28 Ağustos 2012 Salı

Halk Cephesi Uluslararası İlişkiler Komitesi, Açıklama: 02

Halk Cephesi Uluslararası
İlişkiler Komitesi, Açıklama: 02

src="http://halkinsesitv.com/images/stories/Logolar/HC-UluslararasiIliskiler-LOGO.jpg"
/>

Açıklama No  :
2

Tarih           
: 27.08.2012

 

SURİYE’DE VE
HATAY’DA HALKA SALDIRANLAR EMPERYALİSTLER VE İŞBİRLİKÇİSİ
AKP’DİR.

Emperyalizmin Suriye’ye saldırıları
sürüyor. Emperyalistler silahlandırdıkları işbirlikçileri
aracılığıyla Suriye’yi teslim almaya çalışıyor. Esat ve BAAS
yönetimini yıkmaya çalışıyor. Çünkü Suriye emperyalizmin
politikalarının önünde engeldir. Çünkü Suriye iradesini ve
topraklarını emperyalizme teslim etmemiştir. Çünkü Suriye’nin
topraklarında emperyalist üsler, füze radarları, askerler ve ajanlar
cirit atmaz. Çünkü Suriye’nin toprakları CİA’nın işkence
uçaklarına, başka halkları bombalayan uçaklara kapalıdır. Bunun için
de yıkılması gerekmektedir. Ama emperyalizm bunu tek başına
başaramamakta ve bu nedenle işbirlikçileri kullanmaktadır. AKP bu göreve
çoktan taliptir ve isteklidir. Aynı geçmişte DP’nin NATO’ya
girebilmek için 4.500 askeri ölüme göndermesi gibi AKP’de ülkemizi
emperyalistlerin karargâhı haline getirmiş ve saldırı üssü
yapmıştır. Peki niçin? Emperyalist efendilerin ağzından çıkacak bir
AFERİN için. Nitekim bekledikleri aferini geçen günlerde Amerika
Dış İşleri Bakanı Clinton’dan duydular.

AKP açıkça
emperyalizmin saldırısı içinde olduğunu itiraf etmiyor. Suriye’ye
saldırılardaki rolünü saklamaya çalışıyor. Ama gerçekler ortaya
çıkıyor.

  • Suriye’ye saldıran işbirlikçiler
    Türkiye’de de üsleniyor.
  • İşbirlikçilere
    silahlar Türkiye üzerinden gönderiliyor. Tank, uçaksavar gibi silahlar
    dahil her türlü silah, her türlü yöntemle işbirlikçilere
    gönderiliyor.
  • Sağlık Bakanlığı ret ediyor
    (zaten kabul etmesini beklemiyoruz) ama ambulanslar işbirlikçilere silah
    gönderilmesinde kullanılıyor. Bu noktada da Sağlık Bakanlığının
    açıklama yapması gereken bir durum vardır; Suriye’ye giden bir
    ambulansın kaza yapıp içindeki silahların yola saçıldığı doğru
    mudur?
  • Geçen günlerde gazetelerin internet
    sitelerinde izlediğimiz bir videoda, Suriye askerlerini katleden
    işbirlikçilerin Türkçe konuştuğu duyuluyor. Suriyeli işbirlikçiler ne
    zamandan beri Türkçe konuşmaya başladı?
  • Yine
    izlediğimiz başka bir görüntü ve Yurt Gazetesinde yayınlanan saldırı
    fotoğrafında işbirlikçilerin Suriye karakolunu basmada kullandıkları
    aracın kasasında Allah Korusun yazdığı görülmektedir. Ne
    zamandan beri Suriye’de Türkçe yazan, Türkiye plakalı araçlar
    kullanılıyor?
  • Türkiye istihbaratı ve ordusuna
    ait subaylar ve ajanlar Suriye ordusuna saldırılar yapıyor
    mu?
  • Suriye hapishanelerinde MİT ajanları var
    mı?
  • Suriye hapishanelerinde Türkiye ordusundan
    asker ve subaylar var mı?
  • Ülkemizde nerelerde
    işbirlikçiler eğitilmektedir? Basından öğrendiğimiz kadarıyla
    işbirlikçiler Hatay’da, Yayladığı’nda, Adana’da,
    İskenderun’da, İstanbul’da ve Ankara’da
    eğitilmektedir.
  • Bir kez daha AKP’nin
    uşaklığı tescillendi ve Suriyeli işbirlikçi askerlerin kaldığı
    kamplara CHP Milletvekilleri alınmadı. Neden? Sizin geçmişinizden
    emperyalizmin üslerine izinsiz giremediğinizi biliyoruz. İncirlik üssüne
    Amerikan çavuşunun iznini almadan giremeyenler sizin Genelkurmay Başkanı,
    Bakan, Başbakanlarınızdır.
  • Neden
    işbirlikçilerin yaptığı katliamları gizleyip, Suriye Halkı ve
    ordusunun meşru hakkı olan anavatanını koruma hakkına saldırı
    diyorsunuz? Türkiye’de TV’ler ve basın Suriye ordusunun
    işbirlikçileri temizlemesini saldırı demektedir. Neden
    saldırı? Suriye ordusu durup dururken bir ülkeye, kente mi saldırmakta,
    yoksa ülkesine saldıran işbirlikçilere karşı mı savaşmaktadır? Yani
    emperyalizm istiyor ki o istediği her yere saldıracak ama kimse
    karşısında direnmeyecek. Bunu istemekte kendilerini çok haklı ve meşru
    görüyorlar ama unutuyorlar ki direnmek halkların hakkıdır, bu hakkı
    üreten, yaratan ve kıskançlıkla koruyan halklardır.
  • Emperyalizmin ve AKP’nin saldırıları ve
    provokasyonları hem Suriye’de hem de Hatay’da sürmektedir.
    Bugüne kadar çeşitli din ve inançlardan halklarımızın birlikte ve
    hiçbir sorun yaşamadan yaşadığı Hatay’da şimdi tedirginlik
    vardır. AKP destekli teröristler halkın üzerinde terör estirmektedir.
    Hatay’da üstlenen ve kendilerine sığınmacı denen
    işbirlikçiler halka saldırmakta, terör estirmektedir. Hatırlayın
    daha bu yaz Antalya’da bir düğünde kadınlara tacizde bulunan
    Libya’yı paralı askerler düğün sahipleri tarafından dövülünce
    polis Libyalı paralı askerleri gözaltına bile almadan serbest
    bırakmıştı. Denilmişti ki; Türkiye Dışişleri Bakanlığının
    talimatı var, bir şey yapamayız.
    O zaman bu Libyalıların tatil
    için ülkemizde bulundukları söylenmişti. Oysa bu Libyalılar paralı
    asker olup Suriye’ye saldırı için ülkemize AKP ve Amerika
    tarafından getirtilmişti. Ve bunun karşılığında da kadınlarımıza,
    genç kızlarımıza sarkıntılık yapma hakkını elde etmişlerdi! İşte
    ülkemiz işbirlikçi yöneticilerinin ahlakı bu kadardır. Müslüman
    AKP’nin, Müslüman Dışişleri Bakanının ahlakı bu kadardır. O
    sarkıntılık yapan, tacizcilik yapan işbirlikçilerin
    koruyucusudur.
  • Üstelik bu paralı askerlere
    devletin tüm olanakları açıldı. Hatay’da nerede ise halk
    hastanelere gidemez oldu. Çünkü bu işbirlikçilerin hastanelerde
    öncelikleri var. Aynı İstanbul’da olduğu gibi. İstanbul’da
    da Libyalı paralı askerler lüks özel hastanelerde Ülkemizin
    bütçesinden muayene ve tedavi ediliyor.
  • Ülkemizde bulunan işbirlikçilere her türlü
    suç işleme özgürlüğü sağlanmış durumda. İşbirlikçiler Alevi
    halkımızı tehdit etmekte ve sıra size de gelecek
    diyebilmektedir. Buna karşın polis hiçbir şey yapmamaktadır.
    AKP’nin polisine göre Hatay’da asayiş berkemaldır ve birkaç
    münferit olaydan başka bir şey yoktur. Halk rahatlıkla gelip şikâyetini
    yapabilir. Kimi kandırıyorsunuz? İşbirlikçilerin bizzat polis
    tarafından korunduğu açıktır. Polisin varlığı halkın huzuru ve
    güveni için değil, işbirlikçilerin huzuru ve güvenliği içindir.
    Halkın en küçük bir hak arama eyleminde bile alarma geçen, tüm
    silahlarıyla sokaklara dağılan polis nerede? Neden koca bir kentin
    kontrolü işbirlikçi haydutlara bırakıldı? Bu çapulcuları kim
    koruyor?
  • Artık işbirlikçiler açıkça
    Türkiye’de eğitilip silahlandırıldıklarını itiraf eder hale
    geldiler. Ulusal bir gazeteye röportaj veren bir kadın işbirlikçi
    Adana’da çok zorlu bir eğitim aldığını açıkladı. Yine
    NTV’de canlı yayında Türkiye’den gönderilen telsizlerin
    işbirlikçilere dağıtılması gösteriliyor.
  • CİA ajanları Adana ve Hatay’da üslenip
    silahlandırılacak işbirlikçileri belirleyip eğitiyor.
  • Suriye’de savaşan işbirlikçilere
    istihbarat Almanya, İngiltere ve Amerika’dan gitmektedir.
    Akdeniz’de bulunan Alman savaş gemisi ve Kıbrıs’taki İngiliz
    üssünün elde ettiği istihbarat anından işbirlikçilere
    aktarılmaktadır.
  • Türkiye’de İstanbul ve
    Ankara’da işbirlikçiler bizzat İngiliz ve Amerikalı danışmanlar
    tarafından eğitilmektedir. Kimdir bu danışmanlar? Ne danışmanlığı
    yapmaktadırlar? Niye bu eğitimler halktan
    gizlenmektedir?
  • Suriye’ye saldıran bloğa
    bakıldığında bile aslında her şey nettir. Suudi Arabistan, Katar, Libya
    ve Çeçenistan’dan gelen paralı askerler ve El Kaide üyeleri el ele
    emperyalizm için savaşmaktadırlar. Savaşın finansmanını ise Suudi
    Arabistan ve Katar yapmaktadır. Bu ülkeler el ele vermiş Suriye
    halklarını özgürleştirme işine soyunmuşlar! Kimi kandırmaya
    çalışıyorsunuz? Kadının insan olarak bile kabul edilmediği, tüm
    ülkenin Amerikan üssüne çevrildiği, halkın ağır bir baskı altında
    tutulduğu, en küçük bir örgütlenme ve hak arama çabasının kanla
    bastırıldığı, kadınların araç kullanma hakkı için bile mücadele
    edemediği Suudi Arabistan mı Suriye’yi özgürleştirecek? Nasıl
    özgürleştirecek? Suudi Arabistan önce kendi ülkesini, halkını
    özgürleştirsin. Vatanlarını petrol karşılığı Fransa’ya satan
    Libyalılar mı Suriye’yi özgürleştirecek? Kendi ülkelerinde Sünni
    inancı dışında hiçbir dini inanca özgürlük tanımayan ve katliam
    gerekçesi yapan Suudi Arabistan ve Katar, her dinden insanların birlikte ve
    kardeşçe yaşadığı Suriye’yi özgürleştiremez. Toprakları
    büyük şeytan Amerikanın üsleri ile dolu, en yeni silahların
    Amerika tarafından İsrail ile birlikte anında verildiği Suudi Arabistan
    Suriye’yi özgürleştiremez.

 

HALKIMIZ

Bu savaş
bizim savaşımız değildir. Bu savaş emperyalizmin politikasıdır.
Emperyalizmin halklara yönelik temel saldırı araçlarından biri
böl-yönettir. Suriye’de farklı dinden ve inançtan insanları
birbirine düşürüp yönetimi yıkmaya çalıştılar. Başaramadılar.
Saldırıları Suriye halkının direnişine çarptı. Alevi- Sünni
çatışması ya da Sünnilerin Alevilere yönelik saldırıları söz konusu
değildir. Dini farklılıklarımızı saldırı için gerekçe yapmaya
çalışmaktadırlar. Alevilerin düşmanı Sünniler değil
emperyalizmdir. Alevileri katletmeye çalışanlar Sünniler değil
emperyalizm ve onun paralı askerleri, işbirlikçileridir. Sünni
inancından halkımız kendini kullandırmamalıdır. Düşmanımız
ortaktır. Sünni inancından halkımız da Aleviler gibi sömürülmekte ve
katledilmektedir. Bugün Suriye’de saldırıya uğrayanlar sadece
Aleviler ya da Hıristiyan ve Museviler değildir. İşbirlikçilere boyun
eğmeyen Sünni inancından insanlar da katledilmektedir. Emperyalizmin dini
– imanı yoktur. Onların tanrısı paradır. Paraya taparlar ve onun
için her şeyi yaparlar. Halkları milyonlarca katletmekten zerre kadar
çekinmezler.

 

HALKIMIZ

Sorunlarımızı
kendimiz çözebiliriz. Emperyalizm bizim hiçbir sorunumuzu çözemez ve
çözmemektedir. O sadece kendi sorunlarını çözer ve emperyalizmle
hakların çıkarları ortak değil tam tersine karşı karşıyadır.
Emperyalizmden çözüm aramak kendimizi kandırmaktır. Emperyalizmin bizi
birbirimize düşürüp sömürüsünü büyütmesine izin vermeyelim. Alevi
_ Sünni çatışması değil, Emperyalizmin Suriye’ye saldırısı
vardır. Öfkemiz ve tepkimiz emperyalizme dönük
olmalıdır.

 

HALK
CEPHESİ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER
KOMİTESİ

Kaynak: halkinsesi.tv

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder