3 Ocak 2012 Salı

TKMP: Tecrit Öldürmeye Devam Ediyor

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7993>TKMP: Tecrit Öldürmeye
Devam Ediyor</a></h1><p style="text-align: justify">İstanbul&rsquo;da, 31
Aralık 2011 tarihinde &nbsp;saat 13.00&rsquo;de TKMP (Tecrite Karşı
Mücadele Platformu) Taksim Tramvay Durağı önünde aralık ayı
hapishanerehak ihlalleri raporunu açıkladı.</p><p style="text-align:
justify">TKMP yaptığı eylemle Tecritin yarattığı vahşeti bir kez daha
gözler önüne serdi. Platfom, &ldquo;Tecrite Son!/Tecrite Karşı Mücadele
Platformu&rdquo; pankartlarını açarak &ldquo;Tecrite Son!&rdquo;,
&ldquo;Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!&rdquo;, &ldquo;Sohbet Hakkı
Uygulansın!&rdquo;&hellip; sloganlarını attıktan sonra hazırladıkları
basın metnini okudular.</p><p style="text-align: justify">Okunan metinde;
<em>&ldquo;F tipi hapishanelerde tutsakların en temel insani hakları ve
talepleri tecrit politik</em>D<em>sında ısrar edilerek yok sayılmaya devam
ediyor, keyfi uygulamalarla tecrit daha da boyutlandırılmak isteniyor.</em>
<em>11 yılı aşkın bir süredir devrimci tutsaklara dayatılan
kimliksizleştirme, teslim alma ve katletme politikası hızından bîr şey
kaybetmeksizin sürdürülüyor.&rdquo; </em>Denilerek gündeme ilişkin de
şu sözlerle devam ettiler; <em>&ldquo; Tecridin 2011 yılında
öldürdüğü son insan ise Mehmet Aras. Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli
Hapishanesinde 12 yıldır &quot;Örgüte yardım etmek&quot; suçlaması ile
tutuklu bulunan Mehmet Aras, tahliye edilmeyerek ölmelerine göz yumulan
diğer arkadaşları gibi bile bile ölüme gönderildi. Hastane raporları,
uzman doktor teşhisleri, insan hakları savunucularının çağrısı, tüm
girişim ve çağrılara rağmen tahliye edilmeyen Aras, 18 Aralık günü
önce mide kanaması geçirmiş ardından kaldırıldığı hastanenin yoğum
bakımından bir daha çıkamadı. Şırnak&#39;ta 35 kişiyi katleden
zihniyetle Mehmet Aras&#39;ı öldüren zihniyetin aynı olduğunu biliyoruz.
Devrimcî tutsakların tecrit hücrelerinde her türlü baskı ve işkenceye
maruz kalmasına, sessizliği boğulmasına sessiz kalmayan bizler her
türlü saldırıya karşı tutsakların direnişinin yanında olduğumuzu
bir kez daha ilan ediyoruz.&rdquo;</em>30 kişinin katıldığı eylem basın
metnin okunmasının ardından eylem bitirildi.</p><p style="text-align:
justify">&nbsp;</p><p style="text-align: justify"><span
style="text-decoration: underline"><strong>Açıklamanın tam
metni;</strong></span></p><p style="text-align: justify"><strong>Basına ve
Kamuoyuna,</strong></p><p style="text-align: justify">F tipi hapishanelerde
tutsakların en temel insani hakları ve talepleri tecrit politikasında
ısrar edilerek yok sayılmaya devam ediyor, keyfi uygulamalarla tecrit daha
da boyutlandırılmak isteniyor.</p><p style="text-align: justify">F tipi
tecrit hapishaneleriyle 11 yılı aşkın bir süredir devrimci tutsaklara
dayatılan kimliksizleştirme, teslim alma ve katletme politikası hızından
bîr şey kaybetmeksizin sürdürülüyor.</p><p style="text-align:
justify">Aralık ayı boyunca da devrimci tutsaklar açısından F tipi
tecrit uygulamalarının oluşturduğu tabloda bir değişiklik yaşanmadı.
Bizler de Tecrite Karşı Mücadele Platformu olarak Aralık ayı hak
ihlalleri raporunu açıklamadan önce 2011 yılını geride
bıraktığımız bu son günde hapishanelerin son bir yıllık sürecine
değinmek istiyoruz.</p><p style="text-align: justify">2011 yılında da
&quot;Örgütsel iletişim&quot;, &quot;örgütsel amaçlı haberleşme&quot;
vb. gerekçelerle tutsakların gönderdiği ve tutsaklara gelen çok sayıda
mektup ve faks keyfi bir şekilde verilmedi ya da karalanarak okunamayacak
hale getirildi. Tutsakların bu keyfi uygulamaları konu ettikleri
dilekçeler ya kaybedildi ya da reddedilerek sonuçsuz bırakıldı. Telefon
hakkı &quot;mesai bitti&quot; vb. gerekçelerle gasp edildi. Görüş
yasakları ve onur kırıcı aramalar da keyfî uygulamaların değişmez
tablosunu oluşturdu.</p><p style="text-align: justify">Açık görüş,
telefon görüşmesi, haftalık kapalı görüşme, mektup alma-gönderme,
kütüphane, arkadaş görüşü gibi tecridin etkisini azaltacak imkanlar,
disiplin uygulamalarıyla kısıtlandı, disiplin cezaları keyfi olarak
verilmeye devam etti. Tutsaklar dergi, gazete, kitap ve talep ettikleri
çeşitli ihtiyaçlardan yine keyfi gerekçeler oluşturularak mahrum
bırakıldı. Basın savcılığınca tedbîr altına alınmamış, hakkında
yasaklama veya toplatılma kararı verilmemiş yayınlar bile hapishaneye
keyfi biçimde alınmadı. Genel aramalarda -ki çoğuna jandarmanın da
iştirak ettiğini ve fiziki saldırıların olduğunu unutmadan- tutsaklar
havalandırmaya zorla çıkarıldı, eşyalarına el konuldu ve hücreler
dağıtılarak yıldırma ve sindirme politikası her fırsatta hayata
geçirilmeye çalışıldı. Yeni tutuklananlar, hapishaneye girişte
çırılçıplak soyularak arandı, aramada fiziksel güç kullanıldı,
tutsaklar tehdide ve hakarete maruz kaldı. Tutsakların hücreleri zorla
değiştirildi ve bu keyfi uygulamalara karşı koyan tutsaklar hakkında
soruşturmalar açıldı, disiplin cezaları verildi. Dilekçe hakkı
engellenerek infaz idaresine, savcılığa, mahkemelere veya parlamento
komisyonlarına verilecek dilekçelere ya sansür uygulandı ya da
dilekçeler kayboldu, akıbetleri hakkında bilgi verilmedi, infaz hakimleri
de hapishane idaresinin tüm uygulamalarını onayladı, tutsakların
başvurularını reddetti.</p><p style="text-align: justify">2011 yılı
boyunca da sağlık hakkı gasp edildi. Hastane doktorları kapsamlı muayene
yapmadı, hastalarla doktor yalnız bırakılmadı, tutsakların kelepçeleri
açılmadı. Durumu ağır olan tutsaklar ölüme terk edildi, tahliye
edilmedi. Hücrelerde yaşamını tek başına sürdüremeyecek durumda
bulunan hasta tutsaklara hücre cezaları verilerek tek kişilik hücrelerde
tutuldu ve ölüme davetiye çıkartıldı. Ağırlaştırılmış
müebbetliklerin tek kişilik hücrelerinde yaşamı yeniden örgütleme
çabaları &quot;zor&quot;la karşılık buldu. Sohbet hakkı gasp edilmeye
devam edildi. Fiziki şiddet ve işkence devam etti. Hem hücrelerde hem de
mahkeme dönüşlerinde sık sık saldırılar meydana geldi. Birçok F
tipinde disiplin cezası olan &#39;süngerli oda&#39; uygulamasında da
fiziki şiddet kullanıldı. Nakil ve sevk esnasında kullanılan ring
araçları sağlıksız ve insan nakline hala elverişli değil.
&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;
Tutsakların saatlerce bu araçların içerisinde tutulmasında da
değişiklik olmadı. Yıllarca hiçbir gerekçe, delil gösterilmeksizin
insanların hapishanelerde tutularak uzun tutukluluk süreçlerinin
&quot;cezaya&quot; çevrilmesinde de değişiklik olmadı.</p><p
style="text-align: justify">2011 yılında hapishaneler cephesinden değişen
bir durum yokmuş gibi görünebilir. Fakat az önce saydığımız tüm
yapılan ve yapılmayan şeyler bu sene daha bir ivme kazandı. Sürgün
şevkler arttı, tutsaklar istekleri dışında başka yerlere
götürüldüler. Devlet bu sene öyle bir pervasızca saldırıp tutukladı
ki, artık hapishanelerde yatacak yer kalmadı. &quot;KCK Operasyonu&quot;
adı altında aydınlar, sanatçılar, öğrenciler, akademisyenler,
avukatlar, insan hakları savunucuları tutuklanarak hapishanelere kondu.
Nisan ayında açıklanan verilerde 120. 000 tutsak görünürken, yılın
son aylarına geldiğimiz şu günlerde bu sayı 140. 000&#39;nin üzerine
çıktı. 2011 yılında hapishanelerde 31 tutsak yaşamını yitirdi.
Tecridin 2011 yılında öldürdüğü son insan ise Mehmet Aras. Erzurum H
Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde 12 yıldır &quot;Örgüte yardım
etmek&quot; suçlaması ile tutuklu bulunan Mehmet Aras, tahliye edilmeyerek
ölmelerine göz yumulan diğer arkadaşları gibi bile bile ölüme
gönderildi. Hastane raporları, uzman doktor teşhisleri, insan hakları
savunucularının çağrısı, tüm girişim ve çağrılara rağmen tahliye
edilmeyen Aras, 18 Aralık günü önce mide kanaması geçirmiş ardından
kaldırıldığı hastanenin yoğum bakımından bir daha çıkamadı.</p><p
style="text-align: justify">Şırnak&#39;ta 35 kişiyi katleden zihniyetle
Mehmet Aras&#39;ı öldüren zihniyetin aynı olduğunu biliyoruz. Devrimcî
tutsakların tecrit hücrelerinde her türlü baskı ve işkenceye maruz
kalmasına, sessizliği boğulmasına sessiz kalmayan bizler her türlü
saldırıya karşı tutsakların direnişinin yanında olduğumuzu bir kez
daha ilan ediyoruz. Tüm devrimci demokratik, ilerici kurum ve kişileri
tutsakların talepleri doğrultusunda sürdürdükleri direnişi desteklemeye
ve yanlarında olmaya çağırıyoruz.</p><p style="text-align:
justify"><strong>Tecride Karşı Mücadele Platformu</strong></p><p
style="text-align: justify"><strong>kaynak:halkinsesi.tv</strong></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder