<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6791>Yıkımlara Karşı
Mücadele Kurultayı Yapıldı</a></h1><p class="rtejustify">
Mühendislik mimarlık ve planlamada +İvme Dergisi tarafından
Türkan Saylan Kültür Merkezinde 28-29 Mayıs tarihlerinde
yapılan “YIKIMLARA KARŞI MÜCADELE KURULTAYI” nın
Birinci günü, Açılış konuşmaları ile
başladı.</p>
<p align="justify">
Açılış konuşmaları bölümünde ilk
sözü +İvme Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Gülcan
Kırca aldı. Kırca; "+İvme Dergisi olarak ilk 2007 yılında kentsel
dönüşüm sayısı çıkardık ve o tarihten bu yana da +
İvme Dergisi olarak konu ile ilgili pek çok panel düzenledik,
halkın bilgilenmesi için mahallelerde panellere katıldık, kentsel
dönüşümle mücadele eden platformların içinde yer
almaya çalıştık. Bizler kentsel dönüşüm projeleri
ilk ortaya çıktığında bu projelerin aslında kentlerimizi
sermayenin hizmetine sunan ve halkı kentlerden uzaklaştıran bir politika
olduğunu biliyorduk. Bu politika sadece barınma hakkımızı elimizden alan
politikalar değildi. Bu politikalar kentlerle birlikte yaşamlarımızı,
yaşam alanlarımızı, komşuluklarımızı, ulaşım haklarımızı,
kültürümüzü, tarihimizi, eğitim haklarımızı
elimizden alan politikalardı. Bu projelerin uygulanması ile
oluşturulacak kentlerde bizleri asla içinde
barındırmayacaklardır.</p>
<p align="justify">
Kentsel dönüşüm projelerini uygulamak isteyenler
aynı zamanda kanun yapıcılardır. Bu kanunlar da halkın
ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda düzenlenmemektedir. Halkı
barındırmayan sadece sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda
şekillenen ve değiştirilen yasalardır. Bunun karşısında halkın kendi
hukuku ve yasaları vardır. Ve bizleri barındırmayan sermayenin yasaları
karşısında halkın hukuku meşrudur. Bu meşru hukuk da direnme
hakkıdır.</p>
<p align="justify">
Konuşmamı hem pratikte hem de teoride gerçek bir devrimcinin
sözleri ile bitirmek istiyorum: '<em>Peşinden gidecek cesaretin
varsa, bütün hayaller gerçek olabilir</em>'
<em>Ernesto Che Guevara</em>.</p>
<p align="justify">
O bu sözleri halkın örgütlü gücüne
ve cesaretine olan inancı ile söylemişti. Bizlerde
aynı onun gibi bu halkın örgütlü
gücünün gerçekleştiremeyeceği bir hayal
olamayacağına inanlardanız. Ve buna inanmaya devam edeceğiz" diyerek
konuşmasını tamamladı.</p>
<p align="justify">
Bu bölümde ikinci
konuşmayı Çagdaş Hukukçular
Derneği İstanbul Şube Başkanı Av Taylan Tanay yaptı. Tanay,
kurultayı ÇHD adına selamlayarak başladığı konuşmasını
"+İvme Dergisi'ni bu çalışmadan ötürü
kutluyorum. Emperyalizm başta sağlık, eğitim, barınma olmak üzere
geçmiş dönemde sosyal devlet olgusu içerisinde
değerlendirilen ve sosyal hak olarak kabul edilen hakları bugün birer
birer gasp ediyor. Bu hakların ilgi sahaları piyasanın hâkimiyet
sahasına alınarak azgın bir sömürün kollarına terk
ediliyor. Barınma hakkına yönelik saldırılar on yıllardır devam
etmesine karşın son yıllarda saldırının kapsamının arttığını
hepimiz gözlemliyoruz. 1 milyon evin yıkılacağı gerçeği bile
tek başına saldırının kapsamının büyüklüğünü
göstermektedir. Bu saldırı mutlaka durdurulmalıdır. Bu ise ancak
örgütlenmek ve mücadele ile mümkündür. Bunun
öncülüğünü kim yapacaktır? Kontrol ettikleri
sermaye miktarlarıyla, iktidarla geliştirdikleri yakın ilişkiler ile
neredeyse birer bürokratik kamu kurumlarına dönüşen
odaların, baroların bunu yapamayacağı açıktır. Bu
mücadelenin öncülüğünü hukuk cephesinde
halkın avukatları; mimar ve mühendisler açısından ise halkın
mimar ve mühendisleri yapacaktır." diyerek
sürdürdü. Tanay, konuşmasına devam ederek, "Bu nedenle
bugünkü mütevazı adımı önemsiyor ve selamlıyorum.
Birlikte örgütlenecek, birlikte mücadele edecek ve birlikte
kazanacağız. Sözlerimi, baldırı çıplaklar tarafından 1796
yılında yayınlanan Eşitler Manifestosu'ndan bir bölümle
bitirmek istiyorum: <em>'Tarihin hiçbir döneminde ve
hiçbir yerde hiçbir şey salt <strong>söz</strong> ile
elde edilmedi. Büyük önlemlerin alınma zamanı gelmiştir.
Özgürlük ve mutluluk isteyenler haydi eşitlik talebinde
örgütlensin. Şimdi eşitlerin cumhuriyetini kurma zamanıdır ve
bu büyük ev tüm insanları alacak kadar
büyüktür. Bizden aldıklarını geri verecekleri günler
gelip çatmıştır. Yüreği kan ağlayan aileler gelin ve
doğanın tüm çocukları için kurduğu bu ortak sofraya
oturun.'</em> diyerek konuşmasını bitirdi.</p>
<p>
<b>I.Oturum: Kent Oluşumu ve Kentsel Dönüşüm</b></p>
<p align="justify">
Kurultayın ilk oturumu olan “Kentlerin Oluşumu ve Kentsel
Dönüşüm” +İvme Dergisi yayın kurulu üyesi
Bilgisayar Mühendisi İlker Kalaycı'nın
yürütücülüğü ile yapıldı. İlk konuşmacı
olarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji
Bölümü'nden öğretim görevlisi Dr.
Şükrü Aslan öncelikle iktidarların gecekondulara
bakışını ele alarak yasakların dahi gecekonduların yapılmasının
önüne geçemediğini belirtti. Akademinin gecekondulara
bakışının da modern kentlere göç eden
köylülerin kondu kurarak kentin dokusunu bozduğu, hatta haksız
kazanç elde ettiği söyleminden ileri olamadığını vurguladı.
Yaşadığı deneyimler ve yaptığı çalışmalar sonrası
gecekondular konusunda yanlış bilinen birçok şeyin farkına
vardığını söyleyen Aslan, “Muhalif politikanın gecekonduyla
imtihanı olduğunu, politikanın etkin bir araç olarak kullanılarak
örgütlü mücadelenin örülmesi gerektiğinin
altını çizerek” konuşmasına son verdi.</p>
<p align="justify">
Bu oturumda ikinci konuşmayı Doç Dr. Hatice Kurtuluş yaptı.
Kurtuluş; konuşmasına “şimdiye kadar kentsel
dönüşüm ile ilgili çok önemli analizler ve
eleştiriler yaptığımızı, ancak neden toplumun geniş kesimlerinin buna
karşı örgütlenemediğini, neden eleştiriden bir adım öteye
gidemediğimizi” sorgulayarak başladı. Kurtuluş konuşmasına devam
ederek “Gecekonduların toplumsal olarak bir meşruiyeti olduğunu,
tüm maliyetlerini devletin görmezden gelerek gecekonduluların
ödediğini” belirtti. Hatice Kurtuluş konuşmasını
“Ayrıca Türkiye'de devletin gecekonduda yaşayan insanları
mülkiyetlendirerek halkın karşı gelme potansiyelini
düşürdüğünü ve gecekondudan daha iyi bir
hayat istiyoruz demelerinin önüne geçtiğine dikkat
çekerek” bitirdi.</p>
<p align="justify">
Şehir plancısı Engin Bozkurt; dünya ve Türkiye
ölçeğinde kentlerin oluşumunun tarihsel süreci ile ilgili
bilgiler vererek konuşmasına başladı. “Kapitalizmin içsel
dinamikleri (Keynesçi devlet politikaları) yanında 1917 Ekim Devrimi
gibi dış faktörler, yarı sömürge-sömürge
ülkelere kalkınmacı model biçilmesi gibi etkenlerin kentleri
etkilediğini belirtti. Türkiye özelinde bunların yanında ulus
devlet olma sürecinde mekânı denetleyebilmenin de önemli bir
etkisi olduğundan” bahsetti. Engin Bozkurt konuşmasının devamında
“1950-1960 yıllarını gecekonduların ilk ortaya çıkma
süreci olarak tanımlayarak egemenlerin bu dönem tam olarak ne
yapacağını bilemediğini” söyledi. Bozkurt konuşmasına devam
ederek; "60'lı 70'li yıllarda ikinci dönem
göçlerin yaşandığı, sanayileşme sürecinde
göç eden kitlenin yedek işgücü ordusu durumuna
geldiği, gecekondulu nüfusun piyasa mekanizmasına çekilmeye
başlandığını” belirtti. Engin Bozkurt konuşmasına
"70'li yıllarda ise o dönem devrimci hareketlerin
gelişmesiyle gecekondu bölgelerinin de devrimcileştiğini ancak 80
sonrası kapitalizmin krizleri yaşanan dönüşümlerle,
post-fordist süreçlerle ve Türkiye'deki ANAP
hükümetinin imar affı vb. devlet eliyle gecekonduların piyasaya
çekilmesi ile birlikte arazi mafyasının ortaya çıkışı ve
kent yöneticiliğinin kent işletmeciliğine
dönüşmesini” anlatarak devam ettirdi. Bozkurt
konuşmasını, "90'larda da yönetişim adı altında yerel
yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının, bölgedeki sermaye vb.
grupların katılımcılığının öne çıktığını, Bu
dönemde üst sınıfların kentin çeperlerine kaymaya
başladığını, 2000'lere gelindiğinde AKP dönemi ile
Mussolini'nin söylemlerini bire bir karşılaştırarak
günümüz Türkiye tablosunu gözler önüne
serdi" diyerek bitirdi.</p>
<p align="justify">
Bu oturumun dördüncü konuşmacı, Mühendislik, Mimarlık
ve Planlamada +İvme Dergisi yayın kurulu üyesi İnşaat Mühendisi
İsmail Ozan Demirel ise, “Ankara ve İstanbul'daki mahallelerde
yapılan çalışmalardan bahsederek mücadeleyi kazanmanın
yolunun gecekondu halkının düzenle olan bağlarını koparmak
olduğunu” vurgulayarak başladığı konuşmasını. “Kente
geldiklerinde sömürü çarkı içine girmek zorunda
kalan gecekondu halkının düzenle en çok çelişkisi
olanlar olduğunu” belirterek devam ettirdi. Ozan Demirel
konuşmasını “Savunma hakkının meşru olduğunu önemle
belirterek”, “Kentin güzelleştirilmesi ve iyileştirilmesi
için mücadeleyle birlikte sosyal-kültürel vb.
olanakların sağlanması konusunda da mücadele edilmesi
gerektiğini ve yerinde ıslahın, insan merkezli projelerin savunulması
gerektiğini söyleyerek” Konuşmasını bitirdi.</p>
<p align="justify">
Çağdaş Hukukçular Derneği'nden Avukat Oya Aslan da
“hukuk düzleminde insanların haklarıyla tanındığını ve
barınma, eğitim, sağlık vb. bütün hakların yaşama hakkı
içinde ve insanla bütünleşmiş olduğunu ve konut hakkı
dendiğinde mülkiyet hakkıyla sınırlandırıldığını
belirterek” başladığı konuşmasını “Barınma hakkını
sosyal ekonomik haklardan ayrı düşüneceğimize dikkat
çekerek” sürdürdü. Oya Aslan; konuşmasını
“İktidarların “biz hiçkimseyi mağdur
etmeyeceğiz” söyleminin doğru olmadığını yapılan kentsel
dönüşüm projelerinin anayasada belirtilen çalışma
hakkı, sağlık hakkı, eşitlik hakkı vb. hakların da ihlali anlamına
geldiğini, bu nedenle mücadelenin birçok alanı kapsaması
gerektiğinin altını çizerek” bitirdi.</p>
<p align="justify">
Salondaki kurultay katılımcılarının katkıları, soruları ve
panelistlerin son sözleri söylemesi ile ilk oturum
sonlandırıldı. </p>
<p align="justify">
<b>II.Oturum: Yerinde ıslah mı, Kentsel Dönüşüm
mü?</b></p>
<p align="justify">
Kurultayın ikinci oturumu “Yerinde ıslah mı, Kentsel
Dönüşüm mü?” +İvme Dergisi yayın kurulu
üyesi Mimar Şule Karabaş’ın
yürütücülüğünde, İstanbul ve
Ankara’daki çeşitli mahallelerden katılan halk temsilcileri ve
Avukat Özgür Yılmaz’ın bilgi ve deneyim aktarımlarıyla
yapıldı.</p>
<p align="justify">
Oturumun ilk konuşmacısı İstanbul Armutlu Mahallesi Temsilcisi
Zeynep Bektaş; “Armutlu mahallesinin kolektif bir çalışmanın
ürünü olarak oluşturulduğunu” anlatarak başladığı
konuşmasına, devamla “70’li yıllarda evlerini, yolunu,
kanalizasyonunu kendi elleriyle inşa ettikleri bu mahallenin bugün
üzerinde oynanan oyunlardan, planlardan” bahsetti. Bektaş
konuşmasına “İktidarın Armutlu’yla ilgili emellerini
gerçekleştirebilmek için yürüttükleri böl,
parçala, yönet politikalarını anlatarak”
sürdürdü konuşmasını Bektaş konuşmasını “Son
olarak da yapılan tüm saldırılara karşı nasıl direndiklerini,
ödedikleri bedelleri ve gecekondu yıkımlarına karşı
örgütlü mücadelenin önemini” vurgulayarak
bitirdi</p>
<p align="justify">
Oturumun ikinci konuşmacısı İstanbul Ayazma Mahallesi Temsilcisi
Kazım Aydın da, konuşmasına “Bizzat bir yıkım mağduru
olarak” kentsel dönüşümü ele aalarak başladığı
konuşmasını. “Ayazma Mahallesi’nde kiracı olarak oturan
Kazım Aydın, belediyenin mahalleliyi önce bin bir vaatle kandırıp
sözleşmeleri imzalattığını sonra da aradan çekilerek
insanların barınma meselesini TOKİ’nin insiyatifine
bıraktığını” anlatarak bitirdi.</p>
<p align="justify">
Oturumun üçüncü konuşmacısı Ankara Yakup
Abdal Mahallesi Temsilcisi Bayram Önel ise, konuşmasına mahallerini
tanıtarak başladı. “Genel olarak sağ görüşlü bir
mahalle olmalarına rağmen barınma hakkı çerçevesinde bir
araya geldiklerini ve yıllardır bu birliktelikle mahallelerini
barikatların arkasında direnerek savunduklarını” anlattı<b>. </b>
Bayram Önel <b> “</b>Avukat Özgür Yılmaz’ın da
mücadelelerine hukuki anlamda destek olduğundan belirterek”
konuşmasını devam ettirdi. Bayram Önel, “ Kararlılıkları
sayesinde evlerinin 1/5000’lik imar planlarını belediyeye
çizdirerek verdikleri mücadelenin sonuçlarını
gördüklerini ve bir ilke imza attıklarını söyleyerek”
konuşmasını sonlandırdı.</p>
<p align="justify">
Oturumun dördüncü konuşmacısı Ankara Mamak
Temsilcisi Hüsnü Akkuş ise “ Katılımcılara oturdukları
mahallenin Ankara’nın en eski ilçelerinden birinde bulunmasına
rağmen birçok kentsel olanaktan mahrum bırakıldıkların”
anlatarak başladığı konuşmasını. “Hatta insanları kentsel
dönüşüme karşı çaresiz bırakmak için
sağlık ocağının kapatıldığından ve otobüs seferlerinin
azaltılmasın” anlatarak devam etti. Akkuş; “Son olarak da
yaşadıkları yerlerin birçok eksiğinin olduğunu; fakat iktidarın
kendi çıkarları için kapalı kapılar ardında
planladıkları kentsel dönüşüm projeleri değil halkın
katılımı ve talepleri doğrultusunda bir dönüşüm
istediklerini dile getirerek” konuşmasını tamamladı.</p>
<p align="justify">
Son olarak da Çağdaş Hukukçular Derneği’nden
Avukat Özgür Yılmaz, “2004’den beri Ankara’daki
çeşitli mahallelerde kentsel dönüşüme karşı
mahallelilerle nasıl bir hukuksal mücadele ördüklerini”
anlatarak başladığı konuşmasını “Özellikle gecekonduda
oturanlar için, herhangi bir sözleşme imzalamadıkları takdirde
belediyenin bu kişileri evlerinden çıkarabilmek için
hiçbir yasal dayanakları olamayacağı hususuna vurgu yaparak”
bitirdi.</p>
<p align="justify">
Katılımcıların konuşmalarının bitiminde de soru cevap
bölümüne geçildi ve konuklar da konuyla ilgili
düşüncelerini dile getirdiler.</p>
<p align="justify">
<b>III.Oturum: Kentsel Dönüşüm ve Basın</b></p>
<p align="justify">
Kurultayın üçüncü oturumu “Kentsel
Dönüşüm ve Basın” başlığını taşıyordu. Bu
oturum, +İvme Dergisi yayın kurulu üyesi İnşaat Mühendisi
Barış Önal’ın yürütücülüğünde,
Metin Yeğin, Ayşe Düzkan ve Alper Turgut’un katılımıyla
yapıldı. </p>
<p align="justify">
İlk konuşmacı Metin Yeğin konuşmasına sıra dışı bir girişle
başladı; “Salonun arka bölümlerinde oturan iki kişinin
bulundukları yerden kalkıp önlerde bir yere geçmesini emrivaki
bir tonlamayla buyurdu”. Dinleyiciler ve panel
yürütücüsü üzerindeki şok etkisi henüz
geçmişti ki Metin Yeğin konuşmasına; “ İşte iktidarın
yaptığı gibi insanları zorla yerlerini değiştirmelerini istemek ne
kadar rahatsız edici değil mi? Kimin nerede oturacağına onlar karar
veriyor.” diyerek devam etti. Konuşmasının devamında
“insanların nerede yaşayacağına kendileri karar vermelidir”
diyen Yeğin, “gecekonduların çirkin ve sağlıksız olduğu
iddialarının yanlış olduğunu” ifade etti. Esas çirkin ve
sağlıksız olanın TOKİ’nin yaptığı “F tipi” evler
olduğunu söyleyerek sürdürdüğü konuşmasını Urfa
Viranşehir’de “demokratik ekolojik toplum” konsepti
çerçevesinde kurmaya başladıkları komün yerleşim
projesinden bahsederek konuşmasına devam eden Yeğin, “Bu projenin
bütçesi için Avrupa Birliği'nin veya başka herhangi
bir emperyalist kurumun fonlarından faydalanmadıkların, Proje kapsamında
ev sahibi olacak kişiler için belirlenen kriterin ise bu kişilerin
“evsiz ve kolektif yaşama uygun” kişiler olmasının yeterli
olduğunu, Proje kapsamında her biri 140 metrekare olan evlerin
kerpiçten yapılacağını, kerpiç evlerin beton evlerden daha
sağlıklı ve Viranşehir’in ortam şartlarına daha uygun
olduğunu” vurguladı. Metin Yegin, “Proje kapsamında ev sahibi
olacak ailelerin de evlerin inşasında kendilerinin çalışacağını
ve evin kapı, pencere, doğrama gibi malzemelerini ev sahiplerinin
karşılayacağını, böylece bir evin maliyetinin yaklaşık 7 bin
liraya mal olduğunu ve alt yapı (elektrik, su, kanalizasyon)
ihtiyaçlarının belediye tarafından karşılanacağını”
söyleyerekdevam ettirdiği konuşmasını “Yerleşim projesinde
herkese, ekilecek bir toprak verileceğini ve burada organik tarım
yapılacağını” belirterek bitirdi.</p>
<p align="justify">
Metin Yeğin’den sonra söz alan Alper Turgut, “Kentsel
dönüşüm projesiyle yıkılmak istenenin sadece evler değil
aynı zamanda mahalle kültürünün de olduğunu”
ifade etti. Alper Turgut; “Basının yıkımlarla ilgili haberleri
kolay kolay yayınlamadığını, bu haberlerin burjuva basın sahipleri
tarafından engellendiğini” anlatarak devam ettirdiği konuşmasını
“Burjuva basın patronlarının ekonomik ilişkilerinin yıkımlarla
ilgili bir haberin yapılıp yapılamayacağını belirlediğini, buna
karşı direnmek gerekir” diyerek konuşmasını bitirdi.</p>
<p align="justify">
Bu oturumun son konuşmacısı Ayşe Düzkan, “Basında eski
dönemlerde emekçileri ilgilendiren haberlerin daha fazla yer
bulabildiğini fakat artık bu haberlerin gazetelerde neredeyse hiç
yer almadığından” bahsederek konuşnasına başladı. Düzkan
konuşmasını “Burjuva basında yer alacak haberlerin tüketim
yapabilecek zengin kesimlerin ilgisini çekecek şekilde
düzenlendiğini bunun sebebinin ise tüketimi
gerçekleştiren, pazar içerisinde bir karşılık bulan
kesimin, yoksul halk kitleleri değil zengin insanlar olduğunu”
vurgulayarak devam ettirdi. Ayşe Düzkan “Kentsel
dönüşüm sürecinde şehirlerin merkezlerinin yoksullardan
arındırılıp, şehrin çeperine yerleştirilmek istendiğini
böylece şehirlerin de dünyanın birçok yerinde olduğu gibi
tüketebilen, pazar için değeri olan kesimlerin
ihtiyaçlarına, daha kolay tüketebilecekleri şekilde
düzenlendiğini, yeni bir düzen kurulmadan konut ve kentleşme
sorunlarının çözülemeyeceğini” belirterek
konuşmasını bitirdi.</p>
<p align="justify">
Salondan gelen soru ve katkılarla
kurultayın üçüncü oturumunun ve ilk
günün sonuna gelinmiş oldu.</p>
<p align="center">
<b>Kurultayda Son Gün</b></p>
<p align="justify">
Yıkımlara Karşı Mücadele Kurultayı'nın ikinci günü,
İstanbul, Ankara ve İzmir'in gecekondu Mahallelerinden gelen
konduluların ve mahalle temsilcilerinin, üniversitelerinden gelen
öğrencilerin, mühendis, mimar ve şehir plancılarının yogun
katılımı ile başladı.</p>
<p align="justify">
İkinci günün ilk oturumu tüm katılımcıların yıkımlar,
yıkımlara karşı bugüne kadar verilmiş mücadeleler ve
yöntemler üzerine kendi deneyimlerini paylaştıkları bir forum
ile başladı. İki buçuk saat süren forum
bölümünde salondan çok sayıda kişi söz alarak,
“Kentsel dönüşüm” “Kentsel
dönüşüme karşı mücadele”, “barınma
hakkı”, “eğemenlerin mahalleleri yıkmak ve
örgütsüzleştirmek için yaptığı saldırılar”,
“nasıl bir mücadele olmalı” “direnişler”, v.b
Konularda konuşmalar yapıldı.</p>
<p align="justify">
Verilen öğle arasından sonra ikinci günün ikinci oturumu
ÖNERGELER'in verilmesi tartışılması ve oylanması için
divan seçimi yapıldı. Divan başkanı Elektronik ve Haberleşme
Mühendisi Mühendisi Kurtuluş Kaya, divan üyeleri ise Mimar
Sema Alaçam ve Mimar Alev Şahin olarak önerildi ve
katılımcıların oylarıyla kabul edildi. Divan başkanı Kurtuluş
Kaya'nın yaptığı genel bir kurultay değerlendirmesinin ardından,
divana sunulan önergeler sırasıyla salona okundu ve önergeler
üzerine lehte ve aleyhte görüş bildirmek isteyenler
kürsüye davet edildi. Sunulan on üç önergenin on
ikisi oy birliği ile bir tanesi ise oy çokluğuyla kabul edildi.
Bazı önergelere getirilen değişiklik önerileri de Önerge
Komisyonu tarafından son hali verilerek divan tarafından salona tekrar
oylatıldı ve sonuç bildirgesinin hazırlığı için kısa bir
ara verildi.</p>
<p align="justify">
Son oturumda "Yıkımlara Karşı Mücadele Kurultayı Sonuç
Bildirgesi'nin Okunması" bölümünde “Kurultay
Sonuç Bildirisi” divan üyesi Alev Şahin tarafından
okundu.</p>
<p align="justify">
Sonuç bildirisinin okunmasının ardından divan başkanı
Kurtuluş Kaya'nın yaptığı teşekkür konuşmasında; “Bu
kurultayın düzenlenebilmesi için gerek üniversitelerde
gerek iş yerlerinde gerek mahallerde çalışma yapan herkese ayrıca
iki gün boyunca salonun düzenlenmesinden toplanmasına, gelenlerin
karşılanmasından çay-kahve ikramına, yemeklerin dağıtımından
etrafın temizlik ve düzenine kadar her ayrıntıya bizzat emeklerini
koyan tüm emekten ve halktan yana olan mühendis, mimar ve şehir
plancılara ve lezzetli yemeklerini, güler yüzünü ve
emeğini bizlerden esirgemeyen ablamıza ayrı ayrı teşekkür ederek
alanlarda, direnişlerde, barikatlarda buluşmak dileğiyle”
“YIKIMLARA KARŞI MÜCADELE KURULTAYI” sona erdi</p>
<p align="justify">
28-29 Mayıs 2011 tarihlerinde İstanbul Türkan Saylan Kültür
Merkezi'nde +İvme tarafından yapılan ve iki gün süren
“YIKIMLARA KARŞI MÜCADELE KURULTAYI” da kurultay salonu
girişine açılmış olan kayıt masasında katılımcıların
kayıtları yapıldı. Ayrıca +İvme Dergisi tanıtım masasında
bugüne kadar çıkardığımız dergiler ve “BARINMA
HAKKI” başlıklı yeni sayımızın tanıtımı yapıldı. Bunun
yanısıra Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği
(TAYAD) de, tutsakların üreterek direneceğiz, direnerek
üreteceğiz şiarıyla yapmış olduğu el emeği, göz nuru
ürünlerden oluşan bir sergi masası ile kurultaya destek verdi.
Ayrıca Berkay Tezcan’ın Gülsuyu Mahallesi, Semra Yeşil’in
Maden Mahallesi ve Armutlu Mahallesi, Arif Yaman ve Uygar
Gültekin’in Tarlabaşı, Anıl Çizmecioğlu ve Hande
Altay’ın Ayazma Mahallesi fotoğraflarının yer aldığı sergi ve +
İvme Dergisi Ankara Kent Komisyonu'nun kurultay duyurusu için
düzenlediği maket atölyesinin ürünleri de
katılımcıların beğenisine sunuldu.</p>
<p align="justify">
“Yıkımlara Karşı Mücadele Kurultayı” her iki gün
de 250’yi aşkın kişinin aktif katılımıyla başarılı bir
şekilde yapıldı.</p>
<p align="justify">
<a
href="http://www.ivmedergisi.com/y%C4%B1k%C4%B1mlara-kar%C5%9F%C4%B1-m%C3%BCcadele-kurultay%C4%B1-sonu%C3%A7-bildirgesi.html">Yıkımlara
Karşı Mücadele Kurultayı Sonuç Bildirgesi'ne bu
bağlantıdan ulaşabilirsiniz. </a></p>
<p align="justify">
<strong>İvme Dergisi</strong></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder