<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6968>Üniversiteliler Dört Ayrı
"Terör Örgütüne Üyelikle" Suçlanıyor</a></h1><p>Aralarında,
ODTÜ'deki "Başkaldırıyoruz" eylemine katıldığı
için dava açılan 117 öğrenciden birinin de olduğu beş
üniversite öğrencisi, "ülkücü bir
öğrenciyi dövmeyi planlamaktan" gözaltına alındı,
dört ayrı "terör örgütüne üye olmak"
suçuyla tutuklandı. 5,5 aydır F tipi cezaevinde haklarında
iddianame yazılmasını bekliyorlar.<br />
<br />
<br />
Ankara'da 20 Ocak'ta gözaltına alınıp 23 Ocak'ta
tutuklanan beş üniversite öğrencisi, PKK, Devrimci Halk Kurtuluş
Partisi/Cephesi (DHKP-C), Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist
(TKEP-L), Maoist Komünist Parti (MKP) isimli dört ayrı
"terör örgütüne üye olmakla"
suçlanıyor. 5,5 aydır Sincan 1 No.lu F Tipi Cezaevi'nde olan
öğrenciler bu süre içerisinde okullarına da devam
edemediler.<br />
<br />
Tutuklanan Ankara Üniversitesi İktisat Fakültesi birinci sınıf
öğrencisi Yusufcan Yıldırım'ın annesi Melek Yıldırım,
bianet'e yaptığı açıklamada, "Muhalif öğrencileri
bu yolla sindirmeye çalışıyorlar" dedi.<br />
<br />
Yıldırım, 5 Ocak'ta Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ndeki
(ODTÜ) "Başkaldırıyoruz" protestosuna katıldığı
için hakkında dava açılan 117 öğrenciden biriydi.<br />
<br />
Tutuklanan öğrencilerden Ali Haydar Yıldız'ın avukatı Murat
Yılmaz da, Yusufcan Yıldırım, Ali Haydar Yıldız, Uğurcan Soybelli ve
Rıdvan Akbaş isimli dört öğrencinin 20 Ocak'ta akşam 18:30
civarında Demetevler Parkı'nda, "başka bir öğrenciyi
dövmeyi planlamakla" suçlanarak gözaltına
alındıklarını, ertesi gün de Didem Ezgi Serap'ın aynı olayla
ilgili gözaltına alındığını söyledi.<br />
<br />
Yılmaz, gözaltına gerekçe gösterilen olayı şöyle
anlattı: "19 Ocak'ta Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya
Fakültesi'nde sağ görüşlü öğrenciler, sol
görüşlü bir öğrenciyi dövdükten sonra
Sıhhiye tren istasyonundan aşağıya attılar. Ertesi akşam, Yıldırım,
Yıldız, Soybelli ile Akbaş bu olayın ardından
"ülkücü bir öğrenciyi döverek misilleme
yapacakları şüphesiyle" parkta yürürken gözaltına
alındılar. Polis tutanaklarında, 'HPG tüzüğüne
göre hareket ederek, ülkücü öğrencinin evini tespit
edip keşif yaptıkları, istihbarat faaliyetinde bulundukları' ileri
sürüldü."<br />
<strong>"İşlenmemiş bir suçla itham
edildiler"</strong><br />
<br />
Avukat Yılmaz, tutanaklarda iddia edilen suçlamalara hiçbir
delil gösterilmediğini ayrıca basında çıkan bazı haberlerle
olayın yanlış yansıtılarak öğrencilerin karalanmaya
çalışıldığını ifade etti. Tutanaklara göre,
Soybelli'nin üzerinde, ülkücü öğrencinin adresi
çıktığı da iddia ediliyor ancak Soybelli bu iddiayı
reddediyor.<br />
<br />
"Biz de 'HPG tüzüğü' diye bir şey olduğunu
ilk kez tutanakları okuduğumuzda gördük" diyen Yılmaz, 10
Ocak'ta dosyaya gizlilik kararı konulduğunu olduğunu ifade etti.<br />
<br />
Tutuklama ve gizlilik kararlarına ettikleri itirazlarına da, mahkemece
hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildiğini belirten
Yıldız, şu anda dosyaya ulaşamadıklarını açıkladı.<br />
<br />
Yıldız, "İşleyip işlemeyecekleri belli olmayan bir suçla
itham edildiler. Aralarında bağlantı kurulamayan bir tüzükte
yazılı planla ilgili suçlanarak gözaltına alındılar ve 5,5
aydır haklarında iddianame düzenlenmesini bekliyorlar. Dosyaya
dört örgüt kondu, tutuklama kararına da kimin hangi
örgütle bağlantılı olduğu yazılmadı, suçlamalar
açıklığa kavuşmuş değil. Bununla ilgili delil de
sunulmadı" diye konuştu.<br />
<br />
Avukat Yıldız, "Ayrıca Serap olduğu söylenen
başörtülü bir kadının fotoğrafları bazı gazetelerde
yayınlandı ve 'Kimliğini başörtüsüyle gizleyerek
ülkücü öğrencinin evinin çevresinde keşif
yaptı' diye yazıldı. Serap baştan suçlu ilan edilerek sanık
hakları ihlal edildi. Oysa fotoğraflardan o kişinin Serap olup olmadığı
bile anlaşılmıyor, öyle olsa bile sadece yolda yürürken
çekilmiş fotoğraflar var, istihbarat faaliyeti yaptığına dair bir
kanıt yok" dedi.<br />
<strong>"Dört örgüte birden nasıl üye
olsunlar?"</strong><br />
<br />
Yusufcan Yıldırım'ın annesi Melek Yıldırım da özetle şu
açıklamayı yaptı:<br />
<br />
* Oğlum hakkında hiçbir delil göstermeden "cezalandırma
timinden" olduğu iddiası öne sürüldü, basında
çıkan haberlerde de böyle lanse edildi. Birbirinden alakasız
dört ayrı örgüte birden nasıl üye oldukları da
tutanaklarda açıklanmıyor. Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Y.
Yılmaz da olayla ilgili 28 Ocak'ta yazdığı yazısında
"Şizofrenik terör örgütü" başlığını
kullanmıştı.<br />
<br />
* Yusufcan da bu davalarla ilgili süreçleri bildiğinden,
"Beni burada daha uzun süre tutarlar, benimle ilgili yaz tatili
planı yapmayın" demişti. Tutuklamaların cezaya
dönüştürüldüğünün farkında. Cezaevinde,
tutuklanan iki arkadaşı Akbaş ve Yıldız'la birlikte kalıyor.
Baskılar cezaevinde de devam ediyor. "Gereksiz slogan atmak"
suçlamasıyla yedi ay iletişimden men cezası aldı, cezalar
kesinleşirse, üç iletişimden men cezasına karşılık bir ay
ziyaretçi cezası alacak.<br />
<br />
* Oğlum muhalif, ülke sorunlarına duyarlı bir çocuktu,
ODTÜ'deki protestolara katıldığı için de hakkında dava
açılan 117 öğrenciden biriydi, buradaki dava gerekçesi
de "basın açıklamasına katılmasıydı". TEKEL
eylemlerine de 78 gün boyunca destek vermişti. Yükselen
öğrenci muhalefetini, yargı yoluyla sindirmeye çalışıyorlar.
Bu öğrencilerin tümünün haksızlığa uğradığını
düşünüyoruz.</p>
<p> </p>
<p><em><strong>Kaynak: Bianet</strong></em></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder