Balıktan ineğe her yer
GDO
03/01/2012
2:00
Ceylan: GDO'lu yemle balık ve inekler de besleniyor. 2010'da 1.2
milyon ton mısır ithal ettik, çoğu GDO'luydu.
src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2012/01/02/fft5_mf887757.Jpeg"
/>
Bir şey olmaz Prof. Dr. Ceylan, Mısırda 40 bin gen oluyor. 41
bininci geni aktarıyorsunuz. Ağzınıza aldıktan sonra DNA parçalanır.
İnsanlar ve hayvanlar zaten gıda ve yem olarak binlerce yıldır DNA
tüketiyor. Tüketmekle bir şey olmaz diyor.
tartışma konusu olan GDO’lu yemlerin gıdanın olduğu her yere
ulaştığı anlaşıldı. Profesör Doktor Necmettin Ceylan, GDO’lu
yemlerle balıkların, ineklerin ve kanatlıların beslendiğini belirtirken,
“Ama korkmaya gerek yok. Bütün dünyada bu böyle, Avrupa
Birliği’nde de böyle bir durum söz konusu” dedi.
Ceylan,
“Zaten mesela mısırda 40 bin adet gen oluyor, 41 bininci geni
aktarıyorsunuz. Ağzınıza aldıktan sonra da DNA parçalanıyor.
Dolayısıyla bunları tüketmekle hiçbir şey olmaz” diye konuştu.
Ceylan, GDO’yla beslenen bir hayvanın da dışarıdan
anlaşılamayacağını söylerken, bu yemlerle beslenen hayvanların
etiketlenmesine gerek olmadığını söyledi.
Türkiye’de
yapılan hayvancılıkta mısırdan buğdaya, arpadan soyanın işlenmiş
tanesi ve küspesine kadar birçok farklı unsurun
kullanıldığını belirten Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ceylan, 5 milyon ton mısır üreten
Türkiye’nin 2010 yılında 1.2 milyon ton da mısır ithalatı
yaptığını ve ithal edilen mısırın büyük ölçüde GDO’lu
olduğunu söyledi.
Soyanın yüzde 95’i
GDO’lu
Soyada da benzeri bir durum olduğunu kaydeden
Ceylan, “2010 yılında 2.2 milyon ton soya ithalatı
gerçekleştirdik. Bunun yüzde 95’i GDO’lu. Çünkü ticarete
sunulan soyanın yüzde 95’i GDO’lu” diye konuştu. Mısır
ve soyanın yem olarak et ve yumurta tavuklarında, balıklarda ve ineklerde
kullanıldığını belirten Ceylan, “Mısır kullanımı süt
ineklerinin yemlerinde genellikle yüzde 10-20 aralığında. Fiyatına göre
değişir. Soya ise inek yemlerinde yüzde 10’dan daha az düzeyde
kullanılır. Balık yemlerinde de, soya ve ürünleri kullanılır. Mısır
ve soyanın kanatlıların beslenmesindeki yeri ise yüzde 50 ve hatta daha
fazla olabilir” dedi.
1996’dan beri
kullanılıyor
GDO’lu yem kullanımına 1996’da
başlandığını ve kullanım miktarının giderek arttığını belirten
Ceylan, “Ama tüm dünyada bu böyledir ve normal bir uygulamadır. AB
de bu yöntemleri kullanıyor. Avrupa Birliği 27 milyon ton GDO’lu
soya kullanıyor. Toplam 150 milyon tonluk bir yem potansiyelleri var, 6-7
milyon ton da GDO’lu mısır kullanıyorlar” dedi.
Türkiye’de ise kayıtlı 11.5 milyon ton hayvan yemi üretimi
olduğunu belirten Ceylan, “İthalat rakamlarını ve kullanım
oranlarını dikkate aldığımızda karma yemin yaklaşık yüzde 25’i
GDO’lu yemdir” diye konuştu.
Havadan,
sudan gelmiş
GDO ile ilgili olarak yapılan araştırmaların
da eksik aktarıldığını savunan Ceylan, “2006 yılında
İtalya’da yapılan bir araştırmada market sütleri toplanmış ve
GDO’ya rastlanmış deniliyor. Ancak bu araştırmayı yapan
araştırıcılar buldukları DNA parçacıklarının ‘bulaşmadan
kaynaklandığını’ belirtiyorlar. Bu da havadan, sudan, gübreden
bulaşıyor demektir. Toprağı elinize sürdüğünüzde de benzeri bir
durum oluşabilir” dedi.
Mısır bitkisinde 40 bin adet genin
bulunduğunu ifade eden Ceylan, “GDO yöntemiyle bir gen daha
aktarılıyor. O genin de doğru aktarılıp aktarılmadığı 8-10 testle
inceleniyor. Bitkide de olsa, hayvanda da olsa, bakteride de olsa genlerin
yapısı benzerdir, dolayısıyla tüm genler aynı yolla sindirilir. Bu
nedenle endişe etmek gerekmiyor, insanlar ve hayvanlar 10 binlerce yıldır
gıda ve yem tüketerek sürekli zaten DNA tüketiyorlar. Tüketmekle bir
şey olmaz” dedi.
‘Yem sanayicilerinin
danışmanı değilim’
Kendisiyle ilgili olarak Türkiye
Yem Sanayicileri Birliği’nin danışmanlığını yaptığı yönünde
bilgiler olduğunu belirten Ceylan, “Bu birlik tüm
Türkiye’nindir. Türkiye’nin ve Türk üreticisinin haklarını
korur, başka bir gayesi yoktur. Ben bu birliğin yem üreticilerini
aydınlatmak için senede 4 defa çıkarılan bilimsel dergisinin yayın
kurulunda yer alıyorum ve gönüllü olarak yer alıyorum, dergide basılmak
üzere akademisyenlerden gelen makaleleri diğer üyelerle birlikte
değerlendiriyoruz. Bunun için bir kuruş dahi almışlığım yok”
dedi.
Sanal âlemde sor öğren kampanyası
/>Türkiye’deki Slow Food Hareketi üyeleri, GDO’ya karşı
sosyal medyada kampanya başlattı. Slow Food/Fikir Sahibi Damaklar Grubu
üyeleri, Türkiye’deki et, süt ve yumurta üreticisi şirketlere
internet ve tüketici hattı numaralarını arayarak GDO’lu yem
kullanıp kullanmadığını soruyor. Grup, internet sayfasında
“Biyogüvenlik Kurulu 13 GDO’lu mısır çeşidine, onay verdi.
Bu yemleri kullananlar etiketine yazmayacaklar ürettikleri ne tavuğun ne
yumurtanın ve ne de etin.. Siz oysa bilmek istersiniz, değil mi?”
diyerek tüketicileri, ‘sorup öğrenmeye’ çağırdı.
{İSTANBUL, RADİKAL}
class="temizle" />
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder