31 Ocak 2012 Salı

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

İnşaat Mühendisleri Odası İnşaat Mühendisliği Kurultayı 28-29 Ocak 2012 tarihlerinde İnşaat Mühendisleri Odası İMO Kongre ve Kültür Merkezi Teoman Öztürk Salonu‘nda gerçekleştirilmiştir. İnşaat Mühendisleri Odası tarafından 7 ayrı bölgede tüm üyelerinin katılımına açık olarak düzenlenen çalıştaylar, Kurultaya zemin oluşturmuştur.

‘İnşaat Mühendisliği Kurultayı‘ süresince "Mevzuattan Kaynaklı Sorunlar", "Çalışma Yaşamına İlişkin Sorunlar" "Siyasal, Ekonomik ve Toplumsal Gelişmelerin Meslek Alanımıza Yansımaları", "Mühendislikte Kalite ve Güvenilirlik" ana başlıkları altında inşaat mühendisliğini ilgilendiren her konu değerlendirilmiş ve Kurultay amacına ulaşarak İnşaat Mühendislerinin örgütü olan İMO‘nun önümüzdeki dönem yol haritası belirlenmiştir. Kurultayda toplam 114 önerge görüşülerek karar altına alınmıştır.

İnşaat Mühendisliği sadece mesleği icra edenleri ya da akademik faaliyet yürütenleri değil, sokaktaki vatandaştan, en yüksek bürokrata kadar toplumun her kademesindeki kişi ve kurumları doğrudan etkileyen bir meslektir. Bu nedenle inşaat mühendisliği meslek alanındaki tahribat ve gerileme, ülkemizdeki ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlardan bağımsız ele alınamaz.

İnşaat Mühendisliği Kurultayı‘ nın önümüzdeki dönem çalışmalarına ışık tutacak kararlarından bazılarını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:

1.      Küresel kapitalizmin neoliberal politikalar aracılığıyla yarattığı tahakküm, gelir dağılımı adaletsizliğini ve yoksullaşmayı her geçen gün büyütmekte,  sosyal güvenceler ve kazanılmış haklar ekonomik kriz gerekçe gösterilerek gasp edilmektedir. Kamuya ait her tasarrufun ve kurumun özelleştirme politikaları aracılığıyla büyük sermaye gruplarına devredilmesi kamu alanındaki istihdamın daralmasına neden olmakta, kâr hırsı ve denetimsizlik,  insan yaşamını, işçi sağlığını ve iş güvenliğini yok saymakta,  yaşamın her alanı serbest piyasa ekonomisinin ilkeleri uyarınca hızla yeniden düzenlenmektedir.

İnşaat mühendisliği mesleğini icra edenlerin çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlar bu tablodan bağımsız değildir.  Kamu kurumlarında mühendislik kadrolarının daraltılması mühendislerin işsiz kalmasına ve özel sektörün ağır çalışma koşullarına mahkûm edilmesine neden olmakta, işsiz mühendislerin sayısı her geçen gün artmaktadır. İnşaat Mühendisleri Odası kamunun ülke yatırımlarında öncülük görevini tekrar üstlenmesi ve buna bağlı olarak kamu yatırımcısı kuruluşların güçlendirilmesi için mücadele edecek,  bu doğrultuda mevcut yasalarda tarif edilen mühendislik hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi ve mühendislerin güvenceli bir şekilde meslek hayatlarına devam edebilmeleri için özlük hakları konusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için çalışacaktır. 

2.      Neoliberal politikalar aracılığıyla her şeyin alınır satılır hale getirilmesi ülkemizin ve kentlerimizin doğal zenginliklerini tahrip etmektedir. Çevresel ve sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın yapılan Hidroelektirik Santraller, kar odaklı sermaye gruplarını güçlendirmekte ve bölge halklarını mağdur etmektedir. Yine aynı pervasızlıkla hakkaniyet ölçüsünden uzak ve sosyal boyutu gözardı edilerek uygulanan kentsel dönüşüm politikaları, dönüşüm alanı ilan edilen bölgelerde yaşayanların ihtiyaçlarını geri plana iten bir anlayışla, kentlerimizde yeni rant alanları yaratmakta, kamu yararı ilkesi göz ardı edilerek kentlerimiz sermayenin insafına bırakılmaktadır. Türkiye‘nin deprem gerçeği bahane edilerek hazırlanan "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı" ülkemizin geleceğini ilgilendiren son derece önemli maddeler içermektedir. Yürürlükteki tüm yasal mevzuatı devre dışı bırakacak şekilde tasarlandığını bildiğimiz "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı" ile öngörülen kentsel dönüşüm uygulamaları, sağlıklı bir kentsel yenilenmeyi sağlayamayacağı gibi başta metropol kentlerimiz olmak üzere tüm ülkemizi bir rant alanı haline dönüştürecektir. İnşaat Mühendisleri Odası rant odaklı projeleri, çevresel ve sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın hazırlanan kentsel dönüşüm uygulamalarını engellemek için mücadele edecektir.

3.      İnşaat Mühendisliği mesleği yenilenmeyi, değişimi, çağı ve teknolojiyi yakalamayı, mesleki potansiyeli bilimsel esaslar çerçevesinde açığa çıkarıp, üretimde hayata geçirmeyi gerektirmektedir. Ancak bugün mühendislik mesleği halen 1938 yılından kalma 3458 sayılı "Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun"a dayanılarak düzenlenmiştir. Mesleki faaliyetin yürütülmesinde diploma almış olmayı yeterli bulan bu kanun, çağın ihtiyaçlarına aykırı bir anlayışa işaret etmektedir. Söz konusu anlayış yeterli fiziki donanıma, yeterli akademik personele sahip olunmaksızın sürekli yeni üniversite açan mevcut siyasi iktidar tarafından da sürdürülmektedir.  İnşaat Mühendisleri Odası İnşaat Mühendisliği mesleğinin nitelik kaybına uğratılmasına yol açan uygulamalar karşısında, mesleki yeterliliği esas alan yeni bir mühendislik yasasının hazırlanması için çalışacaktır.

4.      İnşaat Mühendisliği Mesleğinin gelişimi için yaşam boyu öğrenme ilkesine uygun olarak uzmanlık alanlarına göre belgelendirme ve bu belgeler çerçevesinde yetkilendirmenin yapılması son derece önemlidir. İnşaat Mühendisleri Odası uzun yıllardır Yetkin Mühendisliğin yasal bir çerçeveye oturtulması ve bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması için mücadele etmektedir. İnşaat mühendisleri odası Yetkin Mühendislik sisteminin oluşturulmasını ve meslek odaları tarafından belgelendirilmesini çağın gereksinmelerini karşılayacak  mühendislik hizmetlerinin üretimi açısından bir gereklilik olarak görmektedir. Bu anlayışla Yetkin Mühendisliğin  yasal bir çerçeveye oturtulması ve kurumsallaşması için çalışacaktır.

5.      Türkiye topraklarının %96‘sı deprem kuşağında ve nüfusunun % 98‘i deprem tehlikesi altında yaşamaktadır. Öte yandan su baskınları, taşkın ve heyelanlar da ülkemizin bir gerçeğidir. Bu gerçeğe rağmen uygulanan yanlış politika ve planlamalar doğa olaylarını afete dönüştürmekte, ciddi can kayıpları ve maddi zararlar yaşanmasına neden olmaktadır. Oysa her yurttaşın güvenli, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu hakkın uygulamada karşılık bulması için mevcut yapı stokunun envanter çalışması yapılmalı, elde edilen sonuçlar doğrultusunda gereken onarım ve güçlendirme uygulamaları yapılmalıdır.  Yeni yapılacak yapılara ilişkin olarak ise acilen sağlıklı bir planlama yapılması, yapı denetim ve üretim sisteminin oluşturulması ve işler hale getirilmesi gerekmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası sağlıklı bir kentleşme ve yapılaşma oluşturulabilmesi için,  TMMOB ve ilgili meslek odaları ile birlikte yeni bir yapı denetim yasa tasarısı hazırlamak için çalışma yapacak, bu çalışmasını ilgili kurumlarla paylaşarak uygulamaya geçmesi doğrultusunda ve eksiksiz bir şekilde uygulanması için çalışacaktır.

6.      Kamu ihale yasası mevcut haliyle "adrese teslim ihale" lerin yolunu açmış, özellikle mühendisleri ve mimarları ihale süreçlerinden uzaklaştıran hak gaspları sonucu yapı alanında işin ehli olmayan sermaye gruplarının ihale süreçlerinde etkin olmalarına yol açmıştır. Kamu ihaleleri sermayenin kar hırsına terk edilmiştir. Doğa katliamlarının önüne geçmek, Sağlıklı güvenli yaşam çevreleri oluşturmak ve afet risklerini en aza indirmek için, arazi kullanımı, yer seçimi, ruhsatlandırma, denetim ve kullanım süreçlerinin bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir. Bu çerçevede mevcut İmar Yasası İnşaat Mühendisleri Odasının görüş ve önerileri dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. İnşaat Mühendisleri Odası bu çerçevede Kamu İhale Yasası, İmar Yasası ve bu yönde Yerel Yönetimlere düşen görev ve sorumlulukları düzenleyen yasalarda değişiklik yapılması doğrultusunda çalışmalar yapacaktır.

7.      Sistemden kaynaklı sorunların yanı sıra İnşaat Mühendislerinin mesleki standartlara, mesleğe dair yönetmeliklere ve meslek etiğine uygun hareket etmeleri zorunludur. İnşaat Mühendisleri Odası, meslektaşlarının bir mühendislik ürününün kolektif bir çalışma sonucunda oluştuğunun bilinciyle hareket etmesi için ve birlikte çalıştığı meslektaşlarına, bağlı olduğu kuruma, meslek örgütüne karşı sorumluluk duyması için çalışacaktır.

ÜLKEMİZİN GELECEĞİ MESLEĞİMİZİN GELECEĞİDİR!

İnşaat Mühendisliği Kurultayı anti-demokratik uygulamalarıyla toplumun tüm kesimlerine gözdağı veren, kendisi dışında hiçbir görüş ve öneriye yaşam hakkı tanımayan bir siyasi iktidarla karşı karşıya olunduğunun bilincindedir. Kurultayımız TMMOB ve bağlı odaların işlevsizleştirilmesini hedefleyen Yetki Yasasına dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameleri de bu bağlamda ele almaktadır.  Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu statüsü anayasayla güvence altına alınmış TMMOB ve İnşaat Mühendisleri Odası, tarihi boyunca bir çok kez hedef tahtasına oturtulmuştur. Cunta dönemlerinde dahi kendisine yönelik  saldırıları bertaraf etmeyi başarmış olan Birliğimiz ve Odamız siyasi iktidarın işlevsizleştirme çabalarını boşa çıkaracaktır.

Bugün, özel yetkili mahkemeler aracılığıyla toplumun adalete ve hukuka duyduğu güven her geçen gün daha da fazla erozyona uğratılmaktadır. Toplumsal vicdanı yaralayan kararlar ve operasyonlar silsilesi ile gerçekleştirilen tutuklamalar hukukun askıya alındığı olağanüstü hal rejimlerini andırmaktadır. Böylesi bir ortamda toplumsal barışı ve kardeşliği savunmak,  geleceğimiz için umut olmak anlamına gelmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası, Türkiye halklarının barış içerisinde ve kardeşçe yaşamasını sağlayacak bir toplumsal uzlaşıyı gerekli görmektedir.

Türkiye 12 Eylül 1980 Askeri Cunta döneminde hazırlanan ve bu nedenle de askeri cunta yönetimlerine özgü unsurlar içeren bir anayasa ile yönetilmektedir. Anayasanın bazı maddelerinde yapılan değişiklikler 2010 yılında halk oylamasına sunulmuş Türkiye halkı değişiklik önerilerinin tamamına ya evet ya da hayır demek durumunda bırakılmıştır. Referandum sonucunda anayasada yapılmak istenen değişiklikler kabul edilmiş ancak darbe dönemine özgü içeriği aynen korunmuştur.  Halkların barış içinde ve kardeşçe yaşayabileceği demokratik bir ülke için başta örgütlenme özgürlüğü olmak üzere tüm demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran mevcut anayasanın değiştirilmesi gerekmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası toplumsal kesimlerin katılımının sağlandığı, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasanın hazırlanması için mücadele edecektir.

 kaynak:tmmob.org.tr

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8116>İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ
KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ</a></h1><p style="text-align:
justify"><b>İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ
BİLDİRGESİ</b></p><p style="text-align: justify">İnşaat Mühendisleri
Odası İnşaat Mühendisliği Kurultayı 28-29 Ocak 2012 tarihlerinde
İnşaat Mühendisleri Odası İMO Kongre ve Kültür Merkezi Teoman Öztürk
Salonu&lsquo;nda gerçekleştirilmiştir. İnşaat Mühendisleri Odası
tarafından 7 ayrı bölgede tüm üyelerinin katılımına açık olarak
düzenlenen çalıştaylar, Kurultaya zemin oluşturmuştur.</p><p
style="text-align: justify">&lsquo;İnşaat Mühendisliği Kurultayı&lsquo;
süresince &quot;Mevzuattan Kaynaklı Sorunlar&quot;, &quot;Çalışma
Yaşamına İlişkin Sorunlar&quot; &quot;Siyasal, Ekonomik ve Toplumsal
Gelişmelerin Meslek Alanımıza Yansımaları&quot;, &quot;Mühendislikte
Kalite ve Güvenilirlik&quot; ana başlıkları altında inşaat
mühendisliğini ilgilendiren her konu değerlendirilmiş ve Kurultay
amacına ulaşarak İnşaat Mühendislerinin örgütü olan İMO&lsquo;nun
önümüzdeki dönem yol haritası belirlenmiştir. Kurultayda toplam 114
önerge görüşülerek karar altına alınmıştır.</p><p
style="text-align: justify">İnşaat Mühendisliği sadece mesleği icra
edenleri ya da akademik faaliyet yürütenleri değil, sokaktaki
vatandaştan, en yüksek bürokrata kadar toplumun her kademesindeki kişi ve
kurumları doğrudan etkileyen bir meslektir. Bu nedenle inşaat
mühendisliği meslek alanındaki tahribat ve gerileme, ülkemizdeki
ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlardan bağımsız ele alınamaz.</p><p
style="text-align: justify">İnşaat Mühendisliği Kurultayı&lsquo; nın
önümüzdeki dönem çalışmalarına ışık tutacak kararlarından
bazılarını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:</p><p style="text-align:
justify"><b>1.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>Küresel kapitalizmin
neoliberal politikalar aracılığıyla yarattığı tahakküm, gelir
dağılımı adaletsizliğini ve yoksullaşmayı her geçen gün
büyütmekte,&nbsp; sosyal güvenceler ve kazanılmış haklar ekonomik kriz
gerekçe gösterilerek gasp edilmektedir. Kamuya ait her tasarrufun ve
kurumun özelleştirme politikaları aracılığıyla büyük sermaye
gruplarına devredilmesi kamu alanındaki istihdamın daralmasına neden
olmakta, kâr hırsı ve denetimsizlik,&nbsp; insan yaşamını, işçi
sağlığını ve iş güvenliğini yok saymakta,&nbsp; yaşamın her alanı
serbest piyasa ekonomisinin ilkeleri uyarınca hızla yeniden
düzenlenmektedir.</p><p style="text-align: justify">İnşaat mühendisliği
mesleğini icra edenlerin çalışma yaşamında karşılaştıkları
sorunlar bu tablodan bağımsız değildir.&nbsp; Kamu kurumlarında
mühendislik kadrolarının daraltılması mühendislerin işsiz kalmasına
ve özel sektörün ağır çalışma koşullarına mahkûm edilmesine neden
olmakta, işsiz mühendislerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
<b><u>İnşaat Mühendisleri Odası kamunun ülke yatırımlarında
öncülük görevini tekrar üstlenmesi ve buna bağlı olarak kamu
yatırımcısı kuruluşların güçlendirilmesi için mücadele
edecek,&nbsp; bu doğrultuda mevcut yasalarda tarif edilen mühendislik
hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi ve mühendislerin güvenceli bir
şekilde meslek hayatlarına devam edebilmeleri için özlük hakları
konusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için
çalışacaktır.&nbsp; </u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>2.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>Neoliberal politikalar
aracılığıyla her şeyin alınır satılır hale getirilmesi ülkemizin ve
kentlerimizin doğal zenginliklerini tahrip etmektedir. Çevresel ve
sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın yapılan Hidroelektirik
Santraller, kar odaklı sermaye gruplarını güçlendirmekte ve bölge
halklarını mağdur etmektedir. Yine aynı pervasızlıkla hakkaniyet
ölçüsünden uzak ve sosyal boyutu gözardı edilerek uygulanan kentsel
dönüşüm politikaları, dönüşüm alanı ilan edilen bölgelerde
yaşayanların ihtiyaçlarını geri plana iten bir anlayışla,
kentlerimizde yeni rant alanları yaratmakta, kamu yararı ilkesi göz ardı
edilerek kentlerimiz sermayenin insafına bırakılmaktadır.
Türkiye&lsquo;nin deprem gerçeği bahane edilerek hazırlanan &quot;Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
Tasarısı&quot; ülkemizin geleceğini ilgilendiren son derece önemli
maddeler içermektedir. Yürürlükteki tüm yasal mevzuatı devre dışı
bırakacak şekilde tasarlandığını bildiğimiz &quot;Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı&quot;
ile öngörülen kentsel dönüşüm uygulamaları, sağlıklı bir kentsel
yenilenmeyi sağlayamayacağı gibi başta metropol kentlerimiz olmak üzere
tüm ülkemizi bir rant alanı haline dönüştürecektir.<b><u> İnşaat
Mühendisleri Odası rant odaklı projeleri, çevresel ve sosyolojik etkileri
hesaba katılmaksızın hazırlanan kentsel dönüşüm uygulamalarını
engellemek için mücadele edecektir.</u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>3.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>İnşaat Mühendisliği
mesleği yenilenmeyi, değişimi, çağı ve teknolojiyi yakalamayı, mesleki
potansiyeli bilimsel esaslar çerçevesinde açığa çıkarıp, üretimde
hayata geçirmeyi gerektirmektedir. Ancak bugün mühendislik mesleği halen
1938 yılından kalma 3458 sayılı &quot;Mühendislik ve Mimarlık Hakkında
Kanun&quot;a dayanılarak düzenlenmiştir<b>. </b>Mesleki faaliyetin
yürütülmesinde diploma almış olmayı yeterli bulan bu kanun, çağın
ihtiyaçlarına aykırı bir anlayışa işaret etmektedir. Söz konusu
anlayış yeterli fiziki donanıma, yeterli akademik personele sahip
olunmaksızın sürekli yeni üniversite açan mevcut siyasi iktidar
tarafından da sürdürülmektedir.&nbsp; <b><u>İnşaat Mühendisleri Odası
İnşaat Mühendisliği mesleğinin nitelik kaybına uğratılmasına yol
açan uygulamalar karşısında, mesleki yeterliliği esas alan yeni bir
mühendislik yasasının hazırlanması için çalışacaktır.</u></b></p><p
style="text-align: justify"><b>4.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>İnşaat
Mühendisliği Mesleğinin gelişimi için yaşam boyu öğrenme ilkesine
uygun olarak uzmanlık alanlarına göre belgelendirme ve bu belgeler
çerçevesinde yetkilendirmenin yapılması son derece önemlidir. İnşaat
Mühendisleri Odası uzun yıllardır Yetkin Mühendisliğin yasal bir
çerçeveye oturtulması ve bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması
için mücadele etmektedir. <b><u>İnşaat mühendisleri odası Yetkin
Mühendislik sisteminin oluşturulmasını ve meslek odaları tarafından
belgelendirilmesini çağın gereksinmelerini karşılayacak&nbsp;
mühendislik hizmetlerinin üretimi açısından bir gereklilik olarak
görmektedir. Bu anlayışla Yetkin Mühendisliğin&nbsp; yasal bir
çerçeveye oturtulması ve kurumsallaşması için
çalışacaktır.</u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>5.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>Türkiye topraklarının
%96&lsquo;sı deprem kuşağında ve nüfusunun % 98&lsquo;i deprem tehlikesi
altında yaşamaktadır. Öte yandan su baskınları, taşkın ve heyelanlar
da ülkemizin bir gerçeğidir. Bu gerçeğe rağmen uygulanan yanlış
politika ve planlamalar doğa olaylarını afete dönüştürmekte, ciddi can
kayıpları ve maddi zararlar yaşanmasına neden olmaktadır. Oysa her
yurttaşın güvenli, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrede yaşama hakkı
vardır. Bu hakkın uygulamada karşılık bulması için mevcut yapı
stokunun envanter çalışması yapılmalı, elde edilen sonuçlar
doğrultusunda gereken onarım ve güçlendirme uygulamaları
yapılmalıdır.&nbsp; Yeni yapılacak yapılara ilişkin olarak ise acilen
sağlıklı bir planlama yapılması, yapı denetim ve üretim sisteminin
oluşturulması ve işler hale getirilmesi gerekmektedir. <b><u>İnşaat
Mühendisleri Odası sağlıklı bir kentleşme ve yapılaşma
oluşturulabilmesi için,&nbsp; TMMOB</u></b><b><u> ve ilgili meslek odaları
ile birlikte yeni bir yapı denetim yasa tasarısı hazırlamak için
çalışma yapacak, bu çalışmasını ilgili kurumlarla paylaşarak
uygulamaya geçmesi doğrultusunda ve eksiksiz bir şekilde uygulanması
için çalışacaktır. </u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>6.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>Kamu ihale yasası mevcut
haliyle &quot;adrese teslim ihale&quot; lerin yolunu açmış, özellikle
mühendisleri ve mimarları ihale süreçlerinden uzaklaştıran hak
gaspları sonucu yapı alanında işin ehli olmayan sermaye gruplarının
ihale süreçlerinde etkin olmalarına yol açmıştır. Kamu ihaleleri
sermayenin kar hırsına terk edilmiştir. Doğa katliamlarının önüne
geçmek, Sağlıklı güvenli yaşam çevreleri oluşturmak ve afet
risklerini en aza indirmek için, arazi kullanımı, yer seçimi,
ruhsatlandırma, denetim ve kullanım süreçlerinin bir bütün olarak ele
alınması gerekmektedir. Bu çerçevede mevcut İmar Yasası İnşaat
Mühendisleri Odasının görüş ve önerileri dikkate alınarak yeniden
düzenlenmelidir. <b><u>İnşaat Mühendisleri Odası bu çerçevede Kamu
İhale Yasası, İmar Yasası ve bu yönde Yerel Yönetimlere düşen görev
ve sorumlulukları düzenleyen yasalarda değişiklik yapılması
doğrultusunda çalışmalar yapacaktır.</u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>7.</b>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Sistemden kaynaklı
sorunların yanı sıra İnşaat Mühendislerinin mesleki standartlara,
mesleğe dair yönetmeliklere ve meslek etiğine uygun hareket etmeleri
zorunludur. <b><u>İnşaat Mühendisleri Odası, meslektaşlarının
</u></b><b><u>bir mühendislik ürününün kolektif bir çalışma sonucunda
oluştuğunun bilinciyle hareket </u></b><b><u>etmesi için ve
</u></b><b><u>birlikte çalıştığı meslektaşlarına, bağlı olduğu
kuruma, meslek </u></b><b><u>örgütüne karşı sorumluluk duyması için
çalışacaktır.</u></b></p><p style="text-align: justify"><b>ÜLKEMİZİN
GELECEĞİ MESLEĞİMİZİN GELECEĞİDİR!</b></p><p style="text-align:
justify">İnşaat Mühendisliği Kurultayı anti-demokratik uygulamalarıyla
toplumun tüm kesimlerine gözdağı veren, kendisi dışında hiçbir
görüş ve öneriye yaşam hakkı tanımayan bir siyasi iktidarla karşı
karşıya olunduğunun bilincindedir. Kurultayımız TMMOB ve bağlı
odaların işlevsizleştirilmesini hedefleyen Yetki Yasasına dayanılarak
çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameleri de bu bağlamda ele
almaktadır.&nbsp; <b><u>Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu statüsü
anayasayla güvence altına alınmış TMMOB ve İnşaat Mühendisleri
Odası, tarihi boyunca bir çok kez hedef tahtasına oturtulmuştur. Cunta
dönemlerinde dahi kendisine yönelik&nbsp; saldırıları bertaraf etmeyi
başarmış olan Birliğimiz ve Odamız siyasi iktidarın işlevsizleştirme
çabalarını boşa çıkaracaktır.</u></b></p><p style="text-align:
justify">Bugün, özel yetkili mahkemeler aracılığıyla toplumun adalete
ve hukuka duyduğu güven her geçen gün daha da fazla erozyona
uğratılmaktadır. Toplumsal vicdanı yaralayan kararlar ve operasyonlar
silsilesi ile gerçekleştirilen tutuklamalar hukukun askıya alındığı
olağanüstü hal rejimlerini andırmaktadır. Böylesi bir ortamda toplumsal
barışı ve kardeşliği savunmak,&nbsp; geleceğimiz için umut olmak
anlamına gelmektedir. <b><u>İnşaat Mühendisleri Odası</u>, <u>Türkiye
halklarının barış içerisinde ve kardeşçe yaşamasını sağlayacak bir
toplumsal uzlaşıyı gerekli görmektedir. </u></b></p><p style="text-align:
justify">Türkiye 12 Eylül 1980 Askeri Cunta döneminde hazırlanan ve bu
nedenle de askeri cunta yönetimlerine özgü unsurlar içeren bir anayasa
ile yönetilmektedir. Anayasanın bazı maddelerinde yapılan değişiklikler
2010 yılında halk oylamasına sunulmuş Türkiye halkı değişiklik
önerilerinin tamamına ya evet ya da hayır demek durumunda
bırakılmıştır. Referandum sonucunda anayasada yapılmak istenen
değişiklikler kabul edilmiş ancak darbe dönemine özgü içeriği aynen
korunmuştur.&nbsp; Halkların barış içinde ve kardeşçe yaşayabileceği
demokratik bir ülke için başta örgütlenme özgürlüğü olmak üzere
tüm demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran mevcut anayasanın
değiştirilmesi gerekmektedir.<b><u> İnşaat Mühendisleri Odası toplumsal
kesimlerin katılımının sağlandığı, demokratik, eşitlikçi ve
özgürlükçü bir anayasanın hazırlanması için mücadele
edecektir.</u></b></p><p style="text-align:
justify">&nbsp;kaynak:tmmob.org.tr</p>

"Tasarıyı Muhalefet Edene Tehdit"

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8115>"Tasarıyı Muhalefet Edene
Tehdit"</a></h1><div id="siteContainer"><div class="header"><div
id="headerLeft" style="text-align: justify">DİSK&#39;in Meclis&#39;e gelmek
üzere olan sendika tasarını protesto ettiği eylemde konuşan DİSK
Sekreteri Görgün, &quot;Ya bu yasa taslaklarını kabul edeceksiniz ya da
sizi üyeleriniz adına toplusözleşme yapmaktan men edeceğiz&#39;
deniyor&quot; dedi.</div></div><div id="site"><div id="centerContainer"><div
id="center"><div id="bottom"><div class="left haber"><div class="h_core"><div
class="manset"><div class="clear" style="text-align:
justify">&nbsp;</div><div class="bilgi"><div class="from" style="text-align:
justify">Ankara - BİA Haber Merkezi</div><div class="yer" style="text-align:
justify">31 Ocak 2012, Salı</div></div><div class="clear" style="text-align:
justify">&nbsp;</div></div><div class="item"><p style="text-align:
justify">Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu
<strong>(DİSK)</strong>, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı&#39;nın, &quot;2821 Sendikalar Kanunu&quot; ve &quot;2822 Toplu
Sözleşme Kanunu&quot;nu bir araya getirerek çıkaracağı &quot;Toplu İş
İlişkileri Kanunu&quot; tasarısına karşı Türkiye&#39;nin birçok
yerinde eylem yaptı.</p><p style="text-align: justify">Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre
sendikalı işçi istatistiklerini yayınlayacağını dün açıklamıştı.
Bu verilere göre, 100 sendikadan 88&#39;i kapanacak. Sadece
Türk-İş&#39;in 11 ve Hak-İş&#39;in bir sendikası yetki hakkını elde
edebiliyor.; DİSK ise yetkisiz kalacak.<br /><br />Ankara&#39;daki eylemde
konuşan DİSK Genel Sekreteri <strong>Tayfun Görgün</strong>, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı&#39;nın &quot;işçi istatistiği&quot;
açıklamasıyla kendilerini tehdit ettiğini söyledi.<br /><br />&quot;Üç
yıldır açıklanmayan iş kolu istatistikleri açıklanırsa, yalnızca 12
sendika toplu iş sözleşmesi için yetki alır deniyor. DİSK&#39;in
hiçbir sendikasının barajı aşamayacağı söyleniyor. Toplumu korkutup
dezenformasyon kampanyası yürütüyorlar.&quot;</p><h2 style="text-align:
justify">&quot;Ya tasarıyı kabul edin ya da...&quot;</h2><p
style="text-align: justify">Görgün, bu kampanyanın Bakanlar Kurulu&#39;nda
bekletilen sendika yasa taslağına DİSK&#39;in muhalefet etmesi nedeniyle
yapıldığını söyledi.</p><p style="text-align: justify">&quot;Bu taslak,
üyelik ve istifada noter şartı dışında olumlu bir değişiklik
getirmiyor. Hatta grev hakkı başta olmak üzere birçok yönden daha da
olumsuz düzenlemeler içeriyor. Bize &#39;Ya bu yasa taslaklarını kabul
edeceksiniz, ya da sizi üyeleriniz adına toplusözleşme yapmaktan men
edeceğiz&#39; deniyor.&quot;<br /><br />Görgün, Türkiye için sendikal
hak ve özgürlüklerin alt sınırının Anayasa&#39;nın 90. Maddesi ile
yükümlü olduğu&nbsp; ILO sözleşmeleri olduğunu belirterek sendika
yasası için taleplerini söyledi.<br /><br />&quot;Üyelikte ve istifada
noter şartı, işkolu ve işyeri barajları, grev yasakları kalkmalı.
Kıdem tazminatı hakkımız korunmalı. Kuralsız, güvencesiz, esnek
çalışmanın yaygınlaştırılmasından vazgeçilmeli.&quot; (NV)</p><p
style="text-align: justify">* &quot;Toplu İş İlişkileri Kanunu&quot;
tasarısıyla ilgili Doç. Dr. Aziz Çelik&#39;in yazısına ulaşmak için<a
href="http://ivmedergisi.com/Doç.%20Dr.%20Aziz%20Çelik,%20Kocaeli%20Üniversitesi%20İİBF%20Çalışma%20Ekonomisi%20Bölümü%20Öğretim%20Üyesi">
tıklayınız.</a></p><p style="text-align:
justify">kaynak.bianet.org</p></div></div></div></div></div></div></div></div><p>&nbsp;</p>

"Tasarıyı Muhalefet Edene Tehdit"

"Tasarıyı Muhalefet Edene Tehdit"

DİSK'in Meclis'e gelmek üzere olan sendika tasarını protesto ettiği eylemde konuşan DİSK Sekreteri Görgün, "Ya bu yasa taslaklarını kabul edeceksiniz ya da sizi üyeleriniz adına toplusözleşme yapmaktan men edeceğiz' deniyor" dedi.
 
Ankara - BİA Haber Merkezi
31 Ocak 2012, Salı
 

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, "2821 Sendikalar Kanunu" ve "2822 Toplu Sözleşme Kanunu"nu bir araya getirerek çıkaracağı "Toplu İş İlişkileri Kanunu" tasarısına karşı Türkiye'nin birçok yerinde eylem yaptı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre sendikalı işçi istatistiklerini yayınlayacağını dün açıklamıştı. Bu verilere göre, 100 sendikadan 88'i kapanacak. Sadece Türk-İş'in 11 ve Hak-İş'in bir sendikası yetki hakkını elde edebiliyor.; DİSK ise yetkisiz kalacak.

Ankara'daki eylemde konuşan DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın "işçi istatistiği" açıklamasıyla kendilerini tehdit ettiğini söyledi.

"Üç yıldır açıklanmayan iş kolu istatistikleri açıklanırsa, yalnızca 12 sendika toplu iş sözleşmesi için yetki alır deniyor. DİSK'in hiçbir sendikasının barajı aşamayacağı söyleniyor. Toplumu korkutup dezenformasyon kampanyası yürütüyorlar."

"Ya tasarıyı kabul edin ya da..."

Görgün, bu kampanyanın Bakanlar Kurulu'nda bekletilen sendika yasa taslağına DİSK'in muhalefet etmesi nedeniyle yapıldığını söyledi.

"Bu taslak, üyelik ve istifada noter şartı dışında olumlu bir değişiklik getirmiyor. Hatta grev hakkı başta olmak üzere birçok yönden daha da olumsuz düzenlemeler içeriyor. Bize 'Ya bu yasa taslaklarını kabul edeceksiniz, ya da sizi üyeleriniz adına toplusözleşme yapmaktan men edeceğiz' deniyor."

Görgün, Türkiye için sendikal hak ve özgürlüklerin alt sınırının Anayasa'nın 90. Maddesi ile yükümlü olduğu  ILO sözleşmeleri olduğunu belirterek sendika yasası için taleplerini söyledi.

"Üyelikte ve istifada noter şartı, işkolu ve işyeri barajları, grev yasakları kalkmalı. Kıdem tazminatı hakkımız korunmalı. Kuralsız, güvencesiz, esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasından vazgeçilmeli." (NV)

* "Toplu İş İlişkileri Kanunu" tasarısıyla ilgili Doç. Dr. Aziz Çelik'in yazısına ulaşmak için tıklayınız.

kaynak.bianet.org

 

Karadeniz sahil yolu çöktü

Karadeniz sahil yolu çöktü

31/01/2012 13:33

Karadeniz sahil yolu, Artvin'in Hopa İlçesi'nde denizde 10 metreyi bulan dalgaların istinat duvarını yıkması sonucu meydana gelen çökme nedeniyle, Sarp Sınır Kapısı'ndan Hopa yönüne kapandı.

Karadeniz sahil yolu çöktü

kaynak:radikal.com.tr

 

Karadeniz sahil yolu çöktü

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8114>Karadeniz sahil yolu
çöktü</a></h1><div class="header-left"><p class="date" style="text-align:
justify">31/01/2012 13:33</p></div><div id="divAdnetKeyword"><h2
style="text-align: justify">Karadeniz sahil yolu, Artvin&#39;in Hopa
İlçesi&#39;nde denizde 10 metreyi bulan dalgaların istinat duvarını
yıkması sonucu meydana gelen çökme nedeniyle, Sarp Sınır
Kapısı&#39;ndan Hopa yönüne kapandı.</h2></div><div class="news-middle"
sizcache="3" sizset="33"><div class="news-left"><div class="news-body"><div
style="text-align: justify"><img alt="Karadeniz sahil yolu çöktü
&#13;&#10;&#13;&#10;" class="news-pic"
src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2012/01/31/fft5_mf907937.Jpeg"
/></div><div class="page-nav" style="padding-bottom: 15px; padding-top: 10px;
text-align: justify">Muhammet KAÇAR<br /><br />HOPA - Ulaşım,
Hopa&rsquo;dan Sarp Sınır Kapısı&rsquo;na giden çift şeritli yolun iki
taraflı olarak ulaşıma açılmasıyla sağlanırken, ekipler çöken yolda
onarım çalışması başlattı. Bölge halkı, yolun deniz dolgusu ile
yapılmasının sıkıntılarının yaşandığını belirtirken, Hopa
Belediye Başkan Vekili Hakan Gül de yolun hatalı yapıldığını öne
sürdü.<br /><br />Sarp Sınır Kapısı&rsquo;na yaklaşık 500 metre
mesafede, yolun deniz tarafında bulunan istinat duvarı, Karadeniz&rsquo;in
yer yer 10 metreye ulaşan dalgalarının gücüne dayanamadı ve tahrip
oldu. İstinat duvarının taşıyamadığı Karadeniz Sahil Yolu&rsquo;nun
yaklaşık 60 metrelik bölümü çöktü. Ulaşım, Hopa&rsquo;dan Sarp
Sınır Kapısı&rsquo;na giden çift şeritli yolun iki taraflı olarak
ulaşıma açılmasıyla sağlandı. Karayolları ekipleri çöken yolda
onarım çalışması başlattı.<br /><br />DENİZ DOLGUSU<br />Bölge
halkı yolun deniz dolgusu ile yapılmasının sıkıntılarının sık sık
yaşandığını önü sürerken, Osman Özşahin adlı vatandaş,
&quot;Deniz yükseldi, dalgalar duvarın altını oyunca yol çöktü. Deniz
yolu söküp alıp götürüyor. 15 yıl önce de burası çökmüştü.
Yolun yüksekten geçmesi lazım&quot; dedi.<br /><br />Hasan Aksoy da,
&quot; Yol yapmadan evvel Gürcistan tarafına bakmaları gerekirdi. Orada
yolun deniz seviyesinden ne kadar yüksek geçirildiği görülecektir.
Zamanında yol hatalı yapıldı. Çevrede yaşayanlara, bölgeyi bilenlere
de sormadılar. Yolun çökmesinin nedeni yapım hatasıdır&quot; diye
konuştu.<br /><br />KARADENİZ KABARDIĞINDA İNSANLARIN YÜREĞİ AĞZINA
GELİYOR<br />Hopa Belediye Başkan Vekili Hakan Gül ise, &quot;Karadeniz
kabardığında bölgede yaşayan insanların yüreği ağzına geliyor.
Sahil yolu, ne kadar iyi yapıldığı söylense de Karadeniz&rsquo;in ve
tonlarca suyun gücüne dayanabilecek bir yol değil&quot; dedi.<br /><br
/>Gül, sözlerine şöyle devam etti:<br /><br />&quot;Yapım hataları var.
Bölgede taş duvar yapılmış, üzerine asfalt dökülmüş. Duvar
dalgaların etkisiyle deforme olunca yol çöktü. Benzer olayları Karadeniz
sahili boyunca görmek mümkün. Biz kent içinde bile dalgaların yol
şeridini taşlarla kapattığını görüyoruz. Bazılarının söylediği
gibi, &rsquo;Sahil yolu uygun harcamayla yapıldı. Dağlardan yapılsaydı
maliyetli yüksek olurdu&rsquo; sözlerine katılmıyoruz. Dolgu yolun
maliyeti, bakımı, onarımı ve her tahribattan sonraki masrafı daha fazla
oluyor.&quot;(dha)</div><div id="divAdnetKeyword2"><div
class="BlackContent"><div class="fck_li" id="metin2"><p style="text-align:
justify">kaynak:radikal.com.tr</p></div></div></div></div></div></div><p>&nbsp;</p>

VAN'DA KAR

VAN'DA KAR

Kömür Yanmıyor, Elektrik Kesiliyor

Yoğun kar yağışı ve dondurucu soğuklar Van'da, çadırkentlerde kalan binlerce depremzedenin hayatını daha da zorlaştırdı. Önlem olarak kullanılan elektrikli ısıtıcılar hem yangına ve can kaybına hem de elektrik kesintilerine yol açıyor.

 
Van - BİA Haber Merkezi
30 Ocak 2012, Pazartesi

Van'da depremzedeler geceleri -10 dereceye düşen soğukla mücadele ediyor. Soğuktan donmamak için ısınmaya çalışırken kullanılan elektrikli ısıtıcılar hem zaman zaman çadırların yanmasına ve bu esnada insanların hayatını kaybetmesine, hem de aşırı yüklenen hatlarda sık sık arıza yaşanmasına neden oluyor.

bianet'in telefonla ulaştığı Van'da gönüllü olarak bulunan ODTÜ öğrencilerinden Çağdaş Ersoy beş gündür Van'da olduğunu ve her gün elektrik kesintisi yaşandığını söyledi. "Beş altı gündür buradayım, kimi zaman yarım saat kimi zaman iki saat, ama her gün yaşanıyor. Elektrikler kesilince de soğuktan donuyor insanlar."

Ersoy bölgedeki gözlemlerini aktarırken insanların yaşam standardının "dibe vurmuş" olduğunu, herkesin yardıma muhtaç bir psikoloji içinde olduğunu vurguladı.

"Kömür kötü, hastalıklar artıyor"

Van Kadın Derneği'nden (VAKAD) gönüllü sosyolog Aylin Çelik elektrik kesintisinin bazen çok daha fazla sürdüğünü aktardı. "Ben Vanlı'yım. Yıllardır böyle soğuk görmedim. Elektrik kesintilerinde insanlar donuyor. Biz gönüllülerle bir konteynırda kalıyorduk. Bir gece hiç gelmedi elektrik. Uyku tulumlarımıza rağmen sabah elimiz ayağımız morarmış, konteynırın camı buz tutmuştu."

Son üç gün sürekli kar yağdığını, artık bazı yerlerde çadırların sadece tepe kısmının görülebildiğini söyleyen Çelik, çadırların kış koşullarına uygun olmadığını hatırlattı.

"Çadırlar kış koşullarına da soba kurmaya da uygun değil. Biz valilikle görüştük, kömür dağıtımında bizim önerdiğimiz kadınlar vardı, onların ismini verdik. O kadınların söylediğine göre, çok kötü bir kömür dağıtılıyor, o kadar ki yanmıyor bile."

Aylin Çelik VAKAD'A gelen kadın ve çocuklar üzerindeki gözlemlerini aktarırken özellikle, üst solunum yollarında ciddi sorunlar görüldüğünü de ekledi. "Biz kar salgın hastalıklar konusunda iyi oldu diye düşündük, ama insanlar çok ağır üşütüyor, üst solunum yolları hastalıkları arttı. Ciddi zatürre vakaları var."

"Yeni trafo zaman alıyor"

Van'dan görüştüğümüz Afet ve Acil Durum Yönetimi'nden Haberleşme Birim Amiri Serdar Aslan da elektrik kesintilerini doğruladı. "Genelde elektrik kesintileri sık yaşanıyor. Çadırda, konteynırda, evinde kalanların tek sorunu ısınma sorunu. Aşırı yüklenme oluyor. Yeni trafolar kuruluyor ama hem malzemenin buraya gelmesi hem de tesisin kurulması zaman alıyor."

Tesisat yenilendikçe şikayetlerin azaldığını aktaran Aslan, kesintilerin aşırı yüklenmeden kaynaklananlarının yarım saatle bir saat arasında sürdüğünü, daha komplike arızalarda kesintinin iki saate kadar çıkabildiğini söyledi. (YY)

kaynak:bianet.org

VAN'DA KAR

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8113>VAN'DA KAR</a></h1><h2
class="no_space" style="text-align: justify">Kömür Yanmıyor, Elektrik
Kesiliyor</h2><p style="text-align: justify">Yoğun kar yağışı ve
dondurucu soğuklar Van&#39;da, çadırkentlerde kalan binlerce depremzedenin
hayatını daha da zorlaştırdı. Önlem olarak kullanılan elektrikli
ısıtıcılar hem yangına ve can kaybına hem de elektrik kesintilerine yol
açıyor.</p><div class="yazar"><div class="isim" style="text-align:
justify"><a href="http://ivmedergisi.com/yazar/yuce-yoney">Yüce
YÖNEY</a></div><div class="mail" style="text-align: justify"><a
href="mailto:yuce@bianet.org">yuce@bianet.org</a></div></div><div
class="clear" style="text-align: justify">&nbsp;</div><div class="bilgi"><div
class="from" style="text-align: justify">Van - BİA Haber Merkezi</div><div
class="yer" style="text-align: justify">30 Ocak 2012,
Pazartesi</div></div><div class="item"><p style="text-align:
justify">Van&#39;da depremzedeler geceleri -10 dereceye düşen soğukla
mücadele ediyor. Soğuktan donmamak için ısınmaya çalışırken
kullanılan elektrikli ısıtıcılar hem zaman zaman çadırların
yanmasına ve bu esnada insanların hayatını kaybetmesine, hem de aşırı
yüklenen hatlarda sık sık arıza yaşanmasına neden oluyor.<br /><br
/>bianet&#39;in telefonla ulaştığı Van&#39;da gönüllü olarak bulunan
ODTÜ öğrencilerinden <strong>Çağdaş Ersoy</strong> beş gündür
Van&#39;da olduğunu ve her gün elektrik kesintisi yaşandığını
söyledi. &quot;Beş altı gündür buradayım, kimi zaman yarım saat kimi
zaman iki saat, ama her gün yaşanıyor. Elektrikler kesilince de soğuktan
donuyor insanlar.&quot;<br /><br />Ersoy bölgedeki gözlemlerini aktarırken
insanların yaşam standardının &quot;dibe vurmuş&quot; olduğunu,
herkesin yardıma muhtaç bir psikoloji içinde olduğunu vurguladı.</p><h2
style="text-align: justify">&quot;Kömür kötü, hastalıklar
artıyor&quot;</h2><p style="text-align: justify">Van Kadın
Derneği&#39;nden (VAKAD) gönüllü sosyolog <strong>Aylin Çelik</strong>
elektrik kesintisinin bazen çok daha fazla sürdüğünü aktardı.
&quot;Ben Vanlı&#39;yım. Yıllardır böyle soğuk görmedim. Elektrik
kesintilerinde insanlar donuyor. Biz gönüllülerle bir konteynırda
kalıyorduk. Bir gece hiç gelmedi elektrik. Uyku tulumlarımıza rağmen
sabah elimiz ayağımız morarmış, konteynırın camı buz
tutmuştu.&quot;<br /><br />Son üç gün sürekli kar yağdığını, artık
bazı yerlerde çadırların sadece tepe kısmının görülebildiğini
söyleyen Çelik, çadırların kış koşullarına uygun olmadığını
hatırlattı.<br /><br />&quot;Çadırlar kış koşullarına da soba kurmaya
da uygun değil. Biz valilikle görüştük, kömür dağıtımında bizim
önerdiğimiz kadınlar vardı, onların ismini verdik. O kadınların
söylediğine göre, çok kötü bir kömür dağıtılıyor, o kadar ki
yanmıyor bile.&quot;<br /><br />Aylin Çelik VAKAD&#39;A gelen kadın ve
çocuklar üzerindeki gözlemlerini aktarırken özellikle, üst solunum
yollarında ciddi sorunlar görüldüğünü de ekledi. &quot;Biz kar salgın
hastalıklar konusunda iyi oldu diye düşündük, ama insanlar çok ağır
üşütüyor, üst solunum yolları hastalıkları arttı. Ciddi zatürre
vakaları var.&quot;</p><h2 style="text-align: justify">&quot;Yeni trafo
zaman alıyor&quot;</h2><p style="text-align: justify">Van&#39;dan
görüştüğümüz Afet ve Acil Durum Yönetimi&#39;nden Haberleşme Birim
Amiri <strong>Serdar Aslan</strong> da elektrik kesintilerini doğruladı.
&quot;Genelde elektrik kesintileri sık yaşanıyor. Çadırda, konteynırda,
evinde kalanların tek sorunu ısınma sorunu. Aşırı yüklenme oluyor.
Yeni trafolar kuruluyor ama hem malzemenin buraya gelmesi hem de tesisin
kurulması zaman alıyor.&quot;<br /><br />Tesisat yenilendikçe
şikayetlerin azaldığını aktaran Aslan, kesintilerin aşırı
yüklenmeden kaynaklananlarının yarım saatle bir saat arasında
sürdüğünü, daha komplike arızalarda kesintinin iki saate kadar
çıkabildiğini söyledi. (YY)</p></div><p>kaynak:bianet.org</p>

HASTA TUTUKLULARIN TEDAVİSİ ENGELLENİYOR: 'Bunlar terörist tedavi etmeyin'

HASTA TUTUKLULARIN TEDAVİSİ ENGELLENİYOR: 'Bunlar terörist tedavi etmeyin'

ZEYNEP KURAY - BAKIRKÖY KADIN VE ÇOCUK KAPALI CEZAEVİ

Bakırköy Kadın ve Çocuk Kapalı cezaevinde komutanların siyasi tutuklulara karşı keyfi tutumları sürüyor. Yasemin Karadağ, adli tutuklularla ring aracına bindirilmek istemeyince darp edildi. Karadağ’ı tedavi etmek isteyen doktor ise cezaevi komutanı tarafından “bunlar terörist” denilerek engellendi. Bakırköy Kadın ve Çocuk Kapalı cezaevinde erkek komutanın doktor muayene sırasında odadan çıkması nedeniyle tedavi olamayan Songül Çelik’ten sonra, bu kez hedefte kalp ve böbrek hastası Yasemin Karadağ vardı. Karadağ, Bakırköy Devlet Hastanesi’ne sevki sırasında soy ismi öğrenilemeyen Çiğdem adlı cezaevi komutanın emriyle önce askerlerce darp edildi, sonra ring aracındaki tek kişilik hücreye atıldı. Komutan “Bunlar terörist” diyerek muayeneyi engelledi. 11 Ocak 2012 günü meydana gelen olay şöyle gelişti:

DOKTOR MUANEYE ETMEDİ
Hastaneye sevk edilmek üzere kaldığı b-4 koğuşundan alınarak ring aracına getirilen hasta tutuklu Yasemin Karadağ, araçta adli tutuklularla değil de siyasi tutuklularla gitmek isteyince başına gelmedik kalmadı. Hastalığından dolayı yürümekte zorlanan Karadağ, kadın komutanın emriyle elleri kelepçeli bir şekilde askerler tarafından darp edildi. Ringte bulunan hücreye kapatılan Karadağ’ın sürüklenerek muayene odasına getirildiğini gören doktorun “Ne oldu?” sorusuna kadın komutan “Bunlar terörist” yanıtı verdi. Bunun üzerine Karadağ muayene edilemeden cezaevine geri getirildi.
Cezaevi komutanın bu provokasyonu b-4 koğuşunun kapılarını döverek protesto eden Dhkp/C davası tutukluları komutan hakkında şikayet dilekçesi yazdılar. ANF

ZEYNEP KURAY CEZAEVİNDEN BİLDİRİYOR

Kırıklar F tipinde hukuk zaferi

KIrIklar 2 Nolu F tipindeki tutuklu ve hükümlüler, cezaevi idaresinin kendileri hakkında verdiği ‘disiplin cezalarına’ ilişkin 1. İnfaz Hâkimliği’ne itirazda bulundu. Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi idaresinin çeşitli gerekçelerle verdiği ‘disiplin cezalarına’ ilişkin kararı değerlendiren 1. İnfaz Hakimliği, emsal teşkil edecek bir karara imza attı. 1. İnfaz Hâkimliği kararında şöyle dedi:

“1-Yukarıda ismi geçen hükümlü ve tutukluların İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 10/10/2011 tarih ve 2011/553 sayılı disiplin ceza kararına karşı yapmış oldukları itirazın kabulüne,
2- İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 10/10/2011 tarih ve 2011/553 sayılı kararın iptali ile bütün sonuçlarıyla birlikte kaldırılmasına…” ANF
 
kaynak:birgun.net

 

HASTA TUTUKLULARIN TEDAVİSİ ENGELLENİYOR: 'Bunlar terörist tedavi etmeyin'

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8112>HASTA TUTUKLULARIN
TEDAVİSİ ENGELLENİYOR: 'Bunlar terörist tedavi etmeyin'</a></h1><div><div
style="text-align: justify">ZEYNEP KURAY - BAKIRKÖY KADIN VE ÇOCUK KAPALI
CEZAEVİ<br /><br />Bakırköy Kadın ve Çocuk Kapalı cezaevinde
komutanların siyasi tutuklulara karşı keyfi tutumları sürüyor. Yasemin
Karadağ, adli tutuklularla ring aracına bindirilmek istemeyince darp
edildi. Karadağ&rsquo;ı tedavi etmek isteyen doktor ise cezaevi komutanı
tarafından &ldquo;bunlar terörist&rdquo; denilerek engellendi. Bakırköy
Kadın ve Çocuk Kapalı cezaevinde erkek komutanın doktor muayene
sırasında odadan çıkması nedeniyle tedavi olamayan Songül
Çelik&rsquo;ten sonra, bu kez hedefte kalp ve böbrek hastası Yasemin
Karadağ vardı. Karadağ, Bakırköy Devlet Hastanesi&rsquo;ne sevki
sırasında soy ismi öğrenilemeyen Çiğdem adlı cezaevi komutanın
emriyle önce askerlerce darp edildi, sonra ring aracındaki tek kişilik
hücreye atıldı. Komutan &ldquo;Bunlar terörist&rdquo; diyerek muayeneyi
engelledi. 11 Ocak 2012 günü meydana gelen olay şöyle gelişti:</div><div
style="text-align: justify"><br />DOKTOR MUANEYE ETMEDİ<br />Hastaneye sevk
edilmek üzere kaldığı b-4 koğuşundan alınarak ring aracına getirilen
hasta tutuklu Yasemin Karadağ, araçta adli tutuklularla değil de siyasi
tutuklularla gitmek isteyince başına gelmedik kalmadı. Hastalığından
dolayı yürümekte zorlanan Karadağ, kadın komutanın emriyle elleri
kelepçeli bir şekilde askerler tarafından darp edildi. Ringte bulunan
hücreye kapatılan Karadağ&rsquo;ın sürüklenerek muayene odasına
getirildiğini gören doktorun &ldquo;Ne oldu?&rdquo; sorusuna kadın komutan
&ldquo;Bunlar terörist&rdquo; yanıtı verdi. Bunun üzerine Karadağ
muayene edilemeden cezaevine geri getirildi.</div><div style="text-align:
justify"><br />Cezaevi komutanın bu provokasyonu b-4 koğuşunun
kapılarını döverek protesto eden Dhkp/C davası tutukluları komutan
hakkında şikayet dilekçesi yazdılar. ANF<br /><br />ZEYNEP KURAY
CEZAEVİNDEN BİLDİRİYOR<br /><br />Kırıklar F tipinde hukuk zaferi<br
/><br />KIrIklar 2 Nolu F tipindeki tutuklu ve hükümlüler, cezaevi
idaresinin kendileri hakkında verdiği &lsquo;disiplin cezalarına&rsquo;
ilişkin 1. İnfaz Hâkimliği&rsquo;ne itirazda bulundu. Kırıklar 2 Nolu F
Tipi Cezaevi idaresinin çeşitli gerekçelerle verdiği &lsquo;disiplin
cezalarına&rsquo; ilişkin kararı değerlendiren 1. İnfaz Hakimliği,
emsal teşkil edecek bir karara imza attı. 1. İnfaz Hâkimliği kararında
şöyle dedi:</div><div style="text-align: justify"><br />&ldquo;1-Yukarıda
ismi geçen hükümlü ve tutukluların İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek
Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu
Başkanlığı&rsquo;nın 10/10/2011 tarih ve 2011/553 sayılı disiplin ceza
kararına karşı yapmış oldukları itirazın kabulüne,</div><div
style="text-align: justify"><br />2- İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli
Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı&rsquo;nın
10/10/2011 tarih ve 2011/553 sayılı kararın iptali ile bütün
sonuçlarıyla birlikte kaldırılmasına&hellip;&rdquo; ANF</div><div
style="text-align: justify">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify">kaynak:birgun.net</div></div><p>&nbsp;</p>

30 Ocak 2012 Pazartesi

İvme Dergisi İstanbul Bürosu eski büromuzun teknik yetersizliklerinden kaynaklı olarak taşınmıştır

İvme Dergisi İstanbul Bürosu eski büromuzun teknik yetersizliklerinden kaynaklı olarak taşınmıştır

 

İvme Dergisi İstanbul Bürosu eski büromuzun teknik yetersizliklerinden kaynaklı olarak taşınmıştır.
28 Ocak itibariyle yeni yerinde çalışmalarına devam edecektir. 
İstanbul Büromuzun Yeni Adresi:
Mecidiyeköy Mahallesi Muhtar Şevki Sokak NO; 9/2
Mecidiyeköy/İstanbul

İvme Dergisi İstanbul Bürosu eski büromuzun teknik yetersizliklerinden kaynaklı olarak taşınmıştır

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8111>İvme Dergisi İstanbul
Bürosu eski büromuzun teknik yetersizliklerinden kaynaklı olarak
taşınmıştır</a></h1><p>&nbsp;</p><div>İvme Dergisi İstanbul Bürosu
eski büromuzun teknik yetersizliklerinden kaynaklı olarak
taşınmıştır.</div><div>28 Ocak itibariyle yeni yerinde çalışmalarına
devam edecektir.&nbsp;</div><div><strong>İstanbul Büromuzun Yeni Adresi:
</strong></div><div><span style="font-size:18px;"><strong>Mecidiyeköy
Mahallesi Muhtar Şevki Sokak NO; 9/2</strong></span></div><div><span
style="font-size:18px;"><strong>Mecidiyeköy/İstanbul</strong></span></div><p><img
src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheSrjAP1qQmthYbvU-bb34Kan81phGmuZ29QjFN75PwWkIFah2nnckZIjQEyPRHblyE3n7QebDrPyr-LeZ-F2hLhyleQGoNlQFtObwFGtBS5O9NlKEEqcTqmH8wxdfwLSKbhLbQgnCUnCx/s400/tasindik.jpg"
/></p>

Demokrat Mühendisler Tanışma ve Dayanışma Kahvaltısı Umut Aşıladı...

Demokrat Mühendisler Tanışma ve Dayanışma Kahvaltısı Umut Aşıladı...

Emekten ve halktan yana, üyelerinin sorunlarına duyarsız kalmayan bir İnşaat Mühendisleri Odası umudu etrafında birleşen Demokrat Mühendisler Platformu'nun Tanışma ve Dayanışma Kahvaltısı 29 Ocak 2012 Pazar günü yaklaşık 60 kişinin katılımıyla çoşkulu bir şekilde gerçekleştirildi.

Ocak ayının son pazar sabahında İnşaat Mühendislerinin Sorunlarına ve Demokrat Mühendisler olarak neler yapılabileceğine, mücedelenin nasıl büyütülebileceğine dair bir konuşmayla ve sıcak sohbetler eşliğinde geçen güzel bir kahvaltının ardından demokrat inşaat mühendisleri yeni döneme ve seçim sürecine dair umutlarını tazeleyerek dağıldı.
 
Kahvaltının yapıldığı mekanda ivme masası açılarak ivme dergisinin tanıtımı ve dergi satışı da gerçekleştirildi. Ayrıca etkinliğe katılan tüm mühendislere çalıştıkları alanlara dair ivme dergisinin hazırlamış olduğu kamuda, özel sektörde ve üniversitede çalışmak başlıklı broşürleri ve yetkin mühendislik karikatür sayısı ile birlikte demokrat mühendisler takvimi hediye olarak dağıtıldı.

Demokrat Mühendisler Tanışma ve Dayanışma Kahvaltısı Umut Aşıladı...

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8110>Demokrat Mühendisler
Tanışma ve Dayanışma Kahvaltısı Umut Aşıladı...</a></h1><p><span
style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; background-color: rgb(255,
255, 255); font-size: 19px; ">Emekten ve halktan yana, üyelerinin
sorunlarına duyarsız kalmayan bir İnşaat Mühendisleri Odası umudu
etrafında birleşen Demokrat Mühendisler Platformu&#39;nun Tanışma ve
Dayanışma Kahvaltısı 29 Ocak 2012 Pazar günü yaklaşık 60 kişinin
katılımıyla çoşkulu bir şekilde gerçekleştirildi.</span></p><div
style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 19px;
background-color: rgb(255, 255, 255); "><img
src="http://ivmedergisi.com/files/resim/img_5527.jpg" /></div><div
style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size: 19px;
background-color: rgb(255, 255, 255); "><font face="arial, helvetica,
sans-serif">Ocak ayının son pazar sabahında İnşaat Mühendislerinin
Sorunlarına ve Demokrat Mühendisler olarak neler yapılabileceğine,
mücedelenin nasıl büyütülebileceğine dair bir konuşmayla ve sıcak
sohbetler eşliğinde geçen güzel bir kahvaltının ardından demokrat
inşaat mühendisleri yeni döneme ve seçim sürecine dair umutlarını
tazeleyerek dağıldı.</font></div><div style="font-family: arial,
helvetica, sans-serif; font-size: 19px; background-color: rgb(255, 255, 255);
">&nbsp;</div><div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif;
font-size: 19px; background-color: rgb(255, 255, 255); "><font face="arial,
helvetica, sans-serif">Kahvaltının yapıldığı mekanda ivme masası
açılarak ivme dergisinin tanıtımı ve dergi satışı da
gerçekleştirildi. Ayrıca etkinliğe katılan tüm mühendislere
çalıştıkları alanlara dair ivme dergisinin hazırlamış olduğu kamuda,
özel sektörde ve üniversitede çalışmak başlıklı broşürleri ve
yetkin mühendislik karikatür sayısı ile birlikte demokrat mühendisler
takvimi hediye olarak dağıtıldı.</font></div><div style="font-family:
arial, helvetica, sans-serif; font-size: 19px; background-color: rgb(255,
255, 255); "><img src="http://ivmedergisi.com/files/resim/img_5535.jpg"
/></div><div style="font-family: arial, helvetica, sans-serif; font-size:
19px; background-color: rgb(255, 255, 255); "><img
src="http://ivmedergisi.com/files/resim/img_5533.jpg" /><img
src="http://ivmedergisi.com/files/resim/img_5528.jpg"
/></div><!--EndFragment-->

28 Ocak 2012 Cumartesi

TAYAD: Sorumuza Cevap İstiyoruz: Ayhan Efeoğlu'nun Mezarı Nerede?

TAYAD: Sorumuza Cevap İstiyoruz: Ayhan Efeoğlu'nun Mezarı Nerede?

 

Ayhan Efeoğlu Yürüyüşlerine Çağrı İçin El İlanları Dağıtıldı

TAYAD’lı Aileler,26 Ocak Perşembe günü saat 16.00’da Van’la ilgili yaptıkları basın açıklamasından sonra, el ilanı dağıttılar.

Ayhan Efeoğlu yürüyüşlerine çağrıyı içeren el ilanlarının dağıtımı 1 saat sürdü. İstanbul, Mecidiyeköy metro çıkışında, 10 kişinin katılımıyla, konuşmalar ve çağrılar eşliğinde yapılan dağıtımda 750 el ilanı halka ulaştırıldı.

SORUMUZA CEVAP İSTİYORUZ!

27 Ocak Cuma günü, Ayhan Efeoğlu’nun mezarını bulana kadar sürecek olan yürüyüşlerden biri daha gerçekleştirildi.

Akşam saat 19.00’da TAYAD’lı ailelerin çağrısıyla Taksim Tramvay durağında bir araya gelen 36 kişi,Galatasaray Lisesi’ne kadar yürüdü. Yol boyunca sloganlar atıldı. “Bize Ölüm Yok”  ve “Kuşandık Genç Öfkeni” marşları söylendi.

İstanbul, kışın en soğuk günlerinden birini yaşıyordu. Soğuk hava katılımı etkilese de, 36 kişi Ayhan Efeoğlu’nun mezarını bulana kadar mücadeleye devam edeceklerini dile getirdiler.

Galatasaray Lisesi’nin önünde yapılan basın açıklamasının ardından, haftaya aynı eylemde görüşmek üzere eyleme son verildi.

Eylemde okunan açıklama metni:

 

SORUMUZA CEVAP İSTİYORUZ!

Çok zor bir soru sormuyoruz. Açık, anlaşılır bir soru:  “Ayhan Efeoğlu’nun mezarı nerede?”…

Eski Özel Harekât polisi kontrgerilla Ayhan Çarkın, devrimci Ayhan Efeoğlu’nun 1992 yılında gözaltında katledildikten sonra, cesedinin kendisinin içinde bulunduğu bir ekip tarafından gömüldüğünü itiraf etti.

Gömdüklerini söylediği yer, rastgele seçilmiş bir yer değildir. Daha önce kontrgerilla faaliyetleri içinde yer almış, sonradan suçlarından bazılarını Ayhan Çarkın gibi itiraf etmiş olanların itiraflarından da ortaya çıkan bir gerçektir. Devletin kolluk kuvvetleri İşledikleri cinayetlerin açığa çıkmaması için cesetleri kendi denetimlerinde olan bir yere gömerek veya asit kazanlarında eriterek kaybetmiştir. TAYAD’lı aileler olarak yıllar önce de kaybedilen evlatlarımızı Trakya taraflarında çöplüklerde aradığımız ve yakınlarımızdan bazılarına ulaştığımız da bilinen gerçeklerdendir.

Son günlerde Diyarbakır’daki JİTEM üssünün restorasyonunda çıkan toplu mezarlar bunun bir başka ifadesidir.

Devlet katledip kaybettiği devrimcileri hep failli meçhuller listesinde saymıştır. Oysa bu cinayetler faili meçhul değildir. Bir devlet politikası olarak halka gözdağı vermek için devrimciler katledilip kaybedilmiştir. Ayhan Çarkın gibileri de bu politikanın uygulayıcısı olmuşlardır.

İşte tüm bunlarla birlikte bir kez daha diyoruz ki, Ayhan Efeoğlu’nun nereye gömüldüğü bilinemez değildir. Belirsizliğe mahkûm edilemez.Sorumuz kadar açık ve net cevap istiyoruz. Cevap alıncaya kadar susmayacağız.

KATLEDEN KAYBEDEN DEVLETTİR! HESAP SORACAĞIZ!

AYHAN EFEOĞLU’NUN MEZARI NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ!

KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN MÜCADELEMİZ!

TAYAD’LI AİLELER

Kaynak: halkinsesi.tv

TAYAD: Sorumuza Cevap İstiyoruz: Ayhan Efeoğlu'nun Mezarı Nerede?

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8109>TAYAD: Sorumuza Cevap
İstiyoruz: Ayhan Efeoğlu'nun Mezarı Nerede?</a></h1><p>&nbsp;</p><p
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); "><strong><img border="0"
src="http://www.halkinsesi.tv/images/stories/haber/Ocak2012/TAYAD-bildiri-AyhanEfeoglu-mezariNerde-2012-k.jpg"
style="border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width:
0px; border-left-width: 0px; border-top-style: none; border-right-style:
none; border-bottom-style: none; border-left-style: none; border-color:
initial; border-image: initial; float: left; margin-left: 10px; margin-right:
10px; " />Ayhan Efeoğlu Yürüyüşlerine Çağrı İçin El İlanları
Dağıtıldı</strong></p><p style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size:
16px; text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255);
">TAYAD&rsquo;lı Aileler,26 Ocak Perşembe günü saat 16.00&rsquo;da
Van&rsquo;la ilgili yaptıkları basın açıklamasından sonra, el
ilanı&nbsp;dağıttılar.</p><p style="font-family: Tahoma, Verdana;
font-size: 16px; text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255);
">Ayhan Efeoğlu yürüyüşlerine çağrıyı içeren el ilanlarının
dağıtımı 1 saat sürdü. İstanbul, Mecidiyeköy metro çıkışında, 10
kişinin katılımıyla, konuşmalar ve çağrılar eşliğinde yapılan
dağıtımda 750 el ilanı halka ulaştırıldı.</p><p style="font-family:
Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify; background-color:
rgb(255, 255, 255); "><strong>SORUMUZA CEVAP İSTİYORUZ!</strong></p><p
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">27 Ocak Cuma günü, Ayhan
Efeoğlu&rsquo;nun mezarını bulana kadar sürecek olan yürüyüşlerden
biri daha gerçekleştirildi.</p><p style="font-family: Tahoma, Verdana;
font-size: 16px; text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255);
">Akşam saat 19.00&rsquo;da TAYAD&rsquo;lı ailelerin çağrısıyla Taksim
Tramvay durağında bir araya gelen 36 kişi,Galatasaray Lisesi&rsquo;ne
kadar yürüdü. Yol boyunca sloganlar atıldı. &ldquo;Bize Ölüm
Yok&rdquo;&nbsp; ve &ldquo;Kuşandık Genç Öfkeni&rdquo; marşları
söylendi.</p><p style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px;
text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255); ">İstanbul,
kışın en soğuk günlerinden birini yaşıyordu. Soğuk hava katılımı
etkilese de, 36 kişi Ayhan Efeoğlu&rsquo;nun mezarını bulana kadar
mücadeleye devam edeceklerini dile getirdiler.</p><p style="font-family:
Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify; background-color:
rgb(255, 255, 255); ">Galatasaray Lisesi&rsquo;nin önünde yapılan basın
açıklamasının ardından, haftaya aynı eylemde görüşmek üzere eyleme
son verildi.</p><p style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px;
text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255); "><span
style="text-decoration: underline; ">Eylemde okunan açıklama
metni:</span></p><p style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px;
text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255); ">&nbsp;</p><p
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; background-color:
rgb(255, 255, 255); text-align: center; "><img border="0" height="106"
src="http://www.halkinsesi.tv/images/stories/Logolar/Tayad-logo-buyuk.jpg"
style="border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width:
0px; border-left-width: 0px; border-top-style: none; border-right-style:
none; border-bottom-style: none; border-left-style: none; border-color:
initial; border-image: initial; " width="390" /></p><p align="center"
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; background-color:
rgb(255, 255, 255); "><strong>SORUMUZA CEVAP İSTİYORUZ!</strong></p><p
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Çok zor bir soru sormuyoruz. Açık,
anlaşılır bir soru:&nbsp; &ldquo;Ayhan Efeoğlu&rsquo;nun mezarı
nerede?&rdquo;&hellip;</p><p style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size:
16px; text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255); ">Eski Özel
Harekât polisi kontrgerilla Ayhan Çarkın, devrimci Ayhan
Efeoğlu&rsquo;nun 1992 yılında gözaltında katledildikten sonra,
cesedinin kendisinin içinde bulunduğu bir ekip tarafından
gömüldüğünü itiraf etti.</p><p style="font-family: Tahoma, Verdana;
font-size: 16px; text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255);
">Gömdüklerini söylediği yer, rastgele seçilmiş bir yer değildir. Daha
önce kontrgerilla faaliyetleri içinde yer almış, sonradan suçlarından
bazılarını Ayhan Çarkın gibi itiraf etmiş olanların itiraflarından da
ortaya çıkan bir gerçektir. Devletin kolluk kuvvetleri İşledikleri
cinayetlerin açığa çıkmaması için cesetleri kendi denetimlerinde olan
bir yere gömerek veya asit kazanlarında eriterek kaybetmiştir.
TAYAD&rsquo;lı aileler olarak yıllar önce de kaybedilen evlatlarımızı
Trakya taraflarında çöplüklerde aradığımız ve yakınlarımızdan
bazılarına ulaştığımız da bilinen gerçeklerdendir.</p><p
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Son günlerde Diyarbakır&rsquo;daki
JİTEM üssünün restorasyonunda çıkan toplu mezarlar bunun bir başka
ifadesidir.</p><p style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px;
text-align: justify; background-color: rgb(255, 255, 255); ">Devlet katledip
kaybettiği devrimcileri hep failli meçhuller listesinde saymıştır. Oysa
bu cinayetler faili meçhul değildir. Bir devlet politikası olarak halka
gözdağı vermek için devrimciler katledilip kaybedilmiştir. Ayhan
Çarkın gibileri de bu politikanın uygulayıcısı olmuşlardır.</p><p
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">İşte tüm bunlarla birlikte bir kez
daha diyoruz ki, Ayhan Efeoğlu&rsquo;nun nereye gömüldüğü bilinemez
değildir. Belirsizliğe mahkûm edilemez.Sorumuz kadar açık ve net cevap
istiyoruz. Cevap alıncaya kadar susmayacağız.</p><p style="font-family:
Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify; background-color:
rgb(255, 255, 255); ">KATLEDEN KAYBEDEN DEVLETTİR! HESAP SORACAĞIZ!</p><p
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">AYHAN EFEOĞLU&rsquo;NUN MEZARI
NEREDE? CEVAP ALINCAYA KADAR SUSMAYACAĞIZ!</p><p style="font-family: Tahoma,
Verdana; font-size: 16px; text-align: justify; background-color: rgb(255,
255, 255); ">KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN MÜCADELEMİZ!</p><p
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; background-color:
rgb(255, 255, 255); text-align: right; "><strong>TAYAD&rsquo;LI
AİLELER</strong></p><p style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px;
background-color: rgb(255, 255, 255); text-align: justify;
">Kaynak:&nbsp;<strong>halkinsesi.tv</strong></p>

"Sevag Kaza Kurşunuyla Ölmedi"

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8108>"Sevag Kaza Kurşunuyla
Ölmedi"</a></h1><p><span style="font-family: Helvetica, Arial; font-size:
12px; font-weight: bold; text-align: left; background-color: rgb(255, 255,
255); ">Daha önce Sevag&#39;ın Kıvanç Ağaoğlu tarafından kazayla
vurulduğunu söyleyen görgü tanığı Ekşi, Ağaoğlu&#39;nun ailesi
tarafından yönlendirildiğini kabul etti ve Ağaoğlu&#39;nun Sevag&#39;ı
bilerek öldürdüğünü söyledi.</span></p><p style="padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 10px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; font-family:
Helvetica, Arial; font-size: 12px; text-align: left; background-color:
rgb(255, 255, 255); ">Sevag Balıkçı&#39;nın 24 Nisan 2011&#39;de askerde
ölümüyle ilgili konuşan tanık Halil Ekşi, Balıkçı&#39;nın Kıvanç
Ağaoğlu tarafından hedef alınarak öldürüldüğünü söyledi.<br
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; " /><br style="padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " />Daha önceki ifadesinde silahın
nasıl ateş aldığını görmediğini söyleyen tanık Ekşi,
Ağaoğlu&#39;nun ailesinin yönlendirmesiyle ifade verdiğini kabul etti ve
Kıvanç Ağaoğlu&#39;nun silahın kurma kolunu çekip, Sevag&#39;ı bilerek
öldürdüğünü söyledi.&nbsp;<br style="padding-top: 0px; padding-right:
0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right:
0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " /><br style="padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " />bianet&#39;e
konuşan Sevag Balıkçı&#39;nın annesi Ani Balıkçı, görgü
tanıklarından birinin vicdana geldiğini, diğerlerinin de bu yolla
gördüklerini açıklamalarını umduğunu söyledi.&nbsp;<br
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; " /><br style="padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " />Sadece adaletin yerini bulmasını
istediklerini ve oğlunu katleden kişinin mahkemeden elini kolunu sallayarak
çıkmamasını istediğini söyleyen Ani Balıkçı, görgü tanığı Halil
Ekşi&#39;nin gerçekleri anlatmasının davanın seyrini olumlu yönde
değiştireceği düşüncesinde.</p><h2 style="padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 11px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 11px; margin-left: 0px; font-size: 16px;
color: rgb(54, 57, 61); font-family: Helvetica, Arial; text-align: left;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Duruşma pazartesiye alındı</h2><p
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; font-family: Helvetica, Arial; font-size: 12px; text-align:
left; background-color: rgb(255, 255, 255); ">Balıkçı ailesinin avukatı
Cem Halavurt ise önceden dosyada bulunan tanık ifadelerinde değişiklik
yapıldığının anlaşıldığını ancak bununla ilgili ilk kez tanık
ifadesi sayesinde delil elde ettiklerini söyledi.<br style="padding-top:
0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top:
0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " /><br
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; " />Halil Ekşi&#39;nin daha önce Kıvanç
Ağaoğlu&#39;nun dayısının yönlendirmesiyle yazılı olarak ifade
verdiğini söyleyen Halavurt, daha sonra ifadesini değiştirdiğini ve
Ağaoğlu&#39;nun Balıkçı&#39;yi bilerek ve isteyerek öldürdüğünü
gördüğünü söylediğini ifade etti.<br style="padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " /><br
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; " />Bu gelişme üstüne 29 Mart&#39;ta görülecek
duruşmanın, sanığın delilleri karartma ve kaçma şüphesi nedeniyle
erken bir tarihe alınması için mahkemeye başvurduklarını söyleyen
Halavurt, mahkemenin bu talebi yerinde bularak duruşmayı 30 Ocak Pazartesi
gününe aldığını belirtti.<br style="padding-top: 0px; padding-right:
0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right:
0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " /><br style="padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " />Halavurt&#39;un
verdiği bilgilere göre, pazartesi günü yapılacak duruşmaya Kıvanç
Ağaoğlu katılmak zorunda. Aksi taktirde polis zoruyla getirilecek. Ayrıca
ifadesini değiştiren tanık Halil Ekşi de duruşmaya katılacak ve mahkeme
heyetine tanıklıklarını aktaracak.</p><h2 style="padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 11px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 11px; margin-left: 0px; font-size: 16px;
color: rgb(54, 57, 61); font-family: Helvetica, Arial; text-align: left;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Ne olmuştu?</h2><p
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; font-family: Helvetica, Arial; font-size: 12px; text-align:
left; background-color: rgb(255, 255, 255); ">Sevag Balıkçı, 24 Nisan
2011&#39;de, Ermeni soykırımının başlangıcı kabul edilen 24 Nisan
1915&#39;in 96. yıldönümünde askerlik yaptığı Batman&#39;ın Kozluk
ilçesi Gümüşörgü Karakolu&#39;nda Kıvanç Ağaoğlu&#39;nun
silahından çıkan kurşunla&nbsp;hayatını kaybetmişti.&nbsp;<br
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; " /><br style="padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " />Olayın ardından bilinçli olarak
insan öldürdüğü iddiasıyla hakkında&nbsp;dokuz yıl hapis
istenen&nbsp;Kıvanç Ağaoğlu, 29 Temmuz 2011&#39;de görülen ilk
duruşmada &quot;kaçma şüphesi olmadığı&quot; ileri sürülerek
tutuksuz yargılanmak üzere&nbsp;serbest bırakılmıştı.&nbsp;<br
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; " /><br style="padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " />Sevag Balıkçı&#39;nın ablası
Lerna Özder, olayın ardından Sevag&#39;ın Kıvanç Ağaoğlu ile yakın
arkadaş olduğu ileri sürülerek Sevag&#39;ın kaza kurşunu ile öldüğü
yönünde geliştirilen savunmaları şöyle&nbsp;yalanlamıştı:</p><p
style="padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; font-family: Helvetica, Arial; font-size: 12px; text-align:
left; background-color: rgb(255, 255, 255); ">&quot;14 ay boyunca
Sevag&#39;ın ağzından başka arkadaşlarının isimlerini duyduk ama
Kıvanç&#39;ın adını hiç duymadık. Babamız haziranda Sevag&#39;ı
ziyarete gittiğinde Sevag ve arkadaşlarıyla yemek yemişti. Ancak Kıvanç
o yemekte de yoktu.&quot;&nbsp;<br style="padding-top: 0px; padding-right:
0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px; margin-right:
0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " /><br style="padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 0px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; " />16
Aralık&#39;ta görülen son duruşmada ise Ağaoğlu, silahı yukarı
doğrultarak kurma kolunu çektikten sonra aşağı indirirken birden bire
patladığını ileri sürmüş ve olayın kaza olduğunu iddiasını
tekrarlamıştı.</p><p style="padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 10px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; font-family: Helvetica, Arial;
font-size: 12px; text-align: left; background-color: rgb(255, 255, 255);
">Mahkeme heyeti ise tanıkların dinlenmesi için mahkemeyi 29 Mart
2012&#39;ye&nbsp;ertelemişti.&nbsp;</p><p style="padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; margin-top: 10px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; font-family:
Helvetica, Arial; font-size: 12px; text-align: left; background-color:
rgb(255, 255, 255); ">Kaynak:&nbsp;<strong>bianet.org</strong></p>

"Sevag Kaza Kurşunuyla Ölmedi"

"Sevag Kaza Kurşunuyla Ölmedi"

Daha önce Sevag'ın Kıvanç Ağaoğlu tarafından kazayla vurulduğunu söyleyen görgü tanığı Ekşi, Ağaoğlu'nun ailesi tarafından yönlendirildiğini kabul etti ve Ağaoğlu'nun Sevag'ı bilerek öldürdüğünü söyledi.

Sevag Balıkçı'nın 24 Nisan 2011'de askerde ölümüyle ilgili konuşan tanık Halil Ekşi, Balıkçı'nın Kıvanç Ağaoğlu tarafından hedef alınarak öldürüldüğünü söyledi.

Daha önceki ifadesinde silahın nasıl ateş aldığını görmediğini söyleyen tanık Ekşi, Ağaoğlu'nun ailesinin yönlendirmesiyle ifade verdiğini kabul etti ve Kıvanç Ağaoğlu'nun silahın kurma kolunu çekip, Sevag'ı bilerek öldürdüğünü söyledi. 

bianet'e konuşan Sevag Balıkçı'nın annesi Ani Balıkçı, görgü tanıklarından birinin vicdana geldiğini, diğerlerinin de bu yolla gördüklerini açıklamalarını umduğunu söyledi. 

Sadece adaletin yerini bulmasını istediklerini ve oğlunu katleden kişinin mahkemeden elini kolunu sallayarak çıkmamasını istediğini söyleyen Ani Balıkçı, görgü tanığı Halil Ekşi'nin gerçekleri anlatmasının davanın seyrini olumlu yönde değiştireceği düşüncesinde.

Duruşma pazartesiye alındı

Balıkçı ailesinin avukatı Cem Halavurt ise önceden dosyada bulunan tanık ifadelerinde değişiklik yapıldığının anlaşıldığını ancak bununla ilgili ilk kez tanık ifadesi sayesinde delil elde ettiklerini söyledi.

Halil Ekşi'nin daha önce Kıvanç Ağaoğlu'nun dayısının yönlendirmesiyle yazılı olarak ifade verdiğini söyleyen Halavurt, daha sonra ifadesini değiştirdiğini ve Ağaoğlu'nun Balıkçı'yi bilerek ve isteyerek öldürdüğünü gördüğünü söylediğini ifade etti.

Bu gelişme üstüne 29 Mart'ta görülecek duruşmanın, sanığın delilleri karartma ve kaçma şüphesi nedeniyle erken bir tarihe alınması için mahkemeye başvurduklarını söyleyen Halavurt, mahkemenin bu talebi yerinde bularak duruşmayı 30 Ocak Pazartesi gününe aldığını belirtti.

Halavurt'un verdiği bilgilere göre, pazartesi günü yapılacak duruşmaya Kıvanç Ağaoğlu katılmak zorunda. Aksi taktirde polis zoruyla getirilecek. Ayrıca ifadesini değiştiren tanık Halil Ekşi de duruşmaya katılacak ve mahkeme heyetine tanıklıklarını aktaracak.

Ne olmuştu?

Sevag Balıkçı, 24 Nisan 2011'de, Ermeni soykırımının başlangıcı kabul edilen 24 Nisan 1915'in 96. yıldönümünde askerlik yaptığı Batman'ın Kozluk ilçesi Gümüşörgü Karakolu'nda Kıvanç Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetmişti. 

Olayın ardından bilinçli olarak insan öldürdüğü iddiasıyla hakkında dokuz yıl hapis istenen Kıvanç Ağaoğlu, 29 Temmuz 2011'de görülen ilk duruşmada "kaçma şüphesi olmadığı" ileri sürülerek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 

Sevag Balıkçı'nın ablası Lerna Özder, olayın ardından Sevag'ın Kıvanç Ağaoğlu ile yakın arkadaş olduğu ileri sürülerek Sevag'ın kaza kurşunu ile öldüğü yönünde geliştirilen savunmaları şöyle yalanlamıştı:

"14 ay boyunca Sevag'ın ağzından başka arkadaşlarının isimlerini duyduk ama Kıvanç'ın adını hiç duymadık. Babamız haziranda Sevag'ı ziyarete gittiğinde Sevag ve arkadaşlarıyla yemek yemişti. Ancak Kıvanç o yemekte de yoktu." 

16 Aralık'ta görülen son duruşmada ise Ağaoğlu, silahı yukarı doğrultarak kurma kolunu çektikten sonra aşağı indirirken birden bire patladığını ileri sürmüş ve olayın kaza olduğunu iddiasını tekrarlamıştı.

Mahkeme heyeti ise tanıkların dinlenmesi için mahkemeyi 29 Mart 2012'ye ertelemişti. 

Kaynak: bianet.org