14 Mayıs 2012 Pazartesi

Tutuklu öğrenciler için masumiyet müzesi / Pınar ÖĞÜNÇ

Tutuklu öğrenciler için
masumiyet müzesi / Pınar ÖĞÜNÇ

PINAR ÖĞÜNÇ

Türkiye /
14/05/2012

 

 
class="bosluk cl"> 
id="haberDetayYazi">

Cihan Kırmızıgül de şaşırmamış
karara. Dile doladığımız 600 tutuklu öğrenciyi geçtik mi
yoksa?

Bir fotoğrafını görünce, gülmeye gözlerinden
başlayanlardan olduğunu anlıyorsunuz Cihan Kırmızıgül’ün. Ama
bunun hiçbir önemi yok.
“Şaşırdın mı?” diye
soruyorum. Önceki duruşmada tahliye kararı çıktığında cezaevinden onu
almaya Tekirdağ’a iki otobüs kalkmıştı İstanbul’dan.
Şarkılar, türkülerle getirmişlerdi Cihan’ı. En çok o gün
gülünmüştü. Cihan için var ama arkadaşlarının, Galatasaray
Üniversitesi’nden hocalarının onu bu kadar sevmesinin de önemi
yok.
Ortada kesin ve inandırıcı bir delil yokken, 25 ay sonra
tutuksuz yargılanmak için salıverilmişken başka uyanmış muhtemelen o
sabah Cihan. Fakat işte dokuzuncu celsede araştırma gerektirir başka
husus kalmadığına karar verilip ceza kesilivermiş. İçi kim bilir ne
çorbasıdır, yine de karşımda “Çok da şaşırmadım” diyor.
Nerede yaşadığını biliyor. Yine gülüyor, ama arada sıkıntıyla
bıyıklarının uçlarını kemiriyor, görüyorum. Önünde en az bir
buçuk iki yıl demek olan temyiz süreci var. Tamam dışarıda ama
düşünün bu nasıl bir bekleyiş…

Cihan’a
ve cihana…

Kararda iki müsadereden söz ediliyor. Biri
davanın göbek adı haline gelmiş, ‘puşi tabir edilen bez
parçası’. Kim bilir belki böyle bir Masumiyet Müzesi vardır
bilmediğimiz bir yerde; oraya eklenecektir Cihan’ın puşisi. Hopa
davasından plastik borular, şemsiyeler de orada mı?
El konulanlardan
diğeri de Cihan’ın attığı iddia edilen ama üzerinde ona ait kan
yahut DNA örneği bulunamayan molotof edevatı: Benzinli kumaş
parçalarıyla şişe kırıkları. Bunlar da iyi malzeme müze için. Bu
arada isnat edilen suçta kullanılmadığından telefonunu geri alacak
Cihan. Boşuna müzede yer işgal etmesin.
Kişiliğiyle ön plana
çıkmak istemiyor hiç. Şu an çok da net hatırlamadığı cezaevi
günlerinde isminin etrafında büyüyen kampanyaya şaşırmış. Öyle
konuşuyor ki, utanmış hatta. Binlerce kişinin Taksim’de
‘Cihan’a özgürlük’ diye haykıracağı yürüyüşe
katılmaya çekiniyor. Arkadaşları pankartları rulolayıp yola koyulurken,
o Beyoğlu’nun arka sokaklarına kaçıyor. Belki sesleri duymuştur
ama iki binden fazla insan aynı anda İstiklal Caddesi’ne oturunca
neye benzediğini görememiştir.

600’ü geçtik mi?

Başka taze haberler de var. Cumhurbaşkanı’nın
gelişini protesto eden Kocaeli Üniversitesi’nden 11 öğrenci
hakkında dava açılmış. 50’den fazlasına okulun başlattığı
soruşturma da cabasıydı.
Telefonda İzmir-Konya yolunda sesi titreyen
biri, Yavuz Kılıç var. Konya’da Harita Mühendisliği üçüncü
sınıfta okuyan, 8 Mayıs sabahı gün ışırken gözaltına alınıp sonra
tutuklanan Ali Kılıç’ın babası. Maden Mühendisliği’nde
okuyan ev arkadaşı Servet Yıldız da tutuklanan üç kişiden biri.
Üçüncüsünü tanımıyorlar.
Tuncelili aile. Uzun süre
Kayseri’de yaşadıktan sonra tayinle 12 yıl önce İzmir’e
yerleşmişler. Yavuz Bey “DHKP-C operasyonunda tutuklanmışlar.
Oğlum onun yasadışı örgüt olduğunu bilir, tanıyorum oğlumu. Zaten
yasal bir parti olan Devrimci İşçi Partisi sempatizanıdır. 1
Mayıs’ta Ankara’ya gitmiş. Ben de işçiyim, ben de gittim çok
kez 1 Mayıs’a. Yürüyüşler yaptık, protestolar ettik. Daha doğal
ne olabilir?” diye soruyor.
Cevap veremiyorum, çünkü doğal
olanın, suç olanın tarifi başka TMK günlerinde. Şu anda bir kısmı KCK
operasyonu kapsamında, bilimum örgüte üyelik, o meşhur ‘üye
olmadan destek olmak’ suçlarından tutuklu, hükümlü öğrenci
sayısını tam bilemiyoruz. En derli toplu bilgiye sahip, öğrencilere
hukuki destek veren Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi (TODİ)
bile emin değil. Belki dile doladığımız 600’ü bile geçtik. Bir
öğrencinin dosyasını almaya gittiklerinde, başka birini daha
keşfedebiliyorlar mesela.
Şu da var: Kötü niyetten değil belki ama
bazen hiç ‘nedensizmiş’ gibi gösterme gayreti oluyor bu
tutuklamaları. Nasıl oldu da başına bu geldi?
‘Beyazlaştırırsak’ kurtarırız belki. Tutuklu öğrencilerin
yüzde 90’dan fazlası Kürt, solcu, devrimci, anarşist, muhalif; her
ne diyorlarsa kendine… Onlara suç yapıştırılırken neden kolay
bulunuyor. Önemli olan burası.

 

Kaynak: href="http://www.radikal.com.tr">www.radikal.com.tr

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder