Hükümetin işsizlik ve
kayıt dışılığa bulduğu 'çözüm' iş
bıraktırıyor!
title="" width="560" />
Çalışma Bakanlığı emek
piyasasının esnekleştirilmesini öngören Ulusal İstihdam
Stratejisi’ni sendikaların önüne koydu. Esnek çalışmayı
yaygınlaştırarak işsizliği çözeceğini iddia eden bakanlık, kayıt
dışılığı da zorunlu GSS uygulamasıyla “çözecek”.
Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal
İstihdam Stratejisi Taslağı Türk-İş ve Hak-İş’in masasına
kondu. İşsizlik sorununa “esnekleştirme” yoluyla çözüm
bulunacağını iddia eden Taslak, 2023 yılına kadar mevcut istihdam
rakamıyla 3,3 milyon işçinin geçici iş sözleşmeleriyle kısa süreli
çalışmasını, en az 4,6 milyon işçinin de yarı zamanlı
çalışmasını hedefliyor. Böylece kağıt üzerinde işsizlik
azaltılarak, yüzde 5 düzeyine çekilebilecek!
Zorunlu GSS
primleri işi bıraktırıyor
Taslakta Türkiye’de kayıt
dışılığın ve genç işsizliğinin yüksek olduğu söylenerek, çare
olarak “işletmelerin rekabet ve verimlilik düzeyi üzerinde önemli
etkisi olan esnekliğin” artırılması savunuluyor. Ulusal İstihdam
Stratejisi Taslağı, “İstihdam yaratan bir büyüme için
işverenlerin ve çalışanların rollerinin esneklik-güvence dengesi
temelinde yeniden tanımlanmasına ve esnek çalışma modellerinin aktif
olarak hayata geçirilmesine zemin oluşturacak yasal düzenlemelere ihtiyaç
duyulmaktadır” diyor.
Dünya gazetesi yazarı Resul Kurt ise
bugünkü köşe yazısında yaklaşık 140 bin yarı zamanlı çalışanın
yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulaması nedeniyle her
ay eksik olan günlerine ait sigorta primlerini tamamlamak zorunda
kaldıklarını yazdı. Kurt, “Aylık prim ve hizmet belgesinde eksik
gün nedeniyle ’06- Kısmi istihdam’ ve ’17- Ev
hizmetlerinde 30 günden eksik çalışma’ seçeneğinin işaretlenmesi
halinde eksik günlere ait GSS primleri 30 güne tamamlanacak. Aylık prim ve
hizmet belgesinde eksik gün nedeni bu iki neden dışında olanlar bu
zorunluluk dışında kalacak” dedi.
Resul Kurt, genellikle
aylık 200-300 TL ücret alan yarı zamanlı çalışanların bir de sigorta
primi ödemek istemediklerini belirterek, bu nedenle 100 bin civarında yarı
zamanlı çalışanın işlerini bıraktığını ileri sürdü. GSS
düzenlemesi, “gelir testi” sonucunda tespit edilen aile içinde
kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte birinden az olması
durumunda GSS priminin devlet tarafından ödenmesini öngörüyor. Ancak
aile içindeki kişi başına düşen gelirin 295,50 TL’den yüksek
olması halinde prim ödenmesi öngörülüyor. Gelir testine müracaat
yapılmadığı takdirde ise kişiden en yüksek prim bedeli tahsil
ediliyor.
Esnekleştirme ve paralı sigorta istihdamı nasıl
artırır?
Ulusal İstihdam Stratejisi Taslağı’nda ise
konuyla ilgili şunlar söyleniyor:
“Türkiye’de
esneklik-güvence dengesinin sağlanabilmesinde sosyal güvenlik sistemi
önemli bir politika bileşenini oluşturmaktadır. Sosyal güvenlik
politikalarıyla esnek çalışanlar arasında kayıtlı istihdamın
artırabilmesi ve bu alandaki sosyal güvenlik prim kayıplarının önüne
geçilebilmesi, sistemin esnek çalışma biçimlerini tam olarak içermesine
bağlıdır.”
Taslak, 4857 sayılı İş Kanunu ile getirilen
esnek çalışma biçimlerine paralel olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda da esnek çalışanların
sosyal güvenliğini sağlamaya yönelik düzenlemelere yer verildiğini,
bununla birlikte esnek çalışanların sosyal güvenlik kapsamına girme
oranlarının nispeten düşük olduğunun görüldüğünü ifade
ediyor.
GSS düzenlemesi sigorta primi ödeyemeyecek durumda olan esnek
çalışanları tümden işlerini bırakmaya itiyor. Ulusal İstihdam
Stratejisi ise istihdam sorunununa "çözüm" olarak daha fazla
esneklik öngörüyor. Bu politikanın kayıt dışılığı nasıl
azaltacağı, nasıl iş güvencesi sağlayacağı ve gerçek anlamda
istihdamı nasıl artıracağı ise bilinmiyor.
Kaynak:
sol.org.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder