Bayrampaşa Davası'nda son
durum: Savcı yargılanacak!
style="font-size:18px;">12 tutuklunun öldürüldüğü 'Tufan'
operasyonu savcısı, 'üst rütbeli askerleri kayırmak', 'bilgi
paylaşmayanlar hakkında işlem yapmamak', 'hiçbir şüphelinin
doğrudan ifadesini almamak', 'operasyonu gerçekleştiren personelin
isim listesini tespit etmemek'le suçlanıyor.
alt="" src="http://i.radikal.com.tr/480x325/2012/12/29/fft64_mf1264803.Jpeg"
style="width: 478px; height: 322px;" />
Bayrampaşa
Cezaevi’nde gerçekleştirilen 2000 yılında yapılan
‘Tufan’ operasyonunda, 10 yıl boyunca soruşturma yürütüp
yalnızca 39 ere dava açan dönemin Eyüp Savcısı Ali İhsan
Demirel’e, HSYK’nın izniyle ‘görevi kötüye
kullanmak’ suçundan dava açıldı.
HSYK müfettişlerinin
soruşturma raporunda, Demirel’in özellikle üst rütbeli askerleri
kayırarak soruşturma dışı bıraktığını, evrak ve bilgi
paylaşmayanlar hakkında işlem yapmadığını, hiçbir şüphelinin
doğrudan ifadesini almadığını, katliama dair kitap yazmış
yüzbaşıyı dahi dinlemediğini, operasyonu gerçekleştiren Ankara
Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’na bağlı personelin
isim listesini tespit için çaba göstermediğini savundu. “Görevimi
yaptım” diyen Savcı Demirel’in Bayrampaşa Cezaevi’nde
uygulamaya konan ‘Tufan Planı dosyaya girdikten sonra bile harekete
geçmediğini kaydeden müfettişler, “Suç işleyen kişiyi cezasız
bırakma gibi bir takdir hakkı, delilleri yok sayma gibi bir lüksü
bulunmayan bir savcının etkin soruşturma yürütmeyerek operasyonda görev
alan ve özellikle rütbeli bazı kişileri soruşturmadan vareste tutmaya
çalıştığı kanısına varılmıştır” denildi. Halen
İstanbul’da cumhuriyet savcısı görevini sürdüren Demirel’in
davası, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nde görülecek.
/>Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 tutuklunun ölümü ve 70’i aşkın
tutuklunun da yaralanmasıyla biten ‘Hayata Dönüş’
operasyonuna ilişkin soruşturmayı yürüten eski Eyüp Savcısı Ali
İhsan Demirel hakkında, avukatların şikayeti üzerine HSYK 3. Dairesi 30
Kasım 2011’de soruşturma izni verdi. İzin doğrultusunda HSYK
müfettişinin hazırladığı raporda, şu suçlamalara yer verildi:
/>
ÜST RÜTBELİLERİ KAYIRDI
*
Soruşturmanın sürdüğü 11 yılı aşkın sürece operasyona katılan
askeri personelin kimlik bilgilerinin tespiti hususunda ilgili makamlara
yazılan müzekkerelere cevap vermeyen ve olumsuz cevap bildiren, istenilen
bilgi ve belgeleri göndermeyen sorumlular hakkında takibat başlatmadı.
/>* İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nın Bakırköy 13. Ağır
Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği ‘Tufan’ isimli Bayrampaşa
Cezaevi Planı’nı soruşturma sürecinde temin etmeyerek
soruşturmanın uzamasına sebebiyet verdi.
* Bir kısım kamu
görevlisini korudu. Örneğin, haklarında şikayette bulunulan kamu
görevlilerinin savunma ve beyanlarına başvurmadı.
* Operasyon
tutanağını imzalamaktan imtina eden ve haklarında şikayette de bulunulan
İstanbul Savcısı ve cezaevi savcısının tanık olarak dahi bilgilerine
başvurmadı. İmzadan itina gerekçeleri ile bilgi ve görgülerinin tespiti
hususunda gayret sarf etmedi.
* Ölüm ve yaralamanın meydana geldiği
C Blok’ta konuşlandırılan Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş
Komutanlığına ait personelin kimliği ve eylemlerinin tespiti konusunda
yeterli hassasiyet göstermedi. Bir kısmının ön soruşturma sırasında
alınan beyanlarına itibar ederek kovuşturmaya yer olmadığına karar
verdi.
* 38 askerin ön incelemedeki ifadeleri ile yetindi. Emir komuta
zincirinin tespiti ve kimden hangi emri aldıklarına, ölüm ve yaralamalara
kimlerin sebebiyet verdiğine dair savunmalarına başvurmadı. Jandarma
komutanlıklarına müzekkere yazarak, müdahalede görev alanların isim
listesinin gönderilmesini istemekle yetindi.
* Operasyonda görevli
askerlerin savunmalarını bizzat tespit etmediği gibi ön soruşturmacı
rütbeli askerlerce alınan beyanlarla yetindi. Bir kısım kamu
görevlisinin ise ön soruşturmada dahi savunma ve beyanlarına
bavşurumadı, dinlenmeleri konusunda çaba göstermedi.
* Asker
şüpheliler hakkındaki soruşturmada yine askerler tarafından alınan
ifadelere itimat ederek fezleke tanzim etti veya koğuşturmaya yer
olmadığına dair karar verdi.
/>‘TUFAN’DAN SONRA İŞLEM YAPILMADI
/>Müfettişler bu tespitlerin ardından Savcı Demirel hakkında soruşturma
izni verilmesini istedi. Demirel, 10 sayfalık savunmasında, suçlamaları
reddederek, “Ben görevimi yerine getirdiğim halde görevlilerin isim
listesiyle ilgili ayrıntılı bir resmi bilgi elde edilemedi. İlgili
yazıları gönderdim. Benim kamu görevlilerini korumam için bir sebep
yok” dedi.
Savunmaya karşın müfettişler, 5 Nisan 2012’de
sundukları raporda, Savcı Demirel’in savunmasını yeterli görmedi.
Raporda, “Sanıkların tespit edilerek soruşturmanın tamamlanması
konusunda ciddi bir gayretin gösterilmediği açıktır. Savcının,
yazdığı müzekkereye cevap verilmediği yönündeki savunmaları, Tufan
olarak isimlendirilen operasyon planının soruşturma dosyasına girmesinden
sonra görevliler hakkında bir işleme tevessül etmemesi karşısında bir
anlam ifade etmemektedir” denildi. Demirel’in katliam hakkında
kitap yazan emekli Yüzbaşı Zeki Bingöl’ün dahi ifadesini
almadığını kaydeden müfettişler, “Suç işleyen kişiyi cezasız
bırakma gibi bir takdir hakkı, dosyada toplanan delileri yok sayma gibi bir
lüksü bulunmayan bir savcının etkin bir soruşturma yürütmeyerek
operasyonda görev alan ve özellikle rütbeli olan bazı kişileri
soruşturmadan vareste tutmaya çalıştığı, 10 yılı aşkın süredir
evrakı bu nedenle sonuçlandırmamasının koğuşturmayı gerektirir
olduğu kanısına varılmıştır” denildi.
HSYK 2. Dairesi,
rapor üzerine 2 Ekim 2010’da Savcı Demirel hakkında oy çokluğuyla
soruşturma izni verdi. Demirel hakkında 6 Aralık 2012’de
TCK’nın 257. maddesi gereğince, ‘görevi kötüye
kullanma’ iddiasıyla dava açıldı. Yargılama, Yargıtay 4. Ceza
Dairesi’nde yapılacak. Radikal ’in telefonla aradığı Savcı
Demirel, sekreteri aracılığıyla, “Uygun değilim, dosyaya dair
bilgi veremem” demekle yetindi.
Kaynak:
radikal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder