11 Ocak 2012 Çarşamba

Sivilleşme?/Eren Buğlalılar

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8004>Sivilleşme?/Eren
Buğlalılar</a></h1><h1 class="singlePageTitle">&nbsp;</h1><p align="center"
style="text-align: left">İşte size aklımızı çelmek için ortaya
atılmış içi boş kavramlardan biri daha.</p><p>Çok şey der gibi, iyi
şeyler söyler gibi bir sesi var.&nbsp;<strong>Ama aslında
kandırıyor.</strong>&nbsp;Gerçekleri açıklamaktan ziyade, örtmek için
kullanılıyor.</p><p><strong>Düzen kavramları da kendi malı
yapmış.</strong>&nbsp;Onlar aracılığıyla düşüncelerimizi
sömürüyor. Kavramlar da sadece onun işine yarıyor.</p><p>Düzen bizi
yıllardır kendi askeriyle terbiye ediyor. Darbelerini askerle yapıyor,
işgallerinde asker kullanıyor. Askeri harcamalarını yıl yıl
çoğaltıyor.</p><p>Önce bizde askere ve silaha karşı bir korku ve nefret
yaratıyorlar. Sonra biz silahtan huzursuzlanmaya başlayınca, bir iki
general tutuklayıp, &ldquo;aa, bak silah milah kalmadı!&rdquo; diyorlar.
Biz de seviniyoruz.</p><p><strong>Çünkü düşünmemize izin
vermiyorlar.</strong></p><p>Asker.. Silah.. Sivil..</p><p>Bu üçünden
hiçbiri bizim için her zaman kötü ya da her zaman iyi
değildir.&nbsp;<strong>Bizler insanlar üniforma giyiyor diye ve silah
taşıyor diye onlara düşman olmayız.&nbsp;</strong>Kravat takmış ve
ceket giymiş diye askerden iyi de
bellemeyiz.</p><p>Sorarız:&nbsp;<strong>Üzerindeki üniforma, kravat ve
elindeki silahla kime hizmet ediyor?</strong>&nbsp;Hangi sınıfın
çıkarlarını kolluyor? O silahla kime karşı savaşıyor?</p><p>Askere,
silaha ve sivile karşı tavrımızı belirleyen budur.</p><p><strong>Biz
burjuvazinin askerini sevmeyiz.</strong>&nbsp;O da bizimkini. Biz
burjuvazinin elinde silah istemeyiz. O da bizim elimizde. O sadece kendisinin
asker sahibi olabileceğini düşünür, biz de sadece kendi askerlerimizin
meşru olduğunu savunuruz. Şöyle diyor Engels: &ldquo;<strong>İktidarda
bulunan burjuvalar için işçilerin silahsızlandırılması birinci
görevdir</strong>.&rdquo;</p><p>Neymiş sivilleşme?</p><p>İktidarın
askerden alınıp, seçimle gelmiş hükümete verilmesi&hellip;</p><p>Biz
Marksist-Leninistler olaylara böyle sığ bakabilir miyiz? Yüzeydekiyle
yetinip çabucak ikna olabilir miyiz? İnsanlık yüzyıllardır değil, bin
yıllardır kandırılıyor.&nbsp;<strong>Küçük yalanlar birleşip,
büyük düzenleri ayakta tutuyor.</strong>&nbsp;Tek tek eğilen başlar,
başı eğik bir toplum ediyor.</p><p>Ne diyordu Marx: &ldquo;Radikal olmak
meseleyi kökünden kavramaktır.&rdquo; Meseleyi kökünden kavrayıp
soralım o halde: Hangi sınıf sivilleşiyor?</p><p>Bütün dünya
egemenlerinin geleceğe korkuyla baktığı, savaş güçlerini
arttırdıkları bir kriz döneminden geçiyoruz.</p><p><strong>Ülkeler
sadece işgale değil, iç savaşa
hazırlanıyorlar.</strong></p><p>ABD&rsquo;de çıkan The Atlantic dergisi
şöyle soruyor: &ldquo;<a
href="http://www.theatlantic.com/national/print/2011/11/how-the-war-on-terror-has-militarized-the-police/248047/"
target="_blank">Polis Askerleşiyor mu</a>?&rdquo;</p><p>&ldquo;Ülke
çapındaki polis güçleri askeri ekipman satın aldı, askeri eğitim
yöntemlerini benimsedi ve bir &ldquo;askeri mantığı&rdquo; saflarında
işletmeye başladı. Amerikan polisi terörizmle mücadele etmek için
askeri ekipmanların kullanımını arttırdı, zırhlardan saldırı
helikopterlerine kadar her şeyi benimsedi.</p><p>Bu silah
&ldquo;enflasyonu&rdquo; yalnızca güçlü tüfeklerden ibaret değil. Son
yıllarda polis büroları yurtiçi işlerinde kullanmak için bazukalar,
makineli tüfekler ve zırhlı araçlar (mini tanklar) satın
aldılar.&rdquo;</p><p>Bu hazırlık kimin için? Daha özgür bir dünya
için mi?</p><p>Yine ABD&rsquo;de&nbsp;<a
href="http://www.washingtonpost.com/world/national-security/top-secret-america-a-look-at-the-militarys-joint-special-operations-command/2011/08/30/gIQAvYuAxJ_print.html"
target="_blank">Washington Post&rsquo;tan bir haber</a>: ABD yıllar önce
özel eğitimli katillerden oluşan bir ekip kurmuş, adına da
&ldquo;Birleşik Özel Harekat&rdquo; demiş. Görevi dünyanın neresinde
olursa olsun direnişçileri, insan kardeşlerimizi bulup katletmek olan bu
timde 2001 yılından önce 1800 asker varken, şu anda 25.000 asker var. 10
yılda 10 kattan fazla bir artış.</p><p><strong>Kimin
çıkarına?</strong></p><p>Baş emperyalist kendi iç savaş ordusunu böyle
güçlendirir de, yeni-sömürgesi Türkiye durur mu?</p><p>Star gazetesinde
bir&nbsp;<a
href="http://www.stargazete.com/guncel/terore-karsi-15-bin-ozel-harekatci-haber-369002.htm"
target="_blank">haber</a>:</p><p>&ldquo;Terörle mücadelede polisin daha
etkin olmasını isteyen hükümetin özel harekatçı sayısını iki kat
artıracağı öğrenildi.&nbsp;<strong>Sayıları yaklaşık 15 bine
çıkacak özel harekatçılara ağır silahlar da
verilecek</strong>.&rdquo;</p><p>Radikal&rsquo;in haberi ise daha açık
sözlü, sivilleşmenin boyutunu ortaya koyuyor. &ldquo;<a
href="http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberYazdir&amp;ArticleID=1060747"
target="_blank">Polise 100 milyon TL&rsquo;lik zırhlı araç</a>&rdquo;
haberi şöyle diyor:</p><p>&ldquo;Cobra, Shortland, kameralı Shortland,
Dragon panzer, TOMA (Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı) ve zırhlı
personel otobüsleri, ihtiyaca göre öncelik özel harekat birimlerinde
olmak üzere illere dağıtılacak.</p><p><strong>2012 bütçesine de benzer
büyük çaplı alımlar için ödenek konulacak.</strong>&nbsp;Halen emniyet
envanterinde bulunan ve çeşitli birimlerde kullanılan zırhlı araçların
da modifiye edilmesine başlandı. Bu kapsamda, 300&rsquo;e yakın zırhlı
aracın yeni teknolojiyle donatılması sağlanacak.&rdquo;</p><p><strong>100
milyon TL.</strong>&nbsp;Asgari ücrete bu yıl 19 TL zam yapan hükümet,
yarattığı memnuniyetsizliği bastırmak için 100 milyon TL&rsquo;yi
gözden çıkarmış belli ki.</p><p>Olağanüstü hal altında yaşamaya o
kadar alıştık ki, olağanlaştı. &ldquo;Askerin&rdquo; adını
&ldquo;polis&rdquo; koyup, üniformasını da laciverte değiştirince sorun
kalmadı.&nbsp;<strong>Devlet adım adım şehir içlerindeki parklarda polis
kontrol noktalarının, maskeli ve silahlı polislerin, polis minibüslerinin
varlığını normalleştirdi.</strong></p><p>Mesela şunlar sizce bir
sivilleşme alameti olabilir mi:</p><p>Dersim&rsquo;de iki liseli genç
&ldquo;Füze Kalkanı Değil Demokratik Lise İstiyoruz&rdquo; diye şehrin
bir kenarına çadır kuruyorlar. Tam 300 polis bu iki liselinin etrafını
sarıyor, ellerinde uzun namlulu silahlar. Gece saat 2-3 civarında özel
harekat polisleri gelip çadırın karşısında akrep denilen zırhlı
aracı park ediyorlar ve silahı gençlere
doğrultuyorlar.</p><p>Uludere&rsquo;de çoğu 18 yaşından küçük 35
insanımız uçaklardan atılan bombalarla katlediliyor. Saatler boyunca
bölgeye gelemeyen ambülanslar yüzünden yaralı çocuklar donarak
ölüyor. Artık bir &ldquo;bölgesel güç&rdquo; haline gelmiş Büyük
Türkiye&rsquo;de, çocuklarımızın ölü bedenleri hala katırlarla
battaniyelere sarılı olarak taşınıyorsa da,
avunuyoruz:</p><p><strong>Çünkü artık İsrail yapımı insansız
uçaklarla yerleri tespit edilip, hedefi tam 12&rsquo;den vuran Amerikan
jetleriyle öldürülme özgürlükleri var.</strong></p><p>Bu nedir yahu?
Burası Nazi işgali altındaki Fransa değil. Burası İsrail işgali
altındaki Filistin toprağı değil. Burası, kendini liberal sanan
entelektüellerin durmadan demokratikleştiği ve sivilleştiği
yalanlarıyla beynimizi yıkadıkları bir ülke.</p><p>İnsanların
Türkiye&rsquo;ye ilişkin algılarıyla gerçeklik arasındaki şu uçuruma
bir bakar mısınız? Bir iktidar 12 Eylül&rsquo;ün bile ötesine geçen
uygulamalarına rağmen, Türkiye&rsquo;yi kadın cinayetleri, ulusal baskı,
yoksulluk ve hukuksuzluk alanında dünya devi haline getirmesine rağmen,
yine de Türkiye&rsquo;nin en demokratik hükümeti
oluyor.</p><p><strong>Sivilleşmeden anladıkları buysa, bizim de bir an
evvel sivilleşmemiz lazım, orası
kesin.</strong></p><p>&nbsp;</p><p><strong>kaynak:haberfabrikasi.org</strong></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder