İMO YÖNETİM KURULUNUN
19.10.2012 TARİHİNDEKİ AÇIKLAMASI ÜZERİNE
style="text-align: center; ">
İMO YÖNETİM KURULUNUN 19.10.2012 TARİHİNDEKİ
AÇIKLAMASI
ÜZERİNE
Odamız çalışanlarından Cansel Malatyalı, bundan 8 ay kadar önce,
‘Oda Yönetimince’ ‘nedeni belirsiz’ olarak işten
çıkarılmıştır. Ekmeğine ve onuruna karşı saldırı niteliğindeki bu
karara karşı, C.M oturma eylemi yaparak haklılığını kamuoyuna
duyurmaya çalışmış, İMO yönetiminin polisiye tedbirler ve başka
yakışıksız manipülasyonlarına karşı açlık grevine
başlamıştır.
Açlık grevinin 36. gününde ‘İMO Yönetimi’ web sitesinden
bir açıklama yaparak insani gerekçelerle Cansel Malatyalı’nın
işine geri dönebileceğine karar verdiklerini ilan
etmiştir.
İMO
Yönetiminin bu kararını olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. Bu
kararla, kangren olmaya yüz tutmuş bir yaranın iyileşebilmesinin yolu
açılmıştır
olmaktadır.
Ancak, İMO yönetimi bu kararını kamuoyuna duyururken, temel
yaklaşımını ortaya koyma gereğini
duymuştur.
Cansel Malatyalı’yı haklı buldukları için değil, yalnızca
insani amaçlarla, işine geri dönebileceği kararını
aldıklarını söyleyip böylece bıraksalardı, bizler
“zevahiri kurtarmak için böyle söylüyorlar”
bile demez, konuyu kapatırdık. Ancak İMO Yönetimi bu kadarla
yetinmemiştir.
İşten çıkarma kararının doğru olduğunu ve bugüne kadar konu ile
ilgili açıklamalarının arkasında durduklarını açıklıyorlar ki; bu
iddialarının hiçbiri doğru değildir.
Birincisi; işten çıkarma kararının hiçbir
haklı gerekçesi yoktur. Oda yönetimi bu konuda hiçbir somut iddiada
bulunamamıştır. Bu nedenle, her işverenin uydurma gerekçesi olan
‘performans yetersizliği’ ne sığınmışlardır. Olayın
kamuoyuna yansımasından sonra yaptıkları açıklamalar ise, suçüstü
yakalananların telaşı ile uydurulan gerekçelerin ötesine geçememiş,
aklı başında kimseyi de inandıramamıştır. Çeşitli platformlarda
konuyu gündeme getirmeye çalışanları da saldırgan biçimde susturmaya
çalışmışlardır.
Geçmişte, egemenlerin çeşitli baskı ve
saldırıları altında çalışmak zorunda kalan oda yönetimleri,
en büyük güç olarak gördükleri üye desteğini
sağlamak için oluşturdukları, zamanla gelenekselleşen küçük
kurullarımızda böyle konuların gündeme alarak tartışmış ve
üyelerimizin ikna olmasından doğan güçle çözüme kavuşturmuştur.
Hiçbir güç ve kurum, alınan bu kararları karalayamamış, güçleri buna
yetmemiştir. İMO yönetimi başka konularda olduğu gibi, Cansel Malatyalı
olayında da bu demokratik yolu çalıştırmamış, bürokrasi duvarının
arkasına saklanmıştır. Aldığı kararı savunamadığının en açık
göstergesi budur.
İkincisi; Şimdiye kadar yaptıklarının arkasında olmaları, bundan sonra
da aynı şeyleri yapabilecekleri anlamına gelmektedir ki, bu durumda hem
Cansel Malatyalı’yı, hem de gerçekten
insani kaygısı olan tüm kişi ve kuruluşları zor bir
süreç daha bekliyor demektir. Oda Yönetimi, işyerinde çeşitli baskılar
yapabileceği gibi, en kısa zamanda bir gerekçe uydurarak bu kişiyi işten
çıkarabilecektir. Oda Yönetimi yaptığı açıklama ile bizleri uyanık
olmaya, süreci dikkatle izlemeye davet
etmektedir.
Açıklamada
altı çizilen diğer bir husus, işe dönebilmek için ilk ve ivedi şartın
direniş çadırının ivedilikle kaldırılmasıdır. İMO Yönetimi bu
çadırın İMO’nun imajına zarar verdiğini, görüntüyü bozduğunu
düşünmektedir. Emeğe ve emekçiye değer verenler ise böyle
düşünmemektedir. Bizler, direniş çadırları var oldukça insan onurunun
ayakta kalmaya devam ettiğini düşünürüz. Bu bize sevinç, mutluluk ve
güç verir. Ancak konu açılmışken aynı yerde, Necatibey Caddesi 57
No’lu binanın önündeki bir acayip nesne üzerinde
biraz duralım. Bu nesne 6 m yüksekliğinde bildiğimiz iş iskelesi gibi
görünmekle birlikte, işlevinin çok daha zengin ve bizim gibi sıradan
insanlar tarafından anlaşılamayacak kadar derin olduğu
anlaşılmaktadır! Çünkü 3 hafta boyunca buradan gelip geçenler bu
iskeleyle, dış cephe kaplaması granitin mi, yoksa
1.sınıf imalat olduğu söylenen ısı camların mı
boyanacağını merak edip durmaktaydılar.
Biraz daha derin
düşünenler , “Burası İnşaat Mühendislerinin binası, mutlaka
bizim aklımızın ermediği bir amaca hizmet etmektedir” yorumunu
yaparak bugüne kadar bu gizemi çözmeye çalıştılar. İMO yönetimi söz
konusu açıklamasında bu konuya değinmemiştir. Bu iskele ile bir imalat
yapılacak mıdır? Yoksa ivedilikle sökülüp kaldırılması
gereken nesnelerden midir? Hangi akla hizmet etmiştir? İlerideki günlerde
kamuoyunu tatmin eden bir açıklama yapmaya
çağırıyoruz.
Demokrat
Mühendisler Platformu olarak, bizler İnşaat Mühendisleri Odasında hakim
olan anlayışın özellikle son 8 yıldır yaptıklarıyla, devrimcilik
demokratlık adına imajımızı bozduğunu düşünüyoruz. Zedelenen
imajımız bizi üzmektedir. 1970’lerden başlayarak 10 yılı aşan
bir mücadele sürecinde oluşan, emekten yana TMMOB ve
emekten yana İMO imajının, yeniden ve vakit geçirilmeden
yaratılması gerekmektedir.
Konu
ile ilgilenen, duyarlılık gösteren herkese saygılarımızla
duyururuz.
DEMOKRAT
MÜHENDİSLER
PLATFORMU
Not: Bu
duyuruyu göndermeye başladığımızda iskelenin
kaldırıldığını öğrendik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder