6 Haziran 2011 Pazartesi

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ" PROTESTO EDİLDİ

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6834>5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE
GÜNÜ" PROTESTO EDİLDİ</a></h1><p>
Bileşenleri arasında M&uuml;hendislik, Mimarlık ve Planlamada +
İVME&nbsp;dergisinin de bulunduğu &quot;SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE
HAYIR PLATFORMU&quot; tarafından &quot;5 Haziran D&uuml;nya &Ccedil;evre
G&uuml;n&uuml;&quot; 5 Haziran 2011 g&uuml;n&uuml;
İstanbul&#39;da&nbsp;protesto edildi. Suyun Ticarileştirilmesine Hayır
Platformu bileşenlerinin oluşturduğu 400 kişilik grup T&uuml;nel&#39;de
toplanarak saat 16:00&#39;da Taksim&#39;e y&uuml;r&uuml;d&uuml;.
Y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş boyunca &quot;Su Hayattır Satılamaz&quot;,
&quot;&Ccedil;evre D&uuml;şmanı Katil AKP&quot;, &quot;Lokumcunun Katili
Dereleri Satanlar&quot;, &quot;Sermeye defol Bu &Uuml;lke, Bu
Halk&nbsp;Satılık Değil&quot;, &quot;AKP Elini doğadan &Ccedil;ek&quot;,
&quot;Dereler &Ouml;zg&uuml;rd&uuml;r, &Ouml;zg&uuml;r&nbsp;Akacak&quot;,
&quot;Direne Direne Kazanacağız&quot; sloganları atıldı.
Y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş&uuml;n&nbsp;son durağı Taksim Meydanı&#39;nda
toplanan kitleye basın metnini SuyunTicarileştirilmesine Hayır Platformu
adına &Ccedil;MO İştanbul Şube Başkanı&nbsp;Semra Ocak okudu. Basın
metninin okunmasından sonra Hopa&#39;dan yeni d&ouml;nen&nbsp;Yıldız
Teknik &Uuml;niversitesi &Ccedil;evre M&uuml;hendisliği
B&ouml;l&uuml;m&uuml; &Ouml;ğretim &Uuml;yesi Prof. Dr&nbsp;Beyza
&Uuml;st&uuml;n&nbsp;Hopa&#39;daki son gelişmeleri anlattı. Bu konuşmadan
sonra 3.K&ouml;pr&uuml; Yerine Yaşam Platformu adına Hayati Can Konuşma
yaptı. Hayati&nbsp;Can&#39; ın konuşmasından sonra, platformun aldığı
kararlar arasında olmamasına rağmen&nbsp;barış g&uuml;vercinleri
u&ccedil;uruldu ve basın&nbsp;a&ccedil;ıklaması b&ouml;yle sona erdi.</p>
<p>
&nbsp;</p>
<p>
Okunan basın metni aşağıdadır.</p>
<p>
&nbsp;</p>
<p align="center">
<strong>BASINA VE HALKIMIZA</strong></p>
<p align="center">
&nbsp;</p>
<p>
Bug&uuml;n 5 Haziran D&uuml;nya &Ccedil;evre G&uuml;n&uuml;!
Bug&uuml;n&uuml; ilan eden kurum da Birleşmiş Milletler (BM). &nbsp;BM,
d&uuml;nya halklarına y&ouml;nelik saldıraların başında yer alan bir
kurum. Emperyalizmin halklara karşı saldırısında onlardan yana tavır
aldığını, &quot;İnsan hakları, demokrasi, eşitlik&quot;
s&ouml;ylemlerinin ne kadar yalan ve ger&ccedil;ek dışı olduğunu,
kurulduğu 1945&#39;ten beri biliyoruz. İşte b&ouml;ylesi bir kurumun
&ccedil;evreye &quot;duyarlılığı&quot; insan halkarına olan
duyarlılığıyla eş değerdir, yani BM, d&uuml;nya halklarının olduğu
gibi &ccedil;evrenin de KATİLİDİR!</p>
<p>
Bu y&uuml;zden bug&uuml;n&uuml; kabul etmiyor, bunu protesto ediyor, bu
aldatmacaya ortak olmuyoruz; bunun i&ccedil;in buradayız. &nbsp;</p>
<p>
Doğayı ve yaşamı talan eden sermaye ve iktidar s&ouml;zc&uuml;leri
bug&uuml;n&uuml; &ldquo;kutlamalarla&rdquo; ge&ccedil;iriyor. Bizler ise
diyoruz ki bug&uuml;n &ldquo;kutlama&rdquo; değil m&uuml;cadele
g&uuml;n&uuml;d&uuml;r! T&uuml;m doğa d&uuml;şmanlarının talan ve yağma
politikalarını teşhir etmek, direnişimizi b&uuml;y&uuml;tmek i&ccedil;in
sokaktayız! Bug&uuml;n &uuml;lkenin d&ouml;rt bir yanında yaşama ve
doğaya sahip &ccedil;ıkan direnişler b&uuml;y&uuml;yor.
&Ccedil;&uuml;nk&uuml; doğaya ve yaşama y&ouml;nelik saldırılar her yerde
b&uuml;y&uuml;yor.&nbsp;</p>
<p>
Kapitalizm, doğaya ve insana ait ne varsa talan etme, &ouml;n&uuml;ne gelen
her şeyi pazarda satılacak bir mal olarak g&ouml;rme anlayışıyla,
insana, canlılara, doğaya g&ouml;z&uuml;n&uuml; dikmiş durumda. Su başta
olmak &uuml;zere, derelerimiz, akarsularımız, ormanlarımız,
meralarımız, &uuml;lkemizdeki işbirlik&ccedil;iler tarafından
tekellere-sermayeye peşkeş &ccedil;ekilmekte. 1950&#39;lerden
g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze hangi iktidar geldiyse yeraltı ve yer&uuml;st&uuml;
zenginliklerimizi satmışlardır. Bug&uuml;n ise bunu AKP yapmakta.
D&uuml;nya Su Forumu&rsquo;na ev sahipliği yapmakla bir kez daha
işbirlik&ccedil;iklerini g&ouml;stermişlerdir.</p>
<p>
Doğanın ve yaşamın temeli olan su, sermayenin ticarileştirme
saldırısının hedefinde. Kentsel ve kırsal alanda su hizmetleri
&ouml;zelleştiriliyor/piyasalaştırılıyor. Su fiyatlandırılıyor.
Şişelenip satılıyor. &Ouml;n &ouml;demeli ve kont&ouml;rl&uuml;
saya&ccedil;lar yoluyla, suyu kullanmadan parasını &ouml;dememizi istiyor.
Kısaca sermaye suyu ticarileştirirken, bu doğal varlığı yalnız parası
olanın yararlanacağı bir ekonomik mala
d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;yor.</p>
<p>
&Uuml;lkemizde şu an sayıları 2000&rsquo;e ulaşan ve 4000 adete
&ccedil;ıkarılması hedeflenen Hidroelektrik Santral Projeleri ile her bir
dere şirketlere satılırken, her bir HES i&ccedil;in 370 hektar orman
alanı da HES şirketlerinin kullanımına veriliyor, bu da toplam 1.480.000
hektar, en verimli orman alanının fiilen &ouml;zelleştirilmesi demektir.
AKP iktidarının uygulamaya soktuğu ve HES projeleri gerek&ccedil;e
g&ouml;sterilerek yapılan su kullanım hakkı anlaşmaları ile de
sularımız, şirketlerin egemenliği altına alınıyor.</p>
<p>
Tabiat ve Biyolojik &ccedil;eşitliliği Koruma Kanun Tasarı ile,
bug&uuml;ne değin alınmış sit kararlarını ve tabiat parklarını, milli
parkların koruma kararlarını kaldıran, doğal alanlar ile ilgili
kararları &ccedil;evre ve orman bakanlığının kurullarına ve bakanın
doğrudan onayına bırakarak saldırılarını yasal kılıfa
uydurmuşlardır. Bu da yetmeyerek Yenilenebilinir Enerji Kanunu Yasası ile
bu saldırılarını &uuml;st seviyeye &ccedil;ıkarmışlardır. Bu yasa ile
koruma altındaki alanlarımız yok olmakla birlikte tekellere yeni bir rant
kapısı daha a&ccedil;ılmış olacak.</p>
<p>
Ne trafiğin d&uuml;zelmesine, ne de başka bir yaraya merhem olması
beklenmeyen 3. Boğaz K&ouml;pr&uuml;s&uuml;yle, İstanbul&rsquo;un zaten bir
avu&ccedil; kalan verimli tarım arazileri ve i&ccedil;me suyu havzaları da
yok olmak &uuml;zeredir. K&ouml;pr&uuml;n&uuml;n bağlantı yolları bu
araziler ve havzalar &uuml;zerine inşa edilecek ve bu durum hem bu
zenginliklerimizin yok olmasına neden olacak, hem de bu şekilde AKP
yandaşlarına yeni yeni gelir kapıları a&ccedil;ılacaktır.</p>
<p>
&ldquo;&Ccedil;ılgın Proje&rdquo; olarak Tayyip Erdoğan&rsquo;ın
duyurduğu &ldquo;Kanal İstanbul&rdquo; projesiyle de Karadeniz&rsquo;den
Marmara&rsquo;ya bir boğaz daha a&ccedil;ılması
d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;yor. Bu proje ger&ccedil;ekten
&ccedil;ılgıncadır. Boğaz trafiğini rahatlatma ya da İstanbul&rsquo;u
d&uuml;nyanın iki boğaza sahip tek kenti yapma gerek&ccedil;eleri bu
&ccedil;ılgınlığı ortadan kaldırmıyor. Bu proje İstanbul&rsquo;a
hi&ccedil;bir şey kazandırmayacak, aksine var olan
yeraltı-yer&uuml;st&uuml; zenginliklerimizi de alıp
g&ouml;t&uuml;recektir.</p>
<p>
AKP iktidarı, &Ccedil;ernobil&rsquo;in etkileri hala s&uuml;rmekteyken,
Fukuşima&rsquo;da yaşanan felaket t&uuml;m d&uuml;nyanın g&ouml;zleri
&ouml;n&uuml;nde etkilerini g&ouml;sterirken halkın t&uuml;m itirazına
rağmen n&uuml;kleer santral kurma ısrarını s&uuml;rd&uuml;rmektedir.</p>
<p>
Geri d&ouml;n&uuml;ş&uuml;ml&uuml; enerji kaynaklarını kullanmak en akla
yatkın anlayış olarak &ouml;n&uuml;m&uuml;zde duruyorken, emperyalistlerin
teknolojik olarak miadını doldurduğu i&ccedil;in ıskartaya
&ccedil;ıkardıkları n&uuml;kleer santrallerle topraklarımızı
kirletmenin ve olası b&uuml;y&uuml;k n&uuml;kleer felaketlere g&ouml;z
g&ouml;re g&ouml;re davetiye &ccedil;ıkarmanın tek bir a&ccedil;ıklaması
olabilir, o da emperyalistlere g&ouml;bekten bağımlı olma halidir. Geri
kalmış n&uuml;kleer santralleri bizim gibi &uuml;lkelere satarak bir taşla
iki kuş vuruyor emperyalist-kapitalist sistem.</p>
<p>
Bunun en yakın &ouml;rneğini K&uuml;tahya&rsquo;da yaşadık. K&uuml;tahya
G&uuml;m&uuml;şk&ouml;y&#39;de bulunan Eti G&uuml;m&uuml;ş A.Ş.&#39;ne ait
g&uuml;m&uuml;ş madeni işletmesinde 7 Mayıs 2011 tarihinde atık depolama
barajında taşma meydana geldi ve atık barajı yıkılma tehlikesi ile
karşı karşıya durumda. Atık depolama barajındaki sızmalar ve taşmalar
neticesinde atık depolama havuzundan aktif durumda bulunan ağır metaller
(arsenik, kurşun, bakır, &ccedil;inko vs.) yeraltı sularına ve besin
zincirine karışmakta. B&ouml;lgedeki i&ccedil;me suyundan alınan numunenin
&Ccedil;evre M&uuml;hendisleri Odası tarafından yaptırılan laboratuar
analizi sonucunda, sudaki siyan&uuml;r miktarının limit değerden % 40 daha
fazla olduğu tespit edildi. İlerleyen g&uuml;nlerde sızmalarla birlikte bu
miktar daha da artacaktır. Sızmaların dışında atık havuzundan
s&uuml;rekli olarak buharlaşan hidrojen siyan&uuml;r gazı, &ccedil;evreyi
ve insanları zehirlemeye devam etmektedir. Ve yetkililer &ouml;nce bu
ger&ccedil;eği en yetkili ağızlardan inkar ettiler fakat kamuoyunun
baskısıyla ger&ccedil;ekleri itiraf etmek zorunda kaldılar.</p>
<p>
B&uuml;t&uuml;n bu kapsamlı saldırılar, ki hepsini burada anlatmanın
imkanı yoktur, emperyalistlerin ve yerli işbirlik&ccedil;ilerinin
zihniyetini ortaya sermek i&ccedil;in yeter de artar bile. İşte bu
zihniyetin, &ccedil;evreye duyarlı olmak ş&ouml;yle dursun, bu duruma
karşı &ccedil;ıkanlara reva g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; saldırılara her
ge&ccedil;en g&uuml;n bir yenisi eklenmektedir. Bu saldırılarda
insanlarımız katledilmektedir. Hopa&rsquo;da &ccedil;evre
m&uuml;cadelesinin en &ouml;n saflarında yer alan ve HES&rsquo;lere karşı
yapılan g&ouml;steri sırasında polisin attığı gaz bombalarından
etkilenerek kalp krizi ge&ccedil;iren emekli &ouml;ğretmen Metin Lokumcu
hayatını kaybetmiştir.&nbsp;Bu saldırıların temel amacı direnişi
kırmaktır. Ama bunda başarılı olamayacaklar.Tıpkı Hopa halkı gibi
Dersim&rsquo;den Gerze&rsquo;ye, Antalya&rsquo;dan Artvin&rsquo;e,
Kastamonu&rsquo;dan Ergene&rsquo;ye, Mersin&rsquo;den Sinop&rsquo;a doğaya
ve yaşama sahip &ccedil;ıkanlar direnişlerini b&uuml;y&uuml;tmektedir.</p>
<p>
Artık bu &uuml;lkede demokrasi m&uuml;cadelesi vermenin karşılığı
&ouml;l&uuml;me kadar varıyor. Bu bilin&ccedil;le donanarak, AKP iktidarına
da, onların sahipleri olan emperyalist-kapitalist sisteme de karşılık
vermek i&ccedil;in g&uuml;&ccedil;lerimizi birleştirmeli ve her alanda
olduğu gibi &ccedil;evremizi, doğamızı, suyumuzu, derelerimizi,
ormanlarımızı, tabiat varlıklarımızı, yeralti ve yer&uuml;st&uuml;
t&uuml;m zenginliklerimizi korumak ve yaşatmak i&ccedil;in
&ouml;rg&uuml;tl&uuml; m&uuml;cadelemizi b&uuml;y&uuml;tmeliyiz. Biz halkız,
milyarlarız. Onlarsa bir avu&ccedil;! G&uuml;&ccedil;l&uuml; olan biziz. Bu
bilin&ccedil;le m&uuml;cadele ettik&ccedil;e kazanan da biz olacağız.</p>
<ul>
<li>
<strong>D&uuml;nya &Ccedil;evre G&uuml;n&uuml; Bir Aldatmacadır! BM
&Ccedil;evrenin Katilidir!</strong></li>
<li>
<strong>D&uuml;nya Emperyalistlerin Malı Değil,
Halkındır!</strong></li>
<li>
<strong>Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın M&uuml;cadelemiz!</strong></li>
<li>
<strong>Akarsularımız, Derelerimiz, Ormanlarımız Satılık
Değildir!</strong></li>
<li>
<strong>Su Yaşamdır Satılamaz!</strong></li>
<li>
<strong>Kentimize Ve Doğamıza Sahip &Ccedil;ıkıyoruz!</strong></li>
</ul>
<p>
&nbsp;</p>
<p align="right">
<strong>SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR PLATFORMU</strong></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder