AKP Hükümeti Kemeri
Emekçilerin Boğazında Sıkıyor!
style="line-height: 120%; font-size: 10pt">Günümüzde yaşanan ekonomik
kriz hem içeride hem de dışarıda, yıkıcı etkisi ile devam etmektedir.
Bugün ekonomik krizin derinleştiği, iflasın eşiğinde olan ülkeler
“kemer sıkma” yöntemleri ile krizin faturasını
emekçilerden çıkartmaya yönelirken, büyük bir insanlık krizinin de
görüntüleri oluşmaktadır.
style="line-height: 120%; font-size: 10pt">Bugün İspanya ve Yunanistan
emekçileri parlamento önündeki meydanları birer direniş alanına
çevirirken, gasp edilen haklarının ve insanca yaşam koşullarının iade
edilmesi için sürdürdükleri mücadelede kararlı olduklarını da ortaya
koyuyorlar.
class="rteleft">Ülkemizde ise AKP hükümeti
“büyüyen ve güçlü bir ekonomi”nin var olduğunu savunurken,
aynı anda krizi en derin yaşayan ülkelerdeki emekçilere dayatılan
koşulları aratmayacak biçimde kemeri emekçilerin boğazında sıkmaya
ısrarla devam ediyor.
Bu süreçte AKP hükümeti 657 sayılı Kanunda yapmak istediği
düzenleme ile kamu emekçilerini iş kaybı tehlikesinin,
sendikasızlaşmanın ve daha düşük ücretlerin bulunduğu
güvencesizliğe doğru hızla itiyor. Yetmezmiş gibi “bütçe”
bahanesi ile sosyal harcamaları en alt düzeye indirmeye ve en temel kamu
hizmetlerini neredeyse tümüyle piyasanın hizmetine devretmeye çabalıyor.
Bugün gelinen nokta, emekçilere daha ağır çalışma koşullarının
dayatıldığı, sömürünün daha da sertleştiği ve geleceğin belirsiz
bir karanlığa doğru sürüklendiği, ARTIK BARDAĞIN TAŞTIĞI SON
NOKTADIR!
Bugünlerde AKP kanadından açıklama üzerine açıklama, tasarı
üzerine tasarı gelmektedir. Oldubittiye getirilen yasalar artık neredeyse
gece yarısı operasyonları şeklinde bizlere dayatılmak istenmektedir.
Nabız yoklamak için en son ortaya atılan emeklilik yaşının
yükseltilmesi ve kıdem tazminatının törpülenmesi gibi açıklamalardan
da anlaşılan odur ki, AKP hükümetinin emekçilerin sosyal ve özlük
haklarına ilişkin planları gelecekte daha da sertleşerek devam edecektir.
Ardı arkası
kesilmeyen bu dayatmalar zincirinde önceki hafta, işten atılmayı ve
düşük ücreti keyfi bir hale getirecek olan performansa dayalı
ücretlendirme karşımıza çıkmıştı. Bu hafta ise 2013 yılı Bütçe
Kanun Tasarısı ile sıra fazla mesai ücretlerinin kaldırılmasındaydı.
Ayrıca aynı tasarıda yer alan kamuya ait kreşlere, misafirhanelere ve
spor tesislerine hiçbir şekilde yeni personel alınmayacağı ve bu
alanlara hiçbir şekilde bütçeden ödenek aktarılmayacağı maddesi de
yürütülen bilinçli saldırı politikasının yeni girişimleri oldu.
Bugün yoksulluk
sınırının 3,351 TL olduğu koşullarda kamu emekçilerinin ortalama
geliri 1,546TL'dir. Performansa dayalı ücretlendirme ve fazla mesai
ücretinin kaldırılması ile hiç kuşku yok ki yoksulluğun pençesine
mahkum edilen kamu emekçilerinin sayısı daha da artacaktır. AKP
hükümeti, bu koşullarda daha ağır sömürüye maruz kalan emekçiler
için ayrıca bir de zorunlu giderler yaratmaktadır. Kreş, çocuk
bakımevi, spor tesisi ve benzeri sosyal tesislerin giderlerinin bundan
böyle bütçeden karşılanmaması kararı ile birçok ek maliyet yine
emekçinin sırtına yüklenmiş olacaktır. Çalıştığı için
çocuğuna bakamayan aileler zorunlu olarak çocuğunu kreşe vermek
isteyecek ve aylık yaklaşık 1,000 TL gibi ek bir maliyetle karşı
karşıya kalacaklardır. Buradan da anlaşılan odur ki, AKP
hükümetinin artık emekçilerden beklediği var olan ücretleri ve her gün
bir yenisi dayatılan yeni giderleri ile hayatta kalmak için mucizeler
yaratmasıdır.
AKP hükümetini bir kez daha uyarıyoruz, KESK olarak bu dayatmalara
asla izin vermeyeceğiz!
style="font-size: 10pt">Kazanılmış haklarımıza göz dikenler, belli
sermaye çevrelerini sürekli bizden aldıkları ile besleyenler dikkat
etsinler, her adımlarında karşılarında emekçilerin barikatını, kamu
emekçilerinin örgütlü gücü KESK'in “Geçit Yok”
duvarını göreceklerdir.
style="font-size: 10pt">KESK Yürütme Kurulu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder