Açıklama 62: YAŞASIN
CANSEL MALATYALI'NIN ONURLU DİRENİŞİ
24.10.2012
YAŞASIN CANSEL
MALATYALI’NIN ONURLU DİRENİŞİ
Cansel
Malatyalı’nın işini geri alabilmek için 8 ay boyunca
sürdürdüğü onurlu direnişi, zaferle sonuçlanmıştır. İnşaat
Mühendisleri Odası’ndaki işinden “performans
düşüklüğü” gerekçe gösterilerek atılan Cansel Malatyalı,
direnişini 20 Şubat 2012 tarihinden 19 Ekim 2012 tarihine kadar hiçbir
baskıya boyun eğmeden sürdürmüştür. Zafer kazandığı gün yaptığı
açıklamasında kendisinin de belirttiği gibi, Cansel
Malatyalı inancını Kızıldere'de yankılanan "biz buraya
dönmeye değil, ölmeye geldik" şiarından almıştır. Cansel
Malatya’lının son 36 günde açlık grevi yaparak sürdürdüğü ve
işine geri alınarak zaferle sonuçlandırdığı direnişi “Yaşasın
Direniş, Yaşasın Zafer” sloganıyla tarihteki yerini
almıştır. 8 ay boyunca devam eden bu süreç bir emekçinin
hakkı olanı alma mücadelesinin yanı sıra, odaların, sendikaların
geldiği durumu anlatması, oda yönetimlerine çöreklenmiş patronların
teşhiri ve reformizm-devrimcilik farkını ortaya koymasıyla da tarihe
geçen bir direniş olmuştur.
Bir kez daha görülmüştür ki;
tarihte kazananlar hep direnenlerden olmuştur. Faşizmle yönetilen ülkemiz
gerçekliğimizde en ufak bir hak kırıntısı için bile mücadele
edilmesi, insanların işlerini geri kazanabilmeleri, kardeşinin cenazesini
kaldırabilmeleri ve hatta onurlu yaşayabilmeleri için bedenlerini
açlığa yatırması vardır. Katledilip toplu mezarlarda kaybedilen
kardeşinin cenazesini alabilmek için ölüm orucu yapan Hüsnü Yıldız,
işini geri alabilmek için oturma eylemini açlık grevi ile sürdüren
Türkan Albayrak ve şimdi de 243 gün oturma eylemi, 36 gün de açlık
grevi yapan Cansel Malatyalı zafere ulaşarak bu gerçekliği açıkça
göstermektedir. Bir emekçi işini geri alabilmek için kendisine destek
veren devrimcilere güvenerek ve tarihten aldığı inanca sarılarak,
karşısında birlik olan sendikaların, odaların yönetimine çöreklenmiş
çürümüş anlayışları alt etmiş, kendisini yarı yolda bırakan
sendikasının, siyasetlerin politikasızlıklarını yüzlerine vurmuş ve
zafere ulaşmıştır.
Cansel Malatyalı, 8 aylık direnişi
boyunca birçok kez işkence yapılarak gözaltına alınmış, oda
yöneticileri tarafından sözlü ve fiziki saldırıya uğramış, direnişi
karalanmış ve yalnız bırakılmıştır. Devletin emekçileri daha fazla
sömürmek için çıkardığı “performans” yasasını, devletin
kendisinden daha hızlı bir şekilde, kendisine demokrat diyen İMO
yönetimi kullanmış; her polis saldırısının arkasından ise yine İMO
yönetiminin ihbarcılığı, polis ile işbirliği çıkmıştır.
Devrimciler kurumlarına polis saldırısına karşı barikatlar kurarken,
İMO yönetimi barikatlarını bir emekçiye karşı kurmuş, Cansel
Malatyalı’nın meşru hakkı olan pankart asma eyleminde ise bizzat
kendi kurumlarına polisi davet etmiş, Cansel Malatyalı ve ona destek veren
devrimcileri gözaltına aldırmıştır. İMO Yönetimi ve yandaşları
yalancılıkta öyle yüzsüzleşmişlerdir ki; Cansel Malatyalı’yı
bir gecede gözaltına aldırıp İMO çevresine alelacele duvar ördüren ve
inşaat çalışması yapılıyor görünümü veren oda yönetimi, son bir
ayda hiçbir tadilat yapmayıp, Cansel Malatyalı direnişinin bitmesinin
hemen ertesinde ise kurdurdukları duvarı ve inşaat iskelesini
söktürmüşlerdir. İMO Yönetimi, direniş boyunca halka teşhir olmanın
paniği ile karalama çalışmalarını sürdürmüş, ara ara yaptığı
açıklamalarda devletin ağzını kullanarak, bu onurlu direnişe
saldırmıştır. Yine TMMOB, DİSK, KESK ve TTB yönetimlerinin peş peşe
yaptıkları Cansel Malatyalı’yı kınama açıklamasından sonra;
TMMOB’a bağlı odalardan, DİSK ve KESK’in yönetici ve
üyelerinden Cansel Malatyalı’nın işe geri alınmasına yönelik
ardı ardına yapılan açıklamalar, sendika ve oda yönetimlerinde
kararların nasıl alındığını, bu kurumların, üyesinden kopuk bir
şekilde bir avuç koltuk düşkünü tarafından yönetildiğini
göstermektedir.
Cansel Malatyalı’nın açlık grevinin kritik
bir sürece girmesi ve kamuoyuna fazlaca teşhir olunmasıyla pes eden ve
geri adım atan İMO yönetimi, Cansel Malatyalı’nın ise geri
iadesini gerçekleştirmiş ve bunu da bir açıklamayla odanın internet
sayfasından duyurmuştur. İMO Yöneticilerinin kuyruk acıları öylesine
büyüktür ki, yaptıkları açıklama ile son dakikaya kadar hala Cansel
Malatyalı ve ona destek veren devrimcilere saldırmaya devam etmişlerdir.
İMO yönetimine çöreklenmiş eski solcu artıkları direnmek nedir
bilmediği için, tıpkı 2000’lerdeki ölüm orucu sürecinde Hikmet
Sami Türk’ün dediği gibi, Cansel Malatyalı’nın birilerinin
baskısı ile direndiğini iddia etmektedir. Ancak şunu iyi
bilmelidirler; bir insanın talepleri uğruna bedenini açlığa
yatırması baskı ile olacak bir şey değildir, bu güç ve bu irade ancak
ve ancak haklılığın ve meşruluğun getirdiği inançla olabilir. İMO
yönetiminin süreç boyunca yaptığı her açıklama gibi, bu son
açıklama da mesnetsizdir, devlet ağzıyla yazılmıştır. Yapılan
açıklamada, Cansel Malatyalı hakkındaki asılsız iddialarından
vazgeçilmemiş, öte yandan ona destek veren devrimciler ise
“herkesin bildiği bir grubun yönlendiriciliği ile direnişe
devam edilmiştir” diye nitelendirilerek bir emekçinin
direnişi yok sayılmıştır. Evet, herkes o “bir grubun” kim
olduğunu bilmektedir. O “bir grup” Cansel Malatyalı’nın
direnişi boyunca yanında bulunmuş, onunla birlikte gözaltına alınmış,
onunla birlikte dayak yemiş, onunla aç kalmış devrimcilerdir. Evet, bu
grubun mevcut İMO yönetim anlayışı ile derdi
de vardır. Bu grup sadece İMO değil, sendika ve oda yönetimlerine
çöreklenmiş tüm patronlara ve reformist anlayışlara karşı açıktan
tavır almış, odaları olması gerektiği gibi demokratik kitle örgütü
niteliğinde tutabilmek için yıllarca mücadele vermiş, oda önlerinde
“demokrasi nöbetleri” tutmuş, AKP’nin TMMOB’ye
saldırısı karşısında açlık grevine girmiş, odasını sahiplenmiş
devrimcilerdir. Tam 8 ay boyunca odasının kapısı önünde gün gün
eriyen bedeniyle bir emekçiyi görmezden gelen anlayışlara karşı olup,
Cansel Malatyalı’nın direnişine destek verdiği için, ülkesini
emperyalistlere satanlara, halkları katletmek için kullanılan füze
kalkanının kurulmasına karşı çıktığı için şu an F Tipi tecrit
hücrelerinde tutulan devrimcilerdir. Emperyalizme karşı bağımsızlık,
faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizmi savunan
devrimcilerdir.
Bizler Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar olarak
oda yönetimlerindeki bu reformist, halk düşmanı anlayışları
kınıyoruz. Ülkemiz bir yandan emperyalist işgal altındayken, bir tarafta
Suriye halklarını katletmek için halkımız emperyalistlerin oyununa dahil
edilmeye çalışılıyorken, bir yandan hapishanelerde Kürt
tutuklular açlık grevindeyken, diğer yandan “kentsel
dönüşüm” yalanlarıyla halkımız evsiz barksız bırakılıyor,
HES’lerle, nükleer santrallerle, fabrikalarla doğa talan ediliyorken,
biz yine yerimizin sokaklar, yani halkın yanı olduğunu bir kez daha
duyuruyor, halkın mühendisleri olarak tüm bu anlayışlara karşı her
zaman mücadele edeceğimizi, örgütlü gücümüz olan odalarımızı
sahiplenmeye devam edeceğimizi duyuruyoruz. Mesleki bilgimizi her zaman
emekçiden, halktan yana kullanacağımızı, halkın zararına olan hiçbir
proje altına imzamızı atmayacağımızı bir kez daha söylüyoruz. Cansel
Malatyalı direnişi bu anlamda hepimiz için örnek olmuş, inancımızı ve
gücümüzü arttırmış, oda ve sendika yönetimlerine çöreklenen
reformizmin gerçek yüzünü bir kez daha göstermiş ve bu anlayışlara
karşı mücadele etmenin önemini ortaya koymuştur. Cansel
Malatyalı’nın bu haklı, onurlu direnişi boyunca yanında bulunmuş
olmaktan gurur duyuyoruz.
YAŞASIN CANSEL MALATYALI’ NIN
ONURLU DİRENİŞİ
YAŞASIN DİRENİŞ YAŞASIN
ZAFER!
MÜHENDİSİZ MİMARIZ HAKLIYIZ
KAZANACAĞIZ!
align="center">DEVRİMCİ MÜCADELEDE MÜHENDİS
MİMARLAR
src="http://ivmedergisi.com/files/resim/_mg_8827_0_1.jpg" style="width:
500px; height: 333px; " />
src="http://ivmedergisi.com/files/resim/img_8812_-_copy.jpg" style="width:
500px; height: 334px; " />
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder