Cihan Kırmızıgül'ün
arkadaşları soruyor
Endüstri Mühendisliği Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi Cihan
Kırmızıgül'ün arkadaşları davadaki soru işaretlerine dikkat
çekti.
sizcache="6" sizset="37">
/>
Şubat
2010’da Kağıthane’de bir bir markete Molotof kokteyli
saldırısı yapıldığı sırada Cihan Kırmızıgül de orada oturan bir
arkadaşını ziyaret etti. Görgü tanıklarının eylemcilerin poşu
taktığını söylemesi üzerine, polis ziyaretin ardından otobüs
durağında bekleyen ve boynunda poşu olan Cihan Kımızıgül’ü
gözaltına aldı. Olay yerinde bulunan molotof kokteylleri üzerinde
yapılan incelemelerde de Cihan Kırmızıgül’e ait parmak izine ya da
DNA örneğine rastlanmadı. Ancak yine de “örgüt
üyeliği”nden 45 yıl hapis cezası ile yargılanıyor.
/>Birgün Gazetesi'nden Elçin Yıldıral'ın haberine göre, bugün
tutuklanmasının üzerinden iki yıl geçti. Cihan’ın üniversiteden
arkadaşları Cihan’ın tutukluğunu ve mahkemeyi protesto etmek için
Galatasaray Üniversitesi’nden Beşiktaş’taki İstanbul
Adliyesi’ne bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün ardından
adliye önünde basın açıklaması yapan Cihan’ın arkadaşları,
Cihan’ın iki yıl içerisinde sadece yedi kez hakim karşısında
çıktığına dikkat çekerek, gizli tanığın üçüncü celsede
gördüğü şahsın Cihan olmadığını belirtmesine rağmen hala tutuklu
bulunduğunu ifade ettiler. Cihan’ın arkadaşları açıklamalarına
şu şekilde devam etti: "Savcı Mustafa Çavuşoğlu'nun 5'nci
duruşmada Cihan'ın beraatini istedi, ancak mahkeme verdiği ara kararda
Cihan hakkındaki ‘kuvvetli suç şüphesinin’ devam ettiğini
belirterek, savcının beraat talebini reddetti. Davanın 6’ıncı
duruşmasında ise savcı değişti. Yerine Hikmet Usta görev aldı. Savcı
neden değişti? Yeni savcı eski savcının görüşüne neden katılmadı?
Soruyoruz.”
sizset="40">TÜRKİYE’NİN YÜZDE 37’Sİ
‘TERÖRİST’
“Cihan’ın
ömründen çalınan iki yılın hesabını kim verecek?" diye soran
Cihan’ın arkadaşları sözlerine şöyle devam etti: “Pardon
deyip tazminatı neyse veririz diyerek ömrümüze fiyat mı biçecekler?
Gençliğimiz, ömrümüz kaç para? Cevap istiyoruz.” Cihan’ın
hikayesine benzer yüzlerce hikaye olduğunun belirtildiği açıklamada,
dünyada terörist olmakla suçlanan yaklaşık 35 binden 13 bini kadarının
Türkiye’de bulunduğuna dikkat çekilerek, bu sayının tüm dünyada
terörist olmakla suçlanan insanların yüzde 37’sinin
Türkiye’de olduğu anlamına geldiği ifade edildi.
TMK ve
Özel Yetkili Mahkemelerin eleştirildiği açıklamada,
“terörist” damgasıyla binlerce insanın keyfi gerekçelerle
tutuklandığı ve tutuklanmaya devam edildiği kaydedilerek,
“Baskıcı sistemin dayanağı olan TMK kaldırılmalı ve özel
yetkili mahkemeler lağvedilmeli” denildi.
/>Türkiye’deki hukuk ve adaletin işleyişini anlamak için öyle
kitapları hatim etme, ansiklopedileri kurcalamana, yüzyılların
birikiminden oluşan yasaları bilmene gerek. Pratiğe bak yeterli. Olması
gerekenler ile başına gelenlerin birbirine atar yaptığı bir ülkede
olduğunu ancak öyle anlarsın. Anlayıp da idrak edemediysen Fransız
Anayasa Uzmanı Maurice Dueverger bir özet geçsin; “Hukukun
kuvvetinin azaldığı yerde, kuvvetlinin hukuku geçerli olmaya
başlar.” Örnek bol, bir tanesine büyüteç tut “hukuk”
ve “adalet” esasen nasıl işliyormuş görürsün.
/>POŞU TAKTI ÖRGÜT ÜYESİ OLDU
İşte bir
örnek; üniversite öğrencisi Cihan, iki yıl önce bugün
Kağıthane’de oturan bir arkadaşını ziyaret etti. Üzerinde kot
pantolonu, kazağı ve montu olan Cihan, boynuna da poşu takmıştı.
Ziyaret bitti, evine dönmek için bir otobüs durağında beklemeye koyuldu.
Cihan, olan bitenden habersiz otobüsü beklerken, polisler de yüzlerini
poşu ile kapatıp Kağıthane’deki bir markete Molotof ile
saldıranların peşindeydi. Cihan’ın hiç şansı yoktu, çünkü
polisler çoktaaan Cihan’ın poşusuna tav olmuştu. Kendini bir anda
karakolda bulan Cihan, meramını anlatamadan cezaevine konuldu.
Günümüzün popüler suçlaması “örgüte üyelik” ten
böylece o da nasibini aldı.
Mahkeme süreci mi? Onu da
anlatalım: Cihan’ın evini arayan polis, evde suç oluşturabilecek
bir şey bulamadı, Cihan’ın eylemde yer aldığını söyleyen
“gizli bir tanık” duruşmada Cihan’ı teşhis edemedi.
Cihan’ın canlı takip sonucu yakalandığını iddia eden yedi polisin
yakalama esnasında orada bulunmadıkları ortaya çıktı ancak buna rağmen
tutanakta imzaları olduğu tespit edildi. Tanık olarak dinlenen polisler,
Cihan’ı hatırlayamadı. Görüntü yok, telefon kaydı yok, parmak
izi yok. Savcı, tüm bunları gördü “beraat” istedi ama hakim
“olmaz” dedi.
İKİ YIL OLDU, GÖZLER MART
AYINDA
Ha bugün ha yarın çıkacak derken aylar seneye
devrildi aradan 1,5 yıl geçti. Beraat isteyen savcı gitti, yerine Dink
davasına da bakan savcı Hikmet Usta geldi. Cihan’ın kaderi Dink
davasında söylediği “devletimize güvenmek zorundayız”
sözleriyle dikkat çeken savcı Usta’nın elideydi artık. Savcı
Usta, eski savcının mütalaasını eliyle şöyle bir kenara itti, onun
yerine sözlerine yaraşır bir şekilde kendi mütalaasını hazırladı.
Cihan’a 15-45 yıl arasında hapis cezası verilmesini istedi. Hakim
ise ne savcının ne de polisin bulabildiği delillerin karartılma ihtimali
olduğunu düşünerek, Cihan’ın tutukluluğunun devamına karar
verdi. Bugün tam iki yıl oldu. Cihan hala cezaevinde. 23 Mart’ta yine
hakim karşısında olacak.
Cihan’ın ağabeyi Serhat
Kırmızıgül, “Bir beklentilerimiz vardı ama iki yılda azaldı
azaldı artık kalmadı” diyor. Her şeyin mahkemenin insafına
kaldığını söyleyen Kırmızıgül, mahkemelerin aynı zamanda
vicdanlarıyla karar verdiğini ifade ediyor. Serhat Kırmızıgül, kardeşi
Cihan’ın gözaltına alındığı gün 19:50 yaptığı telefon
kaydının gerçeği ortaya çıkaracağına dikkat çekiyor:
“Gözaltına alındığı günün iki ay öncesi ile gözaltına
alındığı güne ait telefon dökümleri mahkemeye geldi. Cihan’ın
görüştüğü kişilerin isimleri, adresleri, GBT kayıtları var. Ancak
sadece gözaltına alındığı gün 19:50’de yaptığı kayıt yok.
Polis, marketin bombalanması olayının 19:50’de gerçekleştiğini
iddia ediyor. Biz bu kaydı da mahkemeden istedik ancak mahkeme kabul etmedi.
Şimdi bu kayda nasıl ulaşırız bunun yollarını arıyoruz.”
(Birgün)
kaynak:radikal.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder