"Yıkım Değil Yerinde
Islah İstiyoruz" Sempozyumu Gerçekleşti
align="center" style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px;
background-color: rgb(255, 255, 255);
">“Yıkım Değil Yerinde Islah İstiyoruz” Sempozyumu,
Okmeydanı Altınsaray Düğün Salonu'nda Yapıldı style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">18 Şubat Cumartesi günü başlayan
sempozyumda, açılış konuşması ve sinevizyon gösteriminin ardından
dört oturum yapıldı.
İlk
oturumda “Barınma Hakkı ve Konut Sorunu” ile
ilgili Gazi Mahallesi; ikinci oturum
olan “Ülkemizdeki Gecekondulaşma Süreci” konusu
ile ilgili Devrimci Mücadelede Mühendis-Mimarlar Grubu'ndan Mehmet
Göçebe; üçüncü oturum
olan “Kentsel Dönüşüm Nedir, Neyi Hedeflemektedir?” konusu
ile ilgili Alibeyköy ve Okmeydanı'ndan halk temsilcileri konuşma
yaptı. Yemek ve çay aralarının ardından İdil Çocuk Korosu sahne
aldı ve türkülerini söyledi. Dördüncü oturum
olan “Barınma Hakkı ve Kentsel Dönüşümün Hukuksal Boyutu” konusuyla
ilgili de Halkın Hukuk Bürosu'ndan Avukat Oya Arslan sunum
yaptı.
Sempozyumun 2.
günü sinevizyonun tekrar gösterilmesiyle başladı. Günün ilk
oturumunda, Armutlu Halk Komitelerinden
konuşmacılar “Kentsel Dönüşüm Mü, Yerinde Islah Mı?”konusuna
değindiler. Yıkım yerine yerinde ıslahın olması gerektiği, yoksul
halkın evlerinden başka barınacak bir yerleri olmadığını
anlattılar. “Yıkımlara Karşı Örgütlenme ve Mücadele” konusunda
Halk Cephesi temsilcisi bir konuşma yaptı. Konuşmada, yıkımlara karşı
mahallelerimizde komiteler kurulmadan, birleşmeden sonuç
alınamayacağından bahsedildi. Zeytinburnu, Tozkoparan ve
Fener-Balat'ta komiteler oluşturulması, gelen konuklar tarafından
talep edildi.
İkinci oturumun
ardından mahallelerin verdiği önergeler, somut talepler oylamaya sunuldu
ve daha güçlü, daha net taleplerle bir sonuç bildirgesi hazırlandı.
Sonuç bildirgesinde şunlar ifade edildi:
“YIKIM DEĞİL
YERİNDE
ISLAH İSTİYORUZ SEMPOZYUMU
SONUÇ BİLDİRİSİ
background-color: rgb(255, 255, 255); padding-left: 30px; "> style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; ">İstanbul Halk Komiteleri
tarafından 18-19 Şubat 2012 tarihlerinde Okmeydanı Altınsaray Düğün
Salonunda düzenlenen “YIKIM DEĞİL YERİNDE ISLAH İSTİYORUZ”
Sempozyumunda,
Birinci gün; “Barınma Hakkı ve
Konut Sorunu”,
“Ülkemizdeki Gecekondulaşma
Süreci” “Kentsel Dönüşüm
Nedir, Neyi
Hedeflemektedir?”, “Barınma
Hakkı ve Kentsel Dönüşümün Hukuksal
boyutu” konularında konuşmaların yapıldığı dört
oturum yapılmış, her konuşmanın ardından sempozyum katılımcıları da
görüşlerini belirterek tartışmaya katılmıştır.
background-color: rgb(255, 255, 255); padding-left: 30px; "> style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; ">İkinci gün ise;
“Kentsel Dönüşüm mü Yerinde
Islah mı?”, “Yıkımlara
Karşı Örgütlenme ve Mücadele” konularında konuşmalar
yapılmış, her konuşma sonrası yine katılımcıların da
görüşlerini belirttiği oturumlar yapılmıştır. Bu konuşma ve
tartışmaların ardından sempozyumun forum bölümünde önergelerin
verilmesi, tartışılması, önergelerin oylanması ve sonuç bildirisinin
okunmasıyla bitirilmiştir. Sempozyumun sonuçlandırılmasından sonra Grup
Yorum sahnede küçük bir konser vermiştir. style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); padding-left: 30px; "> style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; ">İki gün süren “YIKIM
DEĞİL YERİNDE ISLAH İSTİYORUZ SEMPOZYUMU”nda Kentsel
Dönüşümün Emperyalizm ve yerli işbirlikçi tekellerin bugün iktidarı
olan AKP' nin talan, yağma, rant, yıkım ve sürgün politikası
olduğu vurgulanmıştır. Sempozyum, “Kentsel Dönüşüm” ve
“Yıkım” proje ve uygulamalarına karşı aşağıdaki
kararları almıştır:
1-
Tüm halkın sağlıklı bir konuta sahip olma hakkı vardır.Konut ve
barınma sorunu bir toplumsal sorun olduğu kadar, aynı zamanda bir ekonomik
kalkınma sorunudur. Bir sistem sorunudur. Konut ve barınma sorunu devlet
tarafından bedelsiz olarak karşılanmalıdır. TOKİ (Toplu Konut
İdaresi)Konut sorununa çözüm değildir. TOKİ, Tekellerin hizmetinde bir
rant aracıdır.
Yıllardır “Gecekondu sorunu" olarak tartışılan olgu,
ekonomik, sosyal ve siyasal temellerinden soyutlanarak tartışılamaz. Her
şeyden önce "gecekondu sorunu", yoksulluk sorunudur.
"Gecekondu sorunu", bağımlılık sorunudur, bugün için IMF
politikalarının tartışılması sorunudur. "Gecekondu sorunu",
faşizm ve demokrasi sorunu demektir. "Gecekondu sorunu", tüm
Türkiye'nin konut, sağlık, eğitim politikalarının tartışılması
sorunudur. “Gecekondu sorunu” Emperyalizme bağımlı kapitalist
sistemin oluşturduğu çarpık sanayileşme, çarpık kentleşmenin bir
sonucudur. İktidarların tüm bunları gözden kaçırarak sorunu
"kaçak yapılaşmaya", “depreme dayanıksız yapılar”
a indirgemek istemesi temelde "gecekondu sorununu" egemenlerin,
zenginlerin güvenliği ve kar sorunu olarak görmesidir.
background-color: rgb(255, 255, 255); padding-left: 30px; "> style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; ">Bu nedenle, gecekondu
mahallelerinde barınma hakkı için yaptıkları konutların meşru ve yasal
sahibi de bu konutlarda oturan halktır. BU HAKKIN TÜM
YASALARLA GÜVENCE ALTINA ALINMASI İÇİN DEVLET
BU KONUTLARDA OTURANLARA BEDELSİZ OLARAK
TAPULARINI VERMELİDİR. BU
TAPULARIN İHTİYAÇLARI KARŞILAMANIN DIŞINDA KAR VE RANT
ARACI OLARAK KULLANILMASINA İZİN VERİLMEZ. style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); padding-left: 30px; "> style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; ">2- “Kentsel dönüşüm
projelerini” Sömürüye dayalı kapitalist sistemin ihtiyaçları,
emperyalizm ve yerli işbirlikçilerin çıkarları doğrultusunda
uygulanmaktadır. Bu projenin uygulanmasının önündeki Yasal-Anayasal
engelleri kaldıranlarda, Anayasanın ve yasaların yapıcısı ve
uygulayıcısı da işbirlikçi egemenlerin bugünkü iktidarı olan
AKP’dir. “Kentsel dönüşüm” yasa ve uygulamalarına
karşı, emekçilerin, yoksulların barınma sorununun çözümü için
halkın en meşru hakkı DİRENME
HAKKI'dır. EVLERİMİZİ YIKTIRMAYACAK,
DİRENECEĞİZ.
“Kentsel Dönüşüm” projeleri ile evlerimiz ve mahallelerimiz
boşaltılarak işbirlikçi tekellere peşkeş çekilmek isteniyor. Bunu
yaparken direnişle karşılaşmamak için sinsice oyunlar oyunla oynuyorlar.
Mahallemizi kendi içine yıkmak için “anlaşma” oyunlarıyla,
tapu veriyoruz aldatmacalarıyla, komşularımızı kandırıp
işbirlikçileştirme çabalarıyla dayanışmamızı yok etmeye
çalışıyorlar. Provokatörlere kanmayın diyerek her türlü aldatma ve
oyalama yöntemini hayata geçiriyorlar. Birliğimizi, beraberliğimizi
bozmak için Kürt-Türk ayrımını, mezhep farklılıklarını
kışkırtıyorlar. Mahallerimizde kumarı, uyuşturucu ve fuhuşu
yaygınlaştırıp halkımızı yozlaştırmak
istiyorlar. EMPERYALİZME
KARŞI ÜLKEMİZİ,
KENTSEL DÖNÜŞÜME KARŞI KENTLERİMİZİ VE MAHALLERİMİZİ SONUNA KADAR
ÖRGÜTLÜ OLARAK SAVUNACAĞIZ.
3- “Kentsel Dönüşüm” ve bunun
sonucu olarak yıkımlar, AKP’nin, işbirlikçi tekellerin
çözümüdür. Bu çözüm kentin genişlemesi ile merkezde kalmış
gecekondu mahallelerinden halkın çıkartılıp kentin dışına sürülme
çabasıdır. Bunun karşısında halkın çözümü, yaşadığımız
yerleri halksızlaştırmadan, halkı evsiz bırakmadan, tüm halkın
sağlıklı konut sahibi olmasını hedefleyen halk için üretilmiş
YERİNDE ISLAHTIR”.
“YERİNDE ISLAH” PROJELERİNİN HER TÜRLÜ
MALİYETİNİN DEVLET TARAFINDAN KARŞILANMASI GEREKİR.
BU GECEKONDU BÖLGELERİNDE YAŞAYAN
YOKSUL HALKA DEVLETİN BİR ÖZÜR BORCUDUR.
background-color: rgb(255, 255, 255); padding-left: 30px; "> style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; ">4- Kentsel dönüşüm
projeleri ile yıkımları uygulayabilmek için barınma hakkını kullanan
hak sahiplerini korkutarak veya aldatarak “rıza almak” adına
“Kentsel Dönüşüm Sözleşmesi” adı verilen sözleşme
imzalatılmak istenmektedir. Bu tip “sözleşmeler” halkın tek
taraflı olarak bütün hak ve geleceğini elinden alan belgelerdir. Bu
“tek taraflı” olan sözleşme belgeleri ne kadar “
iyileştirilirse” iyileştirilsin özü itibariyle hak sahibi halkın
mahallelerinden kovulması veya en ödemesi mümkün olmayan oranda büyük
borçlar altına sokulması amacını taşımaktadır. BUNA
KARŞI ELİMİZDEKİ
TEK GEÇERLİ YOL, HER ŞEYDEN ÖNCE BU SÖZLEŞMELERİ ASLA
İMZALAMAMAKTIR.
5-
“Kentsel Dönüşüm” projeleri ile yıkımları gündeme gelen
mahallerde yaşayan HALK, ÖNCELİKLE İÇİNDE
KENDİLERİNİN SÖZ VE KARAR SAHİBİ OLMADIĞI, MAHALLE
HALKINA HİZMET ETMEYEN HİÇBİR PROJEYİ KABUL
ETMEZ.
Yıkımlara karşı tek ve en önemli silahımız örgütlenme ve
mücadeledir. Bunun dışındaki tüm önermeler ve yöntemler, en temel
hakkımız olan barınma hakkımızın elimizden alınmasını,
konutlarımızın başımıza yıkılarak mahallelerimizden kent dışına
sürülmemizi engelleyemez. Onun
için YIKIMLARA KARŞI ÖRGÜTLENME VE
MÜCADELE TEMEL ALINIR.
6- Konut sorunu da, barınma hakkı da kapitalist üretim
biçim ile ortaya çıkmış bir kent sorunudur. Bu sorunun özü de eğitim,
sağlık, iş, ulaşım, deprem, göç, beslenme, suyun ticarileştirilmesi,
yeraltı ve yerüstü varlıklarının özelleştirilmesi, yağmalanması
gibi temel sorunların özünü oluşturan emek-sermaye çelişkisinin ete
kemiğe büründüğü kapitalist sistemdir. Sorunun kaynağı olan bir
sistemin sorunu çözmesi de mümkün değildir. Barınma hakkı için
yıkımlara karşı mücadele de sınıfsal temelde kapitalizme karşı
verilen mücadele üzerinde
yükselmelidir. Sorunlarımızın kökten ve
kalıcı çözümü ise, ezen ve ezilenin
olmadığı, insanın
insan tarafından sömürülmediği, tüm ekonomik, siyasal, kültürel,
bilimsel ve teknolojik gelişimin insanlığın hizmetine sunulduğu, bütün
toplumsal düzenin temelden halkın çıkarları doğrultusunda yeniden
şekillendirildiği; bağımsız, demokratik ve halkın devrimci iktidarına
sahip bir Türkiye’nin yaratılmasıdır.
background-color: rgb(255, 255, 255); padding-left: 30px; "> style="font-family: 'trebuchet ms', geneva; ">Evlerimizi yıktırmayacak,
barınma hakkımızı güvence altına alan bir ülkenin yaratılması için
sonuna kadar direneceğiz, mücadele edeceğiz…” style="font-family: Tahoma, Verdana; font-size: 16px; text-align: justify;
background-color: rgb(255, 255, 255); ">Sonuç bildirgesinin de okunmasından
sonra İdil Tiyatro Atölyesi “Yıkım Var” adlı oyunlarıyla
sahne aldı. Armutlunun Çocukları “Sevcan” türküsünü
söyleyerek sahneyi Grup Yorum'a bıraktı.
Kapanış konuşmasında sempozyuma katılanlarla
birlikte evlerimizi yıkmaya gelenlere karşı hep birlikte direnileceği
dile getirildi
ve “Evlerimizi yıkmaya geldiklerinde ne yapacağız, direnecek miyiz?” sorusuna
hep bir ağızdan direneceğiz sözü
verildi. Grup Yorum'un türküleriyle halaylar çekildi, marşlar
söylendi. İki gün süren sempozyuma toplam 350 kişi katıldı.
background-color: rgb(255, 255, 255);
">Kaynak: halkinsesi.tv
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder