16 Temmuz 2012 Pazartesi

Açıklama No 58: Dünyada da böyledir, öyleyse normaldir...

Açıklama No 58: Dünyada
da böyledir, öyleyse
normaldir...

 

Açıklama No
58:
Dünyada da böyledir, öyleyse
normaldir...

Ankara için uzun yıllar boyunca hep gündemde
olmasına rağmen neredeyse bir arpa boyu yol ancak alınabilen metro
inşaatlarının 2011 yılında Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı'na devredilmesiyle yeni bir boyuta
taşındı. 22 Haziran 2012 Cuma günü, sabah saatlerinde uzun bir aradan
sonra yeniden başlayan Ankara Metrosu 2. etabına bağlı Necatibey
İstasyonu şantiyesinde meydana gelen göçük sonrasında bir kişinin
yaşamını yitirmesi ve benzer bir şekilde bir başka göçüğün de 1
Temmuz 2012 Pazar günü Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe
Bitkileri Bölümünde meydana gelmesi Ankara'daki metro inşaatları ve
trafik sorunu üzerine söylenmesi gereken birçok şey olduğunu tekrar
gösterdi.

Ankara'nın metro maratonu İstanbul'dan çok daha
önce başlamıştı.(Bu noktada 1875 yılından bu yana faaliyette olan
Dünyanın 2. metrosu olan ve Karaköy-Beyoğlu arasında çalışan
Tünel'i saymazsak tabiki) 1996 yılında faaliyete başlayan
"Ankaray" ve ardından 1997'de faaliyete başlayan
"Metro" ile toplu taşıma açısından büyük bir ümit
yaratılmıştı. 1994 yılından bu yana Ankara'nın üzerinde neredeyse
bir "saltanat" kuran Melih Gökçek'in başa gelmiş olmasıyla
beraber bu toplu taşıma atağı yerini tam bir "köprülü kavşak
mezarlığına" bıraktı.... 1998'de yapımına başlanan ve 2001
yılından bu yana kullanımda olan Akay Kavşağı ile hız kazanan
köprülü kavşak inşaatları Ankara trafiğini içinden çıkılması
neredeyse imkansız hale getirmiştir. Doğal hiçbir engeli olmamasına
rağmen bu derece yoğun bir trafiğe sahip olan bir şehir yaratan Melih
Gökçek'in marifetleri bu kadarla da sınırlı kalmamıştır. Daha
önce hazırladığımız "Her Yol Kendi Trafiğini Yaratır"
başlıklı broşürümüzde de daha kapsamlı bahsettiğimiz gibi şehir
merkezlerine dönük bireysel ulaşımın özendirilmesi anlamına gelen
köprülü kavşaklar sorunu çözmek yerine sadece ötelemeye yaramaktadır.
Bunun alternatifi ancak ve ancak toplu taşımadan ve bireysel araç
kullanımının azaltılmasından geçmektedir.

1990'larda
başlayan toplu taşımaya dönük metro ve hafif raylı taşıma
sistemlerinin inşaatı göstermelik olarak günümüze kadar devam
ettirilmiştir. Son dönemde neredeyse başladığı gibi duran metro
inşaatlarının Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına
devredilmesiyle beraber yeniden bir hareketlilik yaşanmaya başlanmıştır.
İktidar bir cebindekini alıp diğer bir cebine koymuş ve ortaklarının
pisliğini halkın sırtına yükleyerek temizle yoluna gitmiş  ve
metro inşaatlarını yeniden devlet eliyle başlatmıştır.

İnşaat
Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nin araştırmalarında ve
sonrasında yazdığı açıklamadan da hareketle görebildiğimiz,
hasbelkader devlet eliyle yeniden başlayan metro inşaatlarında, dikkat
edilmesi gereken birçok teknik nokta göz ardı edilmiştir.

style="margin-left:36.0pt;">•        
Eski inşaat çalışmalarından ikmal yeni çalışmalar
geçişinde, "uzun atıl bırakılma sürecinden kaynaklı
artmış risk"
değerlendirme çalışması yapılmış
mıdır? Çalışmaların hızla başlatılmış olması mühendislik kararı
mıdır yoksa siyasi ve ekonomik baskının bir sonucu mudur?
style="margin-left:36.0pt;">•        
Neden henüz müşavir (kontrol) firma faaliyete geçememişken yeni
inşaat çalışmalarına başlanılmıştır?
style="margin-left:36.0pt;">•        
Türkiye'nin böylesine büyük bir ihalesinde müteahhit firmanın
seçiminde hangi kriterler uygulanmış, ihaleyi alan firmanın hangi benzer
metro çalışmaları referans alınmıştır?
style="margin-left:36.0pt;">•        
İlk önce 10 Haziran 2012 olarak tayin edilen ve 25 Haziran 2012
gününe ertelenen yer üstü kapatma ve güvenlik düzenlemeleri
gerçekleştirilmeden neden çalışmalara başlanılmıştır?
style="margin-left:36.0pt;">•        
Ölen yurttaşımızın 24 metre dikey düşmenin sonrasında 1 km
balçık içerisinde sürüklenmiş olduğu belirlenmiştir. Metro Tünel
yapısı şu an bir nehir yatağı vazifesi mi görmektedir?
style="margin-left:36.0pt;">•        
Göçük sonrası kentin büyük kesiminde yaşanan su kesintisi, inşaat
başlamasına rağmen gerekli su borusu vb. altyapılarda yer değiştirme
(deplase) çalışmalarının yapılmadığı anlamına mı
gelmektedir?

Yukarıdaki sorular teknik anlamda hesabı sorulması
gereken önemli sorular aslında, ancak bu sorulara bir cevap beklemeye gerek
de yok. Çünkü bu soruları alıp da bilimsel olarak bunlara cevap verecek
yanlışlarını fark ederek özeleştiri verecek bir muhatap mevcut değil
karşımızda. Sonuçta AKP'nin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı yine şunları söylüyor bu tartışmalara
cevaben:

''Yeraltında çalışıyoruz,
Ankara'nın altında elektrik devreleri, kanalizasyon devreleri, her
türlü şebekeler mevcut. Tedbirler alınmakla beraber zor bir iştir. Buna
benzer olaylar yine de beklenebilir. Dünyada da böyledir, normaldir.
Şimdiden hemen sonucu nedir, sorumlusu kimdir, araştırma inceleme yapmadan
hüküm vermek haksızlık olur.''

Bu sözlerle;
Tuzla'da, Zonguldak'ta, Adana'da ve halkın iş cinayetlerine
kurban gittiği diğer birçok yerdeki gibi 22 yaşında bir kişinin
ölümü normalleştirilmeye çalışılıyor.

Ankara
Üniversitesi'ndeki olayda ise tatil dönemi olması nedeniyle
şans eseri can kaybı olmadı. Tabi bu durumu fırsat
bilerek her an bir yetkili çıkıp
"şükretmemizi"
isteyebilir...

Hayır! Artık bu yalanlarınıza
kanacak kimse kalmadı.Yeterince teşhir oldunuz. Halk sizin
söylediklerinizin arkasında ne yattığını biliyor. Siz
"normaldir" dedikçe halk size normalin ne
olduğunu göstermek için kinle ve  nefretle doluyor ama sizler bunu
göremiyorsunuz. Tıpkı "Gecekondulardan gelip, boğazımızı
kesecekler"
derken korktuğunuz gibi; bu korku da sizleri yiyip
bitirecek. Halkın adaleti er yada geç tecelli edecek, kör kuyularda
kaybettiğiniz canların hesabı sorulacak.

Bizler Devrimci Mücadelede
Mühendis Mimarlar olarak halktan yana olmaya, AKP ve emperyalizmin tüm
işbirlikçilerinin yalanlarını halka teşhir etmeye devam edeceğiz. Tüm
mühendis, mimar ve plancıları bu halk düşmanlarına karşı
örgütlenmeye ve sahip olduğumuz mesleki/teknik bilgi ve birikimi halkın
yararına kullanmaya çağırıyoruz..

align="center">MÜHENDİSİZ MİMARIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ
!

  DEVRİMCİ MÜCADELEDE MÜHENDİS
MİMARLAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder