18 Şubat 2012 Cumartesi

Sosyal dışlanmanın Roman halleri

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/8193>Sosyal dışlanmanın Roman
halleri</a></h1><p>Türkiye&rsquo;de Romanlar, dışlanmış,
ötekileştirilmiş, kentlerin kıyılarındaki mahallelere hapsedilmiş,
kamusal hizmetlerden yararlanamayan farklı kimlikler içerisinde en
dezavantajlı grubu oluşturuyorlar. &lsquo;Kentsel dönüşüm
projeleri&rsquo; ile evlerinden yurtlarından edilen, aynı zamanda
kültürleri de yok olan Romanlar, artık çalgı çalıp şarkı söyleyip,
dans etmeleriyle değil, ekmeğini çöpten çıkaranlar olarak ifade
ediliyor.<br /><br />Romanların farklı alanlarda yaşadığı sosyal
dışlanmayı anlamak üzere Kasım 2011&rsquo;de beş ayrı ilde Roman
Topluluklar için Bütünlüklü Sosyal Politikalar Geliştirme Projesi
kapsamında çalışma yapıldı. Edirne Roman Kültürünü Araştırma
Geliştirme, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EDROM), Boğaziçi
Üniversitesi Sosyal Politika Forumu ve Anadolu Kültür&rsquo;ün
yürüttüğü çalışma sonucunda gözlemler bir rapor halinde
yayımlandı.<br /><br />Erzurum, Samsun, Konya, İstanbul Ataşehir, İzmir
Bergama ve Hatay illerinde yürütülen çalışmada Romanlara ilişkin
önemli tespitler yapıldı. Raporda, Romanların toplumsallığının çok
boyutlu bir sosyal dışlanma sürecini içinde barındırdığı
belirtiliyor. Son yıllarda romanlarla ilgili yapılan çalışmalarda,
Romanların Türkiye toplumunun en dezavantajlı grubu olduğu ve
Romanlığın aynı zamanda bir yoksulluk durumu olduğu tesitlerine yer
veriliyor. Söz konusu çalışmalarda, Romanların yaşadığı temel sorun
alanlarının istihdam, barınma, sağlık ve eğitim olduğunun altı
çiziliyor.<br /><br />Romanların büyük bir kısmı düzenli gelir
getirmeyen ve güvencesiz işlerde çalışıyorlar, ya da işsizler. Yine
Romanların büyük bir kısmı gerek sosyal yardımlaşma ve dayanışma
vakfından, gerekse belediyelerden nakit yardımı ve ayni yardım alıyor.
Bu sosyal yardımlar geliri belirsiz Roman ailelerin yaşamlarında son
derece önemli bir yere sahipler. Roman topluluklarının yerleşim
koşullarına bakıldığında kentlerin dış çizgilerini oluşturan Roman
mahallelerinde yaşayan grupların kentin sosyal ve kültürel yaşamından
yararlanamadıkları görülüyor.<br /><br />&lsquo;KENTSEL
DÖNÜŞÜM&rsquo; YIKIMLARI OLDU<br /><br />Özellikle son dönemde yerel
yönetimler tarafından uygulanan kentsel dönüşüm çalışmalarında
Roman toplulukların da yaşadığı yerleşim alanları yıkım tehdidi ile
karşı karşıya kaldılar.<br /><br />Romanların, eğitim ile ilişkileri
en kopuk grup olduğu belirtilen raporda, Roman çocukları arasında okulu
terk etme oranının yüksek, devamsızlığın sık olduğu, üçüncü,
dördüncü sınıfa gelmiş çocukların hala okuma yazma bilmediği
gözlemine yer veriliyor.<br /><br />Yine Romanların siyasi partiler, meslek
kuruluşları, sendikalar gibi birçok siyasi ve sosyal kurumda temsiliyeti
yok denecek kadar az. Rapora göre, Roman statüsü, sürekli bir sosyal
dışlanmanın ve beraberinde getirdiği damgalanmanın sonucu ortaya
çıktı. Şehrin güvenliğini ve toplumun refahı için
&lsquo;tehlikeli&rsquo; olarak addedilen Roman mekanları, suçun ve kayıt
dışılığın yuvası olarak damgalanıyor ve şehir yaşamı ile bağları
giderek kopuyor. Bu mahalleler, altyapı ve ulaşım sorunları kötü,
konutları, yarattıkları illegal ekonomi ile birlikte roman gettolarına
dönüşmüş durumda. Bu bağlamda mekan, Romanlar için bir damgalanma
aracı olarak ortaya çıkıyor.<br /><br />Çalışmanın yürütüldüğü
tüm şehirlerde, kent halkının roman mahallerini, yakınından bile
geçilmemesi gereken yerler olarak betimledikleri tespit edilmiş. Roman
mahallelerinin suç üreten mahalleler olarak damgalanması romanların
mahalle dışında kalan şehir yaşamına katılımını da engelliyor.
Roman denince, akla hırsız ve uğursuz geldiğini söyleyen Romanlar,
şehrin merkezi yerlerine gidemediklerini, örneğin bir alışveriş
merkezine giremediklerini lokantada yemek yiyemediklerini söylüyorlar.<br
/><br />Romanların yaşadığı gecekondu mekanları yalnızca bir barınma
mekanı değil, aynı zamanda gelir için gerekli. Yapılan gecekondu dönüm
projeleri, Romanlar için sadece bir konut sorunu oluşturmuyor, bunun
yanında geçim stratejilerini de risk altına alıyor. Bu nedenle gecekondu
dönüşüm projeleri istisnasız her Roman mahallesinin korkuyla beklediği
bir süreç.<br /><br />Gecekondu dönüşüm projeleri, romanların mekansal
dışlanmalarının da temelinde yatıyor. Yerel idareciler, Romanların
yaşadıkları mekanı suç ve her türlü yasa dışı aktivitenin merkezi
olarak tanımlıyorlar. Bu sebeple de roman mahalleleri bir yaşam alanı
olmaktan çok bir an evvel yok edilmesi gereken suç mekanları olarak
görülüyor. Gecekondu dönüşüm projeleri, hem Romanlar için çok
boyutlu bir barınma sorununa işaret ediyor, hem de mekan temelli kurulan
damgalayıcı dil ile Romanların yaşadığı sosyal dışlanmayı
derinleştiriyor.<br /><br />Çalışma kapsamında görüşülen kamu
görevlileri bile, Romanların yaşadığı mekanların suçtan temizlenmesi
gerektiğini savunuyorlar. Romanlar, daha iyi bir yaşam adı altında
gecekondu dönüşüm projeleri ile meşrulaştırılan bir zorunlu yer
değiştirme ile karşı karşıya kalıyorlar. Diğer bir deyişle Roman
mekanları aciliyetle ortadan kaldırılması gereken bir alan olarak
betimleniyor ve mekanın insanların sosyo-ekonomik hayatındaki yeri
düşünülmeden gecekondu dönüşüm projeleri yürürlüğe sokuluyor.<br
/><br />İŞ BULMA İMKANI<br /><br />Romanların en temel sorunlarından
birini işsizlik oluşturuyor. Emek piyasası ile ilişkilenmiş Romanlar
genellikle güvencesiz, marjinal ve mevsimlik işlerde çalışıyor. Öyle
ki, raporda, çalışan Romanlar için &lsquo;çalışan yoksullar&rsquo;
ifadesi kullanılmış. Tüm şehirlerde niteliksiz, güvencesiz,
sağlıksız ve ağır iş koşullarında çalışan bir Roman topluluğundan
bahsetmek mümkün. Gelirin her daim belirsiz olduğu, geçim stratejilerinin
günü kurtarmak üzerine inşa edildiği bir hayat süren Romanlar için en
çok özlem duyulan şey ise güvenceli bir iş. Romanlar için güvenceli
bir işe ulaşmak hayal haline gelirken, bugün var yarın yok işler, emek
piyasası ile ilişkilerini ve geçim stratejilerini belirleyici bir nitelik
taşıyor.<br /><br />Piyasada hurdacılık, kağıt ve plastik
toplayıcılığı, hamallık gibi işler, Roman işleri olarak kabul
görmüş. Raporda, romanların Antakya&rsquo;da hurdacıların istenmemesi,
Konya&rsquo;da bohçacılığın yasaklanmaya çalışılması,
Bergama&rsquo;da Romanların genelde mevsimlik tarım işçisi olarak
çalışması, romanların şehir yaşamında görünür olmasından duyulan
rahatsızlığın tezahürleri olarak belirlenmiş. Romanların da kendi
kimliklerini yaptıkları işler ile inşa ettikleri söylenebilir.<br /><br
/>İş arayan Romanlar, yaşadıkları mahallelerin adını söyledikleri
andan itibaren dezavantajlı konuma düşüyorlar ve çoğu zaman olumsuz
yanıt alıyorlar. Mekansal damgalamanın Romanların güvenceli işlere
erişimlerini en ağır şekilde etkilediği iki şehrin ise Konya ve Erzurum
olduğu tespitine yer veriliyor.<br /><br />Çalışma yapılan bütün
şehirlerde, Romanların şehirlerin ekonomik yaşamı içerisinde
hurdacılık, kağıt toplayıcılığı, hamallık, ayakkabı boyacılığı
temizlik gibi marjinalleşmiş iler ile geçimlerini sağladıkları tespit
edildi. Romanların yaptığı iş, ağırlıklı olarak atık kağıt
toplayıcılığı. O kadar ki, artık çalgı çalıp şarkı söyleyen ve
dans eden roman imgesinin yerini ekmeğini çöpten çıkaran Roman imgesi
almış.<br /><br />Romanların çalışma yaşanının, ağır iş
koşulları ve beraberinde gelen kronik hastalıklar nedeniyle 40&rsquo;lı
yaşlarda bittiği ifade ediliyor. Bu yaşlara geldiklerinde Romanların
ciddi bir kısmı iş yapamaz hale geliyorlar. Romanların güvencesiz ve
ağır iş koşulları yanında işlerin geçici olması eve giren geliri de
belirsiz kılıyor.<br /><br />KAMUSAL HİZMETLERE ERİŞİM<br /><br
/>Raporda, Romanların toplumda eğitim ile ilişkileri en kopuk gruplardan
biri olduğu belirtiliyor. Roman çocukları arasında okul terk oranının
yüksek olduğu, devamsızlığın sıkça görüldüğü, üst sınıflara
geçmiş çocukların dahi okuma yazmayı sökemediği gözlemlenen bir
durum. Saha çalışmasında da Roman mahallelerinde eğitimle ilgili
gözlemlenebilecek ilk olgu, eğitim seviyesinin düşüklüğü. Romanların
topluluk normu geğreği eğitime değer vermedikleri, çocuğun okullu
olmasının topluluk içinde bir değer taşımadığı kanısı sıkça
görülen bir durum. Yoksulluğun eğitimden kopuşun temel sebeplerinden
biri olduğu tespit edildi.<br /><br />OKUL SIRASINDA DIŞLANIYORLAR<br /><br
/>Okula devam edememe nedenlerinden bir diğeri ise romanların her alanda
karşılaştıkları sosyal dışlanmaya okul sıralarında da maruz
kalmaları. Roman çocukların okul sıralarında yaşadığı dışlanma,
okuldan soğumalarına ve ayrılmalarına neden oluyor. Roman çocuklarının
maruz kaldığı dışlanmanın bir diğer tarafı ise okul yönetimleri.<br
/><br />Eğitimden erken kopuşun bir diğer nedeni ise Roman
topluluklarında çocukların erken yaşta evlenmesi. Yapılan çalışmada
ortalama evlilik yaşı bir çocuğun ortaokul veya lise çağlarına denk
düşen 15-16 olarak tespit edildi. Erken yaşta evlenen Roman çocukları,
eğitim hayatlarına devam etmek yerine ailelerini geçindirmek zorunda
kalıyorlar. Rapordaki bir diğer tespit ise, Roman mahallelerindeki
okulların çevre mahallelerinin okullarına göre çok daha zor fiziki
koşullara sahip.<br /><br />BAŞARILI TEK YARDIM KÖMÜR!<br /><br />Roman
mahallelerinde sosyal ardım sistemi de sağlıklı bir şekilde işlemiyor.
Sosyal yardım sisteminin aksamasında Roman mahallelerine yönelik
önyargıların kamu idarecileri tarafından yeniden üretilmesinin payı da
bulunuyor. Sosyal yardım kalemlerine tek tek bakıldığında, en iyi
işleyenin kömür yardımları olduğu görülüyor.<br /><br />BELEDİYE
HİZMETLERİ<br /><br />Temizlik ve ulaşım hizmetlerinde Roman
mahallelerinde yetersiz. Öyle ki bazı illerde Roman mahallelerine çöp
arabaları ayda bir kere gidiyor. Bazı Roman mahallelerine şehir içi
ulaşım araçları hizmet vermiyor.</p><p>Kaynak: <strong>ANF</strong></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder