2 GÜNLÜK AÇLIK
GREVİMİZ SONE ERDİ.
28-30 Ekim 2011 tarihleri arasında
İstanbul ve Ankara'da ''2 GÜNLÜK AÇLIK GREVİ''
yaparak AKP'nin KHK saldırısına karşı verdiğimiz mücadelemizde
sesimizi daha geniş kesimlere duyurmaya çalıştık. Açlık grevimiz
boyunca Ankara ve İstanbul’da toplam 2000 tane imza topladık, 7000
tane bildiri dağıttık ve Kanun Hükmünde Kararnameler’in etkileri
üzerine yüzlerce kişiyle birebir konuştuk.
Bizler
Mühendislik,Mimarlık ve Planlamada +İVME Dergisi yayın kurulu üyeleri,
okurları, çalışanları mühendis,mimar ve şehir plancılar ve bölüm
öğrencileri olarak AKP’nin KHK saldırısına karşı mücadelemize
bundan sonra da devam edeceğiz. Haklı mücadelemizde bizleri yalnız
bırakmayan halkımıza teşekkür ediyoruz.
30 Ekim 2011 Pazar günü
saat 13:00'de açlık grevimizi sonladırdığımızı duyurduğumuz
basın açıklama metnimiz;
BASINA VE HALKIMIZA; AKP iktidarı,
"Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde
Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat,
Görev ve Yetkileri İle Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki
Kanunu"nun 3 Mayıs 2011 tarihli resmi gazetede yayınlanması ile
birlikte Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisini 6 ay süreyle
TBMM’den almıştır.
Sistemin ihtiyaçları, emperyalizm ve
yerli işbirlikçilerinin çıkarları doğrultusunda idareyi yeniden
düzenleyen Kanun Hükmünde Kararnameler ile yaşamımıza, doğamıza,
kazanılmış haklarımıza ve örgütlülüğümüze saldırılmakta daha
fazla sömürü, daha fazla yağma ve talan hedeflenmektedir.
644 ve
648 nolu KHK’nın Türkiye halkları üzerindeki en yıkıcı etkisi
kentsel dönüşüm uygulamaları konusunda yapılan düzenlemeler
olacaktır. 644 sayılı KHK’nın 2. Maddesine eklenen (i) bendinde,
depreme dayanıksız olduğu öne sürülen yapıların kentsel dönüşüm
kapsamında yıkılması bir kentsel dönüşüm zemini olarak ifade
edilmiş, depreme dayanıksız olan yapıların bulundukları yerelde
''yerinde ıslah'' ile çözümü göz ardı
edilmiştir.
23 Ekim 2011 Pazar günü Van'da meydana gelen ve
şimdiye kadar yaklaşık 700 insanımızın hayatını kaybettiği,
2000'den fazlasının yaralandığı ve enkaz altında daha
yüzlercesininin olduğu depreme ilişkin olarak Başbakan Erdoğan 26 Ekim
2011 tarihinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda
yaptığı konuşmasında: ''Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız
ile bir çalışma içine gireceğiz. Artık şehirlerimizde kaçak yapı,
gecekondu, bunlara yönelik gerekirse yetkiyi tamamen Bakanlığımıza
alacağız ve bu tür binalarını değiştirmeyen, bunları yıkmayanlara
sormadan kamulaştırmasını yapacak ve bu binaları biz yıkacağız.
Bedeli ne olursa olsun, oy verirmiş vermezmiş biz bunları dinlemeyeceğiz
artık... '' diyerek yoksul halkın barınma hakkına
saldırıyı “deprem” kılıfı altında meşrulaştırmaya
çalışmaktadır. AKP, deprem gibi halkın yakın zamanda en yakıcı
biçimde yaşadığı acıyı bile rant aracına dönüştürmeyi
hedeflemektedir. Esas olanın halkın çıkarlarını gözeten, depremlerle
yaşanan can kayıplarını önlemeyi amaç edinen bir şehircilik
anlayışı değil, ''bedeli ne olursa olsun'' parayı
gözeten bir şehircilik anlayışı olduğunu bir kez daha
kanıtlamıştır.
Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar depremin yıkıcı etkisine karşı “Artık bundan sonra
kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Bundan sonra ruhsat eksenli
sistemi kaldırarak, denetim eksenli bir sisteme geçiyoruz. Bundan herkes
sorumlu olacak. Binayı yapan müteahhit, yapının fenni mühendisi, teknik
müşaviri, denetleme yapması gereken belediye, sorumlu olacak. Sadece lafta
değil gerektiğinde teminat almak suretiyle gerektiği yerde cezaları
artırmak suretiyle denetimleri artıracağız.” diyerek kendileri
dışında herkesin sorumlu olduğu bir sistem önermektedir.
Kendi
sorumluluğundan sıyrılmak isteyen AKP iktidarı, yaptığı
açıklamalarla meslek odamız TMMOB’yi de hedef göstermektedir.
Yağma ve sömürünün önünde hiçbir engelin olmaması için kendisine
muhalif örgütlülükleri tasfiye etmek isteyen AKP, bu amaçla Demokratik
Kitle Örgütleri ve meslek odalarını ilgili bakanlıkların birer birimine
dönüştürmeyi hedeflemektedir.
İktidarın esas amacı, mühendis,
mimar ve şehir plancılarının mesleki demokratik kitle örgütü olan
TMMOB’yi çıkardığı 644 sayılı KHK ile kurduğu Çevre ve
Şehircilik Bakanlığına bağlı Mesleki Hizmetler Genel
Müdürlüğü’ne bağlamak için zemin hazırlamaktır. Bu kararname
ile TMMOB, sermaye tarafından yönetilen bir iktidarın bünyesi altına
girmek üzeredir, demokratik niteliği ve kısmi özerkliği tümüyle yok
edilerek AKP’nin bir kurumu haline getirilmek istenmektedir.
KHK
saldırısına karşı yaşamımızı, doğamızı, kazanılmış
haklarımızı ve örgütlülüğümüzü savunmak, açlık, yoksulluk,
sömürü, yağma ve talana göz yummayacağımızı haykırmak için
başlattığımız kampanya çerçevesindeki iki günlük açlık grevimizi
bugün sonlandırıyoruz. Açlık grevimiz boyunca Ankara ve
İstanbul’da toplam 2000 tane imza topladık, 7000 tane bildiri
dağıttık ve Kanun Hükmünde Kararnameler’in etkileri üzerine
yüzlerce kişiyle birebir konuştuk.
Haklı mücadelemizde bizleri
yalnız bırakmayan halkımıza teşekkür ediyoruz. AKP’nin KHK
saldırısına karşı mücadelemize bundan sonra da devam edeceğiz. Tüm
TMMOB örgütlülüğünü mücadeleyi büyütmeye
çağırıyoruz.
MÜHENDİSLİK, MİMARLIK VE PLANLAMADA +İVME
DERGİSİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder