11 Kasım 2011 Cuma

Van Valisi 17 Ağustos için bunları demişti./ PINAR ÖĞÜNÇ/radikal

Van Valisi 17 Ağustos
için bunları demişti./ PINAR ÖĞÜNÇ/radikal

Türkiye /
11/11/2011

"İstifası istenen vali, 99 depremi için neler yazmıştı? Münir
Karaloğlu istifa edecek, dertler bitecek mi?"

Bu okuyacaklarınızın temel kaynağı, sadece Van Valisi Münir
Karaloğlu'nin kişisel web sitesidir.
1964'te Rize, Çayeli, Kaptanpaşa'da doğdu. Rize İmam Hatip Lisesi ve
İÜ Hukuk Fakültesi mezunu. 30 yaşında Kırıkkale-Karakeçeli Kaymakamı
oldu.
1996-1998 arasında Şanlıurfa-Harran, sonraki iki yıl Yozgat-Çekerek
Kaymakamı'ydı. 2000-2002 yıllarında Tokat-Reşadiye Kaymakamlığı,
2002-2003 arasında Kırklareli Vali Yardımcılığı yaptı. 2003'ten
sonra bir yıl İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri'ydi. Yıllar sonra
bir yerel Van gazetesinde Başbakan'la akrabalığı olup olmadığı
sorulduğunda bu dönemi şöyle açıklayacaktı: "Hayır, Sayın Recep
Tayyip Erdoğan'la herhangi bir akrabalığım yok. Sadece kendisiyle bir
yıl yakın planda çalışmışlığım var. Bir de Karadenizli olmamız
var."
Bu temastan, 2004-2009 arasında yapacağı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi
Genel Sekreterlik doğdu. 2009'da Cumhurbaşkanlığı'nın Valiler
Kararnamesi'yle Van'a atandı. Bu ilk valilik göreviydi.
Yine bir yerel gazeteye verdiği söyleşide, vali olmadan önce Van'a dair
bildikleri sorulmuş: "Daha önce Van'ı hiç görmemiştim. Van'a ilk
defa vali olarak geliyorum. Yalnız Van'la ilgili geçmişimde şöyle bir
anekdot var: Ben Urfa-Harran Kaymakamlığı'ndan ayrılırken Van-Edremit
Kaymakamlığı'na gelmeyi çok arzulamıştım. Yani kendi isteğimle
gelmek istediğim bir şehirdi Van fakat bakanlık uygun bulmamıştı veya o
zamanki Edremit Kaymakamı o sene ayrılmadığı için ben Yozgat'a
gitmiştim."
Yani 5,6'lık depremin vurduğu Edremit'le Karaloğlu'nun yolları,
neredeyse 1998'de kesişecekti.
'Önceki dönem' edebiyatı
Karaloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ndeki görevi süresince
Kocaeli Kırkbir gazetesinde de köşe yazarlığı yaptı. Kendisinin 17
Ağustos depremi üzerine kaleme aldığı 'Depremin acıları ve kentsel
dönüşüm' başlıklı yazıyı bugün okumak manidar. Şöyle diyor:
"Depremin bir doğa olayı olduğunu ve yaşadığımız bu cennet
bölgenin, dünyadaki en tehlikeli deprem kuşaklarından birinin üzerinde
olduğu gerçeğini hepimiz biliyoruz.
Pekiyi, 17 Ağustos öncesi bu bilinmiyor muydu? Bilim adamları, her
fırsatta uyarmışlar, bölgede bir büyük depremin beklendiğini
söylemişlerdi. Ancak önceki dönemde, bu uyarılar hiç dikkate
alınmadı. Şehrin her yerinde imar planları hiçe sayıldı. Deprem
bölgesi gerçeği hiç umursanmadı. Çok katlı, kaçak yapılara göz
yumuldu.
Doğanın gücüne karşı koymak, büyük depremi önlemek elbette mümkün
değildi. Ama hazırlıklı olunabilirdi. Can kayıpları, yıkımlar çok
daha alt seviyelere indirilebilirdi. Bunlar yapılmadı."
'Önceki dönem' diye konuşmak kolaydı. 7,2'lik Van depreminden sonra
"Vatandaşların artık normal hayata dönmesini istiyoruz" diyen kendisi
olmuştu.
Enkaz mı miting mi?
Karaloğlu, yeri geldikçe hep "Van'ın geleceği güzel olacak. Yeter ki
birlik, beraberlik, huzurumuz olsun" minvalinde konuşmuş. Göreve gelir
gelmez Valilik bahçesini halka açtırıp çay ikram ettirmiş. Fakat
geldiğimiz yere bakalım. O bahçeden, Van sokaklarından "Vali istifa"
sesleri yükseliyor şimdi.
O otellerin Cumhurbaşkanı gelmeden çatlakları sıvamasında mesuliyet,
aynı zamanda şehre gelip giden insan sirkülasyonundan faydalanmak isteyen
otel sahiplerinin değil mi? Daha önce dış yardımlar konusunda
potansiyellerini görmek istediklerini söyleyen İçişleri Bakanı, hâlâ
kurtarma çalışması süren enkazda neyi teftiş ediyor? Seçim mitingi mi
bu, acılı halktan neyi dinlemesini istiyor? Neden yine öfke fayının
üstüne ev dikiyor? Altı saniye sesini duyuramadı diye kime kızıyor?
Deprem enkazının dibinde halka, kurtarma ekiplerine gaz bombası atmayı,
insan coplamayı kime anlatabilirsiniz? Kurtarma ekibinden önce özel
eğitimli çevik kuvvet gönderilen bir bölgede, artık kendinizi halka
nasıl dinletebilirsiniz?
Münir Karaloğlu, valilikten istifa edip köşe yazarlığına dönse de
çözülecek mesele değil ne yazık ki.
kaynak:radikal.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder