CANSEL MALATYALI: 145
GÜNLÜK İMO'YA KARŞI HAK ARAMA MÜCADELEM
ÜZERİNE...
style="color:#ff0000;">145 GÜNLÜK İMO'YA KARŞI HAK ARAMA
MÜCADELEM ÜZERİNE...
MÜCADELEM ÜZERİNE...
style="height: 707px; width: 500px; " />
4,5 yıl
boyunca büyük bir özveriyle çalıştığım işimden; keyfi nedenlerle ve
3 kez uydurma bahanelerle savunmam alınarak işten çıkarıldım. 145
gündür İnşaat Mühendisleri Odası önünde oturma eylemi yapıyorum.
İMO yönetiminin eylemime kayıtsız kalması nedeniyle oturma eylemimi
geceli gündüzlü çadır eylemine çevirdim. O günden bu yana aralıksız
kar kış güneş sıcak demeden direnişime devam
ediyorum.
boyunca büyük bir özveriyle çalıştığım işimden; keyfi nedenlerle ve
3 kez uydurma bahanelerle savunmam alınarak işten çıkarıldım. 145
gündür İnşaat Mühendisleri Odası önünde oturma eylemi yapıyorum.
İMO yönetiminin eylemime kayıtsız kalması nedeniyle oturma eylemimi
geceli gündüzlü çadır eylemine çevirdim. O günden bu yana aralıksız
kar kış güneş sıcak demeden direnişime devam
ediyorum.
Sizlere 20 Şubat 2012'den bu yana
yaşadıklarımı anlatmak istiyorum.
yaşadıklarımı anlatmak istiyorum.
31 Ocak
tarihinde elime tutuşturulan bir kağıt parçasından
“Performans Yetersizliği” bahanesiyle işimden
çıkarıldığımı öğrendim. İşten çıkarılmamın ardından Sendikam
Tez-Koop-İş ile görüştüm. Öncelikle işten çıkarıldığım yerin
demokratik kitle örgütü olması nedeniyle sorunu diyalogla çözme yoluna
gittik ancak bu yolu İMO yönetimi “Artık barış yolu
kapanmıştır..” diyerek tıkamaya çalıştı. Bunun
üzerine işe geri alınma davası açıldı ve ben işten çıkarılmamın
20 gün sonrasında oturma eylemine
başladım.
tarihinde elime tutuşturulan bir kağıt parçasından
“Performans Yetersizliği” bahanesiyle işimden
çıkarıldığımı öğrendim. İşten çıkarılmamın ardından Sendikam
Tez-Koop-İş ile görüştüm. Öncelikle işten çıkarıldığım yerin
demokratik kitle örgütü olması nedeniyle sorunu diyalogla çözme yoluna
gittik ancak bu yolu İMO yönetimi “Artık barış yolu
kapanmıştır..” diyerek tıkamaya çalıştı. Bunun
üzerine işe geri alınma davası açıldı ve ben işten çıkarılmamın
20 gün sonrasında oturma eylemine
başladım.
Başlangıçtan bu yana birçok
sendikadan sivil toplum kuruluşundan siyasetlerden ve öğrencilerden
direnişime destek geldi. Zaman zaman yanımda olanların bazıları
arkalarını dönüp gittiler zaman zaman direniş mevziim dostlarla doldu
taştı.
sendikadan sivil toplum kuruluşundan siyasetlerden ve öğrencilerden
direnişime destek geldi. Zaman zaman yanımda olanların bazıları
arkalarını dönüp gittiler zaman zaman direniş mevziim dostlarla doldu
taştı.
İMO, direnişin 10. gününde yaptığı
açıklamada; benim başka kurumlardan yapılan iş önerilerini geri
çevirdiğimi ve “çamur at izi kalsın”
anlayışıyla davrandığımı iddia etti. Bu kara propagandaya sessiz
kalmayan sendikam Tez-Koop-İş'in 2 No’lu şube başkanı bir gün
sonra yaptığı açıklamada “sözü geçen İMO dışından
gelen iş teklifinin reddedildiği doğru değildir” diyerek
İMO’yu yalanladı ve çağırıldıkları Makine Mühendisleri
Odası'ndaki görüşmede iş teklifi bir yana direnişi bırakmaya ikna
edilmeye çalıştıklarını açıkladı. Sendikanın iş sözleşmesi
imzalayalım ondan sonra direnişi sonlandırabiliriz talebine ise sözde
"çözüm" için orada olanlardan “red” yanıtı
geldi.
açıklamada; benim başka kurumlardan yapılan iş önerilerini geri
çevirdiğimi ve “çamur at izi kalsın”
anlayışıyla davrandığımı iddia etti. Bu kara propagandaya sessiz
kalmayan sendikam Tez-Koop-İş'in 2 No’lu şube başkanı bir gün
sonra yaptığı açıklamada “sözü geçen İMO dışından
gelen iş teklifinin reddedildiği doğru değildir” diyerek
İMO’yu yalanladı ve çağırıldıkları Makine Mühendisleri
Odası'ndaki görüşmede iş teklifi bir yana direnişi bırakmaya ikna
edilmeye çalıştıklarını açıkladı. Sendikanın iş sözleşmesi
imzalayalım ondan sonra direnişi sonlandırabiliriz talebine ise sözde
"çözüm" için orada olanlardan “red” yanıtı
geldi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar
Günü'nde beni işten çıkaranlar benim dışımdaki kadınların
haklarını “savunmak” için alanlara giderken ben İMO önünde
kara kışta oturma eylemime devam ediyordum.
Günü'nde beni işten çıkaranlar benim dışımdaki kadınların
haklarını “savunmak” için alanlara giderken ben İMO önünde
kara kışta oturma eylemime devam ediyordum.
İMO
yönetiminin kayıtsız tavrının devam etmesi üzerine 58.günde
direnişimi bir üst boyuta taşıdım ve çadırımı kurarak gece gündüz
oturma eylemime devam ettim. Ancak bu durum bir takım çıkar ilişkilerini
rahatsız etti. İMO yönetiminden bir kişi arabasını bizim üzerimize
sürdürtmeye bana destek olan dostlarıma sopalarla saldırmaya dahi
kalkışarak acizliğini bir kez daha sergiledi. Bunun yanı sıra direnişin
60. gününe kadar 3 kez İMO önünde kitlesel basın açıklaması yapan,
her açıklamada direnişin haklılığını ve meşruluğunu vurgulayan,
beni işe geri alınana kadar destekleyeceğini ve yılmayacağını
söyleyen Tez-Koop-İş Sendikası: İMO, MMO ve EMO genel merkez
yöneticilerinin çağırdığı bir toplantıda ikna edilip(!) direnişi
bıraktı. Tez-Koop-İş genel sekreteri ve örgütlenme sekreteri toplantı
sonrasında bana: açılan işe iade davasının 2 sene süreceğini,
yöneticilerin işe geri almayacağını, boşuna oturmamam
gerektiğini, davayı geri çekip çadırı kaldırmam halinde mahkemeden
alacağım tazminatı İMO yöneticilerinden temin edebileceklerini
söyleyerek kuyunun dibinin olmadığını gösterdiler. Sendikanın
direnişi bırakmasının ardından Tez-Koop-İş önlüğümü çıkartıp
direnişime devam ettim.
yönetiminin kayıtsız tavrının devam etmesi üzerine 58.günde
direnişimi bir üst boyuta taşıdım ve çadırımı kurarak gece gündüz
oturma eylemime devam ettim. Ancak bu durum bir takım çıkar ilişkilerini
rahatsız etti. İMO yönetiminden bir kişi arabasını bizim üzerimize
sürdürtmeye bana destek olan dostlarıma sopalarla saldırmaya dahi
kalkışarak acizliğini bir kez daha sergiledi. Bunun yanı sıra direnişin
60. gününe kadar 3 kez İMO önünde kitlesel basın açıklaması yapan,
her açıklamada direnişin haklılığını ve meşruluğunu vurgulayan,
beni işe geri alınana kadar destekleyeceğini ve yılmayacağını
söyleyen Tez-Koop-İş Sendikası: İMO, MMO ve EMO genel merkez
yöneticilerinin çağırdığı bir toplantıda ikna edilip(!) direnişi
bıraktı. Tez-Koop-İş genel sekreteri ve örgütlenme sekreteri toplantı
sonrasında bana: açılan işe iade davasının 2 sene süreceğini,
yöneticilerin işe geri almayacağını, boşuna oturmamam
gerektiğini, davayı geri çekip çadırı kaldırmam halinde mahkemeden
alacağım tazminatı İMO yöneticilerinden temin edebileceklerini
söyleyerek kuyunun dibinin olmadığını gösterdiler. Sendikanın
direnişi bırakmasının ardından Tez-Koop-İş önlüğümü çıkartıp
direnişime devam ettim.
İMO Genel Kurul'u
yaklaşırken direnişi bitirmemle ilgili baskılar giderek arttı. Genel
Kurul öncesinde beni destekleyen dostlarımla beraber 4 günde 3 kez
işkenceyle gözaltına alındık. Her seferinde çadırıma el konuldu.
Ancak yılmadık ve tekrar tekrar bazen bir parça naylon ve dört adet
sopayla da olsa çadırımızı yeniden oluşturduk.Benimle beraber
gözaltına alınan devrimcilerden İvme Dergisi Yayın Kurulu Üyesi
İnşaat Mühendisi Barış ÖNAL sonrasında beni desteklemenin de içinde
olduğu bazı suçlardan(!)
tutuklandı.
yaklaşırken direnişi bitirmemle ilgili baskılar giderek arttı. Genel
Kurul öncesinde beni destekleyen dostlarımla beraber 4 günde 3 kez
işkenceyle gözaltına alındık. Her seferinde çadırıma el konuldu.
Ancak yılmadık ve tekrar tekrar bazen bir parça naylon ve dört adet
sopayla da olsa çadırımızı yeniden oluşturduk.Benimle beraber
gözaltına alınan devrimcilerden İvme Dergisi Yayın Kurulu Üyesi
İnşaat Mühendisi Barış ÖNAL sonrasında beni desteklemenin de içinde
olduğu bazı suçlardan(!)
tutuklandı.
Direnişimin 69. gününe denk gelen
İMO Genel Kurulu'nda “2 günlük uyarı açlık
grevi”yaptım. Bana; ailem, dostlarım ve direnişi sahiplenen 70
kişi, katıldığı “1 günlük destek açlık grevi” ile
Maltepe Belediyesi taşeron işçileri ise genel kurul salonunda pankart
açıp slogan atarak destek oldular.
İMO Genel Kurulu'nda “2 günlük uyarı açlık
grevi”yaptım. Bana; ailem, dostlarım ve direnişi sahiplenen 70
kişi, katıldığı “1 günlük destek açlık grevi” ile
Maltepe Belediyesi taşeron işçileri ise genel kurul salonunda pankart
açıp slogan atarak destek oldular.
Günlerden 1
Mayıs geldi. Gün İşçinin Emekçinin mücadele günüydü ancak bu sefer
beni işten atanlar direnişimi yarı yolda bırakanlar alanlara çıkarken
ben İMO önünde bekleyemezdim. Tüm fiziki engellemelere rağmen kürsüye
çıktım ve sesimi duyurdum.
Mayıs geldi. Gün İşçinin Emekçinin mücadele günüydü ancak bu sefer
beni işten atanlar direnişimi yarı yolda bırakanlar alanlara çıkarken
ben İMO önünde bekleyemezdim. Tüm fiziki engellemelere rağmen kürsüye
çıktım ve sesimi duyurdum.
Direnişimin 100.
gününde Yüksel caddesinden başlattığımız yürüyüşte 100 kişilik
bir katılımla Necatibey caddesini trafiğe kapatarak İMO önünde
sonlandırdık. Ancak İMO yönetimi tüm bu eylemlere basın
açıklamalarına açlık grevlerine gazete televizyon ve internette çıkan
haberlere aldırış etmeden 3 maymunu oynamaya devam
etti.
gününde Yüksel caddesinden başlattığımız yürüyüşte 100 kişilik
bir katılımla Necatibey caddesini trafiğe kapatarak İMO önünde
sonlandırdık. Ancak İMO yönetimi tüm bu eylemlere basın
açıklamalarına açlık grevlerine gazete televizyon ve internette çıkan
haberlere aldırış etmeden 3 maymunu oynamaya devam
etti.
TMMOB genel kurulundan 3 gün önce İMO
genel merkezinin yeni yönetim kuruluna oluşturduğumuz bir heyetle
direnişim hakkında ve çözüme dair ne düşündüklerini sorduk. Bize
TMMOB genel Kurulu'ndan sonra bu işi halledeceklerini
söylediler.
genel merkezinin yeni yönetim kuruluna oluşturduğumuz bir heyetle
direnişim hakkında ve çözüme dair ne düşündüklerini sorduk. Bize
TMMOB genel Kurulu'ndan sonra bu işi halledeceklerini
söylediler.
Tarihler 3 Haziran'ı
gösteriyordu; Bu sefer İMO'nun da bağlı olduğu TMMOB Genel
Kurul'u vardı. Burada masa açarak durumumu TMMOB üyelerine anlattım.
Genel Kurul sonuna kadar salon dışında bildiri dağıtmakla ve üyelerle
konuşmakla yetindim. Ancak genel kurulun sonunda dilek ve temenniler
kısmında bir üyenin benimle ilgili sorularına cevap vermek için
kürsüye çıkan Taner Yüzgeç “bu durumun birçok emek
örgütünde, siyasi partide veya kurumda yaşanabileceğini” ve
“Sorunun kaynağının Cansel Malatyalı olduğunu” dile
getirmesi üzerine söz hakkımı kullanmak istedim. Ancak
antidemokratiklikte birbirleriyle yarışan çeşitli oda yöneticileri
kaçışı divan başkanıyla bir olarak; “Emek Örgütü”
olduğunu iddia eden TMMOB genel kurulunda bir emekçiyi “Söz
Hakkı” doğmuş olmasına rağmen konuşturmamakta ve genel kurulu
bitirmekte buldular.
gösteriyordu; Bu sefer İMO'nun da bağlı olduğu TMMOB Genel
Kurul'u vardı. Burada masa açarak durumumu TMMOB üyelerine anlattım.
Genel Kurul sonuna kadar salon dışında bildiri dağıtmakla ve üyelerle
konuşmakla yetindim. Ancak genel kurulun sonunda dilek ve temenniler
kısmında bir üyenin benimle ilgili sorularına cevap vermek için
kürsüye çıkan Taner Yüzgeç “bu durumun birçok emek
örgütünde, siyasi partide veya kurumda yaşanabileceğini” ve
“Sorunun kaynağının Cansel Malatyalı olduğunu” dile
getirmesi üzerine söz hakkımı kullanmak istedim. Ancak
antidemokratiklikte birbirleriyle yarışan çeşitli oda yöneticileri
kaçışı divan başkanıyla bir olarak; “Emek Örgütü”
olduğunu iddia eden TMMOB genel kurulunda bir emekçiyi “Söz
Hakkı” doğmuş olmasına rağmen konuşturmamakta ve genel kurulu
bitirmekte buldular.
Çözüm için 4
Haziran'da İMO yönetimi ile görüşüldü. Benim artık İMO’ da
çalışmamın mümkün olmadığını, ancak bu sorunu kendilerinin
çözeceğini söylediler ve çözümüne dair çeşitli önerilerde
bulundular. İMO dışında bir yerde iş bulabileceklerini (Belediye) ifade
ettiler. Ben de İMO yönetimini bu önerisini kabul ettim. Ancak şu ana
kadar İMO yönetiminden bir dönüş
olmadı.
Haziran'da İMO yönetimi ile görüşüldü. Benim artık İMO’ da
çalışmamın mümkün olmadığını, ancak bu sorunu kendilerinin
çözeceğini söylediler ve çözümüne dair çeşitli önerilerde
bulundular. İMO dışında bir yerde iş bulabileceklerini (Belediye) ifade
ettiler. Ben de İMO yönetimini bu önerisini kabul ettim. Ancak şu ana
kadar İMO yönetiminden bir dönüş
olmadı.
20 Şubat'tan bu yana
başımdan geçenlerin, benim söylediklerimin ve bana söylenenlerin kısa
bir özeti bu şekilde
gerçekleşti.
başımdan geçenlerin, benim söylediklerimin ve bana söylenenlerin kısa
bir özeti bu şekilde
gerçekleşti.
Benim böyle bir niyetim
olmasa da yaşananların İMO’ya zarar verdiği ortadadır. Emekten ve
halktan yana olduğunu söyleyen bir örgüte; çalışanlarına mobbing
uygulayan, keyfi olarak işten çıkartan, hakkını arayan direnişçilerin
üzerine arabasını süren, kapısı önünde direnen bir işçiye sürekli
polisin müdahale ettiği bir yer olarak bakılması kabul edilebilir
mi?
olmasa da yaşananların İMO’ya zarar verdiği ortadadır. Emekten ve
halktan yana olduğunu söyleyen bir örgüte; çalışanlarına mobbing
uygulayan, keyfi olarak işten çıkartan, hakkını arayan direnişçilerin
üzerine arabasını süren, kapısı önünde direnen bir işçiye sürekli
polisin müdahale ettiği bir yer olarak bakılması kabul edilebilir
mi?
Hakkını arayan bir emekçi
üzerine kara propaganda yapmak, çözüme dair şu ana kadar bir şey
yapmamak Demokratik Kitle Örgütünün yapısına ve özüne uygun
değildir.
üzerine kara propaganda yapmak, çözüme dair şu ana kadar bir şey
yapmamak Demokratik Kitle Örgütünün yapısına ve özüne uygun
değildir.
Ben oturma eylemine
başladığımdan beri İMO'ya/demokratik kurumlara zarar gelmemesi için
fazlasıyla uğraş verdim.
başladığımdan beri İMO'ya/demokratik kurumlara zarar gelmemesi için
fazlasıyla uğraş verdim.
Benim talebim
“beni haksız yere işten çıkaranların, çözüm için
kendilerinin önerdiği iş olanağını sağlamalarıdır”.
Bu sorunu yarattıkları gibi çözmesi gereken de onlardır.
Ben,İMO yönetimi bana İMO'da çalışırken sahip olduğum
haklara eşdeğer bir başka işi kendileri bulana ve bu 145 günlük
direnişime ve haklı mücadeleme aylarca sürse dahi devam
edeceğim. Bu durum artık son raddeye gelmiştir. Eğer İMO
yönetimi verdiği sözleri gerçekleştirmezse, olacaklardan kendileri
sorumlu olacaktır.
“beni haksız yere işten çıkaranların, çözüm için
kendilerinin önerdiği iş olanağını sağlamalarıdır”.
Bu sorunu yarattıkları gibi çözmesi gereken de onlardır.
Ben,İMO yönetimi bana İMO'da çalışırken sahip olduğum
haklara eşdeğer bir başka işi kendileri bulana ve bu 145 günlük
direnişime ve haklı mücadeleme aylarca sürse dahi devam
edeceğim. Bu durum artık son raddeye gelmiştir. Eğer İMO
yönetimi verdiği sözleri gerçekleştirmezse, olacaklardan kendileri
sorumlu olacaktır.
Son olarak İMO'nun kendi
kullandığı bir slogandan hareketle ürettiğimiz bir sözü kullanarak
noktalamak istiyorum:
kullandığı bir slogandan hareketle ürettiğimiz bir sözü kullanarak
noktalamak istiyorum:
“Bir Sabah
Uyandığınızda,
Uyandığınızda,
İMO İşinize
El Koymuşsa;
El Koymuşsa;
Bu Bir
Afettir.
Afettir.
Her Türlü Direnme
Hakkı Serbesttir!”
Hakkı Serbesttir!”
Ben bu direnme
hakkımı kullanacağım ve bunun gereklerini sonuna kadar
yapacağım...
hakkımı kullanacağım ve bunun gereklerini sonuna kadar
yapacağım...
Cansel MALATYALI
style="font-size:18px;">İŞÇİYİZ HAKLIYIZ
KAZANACAĞIZ!
KAZANACAĞIZ!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder