Halk Cephesi Uluslararası
İlişkiler Komitesi, Açıklama: 02
src="http://halkinsesitv.com/images/stories/Logolar/HC-UluslararasiIliskiler-LOGO.jpg"
/>
Açıklama No :
2
Tarih
: 27.08.2012
SURİYE’DE VE
HATAY’DA HALKA SALDIRANLAR EMPERYALİSTLER VE İŞBİRLİKÇİSİ
AKP’DİR.
Emperyalizmin Suriye’ye saldırıları
sürüyor. Emperyalistler silahlandırdıkları işbirlikçileri
aracılığıyla Suriye’yi teslim almaya çalışıyor. Esat ve BAAS
yönetimini yıkmaya çalışıyor. Çünkü Suriye emperyalizmin
politikalarının önünde engeldir. Çünkü Suriye iradesini ve
topraklarını emperyalizme teslim etmemiştir. Çünkü Suriye’nin
topraklarında emperyalist üsler, füze radarları, askerler ve ajanlar
cirit atmaz. Çünkü Suriye’nin toprakları CİA’nın işkence
uçaklarına, başka halkları bombalayan uçaklara kapalıdır. Bunun için
de yıkılması gerekmektedir. Ama emperyalizm bunu tek başına
başaramamakta ve bu nedenle işbirlikçileri kullanmaktadır. AKP bu göreve
çoktan taliptir ve isteklidir. Aynı geçmişte DP’nin NATO’ya
girebilmek için 4.500 askeri ölüme göndermesi gibi AKP’de ülkemizi
emperyalistlerin karargâhı haline getirmiş ve saldırı üssü
yapmıştır. Peki niçin? Emperyalist efendilerin ağzından çıkacak bir
AFERİN için. Nitekim bekledikleri aferini geçen günlerde Amerika
Dış İşleri Bakanı Clinton’dan duydular.
AKP açıkça
emperyalizmin saldırısı içinde olduğunu itiraf etmiyor. Suriye’ye
saldırılardaki rolünü saklamaya çalışıyor. Ama gerçekler ortaya
çıkıyor.
- Suriye’ye saldıran işbirlikçiler
Türkiye’de de üsleniyor. - İşbirlikçilere
silahlar Türkiye üzerinden gönderiliyor. Tank, uçaksavar gibi silahlar
dahil her türlü silah, her türlü yöntemle işbirlikçilere
gönderiliyor. - Sağlık Bakanlığı ret ediyor
(zaten kabul etmesini beklemiyoruz) ama ambulanslar işbirlikçilere silah
gönderilmesinde kullanılıyor. Bu noktada da Sağlık Bakanlığının
açıklama yapması gereken bir durum vardır; Suriye’ye giden bir
ambulansın kaza yapıp içindeki silahların yola saçıldığı doğru
mudur? - Geçen günlerde gazetelerin internet
sitelerinde izlediğimiz bir videoda, Suriye askerlerini katleden
işbirlikçilerin Türkçe konuştuğu duyuluyor. Suriyeli işbirlikçiler ne
zamandan beri Türkçe konuşmaya başladı? - Yine
izlediğimiz başka bir görüntü ve Yurt Gazetesinde yayınlanan saldırı
fotoğrafında işbirlikçilerin Suriye karakolunu basmada kullandıkları
aracın kasasında Allah Korusun yazdığı görülmektedir. Ne
zamandan beri Suriye’de Türkçe yazan, Türkiye plakalı araçlar
kullanılıyor? - Türkiye istihbaratı ve ordusuna
ait subaylar ve ajanlar Suriye ordusuna saldırılar yapıyor
mu? - Suriye hapishanelerinde MİT ajanları var
mı? - Suriye hapishanelerinde Türkiye ordusundan
asker ve subaylar var mı? - Ülkemizde nerelerde
işbirlikçiler eğitilmektedir? Basından öğrendiğimiz kadarıyla
işbirlikçiler Hatay’da, Yayladığı’nda, Adana’da,
İskenderun’da, İstanbul’da ve Ankara’da
eğitilmektedir. - Bir kez daha AKP’nin
uşaklığı tescillendi ve Suriyeli işbirlikçi askerlerin kaldığı
kamplara CHP Milletvekilleri alınmadı. Neden? Sizin geçmişinizden
emperyalizmin üslerine izinsiz giremediğinizi biliyoruz. İncirlik üssüne
Amerikan çavuşunun iznini almadan giremeyenler sizin Genelkurmay Başkanı,
Bakan, Başbakanlarınızdır. - Neden
işbirlikçilerin yaptığı katliamları gizleyip, Suriye Halkı ve
ordusunun meşru hakkı olan anavatanını koruma hakkına saldırı
diyorsunuz? Türkiye’de TV’ler ve basın Suriye ordusunun
işbirlikçileri temizlemesini saldırı demektedir. Neden
saldırı? Suriye ordusu durup dururken bir ülkeye, kente mi saldırmakta,
yoksa ülkesine saldıran işbirlikçilere karşı mı savaşmaktadır? Yani
emperyalizm istiyor ki o istediği her yere saldıracak ama kimse
karşısında direnmeyecek. Bunu istemekte kendilerini çok haklı ve meşru
görüyorlar ama unutuyorlar ki direnmek halkların hakkıdır, bu hakkı
üreten, yaratan ve kıskançlıkla koruyan halklardır.
- Emperyalizmin ve AKP’nin saldırıları ve
provokasyonları hem Suriye’de hem de Hatay’da sürmektedir.
Bugüne kadar çeşitli din ve inançlardan halklarımızın birlikte ve
hiçbir sorun yaşamadan yaşadığı Hatay’da şimdi tedirginlik
vardır. AKP destekli teröristler halkın üzerinde terör estirmektedir.
Hatay’da üstlenen ve kendilerine sığınmacı denen
işbirlikçiler halka saldırmakta, terör estirmektedir. Hatırlayın
daha bu yaz Antalya’da bir düğünde kadınlara tacizde bulunan
Libya’yı paralı askerler düğün sahipleri tarafından dövülünce
polis Libyalı paralı askerleri gözaltına bile almadan serbest
bırakmıştı. Denilmişti ki; Türkiye Dışişleri Bakanlığının
talimatı var, bir şey yapamayız. O zaman bu Libyalıların tatil
için ülkemizde bulundukları söylenmişti. Oysa bu Libyalılar paralı
asker olup Suriye’ye saldırı için ülkemize AKP ve Amerika
tarafından getirtilmişti. Ve bunun karşılığında da kadınlarımıza,
genç kızlarımıza sarkıntılık yapma hakkını elde etmişlerdi! İşte
ülkemiz işbirlikçi yöneticilerinin ahlakı bu kadardır. Müslüman
AKP’nin, Müslüman Dışişleri Bakanının ahlakı bu kadardır. O
sarkıntılık yapan, tacizcilik yapan işbirlikçilerin
koruyucusudur. - Üstelik bu paralı askerlere
devletin tüm olanakları açıldı. Hatay’da nerede ise halk
hastanelere gidemez oldu. Çünkü bu işbirlikçilerin hastanelerde
öncelikleri var. Aynı İstanbul’da olduğu gibi. İstanbul’da
da Libyalı paralı askerler lüks özel hastanelerde Ülkemizin
bütçesinden muayene ve tedavi ediliyor.
- Ülkemizde bulunan işbirlikçilere her türlü
suç işleme özgürlüğü sağlanmış durumda. İşbirlikçiler Alevi
halkımızı tehdit etmekte ve sıra size de gelecek
diyebilmektedir. Buna karşın polis hiçbir şey yapmamaktadır.
AKP’nin polisine göre Hatay’da asayiş berkemaldır ve birkaç
münferit olaydan başka bir şey yoktur. Halk rahatlıkla gelip şikâyetini
yapabilir. Kimi kandırıyorsunuz? İşbirlikçilerin bizzat polis
tarafından korunduğu açıktır. Polisin varlığı halkın huzuru ve
güveni için değil, işbirlikçilerin huzuru ve güvenliği içindir.
Halkın en küçük bir hak arama eyleminde bile alarma geçen, tüm
silahlarıyla sokaklara dağılan polis nerede? Neden koca bir kentin
kontrolü işbirlikçi haydutlara bırakıldı? Bu çapulcuları kim
koruyor? - Artık işbirlikçiler açıkça
Türkiye’de eğitilip silahlandırıldıklarını itiraf eder hale
geldiler. Ulusal bir gazeteye röportaj veren bir kadın işbirlikçi
Adana’da çok zorlu bir eğitim aldığını açıkladı. Yine
NTV’de canlı yayında Türkiye’den gönderilen telsizlerin
işbirlikçilere dağıtılması gösteriliyor.
- CİA ajanları Adana ve Hatay’da üslenip
silahlandırılacak işbirlikçileri belirleyip eğitiyor.
- Suriye’de savaşan işbirlikçilere
istihbarat Almanya, İngiltere ve Amerika’dan gitmektedir.
Akdeniz’de bulunan Alman savaş gemisi ve Kıbrıs’taki İngiliz
üssünün elde ettiği istihbarat anından işbirlikçilere
aktarılmaktadır. - Türkiye’de İstanbul ve
Ankara’da işbirlikçiler bizzat İngiliz ve Amerikalı danışmanlar
tarafından eğitilmektedir. Kimdir bu danışmanlar? Ne danışmanlığı
yapmaktadırlar? Niye bu eğitimler halktan
gizlenmektedir? - Suriye’ye saldıran bloğa
bakıldığında bile aslında her şey nettir. Suudi Arabistan, Katar, Libya
ve Çeçenistan’dan gelen paralı askerler ve El Kaide üyeleri el ele
emperyalizm için savaşmaktadırlar. Savaşın finansmanını ise Suudi
Arabistan ve Katar yapmaktadır. Bu ülkeler el ele vermiş Suriye
halklarını özgürleştirme işine soyunmuşlar! Kimi kandırmaya
çalışıyorsunuz? Kadının insan olarak bile kabul edilmediği, tüm
ülkenin Amerikan üssüne çevrildiği, halkın ağır bir baskı altında
tutulduğu, en küçük bir örgütlenme ve hak arama çabasının kanla
bastırıldığı, kadınların araç kullanma hakkı için bile mücadele
edemediği Suudi Arabistan mı Suriye’yi özgürleştirecek? Nasıl
özgürleştirecek? Suudi Arabistan önce kendi ülkesini, halkını
özgürleştirsin. Vatanlarını petrol karşılığı Fransa’ya satan
Libyalılar mı Suriye’yi özgürleştirecek? Kendi ülkelerinde Sünni
inancı dışında hiçbir dini inanca özgürlük tanımayan ve katliam
gerekçesi yapan Suudi Arabistan ve Katar, her dinden insanların birlikte ve
kardeşçe yaşadığı Suriye’yi özgürleştiremez. Toprakları
büyük şeytan Amerikanın üsleri ile dolu, en yeni silahların
Amerika tarafından İsrail ile birlikte anında verildiği Suudi Arabistan
Suriye’yi özgürleştiremez.
HALKIMIZ
Bu savaş
bizim savaşımız değildir. Bu savaş emperyalizmin politikasıdır.
Emperyalizmin halklara yönelik temel saldırı araçlarından biri
böl-yönettir. Suriye’de farklı dinden ve inançtan insanları
birbirine düşürüp yönetimi yıkmaya çalıştılar. Başaramadılar.
Saldırıları Suriye halkının direnişine çarptı. Alevi- Sünni
çatışması ya da Sünnilerin Alevilere yönelik saldırıları söz konusu
değildir. Dini farklılıklarımızı saldırı için gerekçe yapmaya
çalışmaktadırlar. Alevilerin düşmanı Sünniler değil
emperyalizmdir. Alevileri katletmeye çalışanlar Sünniler değil
emperyalizm ve onun paralı askerleri, işbirlikçileridir. Sünni
inancından halkımız kendini kullandırmamalıdır. Düşmanımız
ortaktır. Sünni inancından halkımız da Aleviler gibi sömürülmekte ve
katledilmektedir. Bugün Suriye’de saldırıya uğrayanlar sadece
Aleviler ya da Hıristiyan ve Museviler değildir. İşbirlikçilere boyun
eğmeyen Sünni inancından insanlar da katledilmektedir. Emperyalizmin dini
– imanı yoktur. Onların tanrısı paradır. Paraya taparlar ve onun
için her şeyi yaparlar. Halkları milyonlarca katletmekten zerre kadar
çekinmezler.
HALKIMIZ
Sorunlarımızı
kendimiz çözebiliriz. Emperyalizm bizim hiçbir sorunumuzu çözemez ve
çözmemektedir. O sadece kendi sorunlarını çözer ve emperyalizmle
hakların çıkarları ortak değil tam tersine karşı karşıyadır.
Emperyalizmden çözüm aramak kendimizi kandırmaktır. Emperyalizmin bizi
birbirimize düşürüp sömürüsünü büyütmesine izin vermeyelim. Alevi
_ Sünni çatışması değil, Emperyalizmin Suriye’ye saldırısı
vardır. Öfkemiz ve tepkimiz emperyalizme dönük
olmalıdır.
HALK
CEPHESİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
KOMİTESİ
Kaynak: halkinsesi.tv
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder