27 Kasım 2012 Salı

HERKES TAŞERON İŞÇİSİ OLUYOR, KADROYA GEÇMEK HAYAL OLUYOR!/ DİSK

HERKES TAŞERON İŞÇİSİ
OLUYOR, KADROYA GEÇMEK HAYAL OLUYOR!/ DİSK

align="justify">

DİSK Genel Başkanı Erol Ekici’nin,
hükümetin taşeronlaştırma politikalarına ilişkin
açıklaması:

 

HERKES TAŞERON
İŞÇİSİ OLUYOR, KADROYA GEÇMEK HAYAL
OLUYOR!

 

  • YAPILMAK İSTENEN DÜZENLEME
    ASIL İŞİNDE TAŞERONA VERİLMESİDİR. BUNUN ANLAMI HERKESİ TAŞERONA
    MAHKUM ETMEKTİR!

 

Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, tarafından alt işverende çalışan işçilerin
sorunlarını çözmek gerekçesi ile başlatıldığı kamuoyuna duyurulan
çalışmalar, bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından
köleliğe benzetilen taşeron işçiliğini yaygınlaştırma amacı
taşımaktadır.

 

Bu yapılırken de taşeron işçilerinin
yasal olarak zaten var olan haklarının uygulanmaması gerekçe
gösterilmektedir. Taşeron sistemi, işverenler tarafından emek
maliyetlerini aşağıya çekmek, işçi ile ilgili sorumluluklardan kaçmak
amacıyla oluşturulmuş, kuralsızlığın, esnekliğin, güvencesizliğin
zeminidir.

 

En büyük işveren olarak devletin ve özel
şirketlerin hızla taşeron sistemine yönelmelerinin nedeni budur.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre taşeron işçi
sayısı AKP hükümeti döneminde 4 kat artarak 1,5 milyonu geçmiştir.
Dolayısıyla kurallı çalışmadan, yasal düzenlemelerden kaçısın
aracı olarak yaygınlaştırılmak istenen bir sistemin
“iyileştirilebilmesi” mümkün
değildir.

 

Eşyanın tabiatına aykırıdır. Taşeronluk,
iş cinayetlerini, eksik ücretleri, yatmayan maaşları, ödenmeyen sigorta
primlerini, kullandırılmayan ücretli izinleri, yasal çalışma
sürelerinin çok üzerinde ücretsiz çalışma sürelerini temsil
etmektedir. Devlet, işveren tarafından bu gidişata göz
yummaktadır.

 

Sermaye örgütlerinin uzun zamandan beri en
büyük talebi taşeron uygulamasına yönelik konulan
sınırlandırılmaların bütünüyle kaldırılmasıdır. Hükümet boyalı
laflarla, bir yandan yasaları uygulamadığını itiraf ederken, öbür
yandan işçilerin kazanılmış haklarına
saldırmaktadır.

 

1) Taşeronluk ile ilgili yapılmak
istene düzenlemelerin temel amacı, taşeronluğu yardımcı işler ve asıl
işlerin bir bölümü için tanımlayan sınırlandırmayı ortadan
kaldırarak, bütün işçileri taşeron işçisi haline getirecek bir
düzenlemeyi hayata geçirmektir. Bakan Çelik İş Yasası’nın 2.
maddesinde yer alan asıl işlerin taşerona verilebilmesi için aranan
“işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenle uzmanlık
gerektirme”
koşulunun değiştirilmesini bu amaçla
tartışmaya açmıştır. Bunun anlamı herkesin taşeronda
çalışmasının, modern işçi simsarlığı adı verilen çalışma
bürolarının hayata geçirilmesidir. Alt işverenlik tanımı karışık
derken amaçlanan budur.

 

2) Yine yapılmak istenen
İşçilerin “muvazaa”lı yani hileli bir şekilde taşeronda
çalışması halinde, taşeron işçilerinin asıl işverenin işçisi
haline gelebilmesine dayanak sağlayan düzenlemenin kaldırılması
amaçlanmaktadır. Bu amaçla İş müfettişlerinin elindeki yetki alınmak
istenmekte, yasa tanımazlık yasayla meşru hale getirilmeye
çalışılarak, işçinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi
yani kadrolu işçi sayılması engellenmek istenmektedir. Bu taşeron işçi
için kadroya geçmenin hayal olacağı anlamına
gelmektedir.

 

3) Aynı işyerinde fakat farklı işverenler
tarafından çalıştırılan ve açıkça işçilerin yasal olarak
kazanılmış haklarını yok sayan yasa dışı uygulamalar,
taşeronlaşmayı yaygınlaştırmayı amaçlayan yukarıdaki düzenlemeye
gerekçe haline getirilmektedir. Hak edildiği halde kıdem tazminatının
ödenmemesi, yıllık ücretli izin hakkının kullandırılmaması,
ücretlerin tam ve düzenli yatmaması yasa dışı uygulamalardır. Bu
uygulamalar işçilerin hukuksal ve örgütsel mücadeleleri ile
aşılmaktadır. Bakanlık yasa dışı uygulamalar var diyeceğine,
yasaları uygulayacak tedbirleri almalıdır.

 

4)
İşçilerin kıdem tazminatı hakkı mevcut yapı ve süreler dikkate
alınarak güvence altına alınmalıdır. Kıdem tazminatı işten atılma
dahil pek çok durumda alınabilmektedir. Fon sistemi ile amaçlanan kıdem
tazminatını işverenlerin üzerinden alarak, yararlanma sürelerini
düşürmek, işçilerin kazanılmış hakkını ortadan kaldırmak,
yararlanmaya 10-15 yıllık sınırlandırmalar getirmektir. Bir yıla bir
brüt maaş şeklindeki mevcut yapı, üç yıla 1 aylık brüt maaş
şeklinde düzenlenmek istenmektedir. Bu kabul edilemez. Sorunu çözmek
için her koşulda kıdem tazminatının işveren tarafından ödenmesini
sağlayacak yaptırımlar getirilmelidir. Kıdem tazminatı her koşulda
ödenmelidir.

 

5) iş cinayetleri birbiri ardına taşeron
firmalarda çalışan işçileri bulmaktadır. Bunun son örneği Samsun Eti
Bakır İşletmesi'nde yaşanmıştır. 300 ton ağırlığındaki
tankın kapağı montaj sırasında işçilerin üzerine düşmüştür.
Amacı zaten emek maliyetlerini düşürmek amacı ile kuralsız ve
denetimsiz çalışmanın olanaklarını sağlamak olan taşeron sistemi, iş
cinayetlerinin birincil sorumlusudur. Taşeron sistemini savunmak cinayeti
savunmaktır.

 

6) Taşeron sistemi sendikal
örgütlülüğün önünü kesmek için de kullanılan bir araçtır.
Sendikalarımızın etkin çabası ile örgütlenen taşeron işçilerinin
haklı mücadelesinin önü kesilmek
istenmektedir.

 

Konfederasyonumuz, taşeron sisteminin
güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın, iş cinayetlerinin,
sendikasızlaştırmanın, yasaları ve hakları yok saymanın adı olduğunu
her fırsatta gündeme getirmektedir. Yapılmak istenen çalışma hayatını
cehenneme çevirmektir. Bunu yaparken de taşeron işçilerin umutları ile
oynanmaktadır. Kadrolu, güvenceli, sendikalı çalışmayı ortadan
kaldırmaya yönelik bu girişimlere karşı, taşeron-kadrolu tüm
işçileri duyarlı olmaya davet
ediyoruz.

 

Türkiye’nin Taşeron cumhuriyetine
dönüşmesine geçit vermeyeceğiz.

 

 

align="baseline" alt="" border="0" hspace="0"
src="http://www.disk.org.tr/content_images/DiSK_taseron022.jpg"
/>

 

cellspacing="0" width="100%">
bordercolor="#bed5c8" cellpadding="5" cellspacing="0"
width="100%">
Yazıcıya<br />  Gönderin! src="http://www.ivmedergisi.com/site_images/print.gif" width="15" /> href="http://www.ivmedergisi.com/print.asp?ContentID=1449">Yazıcıya
Gönderin!

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder