25 Ağustos 2012 Cumartesi

Halk Cephesi Uluslararası İlişkiler Komitesi, Açıklama: 01, Tarih: 23 Ağustos 2012

Halk Cephesi Uluslararası
İlişkiler Komitesi, Açıklama: 01, Tarih: 23 Ağustos
2012

 

border="0"
src="http://halkinsesi.tv/images/stories/Logolar/HC-UluslararasiIliskiler-LOGO.jpg"
style="border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width:
0px; border-left-width: 0px; border-top-style: none; border-right-style:
none; border-bottom-style: none; border-left-style: none; border-color:
initial; border-image: initial; margin-left: 0px; margin-right: 0px; "
/>

SURİYE’DE
MUHALİFLERİN DİRENİŞİ DEĞİL EMPERYALİST MÜDAHALE
VARDIR.

EMPERYALİST
MÜDAHALENİN DELİLLERİ HER GEÇEN GÜN DAHA FAZLA ORTAYA
ÇIKMAKTADIR.

Yaklaşık
2 yıldır Suriye’de Suriye halkına yönelik terör uygulanmaktadır.
Burjuva medyada, basında, televizyonlarda izlediğimiz haberlere bakılırsa
Esad yönetimi halka baskı ve terör uygulamakta ve halkta daha fazla
dayanamayıp ayaklanmaktadır. Haklarını isteyen halka da Esad’ın
ordusu ağır silahlarla saldırmakta, katliamlar yapmakta,
kadın-erkek-çocuk halkı katletmektedir. Esad bir diktatördür,
Yönetimden gitmelidir!

Her zaman
dediğimiz gibi emperyalizm değişmemiştir ve gerçeğin gücünün
üzerini örtmek mümkün değildir. Nitekim bizzat burjuva basında bile
artık bazı gerçekler itiraf edilir hale gelmiştir. Kuşkusuz halen
gerçekleri itiraf etmemektedirler, halen birçok şeyi gizlemektedirler. Ama
ortaya çıkan ve açıklamak ve kabul etmek zorunda kaldıkları gerçekler
bile yukarıda belirttiğimiz yalanları tuzla buz etmiştir.

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Emperyalizm bu saldırısında tüm
olanaklarını kullanmaktadır. Nerede ise tüm dünya medyası, basını,
televizyonları yalan haber kuyruğundadır. Yalan söylemekteki
deneyimlerini de daha önceki saldırılarından biliyoruz. Irak’ta
Saddam’ın diktatör olduğunu keşfettiler, Libya’da
Kaddafi’nin diktatör olduğunu keşfettiler. Şimdi de Esad’ın
diktatör olduğunu söylüyorlar. Ama Irak’a saldırılarının esas
nedeninin Irak’ın petrol kaynakları olduğunu bizzat işgalciler
söylüyor. Libya’ya saldırı başlamadan işbirlikçilerin Fransa ile
petrolün paylaşılmasına ilişkin anlaşma yaptığı ortaya çıktı.
Suriye’de de Irak işgalinde çekilen görüntüler kullanarak
Esad’ın diktatörlüğünü kanıtlamaya çalışıyorlar. Ama
başaramadılar. Suriye halkı direniyor, emperyalist işgalcilere ve
işbirlikçilerine karşı savaşıyor ve vatanını koruyor. style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">2 hafta ülkemize gelen Amerika
Dışişleri Bakanı Clinton Suriye’de yaşananların ne olduğunu
açıkça itiraf etti; Suriye’de Esad sonrasını
planlıyoruz…
 Yani Esad’a karşı savaşanlar
muhalifler değil Amerika ve işbirlikçileridir. Savaşı onlar vermekte,
onlar yönetmektedir. Muhalif denilenler ise onların paralı askerleridir.
Bu nedenledir ki Suriye’nin nasıl yönetileceğinin planlamasını
muhalifler değil emperyalizm yapmaktadır. Emperyalizm saldırısını
yaparken bu kadar pervasız ve meşru hareket etmektedir. Artık
emperyalizmin denetimindeki medyada bile emperyalizmin saldırıları
yazılmaya başlanmıştır.

-       Almanlar casus
gemileriyle elde ettikleri istihbaratı işbirlikçilere
vermektedir.

-       İngiltere
Kıbrıs’taki üslerinden elde ettiği casusluk bilgilerini muhaliflere
vermektedir.

-       Adana’da ve
Hatay’da bulunan CİA ajanları hangi işbirlikçilerin
silahlandırılacağına karar vermektedir.

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255);
">-       Hatay’daki ve
Adana’daki kamplarda işbirlikçiler eğitilmekte, silahlandırılmakta
ve Suriye’ye eyleme gönderilmektedir.
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255);
">-       İşbirlikçiler
emperyalistler tarafından silahlandırılmaktadır.
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255);
">-       Muhalif denilen
işbirlikçi çapulcular aslında Katar, Suudi Arabistan ve Libya’dan
gelen paralı askerlerdir. Bu paralı askerlerden biri utanmadan
Suriye’ye yönelik saldırı başladığından beri gelirinin
arttığını söylemektedir.

-       Emperyalist
kurumlar ve emperyalizmin denetimindeki kurumlar Suriye yönetiminin,
ordusunun, halkının tecrit edilmesi görevini yerine
getirmektedir.

-       Emperyalist medya
Suriye’deki halka yönelik saldırıların üzerini yalan haberlerle
örtmeye çalışmaktadır. İşbirlikçiler tarafından yapılan halka
yönelik katliamlar Suriye Ordusu yapmış gibi gösterilmeye
çalışılmıştır.

Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Yalanların ömrü iyice
kısalmıştır. Çünkü emperyalist medyanın yalanları bilinmektedir.
Dünya halklarının kanını döken Amerika demokrasi koruyucusu ilan
edilmiştir. Bugüne kadar dünya halklarından yaklaşık 250 milyon
insanın kanının dökülmesinin baş sorumlusu Amerika özgürlük getirici
ilan edilmiştir. Bağımsızlık, özgürlük, demokrasi Amerika’dan
beklenir olmuştur. Oysa Amerika öncelikle kendi işlediği suçların
hesabını vermelidir. Amerika kimseye diktatör diyemez. Dünya halklarına
düşman olan, halkların kanını emen kendisidir. Maalesef ülkemizde ve
dünyada kendisini sol, demokrat, sosyalist, aydın ilan eden kimi örgüt,
devlet ve kişiler bu konuda Amerika’ya destek olmuştur. Ve esas
olarak da bu nedenle Amerika’nın yaptığı katliamların
sorumluluğunu üstlenmişlerdir.

Dünyada değişen hiçbir şey yoktur. Emperyalizm değişmemiştir.
Sosyalizm değişmemiştir. Halkların mücadelesi ve emperyalizmin
katliamları değişmemiştir. Amerikan emperyalizmi, Avrupa Birliği
emperyalizmi üzerine düşeni yapmaktadır. Burada asıl olarak
sorgulanması gereken soldur. Sol niçin emperyalizmin
saldırılarına destek olur konuma düşmektedir? Niye emperyalizme cepheden
tavır almaktan çekinmektedir? Ne Sam, Ne
Saddam 
tavırsızlığının emperyalizmi güçlendirdiğini
görmüyorlar mı? Artık Irak’ı işgal edenler bile asıl
niyetlerinin petrol yataklarına el koymak olduğunu itiraf ederken sol bu
tavırsızlığını nasıl açıklayacaktır?
 Artık
emperyalistler ve işbirlikçileri saldırılarını aleni yapmaktadır.
Suriyeli işbirlikçi bir kadın Adana’da eğitim aldığını
gazetelere anlatmaktadır. Suriye sınırında karakol basıp Suriye
askerlerini katleden katiller sürüsü üzerinde “Allah
Korusun”
 yazan bir jiple eyleme gitmektedir ve bu
görüntüler gazetelerde yayınlanmaktadır. İşbirlikçilere telsizlerin
Türkiye’den gönderildiği televizyonda canlı yayında
anlatılmaktadır. Ne oluyor? Hani Türkiye Suriye ile dosttu? Hani Türkiye
Suriye’ye yönelik saldırılarda yer almamakta idi? Aksine Türkiye
Amerikan emperyalizminin kendisine verdiği saldırı görevini canla başla
yerine getirmeye çalışmaktadır. Suriye topraklarında düşürülen
uçağı hatırlayın; Önce uçağın Suriye topraklarında Suriye
tarafından düşürüldüğü söylendi, ardından söylem değişti
uçağın uluslar arası sularda Suriye tarafından düşürüldüğü iddia
edildi. Uçak enkazı çıkartıldıktan sonra da uçağın
düşürülmediği söylendi. Peki, ne oldu? Niye söylemler bu kadar kolay
ve hızlı değişti? Oysa Suriye’nin söylemi hiç değişmedi; Uçak
Suriye toprakları üzerinde alçaktan uçuyordu, uçaksavar ateşiyle
düşürdük dediler.

Sadece
şunu sorgulamak bile bizi gerçeğe götürür; ne oldu da son iki yıldır
Esad’ın diktatör olduğu keşfedildi. Niye daha önce Esad diktatör
değildi. Yoksa birileri düğmeye bastı ve yalan haber furyası mı
başladı? Elbette böyle oldu ve yalan haberlerle halk kandırılmaya
çalışılıyor.

Suriye
emperyalizmin tüm dünyayı kendisine boyun eğdirme politikası gereği
saldırı altındadır. Suriye emperyalizme boyun eğmemektedir. Dünya
halkları için kötü bir örnektir ve bu nedenle işgal edilmek
istenmektedir.

-       Suriye’de
emperyalizmin tek bir üssü, askeri yoktur. Bizim ülkemizin nerede ise her
tarafı Amerikan üsleriyle doldurulmuşken Suriye’de tek bir Amerikan
askeri yoktur.

-       Suriye’nin
emperyalizme tek bir kuruş borcu bulunmamaktadır.

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255);
">-       Suriye’de petrol
halkın malıdır. Emperyalizmin sömürüsüne
açılmamıştır.

-       Suriye’de eğitim
ve sağlık halk için bedavadır. Halkın her kesimi tam bir fırsat
eşitliği içinde eğitim ve sağlık haklarını
kullanabilmektedir.

-       Suriye’de
emperyalist tekeller yoktur. Emperyalist şirketler Suriye’de iş
yapamaz.

-       Suriye laik bir
ülkedir. Başbakan Erdoğan’ın yalanlarının aksine Suriye’de
değişik inançlardan insanlar birlikte ve kardeşçe yaşamaktadır.
İnsanların birbirlerinin dini inançlarını sorgulaması yasaktır. Dini
ibadet merkezlerini her din için devlet açmaktadır.

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255);
">-       Suriye’de kısmi
halk örgütlenmeleri bulunmakta ve bu halk örgütlenmeleri kendileriyle
ilgili kararları kendileri almakta, kendi geleceklerine kendileri karar
vermektedir.

-       Suriye’de gelir
uçurumu bulunmamaktadır. Lüks villalar, gökdelenler gibi zenginlik
belirtileri yoktur. Lüks araçları sokakta görmek olanaklı değildir.
Suriye’de yoksulluk paylaşılmakta ama asla açlık
yaşanmamaktadır.

Kuşkusuz emperyalizm Suriye’ye saldırı gerekçelerini yukarıda
belirttiğimiz gibi açıkça itiraf etmeyecektir. En azından şimdilik
etmeyecektir. Bunun yerine yalanlar söylemesi gerekmektedir; Esad diktatör,
halkına zulmediyor!

Suriye
yönetimi, halkı barış istediğini açıkça ortaya koymuştur. BM
tarafından hazırlanan ve adına da Annan Planı denilen programa sadık
kalmıştır. BM gözlemcilerini ülkesine kabul etmiş, denetlemeler
yapmasına izin vermiştir. Tam da bu dönemde işbirlikçilerin
saldırıları artmış ve her yerde bombalar patlamaya başlamıştır. Buna
rağmen ve biraz da utangaçça hem işbirlikçilere hem de Suriye
yönetimine saldırıları durdurma çağrısı yapılmıştır. Neden?
Saldırıları yapanların işbirlikçiler olduğu bilinmemekte midir?
İşbirlikçiler emperyalizm tarafından sonsuz bir şekilde desteklenmiş,
katliamlar yapması için önü açılmıştır. Amerika ve AB’nin
Suriye’deki yaşananlara çözüm bulma niyeti yoktur. Esas dertleri
Suriye’yi işgal etmektir. Bunun için de işbirlikçilerin
katliamlarını görmezden gelmektedirler.

Aylarca muhalif denilen işbirlikçilerin propagandası
yapıldı. Demokratik gösteriler yaptıkları, barışçıl gösteriler
yaptıkları v.s. söylendi. Ama elimizde artık burjuva medyanın bile
gizleyemediği, vermek zorunda kaldığı görüntüler var:

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">İşbirlikçiler Suriye
askerlerini apartmanın çatısından aşağıya atıyor!
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">İşbirlikçiler
yakaladıkları Suriye askerinin kafasını kesiyor!
style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">İşte sizin demokratlarınız. Oysa
gerçekte siz de bu katiller sürüsünü ve işledikleri suçları iyi
biliyorsunuz. Bizim elimizde o yayınlananların çok daha fazlası var ama
bunu yayınlamıyorsunuz? Neden? Bu görüntülerin gerçek olmadığını
mı iddia ediyorsunuz? Gelin birlikte araştıralım. Bugüne kadar
işbirlikçiler tarafından kaç kişi katledildi? Neden katledildi?
İnsanlar dini inançları nedeniyle katledildiler. Hıristiyanlar,
Museviler, Aleviler sadece bu nedenle katledildiler. Çocuklar, kadınlar
bombalarla parçalandı. Yakaladıkları insanlara akıl almaz işkenceler
yaptılar. Karınlar deşildi, kafalar kesildi, gözler oyuldu, beyinler
dağıtıldı. Bütün bunların görüntüleri elimizde. Yayınlayın! style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Ama emperyalist medya bunları
yayınlamaz. Onlar sahibinin sesidir ve onlar için basın özgürlüğü
diye bir şey yoktur. Onlar yalan haberlerle bir yandan Suriye’de
yaşanan katliamların üzerini örtmeye çalışırken diğer yandan Suriye
halkını tecrit etmeye çalışıyorlar.

UYARIYORUZ:

Yalan söylemekten, yalan haberler yapmaktan vazgeçin.
Elinize halkların kanı bulaşmasın. Yapılan yalan haberlerle
Irak’ta 1 milyon 800 bin kişi katledildi. Şimdi aynı şey
Suriye’de yapılmaya çalışılıyor. Ortak olmayın!

style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Suriye halkı direniyor. Vatansever
Suriye halkı hem kendi vatanı hem diğer ülke halkları için direniyor.
Biliyoruz ki Suriye son değil. Sırada başka ülkeler var. İran var; Kuzey
Kore var, Küba var, Venezüella var, emperyalizme boyun eğmeyen örgütler
var. Bu nedenle Suriye halkının direnişi hepimizindir. Suriye halkı bizim
için de şehit düşmektedir. Tüm olanaklarımızla onların yanında
olmalıyız. Nasıl ki emperyalizm tüm olanaklarıyla saldırıyorsa biz de
her araç ve yöntemle emperyalist saldırının karşısına dikilmeli ve
Suriye halkına tüm desteğimizi sunmalıyız.

TARİHİN YASASI AÇIKTIR, DİRENMEYEN ÇÜRÜR
– SON SÖZÜ DİRENENLER SÖYLER.

 

kaynak:halkinses.tv

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder