takipçisi olacağız.
Üniversite yönetimine 31 Temmuzda ODTÜ senatosunda aldığı kararları
hatırlatıyor, bu kararların altını doldurmasını bekliyoruz. İlhan,
Ertan ve Barış yalnız değildir.

ODTÜ Senatosu'ndan Kamuoyuna
Duyuru 31 Temmuz 2012 :

*Ülkemizde süregelen kimi soruşturma,
tutuklama ve baskılardan hak ve özgürlüklerin de yara aldığı bilinen
bir gerçektir. Bu bağlamda, bilim insanlarına, öğrencilere ve basın
mensuplarına yönelik bu tur uygulamalarla akademik değerlerin ve ifade
özgürlüğünün gerilediği görüşü yurt içinde ve yurt dışındaki
akademik çevrelerde de yaygın olarak paylaşılmaktadır.

*Hangi
gerekçeyle yargılandıkları belli olmayan öğrenci, bilim insanı, basın
mensubu ve kamu görevlisi sayılarının sürekli olarak artması kaygıyla
izlediğimiz gelişmeler arasındadır.

*Temel hak ve özgürlüklere
saygı, farklı görüşlere tahammül, çoğulculuk, açıklık, hukukun
üstünlüğü gibi demokrasi ilkelerinin ülkemizde tam olarak hayata
geçirilememesinden büyük kaygı duyuyoruz.

 *Adil yargılanma
koşullarını gerçekten sağlayacak adımların en kısa sürede
atılmasını öncelikle bekliyor, hak ve özgürlükler alanının evrensel
değerlere uygun biçimde düzenlenmesini istiyoruz.

Orta Doğu Teknik
Üniversitesi Senatosu

29 Kasım 2012 Perşembe

AKP’nin Demokratik Yaşama Yönelik Saldırıları Hız Kesmeden Devam Ediyor!

AKP'nin Demokratik Yaşama
Yönelik Saldırıları Hız Kesmeden Devam Ediyor!

class="rteleft"> src="http://www.ivmedergisi.com/UserFiles/Image/sendikalogo/00-kesk-web-logo.jpg"
width="140" />AKP'nin 'İleri Demokrasi' düzeni
devam ederken, tüm toplumu kuşatarak içten içe yerleştirilmeye
çalışılan korku düzeni hız kesmeden ilerletiliyor. Yıllardır
gücünü halkı susturarak ve kandırarak biriktiren AKP, düzenini kendi
dışındaki tüm sesleri susturarak inşa ediyor. class="rteleft">Özgürlük ve demokrasi alanının giderek daraltıldığı
ülkemizde gün geçmiyor ki, yeni bir tutuklama, gözaltı veya şiddet
haberleri ile karşı karşıya kalmayalım. Bir yandan emeğin kazanılmış
haklarına yönelik ciddi saldırıların olduğu, çalışma yaşamının
tahrip edildiği, sendikal hak ihlallerinin sürdüğü, bağımsız sendikal
hareketin yok edilmek istendiği, diğer yandan ise başta ifade ve
düşünce özgürlüğü olmak üzere hak ve özgürlükler alanının
giderek daraltıldığı, hükümetin otoriter düzenini daha da pekiştiği
bir süreçten geçiyoruz.

Hukukun, insan haklarının,
sendikal hakların ayaklar altına alındığı bu korku imparatorluğunda
cezaevleri gazetecilerle, sendikacılarla, öğrencilerle; yani susmayan,
hakkını arayan, AKP düzenine karşı muhalefet eden kesimlerle dolup
taşmakta, yargı ve polis gücüne dayanarak darbe dönemlerini aratmayacak
bir baskı ortamı oluşturulmaktadır.

class="rteleft">Konfederasyonumuzun 68 üyesi sendikal faaliyetleri nedeni
ile hala tutuklu bulunurken, özgürlükleri tüm kamuoyu tepkisine rağmen
ellerinden alınmaya devam edilmektedir.

Özgürlük ve
demokrasiye dair en ufak bir adımın atılmadığı bu süreçte AKP
hükümeti operasyonlarına ise hız kesmeden devam etmekte, hukuksuz ve
siyasal nitelikteki saldırılarını sürdürmektedir. 20 Kasım tarihinde
bağlı sendikamız Eğitim Sen Kayseri Şube üyesi Tevfik Türkoğlu
gözaltına alınarak tutuklanmış, 26 Kasım Salı günü ise yine Eğitim
Sen üyesi 2 arkadaşımız, Hamdullah Değer ve Ebubekir Dikmen Van
Belediyesi’nce yoksul öğrencilere eğitim desteği vermek amacıyla
açılan "Eğitim Destek Evleri"nde ders vermeleri gerekçesiyle
gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Yine aynı gün eski Tüm Bel Sen
Şube Başkanı Selim Bozyiğit tutuklananlar arasına dahil
edilmiştir.

Ülke genelinde tüm illeri kapsayan ve
bir “cadı avı”na dönen operasyonlar, Kayseri, Antalya ve
İzmir’de de devam etmiş, İzmir’de bağlı sendikamız TÜM Bel
Sen 1 No’lu İşyeri Temsilcisi Erol Hanbayat ve Tüm Bel Sen üyesi
Uğur Tepe, evlerine sabaha karşı yapılan operasyonlar sonucu gözaltına
alınarak tutuklanmışlardır. Benzer operasyonlar sonucu Pazarcık devlet
Hastanesi’nde görev yapan Dr. Mehmet Sinan Mitil’de
tutuklananlar arasına dahil edilmiştir.

class="rteleft">Konfederasyonumuza, üyelerimize, sendikal faaliyete karşı
sürdürülen operasyonların dışında da genişletilen abluka ülkemizin
her köşesinde uygulanmakta, AKP karanlığı her geçen gün daha fazla
insanın özgürlüğünü ellerinden almaktadır. class="rteleft">Bu hukuksuzluk, Bu Saldırılar Artık Yeter!

Faşist baskılara, her türlü zorbalığa
derhal son verilmelidir. AKP hükümeti, korkutarak, zor kullanarak
özgürlük, eşitlik ve adaletten yana olanların seslerini kesemeyeceğini
artık anlamalıdır.

Yürütme
Kurulu

AKP'NİN TMMOB'YE SALDIRI YASASINA KARŞI BASIN AÇIKLAMASI ÇAĞRISI

AKP'NİN TMMOB'YE SALDIRI
YASASINA KARŞI BASIN AÇIKLAMASI ÇAĞRISI

AKP halkları sindirmenin bir aracı
olarak şimdi de TMMOB'yi tasfiye etmeye çalışıyor. Saldırılarını
çıkardığı Cumhurbaşkanlığı  Denetleme Kurulu Raporları ile
başlattığı, Kanun Hükmünde Kararnamelerle devam ettirdiği AKP, şimdi
de "Yapı Denetimi Hakkında Yapı Denetimi Kanun Tasarısı" adı
verilen torba yasası ile bu saldırıların yasal dayanağını
hazırlıyor. Bizler Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar
olarak AKP’nin Mesleki Demokratik Kitle Örgütümüze dönük
saldırılarına izin vermeyeceğimizi duyuruyor, buna karşı mücadele
edeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Tüm emek güçlerini bu
doğrultuda İstanbul ve Ankara'da eşzamanlı olarak AKP binaları
önünde yapacağımız basın açıklamamızda yanımızda olmaya
çağırıyoruz.

 
Tarih: 1 Aralık 2012 Cumartesi
style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size:
13px; background-color: rgb(255, 255, 255);">Saat.
15.00
 
Yer: 

ANKARA: AKP Ankara İl Binası Önü- Kocatepe
            

style="margin-top: 0.5em; margin-bottom: 0.9em; text-align: -webkit-auto;
color: rgb(33, 33, 33); font-family: sans-serif, Arial, Verdana,
Helvetica;">İSTANBUL: AKP Şişli İlçe Binası
Önü 

 

style="font-size:16px;">DEVRİMCİ MÜCADELE MÜHENDİS
MİMARLAR

28 Kasım 2012 Çarşamba

Felsefe dersine soruşturma açıldı*

Felsefe dersine soruşturma
açıldı*

4+4+4 sisteminde düşünceye ilk
soruşturma açıldı. Felsefe öğretmenine açılan soruşturma şu
suçlamaya dayanıyor: “tevhit inancımıza aykırı bilgiler vermek
ateizm gibi konulardan bahsederek çocuklarımızın kafasını
bulandırmak"

İstanbul’da felsefe dersine
soruşturma açıldı. İstanbul Ataşehir Nuri Cıngıllıoğlu
Lisesi’nde felsefe öğretmeni ve Eğitim Sen işyeri temsilcisi Adnan
Marangoz hakkında, “çocuklarımıza tevhit inancımıza aykırı
bilgiler vermek ve ateizm gibi konulardan bahsederek çocuklarımızın
kafasını bulandırmak” suçlamasına dayanılarak soruşturma
başlatıldı.

İstanbul Eğitim-Sen 2 No’lu Şube konuyla
ilgili bir basın açıklaması yaparak Ataşehir’de yaşanan olayın
4+4+4 sistemiyle yaşanacak olanlar hakkında ipucu verdiğini belirtti. />
Eğitim-Sen açıklamasında felsefe dersinin içeriği gereği
felsefi, bilimsel, sanatsal, gündelik ve dinsel bilgi konuları
öğrencilere anlatıldığını hatırlattı ve “Sorgulamak,
düşünmek bu dersin temel yöntemidir” dedi. Öğretmen Adnan
Marangoz hakkında yapılan “tevhid inancımıza aykırı
bilgiler…” şeklindeki suçlamanın kendisinin bir suç
sayıldığını belirtti.

Aynı okulda daha önce Van depreminin
ardında nakil gelen öğrenciler “Ahmet Kaya dinliyor” diye
ayrımcılığa maruz kalmış ve okul değiştirmek zorunda
bırakılmışlardı.

Sendika.Org

*Sendika.org
sitesinden alınmıştır
 

27 Kasım 2012 Salı

Alo, bu öğretmen KCK'lıdır gibi geldi / Ezgi BAŞARAN

Alo, bu öğretmen
KCK'lıdır gibi geldi / Ezgi BAŞARAN

EZGİ BAŞARAN

Türkiye /
28/11/2012

 

 
class="bosluk cl"> 
id="haberDetayYazi">

12 Eylül'ü aratmayacak
fişlemeler aynen devam. Bir tek fişleyenlerin haki üniforması
eksik.

Gizli tanıklar uydurmanın, gaipten ihbar telefonları almanın
devlet için çeşitli müşkülatları oluyor. Gizli tanığın dünya
üzerinde var olmayacak kadar gizli olduğu, hiçbir emniyet teşkilatının
kayıtlarına girmediği ortaya çıkıyor. Mesela yani.

Yahut...
Emniyete gönderilen ne idüğü belirsiz bir mektubun (genellikle terörist
olmakla) suçladığı kişi ‘suç’ tarihinde cezaevinde
olduğunu filan kanıtlayıveriyor. Ha bir şey fark ediyor mu?.. Yok,
cezaevinde yatarken ayrıca bir terör eylemine katılmış gibi ayrı bir
davanın muhatabı haline gelebiliyor. Fakat emniyet zor duruma düşüyor,
nedir bu ihbar mektuplarının aslı astarı kardeşim sorularıyla
cebelleşiyor. Onca işi arasında... Velhasıl, olmuyor yani bir
yerde.

* * *

Öyleyse devlet bu gaileleri savuşturmakla
uğraşmayacağı, meşru görünümlü, bol toplumsal katılımlı başka
bir mekanizma yaratmak zorundaydı. Yaptı. Sonra bu yapmaya sofistikasyon da
kattı. Her vatandaştan muhbir yaratan alo ihbar hatlarını mesleklere
göre tasnif etti. Doktorlar uzun süredir kendilerini bu ihbar hatları
aracılığıyla eften püften ‘suçlar’ için savunma veriyor.
Savunma vermekten hasta bakamıyor. Mesela yani.

Bu hattın bir de
öğretmenler için olanı var. Alo 147, 2010 Mart ayından beri
yürürlükte. Fakat hikmetinden sual olmaz, bu hat, son birkaç aydır bir
faal bir faal ki sormayın.

Bakanlık müfettişleri çeşitli
şehirlerde toplandı. Söz konusu hangi şehirse oradaki
‘çeşitli’ öğretmenler hakkında soruşturma açtı. Çünkü
birileri ‘çeşitli’ öğretmenlerle ilgili şikâyette
bulunmuştu. Şikâyetler şehirlere göre değişiyordu.

Ve tabii
müfettişleri araştırma-geliştirme soruları da. Örneğin,
Ankara’nın merkezindeki bazı okullarda görevli öğretmenleri,
meslektaşlarına, idarecilerine soruyorlar: “Bu kişi 4+4+4 sistemine
karşı mı?” “Negatif söylemlerine, ileri geri konuşmalarına
şahit oldunuz mu?”

Başka bir şehirde soru şöyle şekil
değiştiriyordu: “Bu öğretmenin dinle ilişkisi nedir? Dine hakaret
ettiğini işittiniz mi?”

* * *

Tahmin edeceğiniz gibi bu
soruşturmalar memleketin doğusuna doğru gittikçe daha bir tatlı oluyor.
Toplamda 500’ün üzerinde öğretmen “Hakkınızda bakanlığa
bilgi intikal etmiştir” denilerek araştırılıyor şu anda. Bu 500
öğretmenin 50’si Diyarbakır’da, 36’sı Batman’da.
Sorular ise şu minvalde: “Bu kişinin KCK ile ilişkisi var
mıdır?” “Örgüt propagandası yaptığına şahit oldunuz
mu?” “İstiklal Marşı okunurken nasıl bir tavır
takınıyor?” “Meslektaşlarını ve öğrencilerini eyleme
gönderiyor mu?”

Ampirizmi “Alo, bu öğretmen
KCK’lıdır gibi geldi” şeklinde özetlenebilecek bir
mekanizma... Zehir gibi işlesin diye de bir yöntem bulunmuş: Kürt
öğretmenlerle ilgili bilgileri o şehre batıdan gelerek hizmet veren Türk
meslektaşlardan almaya çalışıyor. Onlardan, Kürtlere karşı ucu
kıvılcım tutacak bir laf almak daha kolay sanıyorlar. Hesaba bakın.
Örneğin, Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki soruşturma bu zehir
plan üstünden yürütülüyor.

Bir de şu var: İl eğitim
müdürlükleri bu soruşturmalarla ne ilgimiz ne de bilgimiz var diyor.
Meğer olay bakanlık seviyesinde yürütülüyormuş. İhbarlar telefondan,
emir büyük yerdenmiş.

Vallahi çok şaşırdık, çenemizi
toplayamıyoruz!

* * *

Kenan Evren ve Tahsin
Şahinkaya’nın nedamet getirmek şöyle dursun, “Ne
yargılaması, bizler kurduksa bu sistemi, sizler yaşatıyorsunuz,
evlatlarım” edasıyla konuşmasına şaşırmamak lazım. 12
Eylül’ü aratmayacak fişlemeler aynen devam. Bir tek fişleyenlerin
haki üniforması eksik. He, ancak o kadar.

Kaynak:
Radikal

 

HERKES TAŞERON İŞÇİSİ OLUYOR, KADROYA GEÇMEK HAYAL OLUYOR!/ DİSK

HERKES TAŞERON İŞÇİSİ
OLUYOR, KADROYA GEÇMEK HAYAL OLUYOR!/ DİSK

align="justify">

DİSK Genel Başkanı Erol Ekici’nin,
hükümetin taşeronlaştırma politikalarına ilişkin
açıklaması:

 

HERKES TAŞERON
İŞÇİSİ OLUYOR, KADROYA GEÇMEK HAYAL
OLUYOR!

 

  • YAPILMAK İSTENEN DÜZENLEME
    ASIL İŞİNDE TAŞERONA VERİLMESİDİR. BUNUN ANLAMI HERKESİ TAŞERONA
    MAHKUM ETMEKTİR!

 

Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, tarafından alt işverende çalışan işçilerin
sorunlarını çözmek gerekçesi ile başlatıldığı kamuoyuna duyurulan
çalışmalar, bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından
köleliğe benzetilen taşeron işçiliğini yaygınlaştırma amacı
taşımaktadır.

 

Bu yapılırken de taşeron işçilerinin
yasal olarak zaten var olan haklarının uygulanmaması gerekçe
gösterilmektedir. Taşeron sistemi, işverenler tarafından emek
maliyetlerini aşağıya çekmek, işçi ile ilgili sorumluluklardan kaçmak
amacıyla oluşturulmuş, kuralsızlığın, esnekliğin, güvencesizliğin
zeminidir.

 

En büyük işveren olarak devletin ve özel
şirketlerin hızla taşeron sistemine yönelmelerinin nedeni budur.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre taşeron işçi
sayısı AKP hükümeti döneminde 4 kat artarak 1,5 milyonu geçmiştir.
Dolayısıyla kurallı çalışmadan, yasal düzenlemelerden kaçısın
aracı olarak yaygınlaştırılmak istenen bir sistemin
“iyileştirilebilmesi” mümkün
değildir.

 

Eşyanın tabiatına aykırıdır. Taşeronluk,
iş cinayetlerini, eksik ücretleri, yatmayan maaşları, ödenmeyen sigorta
primlerini, kullandırılmayan ücretli izinleri, yasal çalışma
sürelerinin çok üzerinde ücretsiz çalışma sürelerini temsil
etmektedir. Devlet, işveren tarafından bu gidişata göz
yummaktadır.

 

Sermaye örgütlerinin uzun zamandan beri en
büyük talebi taşeron uygulamasına yönelik konulan
sınırlandırılmaların bütünüyle kaldırılmasıdır. Hükümet boyalı
laflarla, bir yandan yasaları uygulamadığını itiraf ederken, öbür
yandan işçilerin kazanılmış haklarına
saldırmaktadır.

 

1) Taşeronluk ile ilgili yapılmak
istene düzenlemelerin temel amacı, taşeronluğu yardımcı işler ve asıl
işlerin bir bölümü için tanımlayan sınırlandırmayı ortadan
kaldırarak, bütün işçileri taşeron işçisi haline getirecek bir
düzenlemeyi hayata geçirmektir. Bakan Çelik İş Yasası’nın 2.
maddesinde yer alan asıl işlerin taşerona verilebilmesi için aranan
“işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenle uzmanlık
gerektirme”
koşulunun değiştirilmesini bu amaçla
tartışmaya açmıştır. Bunun anlamı herkesin taşeronda
çalışmasının, modern işçi simsarlığı adı verilen çalışma
bürolarının hayata geçirilmesidir. Alt işverenlik tanımı karışık
derken amaçlanan budur.

 

2) Yine yapılmak istenen
İşçilerin “muvazaa”lı yani hileli bir şekilde taşeronda
çalışması halinde, taşeron işçilerinin asıl işverenin işçisi
haline gelebilmesine dayanak sağlayan düzenlemenin kaldırılması
amaçlanmaktadır. Bu amaçla İş müfettişlerinin elindeki yetki alınmak
istenmekte, yasa tanımazlık yasayla meşru hale getirilmeye
çalışılarak, işçinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi
yani kadrolu işçi sayılması engellenmek istenmektedir. Bu taşeron işçi
için kadroya geçmenin hayal olacağı anlamına
gelmektedir.

 

3) Aynı işyerinde fakat farklı işverenler
tarafından çalıştırılan ve açıkça işçilerin yasal olarak
kazanılmış haklarını yok sayan yasa dışı uygulamalar,
taşeronlaşmayı yaygınlaştırmayı amaçlayan yukarıdaki düzenlemeye
gerekçe haline getirilmektedir. Hak edildiği halde kıdem tazminatının
ödenmemesi, yıllık ücretli izin hakkının kullandırılmaması,
ücretlerin tam ve düzenli yatmaması yasa dışı uygulamalardır. Bu
uygulamalar işçilerin hukuksal ve örgütsel mücadeleleri ile
aşılmaktadır. Bakanlık yasa dışı uygulamalar var diyeceğine,
yasaları uygulayacak tedbirleri almalıdır.

 

4)
İşçilerin kıdem tazminatı hakkı mevcut yapı ve süreler dikkate
alınarak güvence altına alınmalıdır. Kıdem tazminatı işten atılma
dahil pek çok durumda alınabilmektedir. Fon sistemi ile amaçlanan kıdem
tazminatını işverenlerin üzerinden alarak, yararlanma sürelerini
düşürmek, işçilerin kazanılmış hakkını ortadan kaldırmak,
yararlanmaya 10-15 yıllık sınırlandırmalar getirmektir. Bir yıla bir
brüt maaş şeklindeki mevcut yapı, üç yıla 1 aylık brüt maaş
şeklinde düzenlenmek istenmektedir. Bu kabul edilemez. Sorunu çözmek
için her koşulda kıdem tazminatının işveren tarafından ödenmesini
sağlayacak yaptırımlar getirilmelidir. Kıdem tazminatı her koşulda
ödenmelidir.

 

5) iş cinayetleri birbiri ardına taşeron
firmalarda çalışan işçileri bulmaktadır. Bunun son örneği Samsun Eti
Bakır İşletmesi'nde yaşanmıştır. 300 ton ağırlığındaki
tankın kapağı montaj sırasında işçilerin üzerine düşmüştür.
Amacı zaten emek maliyetlerini düşürmek amacı ile kuralsız ve
denetimsiz çalışmanın olanaklarını sağlamak olan taşeron sistemi, iş
cinayetlerinin birincil sorumlusudur. Taşeron sistemini savunmak cinayeti
savunmaktır.

 

6) Taşeron sistemi sendikal
örgütlülüğün önünü kesmek için de kullanılan bir araçtır.
Sendikalarımızın etkin çabası ile örgütlenen taşeron işçilerinin
haklı mücadelesinin önü kesilmek
istenmektedir.

 

Konfederasyonumuz, taşeron sisteminin
güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın, iş cinayetlerinin,
sendikasızlaştırmanın, yasaları ve hakları yok saymanın adı olduğunu
her fırsatta gündeme getirmektedir. Yapılmak istenen çalışma hayatını
cehenneme çevirmektir. Bunu yaparken de taşeron işçilerin umutları ile
oynanmaktadır. Kadrolu, güvenceli, sendikalı çalışmayı ortadan
kaldırmaya yönelik bu girişimlere karşı, taşeron-kadrolu tüm
işçileri duyarlı olmaya davet
ediyoruz.

 

Türkiye’nin Taşeron cumhuriyetine
dönüşmesine geçit vermeyeceğiz.

 

 

align="baseline" alt="" border="0" hspace="0"
src="http://www.disk.org.tr/content_images/DiSK_taseron022.jpg"
/>

 

cellspacing="0" width="100%">
bordercolor="#bed5c8" cellpadding="5" cellspacing="0"
width="100%">
Yazıcıya<br />  Gönderin! src="http://www.ivmedergisi.com/site_images/print.gif" width="15" /> href="http://www.ivmedergisi.com/print.asp?ContentID=1449">Yazıcıya
Gönderin!

 

‘30 bin kişiyi evine mi hapsedecekler?’ / Mehveş Evin

'30 bin kişiyi evine mi
hapsedecekler?' / Mehveş Evin

alt="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2012/11/27/fft16_mf2829676.Jpeg"
src="http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2012/11/27/fft16_mf2829676.Jpeg"
/>

Grup Yorum üyeleri soldan sağa: Muharrem Cengiz, Cihan
Keşkek, Dilan Balcı, Caner Bozkurt, Selma Altın, İbrahim Gökçek. />Fotoğraflar: Hüseyin Özdemir

 
Türkiye’nin en tanınan protest müzik grubu Grup Yorum, iki yıl
önce 25’inci yılını kutladığı konserinde 55 bin kişiyi biraraya
getirdiğinde rekor kırmıştı... Bugün de verdikleri her konser,
çıkardıkları her albüm büyük ilgi toplamaya devam ediyor.
Ancak
Yorum üyeleri, eskiden olduğu gibi bugün de pek çok davadan
yargılanıyor. Sultangazi karakoluna intihar saldırısı düzenleyen
DHKP-C’li İbrahim Çuhadar’ın cenazesinin Adli Tıp’tan
alındığı sırada çıkan olaylarda 21 kişi gözaltına alındı. Sekiz
kişi tutuklanırken, dokuz kişi için de “denetimli serbestlik”
yani “ev hapsi” şartıyla bırakıldı. Grup Yorum’dan
Sema Altın ve Dilan Balcı da bu cezayı aldı.
Altın ve Balcı,
“denetimli serbestlik” günlerini Okmeydanı’ndaki İdil
Kültür Merkezi’nde geçiriyor. Grup, stüdyo çalışmaları ve
kültürel faaliyetlerini burada yürütüyor...
Merkezde, devrimci
posterler ve kitaplarla dolu Cafe’de buluştuğumuz Yorum üyelerine
şaşkınlıkla “Burada mı kalıyorusunuz?” diye sorunca
“Biz hep buradayız” yanıtını verdiler.
Ev hapsi
Türkiye’de çok yeni... Nedir, nasıl uygulanıyor?

Selma
Altın: Bize verilen ceza, adres olarak belirttiğimiz konutun duvarlarının
dışına çıkmamak. Yani sokağın karşı kaldırımına çıkamazsınız.
İstenen şey bu. Ama biz bunu kabul etmediğimizi dile getirdik. Normalde
hükümlülere uygulanan bir ceza bu...
Yani  bu cezayı
hüküm giymeden aldınız...

S.A: Hükümlünün yattığı
sürenin son bir yılı kalmışsa, bu ev hapsine dönüştürülebiliyor.
Ama bizde bunu soruşturma aşamasında dayattılar. Bunu kabul etmiyoruz,
çünkü Anayasa’ya aykırı bir karar. Suçumuz ispatlanmamış... />
ANAYASA’YA AYKIRI
Mahkeme süreci
başladı mı?

S.A: Hayır, mahkemenin tarihi belli değil. Yeni
düzenlemeyle beraber altı aylık sınır kalktı. Biz de davayı ne zaman
açacaklarını bilmiyoruz. Çok muallakta bir durum... Bu ceza ne demek
oluyor? Grup Yorum’un konserlerine katılamaması... Müzikal
çalışmalarına dışarıda devam edememesi... Dışarıya adım
atmaması...
Başka neler yasak?
S.A: Yasal hakkınız
olmasına rağmen basın açıklaması yapamazsınız. Seyahat edemezsiniz.
Bu tür kısıtlamalar olduğu için Anayasa’ya aykırı. Ev hapsi
kararından beri yedi konsere katılamadık. Bu kararın Yorum’a bir
engelleme olduğunu düşünüyoruz.
Mahkeme için tarih
belirlenirse, sonrasında ev hapsi cezası nasıl değerlendirilecek?
/>S.A: Diyelim ki bu davadan ceza aldık. Eğer yatıyor olsaydık, bu
cezadan düşecekti. Ama ev hapsinde böyle bir şey yok. 
Ev
hapsinin hayatınızdaki başka etkileri ne oldu?

S.A: Ev hapsi
alan dokuz kişiydik. Bunların içinde öğrenci de var, çalışan insanlar
da. Öğrencinin eğitim hakkı elinden alınmış oluyor. Nedir, bir basın
açıklamasına katılmış. Soruşturma açarsan, aç! Neden insanların
eğitimine, işe gidip gelmesine, para kazanmasına engel oluyorsun? Bizimle
beraber kültür merkezinde çalışan Damla Sandal okula gidemiyor.
/>‘BÜYÜK BAŞARI’
Peki Kültür
Merkezi’nde kalmanız sorun yaratmıyor mu?

Evet, burasını
adres göstermemizi kabul etmiyorlar. “Bizi kandırdınız”
diyorlar. Denetimli serbestlik bürosu memurları, telefonda bunu söyledi.
Burası ev değilmiş...
Buraya gelip sizi denetliyorlar
mı?

S.A: Şu zamana kadar gelmediler. Ama telefonla çeşitli
bahanelerle arıyorlar.
Davalar, ev hapsi sürerken sesinizi nasıl
duyuracaksınız?

S.A: Dilan’la konserlere katılamadık. Ama
konserlerde çok büyük bir sahiplenme var.  Bu zamana kadarki en
kitlesel, en coşkulu konserler oldu. En büyük cevabımız, aslında o
konserlerin kendisi! Evet, siz Yorum’un sesini kısmaya, üretimlerini
engellemeye çalışıyorsunuz. Ama bunları yaptıkça Yorum’u
sahiplenme çok çok yükseliyor.
Cezalar, tersi bir etki mi
yapıyor?

S.A: Bizim asıl cevabımız o konserler. Şimdi yeni bir
albüm çalışmasındayız. Aynı zamanda film projemiz 21 Aralık’ta
gösterime giriyor. Bugün Türkiye’nin pek çok yerinde Grup Yorum
şarkısı dinleniyor. Hatta belki bugüne kadar dinlemeyenler de dinliyor.
Bizim için büyük bir başarı.
Ev hapsiyle birlikte elektronik
kelepçe de gündemde...

S.A: Sadece bizim için değil. Adalet
Bakanı açıkladı: İlk etapta 10 bin, ikinci etapta da 20 bin elektronik
kelepçe siparişi verdiler.. Bunun anlamı şudur: Bu ülkede 20-30 bin ev
hapishane haline getirilecek. Demek ki aynı anda 30 bin kişiyi eve
hapsedebilmek istiyorlar.

AĞIR CEZALIK SUÇ
YOK

Pazartesi, Grup Yorum üyelerinin 110 yılla
yargılandığı davanın ilk duruşması vardı. Bu dava neden
açıldı?

Caner Bozkurt: 10 Mayıs 2011’de polis, İdil
Kültür Merkezi’ne baskın düzenledi. Operasyon günü grup
üyelerini serbest bıraktılar aslında. Fakat daha sonra savcı, toplam 110
yıl istemiyle dava açtı. Sanatçılar, hukukçular, milletvekilleri de
bizimle oradaydı. Dava, 2 Nisan’a ertelendi.
Neyle
suçlanıyorsunuz?

C.B: İddianamedeki suçların hiçbiri, Ağır
Ceza’da görülücek şeyler değil. Grup Yorum elemanlarına yönelen
suçlamalar, slogan atmak ve polis memuruna direnmek gibi... Bunlar asli
hukukun baktığı davalar. Hukukçular da zaten dile getirdiler. Bu nedenle,
davanın aslında siyasi bir dava olduğunu savunduk. Grup Yorum, kurulduğu
günden bugüne, yani 28 yıldır baskılara maruz kaldı. Hem elemanlar, hem
dinleyenler, dolaylı olarak...
Sevil Sevimli gibi tutuklanan
öğrencilerden bazılarının “suç”ları arasında Grup Yorum
konserine gitmek de var...

C.B: Daha 1 hafta önce Antalya’da
7 kişi tutuklandı. İddianamede yer alan suçlardan biri de Grup Yorum
konseri düzenlemek, bilet satmak ve 15 Nisan 2011’deki konsere
katılmak. Tutuklanan arkadaşlardan biri, Güney Güzelkaya, Grup
Yorum’un koro elemanı. Yani baskılar sürüyor.
Hukuki
süreç nasıl işleyecek? 

SA: Ev hapsi için itiraz ettik,
sonucunu bekliyoruz... Diğer davalar sürüyor.
C.B: 
Avukatlarımızın usule ilişkin de itirazları var. Beraat istiyoruz tabii
ama bu mahkemenin kurulmasına ilişkin çelişkili şeylere dikkat çekiyor
avukatlar. Bizim yapacağımız, dinleyenlerimizle beraber bu hukuksuzluğu
tarihe aktarmak olacak.  Avrupa’daki Türkiyeli demokratların
kurdukları dernekler de süreci takip ediyor. Parlamenterler gündeme
taşıyor.  

Yargı reformuyla
geldi

- 17 Eylül’de gözaltına alınan Selma
Altın ve Ezgi Dilan Balcı’yla birlikte 7 kişi için
“tutuklamanın ölçülü olmayacağı” kararı verildi.
-
 Ancak  “Özgürlük Hakimliği” şüpheliler hakkında
CMK 109/3-a maddesine göre “konutunu terk etmeme” kararı verdi.
Adli kontrol tedbirlerine uymayanlar, tutuklanabilir.
-  2
Temmuz’da TBMM’de onaylanan yargı reformu paketiyle birlikte
hakimlerin tutuklama yerine adli kontrol uygulayabileceğine yönelik
düzenlemede süre sınırı kaldırıldı. 
-  Buna göre
yürütülen soruşturmada, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol
altına alınması kararı verilebiliyor.  

style="color:">Patlayan kulak zarı iyileşti />Selma Hanım, gözaltında kulak zarınız patlatılmıştı... Ne
oldu?

S.A: Sağ kulak zarım patlatıldı. Sol kulağımda da duyma
kaybı oluştu. Tedavi oldum tabii, kulağımla ilgili sorun kalmadı.
Dilan’ın da parmakları ezilmişti. Hiçbir şey raporlanmadı. Kulak
zarı deliği çok somut birşey olduğu için yazmak zorunda kaldılar.
Dilan’ın başında kocaman bir şişlik vardı, yüzünden kanlar
akıyordu... Kolu kırılanlar da var.

  style="color:">‘Halktan yana sanat
yapma’

Ezgi Dilan Balcı (23):
-  Grup
Yorum’a “halktan yana sanat yapma” diyorlar. Kültür
merkezinde kalamazsınız, faaliyetlerinizi sürdüremezsiniz sözleri de bu
anlama geliyor. Zaten konserlere de çıkamıyoruz.
-  Ev hapsi
uygulaması bizimle başladı. Ama hakkını arayan, bir şekilde sokaklara
çıkan, haksızlığa maruz kalan ve protesto eden herkese uygulanabilecek
bir şey. 
-  Daha geniş kitlelere yaymaya çalışıyorlar
bu ev hapsini. Antalya’daki arkadaşlara Grup Yorum adına konser
düzenledikleri için de ev hapsi verdiler.
-  Ne yasalar vardı,
halkın tepkisiyle geri çekilmek zorunda kaldı. Halkın
örgütlülüğünün gücünü biliyoruz. Bu noktada bizim mücadelemiz çok
önemli.

Kaynak: Milliyet

26 Kasım 2012 Pazartesi

Grup Yorum Susturulamaz Eylemleri Sürüyor

Grup Yorum Susturulamaz
Eylemleri Sürüyor

 

src="http://halkinsesitv.com/images/stories/haber/Kasim2012/GrupYorumHapsedilemez-Idilonueylem-20121125-k.jpg"
style="border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width:
0px; border-left-width: 0px; border-top-style: none; border-right-style:
none; border-bottom-style: none; border-left-style: none; border-color:
initial; border-image: initial; float: left; margin-left: 10px; margin-right:
10px; " />

Grup Yorum
elemanları 3 haftadır Okmeydanı İdil Kültür Merkezi Önü'nde
gerçekleştirdikleri basın açıklaması ve konserlerin bu hafta
sonuncusunu düzenleyerek bir kez daha Grup Yorum'un hapsedilemeyeceğini
dinleyicileriyle birlikte haykırdı.

Yaklaşık 100 kişinin katıldığı açıklamaya sanatçı
dostları Yaşar Kurt ve Pınar Aydınlar'da ve avukatlar da destek
verdi. Grup Yorum elemanları, söyledikleri türküleri hafta sonu komployla
gözaltına alınan ve tutuklanan Grup Yorum kolektifine ortak olan, Grup
Yorum korosu öğrencisi Güney Güzelkara için de söylediklerini ifade
ettiler. Grup Yorum 26 Kasım günü tüm dinleyicilerini saat 10.00'da
Çağlayan Adliyesi'ne beklediğini söyledi. Ardından söz alan avukat
Behiç Aşçı, AKP iktidarının tüm baskı ve sindirme yöntemlerine
karşı halkın direneceğini ve sonunda kazananın yine halk olacağını
ifade etti. Söz alan sanatçı Yaşar Kurt ise Grup Yorum elemanlarının bu
baskılar karşısında hiçbir zaman yılmadığını şimdi de
yıldırılamayacağını ifade etti ve Ruhum isimli şarkısını Grup Yorum
dinleyicileriyle beraber söyledi. Basın açıklaması Grup Yorum'un
söylediği coşkulu türküler ve halaylarla devam etti. Yaklaşık bir saat
süren dinleti ve açıklamanın ardından Grup Yorum herkesi yarın
Çağlayan Adliyesi'nde saat 10.30’da 110 yılla yargılanacakları
mahkemeye davet etti. Okunan basın açıklaması ise şöyle:

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; background-color:
rgb(255, 255, 255); text-align: justify; "> 

Halkın türkülerinden korkuyorlar çünkü
türküler halkın en büyük silahıdır.

Üç haftadır idil kültür merkezinin önünde
haykırıyoruz. Grup yorum halktır halkı hapsedemezsiniz diyoruz. Grup
yorum yarın çağlayan adliyesinde 110 yılla yargılanacak. Nedir grup
yoruma 110 yıllık ceza biçmelerinin sebebi. 19 aralık katliamını
protesto etmek, parasız eğitim hakkını savunmak, demokratik kurumlara
yapılan baskınları protesto etmek, kızıldereye gitmek, israilin gazze
saldırısını protesto etmek, güler zere anmasına katılmak ve bunun gibi
halkın meşru taleplerini dile getirmek. Aslında bakıldığında özet
olarak YAŞAMAK. Evet, bugün hakkını arayan, gerçekleri söyleyen
insanların yaşaması, insanlık görevlerini yerine getirmesi yasaklanmaya
çalışılıyor.

Seçkin Aydoğan
bugün hala tutuklu. Nurtepe halkına sahip çıktığı için bir senedir f
tipi hücrelerinde kalıyor.

Kapitalizm bize düşünme diyor, direniş türkülerini söyleme,
söylenmesine yardım yataklık etme diyor. Dün sabah Antalya’da 7
tane devrimciyi yorum dinleyicisini tutukladılar ve 6 tanesine de ev hapsi
verdiler. Bu kişilerden biri de çalışmalarımızı birlikte
yürüttüğümüz Yorum kolektifi içinde çalışan Güney
Güzelkara’ydı. Suçları Grup Yorum konseri düzenlemek, Grup Yorum
bileti satmak. Evet, bu bir ilk değil daha önce de grup yorum bileti
sattığı, bilgisayarında grup yorum şarkıları olduğu için tutuklanıp
ceza alan arkadaşlarımız oldu. Ne elde edebildiler? Koca bir hiç. Biz
salonları alanları daha fazla doldurduk, daha gür haykırdık sesimizi.
Antalya’da tutuklamaların hemen ardından yapılan grup yorum konseri
bunun en büyük kanıtıdır. Üç bin kişilik coşkulu konserimiz
AKP’nin faşizmine hediyemiz olsun, baktıkça halkın yenilmezliğini
hatırlasınlar. Grup yorum dinleyicilerinden ellerini çeksinler.

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; background-color:
rgb(255, 255, 255); text-align: justify; ">Grup Yorum ve Grup Yorum
dinleyicileri ile başladıkları ev hapsi uygulamasına 20 bin tane sipariş
ettikleri elektronik kelepçeyle devam edecekler. Her evi hapishaneye
çevirmelerine, herkesi kendi gardiyanı yapmalarına izin vermeyeceğiz. Bu
onursuzluğa karşı her türlü bedeli ödemeye hazırız… style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; background-color:
rgb(255, 255, 255); text-align: justify; ">Halkın türkülerinden
korkuyorlar çünkü türküler halkın en büyük silahıdır. Yarın
mahkeme gününde bu silahla AKP iktidarına karşılık vereceğiz. Evde iş
yerinde okulda arabada grup yorum dinleyeceğiz.

Herkesi yarın saat 10.00’da direniş
türkülerinin yargılanacağı çağlayan adliyesine bekliyoruz.

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; background-color:
rgb(255, 255, 255); text-align: justify; ">TÜRKÜLER SUSMAZ HALAYLAR
SÜRER

GRUP
YORUMU HAPSEDEMEZSİNİZ

GRUP YORUM HALKTIR SUSTURULAMAZ

GRUP YORUM

src="http://halkinsesitv.com/images/stories/haber/Kasim2012/GrupYorumHapsedilemez-Idilonueylem-20121125-b.jpg"
style="border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width:
0px; border-left-width: 0px; border-top-style: none; border-right-style:
none; border-bottom-style: none; border-left-style: none; border-color:
initial; border-image: initial; " />

kaynak:halkinsesi.tv

ENGİN ÇEBER DAVASI Ölüm Nedeni: Ağırlaştırılmış İşkence

ENGİN ÇEBER DAVASI Ölüm
Nedeni: Ağırlaştırılmış İşkence

 

class="manset" style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom:
0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom:
10px; margin-left: 0px; font-size: 12px; font-family: Helvetica, Arial;
text-align: left; background-color: rgb(255, 255, 255); ">
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; font-size: 10px; height: 18px; text-transform: uppercase;
letter-spacing: 1px; font-family: tahoma; text-align: justify; "> style="font-family: Helvetica, Arial; font-size: 12px; ">Çeber davasının
gerekçeli kararında, karakolda ve Metris'te gördüğü işkence sonucu
hayatını kaybeden Çeber'in "ağırlaştırılmış
işkenceye" maruz kaldığı ifade edildi.
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; clear: both; text-align: justify; "> 
class="bilgi" style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom:
0px; padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom:
10px; margin-left: 0px; color: rgb(186, 186, 186); font-size: 11.5px; ">
class="from" style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom:
0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom:
0px; margin-left: 0px; float: left; color: rgb(143, 143, 143); text-align:
justify; ">İstanbul - BİA Haber Merkezi
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 10px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; float: right; color: rgb(143, 143, 143); text-align:
justify; ">26 Kasım 2012, Pazartesi
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; clear: both; text-align: justify; "> 
class="border" style="padding-top: 1px; padding-right: 0px; padding-bottom:
1px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom:
0px; margin-left: 0px; background-image:
url(http://www.bianet.org/images/dot_h.png); background-attachment: initial;
background-origin: initial; background-clip: initial; background-color:
initial; text-align: justify; background-position: 0% 100%;
background-repeat: repeat no-repeat; "> 
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; clear: both; font-family: Helvetica, Arial; font-size:
12px; background-color: rgb(255, 255, 255); text-align: justify;
"> 
 
http://www.bianet.org/images/dot_h.png); background-attachment: initial;
background-origin: initial; background-clip: initial; background-color:
rgb(255, 255, 255); font-family: Helvetica, Arial; font-size: 12px;
text-align: left; background-position: 0% 100%; background-repeat: repeat
no-repeat; ">

origheight="260" origwidth="490"
src="http://www.bianet.org/resim/olcekle/42957/490/260" style="padding-top:
0px; padding-right: 3px; padding-bottom: 0px; padding-left: 3px; margin-top:
0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px;
border-top-style: none; border-right-style: none; border-bottom-style: none;
border-left-style: none; border-width: initial; border-color: initial;
border-image: initial; " width="490" />

İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi'nde ve Metris
Cezaevi'nde işkence gören ve öldürülen Engin Çeber'le ilgili
davada  href="http://www.bianet.org/bianet/insan-haklari/141182-iskenceyle-oldurmeye-uc-muebbet"
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-decoration: none; color: rgb(26, 106, 177); "
target="_blank">verilen kararın ardından, gerekçeli karar
açıklandı.

Davada, tutuklu
sanıklardan başgardiyanlar Selahattin
Apaydın
 ve Sami
Ergazi
ile dönemin Metris 2. Cezaevi Müdürü  style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; ">Fuat Karaosmanoğlu müebbet hapis cezası
aldı. Cezaevi doktoru Yemliha Söylemez'e
3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi.

İşkence suçundan 2 yıl 6 ay ceza verilen  style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; ">Nihat Kızılkaya ise yattığı süre göz
önüne alınarak tahliye edildi.

Polisler Mehmet
Pek
 ile Abdülmuttalip
Bozyel
 ise işkence suçundan üçer kez 2 yıl 6 ay hapis
cezasına çarptırıldılar. Uzman Çavuş Murat İşler de aynı suçtan 2
yıl 6 ay hapis aldı.Murat Çise style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; ">Öncay Bozo ve  style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; ">Yavuz Uzun da üçer kez 4 yıl 2 ay
hapis cezası aldı.

Gerekçeli
kararda, "Ergazi ve Apaydın'ın eylemlerindeki süreklilik,
maktulün baş ve boyun bölgesine vurmaları, duvar ve kapı demirlerine
maktulün kafasını vurmaları ve alınan raporlar değerlendirildiğinde
sanıkların ağırlaştırılmış işkenceyle maktulün ölümüne
sebebiyet verdikleri kanaatine varılmıştır" denildi.

style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-align: justify; ">Kararda ayrıca, diğer sanık,
dönemin Metris Cezaevi 2. Müdürü Fuat Karaosmanoğlu'nun da
işkenceyi gördüğü, görmediyse bile meslekî tecrübeleri ile fark
etmiş olduğuna itibar edildiği ifade edildi.

Taraf gazetesinin haberine göre, Bakırköy 14. Ağır Ceza
Mahkemesi'nce verilen kararda, Çeber'in gözaltına alındığı
Sarıyer Muhsin Bodur Polis Karakolu'nda dövüldüğü ve vücudunda
dayak bulgusuna rastlandığı belirtildi.

28 Eylül 2008'de gözaltına alınan Çeber'in 4-7 Ekim arasında
işkence gördüğünün ifade edildiği kararda, Karaosmanoğlu'nun
Çeber'e yapılan işkencenin ardından "Bundan sonra sayım
vermeyenler bu şekilde cezalandırılacaktır" dediği yer aldı.

style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-align: justify; ">Karaosmanoğlu'nun beyanı,
duruşmalarda ve cezaevindeki keşifte de tanıklarca dile
getirilmişti.

"İşkence yargılamasında önemli bir
adım"

Çeber
Ailesi'nin avukatı Taylan  style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; ">Tanay, karar duruşması sonrası
yaptığı  href="http://www.bianet.org/bianet/insan-haklari/141213-iskence-yargilamasinda-bir-milat-mi"
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-decoration: none; color: rgb(26, 106, 177); "
target="_blank">açıklamada, bu davayla ilk kez işkence suçunu
işleyenlerin en alt sınırdan ceza almadığını söyledi.

style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-align: justify; ">"Müdür Karaosmanoğlu
işkenceye katılmadı. Sadece işkenceyi yapanların müdürüydü ve
işkenceyi önleyebilecekken önlemedi. Ve müebbet hapis cezası aldı. Bu
çok ileri bir karar ve devamı gelirse, örneğin Güvenlik Şube Müdürü,
işkence yapan polis kadar ceza alabilir. Bu da işkencenin önlenmesinde
önemli bir adım."

Önceki davada
müebbet hapis cezası alan ve işkenceye katılmış olan gardiyan
Kızılkaya'nın bu kez 2,6 yıl ceza alması ve tahliye olması ise
kararın eksikliklerinden biri olarak değerlendiriliyor.

style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 11px; margin-right: 0px; margin-bottom: 11px;
margin-left: 0px; font-size: 16px; color: rgb(54, 57, 61); text-align:
justify; ">Ne olmuştu? style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-align: justify; ">Çeber, 28 Eylül 2008'de bir
basın açıklamasına katıldığı ve Yürüyüş Dergisi dağıttığı
için gözaltına alındı. İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis
Merkezi'nde ve Metris Cezaevi'nde 7 Ekim 2008'e kadar işkence
gördü.

Kaldırıldığı Şişli Etfal
Hastanesi'nde 10 Ekim 2008'de hayatını kaybetti. İşkenceyle
öldürüldüğü, bilirkişi raporuyla kanıtlandı.

style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-align: justify; ">Bakırköy 14. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde 39 gardiyan, üç cezaevi müdürü, 13 polis, dört asker
ve bir doktor toplam 60 sanık hakkında dava açıldı. style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-align: justify; ">Metris Cezaevi İkinci Müdürü
Karaosmanoğlu, infaz koruma memurları Apaydın, Ergazi ve Kızılkaya
işkenceyle insan öldürmek suçundan 1 Haziran 2010'da müebbet hapis
cezasına çarptırıldı.

İşkence
yapmak, kasten yaralama, görevi ihmal ve suçu bildirmemek suçlarından da
gardiyan Yavuz Uzun ve Murat Çise 7.5 yıl, polis memurları Abdulmuttalip
Bozyel ve Mehmet Pek 7.5 yıl, polis Aliye Uçak 2 yıl 6 ay ceza aldı.
Cezaevi doktoru Yemliha Söylemez de sahte evrak tanzim etmekten 3 yıl 9 ay
hapse mahkum edildi.

Karar, 28 Eylül
2011'de Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce bozuldu. İlk duruşma,
karardan 16 ay sonraya, 20 Şubat 2012'ye verildi. 1 Ekim'de  href="http://www.bianet.org/bianet/insan-haklari/141182-iskenceyle-oldurmeye-uc-muebbet"
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; text-decoration: none; color: rgb(26, 106, 177); "
target="_blank">karar duruşması yapıldı.
(AS)

 

kaynak:bianet.org

MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARIN DAYANIŞMA GECESİ/İSTANBUL

MÜHENDİS, MİMAR VE
ŞEHİR PLANCILARIN DAYANIŞMA
GECESİ/İSTANBUL

MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR
PLANCILARIN DAYANIŞMA GECESİ

8 Aralık 2012/Cumartesi />Saat:19:00-23:00
Yer: Bosfor Domani Restaurant
Adres:Başı
Caddesi No:170 Büyükdere Adliyesi Yanı
Büyükdere/Sarıyer/İstanbul
Tel: 0212 271 65
73

PROGRAM

  • SİNEVİZYON
  • HALK OYUNLARI GÖSTERİSİ
  • style="color: rgb(51, 51, 51); font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana,
    arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16px; text-align: left;
    background-color: rgb(255, 255, 255); ">ŞİİR
    DİNLETİSİ
  • İVME MÜZİK TOPLULUĞU
  • GRUP YORUM KOROSU

style="color: rgb(51, 51, 51); font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana,
arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16px; text-align: left;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Tüm dostlarımız
davetlidir.

 

“Komployla Tutuklananlar Serbest Bırakılsın, İlhan Kaya ve Barış Önal’a Özgürlük” Konseri

"Komployla Tutuklananlar
Serbest Bırakılsın, İlhan Kaya ve Barış Önal'a Özgürlük"
Konseri

Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar style="text-align: justify; ">’ın halkın mühendisleri Barış Önal
ve İlhan Kaya için “Komployla Tutuklananlar Serbest Bırakılsın, İlhan Kaya ve
Barış Önal’a Özgürlük”
adıyla yaptığı kampanya dahilinde gerçekleştirdiği
GRUP YORUM konseri style="text-align: justify; "> 24 Kasım 2012 tarihinde Ankara Yenimahalle
Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Salonu’nda
gerçekleştirildi.

Ankara’da günler öncesinden başlayan konser çalışmaları
Kızılay’da, Sakarya Caddesi ve Yüksel Caddesi’nde, ODTÜ,
Hacettepe, Ankara Üniversitesi’nde, Hüseyingazi, Tuzluçayır,
Seyranbağları, Ege Mahallesi, Yenimahalle, Batıkent’te ve şehrin
birçok yerinde son güne kadar devam etti. Konsere 2000’in üzerinde
kişi katıldı. Salonda adım atacak yerin kalmadığı konsere Çorum,
Eskişehir, Nevşehir, İstanbul, Kütahya, Konya, Antalya gibi birçok
şehirden de katılım oldu.

Konser
hazırlıkları salonda sabahtan itibaren başladı. Fuaye alanında Devrimci
Mücadelede Mühendis Mimarlar’ın dergisi olan Artı İVME
Dergisi'nin, İdilcan Kültür Merkezi'nin ve TAYAD'ın tanıtım
masaları açıldı. Halk salona öğle saatinden itibaren gelmeye başladı.
Salon içerisinde ise hazırlıklar devam ediyordu. Sahne arkasına
“Mühendisiz Mimarız Haklıyız Kazanacağız”
yazan Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar imzalı
büyük bir pankart asıldı. Salonun yan taraflarında komplo ile tutuklanan
6 devrimci Umut Şener, Hasan Karapınar, Emel Keleş, Semiha Eyilik, Bayram
Dalyan, Hakan Yılmaz’ın resimlerinin olduğu ve "Komployla
Tutuklananlar Serbest Bırakılsın!" yazan pankart asılıyken, diğer
tarafında ise İlhan Kaya ve Barış Önal’ın resimlerinin olduğu,
altında "Halkın Mühendisleri Serbest Bırakılsın!"  yazan
pankart asılıydı. Konser saatlerine yaklaşırken, biletler günler
öncesinden tükenmiş olmasına rağmen salonun önünde bilet almak
isteyenlerin oluşturduğu büyük bir kalabalık vardı. Tek tip giyinmiş
görevlilerin de son hazırlıkları tamamladıktan sonra yerlerini
almalarıyla konser için kapılar açıldı ve dinleyiciler içeri alınmaya
başlandı.

Konser saatinin gelmesiyle
programa Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar’ın konuşması ile
başlandı.

Yürümek;

style="text-align: justify; ">yürümeyenleri style="text-align: justify; ">arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,

havaları boydan boya yarıp
ikiye

bir mavzer gözü gibi

karanlığın gözüne bakarak

                             
yürümek!..

Yürümek;

dostomuzbaşlarını

omuzlarının yanında duyup,

kelleni orta yere

yüreğini yumruklarının içine koyup

                              
yürümek!..

Yürümek;

yolunda pusuya
yattıklarını,

arkadan çelme
attıklarını

bilerek

yürümek...

Yürümek;

yürekten

gülerekten

yürümek...

Nazım
Hikmet’e ait bu dizelerle başlayan konuşmaya halkın mühendisleri
Barış Önal ve İlhan Kaya adına herkesi selamlayarak devam edildi.
Konuşmada AKP’nin hak arayan herkesi iktidar olduğu son on yılda
terörist ilan ettiğinden, her güne tutuklama, gözaltı, katledilme
haberleriyle başlandığından, son olarak Antalya, İstanbul, Kocaeli,
İzmir, Aydın, Kahramanmaraş, Malatya ve Burdur’da yine komplolarla
yapılan gözaltı ve tutuklama teröründen bahsedildi. Aynı şekilde
yakın zamanda DEV-GENÇ’lilerin tutuklu arkadaşları için
açtıkları çadırlara ne olduğu belirlenemeyen kimyasal gazlarla
saldırarak müdahale edildiği belirtildi. Hapishanelerin öğrencilerle
dolu olduğundan, İlhan Kaya’nın ODTÜ İnşaat Mühendisliği
öğrencisi, Barış Önal’ın ise ODTÜ mezunu bir mühendis
olduğundan ve ikisinin de aylardır Sincan 1 No’lu F tipi
hapishanesinde tutulduğu belirtildi. AKP’nin herkese olduğu gibi
mühendislere yönelik saldırıları kapsamında da mühendis, mimar ve
şehir plancıları örgütlü gücü olan TMMOB’ye de çıkardığı
KHK’lar ile saldırdığından bahsedildi ve devrimci mühendisler
olarak tüm mühendis ve mimarlar TMMOB’yi sahiplenmek üzere mücadele
saflarına çağırıldı. Aynı şekilde yurdun dört bir yanında süren
işçi direnişlerinden, İMO’daki işini almak için direnip zafer
kazanan Cansel Malatyalı’dan, işlerine zafer kazanarak geri dönen
RoseTeks işçilerinden bahsedildi ve şu an direnişlerini sürdürmekte
olan Hey Tekstil, BEDAŞ, Kiğılı, Darkmen işçilerinin de kazanacağı
belirtildi. Son olarak da dünyanın dört bir yanında emperyalistlerin
halkları katlettiği, Suriye’ye işbirlikçiler aracılığıyla
saldırıldığı, AKP’nin de bunda büyük payı olduğu, Kürt
halkının üzerindeki baskılardan, aleviler üzerindeki asimilasyon
politikalarından bahsedildi. AKP’nin bu saldırılarına ancak
milyonları örgütleyerek direnilebileceği, halkın yanında olunması
gerektiği, halkın yanında Tülin Aydın, Hasan Balıkçı, İsmet
Erdoğanların yolu izlenerek olunabileceği, Barış gibi İlhan gibi
mücadele ederek bu yolda ilerlenebileceği söylendi.

style="text-align: justify; ">Devrimci mühendislerin konuşmalarından sonra
İlhan ve Barış’ın mektubu kürsüden okunarak programa devam
edildi.

Zulüm ve işkencenin her geçen
gün arttığının örneklerinden birisi olarak sanatını halk için yapan
Grup YORUM’a yıllardır devam eden baskıların bir örneği olarak
solistlerine ev hapsi cezası verildiği belirtildikten sonra “Grup
YORUM Susturulamaz”, “Türküler Durmaz Halaylar Sürer”
denilerek sahne Grup YORUM’a bırakıldı.

Grup YORUM konsere büyük bir coşkuyla konsere başladı. Konser
boyunca sevilen birçok şarkısını dinleyicilerle birlikte hep bir
ağızdan söylediler. Halay şarkılarında salonun darlığına rağmen
hemen herkes coşkuyla halaylara katıldı.

Konserin ikinci yarısına başlarken Sincan 1 No’lu F tipi
hapishanesindeki özgür tutsaklardan gelen mektup okundu ve Cansel
Malatyalı sahneye kısa bir konuşma yapmak üzere davet edildi. Cansel
Malatyalı konuşmasında İlhan ve Barış’ın tutuklanma gerekçeleri
arasında kendi direnişine destek vermek olduğunu da belirtti. Kendisinin
işini geri alabilmek için 8 ay çadır açıp gece gündüz direndiğini,
36 gün açlık grevi yaptığını ve sonunda zaferi kazandığını
belirtti. Ancak direnenlerin kazanabileceğini vurguladı, tarihin bunun
örnekleri ile dolu olduğunu söyledi. Direnen işçileri ve tüm özgür
tutsakları selamladığı konuşmasını Kemal Özer’in dizeleriyle
bitirdi:

kapamışlar sıkı sıkı
hücrenin kapısını

dışarda
kalmış dünya

her şeyi
söküp almışlar elinden

bir
tek pencere bırakmışlar sana

ve parmaklığın dışında bir tek dal

belli üstüne abanacağı dört duvarın

style="text-align: justify; ">döşemenin sonuna dek susacağı
belli

kapı kolay açılmayacak
bir daha

sesini yankılamayacak
tavan

kim bilir kaç gece
uykusuz kalacaksın

anlıyorsun
silmek istediklerini olumlu ne varsa künyenden

umut, yenilmemek, yaşama sevinci..

style="text-align: justify; ">anlıyorsun o pencere orada
neden

o bir tek dal neyin
işkencesi

biri bakmak gibi
fazla ışığa direncini köreltecek senin

biri özlemini bileyecek dışarıya

style="text-align: justify; ">her gün biraz daha çökeceksin
düştükçe yaşamın tuzağına

oysa bir şey var bilmedikleri neye değse elin silaha
dönüşür

öyle bir kavganın
içindesin ki

bir ağaç dalı
bile dövüşür

bir pencere
bile yeter bilincini bilemeye

Cansel
Malatyalı’nın konuşmasının ardından konser Grup YORUM’un
şarkılarıyla devam etti. Halaylara katılan, tüm şarkılara eşlik eden
dinleyicilerin coşkusu salonu sarmıştı. Haklıyız Kazanacağız
marşıyla konser bitirildi.

Son sözü
alan devrimci mühendisler Barış, İlhan ve komplo ile tutuklanan tüm
devrimciler için yapılan kampanya dahilindeki bu konsere katılımından
dolayı herkese teşekkür etti. Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar
olarak tüm saldırılara karşı ancak örgütlü bir güç ile mücadele
edilebileceği ve bu mücadelede mühendis mimarların yerinin halkın yanı
olduğu belirtildi. Tüm mühendis ve mimarlar Devrimci Mücadelede Mühendis
Mimarlar’ın saflarında olmaya çağırılarak konser
sonlandırıldı.

Barış ve
İlhan'dan gelen mektup;

''Merhaba,

Mimar, mühendis
arkadaşlar. Öğrenci, memur, işçi, mahallelerden gelen abiler, ablalar,
kardeşler. Hepinize candan bir merhaba!

Bazılarınızla demokrasi mücadelesini beraber omuzladık, kimilerinizle
bir sıcak çay eşliğinde saatlerce tartıştık, kimilerinizle yoksul
mahallelerin sokaklarında beraber adımladık, derneklerde sendikalarda sol
maskeli emek düşmanlarını beraber teşhir ettiklerimizde var aranızda.
Yüz yüze hiç görüşemediğimiz, ama hepinizle aynı kavgaya baş
koymuşluğumuzun verdiği sıcak tanışıklığımız var! Hepiniz bizimle
dayanışmak için geldiniz. Hoş geldiniz.

Sizlere Sincan 1 No’lu F tipi Hapishanesi’nden yazıyoruz.
Çünkü,

Bu devletin, adında adalet
kelimesi geçen bakanlığı var. Binlerce hakimi, devasa adalet sarayları,
‘’özgürlük hakimleri’’ var, ama adaleti yok.

style="text-align: justify; ">Adı Emniyet Müdürlüğü olan bir kurumu
var, ama halkın güvenliğine en büyük tehdit oradan gelir. style="text-align: justify; ">Çevre ve Şehircilik Bakanlığı var,
derelerimizi, ormanlarımızı, evlerimizi, mahallelerimizi 2B arazileri
diyerek, kentsel dönüşüm diyerek zengin para babalarına peşkeş çeker,
yoksul halkın barınma hakkına saldırır.

Bizler bu halkın mühendisleri, bu halkın aydınları, bu
halkın devrimcileri, evlatlarıyız. Bu halkın yoksul mahalleleri kentsel
dönüşüm projesi adı altında Ağaoğullarına peşkeş çekilirken,
fabrikalarda işçilerin kazanılmış hakları bir bir gaspedilip iş
cinayetlerinde katledilirken, ulusal onurumuz kardeş Suriye halkına
saldıran emperyalistlerin taşeronluğu yapılıp ayaklar altına
alınırken, sokaklarda insanlar polis kurşunuyla katledilirken, işkenceci
tecavüzcü polisler terfi ettirilirken, okullarda çocukların beyni yoz ve
anti-bilimsel eğitimle boşaltılmaya çalışılırken, Kürt halkına her
türlü zulüm ve ulusal baskı uygulanırken, kadınlarımız her gün
katledilirken, insanlığın en soylu damarı devrimcilere F tipi zindanlarda
işkence edilirken, elbette ki bir köşede oturup bekleyemezdik ve oturup
beklemedikde.

Hasan
Balıkçı’ların yolunda yürümekten onur duyuyoruz. Devrimci Mimar
ve Mühendislerin kavgasının bu süreçteki bir parçası olmaktan onur
duyuyoruz.

Birliğimiz, dayanışmamız
AKP’nin komplolarını bozacaktır. Buna inanıyoruz.

style="text-align: justify; ">Bugün burada binler buluştuk, yarın onbinler
olacağız, sonra milyonlar olacağız ve AKP’nin zulmüne dur
diyeceğiz. Kimimiz içeride, kimimiz dışarıda olacak, ama her zaman biz
olacağız, birlikte olacağız. Ve AKP zulmünü yeneceğiz. style="text-align: justify; ">Bu inanç ve güvenle sizleri selamlıyoruz. 28
yıldır bu halkın türkülerini söyleyen, halkla birlikte direnen Grup
YORUM’u selamlıyoruz.

Sincan 1
No’lu Hapishanesi’nden sevgi ve selamlarımızı
gönderiyoruz.''

İlhan
KAYA – Barış Önal

 

22 Kasım 2012 Perşembe

HHB: POLİS KİMYASAL GAZ KULLANMAKTAN VAZGEÇMİYOR

HHB: POLİS KİMYASAL GAZ
KULLANMAKTAN VAZGEÇMİYOR

 

Açıklama No: 366  /
22.11.2012

 

POLİS KİMYASAL GAZ KULLANMAKTAN
VAZGEÇMİYOR.

Bir önceki
açıklamamızda Parasız Eğitim İsteyen arkadaşlarının serbest
bırakılması için Beyazıt meydanında eylem yapan gençlere
kullanıldığını belirttiğimiz gaz şimdi de Vatan Emniyet Müdürlüğü
önünde yakınlarını bekleyen kişilere sıkıldı.

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255);">Bu kişiler emniyet önünde
bekledikleri için saldırıya uğramış, güvenlik şube polislerince
gözaltına alınmış ve aralıksız işkenceye maruz kalmışlardır.
Hızını alamayan İstanbul polisi denetimleri ve sorumlulukları altında
gözaltında bulunan kişilere bu kez de kimyasal gaz sıkmıştır. style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255);">Daha önce bu gazın bugüne kadar
kullanılanlardan farklı bir gaz olduğunu yoğun ve uhu kıvamında
olduğunu ve çok uzun süren ve yoğun acılar yaşattığını
söylemiştik. Bu konuda gözaltına alınanların beyanları şöyle; style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255);">DENİZ
KABAK;
 Portakal gazının arkasından temizleme jeli
kıvamında bir gaz attılar, gözaltına alındığımızda da çok gaz
attılar ama en son attıkları gaz başkaydı.  Gözaltına alınmadan
sonra bizi uzun süre polis otobüsünde tuttular ve buraya yoğun gaz
attıklarında bayılacak duruma geldik. Atılan gaz derinin kabardığı
hissi veriyordu.

DENİZ
ŞAH
; Nefes darlığım var, yoğun bir şekilde gaz attıkları
için baygınlık geçirdim, atılan gaz nedeniyle yüzümüz, gözümüz
ateş gibi oluyor,

FİGEN ŞEN; Atılan gazlar çok fazlaydı, en son
attıkları gaz nedeniyle gözlerim kör oldu sandım. Gaz atıldığından
bu yana 30 saat geçmesine rağmen yanıyorum, saçlarıma dokunduğumda
ellerim yanıyor,

FEHMİ ORAL; Atılan gaz
derimde aşırı yanma ve kabarma hissi yaratıyor, vücudum balon gibi
şişti. Nefes darlığı yaratıyor, göz refleksini öldürüyor, bir kez
gözünüzü kapattınız mı bir daha açamıyorsunuz. İki gündür
etkisindeyim.

İstanbul Polisi
işkenceyi yasallaştırmış ve kurumsallaştırmıştır. Bunun en açık
şekilde kimyasal gaz kullanımında görüyoruz. Belli ki İçişleri
Bakanlığı bu gazlardan çokça ürettirmiş ve bundan sonra da kullanmaya
kararlı görünüyor.

Bu gazın
neden kullanıldığını hiçbir hukukçu, bürokrat anlatamaz. Bunu ancak
işkenceciler savunabilir.

HALKIN HUKUK BÜROSU

 

Kaynak: halkinsesi.tv

 

Grup Yorum'a Destek

Grup Yorum'a
Destek

26
Kasım’da Çağlayan Adliyesi’nde görülecek davada
yargılanacak olan Grup Yorum’a destek için hazırlanan videoda
“26 Kasım’da her yerde Grup Yorum dinleyelim” çağrısı
yapıldı.

style="padding: 0px; margin: 10px 0px 0px; font-family: Helvetica, Arial;
font-size: 12px; background-color: rgb(255, 255, 255);">14 Eylül'de Adli
Tıp Kurumu önünde İbrahim
Çuhadar
'ın cenazesini almak için beklerken darp edilerek
gözaltına alınan ve 18 Eylül'de konutu terk etmeme cezası verilen
Grup Yorum'un solisti Selma Altın ile keman sanatçısı  style="padding: 0px; margin: 0px;">Ezgi Dilan Balcı de yer aldığı dava 25 Kasım'da Çağlayan
Adliyesi'nde görülecek.

25 Kasım'da görülecek dava öncesi Ezel
Akay, Niyazi
Koyuncu
, Pınar Aydınlar, Ruhan Mavruk, Haluk Çetin, Bilgesu Erenus, Adile Yadırgı,  style="padding: 0px; margin: 0px;">İsmail Hakkı
Demircioğlu ve İbrahim Karaca'nın yer aldığı  href="http://www.youtube.com/watch?v=CeXWNPACIC0" style="padding: 0px;
margin: 0px; text-decoration: initial; color: rgb(26, 106, 177);"
target="_blank">videoda Grup Yorum üyelerine destek olmak için
"25 Kasım'da Grup Yorum dinleyelim" çağrısı yapıldı.
Grup Yorum üyelerinin toplamda 110 yılla yargılanması videoda
"Sizlerin 110 yıl boyunca Grup Yorumu dinlemenizi engellemeye
çalışıyorlar" ifadesiyle yer buldu.

Ne Olmuştu?

14 Eylül'de Adli Tıp Kurumu önünde  style="padding: 0px; margin: 0px;">İbrahim Çuhadar'ın
cenazesini almak için beklerken  href="http://www.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/140915-grup-yorumdan-iskence-protestosu"
style="padding: 0px; margin: 0px; text-decoration: initial; color: rgb(26,
106, 177);" target="_blank">darp edilerek gözaltına alınan ve
aralarında Grup Yorum'un solisti Selma Altın ile keman sanatçısı  style="padding: 0px; margin: 0px;">Ezgi Dilan Balcı'nın de bulunduğu 22 kişi'den sekizi 18
Eylül'de tutuklandı. Hakkında soruşturma açılan Altın ve
Balcı'nın da aralarında bulunduğu 11 kişiye konutu terk etmeme
cezası  href="http://www.bianet.org/bianet/hukuk/140919-grup-yoruma-ev-hapsi"
style="padding: 0px; margin: 0px; text-decoration: initial; color: rgb(26,
106, 177);" target="_blank">verildi. 14 Kasım'da ev hapsi cezasına
itiraz dilekçesi  href="http://www.bianet.org/bianet/sanat/142084-grup-yorumdan-ev-hapsine-itiraz"
style="padding: 0px; margin: 0px; text-decoration: initial; color: rgb(26,
106, 177);" target="_blank">verildi.

Kaynak: bianet.org

FETİH/GRACIAS A LA VIDA

FETİH/GRACIAS A LA VIDA

 

 

class="title" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; font-weight: normal; font-size: 28px; line-height: 28px;
text-transform: uppercase; font-family: KreonRegular; color: rgb(37, 112,
187); ">FETİH

WRITTEN BY GRACIAS A
LA VIDA ON 

.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt;
">"İstanbul’un yeniden yapılandırılması bir zafer alayının
hikayesidir, İstanbul’u bir kez daha fethedeceğiz. Sadece
İstanbul’u değil Ankara ve tüm şehirleri
de..’’

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Adnan
Menderes, 1950

color="#000000" style="color: rgb(0, 0, 0); font-family: 'trebuchet ms',
geneva; font-size: 12pt; ">alt src="data:image/jpeg;base64,/9j/4AAQSkZJRgABAgAAAQABAAD//gAEKgD/4gIcSUNDX1BST0ZJTEUAAQEAAAIMbGNtcwIQAABtbnRyUkdCIFhZWiAH3AABABkAAwApADlhY3NwQVBQTAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA9tYAAQAAAADTLWxjbXMAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAApkZXNjAAAA/AAAAF5jcHJ0AAABXAAAAAt3dHB0AAABaAAAABRia3B0AAABfAAAABRyWFlaAAABkAAAABRnWFlaAAABpAAAABRiWFlaAAABuAAAABRyVFJDAAABzAAAAEBnVFJDAAABzAAAAEBiVFJDAAABzAAAAEBkZXNjAAAAAAAAAANjMgAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAB0ZXh0AAAAAEZCAABYWVogAAAAAAAA9tYAAQAAAADTLVhZWiAAAAAAAAADFgAAAzMAAAKkWFlaIAAAAAAAAG iAAA49QAAA5BYWVogAAAAAAAAYpkAALeFAAAY2lhZWiAAAAAAAAAkoAAAD4QAALbPY3VydgAAAAAAAAAaAAAAywHJA2MFkghrC/YQPxVRGzQh8SmQMhg7kkYFUXdd7WtwegWJsZp8rGm/fdPD6TD////bAEMACAYGBwYFCAcHBwkJCAoMFA0MCwsMGRITDxQdGh8eHRocHCAkLicgIiwjHBwoNyksMDE0NDQfJzk9ODI8LjM0Mv/bAEMBCQkJDAsMGA0NGDIhHCEyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMjIyMv/CABEIAOoBEAMAIgABEQECEQH/xAAbAAACAwEBAQAAAAAAAAAAAAADBAECBQYAB//EABoBAAMBAQEBAAAAAAAAAAAAAAECAwAEBQb/xAAaAQADAQEBAQAAAAAAAAAAAAABAgMABAUG/9oADAMAAAERAhEAAAHjGKXk1bEtgDxRK5SL AaqCAj0KdFhkepUhrR0MPqmsl2m G bC jc1Bub86HOD3vAXmsq8rsLE2c9RUuVcOV8C/iBzpqnsWIOrJaI8tDMpa UAnJyK68LlJzNM GpzWxjetwdBt4wEPb4rCvg k1ktAvPiyP6NDiBdpiuMis9ATy6AG1clQ1ggwQFnfQVh4ouPTzVet6uB4cUYpy2jSZIzdpdhhyTOf0Po8r7WGeLbytafM 0ugDK9bg7CFjEc8QcK8rGGpr5i6OpViuwZOTJn NVmFopatBGbq5TzsApjjaGIBW1F6MxvGz7F6uVXquU7Du5cpjH6nnoF3Md f8AX4vNob1 Pbb5nVRHFlNHZcpF8pRkz0Lc0WXMCdEMj6LU6Jfq00k5GwyZZRac igmVXkn7fjHU5DqeU9Dk266aTJ7azi d2CaCTh6ePr0cdEefeKuyhW0801c1uaaC6S74Wg0Iy8qU9Ss8j47NLe2Aetz5tGM0H2l6/P11tbyvfSW6q/Lw N9EwvS4trl/oSEjzS 9zfm nu4e5wzL0PgOhE2rZFIaWYpoUKyLPl6N44tIc6edrYbAlFSQet6HaulIdevPncxpJ6jLsTzdlt3B8U0iI6XTwsFVSosHllLoLdSeTc4tu81Tn0sCKB1ZZEd6kXJFrDvzdbmzzvSNy5/PamRaS5gsTrDC5kufZ53cpDA6IefSarC3SQ6caLRLogJqMjTXPivz9MmBqvOPdwLMGsyF5ttZVc/ZxepFu xkv8AP1GKLW0k9HOfvyYiZ8sjUur6HQrN7PqOjMDpZByVg3oIWZccY9aXQ9mbmIDFA6Er5y22uSrqKBeJ84zRyJNRdHzZb0b8uSs s6qdNhZoOz0WKIIBIrCt6lqzrQg/F2bpwM/ZQuJtTHefnyOvTStJzG0M1WF2nM7iuLmOt5daO9Hm6GTlrOLrTp d3Enjj7vK9GQ5x/SBZeeFq5Rpr4umADzWXMquVAYAcD8c0RQudi6flZmVC4HmnmXTAoy09SqNgu3w3TQ6OUXggufpXJpVOJkpqrE2EtedrDKNGsBpNp UarZVTxY4XjxCoILYmK7qiDNJurgZkPZlMcwZDMCiysOxIOm45wsG3spInyHxlZz2tWdqVJDJX3hkRNPE I3g25 0TQrzZoFIyzYqi0PdG5Vyi1SHlCWLA9Wpe9rNBlPXX2L4ds15pYEw4ps4 mt0RcJz8hWwHWzTs467K6k4uQIxlpLO7gNjbiWZE8e4Lsbpu3zZbFRviSKTTWLisJJ1BecwSk8z2tUqmnvVO28LzVZ4xRnO1UAzlpHhHRBXFKx2G5p5Y0zRGdGScoWgpQrWoyaW8NpSHzgRQY7ySG1qYVmlsrZlQiTFc5h3O6BnNjNbAQmRVxPGbTLLNbSD/8QAKRAAAgICAgEEAQQDAQAAAAAAAQIAAwQREhMhBRAiMRQgIzJBFSQzQv/aAAgBAAABBQIffFIQJqePbxPG/jOWpyHFeOtjfYJj0NfdZ6dYpsqvWDlOLikuGXZnmefbU1NeG1E2sHmGdbkNR4erhAPkF XgmEeJ9CeZozRiIK/T3rKziwnpa9dRPI mtY9z4ePbLPT0aiz0a5ZbiX0iul7KwNzRnmeYfqtdzRM5TnOwifkNx7GafUJ1Pqa17eYPMqp7H46h8RQWmR/0IDqQZd/r lf3Sen0706xrMYnQ3sqxmIqmgJwfUvx2xpxmtRzqdh2NiCcTOM1LWTINtXS5HtqaM0ZhGV64FZigF0blBEp7bvVbeWSJl1umH15GHBabMTxLH68akquLlDWZiUqq51hsbUZfiZxmpw/Rw0WLEDHUqfiVQsN6m4mQaV psQvxFePbExeTYeOtVlj9l2InblZ/fXkY3qCXS9vlueovww8O7xkY4sNjnjkf8/uXH4e2vbzNGdc4weYIMjlEQD08g8tSh61xtu8WixoqCtVYQ5SLLLOr0qelLo13ZV5xKa8qyw8rBPW7T3VWblLC1bOVS2srEHUPyieVYcKuB4msgaMGo7fLU4wBpwVcJ14enIq5FooN1psRWT8VpzFKtlGHueJjhn9XfjP6qb8L0cVkH0sMsBmOOV2ZYbssHqai3iXs7HKhp16nLRTSSzzWl37TW7PZuEgj tzkJylmpltqmptEXcMNQtGPbUKoyPUtdqa57npyc8rLt7sxVLv6lQXpWwrctrn07cDdWGx2dLqh9Gwc0TIZYlqvGHKaKz7Vf420musKTDUs69e2oFO7G/2MtiZSONNvm1QTEdXzOKvXcSIDMRvx/SxPTa zMyT TnNfj5FGXpIJ6geGB0HXRygoUFTqW18DK8grBpow01Sbt4dlLhVbkROc3NzG V9qgenFS8r42ZFhDWpvTJucG4V4GRlIMPGoPqrdWNPTv2MKuj/ACC4G0yb3531Lyszh35vTYLHrRj0mEFZ/wBK2VlMptKN9xtiLtqT5mpqampjArM1QmNsTItKVVVwewERrajQWyMj1Us2fDit/icTN/ET022zq3MEbuGUncl0 oWJleLuNlVUz5ZFt9K1e2AvfXbR8sL43k T7ARV1Kl5Lmtytejrnm 8Afox rsFVbV3Y3bBjYQuWyt5f6fjZDZaV4uHvzWen00bYhjExbHjZFGLLbrLoCWiWFa7OUSkscb9l3 Ro02Rb4Plgx1NEnysx38CrvzPU3By1bitKkew8SvLoZbMW0ijH2n5t PLExvUE6bcaV5ktzltI/GeZr1ti0 nGWXY GLsm7In1DXokQiD5mLorVX2WY3nIzPFoOi2xFbzyBlBBCKKxmHWWKWir496OfbZZYILA4fDqiW5tEXMwroKMYziurnoxFfKycs9daTrYzl4HiFgsWlmiqFEXZsoP 3gsRlZh/eQF5xMVTNPK/Fn849bZWfnqlZ7ORHv/X5llRXIouirck/MVZbm1E1dJgPqRSxaMVmvZoubVXUxLM1gE5FylQSEamoam68VfnjNvKqs68m8q2RSnwfYgbU7Ixlb/DEr6Kc 4saRs5GP0en6h17FQ0agQNbXK8 dOLcPx76IuRVHbHECMxZlSO9jtXTc95rHYruhTIU 1BL4lD9leMNZJA5heRrLJFs2ujNGcWlDFIbeUzZ6dVqZtvZjtyEUcjjYZur1NQiNSDOt0iZdtUTPSwNfTVC9lkFEKCV3Nj3h0qw7UTHrNDoq3cJhXr27NT4lq225B4ypTPHHx7DcHIzjNgSyg5LX3cYx5YC2CYlPe5tJdvELeMao3NbX12HQHWpBxPApAi6nU3TqPUrzAxEsD4povqK5NnKy PtGxk5en1v1sT3MVn1Ad ymcwJ2Q6YJZoEajj/Sx8Vsq9lSmvccA2GoiYVX49PqI1czlzX8xagGK5lc4hMOxep 3Uwj/rE8hk09F XkcpTjO6XZfbGLNFfUDeW8n6n37anmDcI2AWSdqvQAuNjdxMFhMyxxuxFLv2EteDbj7G8FRrcyF67qv38u5 VrpzlwKzC8emFmEt6b1twAEBtx7Oyu9XpZZr58zFBE 5y8K2/bc5LOSzsE0HANiQXAypecz62ZlrWuseJX5liGu1dUUKZdX TR6TWe6x/nXbs5OP3rW3H035PDxQm64haxOuLyqLddkKcSfEoouuPGAamjPMO/YCfXt4gAnZbpbwIbUlTnlbjFs6z5Wc MW1QeyutSxMDhYuTUpa yybssipxh lbwz/ACHyAzKGXQbNvsH6ANzjOBmzN6m4ICZuaBnAQDjOdgnZbC9mvmYqLOKg NoV1AdRn8T7h93R7E/ENQ69QpOB3w0aaqiGpIstxE5rhk1ZFHVSP0cp4mgZoQ69tmAzc8zepv3Pma8Tftfd NSVafjK8U1qpVBD5CwbWG3lOxlHJbQ1aXW2U8K/Ah9j7b/QD7kyjHe NhdaqlJZl4lo31okk4 KL78iybFsuyfjTYGj28ED7FYj7BBGiHE1uV D2GxggLN4O4lbWx8YpGTidwH3Bm5vxTZZVS ZZ1pltzXKsU/nuA91lYXKuEWzcWuvJV6LuBVnfRWa5SjEDUFqajaa3hRZthOLacFTt52knZKq0XJ6wLmj2DhyFlf/oPNzc37fsZOG9Ftc4MpVwkxxjNS9FqDlZtiZ8FnJmgZRW1gZUcifk2KvZynZpeeyX1O3rR8hQz jB4ht3Xrc/rSmaA9utuGiDPuVY62VqOZ6VE4NO8IOysktuV07RKYORgr3PxuB6hzNR31kLphHhn9s2wFhEEK/qpRrJbYNLcGmx7YpJbrKGyt oVaIVRAvk R51yIKexJn/AKWN92fxf/mnt/Y v/Tew/kfY 1JKsf4/wBCYvnIo/6MB/i7v J ovuP5//EACQRAAICAgIBBAMBAAAAAAAAAAABAhEDEhAhMRMyQVEEImFx/9oACAECEQE/AeENdGrJCiZJaMjk2Qv6JIr6IoofHZkh9GqsjRL2kZJ9E/InTMr2kKTizBFa2ZPd0V tmNXwl2UUd0K4kZ99kn1xsN9C7Ym7McFGA FLVdGMTRshy uJcWz9WRxxo/JfwiJhjtNGV6wI/shR7JRcRMRXQ Jea40UiWNojk06ZkltLj8KNztn5PlRNPocXHyQal5J4/riK2RJCJ 4grYkzWjN6XwenKT6HA/DhrCx1PLJs9aK8DlKRWpG6JqmQlqzZ SiXuMVCMkNiUHBkZyg7R6 OfuiPMoqoGzI49iTS9pHDKfchRUUZvPCRRl82d30esq4lBS8ksH0Sx15EuKZjeNFmSVEpbMSFDrhx2Q1qf0jm67MWRyky15ZSZPDEjhRSfROFMU2iU9uEvk7sotkoqXRKLXEXqyWRyVEM3wZMuwsz1FJ STKFG10L l8KTFLlwR6T8mrPHCb8CNWRxGqQ/pna8GyOhNGxsWRZaKNUUiPkr5Gxs6 Bs2/YcmOcvgslFkXqqNyzY2LEJv5JylZbFMcnJlcdlFv5P8ACPbKNRr6IrrhMkiMG1Zq KLJyoTsT4ToTsXFjZFkkJuqEuEf/8QAJREAAgIBAwQDAQEBAAAAAAAAAAECERIDECEEEzFBICIyUQVx/9oACAEBEQE/Afg0RiM0NDuI1NHB0OItmhcKx/YxMZEZf3dDRH8lcGhHGA4qcTrZPPFHT327Z7JlCa9GW3s4kOJFFciiKPNEvrAlFY1I1ZZ6pGNREONkltZk9o7cbSnLwdFFt2zVq0jqpdvSbNCOWrs9mSjwYpGS2S4F4JSxIzVDp8o6aNQL 2TP9F1HFHSrzI7v9FqKZzvqXZQ2Rf1LJS2hn7IdTCMaZDWX5kdbNT1ODTVQOzKTIwjDxs6FLJcElcSto/kkMjKmRkpGMZKmdmcfA9PL9GKJMjFjmo CTyZoo9DHZAfihae0ZJCkKdeBytc7IeRKLILJ0JVxtTvbLku RS9I7ZqQpcFP0Z06I6g9QyfkjKyhQ97NlbYieInzwcFWRSjyPT5sjCjt8kkiKEyxr EolVvRRbM0WR DkhzQ5NkWxNPyYlosUzuREPa2ZMyZbKEtkI9UYOrIxa5YmYo/4Rv3tfwSIxVEtNHbKxV7eSSZ2xoVnD2lFMjFIbW6Zki9nNDdCkWIb2v4JWVW0nTMixcn/8QAOBAAAQMCBAMGBgIBAgcAAAAAAQACEQMhEjFBURAiYQQTIDJCcSNSYoGRoTBysSQzFGOCwdHh8P/aAAgBAAAGPwJeZW8V JUrJCnTFzvooZUpuO0rmpuH2Wa72OQnDKgBZ8Y8V1a6jK0ouHlQ68Y2WfhvxYIvVdJ9l004Vu0O0FliOajESwC4KvTE9F3QcQ3QbL4bmuXxKTh1VRwypiT4pUbIKdVYlYZV1fxXWFoXRZKIQYMqYwojVQmU9X8KtTVxwhS90kKV1UG41VS1nuITqZzaVZMxm7xKCzQTiPE3uxD3FYSeXxVnbUzwkLGcmXTnangzcm6FNuTBwotDThF3IVG5HUJjjYu4VanRNDToiYs8Lv3j oTH7O4ZfwNNN10O8U0agcflKwvBaeqsCY4vaBZ4hDTEJWacG5nZWAH9ii11YyNGhPcJsMyU puVSboSu bOCNFgqwHfooNGg4Mb85WApjp8ufVZWCd0vw9isv4bZrB2loe3SdFVc0mHPAUHPg8kMNXGMMiVJa8k6oTTffSF5C33UkqJaE9 tTLhWrnKm2yfUplztwhUbyFh526JxXumU2 gIOGeysbqc0QTEoDQJzTrwxHNW4ZK6IGSjiJ8z3foKg35nkosIPezbYBFlLys8z1gpzG4FyoLnMP1rlrn7Olcszubq5TW5klUezt9IngH4QS8zBQrdidDiJNIm6r1SNI4CdFUdigSpGRUg5qMX5UH9qW/hXEFG tkeqba6tp46Tdqa7M3QNJVR42wosbmc1jgd4/9L4nNUdoufXRbKxQJybdVH9YCawamFSp03Nlvpm5Rf5HMZACpmp538K1XpCndZfkrAcli9QV7hWP2WS6LNRsUx2Lz59ENl08LveEwHRgVJpww98p1tUHekFGochlKf2mqZMw1qGKmGqxVXtB8zrBXQOjRKqc4bFgT0TG1Wv74WxhMpjJjY4U6erlE/peZTJ4dDwhysrZp2yaNnx4mCNV3pzfVzUuOeaEE91TuSU6MpVxAUgwV3d7GQVctw/MVDqjqr9hYKh2Ye54Vu0RfROe0BtUZ7FDs1agN5IuE93VAboUphrBcoUw1wbP5TicPtqrFZLBroocIPCNFKxNz1COHPECp8L3/ACtK7LRjylZ3TaWpuVPgmm8iUwVGMznFCfOlhw7kebCqjSy5/Sr1HGWtFp34FxyaFXNUYmVDkFFLGGdTwhqxVDhasNBmJ26Jqczjtomw6 vTg6fM3TouVYDrcJ3ufBZFo1ICZfdUiR5hKJUA CKzsI/yvhGNnNXxqbKsajlchNR9ODdjwuVwPsViczm3FkKNIQCeFaruvdQFL UdVFMY3qaroGyhgssLSOpyWIq6Y5uUwUNOqpPOcp4O6t4Hf5TGekCSmxo1EDM6qeG6wuYKTt4ssU983dpQdQrFlTVi/wBTSlvzhYmPGJc1HENwuWu5vR4kLDXpB0ephXLWc3 zVT7LQdjJ2XMYUC7tgrnCxQwSV8Uy75Quaw QK4wjZANFuEJ35VMjdOP1KdPA8dF9T/8ACvugdDkfCBTfhPvCjtNDF9Qz/Kwtqh7fkrf ViAqUHbi4V8PaKe qiqzu3bVApZTpu9gowhYnYWk6AXKwUQWN/8AtVH 7U6ZBYqpwtUUxhb8xzKho 65bndS8qBwAbqVA2ITW9VHU8L8QPmshe5su7bmXKjTbk1qhvgyXK8xsVzswu3ap7LXxfTkv9TQcx49TLKHNFRn1WKxdm7S g7Z Swyz 4U13GrWOiAIw0vlbZYey0cJ Z6xOOI7nhAstzxL4sEap9KB90HbFOOkonwWN13tt135HxH5eyYei6r6yRPguFbhhqiR1uFyfDPS4UtDajOnMFzMqUnf8o/9ke6xved7KXfhZysLbLusMvWAXcM40UT9lfNWXaWHOJWAaaL7IouRupPHJFrvK5Z2CaV/wATU8o8gTvss7Hg55MNA/PhlpV/yLLDUY1/9hBRNOnDjq66tKlxV04tOYzOa5L16jvwmh8vqPugXwJ0UA2Xd4hDmKWpp9UIq5svfw3UFMAy9XRCmyMAHLCe6VdT6G5lBreVo4ZprN05mxV GMeWc1J4d56ZjhcKp3rQYbYprnnEz0lVO0dodIbk1TTDWsVw0ndqdUeCHB1idUKjXQRqsXABTHiLH5nIqEYWBlhqdkKdIcjf3wLTmFmgT53IVNHDgIzXcC5F56rqsrqnTOtyFGhy4Vj1ARa4AtOYRoU5wug ybSp2awRZd4y8Zol0t lR6UBCkrNR4oIXzN2TmNdzHRy7mnr5nbqJyV1/YKX Vv Vco7t5lBaEasWbl7rNSMnKlTacyjtki0qMnIEnzPKsgak4m7G6x0JjUFWlrgvjNwO ZuR9wpmW7rESui9 E C/G6s6RsVDmwVY/hUcIuckKbTYZndQNVG4hFmoMJlMaZrzW9k4DztuE q70jCioOZWNvmbpuqTYuZKsFzu wWFnw2H8rJZKaeuYORWXdv/ShwMqVFJpPCFn4c NjHsocQ4DdQWOVnIQf2m1o5YugYPCSnd0PMZV16fur1MR2aE4tptA pc1QxsLLLh7qEb8MLxjpjQ6ey71nMzrp7rDSd3bBt/Bl4slkrPd V/uO/Kg1CvOV51zudPCwTp/hFGk0kkzATWl7C7VoV AG6gqkZuZxBN V SMPtKc6cihUm2Sv4I4ZqB/JPgbTp ZwklYnSXFUqj3Q2L3VSm5sk67K2YVgoUnQIBASg2obAyoD81E3m6HX S6OCIGZKBfU/AUd9P8A0pzPltZRHBrRmVhA76uN8gr937QiXNwkZprBmET0XUr2R4Sriy9lnClSD0HHlGiYZs4Lf Alrmtb9SxYGx0KtydQLrkMA6lYKoFRu8ZIEBt9woc1h6YV5f8A2i0Ed4LtujiFhmp4ioTrdEMyMJx0CEFXNlLdUcWYQwmytkp4DA0YkCQCGJznHNHDaFGniZSLsFVu RRaH8p2K8q3eU6h2kHvCeUhROJixBpkKXcsqZko80I7yvZByInl2UlQp0UTmmt9RWHDJhTEHwhkZftQrK/Fr4s6wUHjVJc7E0WuiC4/lSJBX 5l0WETH0mFMPXKw 5UlBRHDC6DtCH7WSI14NGkypnLJAwuvgz8Tg0ZCVFOzTDo2KOO504vbu1d56CSJVNw9Smc11WfCNFPFl/4DxPjMGLHh9 DZuj7FU7esqj4/wD/xAAmEAEAAgIBAwMFAQEAAAAAAAABABEhMUFRYXGBkbEQocHR4fDx/9oACAEAAAE/IV1VENi YDf7QCcX4hleVnP9hhkGF6YxNuXrM3aANFiW5OWoj iCEhQ2XoI3FXQj94fXX2Mjl7TdXAOYS8jETNtVLpm31lU2zjSZEwOv0LDWfMCdvEIHRjzQVCuBsdv7GuihnO2WtEFkPuOITRrPaUoagoap3gaRG/7H/DKOuZQMF9Jk5lfiMGmscNR5MMKPMx qqLXYbWIFzk456xhFXvyOssnqpdTEB7MT7 xIgHiXJBgOSzfvVxVYYaowthZGKYEeprtKTtbzLasPmG2xVE3KVw4lg5XvLW1ZfaIG42sXsmKEoDi88BGo6tM6GXiMFt6KIucD TNaOHmW7LYw5ut3yy4QJS8XBQEVvMsYLmXLrGN5TgygCVitGiZqWB9I51kuiOEMAVqWrS2ZTDpUwgV ZTQZK3KXGq3BQ7uqJkhnqADiD2CE4ti1RtV1KTauonmppPNMF5jXm/OxLtscyu7fFxzjD1PE2rJYX1itzhmLVRpB4YX1m3fUfY03D3hx9W5DwkCOnqFJtqyp5mABlvTH50fUxFNjqfMuS6N6ubyrpXUy3fSZBNeIUefeJmN1G1ZawGwvbQ23LUxl3TMK BHNQLcajZz7ynMIw2Gc1dwt4I4MKNLmxR1hH6fiB7DUDJIz9VMsOZm1cl8GYzODQdPXtCKFYhTVBURq9Zxq2susl8MRwB8tI7WBgqC/QMdIFSrr8SoNYD21KzpKb0S9TjvP8xCFl0luZbf3gvi17w5zrwxKRoBbeDAcheeIRodXeOPR3ucntAVUvPNQQDILGK4CzdtNyl8CBNYtzwDYdcENSnd0PkysCZ4vaU3CvK8dJ0cuDIbVUMxo99/qXsYOYyNB3h0nLMQgu2Vx0ddy5RpEh10y8siwNu8tnEQNpRwqCcwuLAOeuIXHhlauLjQ44rUNkZnvUuXtM8Hr4jNO6zZKXcDIUDkvJ IcwNbnvqWdnJLSzbh3ZmBQGZQQVY CPt5h QKV/wAi3OMg/JGGiuDmVHfmAjQ2w3jB/UQGXE4lWoMiWlinC1NMPhMfV gAExI2jm7RnM5dYr2j4FGxECdCR3lK7zFKXzDbDvfLmcD/AILMarvauJT6qrdYBCaswDdg2B1cPYDtaFNgucRFKmKQw2mbsewMTYgXumzoRg4cRcWpyhqj1laFtrWyGfecIOCKuZy8S4dULdMnHmYNrplDEViO6EHF9YE5gLilQI aEpacqBwiA1aUMOm6zczUlk0s0jI9qe0qMVrF YhTofOPxK4Y44gThkbVf1BEvRHMPUQrix5EQ2SgwdsxP9USKjLN5lgmV JHRUuo/wCMpzjDL7eZZ1wJa9sYVpbcSw20euJXtMQ3aTiXs605mrpzDBrTUqMhxEZgyxqnInJsrZZRM6fOY6sbvpLnCTbiyMHdBYBMpSa1vhANxZVo49IeEaW IjXy14l JoCWxGi6noABKJ3EifUFNDCxfFUNwdHq9EvaW / GBsUUahmJxlqlN7UDTd6FzYgQ2X6tSwkcUQPeNWjoRqlX5gcx4pYz3CbYBy9US3VAKXgbhTF0ntMu1940eJgKXccuYXcDFWG1HniE3kPdq4XOHqgFo1hLjbH0Vj6KHlovERISwdGZWGgngnH9mF f13L1XMZ21Gq/Hi6dI5fMPkC8SkDIpnGpbc8UG2veIFi Ig74z/qmFOnGbMhK0ytOqazA98W/wCJUuVYL3EBqejk2StXRDA4i08TJmAoQpuPeGK3KIwhoEq3UHM5gCBmJmUwqy42tvxBIA5GSKMiKE/hLf678lDSv7Ewx8lswVObzupaLsq8D4ho8xRDO1EP71GI3MyzZsDE6RyYBqdcj9wptEujM3UE1AewMO80w01UNaHyaj6cfMwzbnMo8vFTbVMhOtCZwmzsp7f7Et1jHHCNsC59nE25isOKcS6llGaLAW0sfaLse269GIazlU/iCqGYTZ5ijGeDG/aZcjr51ucFhIb1f5bZDXot8YIEuoNzDPTZmDPjr/1waW pUo7 B5Ua8ESQS4YLWAg0BiYlhMyot0CKfEZmm8aFpVzkJ0SjiqxEBZcuafaXpDCVPFeXsjte0B9oDFbvoSg3vxHDyzL0l57SoH1miI0gaKvYnWoBxe5KHfdIZfYj ETrcgfmG1SuCfGVRVwIaClJ2jn1iygdjb/DANXvH4l8xzhAUwur2xCoSNj3lBAINP8AZm4NFSt6ORFFc9WuTviA2Fu8NR9agTx7x2qYcIYEtmFa4g3Iq xD4y6xMG46xYgy8x80C7Ojog9cJfX2jVA8pt7O4uTiRtOdVa/ZhQQ bKXj4K4qE15a/UTDNtSyeeWWBpupr9xG7qGITm1mnB5h33JpUwszDC luVEY07sbqBHrXxl0jCWUqBxiKxyktbhhLzVaxuY3EKzpmcgNdm33jE7H3lNVK1NyZZVrtMeaiBmvee3vDsLOdqcgp7kxUekf6Taruj 5KL2oH7CXO5lafVqDJKWJw/c2oPYQDk8ahay2u8WVBsgFfrBGVGHhHHVYyR4V6zM1hekzLTk9TKLeFxBaOs2cnEJzod51G8y5hRp9odbF7pu7SsZUUFdIgMzeXMqIBgsii3mnvG zAO7wTQCjG36mE8vvBTWIFqpcskY3vq2/s/xhxmKlo2Y Io5F2ruUNhijBTjtLHi9hGqMhezKUSBTnMqrci0oIItVbxbN1csLDOJSsAh74l3e9EQCgMy rUXQKo8Ss8wB5Ja21DsQaWW67zCbsuBc6UMFM1F8d5zlYgJgZJ3RBoB0Rhcm6IXchTTqehMjLi1LvKoXlWs1R0eUXwPrBwqZtcYbcTrNwyg9qqzEoH6nbsxG3O99PSN4KwYJzAN0xVhBpOojYZqc4LlBXUqadnGZWIamXf2gDrCzgohpLf4nRu5cYljRvmcWMOJgxs4xK2mjv6s2tu3eZZEZLuMYD6zbCq xPLIxyTMGiXGFeCY5AgwHulnk7ReTYwN3MsvdCLtWTKdVPmAetS8/qGtQhcNzuopY22Ja6kLXXiKCs6JYwa1iBbJK63tAqeqJaVjGI5wLcs8JMMIXVEAZoFGL/sE2m3M/1OUJDuTco6UQrMpUOVxvhD8uTQa1PHMWuPSHCDB3KbLR6s0cZDHPMVgc3jbPax4glLfD0YS53Ukd6LY9MRhaJAajQ0f8Qpdedk/ksa6M7/ZMpyFX6B7kDAG0Gx9Y2sMcRZ5PKbncaOLrEPopp PoAciYOY8AvrG FdJf bI0o8UHQfKWkmBMvJBdm3MRYDqxEW0LBUc9tRBUwi8truZUKbMZe8g 8WcmJ5Z0zqEK pMZmtXfDm4txzEbJKaq/IsYdUN2v1KHLqvMaF4Xlitwdy9CBKvwl/a8R6 21TXXuTLyKxmBAG3pMxpxPGQsDMu3xAtxOSpTX9ljnEC23tLe0vqxMJdcRj5iHIgoJ1qW7D1YivS4yqm1HaR1FQdIIYsOrKOKc4jcobOOYptMAUe6Hlg1BQIOe6DaxV2UgJoe8b8pg7NJf1qiVZXDjwwQnUTPk2QjRttp7OrzPagCDiXZr6DFEVe4diFlWjRPGW7 0Eb 0149pU1fSNOhLF2YCYvgUsjuEHQq0lEbsMlSI2IWd4cQek3LfBUAzkJlb9pllfaZr0mxq4KJedSyXiGQ4hsACOY9R1MSk5JZgMfMJ1AQSoas5cXBAJgjAJgB5mAjuOrFnY9YWF8S7YtTQgWf2dYJcZFgHLBxsnB JczLpNoQMIHMHPrDT7w6CN0zAj19pYmsU5zKkCrGWTxYhKMXLAgBmhiWymY75c1Gti4DMr5Acwuu4tbi3WAziEC2rcY8SxBraGhxtzBp/ky4CW1uFEl5 l2TJuFrLAOstbt7RPA2LBKca8xCtHqQ9mpVokS4ir oIkYVo8j/ADYib KbgQjbcf8AZVcGY7wGyKJocYXK6rDulzpddJc3dxiW3G5UYKUQpr4RutBarbwxSCqorRBdneppHmxS0xAbw3iO1INzS5aQfpQQxZsJpvh4sFkrUsLzA7pP3RGDmORf7C900BcIpGlG4r1ZY/iVHXN4zBEmQaek5oVKzP7nKFZcwT0IWYteIQi/t/uX0IhvNPMRrNB3l41G7uWERpMq1tRiDAYJGBaq6y9wAU95R4XzKBsmrQNvWKMS41iMA2cATCPARwsgc9ZidpCNPo26JihkkIIDmqV1VnrLntg6QrqyLUwsJsz07zHESxu/ x4gWZxDLfATlHEJ76WJYC4RwdYEis2wVYKu3MN N5MwpajtMejDEGBQtX0hmrczOgehKa4maSWRWmHgbZhPa63K1xBsinkkNEOsDGJpC7ZtjRCMWv8AkSMmY880oHUekRmKIvk4QTsbX8LUUanKCRhMDm74mXS8sIFt83HphICwBLShQurqLEB2xMOEJEDEGMdLJZciq8oLmLdwExSipFPM2yJNmE44lVDWiLmX5ioS3c8ERdbQzsQLNoixftmXTj4gOu8cBKPhBgauje9S73QpioycHrRCkcHeWDoIbH1n4w58Soran5TR g3nz9Pb0jsjLVCdo5nwTX1jtmkNS0LBw/SJa sFTFemY0y0Jm7G8QUBjH0H6HmPE1eJ/9oADAMAAAERAhEAABDWn8sMAkIkxDBIistnSwzovu37DtG4L8YFZwMjoHrqsaRl8V4yyccAZBLMbTPSkrprqYCl6BvHtrg23cC8pWzfLBtaKBM7wVDpR syjntXZKa1M7PW/G1wayjPmdkaSFhyEYQJ8 RTf0C9tthsJifGVuayDUSJd2LAG5bvOCsIdLDkVch7fPLcdnru/UFmGYSgfarmOzPAPKVWmNrZw6oZgwrWbj3kH7AbQOCVDKSegC yFhYEuTwF2ipTjfK71X//xAAeEQEBAQEBAQADAQEAAAAAAAABABEhMUFRYXEQkf/aAAgBAhEBPxB 6fIXTSCm5IrnI9jyHAS JGXNj0DIDqrKyl3xfkZG/qR5K/INdkHeyGWMAYWxIXd8bOQ8yDv5ImQDnMmJkTYLBo9sKyKOSK0jH BSN43FnkriGdy93Lfkm1OXokMGAL NtKuz8F5Kh9S9EugJ kHgg4E0Al7cMfIPWEENbv8AIhgtiP3EqfeRBD2Bw3ueSHRk69jXT9gdN/x4FJ2AB9mQDZNjbm2GAWoHktC/2WOKU2EYu3ow0/tsA9hDp267LvthXgPI sUuOygnSTBPbYfqx8SAnw zoxpu9ium8q0X9SwYv6i62YYHrZwFJILrCSxLbpb Tj/y1in9SX0HN9u5XD8z CY05CAhmbMR WgLxgRACEBFgD7DoTjib1yeMB48uBrK5hyB19sIYclPJ9G05sRx7L2FBkWPkmJROHluHkkPhIRDkj1yK/m6gwMryZ0eTjsBfB8hC3yws4ciBHbgpy6uSJjbTYAvkqM XgFodZMgraDTyHs7AHmNJpyUxBtBI8yHCTfZHko4ZLiSbdsYAq0mZDuZY6LAUDslcOWebkgGHY oCjOVnfka1Hlh0ZT1nXl q6bkBxk/CwdtEFhTMCUp WLQkOjkawbsRmQPbQ ZGsZP1svBjXJY8Lw LUB5Hs2m4QA3LhQ8sXuSeBhfWAcXLQ7AMof21jyVuJyXDE3S9l bdJuu2QHJB1bd7HHXkJ9kZkoNkibxIOy5PsoZdmXseN6CDNn2S3//xAAjEQEBAQEBAQACAQQDAAAAAAABABEhMUFRYXEQkaHBgbHh/9oACAEBEQE/EE7y1CXZgfY9WARIrlo77CIvsHvLu4yeFjQwUNvwILq2uHD JeMsNcsGSJ31uv2skz9zDpq8/wCIRTz25F1t3Ms8teryAYLny1e7KIUNJ0z7KfxZO7OhkOQpHs1c9Of3h/QHp/0zIr1csLvhL1 yEsgZ4C QM9umBa3pbn2zHJE1JDxy/CqST5vZOUic/M4ac9kR75BH2FCAmMSDPGeRho5IpJbp9n8ezkrAxL53WDrwOSh9u 2Bj iEdVwj24 W777JoEMF8/3YLhck4GRe3Xy3AXIBwSSIaLtqvBZZ Z7DyIwdtWyNfb EWV duOS9xOWcbPRWWtvORjzIYTs9i0gW4X 1gAHCQAJnsOj1/P8A5/uboyGr5B0Fgf3JOBJRPthSOyOvy0FkeRvtq1d/xLkDZV5kje xWnyCu2ArCAng5Oh3hLzSMaIHK9PCWoHkJ/X2Qz6tIi24XvlgCjIHshHTtggO3nGA0uBJ6BJth IHU0d yDdB7BoHsWxPYD15IQyAHCAEW/wtPUq 9nT9QGTOoR4x9ILmTroy0vu3A2XusMdYXnt/DXs2/C2z98v2SPjaLpIesh6PLrwgTbA0b9lnzbR6yE/dh8j ga5Dwm4ExunLRSF9JPy4WQj7Mjxe2SZ29kGUOdkcHGUYDyNANhEFOwvGcmGDCHfsmgEC7mlg SGAWLpGvWQcLx8j8SGaztj7dcLU5kBR9n8TJb0vRNl8tR3 mQLtgch6TBkJeyi4O3//xAAmEAEAAgICAgIDAQEBAQEAAAABABEhMUFRYXGBkaGx0cHw8eEQ/9oACAEAAAE/EBTscN8D5lCdwM3KEREu2gRpduzlcCtwqTASgoFXt2vxDR7hxGqo5Hnq5ZCq9bQAcoychcNsR25UeIpgKshrq jMXk2YMLgZcgqtwZAlXUNrWfEpcaVHwGX5j9vm1J91X5hANhu6a3KZWMPYF1W9czWcwimSVywBR4CLbTxwZkVR1cM3OTakADV3eYkBMjLABeVx65gd2YC1xwjSWxtdxqwN3qEFyyBf6hGkAHFFwagtQHKzyAcXCoUFjWdnxCpMgRdEFntDSkFvNrz8S uW0OvUp3HLY8kaKa5SE08Xd5Yhhqyyr2xKoOIUJQXRDZLtkvE0MhgLjC9KweWcrodEpLENZYihJPyFufdERJb erlftiO2qENtADFidOcj8cyg0y4EBunldxqp 0XnDibahvIT2YmFcTHBao87YEXPR7zcEuhWuK9wnuOxUcwtY4KndEw5DUqCFjcoFwERAqHASiEQodI3AC2TYa5iDQDav7TMlQcGDETegYEI YJRwES2uHmF5rUTymL6Zt4jvDibF4dQFYo1jcCOLtxAWqy0DYWGTUvQuXOVECllAsVWiogvkI1YWfbN6wtPA4 YWoUEb2dRBsO0wt7PwQRU5y/MEk8FExWHxliyGlyoavt8wlmgFuA hJsRE6mnLwQ xPgMoequObyS3SofkjtWwUbVxUS8WVVTYvcrS0muiJQgqpZKSoGtM2eVQ2MBvg4ZlOCy7TIrKx4m8mF5nI EPCg5IBw7ZCBfqrYpE7MDaXd YFiAtjWNP1mUYFLNuMx3XBAAR3KEUeWo1KjPw7H orQEADfxEqEduEzYEzkBp9xbNlpGFXd8xUchcNBfhIZ3Q BHKnoMsaKxAaH/AOIWoNqhfK6ICslMrzFN1lgysG0Gy/6JSFhQ3W7 5mri9Bx5iGKwfs0S9JRZoo2n2x80E3wW/UpSBodF8rx1EloBkBQyNYf5GRwxF2vZLVwUU5aIkVZMq/cwqNnCkRHJMxgDiK4Nc1McyDSu4WZzSNJjGOI0xYbg F/OIKLVkgXAC7QgtFKaivhjKilLAMWsFK5UmEVGuDmGsE7QCxPqOoCANGnx1iVhkGjMfdHCLTi6PEq16AmXoaP1NuZKHnK4I SKAo5J0UEZqzOuUtAPgJ0SHvBZfqAwXcI5Q6t2wdW66XZrHC/UA3SAwA IOywZ51EA0Vpoqj7YV8BFOEwPp6jOkKo2BYJrUFhiGoJoIowrAClKH/WMypAq9gY HLJwLIinoRvcmLiIKry6uCDza0moi4tjRMc9RGtGQZMdwKnVBatkqAiMDcHfUUGKpX7MfyVovgqvko6ZeqS6OSofcFIK5cDTXmU1EDbS/q428EhHYhWrzmATdVJWsVvHgjPdQdtMuXDR5goLBQXYxZv7YflC6sUju3 RhJCNtuMVvEA7CLNFtZXq2DASj/P/AGBZF3atP0H5gFTAI0TV9h1Kn3GYdibwXjUYxwdB4aIiUoA 2YDh0M5Fj6YDQwLbWx/yInIBVBP73iJG21TF9jzB8IgqRvzER4AJa2P5NCDhXZkmHbAWbExX4lfkEo6LrUbJBpHhNxmyhmuYLUCrioyYXfMeKrh4sIImeQ8OVY73M1Zwf7Lk4sLd4/sQnYoFABp6ViGofCmB pkJStAMq9FjGVgsAwo6ppqYiBQihjHl7hMMStBcc6fUcNcXfQrgwhTLptBXhVxiC1l3XXggYp6KMrVp1BPlDOKKE9WylBa2RujqNC5llF0DzpccGgoizkNbq5lA5UKMlUrxES8pumVWBlXgVaFijmxy0qD1UupNZRxuzxsi5aAO3ZCQsi5Hw/kwFgaaD0QapQlt46gRxXDm3xEAQBrOS8yhcpKYYzEQQQuqgecEM3UT233/ACG60M9x5Fy88wbaw59RKg0GoPpZ5IwekHFq/nErJtwfNf1LQBEOWGUe2BYFJUUHN83b9y7ElWwLoDzd/wDMxyHkTFllVGFCGollgkB Qi1/Mp1jxzMnBs8OiUlYL6x mEJhlcWCUEhRQCjbkCCPlQARVjkrqLklAAgtLRVtSuo0sX3UspyF3lK/bAdQlF7DsjpZNrkMbqZR8r0NRie0BpfMoj8ThH3BigmaRHmu5n6gq0KOyAkssg7LhAojjh6YEMrDwx2pCplLV o0Mln0xRMwAMkKbCGl4gNRuypZH wyBaoA6bl6pQHTGAXrmVrAD0KpesRcwy9rD1QPuDehKMAHg1RHnEIECloVQxKkxthEF1XmqmKQRbatqdVHvLSak1fkjAg5RCQYbEpawr5Y9tiCu13M5yg4GsnyxYnQAYVQ8JFlFpbolaCXg4I0KzTWQDXxcrCWbeal2UqcqC/2y4kXAWB4emYI6MGSBx3HEwHQi15qgs4YYpU hqYGQarxPcOckYECZrUEILfgTsl4C0WYrn9xEJbFYBT9QRqBVCkqgqZAzNnEpZLYO7uI I3PwYD8Cr6Mv6nkUcIRoH4mWoClgNE5BslEQMWcGgdraRh01PabJXoMB7K7jACMIydVArC6iqMu picXiPqtsH/AJC5BoF25mDiU3AGD7V IEFFHTxEbtar4Y LYocwDDjZ/wCTBBQYEBYayWYzBYigt0YJkvWMeUizoPBY0t0XiWYKpQDg4okYqCDGkWnyzOUFtc14uKaRiyxBc0c5rXoiAi2MNwXR8kbFm1WFLPBBVu 6mLso4A5PMvGXz6Kr7l2alzLgAL54IA6hw4z3AMOFxs0jqnAORX5MwQgt1kl VlBEDgKNpqAysrU000vxREBKtdVuC6NHiNqtp2QsN61MOmNhXsgC3hBTkrDaG4HoTnoDZxlWCFEy4CkBVWNc24I93iWmKYAgKH7ikghArWxVYb0NS2jt/ab4hZ5Vv4lgiLAIrXVYJdKeqoRvwYJaOLzm2e4RSGhE36J2xAQLXbqMkhk1Qm1XP6lMQBi1UwZ0Eo2RN4HF6dx05dSzOIAZNharaisxBcqwtzXyy4J9GYCusEeVajMiB7wQ0FF15l5KnCsuit7h5G6aoAp9EPIFo/gr1UXQp1iF3b5f1FksEPAcVBcIF oRZ9QNNSnJvQb14ioBq5AnF1AosiFaaVrPzCzaBlHW1PiyGR7AFg3Taj3cdt0FHxuIRM2lY7rcJEJClGSry2EtuMwNGo9GH7gsnYuisuICwEAXWhK40HQ13Wg9zqsdoPl19SuVuDHOqIlIXLg1y JSKrDQZuncWYKwBM IISLY5slgVpW BGCBskVixF MQULa0xaG1eauDeOl2cy062gG3n7gOgpQ8tRLNBrUUFbQtpaijVSJYW2e YTTanxQRc f2gnQChou0A8GJREARjBxLgycDpBOC NQgS0N7prh9x84dOClWP8AY3EhC0/YfUXgqRROdpl9QBbdCt7Y4Se jockf3NlwrdOR8yojZFlDwYD5jUYlOPsHE5UpYzX2DBMtXPAXNYLY7Locl0auYG82FzhdEQbjKKX7dwRIdHJb449wEI27BvpeIAlVnEvq3mBiZQbp/ss4Ibc4O5QoAM1HbaDTt7g1MFUWh CxdaKR5pxDtwn2v8AyGOYpRpUIgbjZe3cTqtYqr o5D5EFSqgWsrCJXzMpoS1Pg8W5hVYHWqpZ8DNcptgeXPcAOIM1gMpVScTUtDxuLKj5efcSEbYpXrq3gZgRQoLpIMU7Ai5xR29wYvOxGtVdQeYMS9pAPfKuyXkMoFfqtOfM0XgKCu4ObBqtD6qVg82S7WK/KzGLRq531Piol06CzuV2h4PuJCJw1CdGyxe8FhmTkIm5e/Zt7izJtKzl6IOIN1kv8gYy4Ob5WUClhwUjRxHI0tP4nOZQNgLyeyW1M6vi7gCRQiYTLRKgmGJ6cRhgFZgniXwOgy4As3aMPmDdxGFi3I17jcfIiMcAxXEKSyIuiaX4CUmykUtXK 6ijILtjTxEQuK2RdhZ4ngq JdQ4NHN IRFiwv0pwzOsZWNvKsPxFgR mXF8IdXrvN5TWZb1wGAsveDXkmXwAzJoHVe6jZC7oCThAX7l8aAhU6U1Z7hQiduC1noiU6JeA9QqY7wD4OpbFpV1KpFNNg/PMMtXf8qbW2rt6hgOL7jToXhFyWQKivW8uj4MsGHIXm0Zo9sbci0/VyyMQuVVT9yqaAnZ8niXyqUo/kPBS9hqCBNyiasaATJKhtgCsI5TV3mClwe7ZU/LEVPIbttq5iUABkW9UfMEEkpCwuA9BuIy9pLA7NA8ph3p3CAQeGZyrMg5L6viVwAYB/A3iIthwmI6zh8MbjiCCL4qiFoau0F8pA6S2Pnkl/CY1ADL7XamecpwhVEFoMPAhs2gGlOq8RApaBFFLpTGoSgDnBHm6iFIAWtXNfUGMJaqi/MfKBkFP51GEx3f8AhxBDMn2BjBQcHbEummEcVFKyGjy6GWWUcWr4icsso7OPia/P4nbBxC6wX9xAwqdWp68Ooz0BABdKCuq1K5BQHorUNIBfZFxd80fmXW2g8Jk/mKlyYvIWQ0uRn0SzUV6WBdF8JSjq PMo2tCM8sv xHVW7s3EVQaSxfrEwEOw RMfIhFc7Q liKBYVFfrVfLLFIXlk Y9ia4hTkSLGhhPTKf0OQFWc3KgaUrvevVrplHjWTSwW7zWCC8SIyBLFfURyZANpvY8S2rRQvIHPGoIlRrOvMJ4ITlZ11iG8yKHt4iBEwLHEWYCS4IGhijlFWsQuvMRA/khU2dHEY8mxyR3wgdQcXMTsLMAorybg3lPiGNr5WW0hS1SqBR2RVGSBXOsah8BKeAOA7WAepQVoL7XmDDgVm3OJchQOQSWUjXZVlX0RHbJdpdZuvTGwB4S29gLvMqYDHEWLqZkPBlU4ynRiWAqJPNuviKKJbhNSkbMgMI/yXCCtALZa3SnDLPjL3vlTwA41BxUBgoXToAUy01G0BDFGMwuCB0s7BONx9kAQhkBzjdwLwC9gXipnyyNQLu3yxaZWw8Y3FLrOjkdsUCmUryReTvNszHLzAgQRAq8gxTebF2uyFjFAaI4McEAiuHzMigSeYiOIGAdJ0HKvbxONgGL5U5ghGEsEXMAnAg6loM3kG8ahY6KXewD5yxCwa4MlqT3UptA4D7GN3IEbXqLztW2atr6DEXFvobEwlQ3FgU2OoBI91rK6YdmLl3RVo ZTICqG3Odkd3YJzirf TiQKWmk5Ub99Yodl9EIHQAqtDKpywRQRWQpHINhjdTIeMqgNFPSRGVNju6vdwycTQUkpxR2dR3xBtK/BYQWhtWG/MMK4/Uyp8kRsNvLC4FHDN6lHEDGCWeHxBGZbbDw8TIzV6FQc6EZRCnopZz0cBG0EAA40VKCCjqviIm4Zga5 rlkjiWptHwGUgFo5Ohx6jGOXmsAAesxQKxYsVfPqEGBMzkV9Vcq2xhLNC0r7lgAbcMBKQKQC1qgX AiV8BBeBgZjQHZUYr3qIhBoi6zfqMgJJ8AQekbHeoUJqUIdlkJBmgu7ArzZ9woxy1vLPCdMDruquM6gCgmuqHFf4cx6QUWMUVpNkVlIKNPuUBjw4cwGtYsuFgWDgNwM7si0LgfSUMhXGIgALnGZfYaHMRnMcxl8Gw0nzKdwGY14i4jzor5lU6FaGgc3ySo93GlC5fBeZTy4eClo5yysA0KWaNFy CwRaxKT6ZaiOjdrQ16SMyDBypK LqDkwU2bL0sXopwutPkjmGg12Y9Ep3qaGr8xNSm6APDzCoA1SqFaPPUAigZVhwbO8S8MLMmr1uX4G2xdVA 1kovHEWgabzVbVeYLkUn GIvALCL2M6HuLGla9EnFlp8tRKNFhVjpydkTVNR0QrOeqisM2IgvK31L4NSk4U5i10W2DyRmfSpZIo68QDOmcscLiCQeGmLgTxA2VsbGKWoUZvXqI7RMKdjKGGK4I7p4uKL3aqPbFIr3CeyGToLRQ7d6CImuCSiTHOYYlsbXYjTji42RasyNHioEYlXa0GquGyKFtS2XLsKO0xdzHe1YKJMj4m8IOLqWjMrkxlgMXK74ssOL0Tr6U2X5WJqFBduV6j2YE0NlbjseAHmjUsrGmNnxDs0PDqZbCKAO3YHWoMIEaFDo0NYbgDmTC68qaDgIlK4jYHLvNzzmyM27ruUUzewmO U3QSYfcpGCc/iDQ85v5r9yuvpE8lLjpA3F1For2lkqdXt9SgFBgrG/McDxyM oExzhbY6up4QczXmopMd8AesSo1AW9fUQ7w0F1D1YN5TJeQUpmDM2J3GuYdWRWDxAwPhD2aKVZAkrisF5YKFQjL6g2VfklbHaOcc3j/AORKjqQI5XQHMIz1eN8C9NczAKFKHY7jMtJVu9ypOg6ZZgRHAzVRL2DhQFBuZBErBaKKnERsM3GAx86ItNy1gqj71AasjUWbX0SltgzbTErqZFj4hyqiaZfEqUKL1zcULz3HE7LEBQOXuXAA9xlIiccw3NbxCWJkNRVy4oCmxi2squWDZC3/AGWA8RaWYBS8XzEYMU081lY41bjtrxL0urziAoM9sI0zVcst5j0F4hdyoeAgGzg0Kh5YgIrOlooHdtQQC0oQLnu5hC4fQRPcgluW3b8RLUsARxe5gKEWyVySkwBV4B7gHCC8pTAMRYAOAbps9RbBdAwNDPBL hCdpWzxUFlxkRXgBN1EuC/LDaIjslpXDkj0MHiZrmXWTHUEmcnMzE4VLis1li1TDMZmoaIFKpdB72WQkZQH23f4gvatANkdOefEXjuiZaQMXdOYfaN4bH3GpXOiugypooLQC fmJ89HMicF0DzGgkZIKnB4huQtrFR1sgBAiDkV2AfcQVBCXtzbAJyBYZy/RCMVcra1OpeUya6KwW0bZ/yGQuQtAOg7m2gA5ruI9dLU0TUAOTaXux4lHRVrgoKDqLUA2QWZfbCpYJy6ILlCNEMOjcroJbQKZH1B4kWTEFhMcPDAZ/PmcCbzADOoqAXe31Fqcrq5S25cniWvIpZdrCd5jpZe2vYVgYK gaIJqnAfJF2K5QLdqlqYjFGyT5q2I/XNTbh9EHAwRbJ7yCEFtEy4C5z4IxzgM0Lu3uNaoNMtWFbtVBLVNTStVKg5BSvPUU6iwf55lZhqGxNkXgTlESIFR7LlAShDfLMTfwuqVyEWEdbchnAQHWAG1tEGoAM8LrMNQIeTzfiAMjFORlSWA8l9DoD4gEsKq4KVDtkCUFc1uHvWxYKqK871ARqBVpefXUDNFZM/BDmBgdBjmjzHQsGLfeCO3UGKCcpiIIgLyxLouFigbFMZGKbCw0UKvJBnRFXyHxplmyGqWX7ZUAZziFiNZcMS2KCmLbBiUUqDFO89tI4jdEbCp7K2R8xeCws3ceG3oWt0ZIo7XCws4gE0m1bMm6hKAqG829JBRKhwXR9xQYBA5W9y2WyC1laZYuNTtmoV6yhbLc1EjE05o9e4k7oqgHFvLcY0tDXCuGJ0MFte73CjXC3XkmqY7lkObqg9xwtklrXdp5jTQs22YOggOFAa IARsA6PErFituoI353KWI1ANCFVxljHkAcYFIgs1wwFRznKWJjuUNMKoc0jywKA4Ckzd/qFJRORYmrksAscm5adlsAqU3RWuJdTtABritSuCHGRfjiJjyWeKHn3ASKBDktzKJQC2J9ymKV08DtqU9ZwREsfjTDD5MXNGipmEClMEXEW2o2OpT SX0PzEugEjt7bjaLIyxQ4udkhfnmoN5AK3QSyEtzhoYHhFZYSIoNXhYjqfCdmLxnuYVezMpoc48QbjCtxKSwaDkZaguAhLVKaCFOSnnxmUBOhFlO5Sh2N8ruqjo2YPVLEpQAaDKPnMtSLKcLRfsjrWsEdXXEQPsOsO6gX2HIqLi/2WEPRQDjErJsPpXqZGc4QFYG02gcr8s3d3TM/SgK4NS5yx3mVndufibfIn6kBoNn6idsA5gz84jmjq9TZGn/8D9xN/qJKShYsrWOJhh2fpn6H7Ymuf MI0KimzT3CVQdHqKuybscnuAdBfAV1NnubPtm76n7J/pAaDef/2Q=="

style="border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width:
0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial;
border-image: initial; " />

color="#000000" style="color: rgb(0, 0, 0); font-family: 'trebuchet ms',
geneva; font-size: 12pt; "> 

Fetih

1923'te siyasi bağımsızlığını kazanmakla birlikte kendi
bağımsız ekonomisini kuramayan yeni cumhuriyet Türkiyesi, 1950'lerle
birlikte emperyalizm eliyle kapitalistleşmeye başlar. 1950'de iktidara
gelen Menderes hükümeti emperyalizmin Türkiye'yi fethinde iyi bir
yerli ortaktır. Emperyalizmle girilen ilişkiler ve Marshall Planı
gereğince köylülerin hele ki topraksız veya az topraklı köylülerin aç
bırakıldığı bu dönemde şehirler halka umut olarak pazarlanır.
Köylerden kentlere yoğun bir göç başlar.

Döneme baktığımızda Türkiye'de kapitalistleşme, şehirleşme,
kentlerin dönüşümü ve bugünkü işçi sınıfının doğuşunun birkaç
on yıla sığdığını görürüz. Aynı şekilde Türkiye'nin yeni
egemenleri de bir dönüşüm yaşarlar. Emperyalizm ülkeye hakim olur ve
kendine bağlı kesimler eliyle ülkeyi baştan aşağı değiştirir.
Dünün eşrafı, bürokratı, toprak sahibi ülke kaynaklarına sahip
olmaya, devleti yönetmeye başlar. Ancak gelişmiş bir sanayi yoktur.
Altyapı ve pazar yetersizdir, ne kadar tabansız olduğunu en iyi kendisi
bilmektedir. İktidarları emperyalizmin kredilerine ve siyasi
yönlendirmelerine bağlıdır. Kendi dinamikleriyle gelişmemiş çarpık
kapitalist bir yapının ürünüdür.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Sosyalist
yazar Orhan Kemal Gurbet Kuşları romanında bu tabloyu işler,
İstanbul'a göçen köylülerin şehre yerleşmesini ve işçileşmesini
anlatır. Romanın başkahramanı Memed'tir. Daha öncesinde kısmen
şehirde inşaatlarda çalışmış, duvarcılığı öğrenmiş Memed daha
iyi bir yaşam umuduyla İstanbul'a gelir. Bir köylüsü ona büyük
yıkımların yapıldığını, çok sayıda işçiye ihtiyaç olduğunu
yazmıştır. İşçileşen Memed'ler yeni sahipler ve onların
ayrıcalıklı çalışanları için İstanbul'u ve diğer şehirleri
yıkıp yeniden yaparlar. Ülkeyi yeniden kuran Memed'ler ve
Ayşe'ler ise kendilerine şehrin çeperlerinde  bir göz konduyu
ancak yapabilirler.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Romanda da
anlatıldığı gibi İstanbul 1950'lerde adeta yeniden fethedilir, talan
edilir. Adnan Menderes, makam arabasıyla gezerek yıkılacak yerleri tespit
eder, şehir planlaması onun isteklerine göre yapılır. Şehrin asli
unsurlarından gayri müslimlerin canları, malları türlü hile, komplo ve
katliamlarla alınır. Adnan Menderes ülkeyi fethe çıkmış işgal ordusu
komutanı gibi açıklamalarda bulunmaktadır. İstanbul'un 1453'te
Bizans'tan alınmasının yıldönümü tam da bu dönemde hatırlanır,
"fetih kutlamaları" geleneği icat edilir. Toprağından koparıp
getirdikleri milyonlara şovenizmden, boş umutlardan başka verebilecekleri
birşey yoktur.

Orhan Kemal'in romanının
başkahramanı Memed'in cebinde köylüsünün mektubuyla geldiği
Haydarpaşa Garı, yüzbinlerce yeni işçi adayı köylünün "şah
olacağız İstanbul'a şah" türünden sınıf atlama özlemleri
ile birlikte geçtiği bir kapı olur.  O kapıdan geçen kimse o
haliyle kalmaz

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Memed de bu
dönüşümü bir şekliyle yaşar. Orhan Kemal romanında bu dönüşümü
dönemin gerçekleriyle paralel bir şekilde anlatır.

style="margin-top: 15px; margin-right: 0px; margin-bottom: 15px; margin-left:
0px; color: rgb(102, 102, 102); font-family: DroidSansRegular; font-size:
13px; line-height: 20px; background-color: rgb(255, 255, 255); text-align:
justify; ">Kökünden koparılıp, şehre göçertilen hiçbir hukuki ve teknik
güvencesi olmayan kondularda yaşayıp yine güvencesiz işlerde çalışan
halk da zorlanmaktadır. Köylülükten işçiliğe geçişi bir insan
ömrüne sığacak kısalıkta yaşamaktadır. Ancak onun için kesin bir
dönüşüm yoktur . Emeğiyle geçinmektedir ama köyüyle bağı da
sürmektedir Diğer yandan da şehre gelmek onun bilincinde daha iyi bir
noktadayım düşüncesi yaratmaktadır. Şehir yaşamı onda küçük
burjuva özlemleri doğurmuş ve büyütmüştür. Örgütsüzdür.
Köylüsünden başka kimseyi tanımamakta, mahallesini ona göre
seçmektedir. Ancak şehir herkesi değiştirmekte köylüsünü de
tanıyamamaktadır. Kapitalist ilişki ve çelişkilerin daha açık, daha
baskın yaşanması insanın insanla kurduğu her türlü ilişkiyi paraya
indirgemektedir. Geçmişten gelen her türlü bağ, değer ve kültür bunun
karşısında duramamakta ya aşınmakta ya da ortadan kalkmaktadır. Ama
asalak egemen sınıfta olmayan birşey vardır onda; EMEK. Yeni egemenler
onun toprakla bağını -tümüyle olmasa da- koparmış onu emeğiyle
başbaşa bırakmıştır. Emeğiyle yeniden varolmak
durumundadır.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Ülkemizde
kapitalizmin böyle yukarıdan ve çarpık bir şekilde gelişmesi
burjuvazinin ekonomiye mutlak hakimiyetini de engeller. Bunun başlıca
sebebi emperyalizmin öncelikleridir. işbirlikçi tekelci burjuvazi
emperyalizme bağımlıdır. Onun çıkarları doğrultusunda kimi sektörler
gelişmekte, fakat bağlantılı başka sektörler gelişmemektedir.
Örneğin ülkemizde bağımlı bir otomotiv sektörü o tarihlerde başlar,
fakat üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmamıza karşın gemicilik
sektörü nedense hiç gelişmez. Emperyalizm bu ülkede neyi önemsediyse,
neyi daha karlı gördüyse o daha çok gelişir. Tüm bu tercihler,
yetersizlikler ekonomide mutlak hakimiyeti sınırlamaktadır. Çok
kazandırmaz denilerek boş bırakılan sektörler ara kesimlerce
doldurulur.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Kapitalizm
doğası gereği asıl olarak iki sınıflıdır. Burjuvazi ve işçi
sınıfı. Ara bir kesim olarak küçük burjuvazi burjuvazinin
ayrıcalıklı çalışanlarından, kırdaki ve kentteki küçük
üreticilerden, küçük sermaye sahiplerinden oluşur ve işçi
sınıfından görece farklı imkanlara sahiptir. Ülkemizde ise kapitalizmin
çarpıklığı bu kesimin çapını artırmıştır. Boşluk ara kesimlerin
varlığını kısmen sürdürmesine imkan tanımaktadır. Türkiye
kapitalizmi köyünden koparıp şehre sürüklediği kitleleri tümüyle
mülksüzleştirebilecek, bir başka deyişle işçileştirecek güçte
değildir.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Bu sebepler
küçük burjuvazinin yaygınlığının ekonomik temellerini oluşturur.
1970'lerde darbeci generallerin söylediği “Sosyal gelişme
ekonomik gelişmeyi geçti” sözü tam da bunu anlatır.

style="margin-top: 15px; margin-right: 0px; margin-bottom: 15px; margin-left:
0px; color: rgb(102, 102, 102); font-family: DroidSansRegular; font-size:
13px; line-height: 20px; background-color: rgb(255, 255, 255); text-align:
justify; ">Küçük burjuvazinin yaygınlığına bir de küçük burjuva yaşam
biçimi ve özlemleri de eklemek gerekir. Küçük burjuvazi, burjuva yaşam
biçiminin, topluma aktarılmasında köprü olur. Emeğinden başka hiçbir
şeyi olmayan milyonlar da küçük burjuvalar gibi düşünmekte ve
yaşamaya çalışmaktadır. Ülkemizde sınıflar arasında asansörler
vardır.. Düzen yaşamında sınıf atlama özlemi gözünü yukarı
diktiği için hep yukarı çıkanlar görülür aşağı inenler hiç
görülmek istenmez. Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde
"ülkemiz küçük burjuvalar ülkesidir" sözü daha anlaşılır
olur.

1950'den günümüze halk ve
egemenler arasındaki mücadelenin temel ekseni bu gerçekler etrafında
şekillenir. Köyünden koparılıp şehre göçertilen halk, bir anda
büyükşehirlere sahip olan ama şehir nüfusunu köleleştirmeyi ve
yönetmeyi başaramayan darbe üzerine darbe yapan egemenler, kanayan bir
yara gibi boşalan köyler ve doldukça dolan şehirler.

style="margin-top: 15px; margin-right: 0px; margin-bottom: 15px; margin-left:
0px; color: rgb(102, 102, 102); font-family: DroidSansRegular; font-size:
13px; line-height: 20px; background-color: rgb(255, 255, 255); text-align:
justify; ">Halk bu tabloda işçileşmeyi hiç kabul etmedi. Yükselen devrimci ve sol
mücadelenin öncülüğünde kaynaştı, yerini aldı, en değerli
evlatlarını bu uğurda kaybetti ancak egemenlerin korkulu rüyası olan bir
geleneği yaratmayı başardı. Bu mücadele ülkemizde ezilen tüm
kesimlerin mücadelesine yeni bir tarz kazandırdı.
style="margin-top: 15px; margin-right: 0px; margin-bottom: 15px; margin-left:
0px; color: rgb(102, 102, 102); font-family: DroidSansRegular; font-size:
13px; line-height: 20px; background-color: rgb(255, 255, 255); text-align:
justify; ">Egemenler ise onun emeğine ve birikimine türlü şekillerde el koyarak
talan zihniyetini sürdürdü Onun düzen özlemlerini sınıf atlama
hayallerini kışkırtarak birikimlerine el koydu. 12 Eylül'le beraber
başlayan yüksek vergi uygulamaları, kredi kartı ve tüketim
kültürünün yaygınlaştırılması, banker veya batık banka olayları
vb. Bu adeta üretimde artı-değerine doğrudan el koyamıyorsam, başka
türlü el koyarım anlayışıdır.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Bu
ekonomi-politik sürerken diğer yandan buna karşı mücadele edenler her
türlü zulmü görmüş, halk, devrimci fikirlerden uzak dursun diye her
türlü gerici düşüncenin önü açılmıştır: Dini inançların daha
gerici bir tarzda kullanılması, faşist düşüncelerin
yaygınlaştırılarak halkın birbirine ve başka halklara düşman
edilmesi, devletin buna uygun bir şekilde halka karşı daha merkezi ve
baskıcı bir tarzda örgütlenmesi bu dönemde başlamıştır.

style="margin-top: 15px; margin-right: 0px; margin-bottom: 15px; margin-left:
0px; color: rgb(102, 102, 102); font-family: DroidSansRegular; font-size:
13px; line-height: 20px; background-color: rgb(255, 255, 255); text-align:
justify; ">Bugün egemenler yeni bir fethe çıktılar: Kentsel dönüşüm.
Yaklaşık 7 milyon ev yıkılacak. Kaba bir hesapla Türkiye'deki iki
evden biri yıkılacak. Bu halkın birikiminin talan edilmesidir. Bu
gecekondularda mücadele ile yaratılan değerlerin ortadan
kaldırılmasıdır. Bu insanların borca batmış bir halde "nohut oda
bakla sofa"larda tecrit ve terbiye edilmesidir. Köleliğe
'ikna' edilmesidir.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Birşey
üret(e)meyenlerin halkın ürettiklerine ecdadları gibi el koymaktan başka
bir şansları yoktur. AB ve ABD ya da bir başka deyimle IMF ve Dünya
Bankası ülke nüfusunda köylülüğün % 10'un altına düşmesini
dikte ediyor Türkiye'ye.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Şehirler bir
kez daha büyüyecek, kırlar insansızlaşacak. Egemenler kendilerini neleri
beklediğinin farkında. Emperyalizme dayanarak ülke yönetmenin bir bedeli
var bu bedel yine halka ödetilmeye çalışılacak. Düne göre
verebilecekleri daha az, almak istedikleri ise daha fazla. Bu kadar büyük
nüfusu yönetmek, sömürmek; onların elinden değerli ne varsa alarak,
onları borçlandırarak ve kaderine razı ettirerek mümkün
olacak.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Herşey bunun
için yapılıyor. Şeker pancarı üretmenin adeta yasaklanarak halkın ne
idüğü belirsiz Cargill şekerine mahkum edilmesi, gıdada dışa
bağımlılığın kalıcılaştırılması, küçük yerel yönetimlerin
kapatılarak büyüklerin daha da büyütülmesini ve merkezileşmenin
artırılmasını esas alan yeni yerel yönetim yasaları, mortgage-konut
kredisi düzenlemeleri, 4+4+4  ile kindar ve dindar nesiller yetiştirme
projesi ve tabii kentsel dönüşüm yasası.

Tüm
bunlar egemenlerin planladığı haliyle olduğunda emperyalizmin ve
işbirlikçilerinin hayalindeki Türkiye gerçek olacak. Daha köleleşmiş,
daha borçlu, daha kötü koşullarda yaşayan,  daha çok acı çeken
ama itiraz etmeyecek kadar kadere inanan bir halk, fakat yanıbaşındaki
komşusuna düşmanlaştırılmış bir halk ve elbette karlarına kar katan
egemenler.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Bu mümkün
müdür? Tekrar Orhan Kemal'in romanına dönelim. Yüzbinler, milyonlar
Haydarpaşa Garı'ndan İstanbul'a geldi. Ne onlar aynı kaldı. Ne
İstanbul. Ne diğer şehirler ne de Türkiye aynı kaldı. Biz halk olduk,
bir kez daha birlikte mücadeleyi öğrendik. Onlar zulüm ve sömürüden
başka birşey yapmadı.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Bugün
emperyalizm, müzmin hastalığı ürettiklerini satamamanın pençesinde,
krizini sömürgelerine ihraç ediyor. Bunlardan biri de biziz. Fethedilmek
istenen evlerimiz, cüzdanlarımız, çocuklarımızın bilinçleri
kısacası hayatlarımızdır. Hepimizi borçlandırıp, gerici
düşüncelerle kaderimize razı ettirmeye çalışıyorlar. Evlerimiz, ev
özlemimiz boynumuza bir köle boyunduruğu gibi asılmaktadır.

style="margin-top: 15px; margin-right: 0px; margin-bottom: 15px; margin-left:
0px; color: rgb(102, 102, 102); font-family: DroidSansRegular; font-size:
13px; line-height: 20px; background-color: rgb(255, 255, 255); text-align:
justify; ">Bizleri evlerimizden sürmek, yerimize konmak istiyorlar. Bu büyük bir
mülksüzleştirmedir. Emperyalizm namına girişilen bir talan girişimidir.
Bu yalnızca bir kentsel dönüşüm değildir. Türkiye'de kentlerin
doğuşu kapitalizmin ve faşizmin doğuşuyla eşzamanlıdır. Ama aynı
zamanda ülkemizde bağımsızlık demokrasi ve sosyalizm düşüncesinin ve
pratiğinin çağdaş anlamda doğuşuna da zemin
sağlamıştır.

style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size: 12pt; ">Buyrun beyler,
Türkiye'deki her dört evin birine sahip bankalarınıza, tapuları
değersiz kağıt parçalarına çeviren TOKİ'nize, halkın cebindeki
plastik kredi kartlarınıza güveniyorsunuz. Her söze 'hayırlısı,
nasip, kader'le başlayan ve bitiren gericiliğinize güveniyorsunuz.
Yetiştireceğiniz kindar nesillere güveniyorsunuz. Bankalarınızda sermaye
birikirken öfke de birikecek bir yandan. O öfke bizi birleştirecek sizi
yakacak. Buyrun aynı şehirlerdeyiz.

face="Times New Roman" style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size:
12pt; ">Biz Bizans değiliz, surlarımız yok. Halkız. Her
yerdeyiz.

face="Times New Roman" style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; font-size:
12pt; ">kaynak:kendisandalyemiz.org