16 Mart 2011 Çarşamba

Nükleerin alternatifi var mı?

Nükleerin alternatifi var
mı?

Japonya'daki felaketle birlikte pek çok ülke
"nükleer enerji"den vazgeçmenin yollarını aramaya
başladı... Peki nükleer enerjiden vazgeçerken yeni enerji
kaynakları yaratmak mümkün mü? Sürdürülebilir
Enerji Uzmanı Haluk Sayar yanıtlıyor...
"Nükleer enerjinin sonu geldi"... Japonya'daki
nükleer felaketin ardından artık bu başlıkları taşıyan haberler
gündemin ön sıralarında... Peki nükleerin alternatifi var
mı?

Sürdürülebilir Enerji Uzmanı Haluk Sayar, sorularımızı
yanıtladı:

- Sizce nükleer enerjinin sonu geldi mi
gerçekten?

Sonun başlangıcı zaten öncesinden gelmişti.  Nükleer
enerji üzerindeki zaten var olan endişeler, Japonyadaki son
gelişmelerle bugün artık somut bir korkuya
dönmüştür.
İnsanların böyle bir riskle birlikte yaşamak istemeyeceklerini
düşünüyorum. Sonuçta devlet adamları yeni
nükleer santral kurulması konusunda vatandaşlarını ikna etmekte
zorlanacaklardır. İtibarını ve fiyat avantajını kaybetmiş nükleer
enerji santrallerine sahip olmanın, ülkelere siyasi ve askeri
güç kattığını düşünenlerin sayısı bugün
İran örneğinde görüldüğü gibi hiç de az
değil.

Nükleer teknoloji yavaş yavaş yerini yeni ve yenilenebilir enerji
teknolojilerine bırakmak zorunda. Bu kısa süre içerisinde belli
ki olmayacak.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde halen nükleer enerji
santrali inşaatleri devam etmekte. Ancak kuşkusuz son felaket bu
geçiş sürecini hızlandıracaktır.

- Güneş ve rüzgar enerjisi nükleere bir alternatif
olabilir mi?

İnsanların böyle bir riskle birlikte yaşamak istemeyeceklerini
düşünüyorum. Sonuçta devlet adamları yeni
nükleer santral kurulması konusunda vatandaşlarını ikna etmekte
zorlanacaklardır. İtibarını ve fiyat avantajını kaybetmiş nükleer
enerji santrallerine sahip olmanın, ülkelere siyasi ve askeri
güç kattığını düşünenlerin sayısı bugün
İran örneğinde görüldüğü gibi hiç de az
değil.

Nükleer teknoloji yavaş yavaş yerini yeni ve yenilenebilir enerji
teknolojilerine bırakmak zorunda. Bu kısa süre içerisinde belli
ki olmayacak.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde halen nükleer enerji
santrali inşaatleri devam etmekte. Ancak kuşkusuz son felaket bu
geçiş sürecini hızlandıracaktır.

- Güneş ve rüzgar enerjisi nükleere bir alternatif
olabilir mi?

Teknolojiler ne kadar eskiyse, o kadar çok uygulama şansı buluyor
ve vazgeçmesi de o kadar zor oluyor. Örneğin nükleer enerji
santralleri özellikle 1970’li yıllardan itibaren yoğunlukla
kullanıma giriyor. Bugün özellikle birçok
endüstrileşmiş ülke, enerji üretimlerinin önemli bir
kısmını özellikle 20-40 yıl önce yapılmış nükleer
enerji sanralleriyle karşılıyor. Bununla birlikte 1990’lı
yılların ortalarından itibaren kendini teknoekonomik olarak kanıtlamaya
başlamış yeni ve yenilenebilir enerji teknolojilerine geçişin bir
anda gerçekleşmesi mümkün olmayacaktır.
Türkiyenin elektrik üretimindeki toplam kurulu gücü
45.000 MW iken, Türkiye de rüzgar enerjisi potansiyeli 85.000
MW'dır. Sadece Konya ilinin %2,5'u oranında bir alanı güneş
pili ile kaplayabilsek teknik olarak Türkiyenin toplam elektrik
üretiminin tamamını karşılayabiliriz. Türkiye'de
rüzgar kurulu gücü 2.000 MW'a yaklaşmıştır.
Rüzgar enerjisi kurulu gücü önümüzdeki
dönemde hızla artacaktır. Bunun en önemli nedeni rüzgar
enerji projelerinin artık teknik ve ekonomik olarak kendini kanıtlamış
olması ve diğer enerji kaynaklarına göre yatırımcılara daha cazip
gelmeye başlamasındandır. Aynı konu güneş enerjisi teknolojileri
için de çok yakında aynı şekilde
gerçekleşecektir.
Türkiye, önümüzdeki yıllarda enerji üretiminin
hangi kaynaktan ne kadar miktarda karşılayacağını -yenilenebilir enerji
teknolojileriyle ilgili teknik gelişmeleri gözönüne alarak-
planlamalıdır. Nükleer enerjiden kWh başına elektrik üretim
maliyetleri artan santral güvenlik önlemlerinin fiyata etkisyle
birlikte, her geçen gün üretim maliyeti biraz daha
düşen güneş enerjisi santrallerinden üretilen elektrik
fiyatlarına çok yaklaşmıştır. Kısaca fiyat avantajı da
kalmamıştır, nükleer seçeneğin.

Rüzgar ve güneş enerji seçenekleriyle ilgili en
büyük teknik eleştiri kesintili enerji kaynakları olduğu
yönündedir. Rüzgar aynı anda Türkiyenin her coğrafi
bölgesinde aynı anda aniden kesilip, esmeye başlamaz. Üretim
kapasitesinde belirli bir düşme olmasına rağmen, Türkiye de
yaygın bir coğrafyada kurulmuş olan yüzlerce rüzgar santrali
sürekli enerji üretmeye devam edecektir. Güneş enerjisi ise
sadece kesintili olması nedeniyle vazgeçilmeyecek denli
büyük potansiyele sahiptir. Özellikle yazın soğutma
kullanımında artan pik elektrik ihtiyacını karşılamak için ideal
bir çözümdür.
 

- Bunların dışında başka hangi kaynaklar
kullanılabilir?

Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları açısından
oldukça zengin bir ülkedir.
Türkiyenin 31500 MW kurulu eşdeğer güce kadar kurulabilecek
jeotermal enerji kapasitesi bulunmaktadır.

Biyokütle potansiyeli henüz kesin olarak
öngörülmemiş olmasına rağmen çok
büyüktür. Şöyle ki bugün dahi tezek, odun vs gibi
organik maddelerin direk yakılmasıyla toplam birincil enerji ihtiyacının
%10'una yakın kısmı biyokütle ile karşılanmaktadır. Yeni
teknolojiler kullanılarak bu organik atık veya maddelerden çok daha
verimli yararlanmak teknolojik olarak mümkündür.

Çevreye, bölge sosyo ekonomik düzenine ve
kültürel varlıklarımıza zarar vermemek koşuluyla halen hidrolik
potansiyelimizde bulunmaktadır.

- Türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarını ne denli verimli
kullanıyor?

Türkiye henüz rüzgar ve birkaç jeotermal enerjisi
projesinden yararlanmaya henüz başlamıştır. Özellikle
güneş enerjisinden sıcak su üretimi dışında hemen hemen
hiç yararlanamamaktadır. Biyokütle enerjisi 3 ayrı formda
üretilebilmektedir; katı, sıvı, gaz. Birkaç
çöpgazı projesinde başka biogazdan henüz
yararlanamamaktayız. Biodizel konusu üzerinde
düşünülmesi gereken bir başka önemli potansiyeldir.
Bazı Güney Amerika ülkelerindeki olumsuzluklardan ders alınarak,
üzerindeki vergi yükü haifletilirse çok önemli bir
potansiyele sahiptir. Gerek tarım gerekse orman alanlarımızdan
çıkan atıkların doğal olarak çürümeye
bırakılmaktansa, bu kaynaklardan da enerji üretilebilir.

- Enerjiyi verimli kullanmak ne denli önemli? Ne denli
uygulanabiliyor?

Enerjiyi yüksek maliyetlerle, çevreyi yok etme pahasına
üretip, verimsiz kullanmak en büyük mantıksızlık olsa
gerek. Herşeyden önce enerji verimliliğiyle ilgili yapılabilecek
tüm iyileştirmeler yapılmalı. Enerji kaçaklarının minimize
edilmesi için her türlü alt yapı gözden
geçirilmeli, binalarda ve sanayide özellikle eski yapı ve
tesislerde enerji kullanımını azaltacak her türlü önlem
alınmalı. Türkiye'nin enerji verimliliği yasası daha yeni
uygulamaya kondu. Enerji verimliliği konusunda Türkiyenin karnesi
oldukça zayıf. şöyle ki Elektrik İşleri Etüd idaresi
tarafından kullanılanan enerjinin %30'unun tasarruf edilebilir olduğu
ifade edilmişti.

Kısaca enerji üretimi ve kullanımda ilk önce enerji verimliliği
geliyor.
Arkasından üretebildiğimiz kadar yenilenebilir enerji
üreterek,
En son da hala ihtiyacımız kaldıysa, fosil yakıtları en verimli
şekilde kullanarak enerji ihtiyacımızı karşılamamız gerekiyor

- Evinde yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak isteyenler
neler yapabilir? Kendi kendini ne kadar sürede finanse
edebiliyor?

Güneş enerjisinden hem elektrik üretimi hem de sıcak su
üretimi için
yararlanabilirler. Yeni çıkan yasaya göre güneşten
üretilen elektrik, şebekeye 13 cent/kWh fiyatla satılabilecektir.
Aslında bu fiyat beklentilerin çok altında. Ancak fiyatlar hızla
düşüyor. Güneşi bol bir ilimizde 8-10 sene civarında
kendini finase edebiliyor, sonrasında ise üretilen elektrik,
güneş panelleri ömrü boyunca (25 yıl) bedavaya geliyor.
Finans kuruluşlarının sistemin finansmanıyla ilgili,son kullanıcılar
için kazanırken ödeyecekleri yeni finans modelleri
geliştireceğini düşünüyorum. Pasif yöntemlerle dahi
önemli enerji kazançları sağlanabilmektedir. Yeni ev
alacakların artık o yapının "enerji karnesi"ne göre ev
almalarını öneriyorum.

 

Kaynak: Ntvmsnbc

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder