19 Ocak 2012 Perşembe

Ne derini? Bildiğin devlet! / Can Dündar

Ne derini? Bildiğin
devlet! / Can Dündar

href="http://www.milliyet.com.tr/index/Ankara"
target="_blank">Ankara
 Sanat
Tiyatrosu’nda 
href="http://www.milliyet.com.tr/index/Aziz%20Nesin" target="_blank">Aziz
Nesin
’in “Zübük”ünü izledim. Bir yerinde
diyordu ki usta:

“Böyle bir rezalete, devletten
başka kimse cesaret edemez.”

Tam  class="tag" href="http://www.milliyet.com.tr/index/Hrant%20Dink"
target="_blank">Hrant Dink cinayeti için söylenmiş
söz...

Hem derin merin de değil buradaki; bildiğin
devlet...

Emniyeti, vilayeti, çetesi, istihbaratı,
jandarması el ele ortak bir suç işlediler ve göz göre göre üzerini
örttüler.

Hrant’a son kurşunu da mahkeme
sıktı.

* * *
Aynı bildiriye imza
atanlardan, başına poşu takanlardan, bir köşede laflayanlardan, evinde
kitap yazanlardan kanlı canlı örgütler icat eden yargı, bunca ipucunun
“Her şeyi birlikte tezgâhlayıp yapmışlar”a kanıt
oluşturduğu Dink davasında örgüt bulamadı, öyle mi?
/>Zekâmıza hakaret!
“Dink’in
öldürüleceğini 
href="http://www.milliyet.com.tr/index/Trabzon"
target="_blank">Trabzon
 polisi biliyordu.  class="tag" href="http://www.milliyet.com.tr/index/Istanbul"
target="_blank">İstanbul polisi biliyordu. Emniyet
İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Jandarma
biliyordu” diyen 
href="http://www.milliyet.com.tr/index/Nedim%20Sener" target="_blank">Nedim
Şener
 “ href="http://www.milliyet.com.tr/index/Ergenekon"
target="_blank">Ergenekon
 üyesi”... />...cinayeti hazırlayanlar, göz yumanlar, kışkırtanlar,
işleyenler, örtbas edenler örgüt değil öyle mi?
/>Adalete ihanet!
* * *
Bugün
Hrant’ın katledilişinin 5. yıldönümü...

Saat
13.00’te 
href="http://www.milliyet.com.tr/index/Taksim"
target="_blank">Taksim
’den yürüyüş var. />Bu kez sadece “Hrant’ın arkadaşları” değil,
hukukun ayaklar altında çiğnenmesine isyan edenler de yürüyecek ve
“Bu dava böyle bitmez” diyecek.

Hoş, bu
devletten adalet bekleyen kaldı mı bilmem.

Belki de
artık, (vicdan sahibi yargıçların baskılara isyan edip cübbelerini
atacağı güne kadar) adaletin tecellisini beklemek yerine kendi
iddianamelerimizi yazmanın zamanıdır.

Yazılarını,
demeçlerini beğenmedikleri Hrant’ı, devletin siyasi cinayet
geleneğinin yeni hedefi olarak seçen Ergenekoncu askerleri,
sivilleri,

Köşesinden, manşetinden onu hedef gösteren
gazetecileri,

Makamına çağırıp tehdit eden
istihbaratçıları,

Suçluları istihbarat elemanı diye
işe alan polisleri,

Katillere görev paylaştıran
terörle mücadelecileri,

Cinayeti bildiği halde haber
vermeyen emniyetçileri,

Hrant’ı koruması
gerektiği halde korumayan yetkilileri,

Daha ilk günden
“Burada siyasi boyut, örgüt bağlantısı yok. Çocuklar milliyetçi
duygularla yapmış” diyen polis şeflerini,
/>Katillerle kahraman pozunda fotoğraf çektirenleri, />Onlara türkülerle övgüler düzenleri,
İstenen
belgeleri yollamayarak, kayıtları silerek, bilgi gizleyerek katillere kol
kanat gerenleri,

Devletin suçunu örtmek için mahkemeyi
alet edenleri,

Ve elbette Dink ailesinin
avukatı 
href="http://www.milliyet.com.tr/index/Fethiye"
target="_blank">Fethiye
 Çetin’in deyişiyle-
“dün kendilerini ötekileştirenlerle bugün ittifak kuran” ve
bu ittifakın sonunda kaybedeceği kesin olan bugünün muktedirlerini,
bütün kanıtlarıyla suçlamalı, belki gıyaplarında kurulacak bir vicdan
mahkemesinde yargılamalı, isim isim dünya huzurunda yaftalamalı ve
topyekün mahkûmiyetlerine kadar peşlerini bırakmamalıyız.
/>* * *
Son soru:
“Bugüne
bak, dünü anla” diyen Hrant’ın gözlüğüyle bakarsak, bu
devletin cinayet işlemedeki cüretini ve cinayet gizlemedeki maharetini
gördükten sonra, 1915 için söylediklerine inanabilir miyiz?
/>Dünyayı “Bu devlet suç işlemez”e ikna edebilir
miyiz?

Kaynak: Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder