24 Kasım 2011 Perşembe

Dersim belgeselini yasaklayan AKP'ydi / Pınar ÖĞÜNÇ

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7850>Dersim belgeselini
yasaklayan AKP'ydi / Pınar ÖĞÜNÇ</a></h1>Katliam tanıklarının
konuştuğu 'Dersim 38' adlı belgeselin gösterimine ısrarla mani olan
Kültür Bakanlığı'ydı.

Gerekiyorsa' diyen başlayan özür olur mu? Resmi özür, iktidar
partisinin il başkanları toplantısında mı dilenir? Somut karşılığı
olmayan özür, ne kadar özürdür? Sadece tarihe mal edilemeyecek
Türkleştirme politikası hâlâ diriyken özür ne kadar tutarlıdır?
Ağızdan çıkan yine de tarihi bir kelime midir?
Başbakan'ın Dersim özrü ve samimiyeti konuşulurken 'Dersim 38'
belgeselinin başına gelenler de bu tartışmaya dahil olmalı. Neden?
Konu gündeme düştüğünden beri, bilenlerin bu alandaki en kapsamlı
çalışma olarak adını andığı bir belgesel 'Dersim 38'. Yönetmeni
Çayan Demirel'in ismini En İyi Belgesel Altın Portakalı'na layık
görülen '5 No'lu Cezaevi'yle hatırlıyorsunuzdur.
Demirel, bir önceki belgeseli 'Dersim 38'i yurtiçinde hiçbir festivale
gönderemedi, kamusal alanda gösterimini yapamadı, DVD olarak
dağıtamadı. Çünkü Kültür ve Turizm Bakanlığı 'ısrarla' buna
engel oldu.
Bu ısrarı daha açık anlatalım. Dersimli olan ve ailesinden 54 kişiyi
katliamda yitiren Demirel, 2003'te tamamen kendi imkânlarıyla bu işe
girişti. Üç yıl boyunca görüştüğü katliam tanıklarından
bazıları şu an hayatta değil.

Günay'ın açıklaması
Zorluklarla tamamladığında, tanıklıklar kadar belgelerle beslenen
'Dersim 38' için Kültür Bakanlığı'na başvurdu. 'Eser işletme
belgesi' almak istiyordu. Fakat film bu belgeye layık bulunmadı. 'Kamu
düzeni, genel ahlak, küçüklerin ve gençlerin ruh ve beden
sağlığının korunması, insan onuruna uygunluk ve anayasada öngörülen
diğer ilkeler' gibi bir gerekçe kokteyliyle değerlendirilerek
yasaklandı. Valilikler ve emniyet birimleri çeşitli festivallerdeki
gösterimine engel oldu. Gerekçe provokasyona mahal vermemekti.
Demirel, bu yasağa karşı Ankara 7. İdare Mahkemesi'nde dava açtı. O
arada CHP'li Onur Öymen'in Dersim içerikli Meclis konuşması infial
yaratmış, AK Partili Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da 'talihsiz'
bulduğu bu açıklamaya dair görüş bildirmişti: "(CHP) Tek parti
döneminin akılsızlığına, faşizan eğilimlerine, geriye doğru bir
süreç içinde." Bu işte bir tutarsızlık vardı.

Bilirkişi raporu hazırlandı
Ankara 7. İdare Mahkemesi kararıyla bakanlık işlemini iptal ediyor,
'sansürü' kaldırıyordu. 'Dersim 38' artık özgürdü. Fakat
Kültür Bakanlığı öyle kalmasını istemiyordu.
Konuya dair görüşlerini kaleme alan avukat Fikret İlkiz, 31.12.2010'da
bakanlık adına Dr. Ş. Abdurrahman Çelik'in yazdığı bir bilgilendirme
maili aldı. Şöyle diyordu: "...filmin, halkın sosyal sınıf, ırk,
din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklerine sahip bir
kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik ettiği ve
gösterime girdiğinde kamu düzenini ihlal etmeye sebep olabileceği alenen
görülmektedir."
Dava şu an Yargıtay'da. Uluslararası festivallerden ödüller alan
'Dersim 38' Türkiye'de gösterilemiyor, dağıtılamıyor.
Demirel şöyle diyor: "Devlette devamlılık esastır. Ulus inşa
sürecinde yaşanan bu katliamın failini bugünün CHP'si gibi göstermek,
olayı kriminalize etmektir. Dink davasında sadece tetikçiyi yargılamaya
benzer. Anadil tartışmaları, KCK tutuklamaları sürerken, insanlar
Zerdüşt diye aşağılanırken böyle bir özür, ihtiyacımız olan
yüzleşmeyi sağlamaz. Devlet Türkleştirme programı üzerine kuruludur ve
program hâlâ yürürlüktedir. Reddetmeden özür olmaz."
Olur mu?


Kaynak: Radikal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder