<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7794>YÖK'süz, Bilimsel,
Demokratik, Parasız Eğitim İçin...</a></h1><p>
<style type="text/css">
#toc, .toc, .mw-warning { border: 1px solid rgb(170, 170, 170);
background-color: rgb(249, 249, 249); padding: 5px; font-size: 95%; }#toc h2,
.toc h2 { display: inline; border: medium none; padding: 0pt; font-size:
100%; font-weight: bold; }#toc #toctitle, .toc #toctitle, #toc .toctitle,
.toc .toctitle { text-align: center; }#toc ul, .toc ul { list-style-type:
none; list-style-image: none; margin-left: 0pt; padding-left: 0pt;
text-align: left; }#toc ul ul, .toc ul ul { margin: 0pt 0pt 0pt 2em; }#toc
.toctoggle, .toc .toctoggle { font-size: 94%; }body { font-size: 11pt;
font-family: 'Times New Roman'; }table { }td { border-collapse: collapse;
text-align: left; vertical-align: top; }p, h1, h2, h3, li { font-family:
'Times New Roman'; font-size: 11pt; margin-bottom: 10pt; }._normal {
}</style>
</p><div><p><span style="font-size: 10pt; font-family: 'Arial'; color:
rgb(33, 33, 33);">12 Eylül’le bi</span><span style="font-size: 10pt;
font-family: 'Arial'; color: rgb(33, 33, 33);">rlikte, 6 Kasım 1981
tarihinde 2547 sayılı “Yükseköğretim Kanunu” yayınlanarak
yürürlüğe girmiştir. YÖK’le birlikte, üniversiteler bilime ve
araştırmaya öncelik veren ve bilimi eksen alan kurumlar olma niteliğinden
çıkarılmıştır. Daha önce var olan nispi özerklik tamamıyla
kaldırılmıştır. Çok sayıda öğretim üye ve yardımcısı (4-5 bin
dolayında) ve öğrenci, 1402 Sayılı sıkıyönetim yasasıyla
üniversitelerden uzaklaştırılmıştır. Bu dönemde ABD’nin faşist
Şili’sinde 1973’ten beri uyguladığı yöntem ülkemizde de
uygulamaya sokulmuştur. Yöneticiler ve kurul üyeleri atamayla getirilmiş,
tüm çalışanlar güvenlik soruşturmalarından geçirilmiştir. Bu
dönemde tasfiye sonucu azalan öğretim üyesi sayısını çok göstermek,
YÖK sistemini ayakta tutmak için “yardımcı doçent” adıyla
yeni bir öğretim üyesi grubu “icat” edilmiştir.
“Asistanlık” kurumu kaldırılmış, yerine geçici süreyle,
mevsimlik tarım, orman işçisi gibi çalışan, iş güvencesi olmayan,
“araştırma görevlisi” adıyla bir öğretim yardımcısı
grubu getirilmiştir. Kitaplar yakılmış ve yasaklanmıştır. Üniversite
har(a)çları tekrar getirilmiş ve arttırılmıştır. Yumuşak
başlı, iyi huylu, uslu, sormayan, sorgulamayan, eleştirmeyen,
dayanışmayan, bencil, çıkarlarını hep ön planda tutan, kendine
öğretilenle yetinen, dünya ve ülke sorunlarına ilgisiz bir “12
Eylül gençliği” yaratmanın tüm kuralları yerine getirilmiştir ve
halen de uygulanmaktadır. Üniversite geleneği YÖK ile beraber yok
edilmiştir. Devlet kolluk güçleriyle öğrenciler abluka altına
alınmış, elini kaldırana soruşturma açılmıştır.</span></p><p
class="normal_(web) _normal" style="margin-bottom: 10.8pt; margin-top:
6pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: 'Arial'; color: rgb(33, 33,
33);">Eğtim Sen’in 2 Kasım 2011 tarihinde YÖK ile ilgili yapmış
olduğu açıklamada Bologna sürecine de değinmiştir. Bologna süreci,
1999’da ilan edilmiş 2010 yılında birinci evresi tamamlanmış bir
süreçtir. Bologna süreci, kapitalizmin yeni kârlı sektörler
arayışının, bu doğrultuda hizmet üretimi altında USAM, Teknokent,
piyasaya iş yapma, harçlar, ikinci öğretim, yaz okulları, tezsiz paralı
sertifika programları, yaşam boyu öğrenme, uzaktan eğitim ve yabancı
üniversitelerle ortak paralı eğitim programı gibi uygulamalarla öğrenci
ve mezunun müşterileştirildiği ve toplamda yükseköğretimin kârlı bir
sektöre dönüştürülmesi projesidir. Dolayısıyla emekçilere ve emeğe
karşı bir saldırıdır. Açıklamaya göre “Bologna süreci, mevcut
YÖK ve üniversite kurulları yerine mütevelli heyetlerini getirmekte, YÖK
ve rektörlerde merkezileşen yetkilerin mütevelli heyetleri üzerinden
artırılarak sürdürülmesi planlanmaktadır. YÖDEK, ADEK, Kalite
Güvencesi, Akreditasyon gibi düzenlemeler, denetleme ve değerlendirme
süreçlerini dışsallaştırmakta ve özel ajanslara bağlamaktadır.
Kaynak çeşitlemesi ticarileşmeyi, performans sistemi, esnek emeği ve
sömürüyü esas almakta, parasız eğitim ve iş güvencesi ortadan
kaldırılmaktadır.”</span></p><p class="normal_(web) _normal"
style="margin-bottom: 10.8pt; margin-top: 6pt;"><span style="font-size: 10pt;
font-family: 'Arial'; color: rgb(33, 33, 33);">Günümüzde de
üniversitelerde öğrencilerin okuldan uzaklaştırılması, hatta
atılması son derece yaygındır. Her gün gözaltı, teşhir, yıldırma
politikaları birçok üniversitede giderek hırçınlaşmaktadır.
Geçtiğimiz gün Çağdaş Hukukçular Derneği’nin yaptığı
açıklamaya göre şuan üniversitelerdeki uygulamaları karşı
çıktığı için 500’den fazla öğrenci hapishanelerde tutuklu
bulunmaktadır. Parasız eğitim talebinde bulunan üniversite öğrencileri
Ferhat ve Berna 19 ay tutuklu kalmışlardır. Yüzlerce öğrenci her gün
haklı taleplerinden dolayı işkencelerle gözaltına
alınmaktadır.</span></p><p class="normal_(web) _normal"
style="margin-bottom: 10.8pt; margin-top: 6pt;"><span style="font-size: 10pt;
font-family: 'Arial'; color: rgb(33, 33, 33);">Bugün ülke topraklarımız
NATO ve Amerika’nın bir üssü olarak, emperyalizmin Ortadoğu
halklarına saldırısı için kullanılmaktadır. Malatya-Kürecik’te
kurulacak olan füze kalkanı da bunun bir göstergesidir. Eğitime
ayrılması gereken milyarlar Ortadoğu halklarının katledilmesi için
harcanmaktadır.</span></p><p class="normal_(web) _normal"
style="margin-bottom: 10.8pt; margin-top: 6pt;"><span style="font-size: 10pt;
font-family: 'Arial'; color: rgb(33, 33, 33);">Bir yandan öğrenci
harçlarına %400’e varan zamlar yapılarak en yüksek harç miktarı
9000TL’ye kadar çıkarılırken, eğitim ücretini ödemek için
inşaat tepelerinden düşen öğrencilerin ölüm haberleri gelirken, bir
yandan da öğrenci burslarına ayrılması gereken paralar devlet
tarafından üniversite kapılarına, Özel Güvenlik Birimleri’ni
dikmek için milyarlık ihalelere ayrılmakta, yurt kapılarına yine
milyarlar ödenerek turnikeler ve güvenlik kameraları koymak için
kullanılmaktadır. </span></p><p class="normal_(web) _normal"
style="margin-bottom: 10.8pt; margin-top: 6pt;"><span style="font-size: 10pt;
font-family: 'Arial';">Tüm yapmış olduğu uygulamarla ülkemizdeki
üniversite eğitimini de niteliksiz hale getiren YÖK, Mimar -Mühendislik
alanında da “yetkin yetkili uzman mühendis” uygulamalarının
zeminini hazırlamakta, ve 2005–2006 öğretim yılından başlayarak
üniversitelerin verdiği diplomalara mühendis veya mimar unvanı
yazılmaması için bir düzenleme yapmıştır. Her ne kadar gerekçe olarak
üniversite eğitimin niteliksizliği gösterilse de, asıl hedef tüm meslek
disiplinlerinde olduğu gibi mimar mühendis ve şehir plancılarını
kontrol altına alarak piyasa ihtiyaçları gereğince ucuz ve nitelikli
işgücü sağlamaktır.</span></p><p class="normal_(web) _normal"
style="margin-bottom: 10.8pt; margin-top: 6pt;"><span style="font-size: 10pt;
font-family: 'Arial'; color: rgb(33, 33, 33);">Bizler Artı İvme
Genç’li mühendislik, mimarlık öğrencileri olarak YÖK’ün
istediği gibi düşünmeyen, üretmeyen ve yoz bir gençlik olmayacağız,
YÖK’ün getirdiği tüm uygulamalara hem üniversitelerimizde hem de
meslek alanlarımızda karşı çıkmaya devam edeceğiz, AKP iktidarının
çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile saldırdığı ve
tasfiyesini hedeflediği meslek odamız TMMOB’yi savunmaya devam
edeceğiz ve mühendislik mimarlık alanına yapılan tüm saldırılara
karşı mücadelemizi büyüteceğiz!</span></p></div><p><strong>+İVME
Genç</strong></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder