Yıldız Uysal:"Kentsel
Dönüşüm Depremle Meşrulaştırılıyor"
class="manset">
YENİ ŞEHİR PROJESİ
class="no_space">"Kentsel Dönüşüm DepremleMeşrulaştırılıyor"
Başbakan Erdoğan, Van depremi
sonrasında büyükşehirlerdeki kaçak yapılaşma ile ilgili harekete
geçileceğini açıkladığından beri herkes bunu konuşuyor. Mimarlar
Odası Kentleşme ve Planlama Komitesi üyesi Yıldız Uysal konuyu
bianet'e yorumladı.
BİA Haber Merkezi
Çarşamba
height="250" imgid="30049" origheight="250" origwidth="490"
src="http://bianet.org/resim/olcekle/30049/490/250" title="İstanbul'un
bazı ilçelerinde riskli binaların oranı yüzde 77'ye çıkıyor."
width="490" />
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Van depremi sonrasında büyükşehirlerdeki kaçak yapılaşma ile ilgili
harekete geçileceğini açıkladığından beri herkes bu konuyu
konuşuyor.
Çünkü Başbakan, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki
kaçak yapılaşma karşısında yasal düzenlemenin hemen yapılacağını
ve kaçak yapıların kamulaştırılarak yıkılacağını söyledi. Yani
İstanbul'un yüzde 70'inden bahsetti.
"Kentsel
dönüşüm" dedi, "ruhsatsız binalar" dedi ve
"Yıkacağım" dedi.
Peki, örneğin Van depreminde yerle bir
olan Gedikbulak Köyü İlköğretim Okulu kaçak bir yapı mıydı? Ya da
Van Merkez'de "ağır hasar" gören 15 okul ruhsatsız
mıydı?
Cevap "Hayır"sa, deprem sorunu kaçak binalar ve
gecekondulara indirgenemez.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent
Şubesi Kentleşme ve Planlama Komitesi
üyesi YıldızUysal,
"Kaçak yapılar kadar, yasal yapılar da riskli" diyor ve
"Van depreminden önce kentsel dönüşüm projeleri büyük tepki
alıyordu. Şimdi deprem, kentsel dönüşüm projelerini meşrulaştırmak
için bir araç olarak kullanılacak" diye
ekliyor.
"Kendi yapıları depremde yıkılan bir devlet
bütün İstanbul'u nasıl yapacak?"
Yıldız Uysal,
Başbakan'ın projesini şöyle değerlendiriyor:
* Van depremi
Türkiye için milat değil; o milat 1999'daydı. Van depreminden önce
kentsel dönüşüm projeleri büyük tepki alıyordu şimdi bu deprem
riskine bağlayıp yasa çıkaracaklarını ifade ettiler. Bu
tehlikeli.
* Örneğin, Kadıköy'ün yapılaşma emsali
2.07'dir. Bu demek oluyor ki arsanın alanı 2.07'yle çarpılır; o
kadar inşaat hakkı var. Ama Kadıköy bina dolu. Batı Ataşehir
gökdelenle doldu; 2,5 yapı emsaliyle. Dönüşüm yapılan Fikirtepe'ye
4,4 yapı emsali getirdiler. Hiçbir yeşil alanı yok, hiçbir okul alanı
yok.
* Öyle bir alan yaratıyorlar ki, oradaki binaların sağlam
kalması değil, insanların binalardan dışarı çıkması bile mümkün
olamayacak. Deprem sadece binayla ilgili değildir. "Deprem değil bina
öldürür" sloganı yayıldı. Mimarlar odası olarak, sağlam binanın
çok önemli olduğunu ama yaşanabilir ve sağlam çevrenin de aynı
derecede mühim olduğunu tekrarlıyoruz.
* Örneğin San Francisco
depremi "büyük yangın" olarak anılır çünkü yangın
sebebiyle ölenler deprem sebebiyle ölenlerden fazladır.
*
2005'ten sonra Büyükşehir Belediyesi, Bakırköy için yaptığı
planda bir ilköğretim okulunun yanındaki boş alana benzin istasyonu koydu
ve imar etti. Yanıcı madde deposunun deprem zamanında bir okulun yanında
neye sebep olacağını onlar da biliyor.
* Benzin istasyonlarının,
patlayıcı, yanıcı madde depolarının şehir merkezlerinde olmaması
gerektiğini biliyorlar. Bunlar için kimse bir şey yapıyor mu? Önlem
almak isteniyorsa, önce şehrin göbeğine benzin istasyonu yapılmayacak
ama yapılıyor.
* Deprem, tepki alan kentsel dönüşüm projelerini
meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanılacak. 1999'dan beri
deprem önlemi açısından hiçbir adımın atılmamış olması bunun en
net kanıtıdır.
* Dönüşüm uygulanması kamuoyu tepkisi nedeniyle
zorlaşan alanlar var; bu duyarlılığı kırmak için deprem iyi bir
tez.
* Hem 1999 Marmara Depremi'nde hem de 2011 Van Depremi'nde
resmi yapılar tahribata uğradı. Yeni yapılan okul binası bile
çöktü.
* Haydarpaşa Numune Hastanesi mesela, o bina iyi durumda
değil ama güçlendirilmiyor; birçok hastane var böyle.
* Hükümet,
en önce devletin resmi yapılarının sağlam yapılması için çaba
göstermeli. Kaçak yapılar kadar, yasal yapılar da riskli. Kendi
yapılarını, hastanelerini, okullarını, kamu binalarını böyle yapan
bir devlet bütün İstanbul'u nasıl yapacak, pek anlaşılabilir
değil. İlk önce kendi binalarını sağlam yapabilmeli, değil mi?
*
İstanbul, 1999'dan daha kötü durumda. Olduğu gibi bırakılsaydı
daha iyiydi. Deprem sonrası ihtiyaç duyulacak toplanma alanları bile
binalaştı, dönüştürüldü.
* Dönüşüm, biz de "imara
açmak" olarak algılanıyor. Herhangi bir dönüşüm sosyal yapıyı
ve insanı yok sayarak yapılmaz; hiçbir yerde de yapılmaz. Bizim gibi
kentsel dönüşüm yapanı ben hiç duymadım.
* Kente ve kentliye
gerçek bir dönüşümden bahsediliyorsa, Gökkafes, Park Otel gibi
yapıların da dönüştürülmesi gerekiyor.
* Deprem konusunda
yapılması gerekenler 12 yıl boyunca söylendi. Her şey biliniyor ve
yapılmıyor. Şimdi bunları ilk defa keşfediyormuş gibi söylemek doğru
değil. Başbakan'ın bu konuda olumlanmak için yapabileceği hiçbir
şey yok, söylediklerini ciddiye almamıza imkân yok. Çünkü 2002'den
beri tam dokuz senedir, elinde tüm imkânlar
vardı.
Gökdelenler tehlikeli mi?
* Uygun
zemine uygun teknolojiyle yapılan gökdelenin zararı olmaz. Ancak
yıkıldığı takdirde, etrafındaki bütün sağlam yapıları yok eder.
Sırf sallanmakla bile çok hasar verir. Gökdelenlerin arasındaki mesafenin
bu kadar yakın olması da uygun değil; salınımda birbirlerine çarpma
riskleri var. (IC)
kaynak.bianet.org.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder