21 Mart 2011 Pazartesi

Che’nin Yolu, Sosyal Tıbbın ve Toplumcu Hekimliğin Yoludur / İlker Belek

Che'nin Yolu, Sosyal
Tıbbın ve Toplumcu Hekimliğin Yoludur / İlker Belek

class="makale-govde">

Bu uzun bir yoldur. Che, bu uzun yolun sonlarındaki özgün bir
kişidir. Hekim, komünist, devrimci olarak.

Sosyal tıp (halk sağlığı) biliminin ortaya çıkışı bir
isyandır. İsyan sınıf hareketiyle birliktedir. Zamanı 19.
yüzyılın başlarına rastlar. Zemin olarak 18. yüzyıl
aydınlanması, 1830 ve 1848 işçi sınıfı devrimleri, tam bu
sürecin göbeğine doğan İngiliz Chartist hareketi, 1871 Paris
Komünü, 1917 Ekim Devrimi, 1949 Çin ve 1959 Küba
devrimleri, Anadolu’ya baktığımızda 1920-23 Anadolu devrimi ve
1960’lı yılların sol-sosyalist kültürel-siyasal
atılımı: Bunlar tıbbın sosyalleşmesini sağlayan toplumsal
koşullardır.

Bu yola biraz dışarıdan, ama önemli katkılar da var:
Engels’in İngiltere’de İşçi Sınıfının Durumu eseri
ile Marks’ın Kapital’inin birinci cildinin önemli
bölümü işçi sınıfının çalışma ve yaşam
koşullarını net olarak tanımlayıp, radikal biçimde sorgular.
İkisi de tam olarak sosyal tıp yapıtıdırlar.

Sosyal tıp bilimi ve ilk toplumcu hekimler mevcut düzeni ve tıp
paradigmasını sorgulayarak, hekimliğin ve hekimlerin tedaviye odaklı,
muayenehanelerine kapanmış meslek tarzlarını reddederek yola koyuldular.
Bir yandan feodal ve kapitalist üretim ilişkilerine itiraz edildi,
öte yandan da tıbbın sağlığı korumaya, halka yönelmesi
gerektiği savunuldu. Devlet halk sağlığı için göreve
çağrıldı.

Modern tıp mücadeleyle kuruldu.

İlk sosyal tıpçılar mevcut geleneksel yapıdan gelen
klinisyenlerdi. İtirazın bedeli vardı. Ödediler.

Peter Frank (1745-1821) bir Alman hekimdi. Sosyal tıbbın kurucusu kabul
edilir. Dokuz ciltlik bir sosyal tıp kitabı yazdı. “Hastalıkların
nedeni yoksulluktur” dediği için hekimlikten
uzaklaştırıldı, saray tarafından aforoz edildi.

Edwin Chadwick (1800-1890) bir İngiliz mimardır. Londra’nın
kanalizasyon sistemini O çizdi ve inşa etti. Bütün
ömrünü yoksullar için parasız sağlık hizmeti
mücadelesine adadı. Chartist hareketin önde gelen isimlerindendir.
Toplumcu hekimliğin tarihsel gelişiminde ikinci sıradadır.

Rudolf Virchow (1821-1902) patoloji bilimin kurucularındandır.
Tıpçılar bilir: Kalp hastalıklarında tanımlayıcı bir patolojik
kriteri keşfedendir. Hekimlikte Reform adlı dergiyi egemen hekimlik
anlayışını sorgulamak için çıkarır. Hep, sağlığı
toplumsal faktörlerin bozduğunu savunur. 1848 işçi sınıfı
devrimleri sırasında barikatların üzerinde, sarayın askerlerine
karşı elde silah savaşandır.

Norman Bethune (1890-1939) Kanadalı bir hekimdir. Veremin cerrahi yollarla
tedavisinde özel teknikler geliştirmiştir. Askeri sağlık
hizmetlerinin örgütlenmesi amacıyla İspanya İç
Savaşı’nda faşist Franko’ya karşı savaşan
komünistlerin arasında ve yine aynı amaçla 2. Japon-Çin
savaşında, 1938 yılında Çin komünistlerinin yanında, Mao ile
birliktedir. 1939 yılında Çin’de görevi başında, tedavi
ettiği bir askerden kaptığı enfeksiyon nedeniyle ölür.

Nikolai Semashko (1874-1849) Lenin’in yoldaşı, Bolşevik hareketin
merkezi kadrosu, 1907’de İsviçre’de Uluslar Arası
Sosyalist Kongre’nin Parti delegesi, 1908’de Rus Sosyal Demokrat
İşçi Partisi Dış Büro’nun Paris temsilcisi, Sovyetler
Birliği’nin ilk sağlık bakanı, 1921-1949 arasında Moskova Devlet
Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Sosyal Tıp bölüm
başkanı, 1927-36 arasında Büyük Tıp Ansiklopedisi’nin
editörüdür. Bir toplumcu hekim, bilim insanı ve partili
komünisttir. Semashko Modeli olarak da bilinen sosyalist sağlık
sisteminin yaratıcısıdır.

Bunlar yolu açanlar. Anadolu’ya geçelim.

Refik Saydam (1881-1942) Kemalist kadronun merkezinde, Mustafa Kemal ile
Samsun’a çıkan birkaç kişiden birisi, yaşamını
bulaşıcı hastalık mücadelesine adamış bir hekim, tifüse
karşı geliştirdiği aşı bütün dünyada kullanılmış bir
araştırmacı, Cumhuriyet’in ilk ve en uzun süreli sağlık
bakanı ve Türkiye sağlık sistemini korumaya odaklayandır. Buraya
kadar Anadolu halk hareketinin öncü isimlerinden birisi olarak adı
anılmayı hak eder. Ancak aynı Saydam 1939-1942 arasındaki
başbakanlığında Türkiye’nin Hitler’in yanında 2.
Dünya Savaşı’na girmesi gerektiğini savunur, 1940’ların
faşist tırmanışında ve antikomünist histerisinde belirgin pay
sahibidir. Anadolu devrimi her bakımdan olduğu gibi Saydam’ın
özelinde de eksik ve yanlıştır. Cumhuriyet’in ilerici ve gerici
dönemselliğini Refik Saydam’ın kişiliğinde tam olarak saptamak
olanaklıdır.

Nusret Fişek (1914-1990) Türkiye’de halk sağlığı biliminin
kurucusudur. Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında
Kanun’un yazılmasında, kabul edilmesinde (1961), uygulanmasında
belirleyicidir. 1984-1988 arasında TTB başkanı, 1990’a kadar da
merkez konseyi üyesidir. 1980 sonrasında Erdal Eren’in idamına
karşı çıkan ve bu nedenle yargılanan TTB yönetiminin
başındadır. Dönem arkadaşı İhsan Doğramacı 1980 faşizminde
YÖK Başkanlığına getirilirken, O üniversiteden ayrılmak
zorunda bırakılır.

Nevzat Eren (1937-2000) halk sağlığı bilimimizin kurucularından, tam
çekirdekten yetişme bir halk sağlıkçı, en ücra
köşelerde çalışan sağlıkçıların dert ve
çözüm babası, hekim hareketinin her düzeyinin tam
emekçisi, bir bilge kişi, erenlerden Nevzat Eren’dir.
Türkiye’de halk sağlığı bilimini hekim hareketi ve emek
mücadelesiyle organik ilişkiye sokan ilk ve bunu en iyi başaran halk
sağlıkçısıdır. Hekim hareketinde bilimci bir militan ve akademide
sonuna kadar halkçıdır. YÖK düzeninin akademik
ilerlemesini durdurması cv’sindeki onurdur.

Listeyi daha uzatabilirim.

Bu sosyal tıbbın ve hekimliğin yoludur. Her zaman ezenlerin,
aristokrasinin, burjuvazinin, sermaye sınıfının, emperyalizmin
karşısında; herkese parasız sağlık hizmeti, sağlık hakkı
için; ezilenlerin, köylülerin, işçi sınıfının
yanındadır bu yol. Dünya Bankası’ndan emir almaz, IMF’nin
koltuk altına girmez, rütbeye prim vermez, maddiyatla teslim alınmaz,
sağlığı parayla satmaz, doğrudan şaşmaz, sağlığı bozan toplumsal
ortamı düzeltmek için gözünü budaktan
sakınmaz.

Che (1928-1967) tam bu yolun yolcusudur. Yukarıdaki isimlerin
tümüyle aynı felsefeye sahiptir. Ülkesinin
gerçekliğini, sağlığı bozan toplumsal faktörleri, sağlıkla
toplumsal düzen arasındaki ilişkiyi tıp öğrencisiyken
çıktığı uzun bir yolculukta sezer-öğrenir. Wirchow nasıl
barikattaysa, Semashko nasıl parti militanıysa, Che de devrimci
komünisttir. Bu yol, sağlığı korumanın toplumsal düzeni
eşitlikçi kılmaktan geçtiğini görebilenlerin
yoludur.

Her toplumcu hekim devrimcidir. Devrimci olmayandan,
sömürüye karşı savaşmayandan sosyal tıpçı olmaz.
Halk için hekimlik, kesin, solculuk ve hatta sosyalistliktir.

O nedenle “Doktor Che’nin Yolundayız” yazan pankart
bilimsel ve sıradan bir gerçekliği dile getiriyor. Toplumcu hekimler
güzel insanlardır.

Saldıranlar yalnızca siyasi olarak değil, halk sağlığı perspektifi
açısından da karşı taraftadırlar.

Kaynak: sol.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder