23 Ekim 2012 Salı

EMO`DAN DİCLE ELEKTRİK DAĞITIM AŞ`DEKİ SÜRGÜNLER ÜZERİNE AÇIKLAMA

EMO`DAN DİCLE ELEKTRİK
DAĞITIM AŞ`DEKİ SÜRGÜNLER ÜZERİNE AÇIKLAMA

align="center">TEDAŞ elektrik kesintilerini, yolsuzlukları ve
usulsüzlükleri değil, halkın ve haklının sesini kesmeye
çalışıyor...

EMO, ESM ve Tes-İş Diyarbakır
Yöneticilerine Sürgün

Dicle Elektrik Dağıtım
A.Ş.‘de (DEDAŞ) usulsüzlük ve yolsuzlukların üzeri sürgünlerle
örtülmeye çalışılıyor. Yaptığı usulsüz faaliyetleri müfettiş
raporlarıyla tespit edilen ve haklarında TEDAŞ Genel
Müdürlüğü‘nce suç duyurusunda bulunulan DEDAŞ yöneticileri
makam koltuklarında oturmaya devam ederken, bölgedeki elektrik kesintileri
ve gerilim dalgalanmaları sorununu ortak basın açıklaması yaparak
gündeme getiren demokratik kitle örgütleri hedef seçilmiştir.

align="justify">Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), KESK‘e bağlı
Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) ile İnsan Hakları
Derneği‘nin Diyarbakır şubeleri ve Tes-İş Diyarbakır 1
No‘lu Şube‘nin 25 Temmuz 2012 tarihinde yaptıkları ortak
açıklama ile dile getirdikleri Diyarbakır başta olmak üzere bölgede
yaşanan elektrik kesintileri ve gerilim dalgalanmalarına çözüm
bulunması taleplerine sürgünle yanıt verildi. EMO Diyarbakır Şube
Yönetim Kurulu Başkanı İdris Ekmen, Başkan Yardımcısı Murat Çelik,
ESM Diyarbakır Şube Başkanı Alican Çetinkaya, TES-İş Diyarbakır 1
No‘lu Şube Mali Sekreteri Hüseyin Pınar, EMO ve aynı zamanda ESM
üyesi olan Uğur Yaka ile Onursal Turgut çalıştıkları Dicle Elektrik
Dağıtım AŞ‘den (DEDAŞ), 18 Ekim 2012 tarihinde gerekçesiz olarak
çeşitli illere tayin edildiler.

"İleri
demokrasi"nin her geçen gün başka bir ileri örneğini
yaşadığımız ülkemizde kamunun çıkarlarını korumak üzere hareket
eden örgütler ve yöneticileri yalnızca fikirlerini beyan ettikleri için
cezalandırılmışlardır. Hatta yapılan basın toplantısına dinleyici
olarak katılanlar bile sürgün edilmişlerdir. Bu cezalandırmanın
ardında Diyarbakır‘da soruşturma ve suç duyurusu konusu olan
ilişkileri gizleme telaşı yatmaktadır.

AKP
Hükümeti döneminde yanlış enerji politikalarının bedeli elektrik
kullanıcılarına pahalı ve kalitesiz elektrik sunumu nedeniyle can ve mal
kaybı olarak yansırken, çalışanlar da liyakat esası yok sayılarak
siyasal yandaşlık gözetilerek atanan yöneticilerin elinde pek çok
baskıya maruz kalmaktadır. Hakkında TEDAŞ Teftiş Kurulu Başkanlığı
tarafından Savcılığa suç duyurusu yapılması ve disiplin cezası
uygulanması istenen DEDAŞ yöneticilerinin bu denli koruma altına
alınmasının nedenleri kamuoyuna açıklanmalıdır.

align="justify">Liyakat esası gözetilmeksizin siyasal yandaşlıkla
yapılan atamaların yanında hukuk kurallarını hiçe sayan yönetim
anlayışı da yaşanan sorunların temelini oluşturmaktadır. Her seferinde
hukukun ve yasal mevzuatın arkasından dolanılmakta, siyasal iktidar yargı
kararlarını hiçe saymaktadır. Enerji alanı da bütünüyle
denetimsizliğe mahkûm edilmiştir. Böyle bir ortamda usulsüzlük ve
şaibelerin üzerine gidilmesi bir yana bunu gören ve uyaran örgütlerin
üzerinde baskı uygulanmaktadır.

Yaşanan acı
olaylardan ders çıkarılmamakta, kamu yararı esasıyla çalışanlar
cezalandırılmakta, ne yazık ki usulsüzlük ve çeşitli şaibeler
aydınlatılmak bir yana sözü dahi edilemeden kapatılmaktadır.
Usulsüzlüklere ve yolsuzluklara karşı verdiği mücadelede önce
sürgünlere uğramış, ancak pes etmemiş olan Üyemiz ve TEDAŞ
çalışanı Hasan Balıkçı‘nın 10 yıl önce uğradığı hain
saldırı sonucunda yaşamını yitirdiği 18 Ekim gününde,
DEDAŞ‘ın EMO ve sendika yöneticilerini sürgün etmiş olması da
ayrıca bizim için manidardır. Hasan Balıkçı‘nın onurlu
mücadelesinin izinde olan EMO‘nun bu tür ilişkilere bugüne kadar
göz yummadığı ve bundan sonra da göz yummayacağı bilinmelidir.

align="justify">Bölgedeki enerji sorunu giderek artmakta, sorunların
çözümü için uğraşmak yerine bu sorunların çözümü için çaba
harcayan, bu sorunları dile getiren kişiler ve kurumlar
cezalandırılmaktadır. Burada cezalandırılan yalnızca kişiler değil,
bugüne kadar aldıkları tavırla kamu çıkarlarını korumaya çalışan
emek ve meslek örgütleridir. AKP Hükümeti doğrudan hak arama mücadelesi
yürüten demokratik kitle örgütlerini hedef almaktadır.
Başbakan‘ın 20 Ekim‘de Elazığ‘da yaptığı "Bu
güzel ülkemizde işlerin artık geçmişle mukayese edilemeyecek derecede
düzgün yürüdüğü ortada. Vicdan sahibi herkes artık bunu kabul ediyor.
Türkiye‘de herhangi bir hak mücadelesine şiddetle karşı çıkan
bir hükümet vardır" açıklamasıyla ortaya koyduğu demokrasimizin
"ilerlediği" bugünkü ortamda yalnızca şiddete başvuranlar
değil, fikir beyanları ve her türlü hak mücadelesi
cezalandırılmaktadır. Diyarbakır‘da yaşanan bu sürgünler de
faşizan bir yönetim anlayışının göstergesidir. align="justify">AKP Hükümeti‘nin her alanda
yürüttüğü piyasacı zihniyet; kamu kurumlarına dönük olarak önce
kadrolaşma ardından kanun hükmünde kararnamelerle yeniden yapılandırma
adı altında yürütülen uygulamalarla somutlaşırken, ülkenin
kaynakları rant amaçlı olarak dönüşüme ve el değişimine tabi
tutulmaktadır. Emek ve meslek örgütlerinin bu rant paylaşımına karşı
her türlü platformda gösterdikleri dik duruştan rahatsız olunmaktadır.
Sendikalar ve meslek örgütlerine yönelik olarak sistemli saldırılar
gerçekleştirilmektedir. İşte bu sürgünler de sistemli saldırıların
bir parçasıdır. Kurumlardaki haksız uygulamalara karşı seslerini
çıkaranların gözlerini korkutmaya yönelik alınan sürgün kararlarını
kınıyor ve protesto ediyoruz. Kimsenin konuşmadığı; siyasal iktidarın
her yaptığının, her dediğinin alkışlanarak göklere çıkarıldığı
bir ortamın yaratılmasından amaçlanan nedir? Bugün gelinen noktada bu
sorunun gerçekten sorulması gerekmektedir.

Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı başta olmak üzere TEDAŞ ve DEDAŞ‘ı derhal
bu sürgün kararnamelerini geri almaya; çalışanların, emek ve meslek
örgütlerinin sesini kısmaya çalışmak yerine ülkenin enerji
sorunlarını çözmek, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önlemek için mesai
harcamaya çağırıyoruz. Diyarbakır Şubemiz nezdinde yapılan
saldırıyı tüm örgütümüze yapılmış bir saldırı olarak
görüyoruz. Bu tür saldırılar bugüne kadar EMO‘yu yürüttüğü
mücadeleden geri döndürememiş ve döndüremeyecektir. Ne bu saldırının
ne de bundan sonra yapılacak baskı ve tehditlerin EMO‘nun sesini
kısamayacağını kamuoyuna duyuruyoruz.

ELEKTRİK
MÜHENDİSLERİ ODASI

43. DÖNEM YÖNETİM KURULU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder