26 Ocak 2012 Perşembe

Balat'ı baltalasak da mı saklasak!

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8095>Balat'ı baltalasak da mı
saklasak!</a></h1><div class="header-left"><p class="date" style="text-align:
justify">26/01/2012 2:00</p></div><p style="text-align: justify">Tarihi
semtleri bir bir betonla örten &#39;kentsel dönüşümde&#39; yeni durak
Fener-Balat. Haliç kıyısı, yıkım korkusu içinde sırasını
bekliyor.</p><div class="news-middle" sizcache="742" sizset="46"><div
class="news-left" sizcache="741" sizset="37"><div class="news-body"
sizcache="741" sizset="37"><div style="text-align: justify"><img
alt="Balat'ı baltalasak da mı saklasak!" class="news-pic"
src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2012/01/25/fft5_mf904305.Jpeg"
/></div><div id="divAdnetKeyword2" sizcache="741" sizset="40"><div
class="BlackContent" sizcache="741" sizset="40"><div class="fck_li"
id="metin2" sizcache="741" sizset="40"><p sizcache="741" sizset="40"
style="text-align: justify">Bugünlerde kentin bir yanı ışıl ışıl
parlatılırken, bir yanı da yıkım korkusu içinde sırasını bekliyor.
Tarihi kent merkezleri, gecekondu mahalleleri... İstanbul&rsquo;un
yoksulları derme çatma evlerinde &lsquo;kentsel dönüşüm&rsquo; ile bir
başka kabuğa bürünecekleri günün endişesiyle yaşıyor. Usul usul
kentin tarihine kadar sokulan, sosyo-ekonomik yapıyı tersyüz ederek kent
içinde başka kentler yaratan bu dönüşümün Tarlabaşı ve
Sulukule&rsquo;den sonra -temeli 2007&rsquo;de atılsa da- yeni durağı
Haliç kıyısı, &lsquo;Fener Balat Yenileme Projesi&rsquo;. Her seferinde
&lsquo;Başka bir yolu yok mu?&rsquo; dedirten bu süreç, yoluna kattığı
her semti aynı görüntüler ile yutuyor. Evini terk etmek istemeyen
yoksullar, sürece bir yerinden dahil olup, &lsquo;kâr&rsquo; derdine
düşen zenginler... Şimdilerde aynı senaryo UNESCO&rsquo;nun kültür
mirası listesine de giren binlerce yıllık tarihe sahip Balat&rsquo;ta
oynanıyor.<br /><br /><strong>&lsquo;İşgalci değiliz, hak
sahibiyiz!&rsquo;</strong></p><p style="text-align: justify">Balat halkı
kendi deyişleriyle hızla yaklaşan felaket için toplanmış, bir dernek
kurmuş, mücadele yollarını arıyor. Daha önce de &lsquo;Evime
Dokunma&rsquo; diyerek projeyi protesto eden derneğin adı da FEBAYDER.
Başında babasından kalma üç katlı evi dernek işlerine ayıran İbrahim
Güntekin var. Güntekin, Balat&rsquo;a duyulan bağlılığın altını
çizerek başlıyor söze: &ldquo;Tarihi yok olacak. 8500 yıllık tarihin
üzeri betonla kaplanacak. Geriye dönüşü yok.&rdquo; Projenin şu anda
&lsquo;bir restorasyon çalışması&rsquo; gibi gösterilmeye
çalışıldığını ileri süren Güntekin, ilginç iddialarına şöyle
devam ediyor: &ldquo;Bize gösterilen projeye karşı çıkmıştık. Ancak
bunun uygulama projesi olmadığını söylediler. Fakat 18.7.2007 tarihinde
ihalesi yapılmış. Üstelik ihaleden üç ay önce yani 30.4.2007 tarihinde
ise yüklenici firma ile sözleşme imzalanmış. Yani ihaleden üç ay önce
bunu hangi firmanın yapacağı belliymiş. Bizi muhatap almıyorlar ama biz
işgalci değiliz, tapulu mülk sahibiyiz.&rdquo;<br /><br /><strong>Ya evini
sat, ya beş katına borçlan!</strong></p><p style="text-align:
justify">İddialar yine ranta işaret ediyor. Buna göre, belediye ilk olarak
mülk sahibine gidiyor ve iki seçenek sunuyor. Ya evini değerinden çok
ucuza satarak, &lsquo;hak sahibi&rsquo; sıfatından çıkacak. Ya da projede
kalmak için arsasının ancak üçte birine razı olacak. Tamamını
istiyorsa da proje bitiminde beş-altı katına alabilecek. Metrekaresi
1000-1500 TL arasında alınan evlerin, daha sonra 5-6 bin liraya
satılacağı konuşuluyor.<br /><br /><strong>Yabancılar da bölgede rant
peşinde </strong></p><p style="text-align: justify">Balat&rsquo;da da daha
şimdiden Sulukule&rsquo;de yaşanan &lsquo;hak sahibi&rsquo; karmaşası
yaşanmaya başlamış. Çünkü proje bitiminde kâr etmek isteyenler şimdi
ucuza alıp, sonra birkaç katına satmak için bölgeye adeta üşüşmüş.
Yatırımcılar arasında İtalyan, İngiliz, Alman ve Amerikalılar da
var.<br /><br /><strong>Balatlılar anlatıyor: Teklif onda biri
</strong></p><p style="text-align: justify">Ayvansaraylı Selahattin Güçlü
belediyenin teklifini şu şekilde anlatıyor: &ldquo;İki seçenek var. Ya
değerinin onda biri 1 milyon TL&rsquo;yi kabul edip, &lsquo;hak
sahibi&rsquo; sıfatından çıkacağım. Ya da arsamın üçte birine razı
olacağım. Tamamını istersem de borçlanacağım. Şu anda
mahkemeliğiz.&rdquo; Mehmet Tüfekçi de, sunulan 180 bin TL&rsquo;lik
tekliften yakınıyor.</p><p style="text-align:
justify">kaynak:radikal.com.tr</p></div></div></div></div></div></div><p>&nbsp;</p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder