6 Nisan 2010 Salı

19 işçinin öldüğü madenin sahibinden inanılmaz savunma

19 işçinin öldüğü
madenin sahibinden inanılmaz savunma

Mustafakemalpaşa Asliye
Hukuk Mahkemesinde görülen davaların ilk duruşmasında,
hayatını kaybeden 19 işçinin yakınlarının avukatları Mehmet
Çetin, Adem Baştürk ve Ercan Sümer, maden firması
avukatları Yalçın Doruk, Yusuf Kör ve Cahit Çakır ile
firma yöneticileri Fahrettin Şolpan, Hayrettin Çelik ve Bayram
Erdoğan'ın avukatı Faruk Taşmaz hazır bulundu. Taraf
avukatlarının dilekçelerini mahkemeye sunmasından sonra söz
alan ölen işçi yakınlarının avukatı Mehmet Çetin,
bilirkişi raporlarına göre, maden ocağındaki havalandırmanın 40
santimetrelik borularla yapılması gerekirken "12 santimlik
bahçe hortumuyla" yapıldığını ileri sürdü.

Davalı firma ve yetkililerinin tamamen kusurlu olduğunu, kastı aşan
durumların söz konusu olduğunu iddia eden Çetin, şöyle
konuştu: "Ocak 10 yıldır denetlenmesine rağmen bilirkişi raporuna
göre 12 temel eksiklik tespit edildi. Bunlar ölümcül
eksikliklerdir. Bu eksiklikler giderilmemesine rağmen ocağın
çalışması ve olayın meydana gelmesi bir kaza değil ağır kusur
ve ihmaldir. İşçilerin tamamı olayda havasızlıktan
ölmüştür. Ocağın girişi var, çıkışı yok.
Kurtarma ekibi bulunmuyor. 100 kişi çalışıyor olsaydı hepsi
ölecekti. Ocakta bantla gelişigüzel sarılmış kablolar, evde
kullanılmayan ampuller var. Bütün bu ihmalleri göz ardı edip
buna kaza diyemeyiz. Bütün ihmallere rağmen ocakta işçi
çalıştıran davalıların tamamı bu işten sorumludur."

"ÖLENLERİ ZORLA MI SOKTUK ORAYA"

Çetin, olaydan sonra ölen işçilerin aileleriyle
görüşen firma yetkililerinin "Ölenleri zorla mı soktuk
oraya" dediğini öne sürerek "Tabii ki zorla sokulmadı
ama çalışma şartları böyle olmamalıydı. Ölen
işçilerin aileleri halen psikolojik tedavi görüyor"
dedi. Maden ocağı sahibinin 5 kez tutuklama talebine karşın
tutuklanmamasının müvekkillerinin acısını daha da artırdığını
ifade eden Çetin, "Manevi tazminat talebinin dikkate
alınmasını istiyoruz. Olayla ilgili delil ve tanıklarımızı
sunacağız" diye konuştu. Çetin, daha sonra, kazanın ardından
bir televizyon kanalında yayınlanan 45 dakikalık programın CD'sini
mahkeme heyetine sundu. CD'de Bükköy Madenciliğe ait
inceleme raporları, Türkiye Kömür İşletmelerinin örnek
tesisleri, madendeki eksiklikler ile ocakta çalışan, kazadan
kurtulan bazı işçilerin değerlendirmelerinin yer aldığı
öğrenildi.

"İŞÇİLER İÇİN NİMETTİR"

Bükköy Madencilik firması avukatlarından Yalçın Doruk,
maden ocağının 1954 yılından bu yana çalıştığını, o
tarihten beri düzenli olarak denetimlerinin yapıldığını
söyledi. Denetimlerde tespit edilen eksikliklerin kazaya yol
açacak noksanlıklar olmadığını iddia eden Doruk, eksikliklerin
sadece evrak boyutunda olduğunu öne sürdü. Olayla ilgili
düzenlenen raporda işçilerin ellerinin altında antigrizulu
malzeme bulunduğunun belirtildiğini ileri süren Doruk, şunları
kaydetti: "Ölen işçilere hizmet içi eğitim
verilmiştir. Antigrizulu malzeme olduğu halde işçilerin bunları
istememeleri ve kullanmamaları, onların kusurlu olduğu raporda
belirtilmiştir. Ülkemizde 3,5 milyon işsizin bulunduğu göz
önüne alındığında aylık 700 lira ile iş imkanı sunulması,
sigorta primleri ve vergilerinin ödeniyor olması işçiler
için bir nimettir." Firma avukatlarından Yusuf Kör ise
iddiaların yersiz ve abartılı olduğunu ileri sürerek, maden
ocağındaki havalandırmanın hem doğal hem tali olduğunu, tespitlerde
ocaktaki havanın yeterli olduğunun ortaya çıktığını iddia etti.
İddia edildiği gibi havalandırma hortumunun 40 santimetre olması
yönünde zorunluluk olmadığını savunan Kör, maden
ocağında yaşanan olayda tüm çalışan işçilerin
ölmediğini, bir kısmının yaralandığını söyledi.

DURUŞMADA GERGİN ANLAR

Davacı avukatlarının ocakta bahçe hortumuyla havalandırma
yapıldığı yönündeki ifadesinin rencide edici olduğunu belirten
Kör ile ailelerin avukatları arasında gergin anlar yaşandı.
İddialara karşı kendisini zor tuttuğunu belirten Kör'e
karşılık veren ailelerin avukatları, "Hem bahçe hortumuyla
havalandırma yapacaksınız hem de 19 kişiyi öldüreceksiniz. Bir
de sinirleneceksiniz. Bunlardan rencide olacaksanız olun" dedi.
Yalçın Doruk'un "34 yıllık avukatım. Böyle
duruşma görmedim" sözüne avukat Mehmet Çetin,
"34 yıl daha çalışsan görmeyeceksin" diye
karşılık verdi.

KAZADAN 1 SAAT SONRASI

Duruşmada söz alan maden firması avukatlarından Cahit Çakır
da göçükten 1 saat sonra 19 işçinin
öldüğünün belirlendiğini belirterek, ilgili bakanlık
yetkililerinin içeri girilmesine izin vermediğini, bu yüzden
gecikmeler yaşandığı iddia etti. Ocağın kayıt dışı olmadığını
ileri süren Çakır, madenin 1954 yılından bu yana
çalıştırıldığını söyledi. Davalı avukatlarının
konuşmasından sonra söz alan davacı vekilleri, maden firması
tarafından ölen işçilerin yakınları adına ibra
karşılığında 15'er bin lira yatırıldığını ancak bu
paraların çekilmediğini kaydetti. Firma avukatları, iddiaları
kabul etmediklerini belirterek, müvekkillerinin taşınmazları ve banka
hesapları üzerindeki tedbir kararlarının kaldırılmasını talep
etti. Avukatlar, firma taşınmazlarına konulan tedbirlerin davayı
karşılar nitelikte olduğunu, ayrıca müvekkilleri taşınmazları
üzerine tedbir konulmasına gerek olmadığını bildirdi. Mahkeme
Başkanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel
Müdürlüğünden firmanın ruhsat sahasına ilişkin kayıt
ve belgeler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bursa
Bölge Müdürlüğünden kazayla ilgili müfettiş
raporlarının istenmesi için duruşmayı erteledi.
Kaynak: Radikal
6 Nisan 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder