30 Haziran 2011 Perşembe

6.Geleneksel +İVME Pikniği Yapıldı

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6977>6.Geleneksel +İVME Pikniği
Yapıldı</a></h1><p class="rtecenter"><img alt=""
src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/2011piknik_1.jpg" style="width:
500px; height: 286px; border-width: 5px; border-style: solid;" /></p>
<p>Piknik yapacağımız 26 Hazirana sayılı g&uuml;nler kala, meteoroloji
istasyonu İstanbul&rsquo;da sağanak yağmur yağacağını ve
sıcaklığın 11 derece d&uuml;şeceğinin hava tahmin raporunu veriyordu.
Bu hava raporuna karşın aramızda yaptığımız durum değerlendirmesinde
t&uuml;m arkadaşlar olarak &ldquo;Her şeye rağmen pikniğimizi
yapıyoruz&rdquo; kararını aldık.</p>
<p><br />
<img alt="" src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/2011piknik_2.jpg"
style="width: 300px; height: 225px; border-width: 3px; border-style: solid;"
/></p>
<p>26 Haziran sabah erken saatlerinden&nbsp; itibaren Erguvan Tepesi&rsquo;ne
taşıdığımız masalarla, sandalyelerle, pankartımızla piknik
alanımızı d&uuml;zenlemeye koyulduk. Bu d&uuml;zenlemeyi yaparken bir
yandan da sabah kahvaltısı i&ccedil;in yiyecek i&ccedil;eceklerimizi
hazırladık.</p>
<div>
Sabah kahvaltısının ardından pikniğimiz voleybol oyunu ile devam etti.
Bir ara &ccedil;iseleyen yağmura aldırış etmesek de, bir yandan da
g&ouml;z&uuml;m&uuml;z &uuml;zerimizden gelip ge&ccedil;en kara bulutlara
takılıyordu. Yine de, İVME m&uuml;zik grubu ile en g&uuml;zel
t&uuml;rk&uuml;leri hep bir ağızdan s&ouml;ylemeye devam ettik ve halaylar
kurduk.</div>
<div>
<div class="rteright">
&nbsp;</div>
<br />
&nbsp;Beraberce hazırladığımız &ouml;ğle yemeği sonrasında, +İvme
adına &Ouml;zkan Eroğlu&#39;nun yaptığı konuşmada; +İvme&rsquo;nin
kuruluşundan bug&uuml;ne nasıl geldiğini kısaca anımsatarak,
m&uuml;tevazi ama kararlı adımlarla&nbsp;&nbsp;m&uuml;cadelesini
s&uuml;rd&uuml;d&uuml;ğ&uuml;n&uuml; vurguladı. Bu &ccedil;alışmalardan
biri olan &quot;D&uuml;ş&uuml;k &Uuml;crete ve G&uuml;vencesiz
&Ccedil;alışmaya Hayır&quot; kampanyası kapsamında 10. sayımız olan
Emek&ccedil;i Mimar, M&uuml;hendis ve Şehir Plancıları sayısını
ge&ccedil;tiğimiz yıl i&ccedil;erisinde &ccedil;ıkardığımızı
aktardı.&nbsp; Ardından, m&uuml;hendis mimar ve şehir plancılarının
sorunlarının, &uuml;lkemiz ve halkımızın sorunlarından ayrı olarak
d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemeyeceğini ifade etti. Bu anlayışla; 28-29 Mayıs
2011 tarihinde Yıkımlara karşı M&uuml;cadele Kurultayı&#39;nı
d&uuml;zenlediğimizi ve yine bu kapsamda Barınma Hakkı sayısını
&ccedil;ıkardığımızı belirtti. Konuşmanın ardından
son&nbsp;&ccedil;ıkan sayımız&nbsp;Barınma Hakkı sayısı
katılımcılara dağıtıldı.&nbsp;</div>
<div class="rteright">
&nbsp;</div>
<div class="rteright">
<img alt="" src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/2011piknik_3.jpg"
style="width: 300px; height: 225px; border-width: 3px; border-style: solid;"
/></div>
<div class="rteright">
&nbsp;</div>
<div>
İvme adına yapılan bu konuşmadan ve dergi dağıtımından sonra
halaylarla, horonlarla, &ccedil;iftetellilerle saat 18.00&rsquo;e kadar devam
eden pikniğimize,&nbsp; yağmur beklenmesine rağmen 60 kişi katıldı.
Piknikte t&uuml;m yiyecek - i&ccedil;eceklerin hep beraber hazırlanması ve
dağıtılması, bizler i&ccedil;in dayanışmamızı pekiştiren olumlu
katkılardı. Vedalaşma vakti geldiğinde ise, hepimizin
g&ouml;zlerinde&nbsp;her İvme etkinliğinin sonunda olduğu gibi g&uuml;zel
zaman ge&ccedil;irmenin&nbsp; mutluluğu vardı .</div>

6.Geleneksel +İVME Pikniği Yapıldı

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6976>6.Geleneksel +İVME Pikniği
Yapıldı</a></h1>

6.Geleneksel +İVME Pikniği Yapıldı

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6975>6.Geleneksel +İVME Pikniği
Yapıldı</a></h1><p class="rtecenter"><img alt=""
src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/2011piknik_1.jpg" style="width:
500px; height: 286px; border-width: 5px; border-style: solid;" /></p>
<p>Piknik yapacağımız 26 Hazirana sayılı g&uuml;nler kala, meteoroloji
istasyonu İstanbul&rsquo;da sağanak yağmur yağacağını ve
sıcaklığın 11 derece d&uuml;şeceğinin hava tahmin raporunu veriyordu.
Bu hava raporuna karşın aramızda yaptığımız durum değerlendirmesinde
t&uuml;m arkadaşlar olarak &ldquo;Her şeye rağmen pikniğimizi
yapıyoruz&rdquo; kararını aldık.</p>
<p><br />
<img alt="" src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/2011piknik_2.jpg"
style="width: 300px; height: 225px; border-width: 3px; border-style: solid;"
/></p>
<p>26 Haziran sabah erken saatlerinden&nbsp; itibaren Erguvan Tepesi&rsquo;ne
taşıdığımız masalarla, sandalyelerle, pankartımızla piknik
alanımızı d&uuml;zenlemeye koyulduk. Bu d&uuml;zenlemeyi yaparken bir
yandan da sabah kahvaltısı i&ccedil;in yiyecek i&ccedil;eceklerimizi
hazırladık.</p>
<div>
Sabah kahvaltısının ardından pikniğimiz voleybol oyunu ile devam etti.
Bir ara &ccedil;iseleyen yağmura aldırış etmesek de, bir yandan da
g&ouml;z&uuml;m&uuml;z &uuml;zerimizden gelip ge&ccedil;en kara bulutlara
takılıyordu. Yine de, İVME m&uuml;zik grubu ile en g&uuml;zel
t&uuml;rk&uuml;leri hep bir ağızdan s&ouml;ylemeye devam ettik ve halaylar
kurduk.</div>
<div>
<div class="rteright">
&nbsp;</div>
<br />
&nbsp;Beraberce hazırladığımız &ouml;ğle yemeği sonrasında, +İvme
adına &Ouml;zkan Eroğlu&#39;nun yaptığı konuşmada; +İvme&rsquo;nin
kuruluşundan bug&uuml;ne nasıl geldiğini kısaca anımsatarak,
m&uuml;tevazi ama kararlı adımlarla&nbsp;&nbsp;m&uuml;cadelesini
s&uuml;rd&uuml;d&uuml;ğ&uuml;n&uuml; vurguladı. Bu &ccedil;alışmalardan
biri olan &quot;D&uuml;ş&uuml;k &Uuml;crete ve G&uuml;vencesiz
&Ccedil;alışmaya Hayır&quot; kampanyası kapsamında 10. sayımız olan
Emek&ccedil;i Mimar, M&uuml;hendis ve Şehir Plancıları sayısını
ge&ccedil;tiğimiz yıl i&ccedil;erisinde &ccedil;ıkardığımızı
aktardı.&nbsp; Ardından, m&uuml;hendis mimar ve şehir plancılarının
sorunlarının, &uuml;lkemiz ve halkımızın sorunlarından ayrı olarak
d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemeyeceğini ifade etti. Bu anlayışla; 28-29 Mayıs
2011 tarihinde Yıkımlara karşı M&uuml;cadele Kurultayı&#39;nı
d&uuml;zenlediğimizi ve yine bu kapsamda Barınma Hakkı sayısını
&ccedil;ıkardığımızı belirtti. Konuşmanın ardından
son&nbsp;&ccedil;ıkan sayımız&nbsp;Barınma Hakkı sayısı
katılımcılara dağıtıldı.&nbsp;</div>
<div class="rteright">
&nbsp;</div>
<div class="rteright">
<img alt="" src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/2011piknik_3.jpg"
style="width: 300px; height: 225px; border-width: 3px; border-style: solid;"
/></div>
<div class="rteright">
&nbsp;</div>
<div>
İvme adına yapılan bu konuşmadan ve dergi dağıtımından sonra
halaylarla, horonlarla, &ccedil;iftetellilerle saat 18.00&rsquo;e kadar devam
eden pikniğimize,&nbsp; yağmur beklenmesine rağmen 60 kişi katıldı.
Piknikte t&uuml;m yiyecek - i&ccedil;eceklerin hep beraber hazırlanması ve
dağıtılması, bizler i&ccedil;in dayanışmamızı pekiştiren olumlu
katkılardı. Vedalaşma vakti geldiğinde ise, hepimizin
g&ouml;zlerinde&nbsp;her İvme etkinliğinin sonunda olduğu gibi g&uuml;zel
zaman ge&ccedil;irmenin&nbsp; mutluluğu vardı .</div>

Şırnak'ta gaz bombasından hastaneye kaldırılan kadın öldü

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6974>Şırnak'ta gaz bombasından
hastaneye kaldırılan kadın öldü</a></h1><p>Se&ccedil;im gecesi
Şırnak&#39;ta Emek, Demokrasi ve &Ouml;zg&uuml;rl&uuml;k Bloku&#39;nun
aldığı sonu&ccedil;lar kutlanırken polis saldırısı yaşanmıştı.
Saldırıda gaz bombasından fenalaşarak hastaneye kaldırılan Hatice
İdin, yaşam savaşını kaybetti.<br />
<br />
12 Haziran milletvekili genel se&ccedil;imlerinde se&ccedil;im gecesi Emek,
Demokrasi ve &Ouml;zg&uuml;rl&uuml;k Bloku milletvekillerinin se&ccedil;im
zaferi kutlanırken yaşanan patlamada yaralananları hastaneye
g&ouml;t&uuml;ren kitleye polisin gaz bombası atması soncu fenalaşan 54
yaşındaki Hatice İdin, Cizre Devlet Hastanesi&rsquo;ne kaldırılmıştı.
Durumunun k&ouml;t&uuml;ye gitmesi &uuml;zerine Batman &Ouml;zel D&uuml;nya
Hastanesi&rsquo;ne kaldırılan İdin&rsquo;in 18 g&uuml;nl&uuml;k yaşam
m&uuml;cadelesinin ardından beyin &ouml;l&uuml;m&uuml; ger&ccedil;ekleşti.
Doktorları, ilk m&uuml;dahalenin ge&ccedil; yapılmasından
&ouml;t&uuml;r&uuml; İdin&rsquo;in beyin &ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml;n
ger&ccedil;ekleştiğini s&ouml;yledi.<br />
<br />
B&ouml;ylece polisin gaz kullanımı nedeniyle bir kişi daha yaşamını
yitirmiş oldu. Son olarak Hopa&#39;daki olaylarda Metin Lokumcu polis
şiddeti nedeniyle hayatını kaybetmişti.<br />
<br />
<strong>Hastaneye de saldırdılar</strong><br />
Hatice İdin&rsquo;in kızı Akide İdin, annesinin hipertansiyon hastası
olduğunu ve olaylarda yaralandıktan sonra hastaneye kaldırıldığını
belirtti. Polisin o sırada hastaneye saldırmaya başladığını, hastaneye
onlarca gaz bombası attığını ve bu y&uuml;zden doktorların annesine ilk
m&uuml;dahaleyi yapamadığını s&ouml;yledi. Olayı &ldquo;polis
ter&ouml;r&uuml;&rdquo; olarak değerlendiren Akide İdin, &ldquo;Olaylar
esnasında hastane polis ablukasına alındı. Annem, Silopi Devlet
Hastanesi&rsquo;nden adeta ka&ccedil;ırılarak Cizre Devlet
Hastanesi&rsquo;ne getirildi. İlk m&uuml;dahale ancak Cizre&rsquo;de
yapılabildi. 2 saat ge&ccedil; yapılan m&uuml;dahalenin ardından
Batman&rsquo;a sevk edildi. Olay polis ter&ouml;r&uuml;nden başka bir şey
değil&rdquo; dedi.<br />
<br />
<strong>TTB Bakanlıkları uyarmıştı</strong><br />
Metin Lokumcu&#39;nun Hopa&#39;da &ouml;l&uuml;m&uuml;nden sonra T&uuml;rk
Tabipleri Birliği (TTB) bir a&ccedil;ıklama yayınlayarak, gaz bombası
kullanılmasının &ouml;l&uuml;mc&uuml;l sonu&ccedil;ları olabileceğini
belirtmiş ve Bakanlıkları uyarmıştı.<br />
<br />
A&ccedil;ıklamada, g&ouml;sterilerde kullanılan gazların
&ouml;l&uuml;mc&uuml;l sonu&ccedil;ları ortaya &ccedil;ıkan kimyasal
silahlar olduğunu belirtilerek, &ldquo;Bu silah; yalnızca hedef alınan
değil aynı zamanda hava ile dağılımı nedeniyle &ccedil;evresindeki
t&uuml;m toplumu etkileyecek şekilde yayılmaktadır. Ani etkileri
arasında: g&ouml;z yaşarması, hapşırık, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, zorlu
soluma, g&ouml;zlerde ağrı, ge&ccedil;ici k&ouml;rl&uuml;k, g&ouml;z
kapaklarında, boğazda ve midede tahriş, bulantı, kusma, ishal ve deride
tahriş, tansiyon y&uuml;ksekliği gibi &ccedil;ok değişik semptomlar
g&ouml;zlenir. Bununla birlikte astım ataklarına neden olduğu, y&uuml;ksek
miktarlarda ise solunum fonksiyonunda bozukluk meydana getirdiği
bilinmektedir. Y&uuml;ksek miktarlarda maruz kalmanın kalp yetmezliği,
karaciğer hasan ve &ouml;l&uuml;me neden olduğu bilimsel verilerle
kanıtlanmıştır&rdquo; denilmişti.<br />
<br />
<strong>AKP&#39;nin umrunda değil!</strong><br />
Fakat gaz bombasının t&uuml;m &ouml;l&uuml;mc&uuml;l etkilerine rağmen
AKP, toplumsal tepkiyi bastırmak i&ccedil;in giderek daha fazla şiddete ve
gaza başvuruyor. Bu sene i&ccedil;in alınan gaz stoğu, hen&uuml;z Mayıs
ayında bitmişti. Başbakanlık &ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;deneğinden
aktarılan 2.3 milyon lirayla, Emniyet Genel M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;
170 bin gaz bombası satın almıştı.</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><strong>Kaynak: Sol</strong></p>

Romanlara kalan; ırkçılık, yıkım, açlık

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6973>Romanlara kalan;
ırkçılık, yıkım, açlık</a></h1><p>&quot;Biraz esmer insanlarız
kardeş, onun i&ccedil;in bizi toplum dışına atmak istiyorlar... Buraları
ila&ccedil;layacağız diyorlar. Biz pisliğiz onlar i&ccedil;in, o
y&uuml;zden ila&ccedil;layacaklarmış... Şu y&uuml;ksek evler var ya;
onların g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;n&uuml; bozuyormuşuz...&quot; Bu
c&uuml;mleler Ataşehir&#39;de yaşam alanları yıkılan Romanlara ait.
&Ccedil;alıştay bitti, se&ccedil;imler bitti, yıkım başladı.
Barakaları başlarına yıkılan Romanların a&ccedil;lıkları,
ırk&ccedil;ılıkla katmerlendi.<br />
-<br />
<strong>&Ccedil;AĞDAŞ K&Uuml;&Ccedil;&Uuml;KBATTAL</strong><br />
<br />
G&ouml;kkubbeye uzanan binaların arasında kaybolmuş barakalar.
Emekleyerek yerlerden yiyecek kırıntıları toplayan bebekler.
Yıkıntıların arasında oksijen t&uuml;p&uuml;ne bağlı bir amca,
yaşananların kendisinde nasıl bir his yarattığını anlayamayacağımız
engelli bir &ccedil;ocuk ve olanları &ccedil;aresizce izleyen esmer
ebeveynler. Ataşehir&#39;in K&uuml;&ccedil;&uuml;kbakkalk&ouml;y semtinde
g&ouml;rebileceğiniz bu tablo, beyazların estetik kaygıları i&ccedil;in
esmerlerin yaşadıkları kahıra ait.<br />
<br />
İstanbul B&uuml;y&uuml;kşehir Belediyesi ve Ataşehir Belediyesi&#39;nin
sorumluluğu birbirine atarak yıktığı alan, yaklaşık 10-15 yıl
&ouml;nce Adana&#39;dan g&ouml;&ccedil;en Romanların yaşamlarını
s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;kleri, barakalarını kurdukları bir b&ouml;lge.
Darbukanın, klarnetin, akordeonun, Roman havasının ustası &ouml;zg&uuml;r
ruhlar, k&uuml;lt&uuml;rlerini, yaşam tarzlarını kaybetmiş, hayatta kalma
m&uuml;cadelesi veriyorlar. Hem de yıllarca eğlendirdikleri tarafından
lin&ccedil; edilme korkusuyla.<br />
<br />
<strong>&#39;BİZİ TOPLUM DIŞINA ATMAK İSTİYORLAR&#39;</strong><br />
<br />
On yıldır bu mahallede yaşayan Hakan Coşkun, &quot;Biraz esmer
insanlarız kardeş, onun i&ccedil;in bizi toplum dışına atmak istiyorlar.
Biz onlara zarar verirmişiz. İnsanın tenine, v&uuml;cuduna bakıp da
değerlendirme yapılır mı?&quot; diyerek başlıyor s&ouml;zlerine ve
kelimeler boğazına d&uuml;ğ&uuml;mlenerek devam ediyor: &quot;Memleketten
geldik b&ouml;yle kaldık, şimdi burayı da yıktılar.
&Ccedil;&ouml;plerden kağıt toplayarak yaşamaya &ccedil;alışıyoruz.
İstanbul&#39;un dışına atacaklardı bizi, onun da aslı
&ccedil;ıkmadı.&quot;<br />
<br />
Belediye yetkililerinin kendilerine &quot;Siz gidin, dağ başında
yaşarsınız ancak. Buranın g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;n&uuml;
bozuyorsunuz&quot; dediğini belirten Hakan Coşkun, İstanbul&#39;u terk
etmelerinin dayatıldığını ve İstanbul&#39;dan gitmeleri durumunda,
yetkililerin kendilerine ara&ccedil; tahsis etme vaadinde bulunduğunu
aktarıyor.<br />
<br />
&quot;Biz gittikten sonra orada ne yapacağız?&quot; diye soran Hakan
Coşkun, ş&ouml;yle devam ediyor: &quot;Sen buraya yakışmıyorsun
diyorlar. Biz bu &uuml;lkenin vatandaşı değil miyiz? Oy kullanamadık,
bize oy kullandırmayı bile layık g&ouml;rm&uuml;yorlar. Muhtara gidiyoruz,
o bile diyor ki; &#39;senin kaydın yok.&#39; 15 yıldır burada yaşıyoruz.
Bizim kayıtlarımız &ouml;nceden vardı, silmişler
kayıtlarımızı.&quot;<br />
<br />
<strong>&#39;&Ccedil;ALIŞTAY YAPIP OY İSTEMEYİ BİLİYOR&#39;</strong><br
/>
<br />
Engelli torunuyla yıkıntıların arasında yaşama tutunmaya
&ccedil;alışan Behiye &Ccedil;algıcı, &quot;Adam mı &ouml;ld&uuml;relim,
hırsızlık mı yapalım, iyi k&ouml;t&uuml; işimiz var. Kimseden birşey
istediğimiz de yok ama bizim evlerimizi niye yıkıyorsun? Bırak biz
işimizi yapalım, başımızı sokacak bir yerimiz olsun&quot; diyor. Tek
dertlerinin barınmak ve ekmek paralarını &ccedil;ıkaracakları bir iş
olduğunu anlatan Behiye &Ccedil;algıcı &ouml;fkeli bir şekilde,
&quot;Tayyip Erdoğan bize hi&ccedil; bakmıyor ama se&ccedil;im zamanı
&ccedil;alıştay yapıp oy istemeyi biliyor. &Ccedil;ocuklarımızı okutmak
istiyoruz ama nasıl yapalım? Elimde olsa Tayyip Erdoğan&#39;ın kellesine
tokat atardım&quot; diyor.<br />
<br />
<strong>&#39;HEM &Ouml;LD&Uuml;R&Uuml;YORSUNUZ, HEM
S&Uuml;R&Uuml;ND&Uuml;R&Uuml;YORSUNUZ&#39;</strong><br />
<br />
Erkan &Ccedil;algıcı ise, hem devlet hem toplum olarak Romanlara hangi
g&ouml;zle bakıldığını anlatıyor: &quot;Şuradakilerin
y&uuml;z&uuml;nden oluyor biraz da (hemen yanıbaşlarındaki b&uuml;y&uuml;k
apartmanları g&ouml;steriyor). &#39;Siz buranın
g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;n&uuml; bozuyorsunuz&#39; diyorlar bize.
Buraları ila&ccedil;layacağız diyorlar. Biz pisliğiz onlar i&ccedil;in o
y&uuml;zden ila&ccedil;layacaklarmış. Şu y&uuml;ksek evler var ya;
onların g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;n&uuml; bozuyormuşuz.&quot;<br />
<br />
Devlet yetkililerinin, politikacıların başka yerlerde savaşlar olurken
televizyonlara &ccedil;ıkıp &#39;Bunlar insanları
&ouml;ld&uuml;r&uuml;yorlar, zul&uuml;m yapıyorlar&#39; gibi s&ouml;zler
ettiklerini hatırlatarak, &quot;Yahu siz hem &ouml;ld&uuml;r&uuml;yorsunuz,
hem s&uuml;r&uuml;nd&uuml;r&uuml;yorsunuz. Sizin ettiğiniz zul&uuml;m
onların kat kat fazlası&quot; diyen Erkan &Ccedil;algıcı, &quot;Ne
yapmayı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsunuz bundan sonra?&quot; sorusuna şu
cevabı veriyor: &quot;Birşey de yapamıyoruz. Bunlarla m&uuml;cadele etmek
i&ccedil;in g&uuml;&ccedil;l&uuml; kuvvetli olmak gerekiyor. Biz burada
azcık sesimizi &ccedil;ıkartsak 500 kişi mahalleden sopalarla gelir
&uuml;st&uuml;m&uuml;ze. Onlar bizi &ouml;ld&uuml;resiye d&ouml;vecek, ertesi
g&uuml;n gazetelerde bir garibanı d&ouml;vd&uuml;ler diye
&ccedil;ıkmayacak. Yine biz su&ccedil;lu konumuna d&uuml;şeceğiz.&quot;<br
/>
<br />
<strong>YIKINTILARIN ARASINDA OKSİJEN T&Uuml;P&Uuml;NE BAĞLI BİR
AMCA</strong><br />
<br />
Yıkılan barakaların arasında, savaş
g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;n&uuml; andıran derme &ccedil;atma bir yatak ve
oksijen t&uuml;p&uuml;ne bağlı bir amca. Konuşmakta
g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekiyor. Anlam veremiyor, &#39;Nasıl
olur?&#39; diye soruyor kendi kendine, &quot;Nasıl şu ufacık barakaları
bize &ccedil;ok g&ouml;r&uuml;rler&quot; diyor ve halini g&ouml;ren
hi&ccedil;bir yetkilinin umursamadığını ifade ediyor.<br />
<br />
Yakın zamanda kalp ameliyatı olan Binnaz Coşkun ise, ila&ccedil;larını
alamadığını belirtiyor: &quot;O ila&ccedil;ları mutlaka kullanmam lazım
yoksa &ouml;l&uuml;r&uuml;m ama yok, yine de vermiyorlar.&quot; Onun hemen
yanında bel fıtığı olan ve ayakta durmakta g&uuml;&ccedil;l&uuml;k
&ccedil;eken Yazg&uuml;l&uuml; Coşkun, &quot;Ekmek yok, yatacak yer yok.
Hastaneye gidiyoruz kaydımız yok diye kovuyorlar, ben bel fıtığıyım
ayakta duramıyorum&quot; diyor.<br />
<br />
<strong>&#39;T&Uuml;RKİYE CUMHURİYETİ B&Ouml;YLE BİR
YER&#39;</strong><br />
<br />
&quot;Buraya geldiler yıkım ekipleri, barakanın i&ccedil;inde kedi
vardı, &#39;Abi durun bari şu kediyi &ccedil;ıkartayım&#39; dinlemediler.
Kedinin &uuml;zerine yıktılar duvarı. O yıkıntıların altından kediyi
&ccedil;ıkardım delik deşik olmuş hayvan&quot; s&ouml;zleriyle yıkım
g&uuml;n&uuml;nden bir detay anlatan Celal &Ccedil;algıcı, şunları
s&ouml;yl&uuml;yor: &quot;T&uuml;rkiye Cumhuriyeti b&ouml;yle bir yer,
b&ouml;yle bir &uuml;lkede yaşıyoruz. Biz burada &ccedil;ocuklara kahvaltı
yaptırıyorduk. &#39;Bitsin bari sonra yıkın&#39; dedik, adamlar
dinlemiyor. &Ccedil;ocuklarımız zaten a&ccedil;. O halde bide gittiler
kendilerine d&ouml;ner aldılar &ccedil;ocukların karşısında yediler.
&Ccedil;ocuklara bir par&ccedil;a yiyecek vermediler.&quot;</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Etha</strong></em></p>

Mehmet Özer 2 Temmuz'u anlatıyor

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6972>Mehmet Özer 2 Temmuz'u
anlatıyor</a></h1><p>Fotoğraf sanat&ccedil;ısı, şair Mehmet &Ouml;zer, 2
Temmuz Sivas katliamından sağ kurtulanlardan. &Ouml;zer&#39;in, hen&uuml;z
basımda olan &ldquo;Sesini Yitiren Şehir Sivas 2 Temmuz 1993&rdquo;
kitabından kısa bir b&ouml;l&uuml;m&uuml; yayınlıyoruz. Fotoğraflar da
Mehmet &Ouml;zer&#39;in objektifinden...<br />
<br />
Ben Sivas&rsquo;a Ankara&rsquo;dan gittim. İstanbul, izmir ve
yurtdışından gelenler de vardı. Bizim aracımız Ankara Meşrutiyet
Caddesi&rsquo;nden sanırım 12.00 gibi hareket etti. Aracımızda PSAKD
Ankara Şubesi semah ekibi, tiyatro ekibinden dostlarım vardı. Yol boyunca
şarkılar s&ouml;yledik şiirler okuduk, g&uuml;zel bir yolculuktu hemen
hemen hi&ccedil; uyumadık.<br />
<br />
Sivas&rsquo;a, 1 Temmuz sabahı indik. Yorgunduk, uyumamıştık. Sabahın
ilk saatlerinde Atat&uuml;rk anıtına &ccedil;elenk bırakarak
etkinliklerimiz başladı. Sonra K&uuml;lt&uuml;r Merkezine geldik.
Etkinliğin a&ccedil;ılış konuşmaları dinletiler burada yapıldı.
Yorgunluktan uyumuşum. Otele gelerek bizim i&ccedil;in ayrılan odalara
yerleştik. Metin Altıok ile beni aynı odaya vermişler. Ben başka bir
odaya ge&ccedil;erek odamı Metin abiye bıraktım. Sonra Buruciye
Medresesi&rsquo;ne geldik. Burada stantlar vardı ve birinci g&uuml;n&uuml;n
etkinliklerinin bir b&ouml;l&uuml;m&uuml; burada yapılacaktı. O g&uuml;n
Sivas&#39;ta garip bir sessizlik vardı rahatsız olacağımız kadar garip
bir sessizlik.<br />
<br />
Bizi rahatsız eden sessizlik konusunda bir ara Ali Balkız ile konuştuk.
&Ccedil;&uuml;nk&uuml; yerel gazetelerin attığı, &ldquo;Pir Sultan
Kimdir&rdquo;, &ldquo;M&uuml;sl&uuml;man Mahallesinde Salyongoz
Satılıyorlar&rdquo;, &ldquo;Sivas&rsquo;da Ne yapılmak isteniyor?&rdquo;
gibi başlıklar bizi rahatsız etmişti. Ayrıca g&uuml;nler &ouml;ncesi
Sivas Belediyesi&#39;nin yaptığı, duvarlarda yırtılmış halde sallanan
bir afiş vardı. Hicret koşusu. Bunu sonra anlayacaktık. G&uuml;nler
&ouml;ncesi bir yarışma d&uuml;zenlenmiş ve &ccedil;evre illerden ilk
saldırıyı ger&ccedil;ekleştirecek faşistler koşu maskesi altında Sivas
&ouml;ğrenci yurtlarında konuk edilecek ve 2 temmuz g&uuml;n&uuml; ilk
saldırıyı bu grup yapacaktı. Bir de &ldquo;M&uuml;sl&uuml;manlara&rdquo;
başlıklı dağıtılan bir bildiri vardı ve m&uuml;sl&uuml;manları cihata
&ccedil;ağırıyordu. &ldquo;Aman dikkatli olalım dedik&rdquo;, kendi
kendimize. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ertesi g&uuml;n &ouml;ğleden sonra
Banaz&rsquo;a gidecektik. 1 Temmuz&rsquo;un akşamı ben ve arkadaşım
Buruciye Medresesinde g&ouml;steri ve dinleti yapmıştık. Asaf Ko&ccedil;ak
da karikat&uuml;rlerini g&ouml;sterdi. Asaf&rsquo;a, d&ouml;n&uuml;nce
yeniden karikat&uuml;rlerinin repr&ouml;d&uuml;ksiyonu yapacağı
s&ouml;z&uuml; verdim. Hasret&rsquo;in kaset kapağı i&ccedil;in
fotoğrafını &ccedil;ekecektim. S&ouml;z&uuml;m yarım kaldı.<br />
<br />
Birinci g&uuml;n bir ka&ccedil; yerde etkinlik vardı K&uuml;lt&uuml;r
Merkezi, spor salonu ve Buruiciye Medresesinde. Sonra t&uuml;m
katılımcılar akşam otelde yemekte buluştuk. Ben, Beh&ccedil;et ağabeyin
tam karşısında oturuyordum. Bana &ldquo;iyi işler yapmışsınız
metinizi duydum&rdquo; dedi. Asım abi s&ouml;ze karıştı, &ldquo;sizlerle
gurur duyduk sağolun&rdquo; dedi. Buruciye Medresesi&#39;nde,
İstanbul&rsquo;dan Ankara&rsquo;ya y&uuml;r&uuml;yen Belediye
iş&ccedil;ilerini anlatan bir g&ouml;steri yaparak dinletimi ve
g&ouml;sterimi &ccedil;ağdaş Pir Sultan&#39;lara armağan etmiştim.
Beh&ccedil;et abi, &ldquo;bize de bir şiir okusana&rdquo; dedi ve ben ona en
&ccedil;ok sevdiğim şiiri, onun bir şiirini okudum. O g&uuml;nden sonra
nerede şiir okusam Beh&ccedil;et ağabeyin şiiriyle başlarım. Sanki bir
vasiyet gibidir, &ldquo;Beyaz Bir Gemidir &ouml;l&uuml;m&rdquo;. Bir ara
evimi aramak i&ccedil;in otele 400-500 metre uzaklıkta olan PTT&rsquo;ye
gitmek i&ccedil;in otelden arkadaşlarımla birlikte ayrıldım. Yol boyunca
d&ouml;k&uuml;lm&uuml;ş &ouml;bek &ouml;bek kaldırım taşları vardı.
D&ouml;n&uuml;p arkadaşlarıma bakın, iş&ccedil;i sınıfı gece demeden
&ccedil;alışıyor dedim. Nereden bilecektim bu kaldırım taşlarının
ertesi g&uuml;n&uuml; otelin camlarında patlayacağını, nereden
bilirdim&hellip;<br />
<br />
İkinci g&uuml;n saat 13.00&rsquo;e kadar Buruciye Medresesi&rsquo;nde imza
ve s&ouml;yleşi yapılacak, Can Şenliği Oyuncuları g&ouml;steri
d&uuml;zenleyeceklerdi. K&uuml;lt&uuml;r merkezindeki, Arif Sağ&rsquo;ın
konserinden sonra Banaz&rsquo;a gidilecekti. Saat 11.00 gibi
Buruciye&rsquo;ye geldim, yazarlar şairler kitaplarını imzalıyor ve
okurlarıyla sohbet ediyorlardı. Bir ara Aziz Nesin&#39;le o an
g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m bir kişinin polemiği başladı biraz hava gerildi.
Saat 12.00 gibiydi ve saat 12.30 gibi Buruciye Medresesi&rsquo;ndeki
aydınlar oradan ayrılarak otele ge&ccedil;tiler. Can Şenliği oyuncuları
o arada g&ouml;sterilerine başlamış ama yavaş yavaş herkes medreseyi
terk etmişti. Dışarı &ccedil;ıktım bize 100 metre kadar uzakta olan
cami g&ouml;z&uuml;me ilişti. Baktım, caminin avlusu tıklım tıklım ama
i&ccedil;eride kimse yok. Secdeye eğildiklerinde alınları secdeye değil
medreseye d&ouml;n&uuml;kt&uuml;. Benim &ccedil;ocukluğum kuran kurslarında
ge&ccedil;ti namazın nasıl kılınacağını bilirim. Geri d&ouml;nd&uuml;m
medresenin kapısında bir yerel televizyon r&ouml;portaj yapıyordu. Şimdi
o an gibi hatırlıyorum, konuşmacı dedi ki &ldquo;şimdi ben Cuma
namazına gidiyorum burada Peygamberimizle alay ediyorlar, ben namaza
gidiyorum allah kabul etsin&hellip;&rdquo; kuşkulandım ve medreseye gelerek
Can şenliği oyuncularına burayı terk etmemiz gerekir dedim. Eşyaları
toplayalım dediler. Orada bulunan sivil polislere y&ouml;neldim (biri daha
sonra bize k&uuml;lt&uuml;r merkezine kadar eşlik edecekti).
Eşyalarımızı alıp buradan ayrılmak istediğimizi s&ouml;yledim, bana
&ldquo;eşyalarınızı almaya vaktiniz yok &ccedil;abuk olun&rdquo; dedi.<br
/>
<br />
K&uuml;lt&uuml;r Merkezine gelişimiz 10 dakika olmadı ki bizi medresede
bulamayan faşistler arkamızdan gelerek k&uuml;lt&uuml;r merkezinin
&ouml;n&uuml;nde a&ccedil;ılmış olan kitap, dergi, gazete stantlarına
saldırdılar, Kervan Dergisinin muhabiri burada yaralandı. İlk saldırı
şokunu atlattık ve hemen yanıt verdik. İlk sadırıyı
p&uuml;sk&uuml;rtt&uuml;k. Kitap stantlarından bir barikat oluşturduk ve
bize atılan taşları toplayarak cevap verdik. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bizim
bulunduğumuz yer betondu. Saat 13.30 ve 17.00 arasında d&ouml;rt, beş kez
faşistlerle burada &ccedil;atıştık. Biz 500 kişi vardık ama
&ccedil;oğunluğu yaşlı ve &ccedil;ocuktu Arif Sağ&rsquo;ı dinlemeye
gelmişlerdi. Asıl &ccedil;atışma burada yaşandı eğer savunma
barikatlarımızı aşmış olsalardı kanımca daha &ccedil;ok &ouml;l&uuml;
olurdu. Bir avu&ccedil; kişiydik ve faşistlerin sayısı durmadan
artıyordu. Kapıları s&ouml;k&uuml;p pencereleri kapattık. Kantindeki
t&uuml;m i&ccedil;eceklerin şişelerini barikatların &ouml;n&uuml;ne
yerleştirdik. Saat 16.00 gibi &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir saldırı
yaptılar. Atılan taşların &ccedil;okluğundan &ouml;n&uuml;m&uuml;z&uuml;
bile g&ouml;remiyorduk. At arabasını kapının &ouml;n&uuml;ne barikat
yaparak elime ge&ccedil;irdiğim bir k&uuml;rekle en son arkadaşımız
i&ccedil;eri girene kadar kapıyı savunduk. En son ben de kendimi
i&ccedil;eri attım. Bu saldırılardan once bir ara Ali Balkız&#39;la
g&ouml;r&uuml;şt&uuml;m, k&uuml;lt&uuml;r merkezini savunmamızı ve
kendilerini merek etmemizi s&ouml;yledi. Daha sonra konuşmalarımızda size
g&uuml;veniyorduk bu y&uuml;zden merak etmedik, &ccedil;&uuml;nk&uuml;
k&uuml;lt&uuml;r merkezini savunacağınızı biliyorduk dedi. Biz
k&uuml;lt&uuml;r merkezini savunduk. Bu &ccedil;atışmalar s&uuml;rerken
orada bulunan polisler i&ccedil;eri girmemizi, onları tahrik etmememizi
s&ouml;yl&uuml;yordu. Biz son saldırıya kadar i&ccedil;eri girmedik. Eminim
daha &ouml;nce k&uuml;lt&uuml;r merkezine girseydik daha k&ouml;t&uuml;
sonu&ccedil;lar olabilirdi orada bulunan elli arkadaşla yapılan
saldırıları k&uuml;lt&uuml;r merkezinin &ouml;n&uuml;nde karşılamak
konusunda hem fikirdik ve &ouml;ylede yaptık, bu arada askerler de vardı ve
&ccedil;atışmayı seyrediyorlardı. Son &ccedil;atışmadan sonra
faşistler K&uuml;lt&uuml;r Merkezinin &ouml;n&uuml;nde bulunan ozanlar
anıtını par&ccedil;alayarak vee boynuna bir ip ge&ccedil;irerek tekbir
sesleriyle k&uuml;lt&uuml;r merkezinin &ouml;n&uuml;nden ayrıldılar.<br />
<br />
Otel ile bir kez haberleştik ve bana k&uuml;lt&uuml;r merkezinde bulunan
insanları korumamızı onları k&uuml;lt&uuml;r merkezinden
&ccedil;ıkarmamızı s&ouml;ylediler. Son saldırıdan sonra i&ccedil;eride
bulunan insanları dışarı &ccedil;ıkartarak, &Ccedil;ankaya
Belediyesi&rsquo;nin bize verdiği ara&ccedil;larla mahallelere dağıttık.
Herkes k&uuml;lt&uuml;r merkezinden ayrılınca ben ve Can Şenliğinden
Haldun arkadaşımla merkeze gelerek durumun ne olduğunu g&ouml;rmek
istedik. Saat 18.00 gibiydi ve otelin bulunduğu cadde &uuml;zerinde bir
mahşer kalabalığı vardı. Trans halinde &ouml;l&uuml;m &ouml;l&uuml;m
diye bağırıyorlardı. Bir telefon kul&uuml;besinden otele telefon ettim,
telefon uzun uzun &ccedil;aldı, &ccedil;&uuml;nk&uuml; telefon asma
kattaydı. Telefona ulaşmak taşlanmayı g&ouml;ze almaktı. Telefonu Olgun
Şensoy a&ccedil;tı. Nasılsınız diye sordum, &ldquo;iyiyiz&rdquo; dedi.
&ldquo;Siz arkadaşlara sahip &ccedil;ıkın&rdquo; dedi telefon kapandı.
Otele kadar iyice yaklaştık tanınmak demek &ouml;l&uuml;m demekti o kadar
kalabalıktı ki artık y&uuml;r&uuml;yemez hale geldik, tekrar geri
d&ouml;nerek diğer oyuncu arkadaşları da alarak Ali Baba mahallesinde
İnsan Hakları Derneği Sivas Şubesi Başkanının evine geldik. Saat 18.30
olmuştu. Tekrar oteli aradım, yine telefon uzun uzun &ccedil;aldı ve Olgun
&ccedil;ıktı ve dedi ki &ldquo;i&ccedil;eri girmeye &ccedil;alışıyorlar,
biz barikat kurduk direniyoruz. Ankara&rsquo;yı aradık, Sivas valisi ile
g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ld&uuml; gelip bizi alacaklar. Siz arkadaşlara sahip
&ccedil;ıkın dedi. Telefon kapandı. Artık gergin ve korkulu bekleyişler
başlamıştı. Saat 19.00 gibi dayanamadım tekrar aradım telefonu bir
t&uuml;rl&uuml; a&ccedil;mıyorlardı. Tekrar aradım Serkan &ccedil;ıktı
telefona &ccedil;ığlık &ccedil;ığlığa bir sesle &ldquo;abi
i&ccedil;eri giriyorlar abi yanıyoruz yardım edin&rdquo; dedi ve ahizenin
elinden d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; hissettim, bağırdım duymadı beni.
Fırladım Aynur ve Haldun tuttu beni. aradığım tek yer Ankara&rsquo;daki
direniş&ccedil;i iş&ccedil;ilerdi. Aramak ve bir umar beklemek hi&ccedil;
bir işe yaramadı. Bir s&uuml;re sonra televizyon haberlerinde
dostlarımızın adı okunmaya başlandı. Artık onlar Madımak&#39;ın
ateşiyle g&ouml;ğe ağmışlardı.</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Etha</strong></em></p>

Macahel'deki HES'lerden de vazgeçildi

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6971> Macahel'deki HES'lerden de
vazgeçildi</a></h1><p>Artvin&rsquo;de Hopa&rsquo;nın ardından
Bor&ccedil;ka&rsquo;daki Ma&ccedil;ahel Vadisi&rsquo;nde yapılması
planlanan iki HES projesi de, şirketin vazge&ccedil;mek zorunda kalması ile
rafa kalktı<br />
<br />
Hidroelektrik santrallerine (HES) karşı y&uuml;r&uuml;t&uuml;len doğa, su
ve yaşam m&uuml;cadelesi bir kazanım daha elde etti. Artvin&rsquo;in
Bor&ccedil;ka il&ccedil;esindeki Ma&ccedil;ahel Vadisi&rsquo;nde yapılması
planlanan Sarnı&ccedil; 1-2 Reg&uuml;lat&ouml;r&uuml; ve HES projesi
i&ccedil;in yatırımcı firma Dağlar Enerji, projeden vazge&ccedil;tiğini
duyurdu. Firma, projeden vazge&ccedil;tiğini &Ccedil;evre ve Orman
Bakanlığı temsilcileri tarafından Rize İdare Mahkemesi&rsquo;nde
yapılan duruşma sırasında a&ccedil;ıkladı.<br />
<br />
<strong>HES&rsquo;&ccedil;iler Macahel&rsquo;de tutunamamıştı</strong><br
/>
Bor&ccedil;ka&rsquo;daki Macahel Vadisi&rsquo;ne yapılmak istenen
D&uuml;zenli HES Projesi&rsquo;ne Rize İdare Mahkemesi 14 Mayıs
2010&rsquo;da y&uuml;r&uuml;tmeyi durdurma kararı vermişti. Karara karşın
iki ay sonra Aralık K&ouml;y&uuml;&rsquo;nde bilgilendirme toplantısı
yapmaya &ccedil;alışan şirket, k&ouml;yl&uuml;ler tarafından
kovulmuştu.<br />
<br />
Macahel Vadisi ile ilgili &ouml;nemli bir gelişme de 24 Temmuz
2010&rsquo;da yaşanmış, mahkemenin atadığı bilirkişi, UNESCO&rsquo;nun
&lsquo;Biyosfer Rezerv Alanı&rsquo; ilan ettiği vadide HES kurulmasında
kamu yararı olmadığını rapor etmişti.<br />
<br />
<strong><em>Kaynak: Sendika</em></strong></p>

Dikmen Vadisi'nde yıkım ve çatışma

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6970> Dikmen Vadisi'nde yıkım
ve çatışma</a></h1><p>AKP ve Ankara polisi saldırılarına ara vermiyor.
Tayyip Erdoğan&rsquo;ın ve Melih G&ouml;k&ccedil;ek&rsquo;in kentsel
d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m projeleri ile ilgili s&ouml;zlerinin ardından
harekete ge&ccedil;en yıkım ekipleri ve polis, sabah saatlerinde Dikmen
Vadisi&rsquo;ne saldırdı<br />
<br />
Dikmen Vadisi g&uuml;ne yıkım tehdidi ve polis kuşatması ile başladı.
Dikmen Vadisi Kentsel D&ouml;n&uuml;ş&uuml;m Projesi&#39;ne g&ouml;re 4. v
5. etaplarda yıkım yapması gereken B&uuml;y&uuml;kşehir Belediyesi
ekipleri, y&uuml;zlerce polis ile birlikte vadiye &ccedil;ıkarma yaptı.<br
/>
<br />
Sabah 9.30 sıralarında yıkıma başlayan ekipler, karşılarında vadi
halkını buldu. Evlerinin yıkılmasına izin vermeyen halka polis gaz
bombaları ile saldırdı. Dikmen Vadisi halkı da bulundukları
b&ouml;lgenin farklı noktalarına kurdukları lastik barikatları ateşe
verdi.<br />
<br />
&Ccedil;atışmayı haber alan demokratik kitle &ouml;rg&uuml;tleri
temsilcileri ve ODT&Uuml; &ouml;ğrencileri de dayanışma amacıyla vadiye
indi. Ancak polis, pek &ccedil;ok noktayı tutarak b&ouml;lgeye girişleri
engelledi. Polis ablukası nedeniyle basın emek&ccedil;ilerinin b&ouml;lgeye
girmesine de izin verilmedi.<br />
<br />
Yaklaşık bir saat s&uuml;ren &ccedil;atışmanın ardından halk, polisi
p&uuml;sk&uuml;rtt&uuml;. Vadide gergin bekleyiş s&uuml;r&uuml;yor.<br />
<br />
&Ouml;te yandan polis ile vadi halkı arasında &ccedil;ıkan
&ccedil;atışmada Dikmen Vadisi Barınma Hakkı B&uuml;rosu temsilcisi
Tarık &Ccedil;alışkan yaralandı.<br />
<br />
<em><strong>Kaynak: Sendika</strong></em></p>

29 Haziran 2011 Çarşamba

Toplumcu Eksen’in yeni sayısı çıktı!

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6969>Toplumcu Eksen'in yeni
sayısı çıktı!</a></h1><p>M&uuml;hendislik, Mimarlık ve Planlamada
Toplumcu Eksen Dergisinin 6. Sayısı &ldquo;G&uuml;vencesizlik&rdquo; dosya
konusu ile &ccedil;ıktı.<br />
<br />
Yeni sayımızda, son d&ouml;nem yasal d&uuml;zenlemeler ile hız verilen
esnek &ccedil;alışma ve g&uuml;vencesizliğin teknik elemanlar
a&ccedil;ısından karşılığını irdelemeye &ccedil;alıştık. Farklı
alanlardan m&uuml;hendis arkadaşlarımızla &ccedil;alışma koşullarını,
&ouml;rg&uuml;tlenmeyi, sendikalaşmayı tartıştık.&nbsp; Ulusal İstihdam
Strateji Raporu ile toparlanan ve torba yasa ile başlatılan saldırılara
karşı tutumumuzu aktarırken dosya konusunu bir kez daha
&ouml;rg&uuml;tlenme tartışması ile sonlandırdık.<br />
<br />
Yakın d&ouml;nemde &ldquo;g&uuml;vencesizlik&rdquo; g&uuml;ndemi
&uuml;zerinden bir araya geldiğimiz Toplumsal Dayanışma i&ccedil;in
Psikologlar Derneği (TODAP)&rsquo;ın katkılarıyla, dosya konumuzun
farklı mesleklerdeki benzer yansımalarını yayınımıza yansıtmış
olduk.<br />
<br />
Gelecek sayılarımızda da &ccedil;ok&ccedil;a yer vereceğimiz
g&uuml;vencesizliği kendi cephemizden, eksiğiyle fazlasıyla yansıtmaya
&ccedil;alıştık. Alacağımız katkı ve eleştirilerin de
&ouml;r&uuml;lecek m&uuml;cadele i&ccedil;in yol g&ouml;sterici olacağına
inanıyoruz.<br />
<br />
Dosya konumuz dışında, internet yasaklarından kentsel
d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m projelerindeki g&uuml;ncel gelişmelere pek
&ccedil;ok makaleye yer verdik. Meslek &ouml;rg&uuml;t&uuml;m&uuml;z
TMMOB&rsquo;nin d&uuml;zenlediği kurultay ve etkinleri paylaştık. Sermaye
iktidarının faşist bakı ve ter&ouml;r&uuml;n&uuml;n hedefi Hopa&rsquo;da
yaşananları değerlendirerek bu bir kez daha &ldquo;Her yer Hopa her yer
direniş!&rdquo; sloganını yineledik.<br />
<br />
Yeni sayımızla bir kez daha merhaba!<br />
<br />
<strong>Toplumcu M&uuml;hendis, Mimar, Şehir Plancıları</strong></p>
<p>&nbsp;</p>
<p><strong><em>Kaynak:</em> <em>toplumcueksen.net</em></strong></p>

Üniversiteliler Dört Ayrı "Terör Örgütüne Üyelikle" Suçlanıyor

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6968>Üniversiteliler Dört Ayrı
"Terör Örgütüne Üyelikle" Suçlanıyor</a></h1><p>Aralarında,
ODT&Uuml;&#39;deki &quot;Başkaldırıyoruz&quot; eylemine katıldığı
i&ccedil;in dava a&ccedil;ılan 117 &ouml;ğrenciden birinin de olduğu beş
&uuml;niversite &ouml;ğrencisi, &quot;&uuml;lk&uuml;c&uuml; bir
&ouml;ğrenciyi d&ouml;vmeyi planlamaktan&quot; g&ouml;zaltına alındı,
d&ouml;rt ayrı &quot;ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne &uuml;ye olmak&quot;
su&ccedil;uyla tutuklandı. 5,5 aydır F tipi cezaevinde haklarında
iddianame yazılmasını bekliyorlar.<br />
<br />
<br />
Ankara&#39;da 20 Ocak&#39;ta g&ouml;zaltına alınıp 23 Ocak&#39;ta
tutuklanan beş &uuml;niversite &ouml;ğrencisi, PKK, Devrimci Halk Kurtuluş
Partisi/Cephesi (DHKP-C), T&uuml;rkiye Kom&uuml;nist Emek Partisi/Leninist
(TKEP-L), Maoist Kom&uuml;nist Parti (MKP) isimli d&ouml;rt ayrı
&quot;ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne &uuml;ye olmakla&quot;
su&ccedil;lanıyor. 5,5 aydır Sincan 1 No.lu F Tipi Cezaevi&#39;nde olan
&ouml;ğrenciler bu s&uuml;re i&ccedil;erisinde okullarına da devam
edemediler.<br />
<br />
Tutuklanan Ankara &Uuml;niversitesi İktisat Fak&uuml;ltesi birinci sınıf
&ouml;ğrencisi Yusufcan Yıldırım&#39;ın annesi Melek Yıldırım,
bianet&#39;e yaptığı a&ccedil;ıklamada, &quot;Muhalif &ouml;ğrencileri
bu yolla sindirmeye &ccedil;alışıyorlar&quot; dedi.<br />
<br />
Yıldırım, 5 Ocak&#39;ta Ortadoğu Teknik &Uuml;niversitesi&#39;ndeki
(ODT&Uuml;) &quot;Başkaldırıyoruz&quot; protestosuna katıldığı
i&ccedil;in hakkında dava a&ccedil;ılan 117 &ouml;ğrenciden biriydi.<br />
<br />
Tutuklanan &ouml;ğrencilerden Ali Haydar Yıldız&#39;ın avukatı Murat
Yılmaz da, Yusufcan Yıldırım, Ali Haydar Yıldız, Uğurcan Soybelli ve
Rıdvan Akbaş isimli d&ouml;rt &ouml;ğrencinin 20 Ocak&#39;ta akşam 18:30
civarında Demetevler Parkı&#39;nda, &quot;başka bir &ouml;ğrenciyi
d&ouml;vmeyi planlamakla&quot; su&ccedil;lanarak g&ouml;zaltına
alındıklarını, ertesi g&uuml;n de Didem Ezgi Serap&#39;ın aynı olayla
ilgili g&ouml;zaltına alındığını s&ouml;yledi.<br />
<br />
Yılmaz, g&ouml;zaltına gerek&ccedil;e g&ouml;sterilen olayı ş&ouml;yle
anlattı: &quot;19 Ocak&#39;ta Ankara &Uuml;niversitesi Dil Tarih Coğrafya
Fak&uuml;ltesi&#39;nde sağ g&ouml;r&uuml;şl&uuml; &ouml;ğrenciler, sol
g&ouml;r&uuml;şl&uuml; bir &ouml;ğrenciyi d&ouml;vd&uuml;kten sonra
Sıhhiye tren istasyonundan aşağıya attılar. Ertesi akşam, Yıldırım,
Yıldız, Soybelli ile Akbaş bu olayın ardından
&quot;&uuml;lk&uuml;c&uuml; bir &ouml;ğrenciyi d&ouml;verek misilleme
yapacakları ş&uuml;phesiyle&quot; parkta y&uuml;r&uuml;rken g&ouml;zaltına
alındılar. Polis tutanaklarında, &#39;HPG t&uuml;z&uuml;ğ&uuml;ne
g&ouml;re hareket ederek, &uuml;lk&uuml;c&uuml; &ouml;ğrencinin evini tespit
edip keşif yaptıkları, istihbarat faaliyetinde bulundukları&#39; ileri
s&uuml;r&uuml;ld&uuml;.&quot;<br />
<strong>&quot;İşlenmemiş bir su&ccedil;la itham
edildiler&quot;</strong><br />
<br />
Avukat Yılmaz, tutanaklarda iddia edilen su&ccedil;lamalara hi&ccedil;bir
delil g&ouml;sterilmediğini ayrıca basında &ccedil;ıkan bazı haberlerle
olayın yanlış yansıtılarak &ouml;ğrencilerin karalanmaya
&ccedil;alışıldığını ifade etti. Tutanaklara g&ouml;re,
Soybelli&#39;nin &uuml;zerinde, &uuml;lk&uuml;c&uuml; &ouml;ğrencinin adresi
&ccedil;ıktığı da iddia ediliyor ancak Soybelli bu iddiayı
reddediyor.<br />
<br />
&quot;Biz de &#39;HPG t&uuml;z&uuml;ğ&uuml;&#39; diye bir şey olduğunu
ilk kez tutanakları okuduğumuzda g&ouml;rd&uuml;k&quot; diyen Yılmaz, 10
Ocak&#39;ta dosyaya gizlilik kararı konulduğunu olduğunu ifade etti.<br />
<br />
Tutuklama ve gizlilik kararlarına ettikleri itirazlarına da, mahkemece
hi&ccedil;bir gerek&ccedil;e g&ouml;sterilmeden reddedildiğini belirten
Yıldız, şu anda dosyaya ulaşamadıklarını a&ccedil;ıkladı.<br />
<br />
Yıldız, &quot;İşleyip işlemeyecekleri belli olmayan bir su&ccedil;la
itham edildiler. Aralarında bağlantı kurulamayan bir t&uuml;z&uuml;kte
yazılı planla ilgili su&ccedil;lanarak g&ouml;zaltına alındılar ve 5,5
aydır haklarında iddianame d&uuml;zenlenmesini bekliyorlar. Dosyaya
d&ouml;rt &ouml;rg&uuml;t kondu, tutuklama kararına da kimin hangi
&ouml;rg&uuml;tle bağlantılı olduğu yazılmadı, su&ccedil;lamalar
a&ccedil;ıklığa kavuşmuş değil. Bununla ilgili delil de
sunulmadı&quot; diye konuştu.<br />
<br />
Avukat Yıldız, &quot;Ayrıca Serap olduğu s&ouml;ylenen
baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; bir kadının fotoğrafları bazı gazetelerde
yayınlandı ve &#39;Kimliğini baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;yle gizleyerek
&uuml;lk&uuml;c&uuml; &ouml;ğrencinin evinin &ccedil;evresinde keşif
yaptı&#39; diye yazıldı. Serap baştan su&ccedil;lu ilan edilerek sanık
hakları ihlal edildi. Oysa fotoğraflardan o kişinin Serap olup olmadığı
bile anlaşılmıyor, &ouml;yle olsa bile sadece yolda y&uuml;r&uuml;rken
&ccedil;ekilmiş fotoğraflar var, istihbarat faaliyeti yaptığına dair bir
kanıt yok&quot; dedi.<br />
<strong>&quot;D&ouml;rt &ouml;rg&uuml;te birden nasıl &uuml;ye
olsunlar?&quot;</strong><br />
<br />
Yusufcan Yıldırım&#39;ın annesi Melek Yıldırım da &ouml;zetle şu
a&ccedil;ıklamayı yaptı:<br />
<br />
* Oğlum hakkında hi&ccedil;bir delil g&ouml;stermeden &quot;cezalandırma
timinden&quot; olduğu iddiası &ouml;ne s&uuml;r&uuml;ld&uuml;, basında
&ccedil;ıkan haberlerde de b&ouml;yle lanse edildi. Birbirinden alakasız
d&ouml;rt ayrı &ouml;rg&uuml;te birden nasıl &uuml;ye oldukları da
tutanaklarda a&ccedil;ıklanmıyor. H&uuml;rriyet gazetesi yazarı Mehmet Y.
Yılmaz da olayla ilgili 28 Ocak&#39;ta yazdığı yazısında
&quot;Şizofrenik ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;&quot; başlığını
kullanmıştı.<br />
<br />
* Yusufcan da bu davalarla ilgili s&uuml;re&ccedil;leri bildiğinden,
&quot;Beni burada daha uzun s&uuml;re tutarlar, benimle ilgili yaz tatili
planı yapmayın&quot; demişti. Tutuklamaların cezaya
d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n farkında. Cezaevinde,
tutuklanan iki arkadaşı Akbaş ve Yıldız&#39;la birlikte kalıyor.
Baskılar cezaevinde de devam ediyor. &quot;Gereksiz slogan atmak&quot;
su&ccedil;lamasıyla yedi ay iletişimden men cezası aldı, cezalar
kesinleşirse, &uuml;&ccedil; iletişimden men cezasına karşılık bir ay
ziyaret&ccedil;i cezası alacak.<br />
<br />
* Oğlum muhalif, &uuml;lke sorunlarına duyarlı bir &ccedil;ocuktu,
ODT&Uuml;&#39;deki protestolara katıldığı i&ccedil;in de hakkında dava
a&ccedil;ılan 117 &ouml;ğrenciden biriydi, buradaki dava gerek&ccedil;esi
de &quot;basın a&ccedil;ıklamasına katılmasıydı&quot;. TEKEL
eylemlerine de 78 g&uuml;n boyunca destek vermişti. Y&uuml;kselen
&ouml;ğrenci muhalefetini, yargı yoluyla sindirmeye &ccedil;alışıyorlar.
Bu &ouml;ğrencilerin t&uuml;m&uuml;n&uuml;n haksızlığa uğradığını
d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz.</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Bianet</strong></em></p>

Yunanistan'da 'paket' onaylandı, halk isyanda

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6967>Yunanistan'da 'paket'
onaylandı, halk isyanda</a></h1><p>Yunan Parlamentosu halkın yoğun
muhalefetine rağmen IMF ve AB tarafından şart koşulan 28 milyar euroluk
kemer sıkma paketini onayladı. D&uuml;nden bu yana grevde olan ve başkent
Atina&#39;da Sintagma meydanını dolduran halkın parlamentoya tepkisi
b&uuml;y&uuml;k.<br />
<br />
Meclisteki oylamada kemer sıkma paketinin kabulu i&ccedil;in gerekli olan
151 oydan fazlası elde edildi. 155 vekil, pakete evet derken, 138&#39;i
hayır dedi. 2 milletvekili &ccedil;ekimser oy kullandı.<br />
<br />
Kesintilerin onaylanması neoliberal dayatmaya karşı sokaklarda olan on
binlerce g&ouml;sterici tarafından tepkiyle karşılandı. Sintagma
meydanında yer alan Maliye Bakanlığına saldırıldığı belirtiliyor.
Polisin sert saldırılarına maruz kalan &ouml;fkeli halk Sintagma
Meydanı&#39;ndaki yerini koruyor. &Ccedil;ok sayıda yaralı olduğu
bildirildi.<br />
<br />
Başbakan Yorgos Papandreu, toplumun geniş kesimlerinin b&uuml;y&uuml;k
tepkisini &ccedil;eken 28 milyar euroluk kemer sıkma planının &uuml;lke
ekonomisini yeniden ayağa kaldırabileceğini savunmuştu.<br />
<br />
&Ouml;te yandan bu yıl d&ouml;rd&uuml;nc&uuml; kez genel greve gidilen
Yunanistan&#39;da sendikalar, gerekli eylemlerin her koşulda devam
edeceğinin altını &ccedil;izdiler. Grevleri &ldquo;h&uuml;k&uuml;metin
&ouml;zellikle d&uuml;ş&uuml;k gelirli aileleri vuran halk karşıtı
b&uuml;t&uuml;n politikalarına karşı bir m&uuml;cadele&rdquo; olarak
nitelendiren sendikaların paketin ge&ccedil;mesi sonrası nasıl bir yol
izleyeceği merak konusu.</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Evrensel</strong></em></p>

Soma'da göçük: 1 ölü

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6966>Soma'da göçük: 1
ölü</a></h1><p>Manisa&#39;nın Soma il&ccedil;esinde &ouml;zel bir maden
ocağında d&uuml;n akşam ge&ccedil; saatlerde meydana gelen
g&ouml;&ccedil;&uuml;kte bir iş&ccedil;i yaşamını yitirdi.<br />
<br />
Soma K&ouml;m&uuml;r İşletmeleri A.Ş Eynez B&ouml;lgesi&#39;nde faaliyet
g&ouml;steren &ouml;zel sekt&ouml;re ait maden ocağında d&uuml;n akşam
saat 22.00 sıralarında g&ouml;&ccedil;&uuml;k meydana geldi.<br />
<br />
Emniyet teknikeri olarak &ccedil;alışan Azmi Tozlu (24) isimli
iş&ccedil;i g&ouml;&ccedil;&uuml;k altında kaldı.<br />
<br />
Tozlu, &ccedil;alışma arkadaşları tarafından g&ouml;&ccedil;&uuml;k
altından &ccedil;ıkarılırken, Soma Devlet Hastanesine
g&ouml;t&uuml;r&uuml;l&uuml;rken yolda hayatını kaybetti.</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Etha</strong></em></p>

Haydar Duymaz ölüm orucuna başladı

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6965>Haydar Duymaz ölüm orucuna
başladı</a></h1><p>Tekirdağ F Tipi Cezaevi&#39;nde s&uuml;ngerli oda dahil
yoğun işkenceye maruz kalan Haydar Duymaz adlı tutuklu, a&ccedil;lık
grevini &ouml;l&uuml;m orucuna d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rd&uuml;.<br />
Tekirdağ 2 No&#39;lu F Tipi Cezaevi&#39;nde tutuklu bulunan Haydar Duymaz,
maruz kaldığı işkence ve k&ouml;t&uuml; muameleye karşı başlattığı
a&ccedil;lık grevini, eyleminin 25. g&uuml;n&uuml;nde &ouml;l&uuml;m orucuna
&ccedil;evirdi. Duymaz&#39;ın sağlık durumu k&ouml;t&uuml; ve disiplin
cezaları nedeniyle ailesiyle g&ouml;r&uuml;şemiyor. Duymaz, işkenceyi
belgelemek i&ccedil;in Adli Tıp Kurumu&#39;na sevk edilmek ve
arkadaşlarıyla aynı h&uuml;crede kalmak istiyor.<br />
<br />
Duymaz&#39;ın &ouml;l&uuml;m orucuna başladığını, avukatı Sezin
U&ccedil;ar yazılı bir a&ccedil;ıklama ile duyurdu. Av. U&ccedil;ar,
a&ccedil;ıklamasında, Haydar Duymaz&#39;ın maruz kaldığı hak
ihlallerini anlattı.<br />
<br />
<strong>SOHBET HAKKINI İSTEDİĞİ İ&Ccedil;İN
D&Ouml;V&Uuml;LD&Uuml;</strong><br />
<br />
Buna g&ouml;re, Duymaz, Adalet Bakanlığı&#39;nın genelgesi ile tanınan
sohbet hakkından aylarca yararlandırılmadı. Hakkında herhangi bir
disiplin kararı olmadan bu hakkının engellenmesiyle ilgili defalarca
cezaevi y&ouml;netimi ile g&ouml;r&uuml;şen Duymaz, yine de sonu&ccedil;
alamadı.<br />
<br />
Duymaz, yetkililer hakkında su&ccedil; duyurusunda bulunmak istediğinde
ise 01 Ekim 2009 tarihinde, kaldığı h&uuml;crede, h&uuml;cre
arkadaşlarının etkinlikte olduğu bir saatte gardiyanlar tarafından
saatlerce d&ouml;v&uuml;ld&uuml;.<br />
<br />
<strong>S&Uuml;NGERLİ ODA İŞKENCESİ</strong><br />
<br />
Ardından bir işkence y&ouml;ntemi olarak kabul edilen s&uuml;ngerli odaya
alınarak &ccedil;ırıl&ccedil;ıplak soyuldu ve saatlerce havalandırmanın
altında bekletildi.<br />
<br />
Maruz kaldığı işkenceyi belgelemek i&ccedil;in Adli Tıp Kurumu&#39;na
sevk isteyen Haydar Duymaz&#39;ın bu talebi reddedilirken, Tekirdağ
Cumhuriyet Savcılığı, sorumlular hakkında y&uuml;r&uuml;t&uuml;len
soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Ancak, Duymaz, disiplin
cezalarından kurtulamadı.<br />
<br />
<strong>H&Uuml;CRE DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİNE DE H&Uuml;CRE
CEZASI</strong><br />
<br />
Son olarak ise aynı davadan yargılandığı arkadaşlarının
h&uuml;cresine ge&ccedil;mek istedi, ancak bu talebine karşılık
&quot;g&ouml;zlem s&uuml;resi&quot; adı altında aylarca tek kişilik
h&uuml;crede tutuldu. Sonra da zorla itiraf&ccedil;ıların h&uuml;cresine
konuldu.<br />
<br />
Duymaz, burada 2 Haziran 2011 tarihinde tutuklular tarafından şiddete
maruz kaldı. Yine aynı g&uuml;n, cezaevi ikinci m&uuml;d&uuml;r&uuml; ve
onlarca gardiyan tarafından darp edildi. Sonra yeniden bir g&uuml;n boyunca
soğuk havalandırmanın altında s&uuml;ngerli odada tutuldu.<br />
<br />
&quot;Onlarca kişinin dayak, tehdit ve k&uuml;f&uuml;rlerine maruz kalan
m&uuml;vekkil artık a&ccedil;lık grevine başlamak dışında hi&ccedil;bir
yolunun kalmadığını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in aynı
g&uuml;n a&ccedil;lık grevine başladı&quot; diyen Avukat Sezin
U&ccedil;ar, m&uuml;vekkili Duymaz&#39;ın eylemimi 25. g&uuml;n&uuml;nde,
yani 26 Haziran&#39;da &ouml;l&uuml;m orucuna
d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; kaydetti.<br />
<br />
<strong>TALEPLERİ KARŞILANMIYOR, KİMSEYLE
G&Ouml;R&Uuml;ŞT&Uuml;R&Uuml;LM&Uuml;YOR</strong><br />
<br />
En son ziyaretinde y&uuml;r&uuml;mekte dahi zorlanan Haydar Duymaz&#39;ın,
tek kişilik h&uuml;crede tutulduğunu ve hi&ccedil;bir isteğinin
karşılanmadığını, g&ouml;r&uuml;ş cezaları nedeniyle ailesiyle
g&ouml;r&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmediğini ifade eden Av. U&ccedil;ar,
&quot;Haydar&#39;ın talepleri olduk&ccedil;a insani ve karşılanmasında
hi&ccedil;bir engel bulunmayan talepler; aynı davadan yargılandığı
arkadaşları ile birlikte kalmak ve kendisine işkence yapan sorumluların
yargılanması istiyor&quot; dedi.</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Etha</strong></em></p>

ÇMO: HALKI BİLGİLENDİRMEK VE YETKİLİLERİ UYARMAK SUÇ DEĞİLDİR!

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6964>ÇMO: HALKI
BİLGİLENDİRMEK VE YETKİLİLERİ UYARMAK SUÇ DEĞİLDİR!</a></h1><p
class="spot">&Ccedil;evre M&uuml;hendisleri Odası, Eti G&uuml;m&uuml;ş
A.Ş.`nin K&uuml;tahya`da bulunan maden işletmesindeki atık depolama
barajının 07.05.2011 tarihinde kısmen yıkılması &uuml;zerine kamuoyuna
yapılan a&ccedil;ıklamaları gerek&ccedil;e g&ouml;sterilerek işletmeci
şirket tarafından a&ccedil;ılan 30 bin TL&rsquo;lik manevi tazminat
davası ile ilgili olarak 29 Haziran 2011 tarihinde bir basın
a&ccedil;ıklaması yaptı.</p>
<p align="center"><b>BASINA VE KAMUOYUNA!</b></p>
<p>&Uuml;lkemizde, &quot;kral &ccedil;ıplak&quot; diyenlerin baskı ve
zul&uuml;m g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; su g&ouml;t&uuml;rmez bir
ger&ccedil;ekliktir. Hi&ccedil; kuşkusuz, bilimsel bilginin toplumla
buluşturulması ve kamuoyunun sorunlara karşı bilgilendirilmesi ve
&ouml;nlem alınması i&ccedil;in &ccedil;aba harcanması zorlu bir
s&uuml;re&ccedil;tir. Odamız, meslektaşlarından, akademisyenlerden,
demokratik kitle &ouml;rg&uuml;tlerinden ve sivil toplum kuruluşlarından
edindiği birikim ve destekle yasal ve toplumsal olarak kendine verilen
g&ouml;revi yerine getirmektedir.</p>
<p>Tarih, yanlışı vurgulayanların m&uuml;cadelesi ile yazılmakta ve
şenlenmektedir. Odamız K&uuml;tahya&lsquo;da yaşanan siyan&uuml;r sorununa
dair tarihi g&ouml;revini yerine getirmiş, kamuoyunu bilgilendirmiş,
herhangi bir kaygısı olmadan, gecesini g&uuml;nd&uuml;z&uuml;ne katarak
uzmanları ile, meslektaşları ve akademisyenleri ile ETİ G&uuml;m&uuml;ş
A.Ş.&lsquo;nin yaşanan soruna kadar &ouml;nemsemediği doğayı ve
insanları kendine dert etmiştir.</p>
<p>Kamuoyunu bilgilendirdiği, halka haklarını hatırlattığı, kamu
kurumlarına sorumluluklarını anımsattığı i&ccedil;in
siyan&uuml;rl&uuml; madencilik yapan ETİ G&uuml;m&uuml;ş A.Ş tarafından
30.000 TL&lsquo;lik tazminat davasına ve saldırılara maruz kalan Odamız,
ge&ccedil;mişte de bu tavırlara karşı boyun eğmemiştir.
G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde de boyun eğmeyecektir! Varlık nedeni olan, toplumu
bilgilendirme, &ccedil;evreyi koruma ve bilimsel bilgiyi halk ile buluşturma
g&ouml;revine yılmadan devam edecektir!</p>
<p>Davanın konusu; Oda&lsquo;mız tarafından yapılan
a&ccedil;ıklamaların halkı kin, nefret ve paniğe sevk etmek olarak
g&ouml;sterilmiş dava dilek&ccedil;esindeki ifadeler ile &quot;halen devam
etmekte olan, kesin ve emin ifadeler kullanılan haksız basın
a&ccedil;ıklamalarının ve k&ouml;t&uuml;lemelerinin dava sonuna kadar
tedbiren durdurulması&quot; ve &quot;bu a&ccedil;ıklamalar dolayısıyla
şirket ve &ccedil;alışanlarının, y&ouml;neticilerinin, hissedarlarının
elem ve ızdırap &ccedil;ektikleri, b&ouml;lgede yaşayan insanların
h&uuml;cumuna muhatap oldukları, toplumda kaybettikleri saygınlığın
yeniden elde edilmesi i&ccedil;in 30 bin TL&lsquo;nin şirkete
&ouml;denmesi&quot; istenmiştir.</p>
<p><b>ETİ G&Uuml;M&Uuml;Ş AŞ NEYİN PEŞİNDE? </b></p>
<p>Anayasa&lsquo;nın 135. maddesinde tanımlanan 66 ve 85 sayılı Kanun
H&uuml;km&uuml;nde Kararname ve 7303 sayılı yasa ile değişik 6235
sayılı yasaya g&ouml;re kurulmuş kamu kuruluşu niteliğinde bir meslek
kuruluşu olan Oda&lsquo;mızın, dava dilek&ccedil;esinde ifade bulan sivil
toplum kuruluşu olduğu iddiası ile yine dava dilek&ccedil;esindeki ifade
ile &quot;ihtiyatlı&quot; davranan Eti G&uuml;m&uuml;ş&lsquo;&uuml;n
K&uuml;tahya&lsquo;daki siyan&uuml;r felaketinden sonra kamuoyunda
kaybettiği itibarının 30 bin TL değerinde olduğuna inanmak istemiyoruz.
K&uuml;tahya&lsquo;daki felaket, &uuml;lkemizde siyan&uuml;r li&ccedil;i ile
yapılan madencilik faaliyetlerinin &uuml;lkemiz toprağına, suyuna,
insanına ne kadar zararlı olduğu en son yaşanan zehirlenme vakası ile de
a&ccedil;ık&ccedil;a g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p>
<p>Bu vesile ile Eti G&uuml;m&uuml;ş AŞ&lsquo;ye soruyoruz. &quot;Bu
felaketin doğada ve insanımızda bıraktığı geri d&ouml;n&uuml;lmez ve
travmatik izleri ka&ccedil; TL ile&nbsp; telafi edebilirsiniz?&quot;</p>
<p><b>SUSMAYACAĞIZ !</b></p>
<p>Madenlerimizi birer varlık olmanın &ouml;tesinde kaynak olarak
adlandıran zihniyetle savaşmaya devam edeceğiz. Bu zihniyetin &uuml;lkemiz
ekolojisi ve doğal varlıklarını ve insanını tehdit eden t&uuml;m
faaliyetlerine karşı duracağız. Y&ouml;re insanının sağlığını
tehdit eden risklere karşı salt insan olmaktan kaynaklanan korkma,
&ouml;fkelenme, tepki g&ouml;sterme gibi insani refleks ve değerlerini
savunmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken de Eti G&uuml;m&uuml;ş
AŞ&lsquo;nin mesnetsiz iddialarındaki gibi halkı kin, nefret ve korku ile
değil, bilim ve insanlık değerlerini hatırlatarak yapacağız.</p>
<p>Eti G&uuml;m&uuml;ş AŞ&lsquo;nin davası bir kez daha g&ouml;sterdi ki,
i&ccedil;inde Oda&lsquo;mızın da bulunduğu T&uuml;rk M&uuml;hendis ve
Mimar Odaları Birliği ile bağlı odalara y&ouml;nelik tazminat davaları
bitmek bilmeyecek.</p>
<p>A&ccedil;ılan dava ile &Ccedil;evre M&uuml;hendisleri Odası başta olmak
&uuml;zere kamu yararı ve halk sağlığını tehdit eden faaliyetler ile
ilgili demokratik kitle &ouml;rg&uuml;tleri, platformlar ve meslek
kuruluşlarınca yapılan basın a&ccedil;ıklamaları engellenmek isteniyor.
&Ouml;yle ki sadece yapılan a&ccedil;ıklamaların maddi- manevi
sorumluluğunun tarafımıza y&uuml;klenmesini değil, ileride yapılacak
a&ccedil;ıklamalarımızın da Mahkeme kararı ile engellenmesi
isteniyor.</p>
<p>İleri demokrasinin meyveleri toplanmaya başlanıyor. Her ne pahasına
olursa olsun yatırım anlayışının eleştirilmesi vatan hainliği,
kalkınma d&uuml;şmanlığı yaftasına maruz kalıyor, yapılan
a&ccedil;ıklamalara a&ccedil;ılan tazminat davaları da Demokles&lsquo;in
kılıcı gibi tepemizde sallandırılarak susmamız isteniyor. Uluslararası
Antlaşmalar ve Anayasa ile teminat altına alınan ifade
&ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z ve kamu kurumu niteliğinde meslek
kuruluşu olmamız sebebi ile Oda&lsquo;mıza y&uuml;klenen g&ouml;revi
unutmamız,&nbsp; sorumluluklarımızı g&ouml;z ardı ederek Anayasa ile
tarafımıza verilen yetkileri kullanmamamız isteniyor.</p>
<p><b>DAVAMIZ EYL&Uuml;L&lsquo;DE BAŞLIYOR. </b></p>
<p>Davanın a&ccedil;ıldığını duyurduğumuz andan itibaren onlarca
avukat Oda&lsquo;mız hukuk m&uuml;şavirliği ile temasa ge&ccedil;erek
savunma hakkımız i&ccedil;in g&ouml;n&uuml;ll&uuml; destek sunmak&nbsp;
istediklerini bildirmiştir. Yine onlarca meslek odası ve demokratik kitle
&ouml;rg&uuml;t&uuml; haklılığımızı Mahkeme salonlarında ifade ederken
yanımızda olacağını, davaya m&uuml;dahale edeceklerini bildirmişlerdir.
Onlarca bilim insanı desteklerini bildirerek değerlendirmelerde
bulunmuşlardır.</p>
<p>A&ccedil;ılan dava vesilesi ile siyan&uuml;r ile madencilik faaliyeti
y&uuml;r&uuml;ten şirketleri bir kez daha uyarıyoruz. &quot;Siyan&uuml;r
li&ccedil;i ile yapılan madencilik faaliyetlerine derhal son verin, bu
kararınızla şirketlerinizin itibarını meslek odalarına, demokratik
kitle &ouml;rg&uuml;tlerine, derneklere, k&ouml;yl&uuml;lere, gazetelere,
hatta avukatlara karşı a&ccedil;tığınız ve bug&uuml;ne kadar bir
tanesini bile kazanamadığınız davalarda istediğiniz bin liralarla ile
değil ilelebet temizleyin.&quot;</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Tmmob</strong></em></p>

DDK: Maden kazaları kaçınılmaz

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6963>DDK: Maden kazaları
kaçınılmaz</a></h1><p>Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme
Kurulu&#39;nun, d&uuml;nyanın en &ouml;l&uuml;mc&uuml;l madenlerine sahip
olan T&uuml;rkiye madenlerine ilişkin raporunda ilk tespit &quot;kazalar
ka&ccedil;ınılmaz&quot; oldu. Başbakan Erdoğan da 30 iş&ccedil;inin
&ouml;ld&uuml;ğ&uuml; Karadon faciası i&ccedil;in &quot;kader&quot;
demişti.<br />
<br />
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, madenlerde yaşanan iş
kazalarına ilişkin hazırladığı raporu Başbakanlık&#39;a
g&ouml;nderdi. Raporda, kazaların &ouml;nlenmesine y&ouml;nelik tedbirlerin
yetersizliğine dikkat &ccedil;ekilirken, denetim zafiyetine de vurgu
yapıldı. Aynı zamanda, patronların &quot;gereksiz maliyet&quot; olarak
g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; iş&ccedil;ilerin eğitiminin &ouml;nemli olduğu
belirtildi. Raporun ilgin&ccedil; detaylarından birisi ise maden
iş&ccedil;ilerinin &quot;sağlık ve g&uuml;venlik&quot; yerine
&quot;iş&quot; istediği y&ouml;n&uuml;ndeki tespit oldu. Ancak, raporun
girişinde b&uuml;t&uuml;n tedbirler alınsa dahi kazaların
ka&ccedil;ınılmaz olduğu kaydedildi.<br />
<br />
<strong>DDK&#39;NIN İLK S&Ouml;Z&Uuml;: KA&Ccedil;INILMAZ</strong><br />
<br />
Rapor, Başbakan Erdoğan&#39;ın 17 Mayıs 2010&#39;da Zonguldak
Karadon&#39;da meydana gelen ve 30 iş&ccedil;inin yaşamını yitirdiği
maden kazasıyla ilgili &quot;kader&quot; a&ccedil;ıklamasını destekler
nitelikte.<br />
<br />
Raporda, hazırlık s&uuml;reci ve raporun i&ccedil;eriğine ilişkin geniş
bilgiler anlatıldıktan sonra ifade edilen ilk s&ouml;zler ş&ouml;yle:
&quot;Madencilik sekt&ouml;r&uuml;nde, iş kazalarının bir kısmı
&#39;ka&ccedil;ınılmaz&#39; olarak kabul edilmektedir.
Ka&ccedil;ınılmazlık oranı, sekt&ouml;r&uuml;n y&uuml;ksek riskli
&ouml;zelliği nedeniyle diğer işkollarındaki ka&ccedil;ınılmazlık
oranından daha y&uuml;ksektir. Ancak, b&uuml;t&uuml;n tedbirler alınsa dahi
meydana gelebilen, işin mahiyetinden kaynaklanan ka&ccedil;ınılmaz kazalar
dışında; havalandırma ve tahkimat noksanlıkları gibi &ccedil;eşitli
konulardaki işletme uygulamalarından kaynaklanan kazalar
&ccedil;oğunluktadır&quot; denildi.<br />
<br />
Raporda, kazaların nedenine ilişkin benzerlikler ş&ouml;yle sıralandı:
&quot;Risk değerlendirmesi yapılmaması, taşeronluk/alt işverenlik
uygulaması, &uuml;retim zorlaması, ge&ccedil;miş kazalardan ders
alınmaması, grizu riskine karşı &ouml;nlemlerin yetersiz olması, kontrol
ve degaj sondajlarının yeterince yapılmaması, delme-patlatma işlemindeki
d&uuml;zensizlikler, &ccedil;alışanlarda CO maskesi bulunmaması, gaz
izleme ve ikaz sistemlerinin yetersizliği, havalandırma yetersizliği,
grizu emniyetli elektrikli cihaz ve ekipmanlar ile ilgili sorunlar,
nefeslik-ka&ccedil;amak yolu ile ilgili yetersizlikler, maden işletmelerinde
i&ccedil; denetim hizmetlerinin yetersizliği, kamu birimleri denetimlerinin
etkinsizliği, mesleki eğitim ve iş g&uuml;venliği k&uuml;lt&uuml;r&uuml;
noksanlıkları.&quot;<br />
<br />
<strong>D&Uuml;NYADA HER YIL 2 MİLYON KİŞİ İŞ KAZASINDAN
&Ouml;L&Uuml;YOR</strong><br />
<br />
Raporda, ILO verileri de aktarıldı. Buna g&ouml;re, her yıl 2 milyon 200
bin insan iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını
kaybediyor. T&uuml;m d&uuml;nyada her yıl 270 milyon iş kazası ve 160
milyon iş kaynaklı hastalık yaşanıyor. Her yıl 438 bin &ccedil;alışan
iş yerinde karşılaştığı zehirli maddeler nedeniyle yaşamını
yitiriyor, t&uuml;m kanser vakalarının y&uuml;zde 10&#39;unu mesleki
kanserler oluşturuyor.<br />
<br />
SGK istatistiklerine g&ouml;re ise son 5 yılda k&ouml;m&uuml;r madenciliği
işletmelerinde 30 bin 154 iş kazası meydana geldi. Bu rakam,
b&uuml;t&uuml;n sekt&ouml;rlerdeki toplam iş kazası sayısının yaklaşık
y&uuml;zde 8&#39;ini oluşturuyor.<br />
<br />
<strong>İLK TESPİT: KAZALAR &Ouml;NLENMİYOR</strong><br />
<br />
Raporda, &ccedil;alışmaların ortaya &ccedil;ıkardığı ilk tespitin;
risklerin &ouml;nceden değerlendirilerek &ouml;nlenmesinde ciddi eksiklikler
olduğu kaydedildi. Bu eksikliklere ilişkin ise ş&ouml;yle denildi:
&quot;İşverenlerin kaza maliyetlerini azaltıcı &ouml;nlemlere yeterince
&ouml;nem vermemeleri, donanımlı ve tecr&uuml;beli iş g&uuml;venliği
uzmanı sayısının yetersizliği, risk değerlendirmesinin iş yerlerine
&ouml;zel hazırlanmaması ve iş yerinin koşullarına uygun
olmaması.&quot;<br />
<br />
<strong>YASAL MEVZUATTA DEĞİŞİKLİK YAPILMALI</strong><br />
<br />
Raporda, madencilik sekt&ouml;r&uuml;nde; iş sağlığı ve g&uuml;venliği
mevzuatı ile ilgili ILO s&ouml;zleşmelerine uygun d&uuml;zenlemeler
yapılması, İş Sağlığı ve G&uuml;venliği Kanun tasarısının
sekt&ouml;rdeki b&uuml;t&uuml;n paydaşların katılımı ile g&ouml;zden
ge&ccedil;irilerek kanunlaştırılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, İş
Sağlığı ve G&uuml;venliği Genel
M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;&#39;n&uuml;n iş&ccedil;i ve işveren
temsilcilerinin g&ouml;r&uuml;şlerini de alarak &quot;Yeraltı
K&ouml;m&uuml;r Madenlerinde Sağlık ve G&uuml;venliğe İlişkin ILO
Uygulama Rehberi&quot;nin T&uuml;rkiye&#39;ye g&ouml;re d&uuml;zenleyerek
y&ouml;netmelik haline getirmesi gerektiği ifade edildi.<br />
<br />
Raporda, &quot;Madencilik sekt&ouml;r&uuml;ne ilişkin kurumsal yapı ile
ilgili en &ouml;nemli sorunlardan birisini; &ouml;zellikle iş&ccedil;i
sağlığı ve iş g&uuml;venliği konularında g&ouml;rev ve yetkilerin net
olarak belirlenememiş olması ve hangi konulardan hangi birimin sorumlu
olduğunun kapsamlı tanımlayıcı/işlevsel bir bi&ccedil;imde ortaya
konulamamış olması oluşturmaktadır&quot; denildi.<br />
<br />
<strong>DENETİMDE ZAFİYET</strong><br />
<br />
Raporda, denetim sisteminin; g&ouml;rev ve yetki tanımlamaları, izlenen
y&ouml;ntem ve s&uuml;re&ccedil;lerde yaşanan sorunlar nedeniyle ciddi bir
zafiyet alanı oluşturduğuna dikkat &ccedil;ekildi. Kazalarda, denetim
yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerin &ouml;ne &ccedil;ıktığı ifade
edildi.<br />
<br />
Denetim yapan kurumlar olarak &Ccedil;alışma Bakanlığı İş Teftiş
Kurulu ile Enerji Bakanlığı Maden İşleri Genel
M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; arasında işbirliği bulunmadığı
belirtildi, bazı maden ocakları uzun s&uuml;re denetlenmemişken bazı
ocakların birka&ccedil; g&uuml;n arayla farklı iki kurumca
denetlenebildiğin g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; kaydedildi. Denetim
alanındaki &ccedil;ok başlılığa dikkat &ccedil;ekildi.<br />
<br />
Raporda, &quot;Denetim periyot ve s&uuml;releri, denetimin i&ccedil;eriği,
denetim s&uuml;recinin etkisizliği, kontrol denetimlerinin yeterince
yapılmaması ve m&uuml;eyyidelerin yetersizliği ile bağlantılı temel
sorunların giderilmesi, kurumsal yapıların g&ouml;rev
&ccedil;akışmasını ortadan kaldıracak şekilde yeniden
d&uuml;zenlenmesi, karar alma s&uuml;re&ccedil;lerinin hızlandırılması ve
etkinliğinin artırılması gerekmektedir&quot; denildi.<br />
<br />
<strong>PATRONLAR EĞİTİMİ GEREKSİZ MALİYET OLARAK
G&Ouml;R&Uuml;YOR</strong><br />
<br />
Raporda, kazaların nedenleri arasında bir diğer &ouml;nemli eksikliğin
eğitim olduğu kaydedildi. Maden iş&ccedil;ilere yeterli mesleki eğitimin
verilmediği, bu doğrultuda gerekli altyapının oluşturulmadığı, en
riskli sekt&ouml;rler arasında olmasına rağmen eğitim seviyesi
d&uuml;ş&uuml;k iş&ccedil;ilerin &ccedil;alıştırıldığı ve eğitim
konusunda mevzuatın yerine getirilmedi, patronların eğitimi zaman kaybı
ve gereksiz maliyet<br />
olarak algılandığı belirtildi.<br />
<br />
Raporda, Milli Eğitim Bakanlığı&#39;nın maden iş&ccedil;ilerine
y&ouml;nelik oluşturduğu eğitim m&uuml;fredatının bir an &ouml;nce
uygulamaya konulması gerektiği, denetimlerde eğitimin değerlendirilmesi
gerektiği ifade edildi.<br />
<br />
&quot;&Ccedil;alışma sonucunda, kazalar ile piyasa yapısı arasında da
yakın bir irtibatın olduğu g&ouml;zlemlenmiştir&quot; denilen raporda,
maden işletmelerinin b&uuml;y&uuml;k &ccedil;oğunluğunun
k&uuml;&ccedil;&uuml;k ve orta &ouml;l&ccedil;ekli işletmeler olduğu ve
bunların iş sağlığı ve g&uuml;venliği ile ilgili yatırım yapma
konusunda sıkıntıları bulunduğu belirtildi. Raporda,
k&uuml;&ccedil;&uuml;k ve orta &ouml;l&ccedil;ekli iş yerlerinde tahkimat
planları ve talimatlarının yeterince uyulmadığının tespit edildiğine
dikkat &ccedil;ekildi. Bu nedenle mali yapısı g&uuml;&ccedil;l&uuml;,
kurumsal/etkin y&ouml;netim anlayış ve kabiliyetine sahip şirketleri
teşvik edici politikalar geliştirilmesi gerektiği kaydedildi. Bu kapsamda
bilgi ve teknoloji transferinin teşvik edici bir madencilik politikası
belirlenmesinin yararlı olacağı ifade edildi.<br />
<br />
Raporda, linyit kaynaklarının kullanımının &ouml;zendirilmesinin de
sekt&ouml;rde g&uuml;&ccedil;l&uuml; piyasa akt&ouml;rlerinin faaliyet
g&ouml;stermesine ve mevcut işletmelerin bu y&ouml;nde gelişmesine katkı
sağlayacağı savunuldu.<br />
<br />
<strong>KENDİ HALİNE BIRAKILMIŞ</strong><br />
<br />
Raporda, iş sağlı ve g&uuml;veliği ile ilgili k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n;
bilin&ccedil;li &ccedil;aba ve y&ouml;ntemlerle oluşturulması yerine kendi
halinde bir gelişime bırakıldığına dikkat &ccedil;ekildi.<br />
<br />
<strong>İŞ, SAĞLIKTAN &Ouml;NCE GELİYOR</strong><br />
<br />
Raporda ş&ouml;yle denildi: &quot;Sorunların temellerine inildiğinde
toplumda ve daha dar manada &ccedil;alışanlar arasında iş sağlığı ve
g&uuml;venliği talebinin yeterli seviyede olmadığı, iş talebinin
sağlık ve g&uuml;venlik talebinden &ccedil;ok &ouml;nde geldiği
anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bilin&ccedil;lendirme &ccedil;alışmaları
ile iş sağlığı ve g&uuml;venliğine ilişkin talep eksikliğinin
giderilmesi gerekmektedir.&quot;<br />
<br />
Bunun i&ccedil;in mesleki eğitim başta olmak &uuml;zere her
t&uuml;rl&uuml; bilgilendirme ve bilin&ccedil;lendirme
&ccedil;alışmalarının y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesi gerektiği, ayrıca
maden ocaklarında belirli standartlara sahip te&ccedil;hizat kullanılması
gerektiği belirtildi.<br />
<br />
Kalibrasyon gerekliliğine dikkat &ccedil;ekilen raporda,
&quot;&Uuml;lkemizde, madenlerde kullanılan elektrikli cihaz ve
ekipmanların test ve kalibrasyon hizmetlerini g&ouml;recek, iş sağlığı
ve g&uuml;venliği te&ccedil;hizatının kalibrasyon ve testlerini yaparak
belgelendirebilecek akredite birimler mevcut değildir. Devlet hem
&ccedil;ıkardığı mevzuatla bazı hususları zorunlu kılmış hem de bu
zorunluluğu karşılayacak birimleri oluştur(a)mamıştır&quot;
denildi.<br />
<br />
<strong>SAĞLIKLI VERİLER YOK</strong><br />
<br />
Raporda, madencilik sekt&ouml;r&uuml; işletmelerinin sayısı,
t&uuml;r&uuml; ve &ccedil;eşidi ile iş sağlığı ve g&uuml;venliği
alanında istatistiki veri sorunu yaşandığı da ifade edildi. Maden
İşleri Genel M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; kayıtlarının yeterince
sistematik olmadığı tespit edildi. Raporda, &quot;Somut bir değerlendirme
yapabilmek i&ccedil;in iş kazası ve meslek hastalıkları ile ilgili
&ouml;l&ccedil;&uuml;lebilir hedeflerin konulması gerekmektedir. Ancak
konuyla ilgili istatistiklerin yayınlanmasındaki gecikme ve verilerin
g&uuml;venilirliği sorunları nedeniyle bu t&uuml;r hedeflerin konulmasında
ve değerlendirilmesinde zorluklar yaşanmaktadır&quot; denildi.</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Etha</strong></em></p>

Eti Gümüş'ten ÇMO'ya Tazminat Davası

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6962>Eti Gümüş'ten ÇMO'ya
Tazminat Davası</a></h1><p>Eti G&uuml;m&uuml;ş&#39;ten 30 bin TL&#39;lik
dava<br />
<br />
TMMOB &Ccedil;evre M&uuml;hendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir, Eti
G&uuml;m&uuml;ş A.Ş&#39;nin, K&uuml;tahya&#39;daki maden işletmesinde
siyan&uuml;r barajının kısmen yıkılmasının ardından yaptıkları
a&ccedil;ıklamalar nedeniyle odalarına 30 bin liralık manevi tazminat
davası a&ccedil;tığını belirterek, &#39;&#39;Odamız, varlık nedeni
olan toplumu bilgilendirme, &ccedil;evreyi koruma ve bilimsel bilgiyi halkla
buluşturma g&ouml;revine yılmadan devam edecek&#39;&#39; dedi.<br />
<br />
Taşdemir, odada d&uuml;zenlediği basın toplantısında, bilimsel bilginin
toplumla buluşturulması, kamuoyunun sorunlara karşı bilgilendirilmesi ve
&ouml;nlem alınması i&ccedil;in &ccedil;aba harcanmasının zorlu bir
s&uuml;re&ccedil; olduğunu s&ouml;yledi.<br />
<br />
Odalarının K&uuml;tahya&#39;da yaşanan siyan&uuml;r sorununa dair
g&ouml;revini yerine getirdiğini, doğayı ve insanları kendisine dert
edindiğini ifade eden Taşdemir, şunları s&ouml;yledi:<br />
<br />
&#39;&#39;Kamuoyunu bilgilendirdiği, halka haklarını hatırlattığı,
kamu kurumlarına sorumluluklarını anımsattığı i&ccedil;in 30 bin
liralık tazminat davasına ve saldırılara maruz kalan odamız,
ge&ccedil;mişte bu tavırlara karşı boyun eğmemiştir bug&uuml;n de
eğmeyecektir. Varlık nedeni olan toplumu bilgilendirme, &ccedil;evreyi
koruma ve bilimsel bilgiyi halkla buluşturma g&ouml;revine yılmadan devam
edecektir.&#39;&#39;<br />
<br />
Madenleri birer varlık olmanın &ouml;tesinde kaynak olarak adlandıran
zihniyetle savaşmaya devam edeceklerini belirten Taşdemir, &#39;&#39;Bu
zihniyetin &uuml;lkemiz ekolojisi ve doğal varlıklarını ve insanını
tehdit eden t&uuml;m faaliyetlerine karşı duracağız. Y&ouml;re
insanının sağlığını tehdit eden risklere karşı salt insan olmaktan
kaynaklanan korkma, &ouml;fkelenme, tepki g&ouml;sterme gibi insani refleks
ve değerleri savunmaya devam edeceğiz&#39;&#39; dedi.<br />
<br />
Davayla, kamu yararı ve halk sağlığını tehdit eden faaliyetlerle
ilgili demokratik kitle &ouml;rg&uuml;tleri, platformlar ve meslek
kuruluşlarınca yapılan basın a&ccedil;ıklamalarının engellenmek
istendiğini savunan Taşdemir, şu g&ouml;r&uuml;şleri dile getirdi:<br />
<br />
&#39;&#39;A&ccedil;ılan dava vesilesiyle siyan&uuml;r ile madencilik
faaliyeti y&uuml;r&uuml;ten şirketleri bir kez daha uyarıyoruz.
Siyan&uuml;r li&ccedil;i ile yapılan madencilik faaliyetlerine derhal son
verin. Bu kararınızla şirketlerinizin itibarlarını, meslek odalarına,
demokratik kitle &ouml;rg&uuml;tlerine, derneklere, k&ouml;yl&uuml;lere,
gazetelere, hatta avukatlara karşı a&ccedil;tığınız ve bug&uuml;ne
kadar bir tanesini bile kazanamadığınız davalarda istediğiniz bin
liralarla değil, ilelebet temizleyin.&#39;&#39;<br />
<br />
Davanın eyl&uuml;lde başlayacağını bildiren Taşdemir, onlarca meslek
odası ve demokratik kitle &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n desteğinin yanı
sıra bir &ccedil;evre davasında ilk olarak 50&#39;ye yakın avukatın
duruşmada kendileriyle olacağını s&ouml;zlerine ekledi.</p>
<p>&nbsp;</p>
<p><em><strong>Kaynak: Akşam</strong></em></p>

Dışarıdan içeriye kitap köprüsü kuruyoruz!

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6960>Dışarıdan içeriye kitap
köprüsü kuruyoruz!</a></h1><p class="rtejustify"><b>Neler oluyor bu
&uuml;lkede?</b></p>
<p class="rtejustify">Rakamların y&uuml;z&uuml; soğuktur.</p>
<p class="rtejustify">Adalet Bakanlığı&rsquo;nın Ocak 2011 verilerine
g&ouml;re, T&uuml;rkiye cezaevlerindeki tutuklu ve
h&uuml;k&uuml;ml&uuml;lerin toplam sayısı, 122 bin 404. Bu sayının 2001
yılında 55 bin 209 olduğu g&ouml;zetilirse, cezaevlerinde tutulan insan
sayısındaki rekor artış &ccedil;ok daha iyi anlaşılır. Bu arada
cezaevlerinin toplam kapasitesinin 100 bin kişilik olduğu da akılda
tutulmalı.</p>
<p class="rtejustify">Rakamların y&uuml;z&uuml; soğuktur dedik ya, y&uuml;z
yirmi iki bin insanı &ldquo;kapatarak&rdquo; adaleti sağlamış bir
&uuml;lkede yaşıyoruz. Y&uuml;z yirmi iki bin insan, &ndash;bakın,
k&uuml;suratı biz de attık, k&uuml;suratta d&ouml;rt y&uuml;z d&ouml;rt
insan yokmuş gibi!- kapatıldığı zaman sistem adil, sorunlar
&ccedil;&ouml;z&uuml;lm&uuml;ş, adalet yerini bulmuş oluyor.</p>
<p class="rtejustify"><b>D&uuml;zen, nizam, devletin bekası ne istiyor
bizden?</b></p>
<p class="rtejustify">Bize &ouml;yle geliyor ki, sistem i&ccedil;imizde ne
kadar &ccedil;ılgın, ne kadar s&uuml;rprizli insan varsa, soğuk ve
işbirlik&ccedil;i aklının &ccedil;arkları arasında
&ouml;ğ&uuml;temeyeceğini d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; ne kadar
&ldquo;deli&rdquo; varsa, birer birer alıyor, kapatarak ıslah etmeye, yola
getirmeye, us&rsquo;landırmaya &ccedil;alışıyor. Oysa &ccedil;ok
eskilerde s&ouml;ylemişiz; &ldquo;Usludan yeğdir delimiz&rdquo; diye.
Hatırlatmalı!</p>
<p class="rtejustify">Yerin altına da g&ouml;mseler, fezaya da fırlatsalar,
denizin ortasında ya da dağın başında da tutsalar, hen&uuml;z insan
aklını hapsetmenin bir yolu bulunamadı. İnsan aklı kırk kilit altında
da tutulsa, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; hayal edebiliyor. Ve
&ouml;zg&uuml;rl&uuml;k hayali bir kez d&uuml;şmeye g&ouml;rs&uuml;n
y&uuml;reğe, o y&uuml;reği hizaya sokmak m&uuml;mk&uuml;n olmuyor.
B&uuml;t&uuml;n o &ldquo;kutsal&rdquo;, b&uuml;t&uuml;n o &ldquo;ebedi ve
ezeli&rdquo;, b&uuml;t&uuml;n o baki sayılan koca koca d&uuml;zenleri
korkutan da, bu &ldquo;hizaya sokulamama&rdquo; mıdır acaba? Korktukları
&ldquo;insan&rdquo; mıdır? D&uuml;ş&uuml;nceleri, hayalleri, umutları ve
&ouml;zlemleriyle insan! Ve s&ouml;zleriyle&hellip;</p>
<p class="rtejustify"><b>Bizden geriye kalan
&ldquo;s&ouml;zler&rdquo;&hellip;</b></p>
<p class="rtejustify">&ldquo;S&ouml;zler&rdquo;, kimi zaman okyanusa
fırlatılmış bir şişenin i&ccedil;inde, kimi zaman toprak altında
g&ouml;m&uuml;l&uuml; taş tabletlerde, bir lahitin g&uuml;neşe bakan
y&uuml;z&uuml;nde belki de, varlığını artık kimse bilmese de eski bir
duvarın d&ouml;k&uuml;len boyasının altında ya da bir h&uuml;creden
diğer h&uuml;crenin havalandırmasına atılan ekmek i&ccedil;inden
yapılmış topların i&ccedil;inde&hellip; Ama hep kalbimizde&hellip;</p>
<p class="rtejustify">Değil mi ki, hayata dair son anlarda onlar
s&ouml;ylendi, değil mi ki d&uuml;ş&uuml;len yere kanla yazıldı, değil
mi ki sırt &ccedil;antalarında bir tek onlar vardı ıssız g&ouml;klerin
altında&hellip; Değil mi ki emanetti, y&uuml;z&uuml;n&uuml;
g&ouml;rmediğimiz ve belki de hi&ccedil; g&ouml;remeyeceğimiz başka bir
insana mutlaka ama mutlaka ulaştırılması gereken&hellip;</p>
<p class="rtejustify"><b>Kitaplar dolusu s&ouml;zler tel &ouml;rg&uuml;leri,
taş duvarları aşar&hellip;</b></p>
<p class="rtejustify">&Uuml;lkemiz hapishanelerinde bulunan sayıları, on
bine varan siyasi tutuklu ve h&uuml;k&uuml;ml&uuml;ye &ccedil;at kapı
kitaplarla gidiyoruz. Kitaplardaki s&ouml;zleri ucu yanık mektup yapıp,
akordeonlu bir şenlik alayı olup h&uuml;crelerine, koğuşlarına,
sofralarına gidiyoruz. B&uuml;y&uuml;k ateşler yakıp, odun ateşinde
demlenmiş &ccedil;aylarını i&ccedil;meye, halleşmeye, dertleşmeye
gidiyoruz. Delilik mi? Adımız Dışarıda Deli Dalgalar&hellip;
&Uuml;&ccedil; yıl beş aydır bu &ldquo;deliliği&rdquo; iş edinmişiz,
yetmezi yetirip, eldekini &ccedil;oğaltıp, elde olmayanı da deliliğe
vurup &ldquo;yok&rdquo; saymayarak, onlarlayız zaten epey bir zamandır.
&Uuml;&ccedil; yıl beş aydır hapishanedeki &ldquo;delilere&rdquo; kitap
g&ouml;ndermekten yorulmadık. Ama &ldquo;daha b&uuml;y&uuml;k dalgalarla
d&ouml;vmeli kıyılarını&rdquo; dedik. Onlar zaten isterler bunu. Ekmek,
su değil ama kitap isterler&hellip;</p>
<p class="rtejustify"><b>&ldquo;İyi s&uuml;rpriz&rdquo;:</b> <b>On bin
siyasi tutuklu ve h&uuml;k&uuml;ml&uuml;ye on bin kitap!</b></p>
<p class="rtejustify">1 Temmuz &ndash; 1 Kasım 2011 tarihleri arasında,
hapishanelerdeki b&uuml;t&uuml;n siyasi &ldquo;deli&rdquo;ler i&ccedil;in
kitap kampanyası başlatıyoruz! Dışarıdan i&ccedil;eriye s&ouml;zlerden
bir k&ouml;pr&uuml; kurmak i&ccedil;in, herkesi en az bir kitap vermeye,
k&uuml;t&uuml;phanesinde &ldquo;seyreltme&rdquo; &ccedil;alışması yapmaya,
arkadaşlarından kitap (&ccedil;)almaya, kısacası kitap toplamaya
&ccedil;ağırıyoruz. Kapıları &ccedil;alıp tek tek kitap istemek
gerekirse, bunu da birlikte yapmaya davet ediyoruz. Hedefimiz; on bin
kitap!<b> </b></p>
<p class="rtejustify">Kitaplarımız onlara ulaştığında biz daha
&ldquo;&ccedil;ok&rdquo; ve daha &ldquo;insan&rdquo; olacağız. Ve belki de
daha umutlu ve huzursuz&hellip; G&ouml;nderdiğimiz bir kitabın izini
s&uuml;receğiz her yerde. Kalabalıklar arasında, mitinglerde,
g&uuml;l&uuml;mseyen bir y&uuml;zde&hellip; Tanımadığımız bir eli
sıkarken, &ldquo;O, sen miydin?&rdquo; diye d&uuml;ş&uuml;neceğiz. O
kitapların &uuml;zerine, sayfa aralarına notlar d&uuml;şeceğiz.
&Ccedil;oğu zaman &ldquo;k&ouml;t&uuml;&rdquo; s&uuml;rprizler bekleyen
muhalif hayatlarımızın &ldquo;iyi&rdquo; s&uuml;rprizlerini de biz,
bilin&ccedil;lice ve hep birlikte yaratacağız.</p>
<p class="rtejustify">Yeteri kadar &ldquo;deli&rdquo; olan herkesi
kampanyamıza katılmaya &ccedil;ağırıyoruz.</p>
<p class="rtejustify"><b>Dışarıda Deli Dalgalar inisiyatifi</b></p>
<p class="rtejustify"><a href="http://www.delidalgalar.com/"
target="_blank"><font color="#0000FF" face="Times New Roman"
size="3"><b><u>www.delidalgalar.com</u></b></font></a></p>
<p
class="rtejustify"><b>-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------</b></p>
<p class="rtejustify"><b>Kitap kampanyası i&ccedil;in iletişim:</b></p>
<p class="rtejustify"><b>Birol</b>: 0533 961 77 00</p>
<p class="rtejustify"><b>Tanju</b>: 0507 317 64 27</p>
<p class="rtejustify"><b>Elden kitap bırakmak ya da postalamak i&ccedil;in
adreslerimiz:</b></p>
<p class="rtejustify"><b>Filistin Halkıyla</b> <b>Dayanışma</b>
<b>Derneği</b></p>
<p class="rtejustify">H&uuml;seyin Ağa Mah. Dudu Odaları Sok. No: 10 Kat: 3
Beyoğlu/ Taksim/ İst.</p>
<p class="rtejustify"><b>İstanbul Ermeni K&uuml;lt&uuml;r Derneği</b></p>
<p class="rtejustify">Meşrutiyet Cad. No: 31 Kat: 2 Beyoğlu / Taksim /
İst.</p>
<p class="rtejustify"><b>Tanju</b>:</p>
<p class="rtejustify">Meclis Mah. Lale Sok. 6/C Sarıgazi / İst.</p>
<p class="rtejustify"><b>Promethe</b> <b>Kafe</b></p>
<p class="rtejustify">Muvakkithane Cad. No: 17/1 Kadık&ouml;y / İst.</p>
<p class="rtejustify"><b>Eğitim</b> <b>Sen</b> <b>İstanbul</b> <b>4</b>
<b>Nolu</b> <b>Şube</b></p>
<p class="rtejustify">Merkez Mah. Hamam Sok. 1/3 Gaziosmanpaşa / İst.</p>
<p class="rtejustify"><font color="#2A2A2A" face="Times New Roman"
size="3"><b>Pir Sultan Abdal K&uuml;lt&uuml;r Derneği Kartal
Şubesi</b></font></p>
<p class="rtejustify"><font color="#2A2A2A" face="Times New Roman"
size="3">H&uuml;rriyet mahallesi Ortadoğu koleji arkası Yakacık / Kartal /
İst.</font></p>
<p class="rtejustify"><font color="#2A2A2A" face="Times New Roman"
size="3"><b>Sokak BİSTRO </b></font></p>
<p class="rtejustify"><font color="#2A2A2A" face="Times New Roman"
size="3">Hamam sokak No:21 Kartal / İst.</font></p>

24 Haziran 2011 Cuma

Bu partinin üye sayısı 80 milyon

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6948>Bu partinin üye sayısı 80
milyon</a></h1><p>
&nbsp;</p>
<div class="news-header" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-family: inherit; vertical-align: baseline;
border-style: initial; border-color: initial; ">
<div class="header-left" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; float: left; width:
510px; ">
<h1 style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
23px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; color: rgb(27, 59, 114); line-height: 23px;
text-decoration: none; ">
Bu partinin &uuml;ye sayısı 80 milyon</h1>
</div>
<br clear="all" />
<div id="divAdnetKeyword" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; ">
<h2 style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 8px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; border-top-width: 1px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
18px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; border-top-style: dotted; border-top-color: rgb(127,
127, 127); display: block; color: rgb(61, 123, 223); line-height: 23px; ">
&Ccedil;in&#39;de iktidarda olan ve 90. kuruluş
yıld&ouml;n&uuml;m&uuml;n&uuml; kutlamaya hazırlanan &Ccedil;in
Kom&uuml;nist Partisi&#39;nin (&Ccedil;KP) &uuml;ye sayısının 80 milyonu
ge&ccedil;tiği a&ccedil;ıklandı.</h2>
</div>
</div>
<div class="news-middle" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 15px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; ">
<div class="news-left" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; float: left; width:
420px; ">
<div class="news-body" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; ">
<div style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
13px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; ">
<img alt="Bu partinin üye sayısı 80 milyon" class="news-pic"
src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2011/06/24/fft5_mf749350.Jpeg"
style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left:
0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left:
0px; border-top-width: 1px; border-right-width: 1px; border-bottom-width:
1px; border-left-width: 1px; border-style: initial; border-color: initial;
outline-width: 0px; outline-style: initial; outline-color: initial;
font-weight: normal; font-style: inherit; font-size: 13px; font-family:
inherit; vertical-align: top; border-style: initial; border-color: initial;
border-top-style: solid; border-right-style: solid; border-bottom-style:
solid; border-left-style: solid; border-top-color: rgb(199, 199, 199);
border-right-color: rgb(199, 199, 199); border-bottom-color: rgb(199, 199,
199); border-left-color: rgb(199, 199, 199); " /></div>
<div class="page-nav" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 10px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 15px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; ">
<span class="Apple-style-span" style="font-size: 15px; ">&Ccedil;KP
Merkez Komitesi&#39;ne bağlı &Ouml;rg&uuml;tlenme B&uuml;rosu&#39;nun
başkan yardımcısı Vang &Ccedil;infeng, ge&ccedil;en yılın sonu
itibariyle &Ccedil;KP&#39;nin &uuml;ye sayısının 80 milyon 269 bini
bulduğunu belirtti. 1921 yılında 50 &uuml;ye&nbsp;&nbsp;kurulan
&Ccedil;KP&#39;nin &uuml;ye sayısı &Ccedil;in Halk Cumhuriyeti&#39;nin
kurulduğu 1949 yılında 4,5 milyona ulaşmıştı. &Ccedil;KP&#39;ye
ge&ccedil;en yıl 3 milyon 75 bin kişinin katıldığını s&ouml;yleyen
Vang, &ouml;lenler veya partiden ayrılanlarla &uuml;ye sayısındaki net
artışın 2 milyon 274 bin olduğunu ifade etti.&nbsp;</span></div>
<div id="divAdnetKeyword2" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px;
margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px;
padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; ">
<div class="BlackContent" id="metin2" style="margin-top: 0px;
margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px;
padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width:
0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width:
0px; border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; ">
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
<br />
&Ouml;ğrenciler ile sanayi iş&ccedil;ileri, k&ouml;yl&uuml;ler,
&ccedil;obanlar&nbsp;&nbsp;g&ouml;&ccedil;men iş&ccedil;i diye
adlandırılan mevsimlik iş&ccedil;iler &Ccedil;KP &uuml;yelerinin
y&uuml;zde 40&#39;ını oluşturuyor. &Ccedil;KP&#39;ye ge&ccedil;en yıl 21
milyon 17 bin &uuml;yelik başvurusu yapıldı. Bu sayı bir &ouml;nceki
yıla g&ouml;re 861 bin arttı. 2010 yılı verilerine g&ouml;re &Ccedil;KP
&uuml;yelerinin 18 milyon 30 bini kadın, 5 milyon 338 bini de azınlık
etnik gruplardan. Kadınların parti &uuml;yeleri i&ccedil;indeki oranı
y&uuml;zde 22,5, azınlık etnik gruplardan &uuml;yelerin oranı ise
y&uuml;zde 6,6. &Ccedil;KP &uuml;yelerinden 6 milyon 812 bini parti ve devlet
birimlerinde &ccedil;alışıyor. (AA)</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
<strong>Kaynak :Radikal</strong></p>
</div>
</div>
</div>
</div>
</div>