23 Ekim 2012 Salı

Ape Musa'nın evlatları açlıktadır / Ezgi BAŞARAN

Ape Musa'nın evlatları
açlıktadır / Ezgi BAŞARAN

EZGİ
BAŞARAN

Türkiye / 23/10/2012 /> 

 
 

Onlar birilerinin oğludur, kızıdır. Lideri diye bellediklerine
terörist, hak diye istediklerine terör diyemezsiniz.

900’ların
başında bir gün Mazlum Çimen ve Musa Anter AKM’nin önündeki
seyyar pilavcıdan birer tas alıp kaşıklarlar. Pilavcı oğlan,
karşısındakinin Musa Anter olduğunu öğrenince ileride sıra sıra
bekleşen diğer pilavcılara bağırır: “Ape Musa hat!” (Musa
Amca geldi!) Hepsi arabalarıyla tam hız gelirler. Pilavını bitirip
Bostancı dolmuşuna doğru yürüyen Ape Musa’ya eşlik ederler.
Konvoy halinde. Trafik kilitlenir filan. Ape Musa hepsini alnından öper ve
dolmuşa biner. Dolmuş şoförü şaşkın vaziyette sorar: “Amca
bunlar senin neyin oluyor?”

Ape Musa cevap verir: “Hepsi
benim oğlumdur, evlat.”

Şoför üsteler: “Amca senin
oğullarının hepsi pilavcı mı?” Ape Musa bu kez anlatır:
“Yok, evlat, bunlar yalnız buradakiler.

Geri kalanlar hapiste,
sürgünde, şurada burada işte.”

* * *

PKK üyesi
olmaktan hüküm giymiş bin kadar kişi 42 gündür açlık grevinde. Bir
kısmı yaşamsal fonksiyonlarını geri dönülmez biçimde kaybetmiş
vaziyette. Bir tutam tuz, bir tutam şeker, bir lokma B vitaminiyle
duruyorlar. Yaşamak değil, durmak. Anadilde eğitim ve Öcalan’ın
tecrit halinin son bulmasını istiyorlar. İstekleri kabul görene kadar da
aç kalacaklar. Bu açlığı görmek istemeyenler yüzünden de ölecekler.
Bugün saat 12.00’de Ape Musa’nın diğer çocukları, biyolojik
olanları, yani Dicle ve Rahşan da 24 saatlik açlık grevine girdi. Dicle
Batman’da, Rahşan İzmir’de, babalarının diğer evlatları
ölümcül bir çığlıkla bağırıyor ve kimse duymuyor diye bunu
yapacaklar.

Dicle Anter’i aradım, meramını şöyle
anlattı:

“Başbakan Erdoğan bir keresinde
‘Düşünmezseniz Kürt sorunu yoktur’ demişti. Biz
düşünüyoruz çünkü insanız. Siz düşünmüyor, duymuyor,
görmüyorsanız sorun sizdedir. Bakın bu üçüncü büyük açlık
grevidir. 20 gündür o insanların halini kimse dile getirmiyor. O sansürü
bir gazeteci olarak sen daha iyi tarif edersin, Ezgi. Ben şunu diyebilirim:
Bu işin sonunu çok vahim görüyorum. Benzerlerini yaşadık. Diyarbakır
zindanlarında, Ulucanlar’da. Tarih üçüncü kez tekerrür ederse biz
insan mıyız? Biz ablamla KCK tutuklamaları dahil şu anda yaşanan tüm
hukuksuzluklara ve mahkûmların taleplerine dikkat çekmek için aç
kalacağız. Öcalan’ın bir halk lideri olduğu ve Kürtlerin
özgürlük mücadelesi artık kabullenilmeli bu topraklarda. Kürt dili
kabullenilmeli. Kürtçeyi seçmeli ders yapmak da neymiş? Benim kızımın
isminde W harfi var diye nüfusa yazdıramadım. İsveç vatandaşı yaptım.
İsveçli benim kızım şimdi. Anlatabiliyor muyum? Açlık grevini makul
bir eylem olarak savunamam çünkü ölüm getirir. Ama bu da insanların son
çaresidir. Ve biz Kürtler, bir bakıma, bu ülkede yaşayan ölüler değil
miyiz? Dili, kimliği yok sayılan insana yaşayan ölü denilmez
mi?”

* * *

Ape Musa’nın evlatları açlıktadır.
Onlar birilerinin oğludur, kızıdır. Lideri diye bellediklerine terörist,
hak diye istediklerine terör propagandası diyemezsiniz. Onlar dönülmez
bir yoldadır. Ape Musa’nın evlatları. Düşünmeseniz de öyledir.
Bu kez hep beraber düşünelim, n’olur. Düşünüp bir felaketi
önleyelim.

NOT: Ape Musa’nın pilavcı hikâyesi için Met
Üst’e teşekkür ederim.

 

Kaynak: href="http://www.radikal.com.tr">www.radikal.com.tr

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder