<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7804>Siz hücrede yattınız mı?
- SERBAY MANSUROĞLU/BİRGÜN</a></h1><p><a alt=""
href="http://www.birgun.net/actuels/1320756547.jpg" rel="shadowbox[Vacation]"
title=""> <img hspace="10" src="http://www.birgun.net/actuels/1320756547.jpg"
style="border: 1px solid rgb(0, 0, 0); float: right; margin: 5px 2px 2px
10px;" vspace="10" width="200" /> </a></p><div id="storyBody"
style="font-size: 13px; margin: 5px 3px 5px 10px;"><div>Hücre. Yapay bir
soğuk. Sabah oluyor ama güneş doğmuyor hücreye… Tabutta yaşamak
gibi bir şey aslında ağırlaştırılmış müebbetteki mahpusların
yaşamı. Tekirdağ 1 No’lu F Tipi’nde 6 Eylül 2010 tarihinde
‘müebbet ağır ceza’ mahpusların cezaevi koşullarının
iyileştirilmesi için başlattığı eylem geçtiğimiz günlerde bitirildi.
Ancak cezaevi idaresi tam bir yılı bulan eylemlilik sürecinde mahpusların
talebini karşılamak bir yana daha fazla baskı, daha fazla işkenceye maruz
bıraktı. Hücrelerde kalan mahpuslar, 1 saatlik havalandırma süresinin 8
saate çıkarılmasını isterken her 1 saatlik havalandırma hakkının
kullanımı sonrası hücrelerine dönmeyi reddettiler. Bunun üstüne
gardiyanlar zorla, yerlerde sürükleyerek, tekmelerle insanlık onuruna
aykırı her türlü fiili müdahaleyle mahpusları tekrardan hücrelerine
kapattı. Cezaevi idaresi ‘ağırlaştırılmış
müebbetleri’ diri diri mezara gömülmüş saymakta kararlı.<br /><br
/><strong>9 YIL AÇIK GÖRÜŞ YOK</strong><br />Hücrelerde kalan mahpuslar
eylemlerini sonlandırsalar da cezaevi idaresinin kararları intikam
alırcasına işliyor. Hasan Tahsin Akgün yaşadıkları süreci BirGün
aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmak istedi, ancak cezaevi idaresi
Akgün’ün mektubu için ‘imha et’ kararı verdi.
Gönderdiği selamını belki mektubundan okuyamadık ama anne Melek Akgün
iletti bize o selamı.<br /><br />Hasan Tahsin 1982 doğumlu. 19 yaşında
cezaevinin yolunu tutmuş. Yani 19 Aralık 2000 dönemiyle birlikte F Tipi
cezaevlerinin hayatımıza girdiği zamanlarda… Baskı, işkence,
kötü muamele… Hafızasını yitirmiş, hastalanmış ve ardı
ardına gelen rahatsızlıklar. F Tipi’nde de son 4 yıldır
hücrede. Eylemlerine başlamadan önce 3 saatlik havalandırma hakkı
bir saate indirildi. Koşulların iyileştirilmesi için o da eyleme
katıldı. Yaşadığı baskı ve şiddet bir yana eylemleri sonlandırınca
da cezaevi idaresi tarafından ‘disiplin cezası’
kararıyla 9 yıllık açık görüş cezası aldı. Annesi onu en son
gördüğünde Hasan Tahsin hücredeki soğuktan şikayetçiydi. Hücrede
montla oturuyorlardı.<br /><br /><strong>'MAHKEME KARARI
OLMALI'</strong><br />Melek Akgün oğlu Hasan Tahsin’i anlatıyor:
“Cezaevi koşullarının iyileştirilmesi için yapılan eyleme
katıldı. Eylem bitti. Oğlum disiplin cezası aldı. 9 yıl boyunca açık
görüş yapamayacağız. Bu bayramda oğlumla görüşemiyorum. Oğlum ilk
ceza alanlardan. Bu bir işkencedir. Bunu öyle değerlendiriyorum.
Normalde mahkeme karar vermeli. Mahkeme ceza verirse ceza uygulanmalı. Ancak
benim oğlum bir de Kemal Ayhan mahkeme kararı olmadan cezaları infaz
edilmeye başlandı. Kemal Ayhan normal görüş de yapamıyor.”<br
/> <br />Anne Melek Akgün Cumhuriyet Savcısı’na da başvurdu.
Cezaevi Savcısı ise Cezaevi Komisyonu’nda kendisinin yer
almadığını belirterek karara müdahale edemeyeceğini ifade etti. Anne
Akgün isyan ederek Cezaevi savcısı Metin Arda’ya “Siz bu
cezaevinin savcısı değil misiniz” diye sordu.<br /><br
/><strong>'İKİ GÜN HÜCREDE KALIN'</strong><br />Hasan
Tahsin’in imha edilen BirGün’e yazdığı mektupta Adalet
Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere, “Siz F Tipi Cezaevi
hücresinde iki gün kalabilir misiniz? İki gün gelin burada kalın,
üçüncü günde intihar etmeyi düşünürsünüz” diye not
düşüyor.<br /><br /><strong>Cezaevlerindekiler benim
evlatlarım</strong><br />Anne Melek Akgün ile İstanbul
Gaziosmanpaşa’da gözlemeci dükkanında buluştuk. Anne Akgün,
yıllar önce derme çatma bir kulübeden kurduğu şirin gözlemeci
dükkanında kazandığı paraların çoğunu başta oğlu Hasan Tahsin olmak
üzere cezaevlerinde evladı saydığı tüm mahpuslara gönderiyor. Ne
olursa olsun oğlumu bırakmayacağım diyor anne Akgün ve ekliyor:: “
Çünkü nefes aldığım şey, bir hücrede. Belki Tahsin bana kızacak. Ama
ben onunla ve onun arkadaşları sayesinde yaşıyorum. Onları
düşündüğüm zaman daha fazla ayakta kalmam gerektiğini
düşünüyorum.”</div></div><p>Kaynak: <strong>birgun.net</strong></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder