19 Ocak 2012 Perşembe

HHB: MAHKEME İŞİNİ YAPTI; DEVLETİN GÜVENLİĞİNİ SAĞLADI

HHB: MAHKEME İŞİNİ
YAPTI; DEVLETİN GÜVENLİĞİNİ
SAĞLADI

 

Açıklama No:
345 
/
19.01.2012

 

MAHKEME İŞİNİ YAPTI;
DEVLETİN GÜVENLİĞİNİ SAĞLADI

Gerçek adı ile Devlet
Güvenlik Mahkemesi yeni adıyla, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant
Dink ‘in katledilmesi olayı ile ilgili kararını verdi; “Olayda
örgüt yok”.

Hükümetin, devletin yetkili ağızları ellerini
açarak; “Biz de böyle olsun istemedik ama ne yapalım çaresiz
bağımsız yargıya boyun eğeceğiz” dediler. Güçlerinin yetmediği
bazı durumlara işaret ettiler.

Mahkemeleri eleştirecek olursanız;
onlar da size şu mealde şeyler söyleyeceklerdir; “Biz iddianamede
önümüze ne gelirse onu yargılamakla görevliyiz”  Savcıya
işlenen suçları gösterdiğinizde O da, “Bu konu ile ilgili ayrıca
suç duyurusunda bulunun, bunlar bizim işimiz değil”
deyiverir.

Bu durum şu gerçeğe işaret eder; Mahkemenin önüne
gelen dosya emniyetin istediği kadardır. Daha önce başka olaylarda da
gördüğümüz bir gerçektir; Polis hangi delili dosyaya koyacağına kendi
mekanizması içinde karar verir. Dosyanın iskeletini oluşturur,
Sınırlarını belirler. Polis demek İktidar demektir, Devlet
demektir.

Savcı emniyetin önüne getirdiği evrakı imzalamak veya
emniyetin istediği izni mahkemeden talep etmekle görevlidir. Polisin,
savcının eli ayağı olduğu söylenir. Yine biliriz ki düşünmek, beş
duyu organının ilettiği veriler ile gerçekleşir. Savcı masa başı işi
yapan, polisin gösterdiği kadarını gören ve duyan dolayısı ile ancak
bu sınırda düşünebilen bir çeşit memurdur.

İşte bu yüzden ne
savcılar ne de mahkemeler yasanın kâğıt üzerinde kendilerine verdiği
imkânları bile kullanamazlar, kullanmazlar. İşte bu yüzden “Ne
yapalım bağımsız yargının kararı” diyen iktidar mensupları
yalan söylemektedirler. İşte bu yüzden Ogün Samast’ı bir günde
yakalayanlar ya gerisi? dendiğinde ellerini
kovuşturuverirler.

Devletin Güvenliğini korumak için özel
yetkilerle donatılmış Ağır Ceza Mahkemesi ise Türkiye’de
yargının sahip olduğu en geniş olanaklara sahiptir. Gerek kişi hak ve
özgürlüklerine müdahale, gerek fiziki ve maddi olanaklar açısından
hiçbir mahkemenin sahip olamayacağı imkânlardır bunlar. Somutlayacak
olursak savcılıklar kanalı ile Terörle Mücadele veya Organize Şube
ekiplerinin olanaklarını kullanırlar. Bu şubeler devletin maddi ekonomik
olanaklarının esirgenmediği, özel kanunlar ile hareket eden, korunan,
istihbaratı en güçlü organizasyonlardır.

Özel yargılama
usullerini kullanırlar bu mahkemeler. Bilgi vermek isteyen kişilerin
aklınıza gelebilecek her türlü yolla güvence altına alınması
mümkündür. Sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun herkesi
yargılayabilirler. Tüm idarelerin araç ve personeli emirlerindedir. CMK
250. Madde kapsamında bir soruşturma yürütüldüğünde o bölgenin
itfaiyesinden, belediyesine, karayollarından, tarım kooperatiflerine kadar
aklınıza gelebilecek herkesi ayağa kaldırılabilir. Valilik tedbirler
alır. Örtülü bir sıkıyönetim uygulanabilir. Ülkenin en güçlü
mahkemeleridir kısacası. Ama….

Ama devletin güvenliğini
korumak içindir bu imkânlar. Hrant Dink’in katledilmesine ilişkin
olarak Mahkeme işte yine görevini yapmış ve devletin güvenliğini
korumuştur.

Hrant Dink olayını AKP ileri demokratlığını
göstermek için kullanmak istemiştir. Ama “Bakın derin devlet ne
işler yapıyor ama biz sonuna kadar gideceğiz, derin devletle
hesaplaşacağız” diyen AKP işin sonuna geldi bile.  Yargı
bağımsızlığı demagojisinin arkasına saklanıyor şimdi de. O zaman
polisinize söyleyin katliamın geri kalan plan ve icracıları için bir
tahkikat yürütsün de savcıların önüne getirsin, engel mi var?
Savcılarınıza söyleyin yeni soruşturmalar açsınlar. Yargıtay’ı
işaret etmenin ne anlamı var. Yargıtay yargılama yürütemez ki.
Yalnızca yapılan yargılamanın kanuna uygun olup olmadığına bakar. O da
isterse tabii. Bu arada da Ogünler, Yasinler tahliye olurlar. Deliller ise
çoktan karartılmıştır.

AKP’nin bu katliam üzerinden
gösterebileceği demokratlık oyunu sona ermiştir. İstediler ki; bu iş
Ergenekon işidir, E Ergenekon da şükür yargılanıyor deyip ellerimizi
kovuşturalım. Daha fazla soru sormayalım. Failleri koruyan emniyet-
yargı- istihbarat sistemini görmeyelim.

Hrant Dink katliamı davası
ile hepimiz bir kez daha gördük ki devlet, derin işler yapmayı
sürdürüyor. Onlar derinlerde aramamızı istiyorlar… Oysa bizler
için çoktan su yüzüne çıkmıştır hakikat.

KAHROLSUN
FAŞİZM

YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ VE
MÜCADELESİ

 

HALKIN HUKUK
BÜROSU

/>Kaynak: halkinsesi.tv

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder