31 Ocak 2012 Salı

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8116>İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ
KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ</a></h1><p style="text-align:
justify"><b>İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ
BİLDİRGESİ</b></p><p style="text-align: justify">İnşaat Mühendisleri
Odası İnşaat Mühendisliği Kurultayı 28-29 Ocak 2012 tarihlerinde
İnşaat Mühendisleri Odası İMO Kongre ve Kültür Merkezi Teoman Öztürk
Salonu&lsquo;nda gerçekleştirilmiştir. İnşaat Mühendisleri Odası
tarafından 7 ayrı bölgede tüm üyelerinin katılımına açık olarak
düzenlenen çalıştaylar, Kurultaya zemin oluşturmuştur.</p><p
style="text-align: justify">&lsquo;İnşaat Mühendisliği Kurultayı&lsquo;
süresince &quot;Mevzuattan Kaynaklı Sorunlar&quot;, &quot;Çalışma
Yaşamına İlişkin Sorunlar&quot; &quot;Siyasal, Ekonomik ve Toplumsal
Gelişmelerin Meslek Alanımıza Yansımaları&quot;, &quot;Mühendislikte
Kalite ve Güvenilirlik&quot; ana başlıkları altında inşaat
mühendisliğini ilgilendiren her konu değerlendirilmiş ve Kurultay
amacına ulaşarak İnşaat Mühendislerinin örgütü olan İMO&lsquo;nun
önümüzdeki dönem yol haritası belirlenmiştir. Kurultayda toplam 114
önerge görüşülerek karar altına alınmıştır.</p><p
style="text-align: justify">İnşaat Mühendisliği sadece mesleği icra
edenleri ya da akademik faaliyet yürütenleri değil, sokaktaki
vatandaştan, en yüksek bürokrata kadar toplumun her kademesindeki kişi ve
kurumları doğrudan etkileyen bir meslektir. Bu nedenle inşaat
mühendisliği meslek alanındaki tahribat ve gerileme, ülkemizdeki
ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlardan bağımsız ele alınamaz.</p><p
style="text-align: justify">İnşaat Mühendisliği Kurultayı&lsquo; nın
önümüzdeki dönem çalışmalarına ışık tutacak kararlarından
bazılarını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:</p><p style="text-align:
justify"><b>1.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>Küresel kapitalizmin
neoliberal politikalar aracılığıyla yarattığı tahakküm, gelir
dağılımı adaletsizliğini ve yoksullaşmayı her geçen gün
büyütmekte,&nbsp; sosyal güvenceler ve kazanılmış haklar ekonomik kriz
gerekçe gösterilerek gasp edilmektedir. Kamuya ait her tasarrufun ve
kurumun özelleştirme politikaları aracılığıyla büyük sermaye
gruplarına devredilmesi kamu alanındaki istihdamın daralmasına neden
olmakta, kâr hırsı ve denetimsizlik,&nbsp; insan yaşamını, işçi
sağlığını ve iş güvenliğini yok saymakta,&nbsp; yaşamın her alanı
serbest piyasa ekonomisinin ilkeleri uyarınca hızla yeniden
düzenlenmektedir.</p><p style="text-align: justify">İnşaat mühendisliği
mesleğini icra edenlerin çalışma yaşamında karşılaştıkları
sorunlar bu tablodan bağımsız değildir.&nbsp; Kamu kurumlarında
mühendislik kadrolarının daraltılması mühendislerin işsiz kalmasına
ve özel sektörün ağır çalışma koşullarına mahkûm edilmesine neden
olmakta, işsiz mühendislerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
<b><u>İnşaat Mühendisleri Odası kamunun ülke yatırımlarında
öncülük görevini tekrar üstlenmesi ve buna bağlı olarak kamu
yatırımcısı kuruluşların güçlendirilmesi için mücadele
edecek,&nbsp; bu doğrultuda mevcut yasalarda tarif edilen mühendislik
hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi ve mühendislerin güvenceli bir
şekilde meslek hayatlarına devam edebilmeleri için özlük hakları
konusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için
çalışacaktır.&nbsp; </u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>2.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>Neoliberal politikalar
aracılığıyla her şeyin alınır satılır hale getirilmesi ülkemizin ve
kentlerimizin doğal zenginliklerini tahrip etmektedir. Çevresel ve
sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın yapılan Hidroelektirik
Santraller, kar odaklı sermaye gruplarını güçlendirmekte ve bölge
halklarını mağdur etmektedir. Yine aynı pervasızlıkla hakkaniyet
ölçüsünden uzak ve sosyal boyutu gözardı edilerek uygulanan kentsel
dönüşüm politikaları, dönüşüm alanı ilan edilen bölgelerde
yaşayanların ihtiyaçlarını geri plana iten bir anlayışla,
kentlerimizde yeni rant alanları yaratmakta, kamu yararı ilkesi göz ardı
edilerek kentlerimiz sermayenin insafına bırakılmaktadır.
Türkiye&lsquo;nin deprem gerçeği bahane edilerek hazırlanan &quot;Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
Tasarısı&quot; ülkemizin geleceğini ilgilendiren son derece önemli
maddeler içermektedir. Yürürlükteki tüm yasal mevzuatı devre dışı
bırakacak şekilde tasarlandığını bildiğimiz &quot;Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı&quot;
ile öngörülen kentsel dönüşüm uygulamaları, sağlıklı bir kentsel
yenilenmeyi sağlayamayacağı gibi başta metropol kentlerimiz olmak üzere
tüm ülkemizi bir rant alanı haline dönüştürecektir.<b><u> İnşaat
Mühendisleri Odası rant odaklı projeleri, çevresel ve sosyolojik etkileri
hesaba katılmaksızın hazırlanan kentsel dönüşüm uygulamalarını
engellemek için mücadele edecektir.</u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>3.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>İnşaat Mühendisliği
mesleği yenilenmeyi, değişimi, çağı ve teknolojiyi yakalamayı, mesleki
potansiyeli bilimsel esaslar çerçevesinde açığa çıkarıp, üretimde
hayata geçirmeyi gerektirmektedir. Ancak bugün mühendislik mesleği halen
1938 yılından kalma 3458 sayılı &quot;Mühendislik ve Mimarlık Hakkında
Kanun&quot;a dayanılarak düzenlenmiştir<b>. </b>Mesleki faaliyetin
yürütülmesinde diploma almış olmayı yeterli bulan bu kanun, çağın
ihtiyaçlarına aykırı bir anlayışa işaret etmektedir. Söz konusu
anlayış yeterli fiziki donanıma, yeterli akademik personele sahip
olunmaksızın sürekli yeni üniversite açan mevcut siyasi iktidar
tarafından da sürdürülmektedir.&nbsp; <b><u>İnşaat Mühendisleri Odası
İnşaat Mühendisliği mesleğinin nitelik kaybına uğratılmasına yol
açan uygulamalar karşısında, mesleki yeterliliği esas alan yeni bir
mühendislik yasasının hazırlanması için çalışacaktır.</u></b></p><p
style="text-align: justify"><b>4.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>İnşaat
Mühendisliği Mesleğinin gelişimi için yaşam boyu öğrenme ilkesine
uygun olarak uzmanlık alanlarına göre belgelendirme ve bu belgeler
çerçevesinde yetkilendirmenin yapılması son derece önemlidir. İnşaat
Mühendisleri Odası uzun yıllardır Yetkin Mühendisliğin yasal bir
çerçeveye oturtulması ve bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması
için mücadele etmektedir. <b><u>İnşaat mühendisleri odası Yetkin
Mühendislik sisteminin oluşturulmasını ve meslek odaları tarafından
belgelendirilmesini çağın gereksinmelerini karşılayacak&nbsp;
mühendislik hizmetlerinin üretimi açısından bir gereklilik olarak
görmektedir. Bu anlayışla Yetkin Mühendisliğin&nbsp; yasal bir
çerçeveye oturtulması ve kurumsallaşması için
çalışacaktır.</u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>5.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>Türkiye topraklarının
%96&lsquo;sı deprem kuşağında ve nüfusunun % 98&lsquo;i deprem tehlikesi
altında yaşamaktadır. Öte yandan su baskınları, taşkın ve heyelanlar
da ülkemizin bir gerçeğidir. Bu gerçeğe rağmen uygulanan yanlış
politika ve planlamalar doğa olaylarını afete dönüştürmekte, ciddi can
kayıpları ve maddi zararlar yaşanmasına neden olmaktadır. Oysa her
yurttaşın güvenli, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrede yaşama hakkı
vardır. Bu hakkın uygulamada karşılık bulması için mevcut yapı
stokunun envanter çalışması yapılmalı, elde edilen sonuçlar
doğrultusunda gereken onarım ve güçlendirme uygulamaları
yapılmalıdır.&nbsp; Yeni yapılacak yapılara ilişkin olarak ise acilen
sağlıklı bir planlama yapılması, yapı denetim ve üretim sisteminin
oluşturulması ve işler hale getirilmesi gerekmektedir. <b><u>İnşaat
Mühendisleri Odası sağlıklı bir kentleşme ve yapılaşma
oluşturulabilmesi için,&nbsp; TMMOB</u></b><b><u> ve ilgili meslek odaları
ile birlikte yeni bir yapı denetim yasa tasarısı hazırlamak için
çalışma yapacak, bu çalışmasını ilgili kurumlarla paylaşarak
uygulamaya geçmesi doğrultusunda ve eksiksiz bir şekilde uygulanması
için çalışacaktır. </u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>6.&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; </b>Kamu ihale yasası mevcut
haliyle &quot;adrese teslim ihale&quot; lerin yolunu açmış, özellikle
mühendisleri ve mimarları ihale süreçlerinden uzaklaştıran hak
gaspları sonucu yapı alanında işin ehli olmayan sermaye gruplarının
ihale süreçlerinde etkin olmalarına yol açmıştır. Kamu ihaleleri
sermayenin kar hırsına terk edilmiştir. Doğa katliamlarının önüne
geçmek, Sağlıklı güvenli yaşam çevreleri oluşturmak ve afet
risklerini en aza indirmek için, arazi kullanımı, yer seçimi,
ruhsatlandırma, denetim ve kullanım süreçlerinin bir bütün olarak ele
alınması gerekmektedir. Bu çerçevede mevcut İmar Yasası İnşaat
Mühendisleri Odasının görüş ve önerileri dikkate alınarak yeniden
düzenlenmelidir. <b><u>İnşaat Mühendisleri Odası bu çerçevede Kamu
İhale Yasası, İmar Yasası ve bu yönde Yerel Yönetimlere düşen görev
ve sorumlulukları düzenleyen yasalarda değişiklik yapılması
doğrultusunda çalışmalar yapacaktır.</u></b></p><p style="text-align:
justify"><b>7.</b>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Sistemden kaynaklı
sorunların yanı sıra İnşaat Mühendislerinin mesleki standartlara,
mesleğe dair yönetmeliklere ve meslek etiğine uygun hareket etmeleri
zorunludur. <b><u>İnşaat Mühendisleri Odası, meslektaşlarının
</u></b><b><u>bir mühendislik ürününün kolektif bir çalışma sonucunda
oluştuğunun bilinciyle hareket </u></b><b><u>etmesi için ve
</u></b><b><u>birlikte çalıştığı meslektaşlarına, bağlı olduğu
kuruma, meslek </u></b><b><u>örgütüne karşı sorumluluk duyması için
çalışacaktır.</u></b></p><p style="text-align: justify"><b>ÜLKEMİZİN
GELECEĞİ MESLEĞİMİZİN GELECEĞİDİR!</b></p><p style="text-align:
justify">İnşaat Mühendisliği Kurultayı anti-demokratik uygulamalarıyla
toplumun tüm kesimlerine gözdağı veren, kendisi dışında hiçbir
görüş ve öneriye yaşam hakkı tanımayan bir siyasi iktidarla karşı
karşıya olunduğunun bilincindedir. Kurultayımız TMMOB ve bağlı
odaların işlevsizleştirilmesini hedefleyen Yetki Yasasına dayanılarak
çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameleri de bu bağlamda ele
almaktadır.&nbsp; <b><u>Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu statüsü
anayasayla güvence altına alınmış TMMOB ve İnşaat Mühendisleri
Odası, tarihi boyunca bir çok kez hedef tahtasına oturtulmuştur. Cunta
dönemlerinde dahi kendisine yönelik&nbsp; saldırıları bertaraf etmeyi
başarmış olan Birliğimiz ve Odamız siyasi iktidarın işlevsizleştirme
çabalarını boşa çıkaracaktır.</u></b></p><p style="text-align:
justify">Bugün, özel yetkili mahkemeler aracılığıyla toplumun adalete
ve hukuka duyduğu güven her geçen gün daha da fazla erozyona
uğratılmaktadır. Toplumsal vicdanı yaralayan kararlar ve operasyonlar
silsilesi ile gerçekleştirilen tutuklamalar hukukun askıya alındığı
olağanüstü hal rejimlerini andırmaktadır. Böylesi bir ortamda toplumsal
barışı ve kardeşliği savunmak,&nbsp; geleceğimiz için umut olmak
anlamına gelmektedir. <b><u>İnşaat Mühendisleri Odası</u>, <u>Türkiye
halklarının barış içerisinde ve kardeşçe yaşamasını sağlayacak bir
toplumsal uzlaşıyı gerekli görmektedir. </u></b></p><p style="text-align:
justify">Türkiye 12 Eylül 1980 Askeri Cunta döneminde hazırlanan ve bu
nedenle de askeri cunta yönetimlerine özgü unsurlar içeren bir anayasa
ile yönetilmektedir. Anayasanın bazı maddelerinde yapılan değişiklikler
2010 yılında halk oylamasına sunulmuş Türkiye halkı değişiklik
önerilerinin tamamına ya evet ya da hayır demek durumunda
bırakılmıştır. Referandum sonucunda anayasada yapılmak istenen
değişiklikler kabul edilmiş ancak darbe dönemine özgü içeriği aynen
korunmuştur.&nbsp; Halkların barış içinde ve kardeşçe yaşayabileceği
demokratik bir ülke için başta örgütlenme özgürlüğü olmak üzere
tüm demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran mevcut anayasanın
değiştirilmesi gerekmektedir.<b><u> İnşaat Mühendisleri Odası toplumsal
kesimlerin katılımının sağlandığı, demokratik, eşitlikçi ve
özgürlükçü bir anayasanın hazırlanması için mücadele
edecektir.</u></b></p><p style="text-align:
justify">&nbsp;kaynak:tmmob.org.tr</p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder