İnsanları Yakarak
Öldürmek / Gönül İlhan (Bianet)
8 Temmuz 1969'da Kayseri'de Alemdar
Sineması'nda TÖS Genel Kurulu için toplanan öğretmenlere tekbir
getirerek saldırıya geçti taşlı sopalı karanlık
adamlar...
src="http://www.bianet.org/resim/olcekle/38264/260/358" style="float: right;"
/>7 Temmuz 1969'da Kayseri'de yapılan TÖS (Türkiye Öğretmenler
Sendikası) genel kurulu için sekiz yüz öğretmen bir araya geldi.
Patlama sesleri duyuldu karanlıkta.
İki
cami ve imam hatip okulu bombalanmıştı. "Öğretmenler
bombalamış" söylentisi hızla yayıldı kente.
yüreği zengin bir adam dayanışmanın güzelliğinden ve çocukların
eğitiminden söz ediyordu, Alemdar Sineması'nda toplanan
öğretmenlere.
Tekbir getirerek
saldırıya geçen taşlı sopalı karanlık adamlar tarafından benzin
dökülerek yakılmak istendiler.
Sinemanın tutuşan perdelerini çekip indiren kadın öğretmenin
ellerindeki yanıklar hiç çıkmadı görenlerin aklından. Kadın kahraman
kıtlığından söz ederken tarih, onun adını öğrenmeden unuttu
toplumsal belleğimiz.
Amaçlarına
ulaşamayan yobazlar, ilerici kişilere ait işyerlerini, dükkanları,
kitabevlerini, öğretmenler lokalini yağmalayıp tahrip ettiler.
Mehmet Ateşoğlu, Milliyet gazetesinin manşetinde şu
sözleriyle yer aldı: "Moskof uşaklarını köpek gibi
geberteceğiz."
Saldırganların o
gün, çırılçıplak soyarak kentin işlek caddelerinde faytonla
dolaştırdığı kadının kirpiklerinden akarak büyüyen kaç çocuk
olduğu istatistiklere geçmedi.
"Bana bunu yapmayın abiler!!!" yakarışı kulaklara
erişmedi.
Yitip gitti kederli
çığlıkları gazete sayfalarında.
Hiç
olmamış gibi oldu. Her şey.
Babası
yakılmak istenen bir çocuk olarak tanıklık ettiğim o günden sonra,
ana-babası yakılmak istenen çocuklar çağının karanlığı hiç
dağılmadı ortalıktan.
Vicdanı
aşamaz zaman
2 Temmuz 1993 oldu
Sivas'ta zaman. Pir Sultan Abdal'ı anma
etkinliklerinde, Madımak Oteli'ni ateşe verdi aynı karanlık adamlar.
Şair insan. Yazar insan. Aydın insan. Müzisyen insan. Otuz dört
"insan" insan. Otelin koridorlarında. Merdiven basamaklarında.
Yanarak. Dumandan boğularak. Öldü. Öldürüldü.
Bir otel çalışanı ve iki saldırganın da öldüğü yangın
sonrası, otelin dışındaki vatandaşlarına bir şey olmadığına
sevindiğini söyledi dönemin Başbakanı Tansu
Çiller.
Muhalefet lideri
Mesut Yılmaz; "Olayı bu kadar büyütmek yanlış;
bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi" derken, "Halkla
güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyin" talimatını verdi,
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel.
Hızla aktı yıllar.
Utanç
müzesi değil, kebap salonu açıldı, onca güzel insanın
öldürüldüğü yere.
Vicdanı aşamaz
zaman, diye bir gerçeklikten söz edilmedi duruşmalarda.
aşımında' gözden yitip gitti insan yakanlar.
Olmamış gibi oldu. Yine. Her şey.
Yakmaların ardı arkası kesilmedi
19 Aralık 2000'de Bayrampaşa Cezaevi'nde, pencerelerdeki
demir parmaklıkların bile eridiği koğuşlarda, on iki insan yanarak
öldü. Öldürüldü.
O dönemin
başbakanı Bülent Ecevit, operasyonu çok başarılı
bulduğunu söyleyip, ''bu teröristler artık devletle başa
çıkamayacaklarını anlamış olmalılar'' dedi.
zamanaşımından düştü.
O tarihte
Bayrampaşa Cezaevi'nde uzman jandarma çavuş olarak görevli olan
Altan Sabsız, Van 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde verdiği ifadesinde; "Mahiyetini bilmediği değişik
gaz bombalarıyla müdahale edildiğini, yanan koğuşta teslim olmak
isteyenlerin dışarı çıkarılmadığını, yangına müdahale
edilmediğini, yanan tutukluların üzerine yanıcı madde sürülmüş
battaniye atıldığını" söyledi...
9 Ekim 2011'de, İstanbul Sultangazi'de, pencereleri demir
parmaklıklı, kapısı dışarıdan kilitli gecekonduda çıkan yangında
yedi göçmen öldü...
30 Aralık
2005'te, Bursa'da sağlıksız iş koşullarında çalışan, 15
yaşındaki Ayşe, 21 yaşındaki Gülden, 18 yaşındaki Sadife, 27
yaşındaki Necla ve üç aylık hamile 32 yaşındaki Sevgi yanarak
öldü...
16 Eylül 2011'de,
Van'dan İstanbul'a doğru yola çıkan cezaevi aracında kelepçeli
ve kilitli olan Medeni Demir, Akif Karabalı, İsmet Evin, Sinan Aşka ve
Abdulsettar Ölmez isimli tutuklu ve hükümlüler diri diri yanarak
öldü...
18 Kasım2011'de,
Van'ın Karpuzalan Köyü'nde, depreminin ardından kurulan çadırda
soba nedeniyle çıkan yangında 12 yaşındaki Bahar
Tolukan ve altı yaşındaki İsmail Tolukan
hayatını yitirdi...
11 Mart
2012'de İstanbul Esenyurt'ta 220 milyon euro'luk alışveriş
merkezinin inşaatında kurulu üç çadırda çıkan yangın sonrası
düzenlenen TMMOB raporunda, "Yanan on bir işçinin kâr hırsının ve
denetimsizliğin kurbanı" olduğu belirtildi ve "iş
cinayeti" denildi...
18 Haziran
2012'de, 300 kişilik kapasitesi olmasına rağmen 1000'in üzerinde
tutuklu ve hükümlünün barındığı Şanlıurfa Cezaevi'nde çıkan
yangında 13 insan öldü...
Adalet
Bakanı Sadullah Ergin alınacak önlemlerle ilgili olarak,
önümüzdeki yıllarda toplam kapasitesi 108 bin 935 olan 196 yeni cezaevi
açmayı planladıklarını söyledi.
İki yakası bir araya gelmiyor zamanın
Hiçbir soru kendi yanıtını bulmuyor yaşadığımız çağda.
Bütün doğru sorulara yanlış yanıtlar sıralanıyor.
süren duruşmalar sonrasında zamanaşımından yararlanıp, elini kolunu
sallayarak aramızda dolaşıyor.
Kitapların, ormanların, köylerin, insanların yakıldığına
tanık olduğumuz memleketimizde, geçmişi hatırlayıp bugünü unutmaktan,
iki yakası bir araya gelmiyor zamanın.
* Fakir Baykurt TÖS Genel Başkanı
style="text-align: justify;">Kaynak:Bianet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder