KADRİYE TÜLİN AYDIN BAKIR
MEZARI BAŞINDA ANILDI
Devrimci Mühendis Tülin
Aydın Bakır, 23 Ekim 2012 salı günü ölümünün 13. yılında
Tokmaktepe Mezarlığı’nda Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar,
EMO İstanbul Şubesi, ailesi ve dostlarının katılımıyla mezarı
başında anıldı.
Anma, devrimci mücadelede şehit düşenler
anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Daha sonra EMO
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Metin, Tülin Aydın Bakır
ve mücadelesi hakkında bir konuşma yaptı. Genç ve örgütlü bir
kadın olarak Tülin Aydın Bakır'ı tanımamış olmanın eksikliğini
hissettiğini belirten Beyza Metin konuşmasının devamında “Tülin
Aydın Bakır yaşasaydı, kentsel dönüşüm adı altında yapılan halka
dönük saldırılara, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile TMMOB'ye
yapılan saldırılara ve Suriye'ye yapılan emperyalist müdahalelere
karşı mücadele eder ve hapishanelerde son günlerde devam eden açlık
grevlerinde tutsakların yanında mücadelesini en ön saflarda
yürütürdü.” dedi.
Beyza Metin'in konuşmasının
ardından Tülin Aydın'ın abisi Timur Aydın, kardeşini anlatan bir
konuşma yaptı. Sonrasında ise Devrimci Mücadelede Mühendis
Mimarlar adına Serdar Aslan açıklama metnini okudu.
Devrimci
Mücadelede Mühendis Mimarlar tarafından “K.Tülin Aydın Bakır
Ölümsüzdür” ve EMO İstanbul Şube tarafından “K.Tülin
Aydın Hasan Balıkçı, Anıları Mücadelemize Işık Tutuyor”
pankartlarının açıldığı anmaya 22 kişi katıldı. Açıklama metninin
okunmasından sonra anma bitirildi. Anmada okunan metnin tamamı
aşağıdadır.
align="center">MÜCADELELERİ YOLUMUZU
AYDINLATIYOR!
Bu yürek sendeyken
gülüm
Ellerimiz
titremeyecek.
Coşkun coşkumuza akacak,
Bilincin etimize
kemiğimize.
Onuru
olacaksın,
Hürriyet
ülkesinin.
Emekten, halktan yana mühendislik
anlayışı yaratma mücadelemizde; yaşamlarıyla bizlere yol gösteren,
mücadelemize ışık tutan devrimci mühendislerden Tülin Aydın
Bakır’ı ölümünün 13., Hasan Balıkçı’yı 10. yılında
anıyoruz.
Tülin Aydın Bakır,
1963 yılında Kars’ın Sarıkamış ilçesinde doğmuştur.
Babasının astsubay olması nedeniyle çocukluğu Kars, Diyarbakır, Urfa
gibi farklı illerde geçen Tülin, 1974 yılında ailesiyle birlikte
İstanbul’a yerleşmiş, 1984 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi
Elektrik Mühendisliği bölümüne girmiş ve 1989 yılında üniversiteden
mezun olarak aynı yıl Ali Hasan Bakır’la evlenmiştir. 1998
yılında kızı İdil’i dünyaya getiren Tülin, 23 Ekim 1999
tarihinde yakalandığı amansız kanser hastalığı sonucu aramızdan
fiziki olarak ayrılmıştır.
Mütevazı, paylaşımcı,
neşeli ve esprili bir kişilikti TÜLİN. Hoş sohbet, hep gülen biri, ama
kararlı ve iddialı, düşüncelerinden de hiç taviz vermeyen, düşüncesi
doğrultusunda hep koşturan mücadele eden, mücadeleyi kendi işinin
önünde gören, emek ve zaman harcayan biri oldu yaşamı
boyunca.
Tülin için ihtiyaçlar, hiçbir zaman kendi
ihtiyaçları ile sınırlı olmadı. Ölüm döşeğinde kanserle
boğuşurken dahi hayattan, toplumsal ve sınıf mücadeleden hiç
kopmadı.
Tülin’in en önemli özelliklerinden biri
yaşamı boyunca savunduğu örgütlü kimliğidir. Yılgınlığın had
safhada olduğu yıllarda o hep örgütlü yaşamı seçmiştir. Üniversite
yıllarında gençlik örgütlenmesi içerisinde yer almış, okulu
bitirdikten sonra ise EMEKAD (Emekçiler Kültür Araştırma ve Dayanışma
Derneği) ve DEMKAD (Devrimci Mücadelede Kadınlar Derneği) içinde
faaliyet yürütmüştür. Kadın örgütlenmesinde kadın komisyonlarının
kuruluşundan sokak eylemlerine kadar bütün çalışmaların içinde
olmuştur. EMO İstanbul Şubesi 28. Dönem Yönetim Kurulu’nda yazman
üye olarak görev yapmış olan Tülin Aydın Bakır, İstanbul EMO
yönetiminin gerici, faşist ittifakın eline geçmesi karşısında,
üyelerin %25 inin imzasının toplanmasında, EMO’ nı kısa bir süre
içerisinde olağanüstü Genel kurula götürülmesinde ve EMO Yönetimine
Devrimci, Demokratların gelmesinde hep özverili ve ön
saflardaydı
EMO İstanbul Şubesi’nin bugün mesleki
demokratik kitle örgütü çizgisinin oluşmasında mücadelesi ve çok
büyük emekleri vardır.
TEDAŞ’ ın (AKTAŞ’
a devredilmesi) özelleştirilmesine karşı verdiği mücadeleyle onu
mahalle muhtarları ve mahalle halkı da tanıdı, sevdi ve saygı
duydu.
Tülin, yaşamı boyunca söylediğini yapan,
yaptığını savunan bir devrimci olmuştur. “Önemli olan
uzun yaşamak değil kaliteli yaşamak” derdi. Ve öylede
yaşadı. Kısa kaliteli yaşamı boyunca. O Hep örgütlü
mücadelenin içinde oldu, yoldaşlarına güvendi, yoldaşlarına güven
verdi.
Hasan Balıkçı, Şanlıurfa
TEDAŞ'ta çalışırken, 18 Ekim 2002'de, çalıp çırparak,
soyup sömürerek yaşamaya alışan bir asalağın kiralık katilleri
tarafından katledilen devrimci bir mühendisti.
Hasan Balıkçı
1961’de Adana Seyhan İlçesi’nde doğmuştur. İlkokulu
doğduğu köyde bitirdikten sonra, ortaokul ve liseyi Adana’da okuyan
Balıkçı, bu süre boyunca hem okula devam etmiş, hem de ırgat olarak
Çukurova’nın tarlalarında çalışmıştır. Yetmişli yılların
sonunda başladığı ilerici-devrimci mücadeleyi hayatının sonuna kadar
aralıksız devam ettiren Hasan, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik
Mühendisliği Bölümü’nü 1987 yılında bitirmiştir. 12
Eylül’ün antidemokratik–faşist uygulamalarına rağmen,
öğrenci derneklerinin kurulmasına öncülük eden devrimcilerden
olmuştur. 1999-2002 yılları arasında kaçak elektrik kullanan sanayi
kuruluşlarını tespit eden ve istisnasız hepsinin üzerine giderek
TEDAŞ’ı, dolayısıyla, kamuyu her yıl milyonlarca lira zarara
sokan; işçilerin, emekçilerin, çalışanların, yoksulların emeğini
çalan sermayedarların oyununu bozan Hasan; kendisine teklif edilen
rüşvetleri de elinin tersi ile itmiştir. Ölümle tehdit edilmesine
karşın, geri adım atmayıp, kaçak elektrik kullanan sanayi
kuruluşlarına cezalar vermiştir. Çetelerin çarkına çomak sokan Hasan
Balıkçı, geçici sürgün olarak Şanlıurfa’ya gönderilmiş,
Şanlıurfa’ya gönderildikten kısa bir süre sonra da
Adana’daki bürokrat-işadamı-siyasetçi çetesinin görevlendirdiği
kiralık katiller tarafından öldürülmüştür. Hasan
Balıkçı’nın öldürülmesi sermayenin damarına basıldığında ne
kadar saldırganlaştığının son derece acı ama bir o kadar da somut bir
örneği olmuştur.
Tülin ve Hasan devrimci mücadelede
mühendis mimarlardı. Kendi mücadelelerini işçilerin, öğrencilerin,
emekçilerin mücadelelerinden ayrı görmediler. Kendilerini işçi
sınıfının bir parçası olarak gördüler. Emperyalizmin istek ve
ihtiyaçları için değil halkın istek ve ihtiyaçları için mesleklerini
icra ettiler. Onlar halkın mühendisleriydi. Teknik bilgilerini halkın
yararına, halk için halkla beraber kullandılar. Mesleklerini ancak
bağımsız bir ülkede yapabileceklerini biliyorlardı bu yüzden
emperyalizme karşı savaştılar. Yürüttükleri mücadeleyi sadece meslek
alanları ile sınırlamayıp bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm
mücadelesinde de aynı kararlılıkla yürüdüler. Mesleklerini elit bir
anlayışla sürdürenlerden olmadılar. Hiçbir baskı onları doğru
bildikleri yoldan alıkoymadı, bedeli can da olsa hep önde
yürüdüler.
Hasan ve Tülin, yaşamları boyunca
örgütlü mücadelede ısrar edip, emekten, halktan yana mühendislik
anlayışının onurlu temsilcileri olmuşlardır. Bizlere bıraktıkları
mirası sahiplenebilmek için onların anısını yaşatmak, değerlerine
sahip çıkmak görevimizdir. Mücadelemize yaşamlarıyla ve yarattıkları
devrimci değerlerle ışık tutan mühendis arkadaşlarımızı bugün bir
kez daha anıyor, örgütlü ve mücadeleci kişiliklerini kalbimizde ve
ruhumuzda yaşatmak üzere anıları önünde saygıyla eğiliyor ve onların
yolunda yürüyeceğimizin sözünü
veriyoruz.
Anılarını mücadelemizde yaşatacak, onlar
gibi halkın mühendisleri mimarları olacağız!
Tülin Aydın Bakır
ve Hasan Balıkçı Ölümsüzdür!
DEVRİMCİ
MÜCADELEDE MÜHENDİS MİMARLAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder