21 Ocak 2012 Cumartesi

BU DAVA BÖYLE BİTMEZ

BU DAVA BÖYLE
BİTMEZ

 

5 yıl geçti üzerinden...

Vicdan
ayaklanıp "Hepimiz Hrant‘ız, hepimiz Ermeni‘yiz" diye
yüz binler sokaklara dökülünce elleriyle koydukları yerden
çıkarıverdiler; "failleri bulduk.." diye... "Çocuk"
kategorisine soktukları bir "tetikçi", "azmettirici"
olarak bir psikopat ve "işbirlikçi" olarak da bir "polis
muhbiri".. Hepi topu bu kadar... Yargılama süreçleri de bütün bir
Ermeni halkına, Hrant‘ın ailesine, avukatlarına, arkadaşlarına,
dostlarına bir hakaret; her duruşma Hrant‘a sıkılan yeni bir
kurşun gibiydi.

Ama Hrant‘ın avukatının dediği gibi en
ağırını en sona saklamışlardı. Yaramızı kanatırcasına
gözümüzün içine bakarak tüm katilleri akladılar. 

Ama
yaşadıklarımız hiç de şaşırtıcı gelmiyor bize! Çünkü istediği
zaman iz bırakmayan, istediği zaman da Hrant‘ta olduğu gibi bütün
dünyaya ilan ederek taammüden cinayet işleyen, bu konuda uzmanlaşan bir
aygıtla karşı karşıyayız. Bu cinayetleri aklayan, üzerini örten bir
"adalet" mekanizmasıyla yüz yüze olduğumuzu çok iyi
biliyoruz.

Yasin Hayal‘i, Ogün Samast‘ı, Rehan
Tuncel‘i cezaevinden kurtardılar. Trabzon Jandarma Alay Komutanı
Albay Ali Öz‘e sadece "görevi ihmal"den ödül gibi bir
"ceza" verdiler. Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek,
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Vali Muammer Güler, Vali
Yardımcısı Ergün Güngör sorgulanmadılar bile. Bırakın sorgulanmayı
hepsi terfi etti adeta ödüllendirildi.

Ancak, sizin kapatmaya
çalıştığınız dosya bizim için yeni başlıyor.

Bugün,
ölümünün 5. yıldönümünde Hrant‘ı katledenlerle, bunu yaratan
zihniyetle hesaplaşmak için her zamankinden daha çok
öfkeliyiz.

Hrant‘ı ölüme götüren sürecin
örgütleyicilerinden adalet dilemeyeceğiz. Biz bu Devlet aygıtından da,
"ustalık" dönemindeki AKP iktidarının  "ileri
demokrasi"sinden de Hrant için herhangi bir "adalet"
beklemiyoruz.

Biz; "babamın kanlılarını
Meclis‘e taşıyorsunuz"
 diye sitem eden Arat
DİNK‘e; "Kanlımız deme, zanlımız
de" 
diyen; Arat bu diyalogu kamuoyuyla paylaşınca da,
bütün bir Ermeni halkına tehditler savuran zihniyetteki ikiyüzlülüğü,
gayet iyi biliyoruz.

İç politikada malzeme olarak kullanmak için
Dersim için "soykırım" derken, "diaspora" benzetmeleri
karşısında; "Ermeni" adını bir küfür, bir hakaret gibi
algılayan zihniyeti çok iyi tanıyoruz.

Dün Libya‘da
NATO‘nun saldırı üssü olan, bugün bir yandan İsrail‘le
"çatışıyormuş" gibi "kayıkçı dövüşü" yaparken
bir yandan da İsrail‘i koruyacak füze kalkanını Kürecik‘e
kuranlardan, Suriye ile savaş durumuna gelenlerden, "YAŞ"
toplantısında  "Ordu‘nun savaş durumunu"
görüşenlerden, 2012‘nin "Savunma" bütçesini 2011‘e
göre %7.4 arttıranlardan, Uludere‘de ABD‘den aldığı
insansız hava araçları ile F-16 savaş uçaklarının uyumunu denemek
için kendi vatandaşı 34 Kürt köylüsünü savaş uçaklarıyla
bombalamaktan çekinmeyenlerden, aynı zamanda bölge devletlerine gözdağı
vermeyi amaçlayanlardan, Siyasal İktidar‘dan yaşananlarla
yüzleşmesini de,  Hrant‘ın gerçek katillerini açığa
çıkarmasını da beklemiyoruz.

Ancak bilsinler:

Hrant
kardeşimizin acısını ve onurunu omuzlayarak, onun kardeşlik ve bir arada
yaşam çağrısını gerçek kılmak için, 5 yıldır Hrant kardeşimizin
ardından kesintisiz sürdürdüğümüz yürüyüşümüzü
sürdüreceğiz.

ASLA UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ.
BU
DAVA BİZ "BİTTİ" DEDİĞİMİZDE BİTECEK.
ASLA
AFFETMEYECEĞİZ, KATİLLERİNDEN HESAP SORACAĞIZ.
HEPİMİZ
HRANT‘IZ, HEPİMİZ ERMENİ‘YİZ.
 YAŞASIN HALKLARIN
KARDEŞLİĞİ

BİJÎ BİRATÎYA GELAN 
GETSE JOĞOVURTNERUN
YEĞPAYRUTYUN

ANKARA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder